Bolvadin kökenli Çakaloğulları 20. yüzyıl başında Eğret'te üç kardeş olarak görünüyorlar. Aile reisi de en küçükleri... Zaten bu üç kardeşin en küçükleri ile iki abisinin babaları farklı. Bundan şunu anlayabiliriz; Eğret'e Bolvadin'den gelen asıl Çakaloğlu Ahmet idi... Yahut gelen çocuklar adını ondan almışlardı...
Emine Hanım, Mustafa isimli bir bey ile evliydi ve 1874 doğumlu Hüseyin ile 1877 doğumlu Bekir olmak üzere iki oğulları vardı. Eşi Mustafa ölünce Çakaloğlu Ahmet'e vardı. Bu evlilikten de 1884 yılında Halil dünyaya geldi. Bolvadinli Çakallar diye bahsedilen işte bu üç kardeştir. Tek tek inceleyelim...
Halil
Evin reisi olduğu için en küçük kardeş Halil'den başlayalım... Ballıcalı Rabia Hanım ile evlendi. Doğum yeri olarak yazılan Ballıca'nın tam olarak neresi olduğu anlaşılamadı... Ve Bolvadinli Çakaloğlu Halil, henüz çoluk çocuğu olmamışken vefat ediyor. Bundan sonra Rabia Hanım'a ne oldu bilinmiyor.
Irafan
Çakaloğlu Halil'in karınkardeşlerinin büyüğü Hüseyin ise, Şaşdımoğlu Halil'in kızı Arife ile evlendi. Arife Hanım, Uykucuömer ile Ömeronbaşının dedelerinin kardeşi oluyor... 1912 Yılında doğan kızlarına Emine adını koydular; çünkü bu, Bolvadinli kardeşlerin ana adı idi... Emine henüz taze çocuk iken Arife Hanım vefat etti... (Bu kız Şaşdım dayısının yanında büyüyecek ve 1946 yılında orada vefat edecektir...)
Bu durumda Hüseyin, tekrar evlendi. Yeni eşi Mollahmetler/Müdüroğlulardan Hafize Hanımdır... Artık bundan sonra Hüseyin'e 'Irafan' denilecek ve Hafize Hanımdan doğan çocukları da 'Irafanlar' olacaktır... At, eşek, katır gibi binek hayvanlarında bir yürüyüş sitili rahvanın Eğret'teki söylenişi ırafan oluyor... Bunun birine neden lakap olduğu hususunda hiç bir fikrim yok...
Irafan ile Hafize Hanımın bir kızı ile dört oğlu oldu. İsimlerini Arife, Ali, Kamil, Hasan ve Mehmet koydular... İlk hanımının adı olan Arife ismini koyduğu tek kızı Bayramgazili Kelveli eşi oldu. Oğlu Veli Rıza'dan torunu olan Ergün Erol, Yörüğoğluların Lütfi damadıdır...
Büyük oğlu Ali 1927 yılında doğdu. Erken dönemde Eğret'ten ayrılıp İzmir'e göçtü. İnşaatlarda çalıştığı için 'Beton Ali' diyorlardı. Hiç evlenmedi, bekar olarak 2006 yılında öldü...
İkinci oğlunun adını Kamil koyması, Hafize Hanımın Çanakkale şehidi abisi sebebiyledir... Kısaca 'Irafanın Kamil' yahut 'Deli kamil' diye bilindi. 1929 Yılında doğdu... Paşanın Hüseyin kızı Ayşe ile evlendi; Müdüroğlunun Çapar ve Dolağın Ahmet ile bacanak oldular... Uzun yıllar köyde orada burada çalıştı, mesela o vakitler hasadı yapılmakta olan üzüm bağlarının bekçiliğini yaptı. Hüseyin ve Birgül adlarında bir oğluyla bir kızı oldu. İkisi de Mılıklar'dan evlenen bu kardeşlerin çocukları olmadı, evlat edindiler... Halen İzmir'de yaşıyorlar... Irafanın Kamil, kendisi 1996 yılında vefat etmiş...
Irafanın üçüncü oğlu Hasan ise Çullugızının kızı Selime ile evlendi. Çullugızı Şerife aşağıda anlatılacağı üzere, aslında emmioğlusu Alosmançavuşun eşidir. Ancak bu kızı Selime önceki eşinden... Erken dönemde İzmir'e taşındılar, orada iki kızıyla iki oğlu oldu. Selime Hanım 2020'de vefat etti, çocukları halen İzmir'de yaşıyorlar...
En küçük oğlu Mehmet 1941 yılında doğdu. Başarısız kalmış bir kız kaçırma olayından sonra Anıtkaya'yı terk etmek zorunda kalmış. İzmir'de Manisalı Yüksel Hanımla evlenmiş, çocukları olmamış, evlat edinmişler. Yüksel Hanım 2015, Irafanın Mehmet de 2017 yılında vefat etmişler...
Eşi Hafize Hanımın etkisiyle olsa gerek Soyadı uygulamasında SIMSIKI soyadını almışlar. 'Irafan Dayı' 1949'da vefat ettikten sonraki yıl, 1950'den itibaren bunu DALGALI/DALGALIOĞLU ile değiştirmişler... Tabi şimdi Anıtkaya'da kimse kalmadığı için bu soyisim bilinmiyor...
Bekir
Üç kardeşin ortancası Bekir'e gelelim... 1877 Yılında doğmuştu. Omarcıklardan Ömer kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım, Dikhasanın halası oluyor. (Ona Emetinin Dik Hasan demelerinin sebebi de bu Ümmühan Hanımın anası yani Hasan Kaya'nın ninesidir. Çünkü aslen Cingenalilerden bu hanımın adı Ümmetullah/Ümmü/Emeti'dir.)... Emeti kızı Ümmühan ile Bolvadinli Bekir'in 1910 yılında bir kızları oldu, adını Emine koydular; bu Bekir'in ana adıydı. 1912 Doğumlu ikinci kızlarına da Kezban adını verdiler. Daha sonra Mustafa adında bir oğulları oldu... Üç çocuktan sonra Ümmühan Hanım vefat etti.
Bekir'i üç öksüzüyle şimdilik başbaşa bırakalım ve başka bir hikayenin izini sürelim...
Tekirgızıları incelerken Himmetoğlu Hasan'ın Kelhasan lakaplı oğlundan söz edilmişti. Arapkızı Kezban ile evlenen Kelhasanın, Kadir ve Ömer adında iki oğlu olmuşken Cihan Harbine katılmış ve Çanakkale'de şehit olmuştu. İki oğluyla dul kalan Arapkızı bir müddet böyle idare etti. Büyük oğlu Kadir zaten hasdacaktı, çok yaşamadı. Ömer'iyle tek başınaydı... Kocaya varıp onun bakım ve koruması altında olmalıydı; lakin önünde hukuki bir engel vardı. Her ne kadar eşinin şehit olduğu biliniyorsa da bunun resmen kayıtlara geçirilmesi gerekiyordu, zira o kadar şehidin kaydı henüz tutulmamıştı. Bunun için mahkemeye başvurdu, eşinin şehit olduğunu şahitlerin ifadesiyle kayıtlara geçirdi. Şahitleri de kendisiyle aynı birlikten iki Halil idi; biri Çolömerlerin Halilçavuş (Şampaya babası), ikincisi de Müdüroğluların Halilçavuş (Muzaffere babası)... Yıl 1920...
(Bu mahkeme kararını Arapkızı saklamış. Kocaman bir kağıda yazılı böyle bir belgeyi muhafaza etmek kolay değil, katlamak gerek. Öyle olunca katlanan yerlerinden kırılıp yırtılmış. O yırtığı iğne iplikle dikip tutturmuş, yine de atmamış bir kenara. Çocukları da bir nişan gibi saklamışlar. Torunu Kadir Haykır, onu bir sancağı çıkarır gibi ufak bir sandıktan çıkardı. Amcası Halil Haykır'ın mektep sandığıymış. Hasılı kelam Arapkızı Kezban Hanım'ın kocası Kel Hasanın şehadetini tescillettiği bu belge hala bir onur nişanı gibi saklanıyor.)
Bekir'i üç öksüzle başbaşa bırakmıştık... 1920 Yılına gelindiğinde Kızları 10 ve 8, oğlu ise 5 yaşındaydı. Kendisi gibi bir oğluyla dul kalan Arapkızı Kezban Hanım ile evlenmesinin önünde artık bir engel yoktu. Evlendiler... Yıllar sonra Arapnine (çocuklar ona böyle seslenirlerdi) deyesiymiş ki 'Benimki de şans işte; ilk kocam Kelhasan, ikincisi Kelbekir!..'
Kelbekirin çocuklar da bir yandan büyüdüler... Büyük kızı Emine İlyen (Üçlerkayası)na gelin oldu. Küçük kızı Kezban ise Selimlerden Samancı İsmail eşi oldu. Mustafa'ya gelince... Bunun için başka bir hikayeye geri dönmek gerekecek...
Şaşdımoğlu Mustafa, Müdüroğlulardan Ümmühan Hanım ile evlenmiş, Çolömerlerin Halilçavuş ve İdirizlerin Gambırtevfik ile bacanak olmuşlardı. Üç kız bir oğulları varken Şaşdımoğlu vefat etti. Bu sırada dört çocuğun sonuncusu Ömer çok küçüktü...
Yeñimısdık
Ablaları gelin olan ve kendisi de büyüyen Bekir'in oğlu Mustafa evlenecek çağdaydı... O sırada Şaşdımoğlu Mustafa'dan dul kalan dört çocuklu Ümmühan Hanım ile everdiler. Mustafa'nın babası Bekir esasen yabancıydı, amma Mustafa'yı everirken çok da yabancılık çekmeyeceği birine veriyorlardı. Şaşdımlar Mustafa'nın yabancısı sayılmazdı; çünkü Hüseyin Emmisinin Hanımı Arife, yeni vefat eden Şaşdımoğlu Mustafa'nın halasıydı. Ayrıyeten Müdüroğlulara da yabancı değildi; zira Hüseyin Emmisinin ikinci Hanımı Hafize de onlardandı... Hazır bir eve içgüveyisi olarak gelmişti... Evin önceki beyi ile aynı adı taşıdığı için lakabı da hemen hemen hazırdı: 'Yenimısdık'...
Yeñimısdığın üvey kızları gelin edilirken de akrabalık bağları gözetildi. Mesela büyük kız Ratibe, Samancının Halil ile evlendirilmişti; Halil, Yeñimısdığın öz yeğeni... Dahası var, Gocabıyık Halil'in ninesi İsmihan ile, yukarıda sözü edilen Arapkızının ilk kocası Himmetoğlu Kelhasan kardeş...
Ümmühan Hanım ile Yeñimısdığın da çocukları oldu. 1941'de Hayriye, 1943'te Muzaffere ve 1945'te Sare... Büyük kız Hayriye, henüz gelin olmadan Altıntaş yakınlarında bir kazada 1953'te vefat etti... Muzaffere, Cingenalilerin Süleyman Saçan eşi; Sare de Hacıların İbrahim Azbay eşidir...
1965 Yılında Ümmühan Hanım vefat ettikten sonra Yeñimısdık, tekrar evlendi; ikinci hanımı Olucaklı Ayşe... Ondan çocuğu olmadı; ama Ayşe Hanımla bir kız bir oğlu tay gelmişti... Kızı Nuran, Ösüzömerin Halil İbrahim Acar eşidir. Oğlunun adı Azim... Cücelerin Aziz kızı Emine ile evlendi. Erken dönemde İzmir'e yerleşen Azim'in Olucak'ta da bir evi varmış ve belli aralıklarla gelip gidiyormuş.
Yeñimısdık, uzun yıllar bakkalcılıkla iştigal etti. Belki de Şaşdımlar sülalesinde çok görülen bakkalcılık alışkanlığı bulaştı kendisine... Dükkanın sol tarafındaki direkten sarkan pamuk ipleri ve tesbih şekerleri... Toz şeker çuvalını boşalttığı sandığın üzerine oturmuş, hiç eksik olmayan misafirleri... Teraziyle satışta hep fazla tartan cömertliği... Son zamanlarında, işitme zorluğu çekenlere mahsus bir ritimle başını boynundan hafifçe sallamasıyla çocuk hafızasında yer etmişti...
Lakabını hiç sevmez ve bundan hoşlanmadığını belli ederdi. Hacca gittikten sonra 'Hacıdede' diye hitap ettiğimizde bundan ne derece hoşnut olduğunu keşfettik. Asıl keşfimiz, bunun bize daha fazla günaşık, daha fazla şeker ve gofret olarak döndüğünü anlamamızdır. Bunun ekmeğini birkaç yıl yedik... Sonra biz büyüdük, Hacıdede 1998'de, 83 yaşındayken rahmetli oldu... Eşi Olucaklı Ayşe Hanım ise 2008 yılında vefat etti...
Gambırömer
Arapkızı Kezban ile tay gelen Ömer vardı bir de... Bu yetim çocuğun başına da gelmeyen kalmadı. Dambeşten düştüğü yetmiyormuş gibi, ağır bir şey gelip kafasına isabet etti. Bu kazadan sonra sakatlandı, sırtında oluşan kamburluk sebebiyle lakabı 'Gambırömer' kaldı.
Gambörömer de büyüdü. Selimlerden Gocaguliz (Ali Osman Uysal) kızı Hafize ile evlendi, böylece Omarcıkların Bödü Mehmet, Daldalların Gocayörük ve Halit ile de bacanak oldular. Hafize ile Gambırömerin 1950 yılında bir oğulları olunca adını Kadir koydular. Bu isim, Gambırömerin küçükken ölen abisinin adıydı. 'İncegadir' dediler ve bu ona lakap oldu. Daha yaygın lakabı ise 'Gambırömerin Gadir'...
İncegadir, bir zaman dedesi Gocagulizden kalan yerde ayakkabı dükkanı açtı. Önünde oturur saz çalardı... Fazla yürütemedi o işi... Takgasların Cılımısdık kızı Huriye ile evlendi. Bir kız, üç oğlu oldu. Kızına ninesi Arapkızının ismi olan Kezban adını koydu. Kezban, Tekelilerin İbilinin oğlu Cengiz Taşkın eşidir. Gambırömer ve Gocagulizin adlarının yadigarı iki oğlu Ömer ve Osman erken vefat ettiler. Küçük oğlu Fatih, Hassönler/Şekeralilerin Ali kızı Azime ile evlendi. Ömer, Ernur ve Ela isimli üç çocuğu var.
Gambırömer esasında Himmetoğlu Hasan'ın çocuğu olduğu için, 1934 Soyadı uygulamasında Tekirgızılarla aynı soyismi alarak HAYKIR soy adını kullandı. Kendisi 1974 yılında vefat etti; Gambırömerin eşi Hafize Hanım ise 2009'da öldü...
Halil Haykır
Kelbekir ile Arapkızının taygelenlerinin serencamesi böyle... Ayrıca kendilerinin iki oğulları daha oldu. İlkinin adını Ali Osman, ikincisininkini Halil koydular. Bu isme bir anlam bulmak gerekirse, Kelbekirin karınkardeşi Bolvadinli Çakaloğlu Halil akla gelir. Evlenip genç yaşta vefat etmişti...
1924 Yılında doğup amcasının adını alan Halil, Gavalcıların Bokuşak kızı Fatı ile evlendi. Erken dönemde İzmir'e yerleştiler. Bekir ve Yılmaz adında iki oğlu oldu. Ayrıca 1953 ve 1964 yıllarında oğulları doğmuş. Bokuşağın adı olan Ahmet ismini verdiği bu oğlanlar yaşını görmeden ölünce bu isimde ısrarcı olmamışlar... Kendisi 2003 ve eşi Fatma Hanım 2007 yılında İzmir'de vefat ettiler...
Dedesi Kelbekirin yadigarı olarak Bekir ismini alan büyük oğlu, Yahyaların Gocamat kızı Ünzile ile evlendi. İki kızı bir oğlu var, İzmir'e yerleşikler...
Küçük oğlu Yılmaz, Omarcıklardan Arabeciler Hasan kızı ile evlendi. Fatma ve Betül adında iki kızları oldu; onlar da İzmir'de oturuyorlar...
Ali Osman Çavuş
Büyük oğlu Ali Osman 1922 yılında doğdu... Askerlikteki durumu sebebiyle 'Ali Osman Çavuş' olarak lakaplandı. Diğer bir lakabı da 'Kör Alosman'dı... Bir zaman Anıtkaya'da gözlük taksan 'kör' derlerdi, Ali Osman'a da gözünü kıstığı için öyle demişlerdir; gözleri sağlamdı diye biliyorum...
Alosmançavuş da Çullugızı Şerife'ye içgüveyisi girdi. Bunda annesi Arapkızının etkisi olabilir. 'Çullularla Arapkızının ne alakası var' diyecekler için yine bir hikayeye dönmek gerekiyor...
Arapselimin dört oğlundan en küçüğü Mehmet, Başkimse imamıydı. Yunan, giderken Hocayı şehit etti. Yetim kalan oğlu Selim büyüyünce Çullu kızı Şerife ile everdiler. Aziz, Safiye, Selime ve Mehmet adında dört çocuğu olduktan sonra Selim de vefat etti. Çullugızı Şerife dört yetimiyle dul kaldı ve anası evine döndü... İşte bu dört yetim, Arapkızının dayıoğlusu yetimleridir. Çünkü Başkimse imamı Mehmet Hoca, Arapkızının öz dayısı oluyor. Bu yüzden yeğenleriyle birlikte dul kalan Çullugızını, kendi oğlu Ali Osman'a aldı. Doğru ifade ile söyleyelim; Alosman Çavuşu everip gelini Çullugızının evine yerleştirdi...
Alosman Çavuş ile Çullugızının Bekir, Selim ve İbrahim adında üç oğlu oldu... Çok zebillik çektiler... Sığır-buzağı güttüler... Koşum hayvanları yoktu; her yaz boyunduruğun bir gözüne inek, diğerine eşek koşarlardı. Bununla beraber nadir de olsa yüzüne yerleştirdiği neşesi Alosman Çavuşa yakışırdı. Lakin hayvanlara karşı tavrı farklıydı, çoğu zaman bütün öfkesini onlardan çıkarır sanırdınız. Kış günlerinde malları sulamaya çıkardığında sokağı onun sesi doldururdu. Mal maşata bağırmadığı bir gün hatırlamıyorum... Alosman Çavuş, 1985, eşi Çullugızı Şerife hanım ise on sene sonra 1995 yılında vefat ettiler...
Oğullarının üçü de İzmir'e yerleştiler; ama evlilikleri İzmir'deki Anıtkayalılarla oldu. Büyük oğlu Bekir, Yılıklardan Zele ile evlendi. Gülşen, Levent ve Bülent adlarını verdikleri üç çocukları oldu. Üçü de Anıtkaya dışından evlendiler. Gülşen, aslen Üsküplü Osman ile; Levent, Afyonlu Fatma ile ve Bülent de İzmirli Selen ile... Bekir 2021'de vefat etti, cenazesi Anıtkaya'ya defnedildi; çocukları İzmir'de yerleşikler...
Alosmançavuşun ortanca oğlu Selim, Gobakların Körhalil kızı Aynur ile evlendi. Selim böylece Apdıramanlardan Kelhasanın oğlu Muzaffer Kirkit ile bacanak oldu. Yalnız burada ondan daha önemli bir duruma dikkat çekmeden olmaz. Aynur Hanımın annesi Makbule, Halimenin Mehmetin kızıdır, yani Halise Ninenin... Selim'in adını aldığı, Başkimse İmamının oğlu Selim ile Halise Nine kardeş. Hepsi Arapselimin torunları, Arapkızı da dahil...
Aynur ile Selim'in bir kızı bir oğlu var. Çullugızının adını verdikleri kızları Şerife Anıtkaya dışına gelin oldu... Oğullarının adı Onur. Arabın Muhittin Zenger kızı ile evlendi. İremnur, Aynur ve Zeynep adlı üç kızı var. Çocukları ve kendisi İzmir'e yerleşik olan Selim, yılın bir kısmını Anıtkaya'da geçiriyor...
Çullugızı ile Alosman Çavuşun en küçük oğulları İbrahim 1955 yılında doğdu. Bilallerin Demircimısdık kızı Ümmühan ile evlendi. Eselerin Yusuf oğlu İsa Eminç ile bacanak oldular. Bir kız, iki oğulları oldu. Kızları Ayla, Hacariflerin Arif Varlı eşidir. Büyük oğluna babası Alosman Çavuşun adının Ali'sini isim olarak verdiler. Ispartalı Melek ile evlenen Ali'nin Azra ve İbrahim adında iki çocuğu var. Kınimısdık adı olan Mustafa ismini verdikleri ikinci oğulları bekar.
Alosmançavuşun en küçük oğlu İbrahim, abisi Bekir'den de önce, 2016 yılında öldü. Çocukları şimdi İzmir'de yerleşikler...
Bolvadinli Çakaloğlu Kelbekir, küçük oğlu Halil iki yaşındayken 1926'da vefat etti. Eşi Arapkızı Kezban Hanım ise nerdeyse yarım asır sonra, 1970'te öldü... Kelbekirin oğlu Yenimısdık ve Arapkızıyla müşterek oğulları Halil ve Ali Osman, Arapkızının oğlu Kambur Ömer'in soyadı olan HAYKIR'ı aldılar. Şimdi onların çocukları ve torunları ve çocuklarının torunları bu soy ismini kullanıyorlar...