26 Ağustos 2021

Kurtuluştan 15 Yıl Sonra Eğret Nahiyesi

     Cumhuriyet Gazetesinde 1937 yılında üç günlük bir yazı dizisi yayınlanıyor. Y. Mazhar Aren imzasıyla yayınlanan bu haber Köy Kalkınması konusunu işliyor. Afyonkarahisar'a bağlı Eğret ve Sincanlı nahiyelerini merkeze alarak hazırlanan bu inceleme yazısı 3, 5 ve 6 Ekim 1937 tarihlerinde çift sütuna tam sayfa olarak yayınlanıyor. Nahiyelere bağlı köyler de işin içinde olsa bile nahiye merkezleri araştırmanın göbeğini oluşturuyor. Bu yüzden yazı dizisi Eğret'in o günkü ekonomik sosyal ve zirai yapısı hakkında somut veriler içeriyor. Tespit ettiğim bazı hususları kaydedeceğim.

  •   Düşman burada uzun müddet kalmış, ne servet bırakmıştır ne mal. Çekildiğinde tavuk bile tükenmişti.
  • Yunan badiresinden sonra 15 sene içinde Eğret'te 1474 aile tarafından; 2255 çift koşum hayvanı, 5110 adet sığır ve 175 koyun sürüsü tedarik edilmiştir.  
  • Bu servetin elde edilmesinde devletin hiç bir katkısı olmamıştır. Ziraat Bankası kanalıyla Hükümetin ayırdığı bir miktar para, halkın yedi yıl süren kıtlıktan kurtulmasını ancak sağlayabilmiştir. Ziraat Bankasının verdiği bu cüz'i kredi haricinde halkın borcu yoktur.
  • Eğret'teki koyun sürülerinin 69 tanesinin sahibi şehirde oturmaktadır, köylü ortakçı konumundadır.

  • Eğret'te buğday üretiminde verimli-orta verimli-kıraç topraklardaki durum şöyledir: 3 köyde verimlide bire 15, orta verimlide bire 6, kıraçta bire 3; 7 köyde verimlide bire 7, orta verimlide bire 5, kıraçta bire 3; 11 köyde ise verimlide bire 5, orta verimlide bire 0 ve kıraçta bire 3'tür.

  • Eğret'in verimli toprakları, vadilerdeki özler ve tepe eteklerindeki taban yerlerle sınırlıdır.

  • Kurtuluştan sonra köylünün elinde kalan koşum hayvanları kasaplık duruma gelmiş öküzlerdi. 15 yılda bunlar gençleştirildi, son yıllarda öküz ve mandanın yanında at kullanımına başlandı. Bugün koşum atı kullanma oranı % 8-10 civarında.

  • Eğret'te toplam 1.320 çiftçi aile;  111.000 dekar ekilebilen, 79.200 dekar nadas arazi ile alakadardır, aile başına düşen ekilebilen arazi 85 dekardır. Bu kadar araziyi aileler hayvanlarla ancak işleyebildiğinden traktör buralar için gereksizdir. Nadasa bırakılan araziler her yıl devreye girmiş olsa bile at devreye sokulur, traktöre yine ihtiyaç olmaz.

  • Buralarda orak makinesi de ekonomik değildir. Onu çekecek iki çift hayvan ve istihdam edilecek kişilerin maliyeti de düşünülürse tırpanla biçmek daha karlıdır.

  • Güçlü koşum hayvanları lazımdır. Bunun için cins boğalar temin edilmeli ayrıca inekler koşum hayvanlarının artığı keslerle beslendiği için gittikçe küçülmektedirler. Sığırlar da ıslah edilmelidir.

  • Pulluk kullanımı süratle yaygınlaşmaktadır. 1934 yılında İzmir Emlak ve Eytam Bankasının elindeki hafif pulluklardan yüzlercesi burada kapışılmıştır. Yine de pulluk kullanımındaki bu hız yeterli değildir, yavaşlığın sebebi ikidir: 1-Fiyatlı olmaları ve tamirinin masraf istemesi, 2-Kuvvetli hayvan istemeleri ki bu da köylüde yok.

  • Mibzer kullanımında da istenilen orana ulaşılamamıştır. Mibzerin olumlu yönleri; 1-Tohumda %20 tasarruf sağlıyor, 2-Kışlık ekimde tohumu 6-7 santim derinliğe bırakarak dondan koruyor, 3-Kuruya ekimde toprağı altüst ederek kurumamasını sağlıyor, 4-Fazla iş görüyor, hayvanla toprağın fazla çiğnenmesine mani oluyor. Buna karşılık üç menfi tarafı var; 1-Her tavda ekime uygun değil, 2-Kuvvetli hayvana ihtiyaç gösteriyor, 3-Pahalı ve tamiri masraflı. Kısaca köylü mibzer istiyor ama bu konuda açmazları var.
  • Eğret için Traktör ve benzeri tarım makinelerini konuşmanın  henüz sırası değildir.

  • Köylüler yeterli besini alamadığından vaktinden evvel ihtiyarlayıp çökmektedir. 55 yaşın üstünde ihtiyar bulmak zor. Nadiren bulunanlar da fazla çalışmaktan kaçanlardır; fakat bu canının kıymetini bilenlere de "tembel" deniliyor.

  • Eğret mıntıkasında köylünün en verimli iş günleri sonbaharda 30 ve kış sonunda 20 gündür. Yılın diğer günleri bu 50 günü merkeze alarak şekillenir. Hava şartları ve sosyal nedenlerle bazen bu elli günün azalması söz konusu olabilir. Bu çalışma günlerinin azlığı nedeniyle köylü buğday tarımına yoğunlaşmıştır. Çok az emek sarfıyla da olsa ürün alınabilen buğday ekmekle köylü kendini emniyette hissetmektedir. Hayat emniyetinden başka bir şey düşünmediği zamanlarda köylü buğday ekmiştir.

  • Köyde zenginler, orta halliler ve fakirler vardır. Çoğunluğu oluşturan orta halliler  kendi aralarındaki muvazenenin bozulmaması için birlikte ve sistematik hareket ederler; aralarından birisinin biraz fazla ilerlemesine tahammül edemezler.

  • Eğret'te köylü borçsuzdur. Şu halde yakında durumunu geliştirecek ve fakat bir noktada gelişmesi de tıkanacaktır. Halbuki Eğret'in pazarı Afyon'dur, orada ürününü pazarlayabildiğini gördükçe üretim ve ilerlemesinde sınır olmayacaktır. Bu yüzden önce Afyon kalkındırılmalı ki Eğret gelişebilsin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder