13 Nisan 2023

Türkmenler

     
    Bilhassa Emirdağ'dan Eğret'e ciddi anlamda bir göç dalgası yaşanmış. 19. Yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşen bu hareketliliğin Eğret'e mahsus olmadığı bir gerçek. 

    Emirdağ, Orta Asya ve Ortadoğu'dan Anadolu'ya yönelen göçebe Türklerin ilk uğrak merkezlerinden biri olmuş. Burada bir müddet (bazen bir kaç asır) kaldıktan sonra Anadolu'nun başka yerlerine dağılmaya devam etmişler. Bu göç hareketinden Eğret de kendine düşeni almış. Daha önceki dönemlerde de Emirdağ kökenli Yörük/Türkmenlerin Eğret'e yerleşmiş olması çok normaldir. Kayıtlara geçmediği için onları bilmiyoruz. Yine de Gedikoğlular onlara örnek olarak verilebilir. Her ne kadar Türkmen oldukları yahut Emirdağ'dan geldikleri belirtilmese de Gedikevi Köyü mahreçli oldukları için bu lakabı alan sülale, kaydedilmeyen Türkmenlerden biridir.

    19. yüzyılın ortalarından itibaren gelenler kayıt altına alınmış, konumuz bunlar... 1830 Tarihli kütükte öyle bir ibareye rastlanmazken, 1904 kütüğünde 'Türkmenoğlu' diye kaydedilmiş beş hane bulunuyor. Bunlar; 

    1. Türkmenoğlu Ömer; Arzılar, Tüblek-Türkmenoğlu'lar... Ömer'in babası Musa, Selimlere bekar durup onların kızı Arzı ile evlenerek Eğret'e yerleşmiş. 

    2. Türkmenoğlu Osman; Kürtosman, Yakışır'lar... Ataları Doğu vilayetlerinden Emirdağ'a, oradan Şuhut'a gelmişler. Osman Şuhut'ta doğmuş sonra Eğret'e gelmiş. Tomanlara bekar durup onlardan evlenerek Eğret'e yerleşmiş.

    3. Türkmenoğlu Yörük Halil; Yumruklar, Tüblek'ler... Manavözü Köyünden gelip Eğret'te Eyüplerin kızıyla evlenip yerleşmişler, daha sonra kurulan akrabalıklarla kökleşmişlerdir.

    4. Türkmenoğlu Ahmet; Yörüğoğlular, Tüplek'ler... Türkmenoğlu Yörük Halil ile kardeşler.

    5. Türkmenoğlu Hasan; nesli bugüne ulaşmamış... 

    Konumuzu teşkil eden Türkmenoğlu Hasan'a geçmeden önce, yine Emirdağlı olduğu bilinen: ancak Türkmenoğlu kaydı düşülmemiş üç hane daha var, onları da aradan çıkaralım. 

    6. Emirdağlı Çoban İbrahim; Karıkoca bu iki yaşlı Emirdağlının çocukları yok. Çobanlık yaptığı özellikle belirtilmiş, Eğret'e geldiklerinde evli oldukları anlaşılıyor.

    7. Emirdağlı İbrahim; Muslular, Efe-Yıldız'lar... Ataları Suriye'den Emirdağ'a gelmişler. Son dönemde beş kardeş Emirdağ'dan Çatalçeşme'ye inmişler. O kardeşlerin ikisi ise Eğret'e gelmiş. Biri Daldallardan diğeri Amcalardan kız alarak Eğret'e yerleşmişler...

    8. Emirdağlı Yörük Tahir; Tingildekler; Akyol'lar... Eğret'e en son gelen Emirdağlı olan Tahir, Tingildeklerin dul ninesi ve bir Türkmen olan Ümmühan Hanım ile evlenerek Eğret'e yerleşmiş...

    Türkmenoğlu Hasan

    1855 Yılında doğduğu belirtilen Türkmenoğlu Hasan, aynı doğum tarihli Elif Hanım ile evlenmiş. Eğer kütükte yazılan bu bilgiler doğruysa, Türkmen Hasan'ın Eğret'e geliş tarihi de bir o kadar eski olmalıdır. Tabi doğduktan çok sonra gelmediyse... Akılda tutulması gereken bir başka husus da Eğret'e gelen kişinin Hasan'ın babası Türkmen İbrahim olabileceğidir... O zaman eşi Elif Hanımın Eğretli olabileceği ihtimali ortaya çıkar...

    Emirdağlı Türkmen/Yörüklerin Eğretlileşme süreci, Eğretli bir kızla evlenmeyle başlıyordu. Bu ilk adımdan sonraki kuşaklarda doğal akrabalık gelişimiyle de süreç tamamlanıyor, artık onlar da Eğretli oluyordu. Tabi her Türkmende aynı süreç yaşanacak diye beklemek gerçekçi olmaz. Oğlun yoksa bu sefer süreç tersten işler, kızlarını Eğretlilere vererek oraya yine de kök salmış olursun.

    Türkmen Hasan ailesinde de benzer bir durum yaşandı. Bir defa Hasan'ın Şerife adında bir kız kardeşi vardı, baştan onu söyleyelim. Şerife Hanım, Dedelerin Deliveyis eşi oldu; Aliguru, Hamdihoca ve Akgalak Çaparın nineleridir... Ayrıca kızı Ümmü vasıtasıyla Tingildeklerin Sevgilidedenin de ninesi olur... Bu bilgi burada dursun, biz Hasan'a dönelim...

    Türkmen Hasan ile Elif Hanımın oğlu olmadı. Ayşe ve Fatma adında iki kızları oldu. Ayşe, Hasan'ın anası adı oluyor, 1886 yılında doğdu. Deliveyis oğlu Hüseyin'e, yani Şerife Halasının oğluna vardı. Bir süre sonra Aligurunun anası olacaktır. Ayrıca bir kızı Şefika, yine Tingildeklerin Musa Kasal (Seyfettin Kasal'ın Dedesi)ne varacak... Türkmen Hasan'ın büyük kızı böyle...

    Küçük kızı Fatma/Fadime ise 1894 yılında doğdu. Bekiralilerin Ali'nin ikinci eşi oldu; Buydeycigadirin anasıdır... Buydeycigadirin bir kızı olsaydı herhalde Fadime adını verirdi. Gerçi Onun yerine Palavur, bu adı kendi kızına vererek Türkmen ninesinin adını yaşatıyor... Tabi Palavurun Abisi, Türkmen Hasan'ın adını almış dersek hayalcilik yapmış olmayız...

    Görüldüğü üzere oğlu olmadığı halde Türkmen Hasan'ın Eğretlileşme süreci netice vermiş oldu... Gerçi daha küçük kızını evermeden eşi Elif Hanım vefat etmişti. Kendisi de torunu Abdülkadir'i ya gördü ya görmedi; adını verdikleri Hasan Dadak'tan belki haberdar olmuştur...

    Eğretlilerle evlenen Türkmenler, mutlaka başka bir sülale lakabıyla günümüze ulaştıklarını gördük. Oğlu olmayıp da kızlarını Eğretlilere veren Hasan'ın lakabı değişmedi, hatta sülalesine de 'Türkmenler' denildi.

    Türkmenoğlu Abdullah

    Türkmenler diye anılan bir başka aile de Müdüroğlular... Halbuki onların Mollahmetler mensubu oldukları malum. Biraz araştırınca, Türkmenler yakıştırmasının Müdüroğlunun anası Sultan Hanımdan kaynaklandığı anlaşılıyor. Meğer Türkmen Hasan'a benzeyen biri daha varmış; Türkmen Abdullah... Onun da oğlu olmamış, üç kızı var... Kütükte kayıtlı olmamasının sebebi, 1904'e gelindiğinde karı koca hayatta olmamalarıdır...

    Türkmen Abdullah ile Ümmühan Hanımın üç kızını tespit edebildik; Eşe, Ayşe ve Sultan... Büyükleri Eşe, 1860 yılında doğmuş. Gobakların Hüseyin eşi; Kelşaban, Körhalil, Körkemal, Gocakazım, Pafıldakmahmutun nineleridir...

    Ortanca kızı Ayşe ise 1869 doğumlu... Apdıramanların Abdurrahman'a vardı; Curağın annesi ve Sıntırırmızan, Garakazım, Danagafa, Bokuşağınapdıramanın nineleri (anneanneleri)dir...

    Türkmen Abdullah'ın en küçük kızı, 1871 doğumlu Sultan ise Mollahmetlerin Ahmet'e vardı. Müdüroğlu Mehmet Ali Eşiyok'un anasıdır...

    Emirdağ menşeli Türkmen/Yörükleri inceledikten sonra, oğulları olmadığı için izleri silinip gitmiş olan bu iki Türkmen aileyi ele almamak olmazdı. Üstelik 'Türkmenler' diye adlandırılan bir sülaleyi yalnız bunlar temsil ediyorken...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder