21 Ağustos 2021

İşte Harman

 

    Ekin biçilip tarla paklanırken daha sap çekmeye başlamadan harmanyerinde hazırlıklar da başlar. Bu hazırlık harmanyerini gelecek sapı dökmeye hazır hale getirme işlemidir. Harman süpürgesiyle ıramasların yeri bir güzel süpürüldükten sonra saplar dökülür.

    Harman denilen ileşberin  hasat sezonu tam da budur. Bir yandan sap çekilirken diğer yandan da sapları saman haline getirip deneyi alma işi. Harmanyeri çok geniş olmadığı için orak, sap, düven, savurma, çalkama vs. bütün işler aynı zamanda yapılmalıdır. Fazla sap birikmeden birkaç harman sürülmeli, yeni harman serilmeden bir tınaz savrulmalı, fazla saman yığılmadan bir çeç çalkanmalıdır. Bu sürecin özünü oluşturan ve adına harman denilen işlem de düven sürmedir.

    Sap çekme ve orak ne kadar çiğde, serinde yapılırsa düğen de tam tersine sıcakta sürülür. Sapın kolay kırılması için. Öncelikle 10-15 metre çapında bir daire oluşturacak şekilde ıramas yayılır. Harman süpürgesiyle zemin temizlenmiştir. Sapın boyu ilk anda kabarık olduğu için henüz düveni koşmadan hayvanlar üzerinde dolaştırılarak harmanın yatışması sağlanır. Bu yapılmazsa düvenin ağzında saplar yığılarak sağlıklı sürme yapılamaz. Her şey hazır olunca hayvanlar düğene koşularak harman üzerinde düğeni döndürmeye başlarlar. Ağırlık olsun, taşlar keskin olsun diye sürücü de düğen üzerindedir. Bazan bu ağırlık yetmez, bir de kocaman taş kondurulduğu da olur.

    İş artık hayvanları durmadan sürmededir. Terbiyelerle veya örendireyle iyi kumanda edilen hayvanların harman dışına çıkması engellenir, bir de öyle dikkat edilmelidir ki düğen hep aynı yerden geçmesin, güzergah eşit bir şekilde harmanın her yerine uğrayacak şekilde ayarlansın. Böylece her taraf aynı derecede ezilince harmanın aktarılma vakti gelmiştir. Bir harman yığılma durumuna gelmeden iki veya üç kere aktarılır. Bu harmanı tersyüz etme işlemidir. İlk aktarımda henüz saplar tam saman olmadığından dirgen kullanılır. Diğer aktarımlarda dirgen sapı tutmayacak halde olduğundan bu iş yabaltıyla yapılır. 

    Harman aktarma bir bakıma hayvanlar için dinlenme fırsatıdır. Fakat aynı anda başka bir harman daha varsa hayvan yine de boş bırakılmaz, o harmana koşulur. Harmanyeri müsaitse ve koşum hayvanı da varsa aynı anda birden fazla harman sürülülebilir. Bu biraz da zenginlik alametidir.

    Düğen sürerken dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de hayvanı harmana pisletmemektir. Bu temizlik için olduğu kadar, harmanın ezilmesini engellediği için daha önemlidir. Oluşacak nem, o bölgedeki süreci yavaşlatır. At eşek gibi hayvanların pisliğini avuçlayıp atmak zor değildir ama; iş öküze gelince çetrefilleşir. En iyisi hayvan daha çıkarmadan kuyruğunun altına bokçayı dayamaktır. Bez saramayacağına göre en iyi yolu bulmuş vatandaş. Demek ki düğende bulundurulması zorunlu şeylerden biri de bokça. Küçükken çok güldüğüm bu iş aslında can sıkıcıdır ve çok sık tekrarlanır. Uyanık olacaksın, bir gözün hayvanın kıçında olacak. Kaçırırsan avucunla dışarı taşımak var. Bokçaların boşaltıldığı küçük bokluklar harmanyerlerinde mutlaka göze çarpardı.

    Uzun yaz günlerinde iyi döndürülürse bir günde bir harman yığılabilir. Harman yığmak, sürme işinin bitirilip harmanı tınaz olarak yığmak demektir. Bir günde yığabilmek için hemen hemen düğenden inmemek gerekir. Bahsettiğimiz diğer işler de yürütüleceğine göre harman sürmeye bir kişi bağlamak doğru olmayabilir. İşte bu yüzden düğeni ihtiyarlar veya çocuklar sürer. Daha işe yarar kişiler için orak, sap vs. gibi daha ağır işler vardır. Kim olursa olsun gün boyu düğen üzerinde ayakta durmak çok yorucu olacağından düğen üzerinde  oturak veya ters çevrilmiş bir teneke bulundurulur.

    Eski Kütahya yolunun kenarına isabet eden harmanyerlerinde, yerli yabancı turistlere bu düğen sürme işi ilginç gelmiş, durup düğene binen ve fotoğraf çekenleri de çok olmuştur. Böyle yerler, yani susaya yakın harmanlar çok fazla değildi. Kayalardan başlar, Bunar'la devam eder ve Çorbeci Guyusunda biterdi. 

    Düğene binmek yalnız şehirliler için değil, köylü çocuklar için de çok eğlenceli bir iştir. Atların çektiği, hızla dönen düğenden bazan düşmek, sonra koşarak yetişip tekrar binmek, olmadı bir sonraki tura düştüğün yerden devam etmek, saman içinde yuvarlanmak tatlı gelirdi bize. Yalnız bunu bir oyun olarak gördüğün müddetçe bu böyledir. Eğer evin küçüğü olarak yapman gereken bir iş olarak düşünüldüğünde çok da zevk alındığı söylenemez. İkmale kalan bir çocuğun düğen sürerken ders çalışmak zorunda olduğunu düşünün mesela. Böyle bir öğrenci düğen sürmüş müdür. Evet, öküzlerle düğen sürerken kitap okuyan birinden bizzat duydum.

    Tabi şimdi fotoğraf çekimi için bile düğen bulamıyorsun, o başka.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder