Emirahanoğlu Hasan Hüseyin, yani İşofun ablası Fatma ile evlendi. Fatma'nın küçüğü Halime de Dervişoğlu Yahya ile evlendiği için Çiloğlan, Yahyaların Yahya ile bacanaktır...
İki kız, ikisi erkek dört çocukları oldu. 1900 Yılında doğan büyük kızı Azime'yi önce Hassönlerin Mahmut'a verdiler. O vefat edince, yanında oğlu (Guliz Osman) tay olduğu halde Garapaçaların Eyüp Çetin'e vardı. İbrahim, Mehmet, Osman Çetin kardeşlerin anasıdır. 1974 Yılında vefat etti...
Küçük kızı Emine 1912 yılında doğdu. Aynı sülaleden Gazcıoğlu Emrullah'a verdiler. Tahmini olarak bu evlilik, 1928-29 yıllarında olmalıdır. Emine, henüz çocuğu yok, taze gelin iken vefat etmiş...
Kezban Hanım ile Hüseyinhocanın iki kızı oldu. Büyüğü Fadime'yi, Muratlar'da hocalık yaptığı sırada Eşref Hoca'ya verdi. Eşrefhoca, Çaylıoğlunun Karacaahmet'te kalan torunlarındandır. Çaylıoğluların diğer kolu Eğret'e müezzin olarak gelip yerleşmiş ve Böbüler sülalesi olmuştu... Hüseyinhocanın kızı, Eşrefhocanın hanımı Fatma Kurnaz 2023 yılında vefat etti...
Küçük kızı Emine'yi ise yeğeni, Eyüpçetin oğlu İbrahim'le evlendirdi... Bu iki kızından başka bir oğlundan da söz etmek lazım...
Oğlu olmayan Hüseyinhoca, Alibeyin/Kantinin Osman'ın oğlu Mehmet Ali'yi evlatlık aldı. Mahmet Ali, Kantininosmanın ilk hanımındandır; ikinci olarak Hüseyinhocanın bacanağı olan Bezekininalinin kardeşini almıştı. Belki de o evlilik sırasında bu evlatlık olayı gerçekleşmiştir... Osmanköylü bir hanımla evlendirilen Mehmet Ali'nin de bir oğlu ve iki kızı oldu. Mehmet Ali, 1992 yılında 45 yaşındayken vefat etti...
Çilefenin Hüseyinhoca 1984 yılının son günlerinde vefat etti. Bundan sonra Kezban Hanım, Pazaryerindeki evinde tek başına yaşadı ve 2001 yılında O da vefat etti...
Çiloğlanın Resul, daha İresilhoca olmadan önce Demirdelenoğlu Mahmut, namıdiğer Hayta kızı Fatma ile evlendi. Haytanın Halime ninesi, Apdıramanların Mollamustafanın 11 kızından biri olduğunu hatırlatırsak, Resul ile Fatma'nın akrabalığı anlaşılır sanırım...
Tek kızlarına da Fatma ismini verince ilginç bir durum oluştu; annesinin, eşinin ve kızının ismi 'Fatma' idi. Gerçi bu üçlü hiç bir zaman bir araya gelemedi; zira İresilhocanın annesi 1936'da ölmüştü... Resul Hoca, Takgasların Postacı Ramazan Öncül ile bacanak oldular...
Kızlarını Anıtkaya dışından, İzmir'de oturan Tekirdağlı Saim Beye verdiler... Şükrü ve Resul adında iki oğlu var. İresilhocanın kendi adını taşıyan tek torunu olan Resul, Zehra hanımla evlenmiş. Yusuf ve Şevval adında iki çocuğu var; İzmir'de oturuyorlar...
Büyük oğlu Mehmet'i Tekke Garen (Kayıhan)dan Sevim ile everdiler. Onların da Aysun ve Rabia adlarında iki kızı oldu. Sonra 2014 yılında Mehmet vefat etti... Büyük kızı Aysun, Yurdal ile evli; Berk, Sena ve Sude olmak üzere üç çocukları var... Küçük kızı Rabia da Seyfi Bey ile evli; Yusuf ve Mehmet adlarında iki oğlu var... İresilhocanın Mehmet'in çocukları ve torunları da İzmir'de yaşıyorlar...
Mahmut, Çolağömerlerin Selim Hoca kızı Sultan ile evlendi. Aytaç ve Hatice adlarında bir oğluyla bir kızları oldu. Sultan Hanım 2007'de vefat etti... Aytaç, Dicle Hanımla evli; Batuhan, Deniz ve Mahmut Gökhan adlarında üç oğlu var... Mahmut da çocukları ve torunlarıyla halen İzmir'de yerleşik...
Halil İbrahim ise Nazilli'den Pembe Hanım ile evlendi. Adları Uğur, Onur ve Ayşenur olmak üzere iki oğluyla bir kızları var... Onur, Merve Hanımla evli; Toprak adında bir oğlu var. Ayşenur ise Arif Bey ile evli, Melisa adında bir kızı var, Aydın'da yerleşikler... Halil İbrahim ve ailesi İzmir'de yaşıyorlar...
En küçük oğulları Mustafa ise, Takgasların Posteci Irmızan (Ramazan Öncül) kızı Neriman ile, yani teyzesinin kızıyla evlendi. Haliloğluların Ramazan Kanat ve Keçilerinkazımın İsmail Seçen ile bacanak oldular... Sinem adında bir kızları Tokatlı Sefa ile evlendi; Gebze'de oturuyorlar... Mustafa ise eskiden beri yaşamak zorunda olduğu İzmir'den emekli olunca ayrıldı ve Afyon'a yerleşti. Günlerinin çoğunu Anıtkaya'da geçiriyor...
İresilhoca kendine has bir kişilikti. Sakin ve vakur tavırlarıyla insan ilişkilerinde çok başarılıydı. Karşısındakini, ettiği bir iki laf sonrası hemen sakinleştirir, çaktırmadan terapi ederdi. Konuşmanın tartışmaya dönüştüğünü hissettiğinde; dingin üslubu ve yarı yumuşak yarı gevrek ses tonuyla hemen müdahale edip mevzuyu rayına oturturdu. Karakterinin bir parçası haline gelmiş bu tavır, onun bütün mevcudatla iletişimini de sağlıyordu. Dolayısıyla sadece insanlar değil; hayvanlar, bitkiler hatta zaman zaman eşya ile konuştuğunu zannederdin...
El becerisi teknik zekasıyla birleşince ortaya ilginç eserler de çıkmıyor değildi. Dambeşe çıkmadan, aşağıdan kumanda ederek, direkteki tv antenini ayarlamak için bir mekanizma geliştirdiğini duymuştum. Elektronik değil mekanikmiş; ama uzaktan kumandalı uydu anteninin atası kabul edilebilir... Ondan geriye kalan alet edevatla şimdi minik bir tenikeci atölyesi kurulabilir...
Bir dönem bakkal dükkanı çalıştırarak ticaret dünyasına da giren çok yönlü İresilhoca 1998 yılında vefat etti. Eşi Hayta kızı Fatma Hanım ise 2016'da rahmetli oldu...
Abdıramanların Çiloğlan, ağabeyleri gibi 'Kirkit' soyadını almıştı. Bir zaman sülalede bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkınca, kontrol amacıyla Kirkit soyadlı herkesi sık sık şehre çağırıyorlardı. Çok zahmetli ve masraflı bir süreçti. Ayrıyeten sülale geniş olunca resmi işlerde isim-soyisim benzerlikleri karışıklıklara yol açıyordu. Bütün sebepler birleşti, 'tam sırası' denilip AYAZ soyadına geçildi. Nüfus Memurunun işgüzarlığı nedeniyle o soyisim kayıtlara AYAS olarak geçti. Soyadı düzeltme olayı 1937'den önce gerçekleşmiş olmalıdır, çünkü Çilefe Mehmet Ayas o sene vefat etti...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder