12 Eylül 2023

Meclis Muhafız Taburunun Kayıp 24 Saati

    
    Kurtuluş Savaşı, Büyük Taarruz ve Eğret mevzuunda çalışırken, tartışılması gereken hususlardan birinin de Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde oluşturulan Muhafız Taburu olduğunu fark ettim... Tarihi ve kurtuluş savaşındaki önemi hakkında yeterli inceleme yapılmamış, yalnız Ankara'daki etkisiyle gündeme gelmiş bu birlik hakkındaki bilgileri kabaca özetleyelim.

    Büyük Millet Meclisinin açıldığı günlerin hemen ertesinde Muhafız Taburunun da kurulduğu anlaşılıyor. İlk Komutanı Yarbay Reşat Bey'in atama tarihi 3 Mayıs 1920 olarak görünüyor. Yalnız bir ay sonra Reşat Bey başka birliğe atanıyor. Tam bu sıralarda Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey, Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa'nın yakın korumalığı göreviyle Ankara'ya çağrılıyor. Bir ay kadar sonra, Temmuz ayında da Muhafız Taburu Komutanlığına ataması var... 1940 Yılına kadar bu görevini sürdürecek... Taburla adeta özdeşleşen İsmail Hakkı Bey'den sonra onlarca askerin kumanda ettiği tabur 2011 yılında lağvedildi...

    Kurulduktan kısa bir süre sonra, Ekim 1920'ye gelindiğinde tabur bini aşkın personel ve yüzden fazla hayvana (at-katır) sahipmiş. Bünyesinde üç piyade ve bir makineli tüfek bölüğü var. Kasım ayında 339 er takviyesi yapılmış... Böylesine güçlendirilmiş bir birliğin görevi Meclisi ve Başkanını korumakla sınırlandırılamazdı. Nitekim senesi dolmadan cephelerde görevlendirilmiş. Çeşitli birliklerin emrinde genelde ihtiyat gücü olarak kullanıldığı savaşlardaki katkısı, bizi asıl ilgilendiren taraf oluyor. 

    İlk defa Batı Cephesine 2. İnönü Savaşında katılıyor. Bu dönemde  Mart ayında Afyon ile birlikte Eğret de işgal edilmişti. Savaşın kızışıp önemli yerlerin kaybedildiği böyle bir zamanda (28 Mart 1921), Mustafa Kemal Paşa Muhafız Taburunu cepheye sürerken İsmet Paşa'ya şu telgrafı gönderiyor: 

    "Büyük Millet Meclisi Muhafız Taburu’nu da yarın öğleye kadar cepheye yetiştirilecek olan diğer kuvvetlerle beraber emrinize girmek üzere şimdi gece saat 00.00’da hareket ettiriyoruz. Bu taburun subay ve erleri seçkin ve muharebe kabiliyetleri pek iyidir. Mevcudu, 900 tüfek ve 6 makineli tüfektir. En iyi bir alaya denktir. Her halde önemli bir anda işinize yarayacağını ümit ediyorum". 

    Gerçekten II. İnönü ve sonraki Kütahya Eskişehir muharebelerinde çok yararlılıklar gösterdi. Temmuz ayındaki çarpışmalarda mevcudunun üçte birini kaybetti. Bu durumda Kemal Paşa, taburun ilk fırsatta Ankara'ya gelmesini emretti. Ordunun Sakarya doğusuna çekilmiş olması Meclisi karıştırmıştı, bu yüzden Muhafız Taburuna Ankara'da ihtiyaç vardı. 26 Temmuzda geldiği Ankara'da 18 Ağustosa kadar kalacaktır. Aslında 5 Ağustosta Başkomutanlığın Mustafa Kemal Paşa'ya verilmesinden sonra zaten ortalık durulmuştu, tabura da ihtiyaç kalmamıştı...

    Derken Sakarya Savaşı başladı. Başkomutanlıktan, Büyük Millet Meclisi Muhafız Taburu’nun emrindeki iki topla birlikte 18 Ağustos’tan itibaren demiryolu ile Ankara’dan ayrılması emri gelmişti. Tabur; 18 subay, 733 er, 155 hayvan, 2 top, 6 makineli tüfek, 12 arabadan oluşuyordu. Eylül ortalarında zaferle sonuçlanan Sakarya Muharebesinden sonra 22 Ekimde tekrar Ankara'ya çağrıldı. Mustafa Kemal Paşa taburun 'dost ve düşmana karşı muntazaman giydirilmesini' İsmet Paşa'dan özellikle rica etti...

    Tabur, Büyük Taarruza kadar geçecek yaklaşık10 aylık süreyi çoğunlukla Ankara'da, bazen de nerede ihtiyaç varsa oraya giderek geçirdi. Büyük Taarruz öncesinde, Ağustos 1922'de Gediz'de bulunuyordu. 25 Ağustos'ta bağlı bulunduğu 8. Tümenle Afyon güneyinde görevlendirildi. 28 Ağustos sabah erken saatlerde Afyon'a girildi. Muhafız Taburu da Vali Vekili olarak tayin edilen Komutanın emrine verildi. Böylece yangınların söndürülmesi ve asayişin sağlanması vazifesi Meclis Muhafız Taburundaydı. 29 Ağustosta Mürettep Süvari Tümeni emrine verilerek Kütahya'yı kurtarma emri verildi. Takip harekatına katıldı, İstanbul'a giren kuvvetlerin arasında yer aldı. 1 Mart 1923'te Ankara'ya, Meclis ve onun Başkanı Mustafa kemal Paşa'yı koruma görevine geri döndü...

    Meclis Muhafız Taburunun cephe macerası böyle... 28-29 Ağustos 1922 tarihindeki durumunu biraz didikleyeceğiz. Tartışmak istediğim mevzu, Taburun bu iki gündeki yaklaşık 24 saatlik zaman dilimidir. Eğret için önemli bu 24 saatin ayrıntısına inmeye çalışalım...

    28 Ağustos'ta ortalık ağarırken Muhafız Taburunun da içinde bulunduğu Kolordu Afyon'a girdi. Ortalık darmadumandı, yangınlar devam ediyordu. 7. Tümen Komutanı Mutasarrıf Vekili tayin edilerek Meclis Muhafız Taburu emrine verildi. Tabur yangınları söndürdü, Yunan'dan kurtarılan malzemeleri düzenleyip şehirde asayişi sağladı. Bundan sonra Kolordu, birlikleriyle akşama doğru Hamamlar bölgesine varıp orada geceledi...

    2. Kolordu Karargahı (Gecek-Ömer) Hamamlar bölgesine saat 18'de varmıştı. 8. ve 7. Tümenler ise daha önce, saat 16.30'da oradaydılar. Tuhaf olan şu ki kaynaklarda Kolorduya bağlı Mürettep Tümen ile Muhafız Taburundan bahsedilmiyor. Bu sırada onlar neredeydi acaba?

    Aslında Kolordu, tüm birliklerinin harekatını planlamış buna dair emrini sabah saatlerinde vermişti. Buna göre Kolordu Belce-Resulbaba hattı doğrultusunda ilerleyecekti. Mürettep Tümen Altıntaş istikametine şose (susa) boyunca düşmana çatana kadar yürüyecekti. 8. Tümen doğrudan Belce'ye, 7. Tümen ise Altıntaş şosesinden Belce-Çatalçeşme hattını tutacaktı. Bu emirler Tümenlere ulaşmadan, gelen yeni Ordu emriyle Kolordunun Hamamlar bölgesinde toplanması isteniyordu. Yeni duruma göre 1. ve 2. Ordu arasındaki görev sınırı Afyon-Kütahya şosesi olarak belirlendiğinden Tümenlere gönderilen emirler güncellendi ve akşama doğru Hamamlar bölgesinde toplanıldı. Mürettep Tümene verilen şose boyu ilerleme emri de güncellenip Çatkuyu-Olucak hattı istikamet veriliyor. Yalnız bu  hatta o sırada kıyamet var...

    Kolordunun Afyonkarahisar'dan çıktıktan sonra 28 Ağustos harekatına dair alınan verilen emirlerde Muhafız Taburunun adı geçmiyor. Bu, Taburun kuruluş amacı ve yapısıyla ilgili bir durum olsa gerek...

    Mustafa Kemal Paşa ve Büyük Millet Meclisini koruma amacıyla oluşturulan Tabur, iyi eğitimli bir özel birlikti. Ülke savaş halindeyken Ankara'da atıl halde bulunması doğru olmadığı için cepheye sürüldüğü vakitlerde de hep özel görevlerde istihdam edildi. İnönü, Kütahya-Eskişehir ve Sakarya muharebelerinde hep böyle oldu; bir Tümen veya Kolordu emrine girip lokal görevler icra etti. Afyonkarahisar'da emniyet ve asayişin sağlanması da böyle bir görevdi. Uzmanı olduğu bu görevin icrasından sonra Kolordu emrinden çıktığı anlaşılıyor. Zira 28 Ağustos Kolordu görevlendirmesinde esamisi okunmuyor...

    Peki Kolordu veya Tümen emrinden çıktığı zamanlarda kafasına göre mi takılıyordu? Elbette bunun böyle olmadığı yakında anlaşılacak...

    Mürettep Tümen 29 Ağustos sabahı saat 5'te Hacıbeyli'de idi. Daha önceden buraya gelip istirahate geçtiği düşünülebilir. Altıntaş istikametine yürüyüşe geçti. Oraya vardığında Süvari Kolordusundan Tümenin onların emrine girdiğini öğrenip yeni emirler aldı. Bu ilk emrin gereğini yapmayı düşünürken aslen bağlı olduğu 2. Ordudan demiryolunu tutmakla ilgili başka emirler geldi... Kafalar karışmıştı. Derken saat 16:30'da Batı Cephesi Komutanlığından otomobille gelen bir subay, saat 10:30'da yazılan şu emri tebliğ etti: "Mürettep Süvari Tümeıni bütün kuvvetiyle önce Kütahya’yı işgal edecek, sonra düşmanın Esikişehir’den çekilme yolunu kesmek üzere İnönü doğrultusuna ilerleyecektir. Bu tümenin emrine Meclis Muhafız Taburu gönderilmiştir." Bir anda üç farklı emirle karşı karşıya kalan Mürettep Tümen elbette Cephe Komutanlığı emrine riayetle Kütahya'ya gitmek üzere Altıntaş'a yöneldi. Geceyi Pusan'da geçirecek... Ama Meclis Muhafız Taburu neredeydi?

    Dün (28 Ağustos)tan beri kayıp olan Muhafız Taburunun yeri hakkındaki tek bilgiyi Fevzi (Çakmak) Paşa'nın Kurmay Subayı Cevdet Kerim'den alıyoruz: "... Garp cephesi karargahından bir erkanıharp zabiti ile gönderilen ve 'Eğret’teki meclis muhafız taburunu da emrine alarak hemen Kütahya'yı zabt edip Eskişehir'den çekilecek olan düşmandan evvel İnönü mıntıkasına yetişmek' vazifesini ihtiva eden emri tebliğ etmişti. Fırka akşama doğru Altıntaş istikametinde yürüyüşe geçti ve geceyi Altıntaş şimalindeki Pusan'da geçirdi."

    29 Ağustos sabahı Eğret'te bulunan Meclis Muhafız Taburunun buraya ne zaman geldiği bilinmiyor. Önceki gün asayiş görevinin tamamlanmasından sonra Afyonkarahisar'dan 7. ve 8. Tümenlerden sonra, öğle üzeri ayrıldığı tahmin ediliyor. Tümenler 16.30 gibi Hamamlar bölgesine yerleşmişlerdi. Tabur Araplı'dan yahut daha doğuda Belce-Dandır aralığından Eğret'e yürüyüşüne devam etmiş olmalıdır. İkisine de dahil olmadığı için 1. ve 2. Ordu görev sınırını oluşturan Afyon-Kütahya yolu onu bağlamıyordu; bu yüzden Belce üzerinden de gelmiş olabilir. Hangi yoldan gelmiş olursa olsun, Muhafız Taburu 28 Ağustos akşam saatlerinde Eğret'e girmiş olmalıdır.

    Afyonkarahisar'daki gibi zor bir görevin Eğret'te de olması düşünülemez. Meclis Muhafız Taburu köye girdiğinde tek Yunan kalmamış, yangınlar söndürülmüştür. Askerini köyde gören Eğretliler derin bir huzur hissetmişlerdir. Bu arada Tabur da o gece dinlenme fırsatı bulmuş oldu... 29 Ağustos sabahına daha dinç uyandılar... 

    Belgelerden anlaşıldığına göre Büyük Millet Meclisi Muhafız Taburu 29 Ağustos Salı gününü de Eğret'te geçirmiş... Cevdet Kerim'in söylediğine göre, Mürettep Tümen Pusan'da gecelerken Tabur hala Eğret'te idi. Ertesi gün (30 Ağustos) Tümen Kütahya'yı kurtardığında, Muhafız Taburu'nun Altıntaş'a yeni yaklaştığı bildiriliyor. Şu durumda Muhafız Taburu Eğret'te en az 24 saat kalmış oluyor...

    Burada Mürettep Süvari Tümenine emir yağarken, Muhafız Taburuna hiç bir emrin ulaşmadığı düşünülebilir. Emrine verilen Taburun gelmesini beklemeden hareket eden Tümenin de böyle düşündüğü anlaşılıyor. 10:30'da yazılan bir emir ancak altı saat sonra 16:30'da arabayla Mürettep Tümene ulaştığına göre, Muhafız Taburuna hiç ulaşmaması veya daha da geç ulaşması, ciddi bir iletişim sorunu olduğunu gösteriyor. Bu yüzden Mürettep Tümen, Taburun gelmesini beklememiş olabilir...

    Başka bir husus daha var... Meclis Muhafız Taburu, bir Kolordu veya Tümen emrinde bulunmadığı dönemlerde emirleri başka bir merciden alıyordu. O merci, temel görevi kendisini korumak oldukları Başkomutan idi... Kütahya'ya yürüme emrini de Başkomutan'dan aldılar. Bunu Fahrettin Altay Paşa'dan öğreniyoruz: "Mustafa Kemal Afyon a geldiği vakit Meclis Muhafız Tabur Komutanı Yüzbaşı İsmail Hakkı'ya (TEKÇE) taburu ile Kütahya ya gitmesini 3. Kolordu kumandanını bulmasını bazı talimatla emretmiş..."  Şu kadar farkla ki vazifeleri Mürettep Tümen emrine girerek Kütahya'yı kurtarmak değil, Kütahya kurtarıldıktan sonra oraya varıp ilgiliyi bulmaktır...

    Hasılı Meclis Muhafız Taburu, Garp Cephesinin emri kendisine geç ulaştığı için Eğret'te bu kadar oyalanmış değildir. O emri hiç almamış, Mustafa kemal Paşa'dan aldığı emir doğrultusunda, kendince vaktinde hareket etmiş ve vaktinde Kütahya'ya varmıştır...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder