15 Eylül 2021

Bir Efsane, Bir Gerçek Ve Bir Şiir

    Öküzdili de denilen cönklerden bizim köyde bulunmamasından yakınmıştım. Sıradan insanların ilgilendikleri her konuda yazdıkları bu kitapların halk kültürüne kaynaklık ediyor olması önemli çünkü. Eski Eğret ile ilgili her bilgiye ihtiyacımız var. Şu durumda, bir cönk çıkagelse karşımıza ne güzel olurdu. Yakınmamın sebebi bu idi.

    Bugün bana bir yazı ulaştırıldı. Harika bir elyazısıyla kaleme alınmış. Gerçi cönk boyutunda değil, sadece iki sayfa ama; içerik olarak bir cönkte bulunması gereken her şey var. Samimi bir üslup, karşında bir muhatap varmış da onunla konuşurmuş gibi senli-benli ifadeler ve berrak bir dil. Bu yüzden hiç dokunmadan olduğu gibi vereceğim.

    Anıtkaya İblak Dağları hakkında birazcık da olsa bilgi vermek istiyorum. İblak Dağlarının esas Osmanlı tarihindeki ismi İlbulak Dağlarıdır. Biz kısaca İblak deyiveriz; “İblak”, “İlbulak” ikisi de aynı dağlardır. Okuyucum yanılgıya düşmesin deye bunu kaleme almak zorunda kaldım.

    Şimdi başlıca tarihi ve atalarımızdan duyduğumuz isimleri dağlarımızın şöyledir: Başta Resulbaba, doğusu ardıçlarla kaplıdır. Aşağıya doğru Küçükresul Tepesi, Alışlıkoyak, Güçükburun, Meşeliyatak Resulbaba mevkisi içindedir. Hemen batısında Almalı, onun alt kısmında Kirezlik yer almaktadır. Almalı’nın batısında Dombeyalanı, alt kısmında Koca Karanlıkdere ve Küçük Karanlıkdere yer almaktadır. Hemen onun batısında Kayraklı, üst kısmında Demirce, alt kısmında Yayla ve Yayladeresi uzar gider. Hemen onun batısında Şamlı, alt kısmında Mundarcaderesi yer almaktadır. Şamlı’nın batısında Terzigediği, onun alt kısmında Ballıkderesi yer almaktadır. Terzigediği’nin üst kısmında Yörük Mezarları mevcuttur. Onun batısında Kaşkaya, İncegeriş, Balaban yer almaktadır; yine hemen batısında Kuyuderesi yer almaktadır. Kuyuderesi’nin batısında Bahçecik, Kuşboku; alt kısmında Keçiyatakları yer almaktadır. Onun da batısında Evkaya bulunur; orada İblak (İlbulak) Dağları sona erer.

    Sayın okuyucum, bu dağlarda şöyle bir efsane anlatılır:
    Çobanın biri koyun güderimiş. İki taze köpeği varmış bir de yaşlı köpeği varmış. Tabi malum, yaşlandı mı horlanırsın ya, yaşlı köpeğe bakmazmış, öbürlerini çok severmiş. Derken bir gün yemek yimiş, yerden dişini kurcalamaya bir ot almış. Dişini kurcalarken kurt koyuna yaklaşmış. Çok sevdiği genç köpekleri demiş ki “Çabık bir tane al, yarısını sen ye yarısını da biz yiyelim.” demişler.  Koca yaşlı köpek de demiş ki “Yaklaşma! Bir dişim kalasıya uğraşır, sana burdan koyun vermem.” demiş. Çoban bu sesleri duyunca aklı başından gitmiş. Elindeki çöpü atmış, genç köpeklere vermiş sopayı. Bir de dinlemiş ki köpekler “Hav hav da hav hav! Hav hav da hav hav!”… “Heyvah!” demiş, elinden attığı çöpü günlerce aramış; fakat ne çare ki bulamamış.

    İşte sayın okuyucu, evsane de olsa böyle bir otun İblak Dağlarında olduğu rivayet olunuyor. Bu hikaye ile alakalı size bir gerçek anlatacağım
    Bizim Anıtkaya Kasabasında, çok yaşlı erkanıharb Hacı Çolak  isminde bir gazi var idi. Bu zat hemen hemen  üç dört harb geçirmiş; Yemen, Balkan, Çanakkale, İstiklal… Hiç soyunmadan bu harbleri görmüş geçirmiş. Yani şunu anlatmak istiyorum, kellesini alırsın da ağzından yalan alamassın. İşte bu zatın ağzından şahsen ben duydum. Bir kara koyunum vardı öldü, deyor; kafasını köpeklere çobanlar atmışlar. Köpekler kafayı kışlanın dip tarafına götürmüşler, deyor. Karanlıkta kışlaya girdim, aynı yıldız gibi bir şey parleyor. Vardım baktım, kara koyunun kafası söndü. Geri çıkıyon, bakıyon; koyunun dişleri yıldız gibi parleyor, deyor. Şunu anlatmak istiyorum: Çobanın dişini kurcaladığı o otu yiyen hayvanın dişleri o şekil parlarımış.

    İşte Türkiye’nin dağlarında çok ender görünen bu harikuledelik bu dağlarda mevcuttur.

 

                                               İBLAK DAĞLARIM

    Soğuk olur Almalı’nın suları                        Şamnı belin başı bana yurt olur
    Hasret çeker aşiretler burları                     Bu dağlarda aslan, tilki, kurt olur
    Mis kokulu bayırları, kırları                          Bu ayrılık bize yavuz dert olur
    Vefalıdır benim İblak Dağlarım                  Vefakardır benim İblak Dağlarım

    Uzar gider Kayraklı’nın ovası                      Terzigediği’nden aşar yolumuz
    Yükseğinde vardır şahin yuvası                 Yörük Mezarları hemen solumuz
    Deli gönül geçti gençlik havası                   Yeter artık dedi Ömer kulunuz
    Hayırlıdır benim İblak Dağlarım                 Çok hayırlıdır benim İblak Dağlarım

   

 Kahveci Ömer Onbaşı çok hoşsohbet biriydi. Yazı kabiliyetinin de aynı güçte olduğunu bilmiyordum. Keşke tecrübelerini bir cönkte toplasaydı. Allah rahmet etsin.

             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder