28 Ağustos 2021

Garımak yok

    "Garımak" fiilini sözlüklerde boşuna aramayın, ben herkesin yerine aradım bulamadım. Benzer bir kelime olarak "karımak" var. Anıtkaya ağzında "k"ler "g"ye dönüştürüldüğü için bu da önemli bir bulgu. Yalnız karımak fiilinin anlamı en eski kaynaklardan beri hep "ihtiyarlamak, yaşlanmak, kocamak, köhneleşmek" biçiminde veriliyor. Bunun bizdeki garımak ile ilgisi yok.

    Anıtkaya'da daha çok çocuk dilinde karşılaştığımız kelimenin anlamı "yan çizmek, vaz geçmek, oyunbozanlık etmek, oyundan kaçmak için bahaneler aramak"tır. Anlaşılacağı üzere bu kavram oyunlarla ilgili. İkili ve takım oyunlarında karşımıza çıkan bir çocuksu durum "garımak" biçiminde dile getirilmiş. 

    Eğlenme ve vakit geçirmeye yönelik oyunlarda pek rastlanmayan bu durum, kazanma ve  ütme amaçlı oyunlarda daha çok karşımıza çıkıyor. Daha oyun başlamadan herkes kuralları bilmektedir. Yalnız o günkü oyuna has özel kurallar varsa oyun başında onların da çerçevesi çizilir. Bunda amaç oyun sırasındaki muhtemel mızıkçılıkları önlemektir. Özel kurallar sıralandıktan sonra bunları pekiştirir gibi "Bak garımek yok ha!" diye de son uyarı yapılır. 

    Çocuğun oyun dünyası düşünülürse bunlar çok katı oyun kuralları gibi görülebilir. Ne olursa olsun oyunu yarım bırakmamaya yönelik tembihler, uyarılar ve kural koymalar biraz fazla gibi duruyor. İşin aslı öyle değil, bütün bunlar keyfi oyun bozmayı, yani garımayı önlemek içindir. Yoksa, insani durumlarda oyun dışı kalma isteği zaten herkes tarafından mazur görülür. Öyle bir durumda "ağılıyın" diyen oyuncu bir süreliğine oyunu bırakmış kabul edilir. (Çünkü zehirlendiği için tedaviye ihtiyacı var, mantığa bak.) Ona karşı hiç bir cezalandırıcı kural işletilmez. Garımak bu değildir, yenileceğini anlayan oyuncunun mağlubiyet damgası yememek veya ütülmemek için kaçma arzusudur.

    Garımak sık rastlanan bir durum değildir. Bir defa yenilgiyi hazmedememenin göstergesi, centilmenlik dışı bir harekettir; kimse böyle bilinmek istemez. Daha önemlisi, "garıcı" damgasını yiyen birini çocuklar bir daha oyunlarına dahil etmek istemezler. Çünkü senden bahsederken "Ha o mu, garıcının teki!" diyorlarsa işin bitmiştir. Bunda yalnız oyun hayatıyla ilgili değil daha fazla bir suçlama anlamı vardır. Garımaktansa alnının akıyla yenilmek en iyisidir. Hiç olmazsa bir sonraki oyunda yenme ümidin var; ama senin için "garıcı" diyorlarsa bir daha oynama hakkını bile bulamayabilirsin.

    Dikkat edilirse şimdiye kadar hiç oyun adı zikretmedim. Sebebi garıma durumunun belli bir oyuna has olmaması, bütün oyunlar için geçerli bir durum olmasıdır. Hatta büyüklerin oyunlarında da kullanılan bir kavrama dönüşmüştür garımak. Kahvede, odada veya sokakta büyüklerin ağzından da eğlenme-kazanma amaçlı oyun ve yarışmalarda bu sözleri duyabilirsin. 

    "Garımak" ile başladık, bak ona bağlı "ağılıyın" ve "garıcı" sözleri ortaya çıktı. Bunlar yalnız Anıtkaya'da kullanılan söz varlığı olarak çok kıymetli. Çocukluğumda oynadıklarım ve gözlemlediklerimle ilgili saydığım söz ve kavramlar köyde hala kullanılıyor. Keşke hiç unutulmasalar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder