Her parçası günaşıktan yapıldığı için biz buna günaşık arabası diyoruz. Böyle bir isimlendirme duymuş da değilim, gelvelakin burada tanıtacağım şeyi başka türlü anlatamam. Çocukluğumuzda yaptığımız gibi "araba" deyip geçsem yine olmaz, çeşit çeşit araba var. Hatta yeni öğrendim, bizden önceki nesil haşeş arabası yaparmış. Herhalde gapçıklarını teker, saplarını da dingil ve ok olarak kullanıyorlardı. Bu kadar geniş aralıktaki araba çeşitliliğinde ayırdedici olması için günaşık arabası diyeceğiz.
Eylül oyuncağı olduğu doğrudur. Günaşık harmanıyla sınırlı bir oyuncaktır. Belki sezon sonunda yapılan arabaları saymamak bile gerekebilir. İyice kurumuş olur malzemeler, görüntüsünden sürüşüne kadar cazibesini kaybeder günaşık arabası. Biraz da ondan bıkmış olurduk; yeteri kadar oynamış, hevesimizi almışızdır. Bir yıl sonra tekrar buluşana kadar ayrılığına katlanabiliriz. Belki de okullar açılmış olduğundan ona fazla zaman ayıramayız, gözden düşmüşlüğünün sebebi budur. Her ne sebeple olursa olsun onun sokaklarda bize yol arkadaşlığı taş çatlasa bir aydır. Eylül sonunda hayatımızdan çıkardı.
Basit bir oyuncaktır günaşık arabası. Ok, dingil ve tekerlerden oluşur. Ok ve dingil günaşık kökünden, tekerler ise kellelerdendir. Bu malzemelerin tamamının göklüğünü üzerinden atıp sararmaya başlamış günaşıktan yapılmasına dikkat edilmelidir. Günaşık gök yeşil ise teker olacak kelleler tam sertleşip düzlenmemiştir. Kökler ise özellikle alt kısım kemikleşmemiştir. Dokular yumuşaktır, araba dayanıklı olmaz. İşte bu yüzden Eylül oyuncağı dedim; Eylül boyunca süren günaşık harmanı dönemi, malzemeler aranan kıvamdadır.
Kalın köklerden birini yol. Dipteki pülçüklü kök ile uçtaki kellenin kıvrımlı kısmını kes at. Sana bir metreden az uzun bir sap kalacak. Bu arabanın okudur, yaprak bağlantı budaklarını bıçakla al, ok yalabık olsun. Bıçak keskin olacak, artık bunu unutmuyoruz. O keskin bıçakla okun kalın ucunun 1-2 parmak yukarısından bir delik açacağız. Enlemesine dingilin geçeceği bu deliği açmak zor değil; fakat dikkatli olmak gerekir. Büyük delik dingil yatağında gevşekliğe sebep olacağından araba sürüşü düzgün olmaz. Dingil sürekli sağa sola döner. Ayrıca geniş delik demek, gerektiğinde dingil ve tekerleri taşıyacak sağlamlıktan yoksunluk demektir. Delik genişledikçe okun yük taşıma kabiliyeti zayıflar. Kemikleşmiş kabuk kesilip alındıktan sonra, içerideki mat beyaz süngerimsi yumuşak dokuyu almak çocuk oyuncağıdır.
Ok hazır kenarda beklerken dingili ayarlayabilirsin. En basiti de dingil zaten. Oktan daha ince bir kök olacağı kesin. Haddinden fazla ince olursa üzerine takılacak tekerleri taşıyamaz, yok çok kalın olursa da ok deliğinden geçemez. Uygun bir kalınlık belirledikten sonra 30 santim kadar kes, dingilin de hazır.
Sıra tekerlere geldiğinde en dikkat etmen gereken bölümdesin demektir. Kellelerin deneli olması iyidir, çiylenmiş gapcıklar iyice kendinden geçmiştir, onlara bakma sen. Bazı kelleler dışa doğru bürtlemiş olur, onlar işine yaramaz. Sana sırtı ve yüzüyle düzgün kelleler lazım. Aynı büyüklükte olmalarına dikkat ederek 6-8 tane ayarla. İdeal olanı, dingile üçerden 6 teker takmaktır. Ucu sivri, sert bir kazıkla kelleleri tam göbeklerinden del.
Dingili al eline. Keskin bıçağınla üzerine dört delik açacaksın. İki delik arası, planladığın kadar teker sır sırta sığacak mesafede olmalı. Dingilin en ucundaki deliğe çivi kalınlığında bir kuru çubuk çak ve göbeği delik tekerleri geçirip bu çubuğa yasla. Sonra İkinci deliğe de çubuk çakarak tekerleri dingile sabitle. Çubuklar bijon vazifesi görüyor yani. Dingilin bir tarafı tamamlandı. Boş tarafını ok deliğinden geçir ve çubuklar yardımıyla diğer tekerleri de dingile sabitle. Tekerlerin çubukla temas edenlerinin yani dış tekerlerin deneli yüzü çubuğa yaslansın. Sırtındaki yumuşak doku çubuğa yaslanırsa sıkışma sağlanamaz. Teker dağılır gider.
Günaşık arabası hazır. Toprak yollarda sürdükçe tekerler birbirine yapışır, araba biçimini bulur, güzelleşir. Yalnız ömrü kısadır. Bir iki günde sıkılığını sağlamlığını kaybeder, kırılır. Üzülmeyip yenisini yapacaksın, köküne gıran mı girdi. Ama ben üzülürdüm. Akşamdan duvara dayadığın arabayı sabah parçalanmış olarak bulduğunda ister istemez üzülüyorsun. Mal maşat avluda, bir de onlar duvar kenarına parkedilmiş şeyi araba olarak görmüyor ki. İnekler tekerlerine, eşekler ise dingille okuna bayılırlardı.
Günaşık harmanı sonuna kadar 3-5 defa araba yapmışlığım vardır. Başarılı olamadım ama; çift dingillisini bile denedim. Bu konuda benden beter fantazi hastaları vardı. Koca bir günaşık kellesini direksiyon gibi oka takıp hem çitleyen hem çevirenini mi ararsın; çift ok deneyip her birine dikiz aynası takanını mı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder