Hacı Ali ise Küçükmehmetin amcasıdır, 90 yaşında bir pir-i faniydi. İki oğlu vardı. Abdullah'tan olan torunları Kelahmetler adıyla günümüze ulaştı. İdris'in iki torunundan da iki ayrı Hacılar sülalesi karşımıza çıkıyor; Mehmet'ten olanlar Kelsalek, Çapıtçıhafız, Kelidiriz ve Kelarzıman; Süleyman'dan gelen Davılcıarif ile Kelaliler...
İdris hakkında söylenmesi gereken önemli bir hususu atlamayalım. 1840 Yılında ikinci dönem Eğret Muhtarı olarak atandı; yardımcısı da Hatiboğlu Ahmet idi. Bu yöneticilik kaç yıl sürdü bilinmiyor; ama 1847'de hala muhtar idi... Ayrıca 1839 yılında eşi Ayşe Hanım vefat edince, Ali'nin yanında kızı Hatice de öksüz kaldı... Hatice'nin akıbetinden haberimiz yok; konumuz ise kardeşi Ali...
Arzımanoğullarından İdris oğlu Ali, Rabia Hanımla evliydi. Mehmet ve Hatice adlarında bir oğlu bir kızından sonra Rabia Hanım vefat etti. Veyislerin Ali kızı Şerife ile tekrar evlendi. Şerife Hanım Delimamın kardeşiydi. Nazike adında bir kızı ve Süleyman adında bir oğlu daha oldu. Nazike Şerife Hanımdan, bu kesin; Süleyman'ın da aynı anadan olduğu kuvvetle muhtemel... İlk eşinden Mehmet Kelsaleklerin atası olduğunu söylemiştik. Hatice, Kelahmetler tarafından Arzımanoğlu Halil'e vardı. Yozgunun dedesi olan Halil 1889'da vefat ettikten sonra İdirizlerin Ömer'e, yani Sarıömerin dedesine varacaktır... Diğer kızı Nazike de, Veyislerden Hacarife varıp Körhocanın anası olacaktır.
Süleyman'a geçmeden evvel bir iki husus var, onları da belirtmek lazım. Eğret'e Çakırköy'den gelen Saka Hüseyin'in eşi Naime, Arzımanoğullarından İbrahim-Satı kızı olduğu belirtiliyor. Bu durumda İbrahim adında dördüncü bir kardeşten daha söz etmemiz gerekir ki onun tek kızı Naime de Sakahüseyin eşidir... Diğer husus da İdris'tir; Hacı Ali'nin bunca oğul arasından birine babasının adını vermemesi düşünülemez... İdris adında bir oğlu bulunduğu, onun da Ahmet kızı Havva ile evlendiği, Fatma adında bir kızlarının olduğu, İdris'in vefatı üzerine Fatma yanında tay olduğu halde Havva Hanımın Yetimlerden Küçükmehmetoğlu Hacı Mustafa'ya vardığı belirtiliyor. Orada Hacınınibramın anası olacaktır... Bütün bunlar böylece kütükte kayıtlı değil; ama Hacılar sülalesinin tam anlaşılabilmesi için bilinmesi gereken hususlar...
Ayrıyeten Hacı Ali'nin Hanife adlı bir hanımla daha evlendiği, ondan da 1868 yılında Fatma adını verdiği kızı doğduğu; Fatma'nın önceden şimdi bilemediğimiz birine vardığı, sonradan eşinden dul kalan Ayanoğlu Hacı Hüseyin'e nikahlandığı, kocasının küçük oğlu Ömer (Kölgeci)ye iyi davranmadığından boşandıkları anlaşılıyor. Kayıtlarda yer almadığı için malesef bütün bunlardan belgesiz söylenti biçiminde söz edebiliyoruz...
Süleyman'ın doğum tarihi bilinmiyor, çünkü esas aldığımız nüfus kayıtları yazılmaya başlamadan iki yıl önce, 1902'de vefat etmişti... Veyislerden Veli kızı Neslihan ile evlendi. Bu evlilikte annesinin etkisi olduğu kesin gibi... Ayrıca kardeşi Nazike'nin de Hacıarif'e verilmiş olması, değişik usulü evliliğin işaretini vermiyor değil... Neslihan Hanım, Doğveli ile Kösenin halaları olur...
Arzımanoğlu Süleyman ile Neslihan Hanımın iki kız, iki de oğlu oldu. Yaş sırasına göre isimleri Arif, Ali, Penbe ve Hatice'dir... En büyükleri 9 yaşında ve en küçükleri henüz doğmuş iken, Süleyman Hacca niyetlendi. Vazifesini yerine getirip Eğret'e dönüş yoluna düşeceği vakit Hicaz'da vefat etti. Dört yetim, analarının başına kaldı...
1900 ve 1902 yıllarında doğan Penbe ile Hatice'nin akıbetine dair bir kayıt yok. Kayıt haricinde nakledilen herhangi bir bilgi de bulunmuyor. Yalnız ikisi de ileride ismen karşımıza çıkacaklar...
Davılcı Arif
Süleyman'ın büyük oğlu Arif 1893 yılında doğdu. Aslında İdris Emmisinin kızı iken, anasının yanında Arzımanoğlu Hacı Mustafalara tay giden Fatma ile evlendi. Ona 'Davılcı' lakabı takılmasının sebebi davul çalması değildi. Konuşma ve söylemlerinde biraz ölçüsüz olduğu içindi. Hacca gittikten sonra Hacı Arif denilse de bu, 'Davılcıarif' lakabının gölgesinde kaldı.
Davılcıarifin Seyitgazi'de Şehit olduğuna dair şu kaydı ekleyelim: 'Eğretli 1893 doğumlu Süleyman oğlu Arif; 11. Fırka, 70. Alay, 2. Tabur, 6. Bölük neferatından iken; 19 Temmuz 1921 günü Seyitgazi'de şehit oldu.'... (Davılcıarifin uzun yıllar yaşadığı 1958'de öldüğü bilindiğine göre, bu şehitlik kaydında bir yanlışlık var demektir.)
Davılcıarifin iki kızıyla bir oğlu oldu; isimleri Süleyman, Hatice ve Sultan'dır... Hatice, Kelahmetlerin Abdullah Azbay; Sultan da Dindin Emmisinin oğlu Halit Azbay eşi oldu...
1920 Yılında doğan tek oğluna babasının adını vermişti. Davılcıarifin Süleyman, Hatiplerin Mollaosman kızı Zeliha/Zele ile evlendi. Hatırlanacağı üzere Süleyman ile Zele'nin büyük dedeleri bir asır kadar önce Eğret'in Muhtar ve Muhtar Yardımcısı idiler... Bu evlilik sebebiyle Süleyman; Hacımahmutların Hafız, Apdıramanların Yeniali, Hassönlerin Hüseyin ve Yetimlerin Gocayetim ile bacanak oldular...
Davılcıarifin Süleyman 1986 yılında öldü. Eşi Hatiplerin kızı Zele Hanım, uzun yıllar daha yaşadı ve 2004 yılında vefat etti...
Üçü kız üçü oğlan altı çocuğu oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Havva, Neslihan, Mustafa, İbrahim, İdris ve Cavide'dir... Büyük kızı Havva, Tatıresilin Terzi Topal; Neslihan, Doğvelinin Mehmet; Cavide de Turabilerin Berber Mehmet eşi oldular... Neslihan'ın adını aldığı büyük ninesi Veyislerdendi ve Mehmet'in dedesinin kardeşiydi...
Süleyman'ın büyük oğlu Mustafa 1949 yılında doğdu. Kirpitçilerin Saviye ile evlendi ve Kipilin Köremin ile bacanak oldular... Saviye Hanım anası itibariyle Veyislerdendir... İzmir'e yerleştiler ve ikisi oğlan biri kız, üç çocukları oldu. Tek kızı Refika Anıtkaya dışına gelin oldu... Küçük oğlu Süleyman da Anıtkaya dışından evlendi; Berkan ve Bertuğ adında iki oğlu var... Büyük oğlu Arif, Çulluların Muhittin kızı Zehra ile evlendi. Tuğba ve Mustafa adlarında iki çocuğundan sonra ayrıldılar... Mustafa 2011, eşi Saviye Hanım ise 2014 yılında vefat ettiler; çocukları halen İzmir'de yaşıyorlar...
Ortanca oğlu İbrahim 1953 yılında doğdu. Hacıların Kelahmetler boyundan Arzıman kızı Asiye ile evlendi. Şeherlioğlunun Hüseyin ile bacanak oldular... Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Selime ve Osman adında bir kızıyla bir oğlu oldu. Selime, Delimamların Süleyman oğluna vardı. Osman ise Seydilerin Veysel'in Seydi kızı Hatice ile evlendi. İbrahim Hakkı ve Elif Rana adlarında iki çocuğu var. İzmir'de oturuyorlar...
Küçük oğlu İdris 1955 doğumlu... Abileri gibi erken İzmir'e yerleşti ve Yeşiömerlerden Fadime ile evlendi. Funda ve Süleyman adında bir oğluyla bir kızı oldu. Funda Olucaklı bir bey ile, Süleyman Olucaklı bir hanım ile evlendi. İzmir'de yerleşikler.
Kel Ali / Dindin Dede
Hacıların Süleyman'ın küçük oğluna dedesinin adı olan Ali ismini verdiler. 1896 Yılında doğan Ali, ömrü boyunca çeşitli lakaplarla anıldı. Önceleri 'Gavur Ali' diyorlardı. Bunun sebebi dikbaşlılığı, inatçılığı, sertliği idi. Kafasına yatmayan bir durumda tersine hareket etmekten çekinmezdi. Kendisine karşı sözünün geçmediğini gören bazıları ona bu lakapla sesleniyorlardı.
Doğrusu bu Gavurali'nin pek de umurunda değildi; kendisinin ne olup olmadığını biliyordu çünkü. Gavurluğuyla ilgili duyduğum bir olayı nakledeyim... İşgalin son günlerine yaklaşılırken Gavurali ve yanındakiler Dağda öküz güdüyorlar. Yanındakiler de Hakkıların Kadir ile Hayta... Bu ikisi Ali'den 10-12 yaş daha küçükler ve Ali kadar güçlü de değiller. Zaten Ali'ye Gavur demelerinin bir sebebi de dellendiğinde inanılmaz güçlenmesi... Bir de bu güce bağlı cesareti... Bizim uçaklardan biri, Dağdaki düşman kampını bombalamış. Ölüler, yaralılar var... Bizim çobanları tutup sedyeyle yaralıları taşıtıyorlar... Ne yapsın garipler, dedikleri yere götürüyorlar, itiraz edecek hal mi var... Yalnız Gavur da gavurluğunu yapacak, dipçikle Ali'yi dürtükleyip duruyor, çabuk çabuk diye... Bir iki derken bizim Ali'nin de sabrı taşmış, bırakmış sedyeyi... Ağzını da bozmuş galiba 'Sizin ölünüzün deee, dirinizn dee...!' Eline geçirdiği bir değnekle önüne geleni indirmeye başlamış. Yunanlar ne olduğunu anlayana kadar yapacağını yapmış... Olayı nakledenlerin yorumu şu; eğer yanındaki iki çocuk da Gavurali'ye yardım etseydi orada düşmana teslim olmazdı... Şaşkın düşman kendini çabuk toparlayarak Ali'yi derdest etmiş... ve çok fena dövmüş. Lakin yediği dayak da umurunda olmamış Gavurali'nin; birkaçını haklayıp rahatlamış ya, her şeye değmiş... O haldeyken yine de ellerinden kurtulmayı başarmışlar. Öküzleri Hayta'ya bırakıp köye doğru yollanmışlar... Devamında olayı Müdüroğlu Halilçavuş'un hikayesiyle birleştiriyorlar...
Gavurali, Gocamatların Hüseyin kızı Ayşe/Eşe ile evlendi. Eşe Hanım Gocamat (Ahmet Tektaş)ın ablasıdır, ayrıcı anneannesi kanalıyla Veyislere bağlanır. Ali'nin annesi de Veyislerdendi. Ancak Veyisler deyince, burada daha derin bir bağlantıdan da söz etmek gerekecek... Eşe Hanım önce Doğvellerin Mehmet oğlu Veli eşiydi; yani Ali'nin dayıoğlunun eşi... Veli Cihan Harbinde şehit olunca Gavurali'ye varmış oldu...
Bu dönemde Ali'nin lakabı değişti, artık 'Kel Ali' idi... Yeni lakabı çocuklarının sülale adına dönüşecektir... Kel Ali ile Eşe Hanımın üç çocuğu oldu; ikisi kız, biri oğlan. İsimleri de Penbe, Feride ve Halit...
Hatırlanacağı üzere Davılcıarif ile Kelali'nin Hatice ve Penbe adında iki ablası vardı. İki kardeş birer kızlarına, birer ablasının adını vermişler... Kelalinin büyük kızı Penbe yine Hacılardan Yozgun eşi olacak, ondan ayrıldıktan sonra da Körüslerin Akömere varacaktır. Terzi İzzet Kök'ün anasıdır... Küçük kızı Feride ise Hatiplerin Şükrü'ye vardı; Godalemin ile İbrahim Aykaç'ın analarıdır...
Oğluna geçmeden önce Kelalinin son lakabını nasıl aldığını da anlatalım. Özellikle son zamanlarında 'Dindin Dede' diye biliniyordu. Durmadan 'din din din' diye dınıladığı için öyle demişler. Bu durumunu kendisi, Allah'ın cezalandırması olarak yorumlarmış. Güya çok küfrettiği için dili böyle ses çıkarmaya takılı kalmış...
Dindin Dede/Kelali, 1966; karısı Eşe Hanım ise 1981 yılında vefat ettiler...
Dindin Dedenin tek oğlu Halit'e 'Kelalinin Halit' derlerdi. Arif Emmisinin kızı Sultan ile evlendi ve Kelahmetlerin Abdullah ile bacanak oldu. Dört kızı oldu; Emine, Satı, Selman ve Azime... Büyük kızı Emine, Hatiplerin Şükrü oğlu İbrahim'e vardı; hala-dayı çocuğu oluyorlar... İkinci kızı Satı, Kelahmetlerin Cici Mehmet'e vardı; teyze çocukları... Küçük kızları Selman ile Azime Anıtkaya dışına gelin gittiler...
Kelalinin Halit 2003 yılında, eşi Sultan Hanım ise ondan 15 yıl sonra, 2018'de vefat ettiler...
Diğer Arzımanoğullarında olduğu gibi, Hacıların Davılcıarif ve Kelali kolları da 1934 Soyadı uygulamasında AZBAY soyismini aldılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder