18 Mart 2022

Hacı Hasan (Hacı Efe)


    Gedikmahmutoğlu Hüseyin'in üçüncü torunu, başka ifadeyle Halil oğlu Hasan, 1871'de doğdu. Hatırlanacağı üzere, Halil'in Hasan adında bir abisi vardı, oğluna onun hatırasına aynı adı verdiği anlaşılıyor... Hasan, önce Eyüplerden Dervişoğlu Eyüp kızı Şerife ile evlendi. Şerife Hanımın ablası Garasatı da Gocalilerin Ali (Şekeralinin babası)na vardığı için onunla bacanak oldular. 1895'te Halil adını verdiği bir oğlu doğduktan sonra hanımı vefat etti. Bunun üzerine Hacılardan Mustafa kızı Fatma ile ikinci evliliğini yaptı. Fatma Hanım Hacının İbramın ablasıdır; ayrıca bu evlilik dolayısıyla Ayanoğlu/Garahmetlerin Osman ile bacanak oldular...  Sonraki dört çocuğu da Fatma Hanımdandır... 

    Hacca gittikten sonra 'Hacı Hasan' olarak anılır oldu, ama çoğunlukla 'Hacı Efe' derlerdi. Bu yüzden yerleşik lakabı Hacıefedir... 

    Dört çocuğunun anası Fatma Hanım pek titiz birisi değilmiş galiba... Bir gün birisi Hacıefenin yakasında bit görmüş... Bu duruma çok sinirlenen Hacı, eşinin üstüne ikinci defa evlenmiş. Bu yeni hanımı da ilk eşinden dul kalan ve vardığı eve ismini lakap olarak kazandıran Veyislerin kızı Aliye Hanımdır. Gerçi Aliye Hanımdan çocuğu yok; lakin ikisi de bu evlilikten memnuniyetini sürekli dile getirmişler...

    Hacıefe aynı zamanda Eğret'in ileri gelenlerinden olduğu anlaşılıyor. Çatalçeşme'de geçici olarak ikamet eden bir zat ile Eğret ahalisinin davası var. Dağ arazisinin bir bölümüyle ilgili olan ve kayıtlara 'Koru Davası' olarak geçen bu davanın muhataplarından biri de Hacı Hasan imiş. 1904 Yılında açılıp 1908'de Bursa'ya istinafa götürülen ve neticede orada da kaybedilen dava sonunda hapis yatanların içinde Hacı Efe de bulunuyor... 

    İşgal günlerini de yaşamış Hacıefe... O yıllarda 10-11 yaşında çocuk olan yeğeni Tatıresil bir gün, Yunanların koyunlarını bitirdiklerinden dem vurarak ağlayıp dert yanmış... Onu teselli ederek 'Üzülme oğlum, bu nalet gavur gitsin, daha fazlasını alırız' diye ümit pompalamış... Sonra dediğini de yapmış, pazara getirilen bir sürü koyunu, sırtında kepenek heybe bulunan eşeğiyle beraber satın almış... 

    Hacıefe Gavur gittikten sonra yeni bir düzen kuracak kadar daha yaşamış ve 1925-26 gibi vefat etmiş... Aliye Hanım onun vefatından sonra evine dönmüş. Çocuklarının anası Fatma Hanım ise 1932 yılında vefat ediyor... 

    Çocukları demişken... İlk eşi Şerife Hanım'dan Halil doğmuştu... Sonra Fatma Hanımdan sırasıyla Hüseyin, Şerife, Fatma, Mahmut ve Mustafa doğdular...

    İki kızından büyük olan Şerife 1903 yılında doğmuştu; onun akıbeti hakkında bilgi bulamadım. Küçük kızı Fatma ise 1908 doğumlu... Veyislerin Körhocanın ilk eşi, Çolak Arif Varlı'nın anasıdır... 1930 Yılında vefat etti... 

    1. Halil

    Oğlanlara gelince... Eyüplerin Şerife Hanımdan doğan büyük oğlunun adı Halil; dedesinin adı yani... Doğum tarihi 1895... İbrahim Amcasının kızı Şerife Hanım ile evlendi. Şerife Hanımın iki kız kardeşi daha var, bu yüzden Halil'in bacanaklarını da zikretmek lazım... 

    Şerife Hanım, üç kız kardeşin en küçüğü oluyor... Ortanca Azime Gobakların Çerçimehmete vardığından Halil'in ilk bacanağı Çerçimehmettir... En büyükleri Kezban'ın durumu biraz daha dramatik. Önce İşofun abisi Emirhanoğlu Mehmet'e varıyor. Kocası Cihan Harbinden dönemeyince iki kızıyla dul kalıyor. Sonra harpten dönebilen Müdüroğluların Halilçavuşa varıyor. Onu da Yunanlar şehit edince yine bir kızıyla dul kalıyor... En sonunda Aliciklerin Kelçakıra varıyor, orada da Çakıriban (İbrahim Ata)nın anası oluyor... Böylece Kezban Hanımın yukarıda zikredilen üç eşi, sırasıyla Hassönlerin Halil'in bacanaklarıdır...

    Halil ile Şerife Hanımın 1924 yılında Ratibe adını verecekleri bir kızları oldu. Ratibe, Şerife Hanım'ın annesinin adıdır; bununla beraber ona Muzaffere de diyorlardı, ne de olsa zaferden hemen sonra doğmuştu... 1928 yılında ise bir oğulları oldu; adı Hasan, O da kendi dedesinin adı...

    Hassönlerin Halil'in vefatı, daha doğrusu vefatının sebebi ilginç anlatılıyor... 1931 yılında Yörüğoğluların odadalar... Kış günü, helva çekiliyor... İş bittikten sonra, yeme faslına geçilecekken birisi şaka amaçlı bir hareket çekip bir tutam yapağıyı helvanın arasına sıkıştırıyor... Una belenen o yapağı parçası da Halil'e denk geliyor. 'Yav ne biçim helvaymış!' filan dese de yutuyor yapağıyı... Bir kaç gün sonra bağırsak düğümlenmesinden vefat ediyor... İki çocuğuna bakalım...

    Ratibe'yi Keçilerin Gulaksıza (İbrahim Seçen)e verdiler... Hasan ise önce Akbaşlar kızı Ratibe ile evlendi, çocukları olmayınca Ratibe Hanımın da rızasıyla Bulduk kızı Azime ile evlendi. (Ratibe Hanım 1978 yılında, 50 yaşındayken vefat etti.)

    Hasan-Azime'nin biri kız dört çocukları var. Büyük oğluna Halil diyerek dedesinin adını koydular. Askerliğini jandarma olarak yaptığı için Halil'in lakabı 'Candırma'  kaldı.  Samancılardan Gamalı kızı Ayşe ile evlendi... Candırma Halil'in öne çıkan en önemli özelliği 'Anıtkaya'da kim kimdir, kimlerdendir' sorularına cevap verebilecek en yetkin kişilerden biri olmasıdır. Önce kendi geçmişini araştırma şeklinde ortaya çıkan bu merakı, sonraları bütün Anıtkaya'yı içine alacak biçimde genişlemiş. Hala araştırmaya devam ediyor...  Candırmanın küçüğü, ortanca oğullarının adı Ali; en küçüklerinin adı da Adem'dir. Tek kızları Şerife'nin adı da Ninesinin yadigarı oluyor... Şerife, Çakıriban oğlu Osman Ata eşidir. Osman'ın Ahmet Dedesi ile, Şerife'nin Halil dedesi bacanak, yani nineler kardeş... 

    Hassönlerin Halil oğlu Hasan oğlu Halil oğlu Hasan'a bir dönemden sonra 'Hassönlerin Hasan' yerine 'Şekeralilerin Hasan' denmesini izah etmek gerekiyor... Hasan'ın babası Halil'in vefatından sonra Şekerali, iç güveyisi olarak Hasan'ın annesi Şerife Hanım ile evlendi. Bu evlilikten, Şekeralinin çocukları olarak Veli, Azime ve Emine doğuyorlar. Tabi bu çocukların Hassönler ile ilgisi yok, Hasan'ın karınkardeşleri... Lakin bu olaydan sonra Hasan ve çocukları da 'Şekeraliler' diye anılıyor... (Zaten Şekerali ile Halil, teyze çocukları olduğu notunu da düşelim.)

    Şekeralilerin Hasan Omak'ın ilk eşi Ratibe Hanım 1978 yılında ölmüştü... Kendisi de 2012 yılında vefat etti... Çocuklarının anası, ikinci eşi Azime Hanım ise 2020'de öldü... Üç oğlu halen Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    2. Çilmahmut

    Gedikoğlu Hasan'ın ikinci hanımından olan ilk oğluna, ilk Hassönün adını, yani Hüseyin'i verdi. 1902 yılında doğan Hüseyin, Garaguzulardan Raziye ile evlendi. Henüz çocukları olmamışken vefat etti üçüncü Hassön...

    1909 yılında doğan Mahmut'un lakabı 'Çil Mahmut'... Ölen ağabeyi Hüseyin'in hanımı Raziye ile everdiler. Beş çocukları oldu, bunlardan ikisi kız... Hatice, Muhsine, Hasan, Halil ve İzzet... Raziye Hanım vefat ettikten sonra Çilmahmut Demirlili dilsiz Kamile Hanımla tekrar evlendiyse de ondan çocuğu yok... Yalnız Kamile Hanımın yanında bir kızı tay gelmişti, adı Şükriye; onu Garaguzuların Mehmet oğlu Veysel’e, yani merhume Raziye Hanımın yeğenine verdiler. Çilmahmut 1984 yılında vefat etti. Kamile Hanım ise ondan sonra Bayramgazi’ye kocaya vardı...

    Çil Mahmut büyük kızı Hatice'ye, kendi anneannesinin adını koymuş. Belki de o doğduğunda annesi Hacıların kızı Fatma hayattaydı, onun isteğiyle bu isim konuldu. Neyse... Hatice, Turabilerin Capbak oğlu Zekeriya ile evlendi... Küçük kızları Muhsine'yi de Terlemezin Mehmet'e verdiler...

    Oğullarına gelelim... Çilmahmut, 1930 yılında doğan büyük oğluna babasının adı Hasan ismini veriyor... Hasan, Sağırların Körhasan kızı Raike ile evlendi. Üç çocukları oldu, biri kız... Adı Hatice olan kızı, Garmenlerin Yusuf eşidir, 2022 yılında vefat etti...Büyük oğlunun adı Necaip, Samancılardan Gocabıyık (Halil Saçak) kızı Türkan ile evlendi. Hasan ve İbrahim adında iki oğlu var. İkisi de Kütahya'dan evlendiler; Hasan'ın Defne adında bir kızı, İbrahim'in Deniz adında bir oğlu var. Necaip oğulları ve torunlarıyla Kütahya'da yerleşik... Çilmahmutun Hasan'ın küçük oğlunun adı ise Mahmut; yani dedesinin adı... Mahmut da Sağırmamutlardan Dilsiz Halil kızı Muhsine ile evlendi. Hasan ve Raikegül adında iki çocuğu var. Turgutlu'dan evlenen Hasan'ın İlkyaz adında bir kızı var.  Raikegül belli ki ninesinin adı, İzmir'de yaşıyorlar... Buradaki 'Hasan' isminde yoğunlaşılmasının tek sebebi, Hassönlerin Hacı Hasan... Çilmahmutun Hasan Omak, 1989; eşi Raike Hanım ise 2002 yılında vefat ettiler...

    Çilmahmutun ortanca oğlunun adı Halil, 1932 yılında doğdu... Bu isim, Çilmahmutun dedesine ait. Önce Şaşdımların Yenimısdık kızı Ümmühan ile evlendi, onun 1964'te vefatı üzerine Eyiceli Müzeyyen ile... Çocukları ikinci hanımındandır...

    Halil'e 'Aşşık Halil' dediler. Bir halk aşığının yanında bulunduğundan dolayı öyle dendiğini duydum. At arabasına saman yükleyerek Afyon'a götürüp satmak, o gün için Eğretlilerin yaygın bir ticari davranışıydı. Aşşık Halil'in arabasına, Bayramgazi'yi aşıp Araplı'ya doğru sallanınca bir kamyon çarptı. Kaza sonrasında günlerce hastanede tedavi gördü. Bacağındaki sakatlığı ölene kadar çekti; bu yüzden en iyi dostu, elinden bırakmadığı değneği oldu, 2010 yılında vefat etti... Aşşık Halil'in üç oğlunun büyüğü Asım idi, 2019'da vefat etti... Ortanca oğlu, Çilmahmutun adı Mahmut'u taşıyor. Küçük oğluna, kendi adı verilmiş: Halil...

    Çilmahmutun 1935 doğumlu küçük oğlu İzzet, Kekliklerin Kelırmızan kızı Esma ile evlendi. İzmir'e yerleşti. Biri kız, üç çocukları oldu. Kızı Fadime Hacametlerin Sarı Şükrü oğlu Osman Patlar eşidir. Burada biraz durmak lazım... Osman Patlar'ın ninesi Dudu... Fadime de büyük ihtimal, Çilmahmutun anasının adını aldı... İşte Fadime'nin büyük ninesi Fatma ile Osman'ın ninesi Dudu kardeş; ikisi de Hacının İbramın ablası... Evlilikler 'nasip kısmet' diyerek tesadüfen yapılmıyor, akrabalık gözetiliyor... İzzet'in oğullarının adları Mustafa ve Mehmet... Anıtkaya dışından evlendiler... İzzet Omak, 2006 yılında vefat etti...

    3. Körmısdıfa

    Hassönlerin Hacasan/Hacıefenin en küçük oğlu Mustafa 1914 yılında dünyaya geldi. Kendisine bu isim verilmesinin sebebi annesidir. Fatma Hanımın babası Hacıların Mustafa idi... Tek oğlu Hacınınibramın çocuğu yok; bu yüzden Onun adı Hassönlerin Kör Mustafa'da yaşıyor...

    Evet lakabı 'Kör Mustafa'; lakin doğuştan kör değil. Yunan işgali sırasında, işgalciler tarafından çıkarılmış gözü. Körlüğünün sebebi böyle...  İlahi bir sebep olarak bir şeyler duydum. Guliz Osman'ın dedesi Alıklı Mahmut ile bir sebepten tartışıyorlar. Bu esnada büyük amcası Mahmut'a annat vurmuş Mustafa. Canı yanan ihtiyar 'Gözün kör olsun!' diye beddua etmiş. Onun bu ilenci yıllar sonra Yunanlıların elinden çıkmış... Diye söyleniyor. Tabi bu söylentide çelişkiler var. Bir defa Alıklı Mahmut ile Mustafa'nın karşılaşmış olmaları tarihsel olarak imkansız. İkincisi, o göz Yunanlılar tarafından çıkarılmış olabilir; ama Mustafa o sırada en fazla 8 yaşındadır, öncesinde bir büyüğüyle tartışma yaşamış olma ihtimali çok düşük. Yine de öyle bir şey yaşandıysa bile Alıklı Mahmut ile değil, onun oğlu Mahmut ile yani Gulizosmanın babasıyla yaşanmıştır...

    Kör Mustafa Olucaklı Emine Hanım ile evlendi. Ona da 'Emiş' diyorlardı. Bir kız, bir oğlan iki çocukları oldu. 1959 Yılında Körmustafa vefat etti... 

    Kızlarının adı Fadime, yani ninesinin adı... Çerçilerden İbrahim'e verdiler... Çerçilerle akrabalık malum...

    Körmısdıfanın tek oğlu Kazım 1943 yılında doğdu. Ali Efe kızı Selime ile evlendi. Onların da üçü kız, beş çocukları oldu. Büyük Kızları Fadime, Mardakların Mücayip'e vardı. Ortanca kızı Ümmühan Anıtkaya dışına gelin olurken; küçük kızı Emine, Galgancıların Halil Aytar eşidir...

    Büyük oğlunun adı Mustafa, dedesinin adı... Daldalların Gociban (İbrahim Honça) kızı Kezban ile evlendi. Mustafa'nın üç çocuğunun isimleri: Şeyma, Burak, Ceydanur... Emekli olalı beri Anıtkaya'da yaşıyor...

    Körmısdıfanın Kazım'ın küçük oğlunun adı da Ali'dir. Ana-dedesi Ali Efenin yadigarı... Hassönlerden Münir'in kızı ile evlendi. Çocuklarına annesi Selime ile babası Kazım'ın adını vermiş...

    Kazım Omak da 2007'de vefat etti. Eşi Aliefenin kızı Selime ise 2016 yılında vefat etti...

    Hassönlerin Hacı Hasan/Hacı Efe'nin çocukları, torunları ve onların torunları 'OMAK' soyadını taşıyor...



16 Mart 2022

Guliz Osman

    
    Gedikoğluların Eğret'e geliş macerasını baştan anlatmıştık. Gedikmahmutoğlu Hüseyin'in torunlarından itibaren de onların Eğretlileşme sürecine yakından tanık oluyoruz.  Büyüğü olan Resul'un çocuklarına Gasaplar/İresiller deniliyor. Onun haricindekilerin tamamı Hassönler...

    Hassönler denmesinin sebebi, ilk Gedikmahmutoğlu Hüseyin Dededir. Aslında O, ilk Hassön'dür de denilebilir. Zira anlamsız gibi duran bu kelimenin aslı 'Hacı Hüseyin'dir... Hüseyin Dede, hacca gittikten sonra böyle anılır olmuş. Halk dilinde bu söz 20. yüzyıla 'Hassön' biçiminde ulaşabilmiş. İşin temeli bu olunca Gasaplar da Hassönler oluyor; ama yeni lakap baskın gelmiş... Bir başka görüşe göre; Gedikoğullarında Hasan ve Hüseyin ismine çok rağbet var, bu yüzden sık sık 'Hasan Hüseyinler' denilirken, bu söyleniş 'Hassönler'e dönüşmüş. Bu görüş de akla yatkın; ama iki ismin birleşiminden oluşan 'Hasan Hüseyin' biçimindeki bir erkek ismi Hassönlerde yok...

    Doğum tarihini bilmediğimiz için; Hassönlerin Halil'in Resil'den sonraki oğlunun Mahmut olduğunu varsayıyoruz. Annesi Şerife Hanım'ın etkisiyle olsa gerek, oğlanların evlilikleri genellikle Veyisler tarafına doğru olmuş... Mahmut'a da Veyisoğlu Osman kızı Fatma'yı alıyorlar... 

    Veyisoğlu Osman, meşhur Böbüdedenin abisidir; oğlu olmadığı için bugünden bakarak onu tarif etmek zor... Tespit edebildiğimiz üç kızı var. İlki ayrı anadan olmak üzere Ayşe'dir ki Sağırların ninesi oluyor... Diğer ikisi Hafize Hanımdan olan kızların büyüğü Hanife, Körselimoğlu Ahmet'e varmış; Gocagulizin anasıdır... Küçükleri Fatma/Fadime/Fatı da Hassönlerin Mahmut eşidir...

    Fadime Hanım ile evlenen Mahmut'un, biri kız biri oğlan iki çocuğu oluyor. 1900'de doğan kızının adı Hanife... Bu isim o yıllarda vefat eden Fadime Hanımın ablası (Gocagulizin anası) adıdır...  Oğlan ise 1902 doğumlu, adı da Mahmut... 

    Herkesin bir lakabının olduğu ortamda Mahmut'a da 'Alıklı Mahmut' diyorlardı. Kuzular kırkılırken orasında burasında tutam tutam tüyler bırakılırmış. Süs olsun, hayvan güzel görünsün diye yapılan bu kırkım tekniğinde bırakılan tüylere 'alık' deniyor. Mahmut'un kuzular hep alıklı olduğundan böyle bir lakap uygun görülmüş.

    Alıklı Mahmut Hicaz'a azmediyor ve oradan dönemiyor... O sırada oğlu taze veya ana karnında... Bu yüzden çocuğa babasının adını vermişler... Yetim kalan çocuklara emmileri kol kanat geriyor... 

    Çocuklara bakıyorlar ama Fadime Hanımı da kocaya veriyorlar; henüz Gedikoğlu Halil Dede ve Şerife Nine hayattalar... Torunlarını yanlarında alıkoyup, dul gelinlerini o sırada ilk eşinden dul kalan Çorbecilerin Hacıaliye veriyorlar. Hacıali de Veyisler/Daldallardan olduğu için yine bu işte Şerife Ninenin etkili olduğunu düşünmek lazım...

   Hicazdan dönemeyen Alıklı Mahmutun yetim çocukları büyüyor... Hanife'yi Hacellerin Şebek Ahmetle ile başgöz ediyorlar. Peki bu yetim kızı gözleri kapalı mı veriyorlar Ahmet'e? Elbette hayır, bunun cevabı yukarıda... Hacıalinin ilk eşi vefat ederken geride bir öksüz bırakmıştı, işte o öksüz Şebekahmettir... Yani karı koca öksüzleriyle yetimlerini everiyorlar... Fadime Hanım, yetim Hanife'nin anası iken birden kaynanası oluveriyor... Şüphesiz bu evlilikte Fadime Hanımın etkisi çok fazladır...

    Hanife'nin küçüğü, diğer yetim Mahmut'u da Apdıramanların Çilefe Mehmet kızı Azime ile everdiler... Adını Osman koydukları bir oğulları oldu... Bu ismin sebebi üzerine kafa yormaya gerek yok... Torunu doğduğunda Fadime Hanım, başka bir evde Hacıalinin eşi de olsa hayattaydı. Bu yüzden kendi babası Veyisoğlu Osman'ın adını koydurdu... Tıpkı merhume Hanife ablasının oğlu (Gocaguliz Ali Osman)a babasının adını verdiği gibi... 

    Kader yine tecelli etti, Mahmut 1926 yılında askerdeyken hastalandı. Kurtulamayıp vefat edince eşi Azime, Garapaçaların Eyipçetine vardı. Oğlu Osman da yanında tay gitti... Bir anda anasız-babasız kalan küçük yetim, dayıları Üseyinhoca ve İresilhoca ile birlikte büyüdü... Büyüyünce de 'Gulizosman' lakabı takıldı. 

    Guliz Osman'ı Hanife Halasının kızı yani Hacellerin Şebekahmet kızı Emine ile evlendirdiler. Böylece Gulizosman; İbişlerin Yusuf, Gasapların İbram ve kardeşi Bidakge, bir de Kınilerin Kazım ile bacanak oldular... 

   Bu arada Gulizosmanın Hacellerdeki Fadime Ninesi 1944 yılında vefat etti. Eyüpçetindeki annesi Azime Hanım ise 1974'te vefat edecektir...

    Emine Hanım ile Gulizin üçü kız, beş çocukları oldu. İsimleri; Satı, Fadime, Aziz, Aynur ve Mahmut'tur... Ayrıca 1945 doğumlu bir kızı daha vardı, Hanife adını verdiği bu kızı üç yaşındayken ölmüş...

    Kızları Satı, Hacellerin Mehmet Ali eşi; Fadime, Emirlahların Şaban eşi; Aynur da Sağırların Hilmi Hoca oğlu İbrahim Hoca eşi oldular. Büyük kızı Satı'nın evliliğinde yine hala-dayı yakınlığı var...

    Anıtkaya belediyelik olduktan sonra iki mahalleye bölündü. Köy Muhtarlığı, Belediye Başkanlığına dönüştüğü için iki mahalleye de muhtar seçimleri aynı dönemde yapıldı. Zafer Mahallesinin ilk muhtarı Guliz Osman oldu...

    Gulizin büyük oğlunun adı Aziz... Gasaplardaki iki Aziz gibi, bu Aziz de Akçaköy'e 'satılmış'... Bu sebeple Aziz adını koymuşlar. Çerçinin Topal kızı Birsen ile evlenen Aziz Faddiklerin Güçcükahmet ve Dombeylinin Ömer ile bacanak oldular... Birsen'in büyük Ratibe Ninesi de Hassönlerden olduğu unutulmasın... İki oğlu bir kızı var. Büyük oğlunun adı Gulizosmandan yadigar olarak Osman konulmuş. Küçük oğlu Ahmet, Körkemalın Adem kızı ile evli; kızı Azime ise Çolakların Selami eşidir...

    Gulizosmanın küçük oğlu, hem dedesinin hem de büyük dedesinin adı olan Mahmut'u almış. Üç kuşak öncesinden amcası, Gasapların İresil kızı Kerime ile evlendi. Bir kız, bir oğlan iki çocuğu var. Kızı Hüsniye, Yılıkların Tenikeci Hüseyin torunu Serdar Tuna eşidir. Oğlunun adı tabii ki Osman... Osman da Tevfiklerin Muhittin kızı Aysun ile evlendi...

    Eşi ve halasının kızı Emine Hanım 2002 yılında, Gulizosman ise 2011 yılında vefat ettiler...

    İlk Hassön (Hacı Hüseyin) torunlarından Mahmut'un torunu olan Guliz Osman'ın soyadı 'KOÇ'... Soyadı Kanunu çıktığında, büyük amcası Hacı İbram kendileri için seçtiği bu soyadına, henüz reşit olmayan Osman'ı da dahil etmiş... 



15 Mart 2022

Gasaplar


    Gedikoğlu Halil ile Şerife Hanımın büyük oğulları Resil 1859'da doğdu. Sebebi anlaşılamadı; ama Resil'in soyundan gelenlere Gedikoğlu demeyi bırakıyorlar, 'Gasaplar' lakabı takılıyor. Eğret ağzıyla isminin telaffuzu olan 'İresiller' yakıştırması da kullanılıyor. 

    İresil, 1862 doğumlu Fatma Hanım ile evlendi. Fatma Hanım da anası gibi Veyisler/Daldallardan... Tam adres belirtmek gerekirse; Fatma Hanım, kardeşi Daldal Hüseyin'in kızını oğluna almıştır. Gasaplarda sık görülen Fatma/Fadime/Fatı isminin kaynağı, İresil eşi Fatma Hanımdır... Bir başka ayrıntı da Fatma Hanımın ablasıyla ilgilidir. Kendisinden üç yaş büyük ablası Neslihan da Apdıramanların Hüseyin'e varmış olup Güdükmehmetin anasıdır. Dolayısıyla Gasapiresil ile Güdükhüseyin bacanaktır...

    Çocuklarına geçmeden önce belirtilmesi gereken bir husus daha var... Halil oğlu Resil, 1897/1898 yıllarının Eğret Muhtarı idi. O yıllarda Eğret'te iki Muhtarlık kadrosu vardı; biri Muhtar diğeri Muhtar Yardımcısı olarak görev yapan bu muhtarların ikisi de aynı yetkiye sahiptiler. 1897/1898'de Gediklerin Halil oğlu Resil ile birlikte Gambırüseyinin dedesi olan Arapoğlu Hüseyin bin Mustafa'nın hangisi muhtar hangisi yardımcı olduğu kestirilemiyor...

    1880'de Bir kızları oldu. Adını Kezban koydukları bu kız, İdirizlerden İdris oğlu Mehmet ile evlendi. Gambır Tevfik ve Dede Mısdık onun çocuklarındandır...

    1881 Yılında adını Ömer koydukları bir de oğulları dünyaya geldi. Ömer de Veyisler/Daldallardan Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanımın babası İbrahim'dir, anası ise  Veyislerce Kurbağı Hala diye bilinir... İlk eşi Hamzaoğlu/Tongulların Mehmet'ten olan bir kızı Dudu, Çorcalıların Godal Ömer eşidir... 

    Ömer ile Ayşe Hanımın dördü kız yedi çocukları oldu. Bunların isimleri; Fadime, Rabia, Zülfü, Refiye, Hüseyin, İbrahim ve Resil'dir... Cihan Harbi sonrasında Gasabın Ömer vefat ediyor... Bir müddet sonra, 1932 yılında ise annesi Fadime Hanım rahmetli oluyor. Hanımı, Gurbağı Halanın kızı Ayşe ise 1943'te vefat edecek... Şimdi çocuklarına dönebiliriz...   

    Önce kızlara bakalım: Fadime, Güdüklerden Yeşil Hafız Abdurrahman eşi (nineler kardeş); Rabia, İdirizlerin Dedemısdık eşi (hala-dayı çocukları); Zülfü, Patlakların Ömer eşi; Refiye, Eyüplerin Eyüp eşidir...

    Arapüseyin
    Erkeklere gelince... Büyük oğlan Hüseyin 1908'de doğdu. Adı dikkat çekmeli... Çünkü dip dedelerin ikisinin, -hem Veyisoğlu ve ilk Daldalın hem de ilk Gedikoğlunun- adı Hüseyin idi... İriliğinden dolayı 'Gocaüseyin' diyen de oldu, simasından dolayı 'Arapüseyin' diyen de... Güdükmehmet kızı Rabia ile evlendi, karısıyla ninelerin kardeşliği unutulmamalı. Nasıl ki kendi adının geçmişte bir karşılığı var, Rabia'nın da öyle; Daldal Hüseyin'in karısının adı oluyor... Araphüseyin 1979 yılında öldü. Eşi Rabia Hanım ise yirmi yıl kadar daha yaşadı ve 2001'de vefat etti...

    İkisi kız altı çocuğu var. Mesudiye/Maksude, Ömer, Battal, Mevlüt, Ayşe, Şerafettin...  Büyük kızı 1926 doğumlu Maksude, Gobakların Kelşaban eşiydi, 1952 yılında vefat etti... Arapüseyinin küçük kızı Ayşe ise, Güdüklerin Yeşilhafız oğlu Cemal eşidir. Hatırlanacağı üzere, Yeşilhafız Abdurrahman da Arapüseyinin ablasını almıştı. Şu halde yine hala-dayı çocuğu arasında bir evlilikten bahsediyoruz. Ayrıyeten Gocaüseyinin eşi de Güdükmehmet kızı olduğunu ve dipte ninelerin kardeşliğini de hatırlatalım...

    1932 Doğumlu büyük oğluna Ömer dedesinin adını koydular; 'Körömer' olarak tanındı. Dendenin kızı Ayşe ile evlenen Kör Ömer'in çocukları: Dört kız, bir oğlan. Kızlar; Maksude, Tekirgızıların Ahmet eşi; Fatı, Yılıkların Terzi Mehmet eşi; Meryem, Yörüğoğluların Cengiz Tüplek eşi; Günay, Delibanların İbanhoca eşidir... Oğlu Ahmet ise Anıtkaya dışından evlendi, Afyon'da oturuyor... Körömer 2016'da, eşi Ayşe Hanım ise 2021 yılında vefat ettiler...

    Diğer oğulları Battal 1938'de doğdu. Garapaçaların Kör Şükrü kızı Kezban ile evlendi. Uzun yıllar Almanya'da çalıştı. Şimdi o ülkede avukatlık yapan Ergün adında bir oğlu olduğunu biliyoruz. Kendisi 1998 yılında vefat etti...

    Yaş sırasına göre Arapüseyinin sonraki oğlunun adı Mevlüt... Hacımahmutlardan İbrahim Ildız kızı  Kezban ile evlendi. Büyük oğlunun adı Ramazan, adını bilemediğimiz bir oğlu daha var, İzmir'de yaşıyorlar...

    En küçük oğulları Şerafettin'e 'Mıgırı' lakabı takılıyor. Aslında 1940 yılında doğup on yaşındayken vefat eden bir abisi var. Onun adını vermişler Şerafettin'e...  Yılıkların Tenikeci Hüseyin kızı ile evlendi. Oğlu Ercan, Hacemirlahların Halil İbrahim damadıdır... Emeklilik sonrası yılın büyük bölümünü Anıtkaya'da geçiriyor...

    Bidakge    
    Gasapların Ömer'in 1913'te doğan ortanca oğlu, dedesinin adını aldı: Resul... Herhalde çok tekrar ettiği söz sebebiyle 'Bidakge' diye tanındı. Hacellerin Şebek Ahmet kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım ile Resul, iki kuşak öncesinden hala-dayı çocuğu...  Fatı adını verdikleri bir kızları doğdu, sonra 1937'de Ayşe Hanımın vefatı üzerine Eyiplerden Ümmühan Hanım ile evlendi. Ablası Refiye'nin aynı Eyiplerde olduğunu unutmayalım...  

    Ümmühan Hanımdan da altı çocuğu daha oldu... Ömer, Hanife, Meryem, Aziz, Ayşe ve Kerime... Bidakge 1995'te vefat etti. İkinci eşi Ümmühan Hanım ise 1999'da öldü...

    Toplam yedi çocuğunun en büyükleri Fatı, ilk eşi Ayşe Hanımdan... Fatı (Fatma) Hanım, Şemşilerin Lütfi Şık eşidir...

    Ümmühan Hanım'dan olan kızları Hanife, Hacapdıramanların Ahmet eşi; Meryem, Akömerin oğlu Terzi İzzet Kök eşi; Ayşe, Ümmetlerin Ahmet Yet eşi; Kerime ise Gulizin Mahmut Koç eşidir. Kerime Hanım ile Mahmut Koç'un akrabalığı, üç nesil öncesinden emmi çocuğu olmalarıdır...

    İki oğlundan büyük olana, yine dedesinin adı Ömer'i koydu.  Ömer, İbrahim amcasının kızı Münevvere ile evlendi. İki erkek iki kız dört çocukları var... Oğlanlar büyük... Selahattin Osmanköy'den evlendi. Dedesi Bidakgenin adını alan Resul ise Hassönlerin Münir kızıyla evlendi. Hassönlerle Gasapların akrabalığı malum... Kızlardan Nahide, Gadıngızların Ahmet Şık eşidir. Fatma ise Anıtkaya dışına gelin oldu... Ömer Eser 2023'te vefat etti...

    Küçük oğlunun adı Aziz... Bu ismin sebebi, sahibinin 'satılmış' olmasıymış. 'Oğluma adını vereceğim' diye bir yatıra adak adarlarmış... Akçaköy müydü acaba?... Aziz de böyle bir yatıra satılmış... İdirizlerden Elveda Hanım ile evlendi. Üç kız, bir oğlan dört çocukları oldu. Macide, Hassönlerin Terzi İzzet oğlu Halil eşi; Ümmühan, Tökürdeklerin gelini; Fikriye ise Kelarzımanın Cemil Hoca oğlu Ahmet eşidir. Aziz tek oğlu Ahmet'i, Gobakların Arif kızı Tuğba ile everdi...

    Bidakgenin oğulları ve torunları Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    Gasapların İbram
    İresillerin Ömer'in küçük oğlu İbrahim 1916'da doğdu... Bu isim nereden geliyor? Şuradan geliyor; hani Ömer Dedenin eşi Veyisler/Daldallardan Ayşe idi ya... İşte o Ayşe'nin baba adı İbrahim... Yani Gasapların İbram, ana-dedesinin adını alıyor.

    İbrahim de Hacellerden Şebek Ahmetin kızı Havva ile evlendi. Abisi Resul ile (Resul'un ilk hanımı itibariyle) bacanak oldular. Hanımlarının Annesi Hanife ile ayrıca akraba olduklarını da unutmamalıyız...  

    İbrahim ile Havva Hanımın üçü erkek, sekiz çocukları oldu. İsimleri; Ayşe, Hanife, Münevvere, Aziz, Kezban, Ahmet ve Ömer...  Gasabınibram 1981 yılında vefat etti...

    Kızlarından Ayşe, Sağırların Emin Sancak eşi; Hanife, Naymelerin Çakır Ahmet Kırbaş eşi; Münevvere, Amcaoğlusu Ömer Eser eşi; Kezban, Çerçilerin Hilmi Kopan eşi; Fadime de Kınilerin Kazım oğlu Mustafa eşidir...

    Oğullarının büyüğünün adı Aziz... Onun da 'satılmış' olduğunu duydum. Aziz, Cıldırapban kızı Ratibe ile evlendi. Bir oğlu bir de kızları var. Oğullarına dedesinin adı İbrahim koydular ve Gıvıkların Ömerin kızıyla everdiler. (Gıvığın anası ile Gasabınibram karınlardeş...)  Aziz'in kızı Nigar ise Çolakların Mehmet Ali oğlu Mehmet Kurt eşidir... Aziz, ailesiyle Anıtkaya'da yaşıyor...

    Ortanca oğulun adı da Ahmet... Olsa olsa ana-dedesinin (Hacalinin Şebek Ahmet) adıdır... Ahmet, Tokanorilerin Apil kızı Hatice ile evlendi.  Almanmahmut ve Yörüğoğluların Sait ile bacanak oldular... Üç kızları var, birisinin adı Havva... İzmir'de oturuyorlar...

    Küçük oğullarına dedesinin adı olarak Ömer'i koydular. Kölgecilerden Remzi kızı Fatma ile evlenen Ömer, Çakırların Ecevit, Sağıroğluların Süleyman ve Yörüğoğluların Halil ile bacanaklardır... Bir oğlunun adının İbrahim olduğunu biliyoruz... 

    Şimdi başa dönüp toparlayalım: Gedikmahmutoğlu Hüseyin'in hayatta kalan oğlu Halil'dir. Halil'in ise altı oğlu oluyor, en büyükleri Resil... İşte bu Resul soyundan gelenlere İresiller yahut Gasaplar deniliyor. Soyadları 'ESER'...



13 Mart 2022

Ağıllar

 

    Bizim Dağın Eğretliye sağladığı en önemli yararlılıklardan biri geniş bir yaylım alanı olması. Bahara goyverilen malların yayılması dışında, her gün köyden gelen üç sığır sürüsünü doyuruyordu. Daha da önemlisi, koyun sürüleri...

    Eğret'teki koyun sürülerinin, Eğret kadar eski olduğu düşünülebilir. Uygun otlakların yanında Dağın varlığı koyunculukta etken olmuş. Eğret'ten toplanan vergiler arasında 'ağnam' denilen koyun vergisi önemli bir kalem teşkil ediyor.

    Sürekli sürüyü köye getirip götürmek yerine Dağa ağıllar yapmak koyuncuların kolayına gelmiş. İblak'ın eteklerini ağıllarla doldurmuşlar. Eklemişler, tamir etmişler, yıkıp yenilemişler, yerini değiştirmişler vs... Ağıllar son döneme kadar varlığını sürdürebilmiş. 

    ÇATLAR MEVKİİ AĞILLARI

    1- Çolağömerlerin Osmanın Ağılı        2- Kelsaleğin Ağılı (Gödeşhalile geçti)
    3- İdirizlerin Goca Osmanın Ağılı        4- İdirizlerin Sarımehmetin Ağılı
    5- Böbülerin Ağılı                                 6- Yörükkerimin Ağılı
    7- Güdüğizzetin Ağılı                            8- Yeşilömerlerin Ağıl (Ayımevlüde geçti)
    9- Garaçaylının Ağıl                             10- Çolakmusanın Ağıl (Gecegonduya geçti)
    11- Tongulların Ağıl                              12- Urganlının Ağıl
    13- Tokanorilerin Abdilin Ağıl             

    GAYRAKLI - ŞAMLI - BAHÇECİK MEVKİİ AĞILLARI

    14- Hassönlerin Ağıl                             15- Hatiplerin Ağıl
    16- Aliefenin Ağıl                                  17- Çerçilerin Ağıl
    18- Gobakların Halibanın Ağıl              19- Gobakların Hasanın Ağıl
    20- İşofun Hasanın Ağıl                        21- İşofun Sağırisanın Ağıl
    22- İşofun Dombeylinin Ağıl                  23- Eselerin Ağıl
    24- Capbak Osmanın Ağıl                     25- Turabilerin Ağıl
    26- Dananın Çolağın Ağıl                      27- Tatıresilin Ağıl
    28- Gobakların Salekçavuşun Ağıl         29- Garaömerin Ağıl
    30- Cavanın Ağıl

    ÖRENLER MEVKİİ AĞILLARI

    31- Hatiplerin Ağıl
    32- Omarcıkların Mehmetin Ağıl (Dört kardeş)
    33- Kürtlerin Ağıl (Dört kardeş)

    40-50 Yıl önce Anıtkaya'daki ağılların vaziyeti böyle... Listede yanlışlık, eksiklik olabilir; ama otuzun üzerinde ağılın bulunması dikkate değer. Minik bir Eğret, Dağda kurulmuş sanki... Ağıllardaki yaşantıyı kıdemli çobanların ağzından nakledeceğiz...


    KOYUN SÜRÜLERİ

    1- Hatipler                                        2- Hassönler
    3- Terlemezin Memişamet               4- Kelalinin Hacıiresil
    5- Yumruklar                                    6- Tatıresil
    7- Turabilerin Salek                         8- Turabilerin Capbak
    9- Mardaklar                                    10- Çolakmusa
    11- Pepehasan                                 12- Gambırtevfik
    13- Dedemısdık                               14- Yahyalar    
    15- Samancılar                                16- Garaömerler
    17- Gobakların Körkemal                18- Eseler
    19- Sakanın Apdıraman                   20- Gobakların Hasan
    21- Noritoka                                     22- Dombeyli
    23- Sağırisa                                     24- Telliler
    25- Manavların Körmısdıfa              26- Garaçaylı
    27- Ayımevlüt                                   28- Gödeşler
    29- Böbüler                                      30- Gadıngızlar (Ametçavuş)
    31- Ösüzömer                                   32- Takgasların Kelömer
    33- Kemiklerin İsmail                       34- Şekerali
    35- Şekeralilerin Hasan                    36- Hacemirlah
    37- Daldalların Halit                         38- Dananınçolak
    39- Bödü                                           40- Gasapların İbram
    41- Gasapların Arapüseyin               42- Yörüklerinüseyin
    43- Tahirintopal                                 44- Gecegondu
    45- Keçimemet                                  46- Aliefe
    47- Halilefe                                       48- Patlaklarınessan (Celep)
    49- Cavanın Mısdık                           50- Urganlı
    51- Eyiplerin Eyip                              52- Melezlerin Arif
    53- İdirizlerin Gocaosman                 54- İdirizlerin Sarımemet

    Yukarıda listelenen ellinin üzerindeki koyun sürülerinin özelliği, 300-500 baş arasında koyuna sahip olmalarıdır. Onun altındakiler sürü kabul edilmiyor. Bu sürüler haricinde çoğu evde mutlaka koyun bulundurulurdu. Belki de hanelerin yüzde doksanı koyun sahibiydi. Az sayıdaki koyunlar diğer büyük sürülere katılır, böylelerine 'gatımcı' denirdi. Ağıl hayatını yaşayanlar ise sürü sahibi çobanlardı...


10 Mart 2022

Gadıngızlar

     

    Afyonlu Bekiroğlulardan dört kardeş, 1830'lu yıllarda Eğret'e geliyorlar. Geldiklerindeki yaşları şu şekilde kaydedilmiş: Bekir 25, Ali 20, Hadım Ali 20, Mustafa 18... Küçükleri Mustafa'nın hemen asker kaydı yapılmış. İki Ali'nin ikiz olduğu anlaşılıyor, karışıklık çıkmasın diye birine Hadım Ali demişler. İkizlerden biri Eğret'te çok kalmayıp Etyemez Köyüne (yeni adı Yeşilbayır) gidiyor. Eğret'te kalan Hadım Ali'den Hadımoğlular   ve Şeherlioğlulara; büyük kardeş Bekir'den Şemşilere gidiliyor...  Konumuz, küçük kardeş Mustafa...

    Şeherlioğlu Mustafa Eğret'te evlendi çoluk çocuk sahibi oldu. Kiminle evlendiği ve varsa başka çocuklarıyla ilgili bilgi yok; çünkü kayıt tutulduğu sırada çoktan ölmüşlerdi, bu yüzden sadece Mehmet'i biliyoruz... İşte bu Mehmet'ten Gadıngızlara varılacak...

    Şeherlioğlu Mehmet'e 'Kedi Mehmet' diyorlar. Bu lakabın sebebi bilinmiyor. Doğum tarihi hakkında da malumat yok; ancak eşi Ümmühan'ın 1866 doğumlu olduğunu düşünürsek, Kedimehmet de buna yakın bir tarihte doğmuştur. 

    Ümmühan Hanım Dumanoğullarından... Dumanoğlu Halil'in ablası... Ana-babaları Musa ile Hatice ölmüş; iki kız bir oğlan, üç kardeş kalmışlar öylece. (Kız kardeşlerden biri de Hatice, Tekirgızılar Halil eşi oldu. İlerde Tekelilerin Pala İbramın anneannesi olacaktır. Ayrıyeten Dumanoğlu Halil, Danaların kızını aldığı için nesli kesilen bu sülaleyi tanımlarken Danalara izafe edilmişler. Bu yüzden Ümmühan Hanımdan bahsederken Danagızı dedikleri de olur.)

    Ümmühan Hanım ile evlenen Mehmet'in; 1890'da Fadime, 1891'de Ayşe, 1894'te Ali ve 1903'te Ahmet adını koyduğu çocukları oldu... En küçük çocuğu Ahmet'in doğumundan sonra askere çağrıldı... 'Kırk yaşında ne askerliğiymiş bu' denilebilir... O vakitler öyleydi; dört yıl askerlik, bir yıl ihtiyat, sekiz yıl da rediflik... Parası olan bedel yatırarak rediflik süresini erteleyebiliyordu; ama nereye kadar... 

    Mehmet, izinli olarak Eğret'e gelirken, Balmahmut'ta trenden indi. Yanında Olucaklı bir arkadaşı vardı. Maksatları, İblak'ı aşıp kestirimden köylerine ulaşmaktı. Kış günü, zor olacaktı biraz... Bir müddet ilerledikten sonra Olucaklıyla yolları ayrıldı, Eğret'e doğru inişe geçti... Fakat tipi mi vardı, boran mı vardı; artık ne olduysa tersi devrildi... Bir türlü köyü bulamadı... Onu bir alıç azadına yaslanıp donakalmış vaziyette ölü buldular. Ayak izlerinden, Akkaya'ya kadar vardığı, oradan ormanın kıyısına geri döndüğü anlaşılıyordu. Hikayenin bir başka versiyonunda, ağaca yaslanıp donmadığı, ağaca çıkıp orada donduğu ve öylece bulunduğu söyleniyor. Aç kurtlar kıstırınca canını kurtarmak için dala çıkmış, ağaç altından uzaklaşmadıklarını gördüğü için de inememiş. Azat üstünde öyle donakalmış. Tabi olayı yaşayan kişi öldüğü, ve başka şahit de bulunmadığı için bu detay olsa olsa yorumdur. Fakat olayda kesinlikle bir azat var... İmranguyusunun ötesindeki orman ucunda bulunan alıç azadına 'Kedimehmedin Azat' demişler... Bu alıç ağacının Hassönleringuyunun ötesindeki orman ucunda olduğunu söyleyenler de var. Belki de iki kuyunun arasında bir yerlerdeki orman ucundadır...

    Babaları Mehmet öldükten sonra büyük kızı Fadime'yi Bükürlerden Mehmet'e verdiler. Mustafa adında bir oğlu olduktan sonra eşi Mehmet vefat etti. (Fadime'nin oğlu Mustafa, ileride Buydeyci Kadir eşi Feride Dadak'ın babası olacaktır.) Bu kez Aşağı Dandır'a kocaya gitti. Daha sonraları bu Fadime'nin bir kızı, Deligızın İbram'ın eşi olarak Eğret'e geri dönecektir. Dandır'da Kedimehmetin Fadime'nin vefatını duyurmak için selalar verildi, suyu kaynatıldı, teneşir kuruldu... Cenaze yıkanırken fark ettiler ki Fadime ölmemiş... Bundan sonra 6 yıl daha yaşadı...

    Küçük kızı Ayşe'yi, önce Müdüroğlulardan Kamil'e verdiler, O Çanakkale'de şehit olunca Selimlerden Hasan ile evlendi. Sonradan 'Dayı' diye lakaplanan Hasan, Vahit Ustanın dedesi; dolayısıyla Ayşe Hanım da ninesi olacaktır...

    Kedimehmetin büyük oğlu Ali evlenmeden Cihan Harbine katıldı. Irak cephesindeydi... 18. Kolordu, 51. Fırka, 9. Alay, 2. Tabur, 8. Bölük piyade neferi olarak 19 Temmuz 1916 günü Bağdat Hilal-i Ahmer Hastanesinde şehit oldu...

    Babası vefat ettiğinde çok küçük kalan Ahmet'in bir süre sonra annesinin de vefat ettiği söyleniyor. Dediklerine göre ona Ayşe Yengesi ile Halil Dayısı bakmış. Zaten yenge razı olmasa, dayı ne kadar bakabilir ki... (Ayşe Yengesi Danalardandır ve Ahmet'in dayısının kızı Emine ileride Konyalı Mehmet'e varınca, Ona da bu yüzden 'Dananın Çolak' diyeceklerdir.) Bununla beraber Ümmühan hanımın 1932 yılında vefat ettiği kaydedilmiş. Bu kayıt doğruysa Ahmet çocuk yaştayken öksüz kaldığı hikayesi çöptür. Belki hikayenin aslı, küçük yaşta yetim kalan Ahmet'in, büyüyüp düzen kurması, evlenmesi gibi hususlarda önayak olduklarıdır...

    Askerlik sırasındaki konumundan dolayı 'Ahmet Çavuş' olarak tanındı. Gademlerin Banguş Osman kardeşi Zehra ile evlendi. Zehra'ya çocukluğundan beri 'Gadıngız' diyorlardı. O kadar hanımefendi, o kadar kibar ve o kadar nazik biriydi ki; en yakınları bile adını unutacak derecede Gadıngız olarak bildiler onu... Üzerine isim gibi yapışıp kalan bu yakıştırma ailesinin de lakabı oldu.

    Ahmetçavuş ile Gadıngızın üçü erkek, yedi çocukları oldu. Bunların İsimleri; Mehmet, Sultan, Zakire, Ümmühan, Alaattin, Refiye ve Muzaffer'dir... En büyükleri 1924'te doğdu. Doğal olarak Kedimehmetin adını verdikleri bu çocuk sekiz yaşındayken vefat etti... Hayatta kalan çocuklarını ele alacağız... Ahmetçavuş 1964 yılında, eşi Gadıngız ise 1968 yılında vefat ettiler...

    Şimdi çocuklarına gelelim... Kızlarının büyüğü Sultan, İdirizlerin Gıdak Ömere vardı. Gıdak Mehmet İdis'in anasıdır. 2007 yılında vefat etti... Zakire (Hatice) 1936 yılında doğdu. Hacızekeriyelerin Mustafa'ya vardı, 2004'te vefat etti... Üçüncü kızı Ümmühan, Böbülerin Gocahasan eşi oldu; Hüseyin Kabadayı'nın anasıdır, 1968'de vefat etti... Küçük kızı Refiye de Tırılların Ahmet eşidir...

    Alaaddin Şık

    Gadıngızların büyük oğlunun adı Alaaddin... İbişlerden Sare Hanım ile evlendi ve Buruşakların Cemal ile bacanak oldular... Erken dönemde İzmir'e yerleşti... Altı tane oğlu oldu, isimleri; Mehmet Ali, Ahmet, Davut, İbrahim, Mustafa ve Mücayip'tir... 

    Büyük oğlu Mehmet Ali Tokatlı Sönmez Hanımla evlendi. Bir oğlu ve iki kızı oldu, Harun adını verdiği oğlu 2012'de öldü, kızlarının adları İrem ve Aleyna...  

    Ahmet, Tırılların Ahmet kızı (yani halasının kızı) Şerife ile evlendi. Zehra, Emre ve Alaattin adlarında üç çocuğu oldu. Zehra evli olup İra adında bir kızı var... Ahmet kendisi 2023'te vefat etti... 

    Davut, Erzurumlu Mine Hanım ile evli. Asude adında bir kızı ve Furka adında bir oğlu var... 

    Mücayip de Kayserili Yasemin Hanımla evli olup, biri oğlan biri kız, iki çocuk babasıdır. Oğlunun adı Levent... 

    İbrahim ise Tellilerin Halil kızı Elveda'yı aldı, onun da bir oğluyla bir kızı var... Kızı İlknur, Yalvaçlı bir beyle evli; bir oğlu ve bir kızı var... Oğlu Serdar bekar...

    Mustafa evlenmedi, 2022'de bekar olarak vefat etti...  Alaaddin ve diğer çocukları halen İzmir'de yerleşikler...

    Muzaffer Şık

    Küçük oğlunun adı ise Muzaffer. İşitme problemi yaşadığı için 'Sağır Muzaffer' derlerdi. Gıllıoğlu Kazım kızı Fadime ile evlendi. Kirpitçilerin Hızarcı Hasan ve Gödeşlerin Mehmet ile bacanak oldular... 

    İkisi kız olmak üzere beş çocukları oldu. İsimleri; Zehra, Ahmet, Ümmühan, Kazım ve Mehmet... Bu isimlerin hepsinin geçmişle bağlantılı oldukları görülecektir... 

    Büyük kızı Zehra Gödeşlerin Mısdık eşidir. Küçüğü Ümmühan ikiz doğdu; fakat ikizi yaşamadı. Onu Tekirgızıların Osman oğlu Mevlüt Haykır'a verdi, Afyon'da oturuyorlar... 

    Büyük oğlu Ahmet, Bidakgeler Ömer kızı Nahide ile; ortanca oğul  Kazım ise Anıtkaya dışından evlendi, Anıtkaya'da oturuyorlar... Küçük oğulları Mehmet bekar... Ahmetçavuşun Muzaffer 1997'de, eşi Fadime Hanım ise 2013 yılında vefat ettiler...

    Gadıngızların iki oğlunun çocuklarına verdiği isimlerde; Ahmetçavuşun, kardeşi Ali'nin, Gadıngızın, Nineleri Ümmühan'ın ve Gıllıoğlunun isimlerini görebiliriz. Yine de en çok dikkat çeken isim Kedimehmet'inkidir. 

    Kedimehmetin kızı Ayşe'den nakledildiliyor: 'Benim oğlum Mehmet Yola, Gıdakömerin Mehmet İdis, Tırılların Mehmet Tırık, Alaaddin'in büyük oğlu Mehmet Şık, Muzaffer'in küçük oğlu Mehmet Şık ve Sen, hepiniz Kedimehmetin adını aldınız.' Burada Ayşe Ninenin 'Sen' dediği kişi, bize bu sözleri aktaran Şemşilerin Lütfi oğlu Mehmet Şık'tır. Belki bu rivayet, Şemşilerin Seydi Ahmet ile Gadıngızların Ahmetçavuşun akrabalığına dair bir delil kabul edilebilir.

    Anlaşılacağı üzere Gadıngızlar da diğer Şeherlioğlu Şemşiler gibi 'ŞIK' soyadını taşıyorlar.

 

09 Mart 2022

Naymeler

 
    Karamehmetoğulu Ali'nin Eğret'e geldikten sonra Gademlere bekar durduğu ve onların kızıyla evlendiği, Eğret halkınca sevilip benimsendiği için Alicik diye çağrıldığını, Emine Hanım ile evliliğinden biri kız dört çocuğunun olduğunu, kızı Fadime'nin Gademlere vardığını ve Banguş Osman ile Gademalinin ninesi olduğunu, büyük iki oğlunun ölümünden sonra doğan oğullarına Osman adı verdiklerini, Alicikler sülalesini oluşturanın Osman çocukları olduğunu görmüştük.  Osman'ın da İsmihan Hanımdan ikisi kız beş çocuğu olduğunu, kızların evlilik durumlarıyla onların çocuklarının 20. yüzyıldan günümüze uzanışlarını da gördük. Sıra Aliciğin Osman'ın oğlanlara geldi...

    Osman'ın büyük oğlu İbrahim'e dair nüfus kayıt bilgileri elimizde yok. Onun hakkında yazdıklarımız mahkeme kayıtlarına yansıyan bilgi kırıntılarıyla sınırlı. Bu sebeple doğum ve ölüm tarihlerini bilemiyoruz. Eşi Emine Hanımın doğum tarihi 1871 olduğuna göre, buna yakın bir tarihte doğmuştur. Emine Hanım da İsmail kızı; ama kimlerden olduğu bilinmiyor. Biri kız üç çocukları oluyor. 1889'da Fatma, 1891'de Ramazan ve 1894'te Hasan Hüseyin dünyaya geldi. 

    1894 - 1900 arasındaki bir tarihte Elciklerin İbrahim'in vefat ettiği anlaşılıyor. O dönemin adetine göre dul kalan kadın, evin diğer oğluyla evlendiriliyor. Üç çocuğuyla kalan Emine Hanım da bu doğrultuda kaynı Ahmet'e verilmek isteniyor. Fakat bunu kabullenemiyor ve doğruca Kadıya başvurarak kayınpederi Osman'dan şikayetçi oluyor... Yıl, 1901... Bu mahkemenin sonucu hakkında bilgimiz yok; ancak kayıtlardan anlaşılıyor ki, köye dönüp yeni bir eve yerleşmişler ve hane reisi büyük oğlu Ramazan olmuş.

    Ablaları Fatma'nın evlilik kaydı var; ama bu kaydın Eğret'te karşılığı yok. Bundan Fatma'nın Eğret dışına gelin olduğunu anlamalıyız. Nitekim Fadik diye çağrılan bu halanın Afyon'a gelin gittiği, soyadının Özdemir olduğu ve 1970 yılında vefat ettiği öğrenildi... 

    Küçük oğul Hasan Hüseyin, Cihan Harbi şehitlerinden... Bir kaç cephede vuruştuktan sonra, nihayetinde Yemen'e sevk ediliyor. Yemen Cephesinin Medine Müdafaası safhasında süvari birliğinde görevliyken, o vaziyette şehadet şerbetini içmiş... Elde kaldı Ramazan...

    Ramazan 1891'de doğdu. O vakit Eğret İmamı olan Mücellit Hoca kızı Naime ile evlendi. Kısa süre sonra askere gitti. Onun askere celbinin, küçük kardeşi Hasan Hüseyin ile birlikte olduğunu söyleyenler de var... Buna göre, daha Balkan Savaşlarından önce, 1910'da askere alınmış... Bu tarih doğruysa Ramazan tam zamanında askere gitmiş oluyor... Lakin tam da bu tarihten itibaren, hiç aralıksız durmadan savaşıldığı, cepheden cepheye koşulduğu, acılarla dolu çok uzun yıkılış süreci başlamıştı. Ramazan'ın askerliği bu döneme denk gelir. Seferberlik ilan edilir, terhisler durdurulur; savaşlar ve askerlik hiç bitmez... Yıllarca en uzak cephede, Yemen'de kaldığı, Medine Müdafaasında çarpıştığı, sonra Filistin Cephesine sevk edildiği anlatılıyor. 

    Bütün cepheler çökmüş, mütarekeye yakın 1917'de İngilizler'e esir düşmüş. Mısır'a götürdükleri Türk esirler üzerinde İngilizler yeni işkence metodları deniyor. Bunlardan birisi de kimyasal banyo... Krizol dolu havuzlara/kazanlara dezenfekte bahanesiyle sokulan binlerce Türk esir sakat bırakılmış. Banguş Osman orada kör olmuş, Doğveli orada sağır kalmış. Aliciklerin Ramazan ise oradan döndüğünde, ağzında dişi yokmuş...

    Ordunun dağılması neticesinde zahmetli bir geri dönüş yolculuğu var. Tilki inlerinde yatıp, gizlene gizlene Eğret'e vardığında sabah olmak üzere... Evinin camından bakıyor ki... Bir kadın ve neredeyse bir delikanlı çocuk... Duramıyor orada. Askere giderken yapımına başlanan büyük cami (Goca Cami) bitirilmiş... Şadırvanda abdest alanlar var, soruyor onlara: "Elciklerin Irmızan vardı?.." Saçı sakalına karışmış bu yabancının suali karşısında biraz şaşırıyorlar. İçlerinden biri cevap veriyor, "Hee! Naymelerin Irmızan'ı diyon sen. O harbe gitti, gelemedi. Oğlu bile boyunu aştı..." 

    Hocanın kızı ile evlendikten sonra artık onlara 'Naymeler' denmeye başlanmış. Meğer evde yatar gördüğü çocuk, oğlu oluyormuş...


    Ramazan'ın oğlunun adı İbrahim, dedesinin adını koymuşlar... Yalnız araya bir de Yunan işgali giriyor, hadi bakalım tekrar savaş... 1922'de Yunan kovulduktan sonra ancak ortalık sükunet buluyor... Ramazan'ın ikinci oğlu 1924 yılında doğduğunda  adını Hasan koyuyor... Medine'de şehit olan kardeşinin hatırasına... Daha sonra bir kızları oluyor ve ona da Esma adını veriyorlar...  

    Ülke biraz nefes aldıktan sonra, Aliciklerin Ramazan'a İstiklal Madalyası gibi, aylık bağlama gibi bir şeyler teklif edildiğinde istememiş. Çoğu gazi gibi âlicenap davranıp reddetmiş... Önce 1967'de eşi Naime Hanım vefat etti, ondan yedi yıl sonra Aliciklerin Ramazan da ebedi yurduna göç etti...

    Tek kızları Esma, Çatalların İbiş oğlu Eyüp eşi oldu. Şimdi Esma ile Eyüp arasındaki akrabalığı hatırlatmak lazım... Gerçi İbiş ve Eyüp isimleri bile Afyonlu Karamehmetoğlularını hatırlatmaya yeter, başka bir şeye gerek yok... Esma hanım 2016 yılında vefat etti...

     İbrahim

    1913 Yılında doğan büyük oğlu İbrahim'i Bekiroğlu Süleyman kızı Nazik ile evlendirdi. Nazik Hanım, Gödenlerin Bakkal Süleyman'ın halası oluyor... Küpelilerin Küçükmehmet ve Çatalların Topçu ile bacanak oldular... 

    Naymelerin İbrahim'in çocukları... İki kız üç oğlan. Kızlardan büyük olan Zehra, Kösenin Mehmet'in ilk eşi, Hüseyin Varlı'nın anasıdır, 1964'te vefat etti... Küçük Havva ise Yeşilömerlerin Halil İbrahim eşidir... 

    Büyük oğlunun adı İsmail... Emine Ninenin baba adı oluyor. Delinorilerin Gulaksız Mehmet kızı Nazmiye ile evlendi. İkisi kız beş çocukları oldu. Büyük oğlu Ramazan'a büyük dedesinin adı verilmişti. 1983 Yılında genç yaşta, evlendikten bir ay sonra vefat etti. 

    İkinci çocukları da büyük ninesi Naime'nin adını aldı. Gödenlerin Bakkal Süleyman oğlu Osman'a verdiler Naime'yi... Naime'nin ninesi ile, Osman'ın dedesi kardeş olduğunu unutmayalım. Naymelerin İsmail'in üçüncü çocuğu İlhan, eniştesi Osman'ın kardeşi Gülsüm ile evlenince, değişik usulünü uygulmış oldular. 

    Küçük kızı Zehra, İbişlerin Ömer gelini oldu; küçük oğlu Bekir ise Anıtkaya dışından evlendi. Bekir'in adı, Dayısı Takanorinin genç yaşta ölen oğlunun hatırası... İsmail, ailesiyle erken dönemde taşındı Afyon'a... Nazmiye Hanım 2016 Yılında vefat etti... Bütün çocukları Afyon'da yerleşikler...

    Naymelerin İbrahimin ortanca oğlu Ahmet 1946 yılında doğdu... Göz renginden olsa gerek 'Çakır' diye lakaplandı. Gasapların İbrahim kızı Hanife ile evlendi. Sağırların Emin, Bidakgenin Ömer, Çerçilerin Hilmi ve Kınilerin Mustafa ile bacanak oldular... Biri kız dört çocukları oldu. Büyük oğlunun adı İbrahim, Omarcıklardan Delicafer kızı Hanife ile evlendi. Diğer oğulları Şaban ve Bünyamin... Tek kızları Zehra, Çerçilerin Hilmi oğlu Burhanettin ile evlendi. Burhanettin ile Zehra teyze çocukları... Naymelerin Çakır 2014 yılında vefat etti; İbrahim Afyon'da diğer çocukları Anıtkaya'da oturuyorlar...

    1951 Yılında doğan küçük oğul Süleyman'a adını anası Nazik Hanım vermiş besbelli; babasının adı oluyor... Olucak'tan evlendi. Büyük kızının adı Zehra idi. Onun vefatından sonra doğan küçük kızına da aynı adı verdi. Oğulları Murat, İbrahim ve Şükrü'dür. Kendisi 2020 yılında vefat eden Süleyman'ın çocukları da Afyon'dalar... 

    Naymelerin İbrahim'in üç oğlunun kızları da Zehra olması tesadüf değil... Erken ölen halalarının ismi... Nazik Hanım 1986 yılında, kocası İbrahim ise 1989'da vefat ettiler...

    Deli Hasan

    Ramazan'ın küçük oğlu Hasan'a geldik... 1924 Yılında doğmuş; yiğitliğine mi, cesaretine mi, çılgınlığına mı... belki de hepsinden dolayı 'Deli Hasan' derlermiş... 

    Çevre köylerle ilgili ortak bir husumet olduğunda Hasan öne çıkarmış. Mesela gençliğinde Bayramgazililerle sürtüşme yaşandığında herkesi hizaya getirdiği anlatılıyor. Efelik yapmaya özel olarak bazı köylere gider, düğünlerde güreş tutarak gövde gösterisi yaparmış. Bu kadar ön planda olunca sık sık Jandarma hakkında arama çıkarırmış. O zaman da Döğer'e, dayılarının yanına gidermiş. Bazı haksızlıklara dayanamadığı için orada da vukuatsız durmazmış. İşte böyle birine takılmış 'Deli Hasan' lakabı...

    Alçaklardan Şerife Hanım ile evlendi, Terlemezhocanın Yusuf ile bacanak oldular... O güne kadar din-diyanet, abdest-namazla işi olmayan Deli Hasan tövbekar olduğunu ilan etmiş. Yalnız bu ilanı da yine delicesine yapmış; çıkmış kapının önüne, 'Ben Müslüman oldum Ağalar!' diye nara atmış... 

    Fadime Leyla ve Ramazan adlarını verdiği bir kızıyla bir oğlu dünyaya geldi. Bundan sonra köyde çok durmamış, 1952 yılında ayrılmış...  PTT'de işe girip görevi gereği Ulukışla'ya yerleşmiş. Burada da Mehmet Emin adında bir oğluyla, Mualla ve Mukadder adlarında ikiz kızları dünyaya gelmiş. Kızlar daha bebekken vefat etmişler... 1956'da tayini Akşehir'e çıkınca oraya yerleşmişler... İki kızları olmuş, vefat eden ikizlerin hatırasını yaşatmak için onların adını koymuşlar. Mukadder ve Mualla'dan sonra, 1960 yılında bir oğulları daha olmuş, Mustafa ismini vermişler...  PTT Hat çavuşu iken emekli olduktan sonra dönüp Afyon'a yerleşmişler...

    Naymelerin Deli Hasan, dilinde zikriyle 1989 yılında ölmüş. Eşi Şerife Hanım ise ondan yaklaşık yirmi yıl sonra, 2010 yılında vefat etmiş... 

    Çocuklarına gelince...  Bebekken vefat eden ikiz kızlar dışında altısının isimleri; Fadime Leyla, Ramazan, Mehmet Emin, Mukadder, Mualla ve Mustafa... Kızların üçü de öğretmen olmuş ve Anıtkaya dışına gelin olmuşlar; yalnız Mualla Öğretmenin evliliği manidardır; zira eşi, Döğerli Mücellit Hocanın torunlarındandı. Mücellit Ahmet Efendinin iki torununun evliliği oldu bu... Kızların büyüğü Fadime Leyla vefat etmiş... 

    Büyük oğlu Ramazan emekli asker. İstanbullu Nurhayat Hanım ile evliymiş ve eşi 2016 yılında vefat etmiş... Ortanca Mehmet Emin İzmir Belediyesinde çalışıyormuş, vefat etmiş... En küçükleri Mustafa ise Adalet Bakanlığında yönetici iken emekli olmuş. Hasan ve Muhammed Atıf adında iki oğlu ve torunlarıyla Afyon'da ikamet ediyor. Anıtkaya'dan büsbütün ayağını çekmiş değil, mübarek günlerde, ölü-diri, yakınlarını ziyaret ediyor...

    Aliciklerin Naymeler dalına mensup İbrahim çocukları soyadı olarak KIRBAÇ/KIRBAŞ'ı seçti...