26 Kasım 2024

Canali Kışı


    Canaliler sülalesinin bir asrın ötesindeki lakabı da böyleymiş. Yani 1934 soyadı uygulamasında Can soyismini almalarıyla bu lakabı kazanmış değiller. Aksine lakaplarına uygun soyismi alabilen nadir ailelerden biri oluyorlar. Belki bu yüzdendir, her dönemde ailenin en büyüğü Eğretlilerce Canali olarak bilinmiş. Adının Ali olup olmamasının hiç bir önemi yok.

    1940'lı yıllardaki aile büyüğü Mehmet Can'dır. 1897 Yılında doğan Mehmet Can da, ismi Ahmet olarak söylense de o dönemin Canali'sidir. Ali oğlu diye kayıtlara geçtiğine göre gerçek Canali'nin oğlu olsa gerektir. Nitekim Bacı Seydi Değer Dede'nin ölüm defterine 'Canalinin Mehmet Dayının ölümü' diye kaydedilmiş. Buna rağmen 'Mehmet Dayı' köylü tarafından Canali diye anılıyor.

    Zamanın Canali'si, merhum Canali Ali Can ve Şeytanhasan Hasan Can'ın babaları oluyor. Bacıdede'nin defterine vefatını kaydettiği tarih, 28 Mart 1946 Perşembe günüdür. Buna göre elli yaşına merdiven dayamışken vefat ediyor... O gün için Bacıdede'nin kaydı resmi kayıt olarak kabul edilebilir. Eğretlinin hafızasındaki kayıtta ise tarih ve gün ayrıntısı yok, kabaca onun ölümü 'Canali Gışı' diye yerleşmiş.

    Toplumsal hafızaya yerleşen çetin hava şartları çok nadirdir, Canali kışı da onlardan biri olsa gerektir. Benim duyduğuma göre o sene gocagar denilen hiç bitmez ve yaza kadar erimez kar varmış. Canali Mehmet/Ahmet ile karısı Aliciklerin Ümmühan Hanım o yıl, artlı önlü vefat etmişler... 

    Yalnız Canalioğlu Mehmet'in öldüğü 28 Mart günü ayrıca yarım metre daha kar yağmış. Millet gıyneşemiyor, mezar bile kazamıyor, şartlar o derece ağır yani... Bu ağırlık tam üç gün sürmüş... Tam üç gün boyunca Canalinin Mehmet Dayı defnedilememiş, ancak 31 Mart günü cenaze toprağa verilebilmiş. 

    Uzun yıllar o günlerde ortaya çıkan soğuğa 'Canali Kışı' denilmiş. Ölümünü takvimlere böyle kaydettirmiş Canali. Bugün eskiler yaza hazırlanırken ortaya çıkan şiddetli soğuklara hala Canali kışı diyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder