İkisi oğlan dördü kız, altı çocuğunu tespit edebildik. Yaşlarına göre şöyle sıralanıyorlar; Fatma, Ayşe, Mustafa, Arif, Ümmühan ve Şerife... Bunların en büyüğü olan Fatma, Arzıların Arzu Ninesinin oğlu Ömer eşidir... İkinci kızı Ayşe'nin doğum tarihini bilemiyoruz. Bunun sebebi, zamanın Eğret nüfus kayıtları tutulduğu sırada gelin olup köyden ayrılmış olmasıdır. Söylendiğine göre Akören veya Dandır'a gitmiş... Üçüncü kızı Ümmühan, Körüslerin Mehmet eşi oldu. Kocası Çanakkale'de kaldı. Kızı Zehra, Canalilerin Ali Can'a vardı. Kısaca Ümmühan Hanım, Ahmet Can ile Mehmet Can'ın nineleri (anneanneleri)dir... En küçük kızı Şerife, 1889 yılında doğdu. Dedelerin Süleyman'ın ilk eşi oldu; Hamdihocanın anası, Küpçünün ninesidir...
HAMSİNCİ
İdirizlerin İbrahim'in büyük oğlu 1879 yılında doğdu. Ona Mustafa isminin verilmesi, dedesinin adı olmasındandır... Ayanoğlu Ömer kızı Zeliha/Zele ile evlendi. Zele Hanım Patlaklardan Davılcı İbram, Çete Mehmet, Gaygısızın halalarıdır... Ayrıca Zele, dört kız kardeşin en küçüğüydü. Bundan ötürü İdirizlerin Mustafa; Yetimlerin Ahmet, Çatalların İbrahim ve Tongulların Hasan ile de bacanak oldu...
Mustafa, adından ziyade lakabıyla tanındı. 'Hamsinci' denilmesinin sebebini bulamadım. 'Elli' manasına gelen 'hamsin' kelimesiyle ilgili olduğu kesin gibi... Hayatının bir safhasında bu sayının önemli bir yeri olabilir... Ayrıca bu kelimenin iki terim anlamı var. İlki, Hıristiyanların Gavurküfürü/Paskalyadan elli gün sonra kutladıkları bayrama 'Hamsin Yortusu' deniliyor. Bunun İdirizlerin Mustafa ile alakası olamaz. İkincisi daha mantıklı geliyor; Erbain denilen kırk günlük sert kıştan sonra gelen ve 22 Marta kadar devam eden elli günlük kış dönemine 'Hamsin' deniliyor. Bu kavramları eskiler çok kullanıyordu, iki döneme birden 'Doksan' diyorlardı... İşte Mustafa'nın lakabı kelimenin bu son anlamıyla ilgili olmalıdır. Nitekim havanın güzel olduğuna aldanıp koyunları hamsinde kırktığı, bunun sonucunda hayvan kırıldığı için kendisine bu lakap takıldığına dair bir şeyler duydum. Bu açıklama mantıklı geldi...
Zele Hanımdan emin değiliz; ama Hamsinci 1958'de vefat etmiş. Kütüğe Zele Hanım'ın 1940'ta öldüğü işlenmiş; bununla beraber Bacıdedenin defterine göre, bunlar karı koca arka arkaya 1958 ve 59'da vefat etmişler... Çocuklarına bakacak olursak; üç kızı ve bir oğlu oldu. Yaş sırasına göre isimleri Rahime, Mehmet, Şerife ve Raziye'dir... Büyük kızı Rahime, 1911 yılında doğmuş. Onun hakkında bilgimiz yok. Ortanca kızı Şerife, halasının oğlu Arzıların Ahmet'e vardı; Hademe Veysel, Alessan ve Akgabağın analarıdır... Küçük kızı Raziye (Iraz) ise Alçakların Halil İbrahim'e vardı. Iraz'ın anası Zele, Ayanaoğlular/Patlakların kızıydı; Alçaklar da öyle... Iraz Hanım Alçakların Mehmet ile Adem As'ın analarıdır...
Deli Mehmet
Hamsincinin tek oğlu Mehmet, 1913 yılında dünyaya geldi. İleride 'Deli Mehmet' olarak bilinecektir. Hatta başkalarından ayırmak için 'Hamsincinin Delimehmet' derlermiş...
Delimehmet, Boduoğlu kardeşi Hafize ile evlendi; adını aldığı Hafize ninesi ile Delimehmetin anası Zele kardeş... İkisi oğlan, beşi kız olmak üzere yedi çocukları dünyaya geldi. 1943 Doğumlu Mükerreme 3 yaşında vefat etti, onu saymıyoruz... Büyük kızı Cemile, Gocakazımın ilk eşidir. İkincisi Atike, Deligızların Arif'e vardı. Ortanca Mükerreme/Müker Güdükahmet oğlu Emin Işılak eşidir. Meryem/Merin, Danaların Mehmet Duran'a; en küçük Havva da Timitirinin Mehmet'e vardılar...
Delimehmet 1976 yılında vefat etti. Karısı Hafize Hanım ise ondan yirmi yıl sonra, 1996'da öldü...
DELİGIZLAR
Küçük oğlu, abisinden iki yaş daha küçüktür; 1881 yılında doğdu. Adının Arif olması, Arefe günü dünyaya gelmesinden olabilir... Selimler/Çolömerlerden Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım; Şampaya, Efekçi, Selimhoca, Seyrekbasan, Cingenömerin halaları olur. Ayrıyeten Ayşe Hanımın üç oğlanın yanında üç de kız kardeşi olduğu için İdirizlerin Arif; Eminlerin Hüseyin, Arapların Gavas İbram ve Doğvellerin Halibram ile bacanak oldu...
Arif'in Ayşe Hanım ile evlenmesi hususunda önemli olan bir nokta da Onun lakabıdır. Gençliğinde deli dolu olması sebebiyle Ayşe Hanıma 'Deli Kız' lakabı takılmış; ama bu lakaplama öylece kalmamış, çocuklarının da sülale adına dönüşmüştür. İdirizlerin Arif çocukları ve onların da çocukları hep 'Deligızlar' diye anılır olmuştur...
Deligızın ikisi oğlan üçü kız beş çocuğu oldu. Yaş sırasına göre bunların isimleri; Sultan, Hatice, İbrahim, Fadik ve Mahmut'tur...
Kızların büyüğü 1908 yılında doğdu. Ninesinin adı olan Sultan ismini koydular. Zamanla 'Hörküle' lakabı takılacak olan Sultan, Garaguzuların Ali eşi oldu; Gavuararif Önkal'ın anasıdır... Ortanca kızı 1911 yılında doğdu. Kayıtlarda Hatice olarak ismi geçse de yakınları Onu Fadime diye biliyor. Fadime Hanım da Veyislerin Delibanın (İbrahim Dadak) ilk eşi oldu; Kesginhalilin anasıdır... Küçük kızı Fatma 1913 yılında doğdu. Fadik olarak bilinirdi, Omarcıkların Gocaısmeyil eşi oldu. Orada Kelapdılla (Abdullah Sağlam)ın anası oldu. Eşi vefat ettikten sonra Yonuzların Halil'e vardı...
Deligız ile İdirizlerin Arif'in kızlarının durumu böyle... Oğullarına geçmeden önce belirtilmesi gereken husus, Arif'in Cihan Harbinden nasipsiz kalmadığıdır. Kafkas cephesinde bulunuyordu, harbin sonlarına doğru Bayburt'ta şehit oldu... Karısı Deligız Ayşe Hanım ise 1939 yılında vefat etti... Şimdi iki oğlu üzerinden Deligızların serüvenine bakalım...
Deligızın İbram
Arif, 1912 yılında doğan büyük oğluna kendi babasının adı olan İbrahim ismini verdi. Anasına izafeten 'Deligızın İbram' diyorlar... Otuzlu yıllarda askere gitti...
Deligızın İbramın askerden dönüşüne dair ilginç bir olay duydum. Nereden geliyorsa, trenden İhsaniye'de inmiş. Soğuk bir kış günü, yerler karlı... Köye ulaşmak için en yakın istasyon İhsaniye imiş; o hattaki Eğret yolcuları trenden İhsaniye'de iniyor, yine trene oradan biniyorlar... Eğlene eğlene yürürken, bir anda uzaktan iki üç canavarın kendine doğru koştuğunu görmüş. Yanında silah ve kendini koruyabileceği bir şey yok... Kaçıp emniyetle saklanabileceği bir ev, kulübe de yok ortalıkta. Tam bir çaresizlik... Bakmış, serenli bir kuyu kararıyor. Haytanınguyu yakınlarındaymış meğer. Gözüne kestirmiş kuyuyu, duvarlarından bir kaç adım aşağı sallanmış. Kurtlar gelip hırlaşmaya başlamışlar, ama bir şey yapamıyorlar tabi... Deligızın İbram canını kurtarmış... Kurtarmış kurtarmasına da... Azgın hayvanlar ümidi kesip çekip gitmiyor bir türlü, kuyunun çevresinde dolanıp duruyorlar. Bu arada İbram, ne kadar güçlü kuvvetli olursa olsun, hep aynı pozisyonda kaldığı için gittikçe yorulmaya başlamış. Başını bir ayak yukarı çıkarsa sivri dişli azgın mahluklarla göz göze gelecek; az daha aşağı inse suya banacak. Daha önemlisi, bacaklar iflas etmek üzere... Durum bu kadar vahimleştiği sırada, uzaktan sıkılan bir kaç el silahın kuyuda yankılanan sesini duydu... Bu anda kurt hırlamaları kesiliverdi... Kuyunun başına gelen avcılar, Deligızın İbramı çekip çıkardılar... Bunlar Karacahmetli Deli Ömer ve arkadaşlarıydı. Kuyunun başında hırlaşan canavarları görünce durumu tahmin etmişler, kuyunun içine saklanan her kim ise onu kurtarmaya koşmuşlardı...
Deligızın İbram, Dandırlı Fatma ile evlendi. Fatma Hanım el değil, Şeherlioğlu Kedimehmetin kızı Fadime'den torunudur... Beş çocukları oldu; bir kız, dördü oğlan... Yaş sırasına göre isimleri şöyle: Arif, İsmail, Gülfem, Seydi Ahmet ve Yakup... Gülfem, Çolakların Selahattin Kurt eşi oldu... İki oğluna geçmeden önce belirtmek gerek; Deligızın İbram 1960 yılında, eşi Fatma Hanım ise 1980'de vefat ettiler...
Büyük oğlu Arif, Hamsincinin Delimehmet kızı Atike ile evlendi. Böylece Gobakların Gocakazım ve Güdükahmetin Emin ile bacanak oldular. Erken dönemde İzmir'e yerleşen Arif'in Rahmi, İbrahim, Mehmet, Fatma ve Cemile adlarında beş çocuğu oldu. Hepsi Anıtkaya dışından evlendiler. Deligızların Arif İzmir'de 2009'da vefat etti, eşi Atike Hanım ise daha önceden 2001 yılında ölmüştü... Çocukları İzmir'de yaşıyorlar...
İkinci oğlu İsmail 1941 yılında doğdu. Şekeralinin kızı Emine ile evlendi. Erken dönemde İzmir'e yerleşen İsmail'in üç oğlu oldu. İbrahim, Çolakların Selahattin kızı (halasının kızı) Emine ile evlendi; adları Ebru, Şeyma ve Aleyna olmak üzere üç kızı var... Veysel, Anıtkaya dışından evlendi; üç kızı, bir oğlu var... Küçük oğlu Metin, Şeytanhasanın Ahmet kızı ile evlendi; İsmail ve İbrahim adlarında iki oğlu var... İsmail İdi, 1985 yılında 44 yaşındayken vefat etti...
Bir diğer oğlu, 1949 doğumlu Seydi Ahmet, Tahirintopal kızı Zübeyde ile evlendi. Halaoğlusu Yonuzların Yunus Yonat ile aynı zamanda bacanak oldular... Üç kızı oldu; büyüğü, Eyüpçetinin Mehmet Hoca oğlu Mustafa eşi; ortanca Meral, Curağın Sami eşidir; küçükleri Fatma bekar... Deligızların Seydi Ahmet de 2001 yılında İzmir'de vefat etmişti. Eşi Zübeyde Hanım ise 2003'te öldü... Çocukları İzmir'de yerleşikler...
Deligızın İbramın en küçük oğlu Yakup, 1950 doğumlu... Avkathilmi kızı Gülfem ile evlendi ve böylece Çakalhüseyinin Bekçi İbrahim Eren ile bacanak oldular. İki oğlu ve bir kızı ile İzmir'de yaşıyorlar... Kendisi 1992'de vefat etti...
Kesgin
Deligızın küçük oğlu Mahmut, 1915 yılında doğdu. Doğal olarak babasını hiç görememiştir... Nedense Mahmut'a 'Kesgin' lakabı takıldı. Çolömerlerin Halilçavuş kızı Selime ile evlendi. Selime Hanım, Kesginin dayısının kızıdır. Ayrıca bu evlilikle Gambırtevfik oğlu Mevlüt ile bacanak oldular...
Üç kızı ve bir oğlu oldu Kesginin; Ayşe, Melahat, Fatma ve Şuayip... Selime Hanım 1966 yılında vefat ettikten sonra, Kesgin uzun yıllar dul yaşadı ve 2000 yılında vefat etti... Kızları Ayşe, Manavların Dodiri eşi; Melahat, Sakaların Guzuguzu eşi; Fatma da Boduoğlunun Cemal eşi oldular...
Kesginin tek oğlu Şuayip, Tekelilerin Danagafa kızı Ülfet ile evlendi. Böylece Haliloğluların Mevlüt Kanat, Delibıdığın Mustafa Soylu, Turabilerin Süleyman Külte ile bacanak oldular. İzmir'e yerleşti ve iki kızıyla bir oğlu oldu. İsimleri Özlem, Mahmut, Öznur... Kızlar Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. 1975 Doğumlu Mahmut ise Çolakların Selahattin'in kızı ile evlenmişti, Simge adında bir kızı var... Mahmut 2015'te vefat etti... Şuayip ve ailesi İzmir'e yerleşikler, ama yılın büyük bölümünü Anıtkaya'da geçiriyorlar...
***
İdirizlerin, İdrisoğlu İbrahim çocukları Hamsinci, Deligızlar ve Kesgin; 1934 Soyadı uygulamasında İDİ soyismini aldı. Aslında bu sözcük, İdirizlerin temel soyadı olan İDİS'ten çok farklı görünmüyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder