15 Ekim 2021

Milli Mücadelede Eğret Günlüğü - 3

 

Günlüğün bu 3. bölümünde iki tarafın taarruz hazırlıklarıyla geçen 2,5 aylık dönem anlatılır.

Günlüğün önceki bölümü 


12 HAZİRAN 1922

    Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Büyük Taarruza karar verdi.

 

25 HAZİRAN 1922

    Yunan Başkomutanlığı emriyle Güney ve Kuzey Grupları ile Tümenler Birliği teşkilâtı lağvedildi…
     Böylece, 2. Kolordu ; 2., 7., 9. ve 13. Tümenler, bağımsız 31. ve iki taburlu 34. Alay’dan oluştu.
    Bu değişiklikler, 2 Temmuz 1922’de uygulanacaktı.
    Ayrıca Türkler, Afyon bölgesine taarruz ederlerse, ordu buna müdahale edinceye kadar, karşı tedbirlerin alınması görevi, 1. Kolordu Komutanı General Trikopis’e verildi.


26 HAZİRAN 1922

    II. Ordu Keşif Müfrezesi; 26 Haziran 1922'de, Döger-Altıntaş Gazlıgöl bölgesinde yaptığı keşifte; Sarıcaova'da iki alay ve nakliye kolları tespit etmiştir. Kayalar'da 2 Tümen, Kırkpınar'ın güneybatısında 1 tümen gözlemlemiştir. Beyce köyünde 1 alay, Eğret'te 1 süvari alayı ve 4 topçu bataryası görülmüştür. Cumali'de 3-4 batarya ve Gazlıgöl istasyonu güneyinde çadırdan kurulu bir alaylık ordugâh tespit edilmiştir. Aynı gün sabahı, Cephe Bölüğü yaptığı keşifte; Kazviran-Simlitepe arasında 1 alay görülmüştür. Simlitepe-Türkmenbaba ve güney bölgesinde 1 tümen, Çakıllı kuzeyinde 1 tabur tespit edilmiştir. Bu tarihli emir, Batı Cephesi Komutanlığı gelen keşif raporları Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetine göndermiş, anında Fevzi Paşa ve Mustafa Kemal Paşa'nın bilgisine sunulmuştur.

 

3 TEMMUZ 1922

    Temmuz başlarında Yunanlıların Anadolu’dan Trakya’ya bazı alaylar naklederek İstanbul’u işgal maksadıyla Çatalca hududunda yığınak yaptığı… bu maksatla Altıntaş ve Döğer mıntıkasında bulunan ihtiyat grubundan bazı aksamın kuzeye nakledildiği bilgisi alındı.

    Batı Cephesi Komutanlığı taarruz plânına göre; 2. Kolordu Büyük Taarruz başlayıncaya kadar Emirdağ bölgesinde bulunacaktı. Kolordu’nun görevi; Döğer bölgesindeki Yunan ihtiyat tümenlerinin Emirdağ yöresinde belirebilecek taarruzlarını karşılamak, ya da Döğer istikametinde ilerleyerek bu bölgedeki ihtiyatlardan bir kısmının asıl savaş alanını takviyesine engel olmaya çalışacaktı.

    Başkomutan direktifine göre de; 2. Kolordu iki tümeniyle Akarçay güneyinde cephe genel ihtiyatına alınırsa, Yunanlıların  Akarçay merkezinde gelişebilecek bir taarruzuna, en kısa zamanda karşı koyulmuş olunacak, eğer Yunan ihtiyat tümenleri, Döğer üzerinden 2. Orduyu, kuzeyden kuşatacak şekilde kullanılırsa, 2. Kolordu asıl taarruz grubunun doğu yanını koruyacak ve asıl savaş alanındaki başarıyı sağlayacak şekilde muharebelere katılacaktı. 2. Ordu kuzeyinden beklenen Yunan kuşatması tehlike gösterirse, 2. Kolordu Akarçay kuzeyine geçirilerek, bu bölgede kullanılacaktı.

 

6 TEMMUZ 1922

    Genelkurmayın “Düşman taarruzu Dinar istikametinde olursa” sorusuna Cephe Komutanlığının cevabı:

    …Şayet Dinar dolaylarına en az iki tümen gibi bir kuvvet ayırırlarsa Akarçay güneyini bağımsız tümenlere bırakarak 1. Kolordu’yu da kuzeye almak suretiyle onun Afyon grubuna karşı Döğer genel istikâmetinde asıl taarruzu yönelteceğiz… 

    Yunanlılar, yalnız Kocaeli bölgesine Trakya’dan getirebileceği bir tümeni de ekleyerek taarruz ederse, asıl taarruz, Çay - Afyon yolu ile Sandıklı - Afyon yolu arasından yapılırken, kuvvetlerin bir kısmıyla Döğer doğrultusunda kuşatmaya geçilebilir…

    Yunanlılar, Dinar ve daha batısındaki hedeflere büyük kuvvetlerle ilerlerse, Akarçay güneyini bağımsız tümenlere bırakarak asıl kuvvetlerle Döğer genel doğrultusunda taarruza geçilecektir.


9 TEMMUZ 1922

    Yunan Başkomutan İzmir’e döndü.

     Bugünkü uçak keşif raporu:
    1. Gazlıgöl İstasyonu’nda yirmi kadar konik çadır ile nakliye faaliyeti görülmüştür.
    2. Eğret’in kuzeydoğusunda ve güneyinde bir alaylık kamufle ordugâh vardır.
    3. Yenice’de iki alaylık ordugâh köyün güneyinde ve kuzeydoğusundadır. Bunlar da oldukça kamufledir. Köyün ortasında portatif büyük beyaz bir çadır ile köyün etrâfında bundan daha küçük aynı şekilde birkaç çadır görülmüştür.
    4. Cumalı’da köyün etrafında uçaktan görünmemek için pek çok dar hendekler kazılmış ve birkaç uzun kamufle ordugâh vardır. Buradaki düşman birliklerinin köyden istifâde ettiği düşünülmektedir.
    13. İşbu keşif sâat 10.30’da İsmet tayyâresiyle icrâ’ edilmişdir efendim.

 

17 TEMMUZ 1922

    2. Ordu’nun Cephe Komutanlığına verdiği cevap:
    …Cephenin Eskişehir, Döğer ve Akarçay güneyi kesimlerinden yapılabilecek yarma hareketlerinin fayda ve sakıncalarını inceleyen ordu komutanı, en uygun yarma taarruz istikametinin Döğer olabileceğini ve böylece düşmanın Eskişehir - Afyon Gruplarının irtibatının kesilerek parça parça yok edileceğini…

 

23 TEMMUZ 1922

    Hava keşif raporu:
    Takip edilen istikamet: Akşehir - Çavdarlı - Gazlıgöl - Eğret - Yenice - Cumalı - Kadımürsel - Kırkpınar - Kayalar - Döğer - İhsaniye - Karacadağ - Çay. Sonra Akşehir’e dönüş.
    2. Gazlıgöl’de 15 - 20 kadar konik çadır görülmüştür. 30 vagonluk tren Afyon’dan Gazlıgöl’e geliyordu.
    3. Gazlıgöl’ün hemen doğusunda (Dinar olması muhtemel) bir köyde daha önce dört kurşuni baraka vardı. Bunlardan büyük ve üzerleri yeşil olan gizlenmiş beş baraka daha yapılmıştır. Köyün etrafında da uçaktan korunmak için yeniden hendekler kazılmıştır. Köyün ve barakaların etrafında aaliyet çoktur.
    4. Gazlıgöl’den sonraki Bekleme civarında bulunan köyde iki baumann çadırı ve gizlenmiş muntazam ordugâh vardır. Bunun karargâh olması muhtemeldir.
    5. Eğret’te bulunan alay eski yerindedir.
    6. Yenice’de biri köyün doğusunda biri de batı açığında iki alay ordugâhı ile birkaç gizlenmiş küçük ordugâh vardır.
    7. Cumalı’da bir topçu ordugâhı vardır. Toplar gizlenmiş olduğundan miktar ve kuvvetini tespit edemedim. Bunlar dört grup hâlindedir. Çevresi çayırdır. Çayırda çok sayıda hayvan ve askere ait konik çadırlar vardır.
    15. Bu keşif saat 07.30’da Sivrihisar uçağıyla yapılmıştır.

 

26 TEMMUZ 1922

    1. Ordu’nun Cephe Komutanlığına verdiği cevap:
    Ordunun taarruz planı özetle… Asıl kuvvetlerle (10-11. piyade tümeni, 5. Süvari Kolordusu) Akarçay güneyinden, 2. Ordu birlikleriyle de cepheden taarruzla Gazlıgöl - Belce kesimine ilerleyerek düşmanın iki kolordusunu (1. ve 2. Kolordular) ezmek ve bu kuvvetleri Afyon - İzmir demiryolundan ayırarak kuzeye atmaktır…

    Düşman ihtiyat kuvvetlerinden alayları ile  Susuz, Cumalı ve Eğret’te bulunan düşmanın 7. fırkası, Eğret - Araplı çiftliği - Balmahmut - Garipçe yolu ile 35 km. lik sıkı bir yürüyüşle ikinci gün sabahı Küçükkalecik mıntıkasına yetişerek İkinci gün sabahleyin ve öğleye doğru muharebeye iştirak edebilir. Alaylarıyla Beyköy - Belcemeşe ve Karacaahmet’te bulunan 13. Fırka’sı Belce - Küçükcorca - Çakırköy yolu ile 38 km. katederek ikinci gün öğleden sonraki muharebeye iştirak edebilir.

    Bu arada, Yunanlılar, kontrolleri altında bulundurdukları Anadolu topraklarındaki Türk halkına işkenceler yapıyor, mal can ve kutsal varlıklarına insafsızca saldırıyorlardı.

 

1 AĞUSTOS 1922

     Yunan kuvvetleri durumu:
    Cephe ihtiyatı 2. Kolordu, karargâhı ve bağlı birlikleriyle Gazlıgöl’de, 7. Tümen Eğret’te, 9. Tümen Döğer’de, 13. Tümen Ablak’ta idiler.
    1. Kolordu Komutam; General Trikopis
    1. Tümen Komutam; General Franko
    12. Tümen Komutanı; Albay Kollodopulas
    2. Kolordu Komutam; General Diyenis
    13. Tümen Komutanı; Albay Gardikas
    7. Tümen Komutanı; Albay Krisopulos

    Ağustos 1922 başında Yunan tarafının halka zorla yaptırdığı …”Döğer şarkı-Resulbaba sırtlarından geçerek Dumlupınar’a” uzanan üçüncü bir mevzii… daha vardı.

 

2 AĞUSTOS 1922

    Uçak keşif raporu:
    Takip edilen istikamet: Akşehir - Bolvadin - İscekarahisar - Gazlıgöl - Sarıcaova - Kayalar - Kırkpınar - Sarıbeyli - Altıntaş - Yeniceköy - Cumalı - Eğret - Gazlıgöl - Çalışlar üzerinden dönüş.
    1. Kunduzlu civarında bir alaylık piyade ordugâhı vardır. Gazlıgöl’de az miktarda çadır vardır.
    2. Sarıcaova civarında bir alaylık gizlenmiş ordugâh vardır. Döğer’deki nakliye parkı yerindedir.
    3. Kayalar’da, güneye doğru düzlükte iki alay, Kırkpınar ile Kırkpınar’ın batısındaki iki alay piyade kuvveti yerindedir.
    4. Muratlar’da bir taburluk ordugâh vardır. Sınıfı(?) belirlenememiştir.
    5. Cumalı’da bir alaylık, Yeniceköy’de bir alaylık, Eğret’te bir alaylık ordugâh yerindedir. Altıntaş’ta kuvvet yoktur.
    6. Düşmanın tahkimat hattının gerisinde, Afyon’un doğusundaki kuvvetlerde değişiklik ve faaliyet yoktur. Dönüşte düşman topçusu Gazlıgöl civarında ateş etmiştir.
    7. Bu keşif saat 07.00’de 10 Numaralı uçak ile yapılmıştır

 

6 AĞUSTOS 1922

    Toplanma harekatı başladığı sırada düşman bir grubuyla Eskişehir mıntıkasında, bir grubuyla Afyon mıntıkasında ve bir grubuyla bu iki grubun orta gerisinde Altıntaş ve Döğer mıntıkasında idi. Bu son grup ihtiyat kuvvetleriydi ve nasıl hareket edeceği çok önemliydi…

    Cephe Komutanlığının taarruz planı:
    …2. Ordunun vaktinde ileri mevzilere yanaşması ve 1. Ordunun taarruzundan daha evvel ve özellikle düşmanın Afyon grubunun kuzey kanadına karşı taarruzî faaliyete geçmesi icab edecektir…

    I. Ordu Komutanı birliklerine ve 2. Ordudan emrine girecek kolordulara aşağıdaki yazılı emrini verdi:
    Düşmanın Döğer bölgesindeki ihtiyatları (2. Kolordusu) ile kuzeyden gelecek diğer kuvvetlerinin istikamet ve hareketlerini keşif ile muharebe meydanına yetiştirmelerini geciktirmek…

    1. Ordunun taarruz muhtırası:
    İkinci Ordunun kuzeyde yapacağı harekâtla,  taarruzumuzun ikinci günü  güneyde düşmanın 6-7 fırkasıyla muharebe edeceğimiz hesap ve tahmin olunmuştur.

    Bu esnada düşmanın ihtiyat grubunun (7, 9 . ve  13. Fırkalar)  şöyle hareket edeceği düşünülmektedir:
    Akarçaydan itibaren Çiğiltepe’ye kadar olan mıntıkada düşmanın 1. 4. fırkaları bulunmaktadır. Binaenaleyh Sülün şimali-Çiğiltepe hattına karşı düşmana katiyen hissettirilmeden cenuptan yapılacak bir taarruzda taarruzun ilk gününde karşımızda ancak düşmanın iki fırkası (1. ve 4.) ile bir müstakil alayı (49. alay) bulunacaktır. 2.Ordu tarafından yapılacak cesurane taarruzlarla düşmanın 12. 5. ve 9. fırkaları tespit olunduğu takdirde; alaylarıyla Susuz, Cumalı ve Eğret’te bulunan 7. fırkası “Eğret-Araplı Çiftliği-Balmahmut- Garipçe” yoluyla ve 35 km’lik sıkı bir yürüyüşle ikinci gün sabahı Küçükkalecik mıntıkasına yetişerek ikinci gün sabahleyin veya öğleye doğru muharebeye iştirak edebilir. Alaylarıyla Belcemeşe, Beyköy ve Karacahmet’te bulunan 13. fırkası “Hasanköy-Küçükçorca-Çakırsaz” yoluyla 38 km. katederek ikinci gün öğleden sonraki muharebeye iştirak edebilir.

    İhtiyat Kolordusu bölgeye en yakın olan 7. ve 13. Tümenleri ile en erken 1,5 gün sonra takviye edebilir. 9. Tümeni ile iki günlük yürüyüşten sonra (50 km.) ancak taarruzun üçüncü günü takviye edebilir.


    Süvari kolordusundan beklenen vazife şunlardır :
Düşmanın Döğer mıntıkasmdaki ihtiyat grubunun (2. Kolordu) ve kuzeyden getirebileceği diğer kuvvetlerin istikamet-i hareketlerini uzaktan keşfederek muharebe meydanına yetişmelerini geciktirmek.

    Toplanma harekatı başladığı sırada düşman bir grubuyla Eskişehir mıntıkasında, bir grubuyla Afyon mıntıkasında ve bir grubuyla bu iki grubun vasati gerisinde Altıntaş ve Döğer mıntıkasında idi. Bunlardan en ziyade haiz-i ehemmiyet olan ihtiyat grubunun…

 

8 AĞUSTOS 1922

    II. Ordu Komutanlığının hazırlıkları:
    2. Ordu emrinde kalacak olan 3. ve 6. Kolordularla 1. Ordu bölgesinde toplanmayı örtmek, karşısındaki düşmanı tespit etmek, düşmanın Afyon grubunun kuzey yanına veya Döğer istikametinde taarruz etmek…

 

14 AĞUSTOS 1922

    4. Kolordu Komutanlığı taarruz emri:
    Düşmanın son konuşlanışı hakkında mevcut malumata göre … Döğer ve Altıntaş havalisinde bulunan 7.9.13. fırkalardan mürekkep ihtiyat grubunun yer değiştirdiği hakkında henüz bir malumat olmamıştır…

 

17 AĞUSTOS 1922

    Uçak keşif raporu:
    Takip edilen istikamet: Akşehir - Bolvadin - Dinar - Gazlıgöl - Hamam -Eğret - Yeniceköy - Cumalı - Sarıbeyli - Kırkpınar - Kayır - Döğer - KöroğluKalesi - Samanlıdağ - Bayat - Aziziye - Sultandağı kuzeyinden Akşehir’edönüş.
    1. Gazlıgöl İstasyonu’ndaki konik çadırlarda değişiklik yoktur.İ stasyondan bir tren Hamam’a geliyordu.
    2. Hamam beklemesinde dört otomobil, Hamam önünde dört – beş otomobil ve faaliyet vardır.
    3. Eğret’in doğusunda daha önce bulunan alay yerindedir. Eğret’in batısında bir alay ordugâhı vardır. Bu ordugâh açıkta ve çadırları koniktir. Buradaki birliklerin talim yaptığı görülmüştür.
    4. Yenice’nin doğusundaki ve Yenice köyünün batısından geçen derenin kuzeyindeki alaylar eski yerindedir.
    5. Cumalı’daki alay eski yerindedir.
    15. Bu keşif saat 08.10’da 10 Numaralı uçak ile yapılmıştır.

 

20 AĞUSTOS 1922

    20/21 Ağustos gecesi, harp oyunu şeklinde taarruz plânları, bir defa daha bütün inceliklerine kadar anlatıldı ve görüşüldü.

    Yunanlıların dikkatini kuzeye çekmek için 25 Ağustos 1922 sabahı 2. Ordunun taarruza başlamasına ve asıl taarruzun 26 Ağustos sabahı 1. Ordu cephesinden yapılmasına karar verilmişti. Fakat Batı Cephesi Kurmay Bşkanı Kur. Alb. Asım (Orgeneral Gündüz) : “ 2. Ordu zayıftır.  25 Ağustos 1922 günü yapacağı taarruz bir sonuç vermez. Düşman da maksadımızı anlamış olur. Ve baskın tesiri kaybolur. Bunun için bütün cepheden aynı zamanda taarruza başlamamız uygun olur.” teklifinde bulundu. Başkomutanlıkça bu görüş uygun bulunarak taarruzun 26 Ağustos sabahı bütün cephelerden birden başlaması ve taarruz saatine kadar harekâtın gizliliğine çok önem verilmesi emredildi.

 

22 AĞUSTOS 1922

    Batı Cephesi Komutanlığı, Cephe Uçak Bölüğü Komutanlığına şu yazılı emri verdi:
Yarın 23 Ağustos 1922 sabahı aşağıdaki düşman bölgesinde hava keşfi yapılacaktır.
    1. Çay - Çavdarlı - İscekarahisar - Kunduzlu - Beyköy - Döğer - Kayalar - Kırkpınar - Kadımürsel - Altıntaş - Muratlar - Karacaahmet - Cumalı - Yeniceköy - Eğret - İhsaniye - Gazlıgöl.
    2. Afyon’un güney ve batı bölgesi - Sinirköy - Çakırsaz arasında düşman tahkimatları.

    Görev:

    a) Döğer - Altıntaş bölgesinde ihtiyat grubunda değişiklik var mıdır? Ne aşamadadır? Bu kuvvetler nerede toplanmıştır?
    b) Afyon’un güneydoğu ve güneybatısındaki düşman hatları gerisinde yoğunluk var mıdır ve eskisine göre ne derecededir?
    c) Sinirköy ile Çakırsaz arasında düşman tahkimatı var mıdır ve ne durumdadır?
    3. Savaş uçakları, Bolvadin - Çay - Şuhut - Sandıklı bölgesinde düşman keşfine engel olacaklardır. 22 Ağustos 1922

            Batı Cephesi Komutanı Adına

            Kurmay Başkanı

 

23 AĞUSTOS 1922

    Batı Cephesi Komutanlığı, Cephe Uçak Bölüğü Komutanlığına şu yazılı emri verdi:
    Yarın 24 Ağustos 1922’de aşağıda belirtilen düşman bölgesinde hava keşfi yapılacaktır.
    1. Çay - Bolvadin - Döğer - Muratlar - Eğret - Yeniceköy - Altıntaş - Kadımürsel - Kırkpınar - Kayalar - Deperoğlan Gediği - Çörez Boğazı - Kırka- Akin - İspas - Cevizli - Seyitgazi ve civarı.
    2. Çay - Çavdarlı - Çalışlar - İscekarahisar - Bostanlı - Sinirtepe - Karaviran - Köroğlu Kalesi - Demirli - Beyköy - İhsaniye - Gazlıgöl - Akarca - Kutluca - Anbanaz - Susuz.
    3. Çay - Deper - Afyon’un güneyindeki birinci ve ikinci tahkimat hatları- Tilkikırı Beli - Hasan Beli - Ahırdağı - Elvanpaşa - Dumlupınar.

    Görev:

    a) Döğer - Altıntaş bölgesindeki düşman ihtiyat grubunda değişiklik var mıdır?
    b) Seyitgazi - Sarıcaova bölgesindeki düşman kuvvetlerinde değişiklik var mıdır?
    c) Afyon’un doğusundaki düşmanın durumunda değişiklik var mıdır?
    ç) Afyon’un güney ve batı bölgesindeki düşman ile Dumlupınar ve Elvanpaşa bölgesinde bulunan düşmanın durumu nedir?
    4. En önemli görev düşman ihtiyat grubunun durumunu tespit etmektir.
    5. Savaş uçaklarımız keşif uçaklarımızı korumalı ve düşman uçaklarının bölgemizde dolaşmasına engel olmalıdır.
    6. 23 Ağustos 1922’de yazılmıştır.

            Batı Cephesi Komutanı Adına

            Kurmay Başkanı

    2.Ordu Komutanlığına ise şu cephe emri yazıldı:
    1.Düşmanın Döğer havalisindeki ihtiyat grubunun vaziyeti ve harekatı hakkında üç günden beri tayyare keşfi olmamıştır. Bu grup hakkında hemen bilgi tedarikine önem verilmelidir.
    …….

            saat 19.30
            Garp Cephesi Kumandanı İsmet

 

24 AĞUSTOS 1922

    Yunan komutanlarınca Türklerin … taarruza hazırlandığı öğrenilmiş fakat önem verilmemiştir. Afyon’daki Yunan 1. Kolordu Komutam yalnız 22 Ağustos 1922’de tümenlerine daha dikkatli olmalarını bildirmiş ve 24 Ağustos 1922’de ihtiyattaki 2. Yunan kolordusunun Eğret’ te bulunan 7. Tümeni’nden 22. Alayı Balmahmut’a getirterek 1. Tümen emrine vermiştir. 25 Ağustos’ta da Afyon’daki hastahaneleri tahliyeye başlattı.

    4. Kolordunun son hazırlıkları: Düşmanın… Döğer ve Altıntaş yöresinde bulunan 7, 9. ve 13. tümenlerinden kurulu ihtiyat grubunun yer değiştirdiği hakkında henüz bir bilgi alınamamıştır.

    Uçak keşif raporu:

    Takip edilen istikamet: İntepe - Bostanlı arasından Gazlıgöl - Eğret -Yeniceköy - Cumalı - Sarıbeyli - Kadımürsel - Kırkpınar - Kayalar - Döğer - Deperoğlan Gediği - Karacadağ - Dönüş.
    1. Döğer - Karapınar - Kayalar bölgesindeki düşman ordugâhlarının durumunda değişiklik yoktur.
    2. Eğret’teki iki alaylık ordugâh yerindedir.
    3. Yeniceköy’deki iki alaylık ordugâh ile Cumalı’daki bir alaylık ordugâh yerindedir. Değişiklik yoktur.
    4. Sarıbeyli’deki topçu ordugâhında değişiklik yoktur.
    12. Keşif bölgesindeki farklı istikametlere giden yollarda hafif nakliye faaliyeti vardır. Eğret’ten Araplı Çiftliği’ne doğru hareket hâlinde 20 kadar araba görülmüştür.
    13. Bu keşif saat 08.00’de Sivrihisar uçağıyla yapılmıştır.


25 AĞUSTOS 1922

    Cephe Komutanlığının taarruz emri:
    …  2 nci Ordu’nun 26 Ağustos 1922 günü için asıl vazifesi Afyon doğu cephesindeki düşmanın 12. ve 5. Tümenleriyle düşman ihtiyat grubunu taarruz harekâtıyla tespit ve işgal etmektir…

    I. Ordu Komutanlığının son hazırlıkları:
    … 2 . Ordu, Afyon doğusundaki ve ihtiyatta bulunan düşman taarruzla tespit ve işgal edecektir…
    5.  Kolordu;… 26 Ağustos sabahı Sincan ovasına ilerleyerek 1. Kolordu karşısındaki düşmanın sağ yan ve gerilerine taarruz edecek, Balmahmut - Dumlupınar arasında demir yolunu takip edecek, Altıntaş - Döğer bölgesindeki düşmanın ihtiyat grubuna ve Uşak’taki grubuna karşı keşif ve emniyet görevleri yapacaktır…

    5.Süvari Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa saat 19.00’da , 2. Süvari Tümen Komutanına  şu yazılı emri gönderdi:

1. Alınan Ordu emrine göre, 5’inci Kolordu Komutanlığına aşağıdaki görevler verilmiştir:

a. 25 Ağustos 1922 gecesi Kırka - Alemdartepe – Başağaç  hattıyla, Hacettepe arasındaki Sıçanlı Ovası’na   hâkim Ahur Dağı geçitlerine ilerleyecek,

b. 26 Ağustos 1922 sabahı Sıçanlı Ovası’na ilerleyerek 1. Kolordunun karşısındaki düşmanın sağ baş ve gerilerine taarruz edecek,

c. Balmahmut – Dumlupınar arasındaki demir yolu hattını çeşitli yerlerden tahrip edecek,

d. Altıntaş - Eğret - Döğer bölgesindeki düşman ihtiyat grubuyla, Uşak Grubuna karşı keşif ve emniyet görevlerini ifa edecektir.

2. 1. ve 14. Süvari Tümenlerinin 7 sayılı Kolordu emrindeki görevleri geçerlidir. 2. Süvari Tümeni, Kırka - Çayhisar hattına 26 Ağustos 1922 sabahı yaklaşacak ve Kolordu ile irtibat kuracaktır.

3. Ordu emrinin yukarıda yer alan (b,c,d) maddelerindeki görevlerin icra tarzı hakkında ayrıca emir verilecektir.

    Bugün Yunan 1. Tümen karargâhıyla bağlı birlikleri ve 7. Tümen’in 22.  Piyade Alayı Balmahmut’taydı…

    Türk Ordusu’nun 25 Ağustos 1922 akşamına kadar aldığı bilgiler de gerçeğe uygundu. Yalnız, 7. Tümen’den bir alayın Balmahmut’a geldiği öğrenilmişti.  25 Ağustos 1922 uçak keşif raporlarından da Döğer bölgesindeki Yunan ihtiyat kolordusunun eski yerlerinde, ordugâhlarında bulunduğu, yollarda fazla bir gidiş geliş olmadığı öğrenilmişti….

    2.ordu karşısındaki yunan birlikleri:
İhtiyatta bulunan 2. Kolordu, karargâh ve bağlı birlikleriyle Gazgöl, 7. Tümeniyle Eğret, 9. Tümeniyle Döğer, 13. Tümeniyle Ablak bölgesinde bulunuyordu.

    Taarruz ihtimalini aklına bile getirmeyen Trikopis 25/26 gecesi Afyonkarahisar’da düzenlenen bir baloya katılmıştı.

    1. Kolordu Komutanı Trikopis, gerek uçak keşifleri gerekse casuslar vasıtasıyla Türk ordusundaki bu toplanma faaliyetlerini fark etmişse de Türk kuvvetlerinin gerçek sayısını tespit edememiş ve büyük bir taarruz beklememişti. İhtiyati tedbir olarak yalnızca 2. Kolordunun Eğret’te bulunan 7. Tümenini 25 Ağustos’ta güneye, Balmahmut istikametinde yürüyüşe geçirmek ve hastanelerdeki ağır hastaların İzmir’e tahliyeleri tedbirlerini aldırmıştı.

    1 inci Ordu karşısında mevzide bulunan düşman kuvveti iki piyade tümeni ile, bir müstakil alaydan ibaretti. Bir tesadüf eseri olarak 4. Kolordu'nun karşısında 4. Yunan Tümeni, 1. Kolordu'nun karşısında da 1. Yunan Tümeni bulunuyordu. Düşmana karşı büyük bir üstünlük sağlanmış olmakla beraber, kuzeyde Eğret, İhsaniye bölgesindeki  2. Yunan Kolordusu, güneyde 1.  Ordu karşısına getirildiği takdirde, düşman mevzilerini yarmak güç, belki de imkânsız i olacaktı. Düşman ise ancak bu kuvvetin bir tümenini yürüyüşe  geçirmişti.

    Duruma göre karar verecek olan Yunan ordusu  Başkomutanı Hacıanesti, cephenin uzağında İzmir'de idi. Bu da Yunanlıların en büyük hatası idi. Hacıanesti uzakta kaldığını takdir ederek, ihtiyattaki kolordunun kullanılma yetkisini de 1. Kolordu Komutanı Trikopis'e vermişti.  İşte Trikopis ihtiyattan bir tümeni güneye kaydırmayı bu yetkiye dayanarak  yapmıştı.  Ancak bu yetersiz ve yarım bir tedbirdi. Trikopis,  Başkomutan'ın hakiki maksadını bilmiyordu. Türk taarruzu geliştikten sonra ihtiyattaki diğer iki tümenin de güneye getirilmesini başkomutandan isteyecektir. Başkomutanın asıl maksadı ise 2. gün anlaşılacaktı.

    Aslında Yunan Ordusu teyakkuz halindeydi Saldırının yapılacağına emindiler fakat Türklerin planlarına hakim olmadıkları anlaşılıyor. Yunan Ordusu Başkomutanı Hacıanestis ile Afyon'da bulunan Trikopis'in Gazlıgöl'de bulanan General Diyenis arasında da ciddi bir kopukluk söz konusuydu.

    Sabah uçak keşif raporu:

    Takip edilen istikamet: Bolvadin - Gazlıgöl - Eğret - Yeniceköy -Cumalı - Sarıbeyli - Kadımürsel - Kırkpınar ve civarı - Kayalar - Döğer -Deperoğlan - Çörez Boğazı - Kırka - Akin - Seyit Suyunu takiben Seyitgazive civarı - Dönüş.

    1. Eğret’te bulunan bir piyade alayı ile süvari alayı ordugâhlarında artma ve azalma olmadığı gibi faaliyet de yoktur.

    2. Yeniceköy’de iki, Cumalı’da bir alaylık düşman ordugâhlarında değişiklik yoktur.

    3. Sarıbeyli’deki düşman topçusu yerindedir.

    10. Bu keşif saat 08.00’de Sivrihisar uçağıyla yapılmıştır.

 

    Akşam uçak keşif raporu:

    Altıntaş - Döğer bölgesindeki düşman ihtiyat grubunun keşfi için Pilot Mükerrem ve Rasıt Hamdi Efendiler saat 17.00’de uçmuşlardır. Keşif sonucu aşağıda sunulmuştur:

    1. Eğret - Yeniceköy - Sarıbeyli - Cumalı - Kırkpınar - Kayalar - Döğer’deki ordugâhların durumunda değişiklik yoktur. Gazlıgöl’den bir tren Afyon’a doğru hareket hâlindedir.

    6. Bu keşif saat 18.00’de yapılmıştır.

   


    Sonraki Bölüm



Milli Mücadelede Eğret Günlüğü - 2


Günlüğün bu bölümü, Sakarya Zaferi sonrası Yunanlıların geri çekilmesinden, iki tarafın kaçınılmaz taarruz hazırlıklarına kadarki yaklaşık 10 aylık dönemi ele alır.

Günlüğün 1. Bölümü

3 EKİM 1921

    Genelkurmay’ın harp raporuna göre; 1 Ekim’de Sarıcaova’ya inen düşman kuvvetleri, 2 Ekim’de Gazlıgöl’e gelmiştir.


7 EKİM 1921

    Sakarya Meydan Muharebesinden sonra Eskişehir genel istikâmetinde çekilen Yunan ordusu, daha başlangıçtan itibaren Afyon bölgesine bir kısım kuvvetlerini kaydırmaya başlamış bulunuyordu. Nitekim, kuzeyden güneye alınan kuvvetlerden bir piyade tümeniyle iki süvari alayından ibaret ilk takviye birlikleri, 28 Eylül 1921’de Gazlıgöl’e hareket etmiş ve 7 Ekim’e kadar Gazlıgöl-Susuz-Afyonkarahisar-Balmahmut bölgesinde toplanan Yunan kuvvetleri, dört tümene yükselmişti.

 

14 EKİM 1921

    Kuzeyde Bozaniç yöresinde bulunan 1. Süvari Tümeni de Hüsrev Paşa bölgesine getirilerek Seyitgazi - Üçsaray - Türkmendağı hattı ile Bavurda - Kazuçuran - Eğret hattı arasında keşifle görevlendirildi. Bu suretle son duruma göre; keşif, emniyet ve muharebe için ara hatları belirtilmiş bulunan Batı Cephesi birlikleri, 10 Ekim’den beri başlamış oldukları tahkimat işlerine 14 Ekim’den itibaren cephe komutanlığınca görevlendirilmiş oldukları kendi sorumluluk bölgelerinde devam ettiler. 

 

31 EKİM 1921

    Yunan birliklerinin savaş güçlerinin takviyesi ve cephede tahkimata hız verilmesiyle  ilgili olarak da 29 Ekim’de kuvvet çoğunluğunun güneyde toplanmasına orduca karar verildi. Kuzey Grubu emrindeki 9. Tümen’le Süvari Tugayı’nın ve 7. Tümen’in, Güney Grubu (Afyon bölgesi) emrine girmesi plânlandı. Bir başlangıç olmak üzere. Güney Grubu’na tertiplenen kuvvetlerden, bir topçu grubunun da 30 Ekim’de demir yoluyla güneye nakli, ve 9 . Tümen’in de 31 Ekim Afyon bölgesine hareketi emredildi. Bunu izleyen günlerde (Kasım 1921) plânlanan bu kuvvetlerin nakline devam edildi.


27 KASIM 1921

    16 Kasım 1921’de harekete geçen 7. Tümen, 18 Kasımda Ihsaniye’ye, daha sonra Belce’ye ve 27 Kasım akşamı Balmahmut’a intikal etti.

 

OCAK 1922

    Savaş bölgesinde yaşayan halkın gezileri, ordularca düzenlenen özel belgelerle yapılmaktaydı. İzin belgesi olmadan Eğret'te halk tarlaya çıkamıyordu.


4 OCAK 1922

    Yunan Ordu Komutanlığı Raporu: 9. 1. 2. ve 7. Tümenler kış ortasında eski ve bozuk yollardan harekete geçirildiğinden askerin moralinin bozulmasına sebep olmuştur.

 

10 OCAK 1922

    Trikopis’in karşı planı: 7. Tümen’e, ya Eğret’de ihtiyatta kalmak, ya da Sandıklı istikâmetine taarruz etmek görevi verilecekti. Türkler Kuzey Grubu’na taarruz ederlerse 7. Tümen  kuzeye hareket ederek Türk birliklerinin yan ve gerilerine taarruz edecekti. Sandıklı’ya taarruz için 7. Tümen, Sincanlı’da toplanacak…

 

19 ŞUBAT 1922

    Yunan Başkomutanı Papulas’ın İzmir’de Ayafotini Kilisesi’nde “Anadolu’yu boşaltırsak baştan sona kadar tahrip ederek yüz senede onarılamayacak hâle getiririz” açıklamasının bir propaganda mı, yoksa Yunanlıların Anadolu’yu boşaltmak kararında mı olduğunu kestirmek mümkün olmadığını…

 

12 MART 1922

    12 Mart 1922’de 13. Tümen, ordu emriyle ileri hattaki mevzilerini, 5. Tümen birliklerine teslim ederek Eğret’in kuzeyine ihtiyata alındı. Karargâhı Gazlıgöl’de bulunan 2. Kolordu da emrindeki 12. Tümen’le Kumartaş’ta, 5. Tümeni’yle Bozüyük’te ve 13. Tümen’le Eğret köyünde olmak üzere, kuzey ve güney gruplar ara hattına kadar olan savunma bölgesinin sorumluluğunu taşıyacaktı.

 

12 NİSAN 1922

    7. Tümen, 37. Alayı’nı Savran’da bırakarak büyük kısmı ile Eğret’e;  9.Tümen de demiryolu dolaylarına alındı. Bu tümenlerin kuzeye alınmaları ile ilgili olarak, Afyon kuzey kesimindeki 5. ve 12. Tümenlerin cepheleri daraltıldı.

 

14 NİSAN 1922 

    Batı Cephesi Komutanlığı’nca 14 Nisan 1922’de, tümenlerin süvari bölüklerinden teşkil edilecek 4. ve 1. Kolordu’ya verilen süvari alaylarından biri Alayunt - Döğer, diğeri de Döğer - Gazlıgöl hattında keşifle görevlendirilmişti. Yunan ordusuna gelince; Afyon grubunun kuzey kanadını daha da kuzeye uzatarak tahkime başladıkları, Afyon kuzey bölgesindeki mevzilerinin 100 metre kadar ilerisinde yeni siperler hazırladıkları görülmüş…

 

18 NİSAN 1922

    7. Tümen Komutanı Tümgeneral Andrea Platis komutasında olmak üzere Eğret ve Döğer’de toplanan 7. ve 9. Tümen’den kurulu Tümenler Birliği, ileri hatlardaki 13. Tümeni (iki taburu eksik) geri çekerek ihtiyata aldı. Tümenler genellikle kuzey ve güney gruplarını takviye ile görevlendirilmişti. Bu birlik emrindeki 7. ve 9. Tümenin süvari bölükleriyle emrine verilen 10. ve 15. Bağımsız Tümenin süvari bölükleri ve daha bir kısım birliklerle teşkil ettiği karma bir müfrezeyi, Kuzey - Güney grupları arasındaki boşluğu kontrol ve emniyet altına almak üzere yerleştirdi.

 

MAYIS 1922

    Mayıs ayı içinde Afyon’un kuzeydoğusuna doğru kuvvetler sevk etmek suretiyle Türk cephesinde yapılan değişiklik nedeniyle, Güney Grubu, kuvvetlerini karma bir hâle getirmek zorunda kaldı. 2. Tümen in işgal mıntıkası kuzeydoğuya uzatılarak, 1. Tümenin cephe hattı da daha doğuya nakledildi. Ve 4. Tümenin cephesi örtüldü. Ordu emriyle Nisan 1922’de kurulan ve Döğer bölgesine yerleşmiş bulunan Tümenler Birliği (7. ve 9. Tümen) 13. Tümeni ileri gözetleme hattından çekerek burada sadece iki tabur bıraktı.

    Yunanlılar, genel olarak bundan önce yapmakta oldukları tahkimata ve özellikle Afyon kuzey kesimindeki savunma hattının tersinde Nisan 1922’de başladıkları yeni mevzilerin hazırlanmasıyla ilgili tahkim faaliyetlerine devam etmişlerdi. Bu gibi işlerde, bölgedeki yerli Türk halkının insan gücünden ve araçlarından, zor kullanarak faydalanmak yolunu tutmuşlar, teşkil ettikleri yerli çeteler ve para ile satın aldıkları hainlerle Türk halkı üzerinde tüyler ürpertici zulüm ve cinayetlerine de hız vermişlerdi.

    Yunan ordusu düzenlerinde yapılan bu değişiklikler, Türk ordusunda tartışmalara yol açtı ve buna karşı yeni düzenler alınması kararlaştırıldı.

 

17 MAYIS 1922

     2. Ordu Komutanlığının Kendi Bölgesindeki Düzenleme Hakkındaki Mütalâası

Yunanlıların Kocaeli’de bir, Eskişehir’de üç, Döğer dolaylarında dört, Afyonkarahisar bölgesinde dört tümeni ve Aydm bölgesinde de bağımsız birlikleri bulunmaktadır…Bu toplanma; dört-beş haftadan beri göz önünde yapılmakta, Türk ordusu ise buna seyirci kalmaktadır…Yunan ordusunun aldığı bu durum, kendisine hem taarruz hem savunma için elverişli görülmektedir.

    Yunanlıların Döğer kesiminden ya da Eskişehir üzerinden taarruzu son aylarda dikkatle ve önemle incelenmiş olup Yunanlıların böyle bir hareketi sürpriz olmayacaktır.


         22 MAYIS 1922

         2. Uçak Bölüğünden ayrılan Akviran Müfrezesi 14 Nisan – 12 Mayıs 1922 arasında Çeçıngiç (Feyziabad), Seyitgazi, Yukarı Söğüt, Ayvalık, Alpanos, Kuyucuk, Eskişehir, Muttalip, İscehisar, Bostanlı, Döğer, Susuz, Cumalı, Eğret, Muratlar, Karacaahmet, Kadımürsel, Kırkpınar bölgesinde keşifler yaptı. Bu keşifler sırasında ayrıca; "Türklerin Yunanlı esirlere çok iyi davrandıklarını, savaşa son vermek amacı ile biran evvel Yunan askerlerinin teker teker veya grup halinde teslim olmalarını tavsiye eden" aşağıdaki bildirileri atarak, Yunan birlikleri etkilenmeye çalışıldı. Bu bildirilerde künyeleri açıklanan esir Yunan askerlerinin imzaları bulunuyordu. Yunanca atılan bildirinin Türkçe örneği şöyleydi.

        Asker kardeşler

         İmzaladığımız bu beyannameyi okuyun, 3 seneden beri Türklerin ne karakterde insan olduklarını anladık. İşte biz de onun için Türklere teslim olduk. Türkler bizi gayet iyi karşıladılar ve dilediğimiz gibi serbest bıraktılar. Şu halde harbin korkunç safhalarından canımızı kurtararak ve subayların mezaliminden kurtularak şimdi rahat ve huzur içinde yaşamaktayız. Eğer siz de gelip teslim olursanız, işte o zaman bu söylediklerimizin tamamının birer hakikat olduğunu anlayacaksınız.

         Karşınızda ateş tehlikesine maruz kalmamak için siperlerde son derece ihtiyatlı davranmalısınız. Bir asker yalnız başına teslim olmak istediği zaman uzaktan ellerini havaya kaldırarak bunun bir teslim işareti olduğunu belirtir veyahut bir beyaz mendili uzaktan sallayarak Türk siperlerine doğru yaklaşır. Türk siperlerinden duyacağınız 'teslim teslim' kelimesiyle karşılanırsınız. Eğer daha çok arkadaş teslim olmak istiyorsa bilhassa şunlara dikkat edilmelidir.

         Bu gayelerinizi göstermek için eğer vaktiniz kalmazsa o zaman üçer üçer siperlere doğru ellerinizde beyaz mendillerle gelmeye başlarsınız, Türk siperlerine 100 metre kala tüfeklerinizi yere atar, ellerinizi havaya kaldırarak teslim olursunuz. Evvelce teslim olanlarla sonradan teslim olanlar arasında farklı bir işlem olmayacaktır.

      Onlar da evvelkilerin tabi olduğu işleme uyularak kabul edileceklerdir. Şimdiye kadar teslim olanlar serbest ve rahat yaşamaktadır. Onun için sevgili kardeşimiz, nasihatlerimizi iyi dinleyerek, ona göre tedbir alınız. Şunu da belirtelim ki nasihatlerimizden bir miktar yararlanmanızı tavsiye ederiz. Huzur içinde kalınız.


MAYIS SONU 1922

Yunan ordusu, 2. Kolordu: Karargâhıyla Gazlıgöl’de;
13. Piyade Tümeni: Karargâhıyla Karacaahmet’te;
9. Tümen: Döğer bölgesi Karapınar yöresinde;
7. Tümen: Bu tümen önceleri kuzeyden gelerek Güney Grubu’nun çeşitli cephe kesimlerinde görevler almış en son Eğret bölgesinde bulunmaktaydı.

 

1 HAZİRAN 1922

    Batı Cephesi Komutanlığına göre; Eskişehir, Döğer ve Afyon kuzeyi bölgesindeki bir kısım Yunan birliklerinin eski yerlerinde olmayışları, Yunanlıların bazı cephe kesimlerinde yeni düzenler alabileceği kamsını uyandırmıştı. Düşman durumu hakkında elde edilen bu bilgiler üzerine, Cephe Komutanlığınca, birliklerden keşif ve gözetleme hizmetlerine önem verilmesi istendi.

 

4 HAZİRAN 1922

    Hacıanesti Küçükasya Ordusu Başkomutanı oldu.

 

5 HAZİRAN 1922

    Ordu komuta kademesinde değişiklikler:
    Ordu Kurmay Başkanı General Pallis’in yerine 2. Tümen Komutanı General Yorgi Valetta atandı.
    1. Kolordu Komutanlığı’na General Trikopis, 2. Kolordu Komutanlığı’na General Diyenis atandı.
    Tümenler Birliği (7. ve 9. Tümenler) Komutanı Tümgeneral Plati İzmir’deki genel karargâha alındı.

    Daha sonra cephede 15 günlük denetleme yapan Başkomutan birliklerin genel hâl ve tavırlarını yeterli bulmuşsa da… Diğer taraftan denetleme sırasında kıta komutanları, Başkomutanlarına, özel surette giydirilmiş vs. tam olarak donatılmış kıtalarla, cephede kuvvetli olan bir tahkimat göstererek askerin moralinin iyi durumda olduğunu ve Türklere saldırmak için sabırsızlandıklarını göstererek gözboyadıklarını beyan etmişlerdi. Eğret'teki 7. Tümen ziyaretinde köylüler zorla alana getirilerek Başkomutanı karşılıyormuş görüntüsü verdirilmişti.


Sonraki Bölüm


14 Ekim 2021

Milli Mücadelede Eğret Günlüğü - 1

     Harp raporları, uçuş ve keşif raporları, resmi yazışmalar, anılar ve araştırma-inceleme yazılarından yararlanarak, Kurtuluş Savaşı yıllarında Eğret'i ilgilendiren bilgileri günlük biçiminde düzenlemeye çalıştım. İlk bölüm 2. İnönü Zaferi ile Sakarya Zaferi arasındaki dönemden oluşuyor.


26 MART 1921

    Yunanlılar içinde Afyon ve Kütahya’nın işgalinin de bulunduğu taarruz planlarını 17 Mart 1921’de kesinleştirdiler. Türk kuvvetleri ise savunma planı yapıyorlardı, buna göre 8. Tümen savunma mevzii 25 Martta Çatkuyu-Köprülü arasındaydı. 26 Mart saat 11.30’da bir tümen ihtiyat olarak Resulbaba-Araplı çiftliğine gönderildi; ama akşama doğru düşman Çatkuyu’ya ulaşmıştı. Uçak raporlarından Altıntaş şesesinde düşman bulunmadığı anlaşılmıştı. İhtiyat tümeninin bir kısmı gece Sadıkbey batısına alınarak geri kalanının sabah 7.00’de Çatalçeşme’de bulunması emredildi.


30 MART 1921

    27 Martta Çatkuyu’daki düşman Resulbaba batısındaki tepelere hücuma geçti. Türk kuvvetlerinin Resulbaba-Çatalçeşme-Bayramgazi bölgesinde tutunamayacağı anlaşılınca Dandır’da toplanmaları emredildi. Bugünün akşamında Türk kuvvetleri Güney Cephe Komutanlığıyla birlikte Dandır-Belce-İhsaniye hattına çekildi. Yunanlılar ise Afyon’u işgal etmiş, kuzeyde Gecek-Araplı-Bayramgazi-Çatalçeşme hattında emniyet düzeninde kalmıştı. Ertesi gün Döğer doğrultusuna doğru çekilmeyi sürdüren Türklere karşılık Yunanlılar, Resulbaba-Çatalçeşme-Gazlıgöl hattının daha kuzeyine geçmedi. Yalnız Dandır ve Eğret civarında süvari keşif kolları dolaşıyordu. 29 Mart’ta da çok fazla değişiklik görülmedi, düşman asıl kuvveti bu hattın güneyinde kaldı; ancak iki alaylık bir güçle Ablak ve Akören’e yürüdü. 30 Mart günü de Afyon’u işgal eden düşman güçleri Resulbaba-Gazlıgöl kuzeyine geçmemekte ısrar etti.


31 MART 1921

    Düşmanın bu ısrarlı tutumundan, bölgede bir savaş planlamadığı anlaşılınca Türk kuvvetlerini boşuna burada tutmak yerine asıl savaş bölgesi olan İnönü’ye sürmek fikri Genelkurmay’a sunuldu. Düşman fikrini değiştirip asıl savaş alanına varmak istese bile, bu 3-4 gün süreceğinden etkili olamayacaklardı. Genelkurmay emri ile Güney cephe komutanı Refet Bey kuvvetleriyle akşam 20.00’de bölgeden ayrıldı. Yalnız yorgun olan bir süvari tugayını Döğer-Eğret mevziinde bıraktı. Merkezi İlyen’de bulunan tugay ertesi gün keşif kollarını Eğret-Ablak istikametine gönderdi, düşmanın bunlara karşı herhangi bir faaliyeti olmadı. 31 Martta düşman Kolordu karargahı hala Afyon’da ve tümenleriyle hala Gazlıgöl-Çatalçeşme-Resulbaba hattındaydı.


1 NİSAN 1921

    Genelkurmay, Tugay’dan 1 Nisan’da bölgedeki düşman kuvvetlerinin durumu ile ilgili acil bir rapor istedi. Çıkarılan keşif kollarından elde edilen bilgilere göre; Ablak batısında bir Yunan süvari bölüğü vardı; Yukarı Dandır, Aşağı Dandır, Eğret’te düşmana rastlanmadı; Bayramgazi’de 30 çadır ve doğu sırtlarında nöbetçiler görüldü. 2 Nisan’da düşmanla sıkı temasta bulunmak üzere Tugay bu gece Belcemeşe’ye geçecekti.


6 NİSAN 1921

    6 Nisan’a kadar bölgede günler durgun geçti. Düşmanın ele geçirdiği yerleri yeterli gördüğü, mevzilerini tahkimatla geçirdiği anlaşılıyordu. Süvari Tugayından bir alay Dandır’a gönderildi. Bir alaydan subay keşif kolu da Eğret üzerinden Resulbaba istikametine gönderildi. Dandır istikametine gidenlere ateş açılınca sırtlara çekilip gözetleme yaptılar. Belce güneyinde avcı siperleri ve batısında çadırlar tespit ettiler. Bir başka keşif sonucunda, düşmanın zinde görünen güçleriyle Gazlıgöl-Çatalçeşme hattının kuzeyine hücum edebileceği ihtimali Genelkurmay’a rapor edildi.


7 NİSAN 1921   

    7 Nisan’da düşmanın Gazlıgöl-Belce-Çatalçeşme hattında bulunan güçlerinde bir değişiklik yoktu; ancak güneyde Afyon’u boşaltıp çekilmeye başlamıştı. Ayvalı’da toplanıp Dumlupınar’a hareket edeceklerdi. Zayıf bir birliğini Bayramgazi-Resulbaba hattında bıraktılar. Akşam saatlerinde Afyon tamamen işgalden kurtarıldı. Güney Cephesi Komutanı gece verdiği emirde, 4. Süvari Tugayının Belcemeşe’de kalarak Altıntaş-Olucak doğusundaki bölgeyi keşif ve gözetlemeye devam etmesini istedi.


13 NİSAN 1921 – DUMLUPINAR SAVAŞI

    8-13 Nisan 1921 tarihleri arasında yapılan Aslıhanlar ve Dumlupınar savaşlarında bir netice elde edilemedi. Doğuya çekilip yeni savunma düzeni almaya karar verildi. Bu arada düşman Afyon’dan asıl kuvvetlerini Dumlupınar’a çekerken bazı noktalara artçılarını bırakmıştı. Resulbaba ve İlbulak dağlarının kuzey ve güney sırtlarında yer yer bu artçılara rastlanıyordu.


4 MAYIS 1921

    Bundan sonra Cephe Komutanlıklarının yapısı ve teşkilatı hakkında yeni düzenlemelere gidildi. 4 Mayıs’ta Ortatepe-Resulbaba-Çatalçeşme-Karacadağ-Emirdağı hattı yeni hudut olarak belirlenmiş ve bu hattın kuzeyindeki birliklerin tümü doğrudan Batı Cephesinin emrine verilmişti. Batı Cephesi de aynı tarihte gruplar arasındaki hattı şöyle belirledi: “Cafergazi türbesi - Selkisaray - Ortatepe - Resulbaba tepesi - Çatalçeşme - Karacadağ - Emirdağı hattı  4 . ve 12. Gruplar arasında huduttur.”


31 MAYIS 1921

    31 Mayıs 1921’de 12. Grup Komutanlığı, genel bir Yunan taarruzunun başlaması halinde Grupça alınacak düzen hakkında Batı Cephesi Komutanlığına yolladığı raporda: “4. Süvari Tugayının, Selkisaray - Beşkimse kuzeyindeki Kozluca tepesi - Ulucak - Çakırtepe - Karaböğrüklü dağı üzerindeki Bayırlı sırtı (dahil) hattı ile Kırcaaslan - Karacadağ genel hattı arasından kademe kademe çekileceğini, önce Eğret - Resulbaba hattını, sonra Belce batısı - Fethibey (Büyükcorca) hattını ve boş bulursa Çakırtepe’yi tutacağını ve…” söylüyordu.

 

27 HAZİRAN 1921

    İnönü yenilgisi sonrası Yunanların büyük bir taarruz başlatacakları tahmin ediliyordu. Buna dair harekat planları 27 Haziranda netleşti. Türklerin tahkim ettiği Afyon kuzey kesimlerini tekrar ele geçirmek, birkaç ay önce geri çekilerek boşaltmak zorunda kaldıkları bölgeyi tekrar işgal etmek hatta Ankara’ya kadar ilerlemek hedefleri arasındaydı. Tabi önce Balmahmut-Olucak-Efted hattındaki Türkleri daha doğuya atmaları gerekecekti.

 

1 TEMMUZ 1921

    Düşman hakkında elde edilen bilgiler ve arazi incelemesi sonunda Türk tarafının planı 30 Haziran’da son şeklini aldı. 12. Grubun 57. Tümeni o gece Gazlıgöl-İğdemir-Ablak-Dandır-Belce kesimini alacak; düşman taarruzu başlar başlamaz 4. Grubun sol kanadına geleceklerdi. Plan uygulandı ve 1 Temmuzda Tümen Gazlıgöl-Belce-Aşağı/Yukarı Dandır-Akören-Kayrak kesimine konmuştu.

 

11 TEMMUZ 1921

    Yunan Komuta Heyeti 8 Temmuz’da Uşak’a gelerek başlayacak olan harekata son halini verdi. Plana göre Yunan kuvvetleri 11 Temmuz’da güneyden Balmahmut-Sadıkbey-Fethibey; ortadan Çatkuyu-Bayramgazi; kuzeyden de Ablak’a kadar varmış olacaktı. Yunanlıların bu palanına karşılık, Türk Batı Cephesinin 12 Grup kuvvetlerinin 8 Temmuz pozisyonu; Aşağı/Yukarı Dandır, Akören, Ablak, Eydemir, Tekeköy şeklindeydi. Tümen karargahı Gazlıgölde idi; ama 10/11 Temmuz gecesi kuvvetleriyle Döğer civarına gitme emrini almıştı. Kısaca 11 Temmuz’da Türkler bu bölgeden çekilmeyi, Yunanlılar da bölgeyi ele geçirmeyi planlamıştı. İki taraf da çok az değişiklikle planlarını uyguladı.

 

12 TEMMUZ 1921

    12 Temmuz’da Yunan asıl kuvvetlerinin ileri harekatı başladı. Önden hareket eden bir süvari tugayı; bir alayını Cirleyik üzerinden kuzeye, bir alayını Olucak’tan Efted’e ve bir alayını da yine Olucak’tan Eğret’e sürdü. Bunların 4. Grup bölgesindeki gelişmelerdi.

    12. Grup kesiminde ise Yunan Kolordu emri şöyleydi: “1. Tümen Türk güçlerini atarak Eğret’e varıp oradan kuzeydoğuya yönelecek ve Türk mevzilerine taarruz edecek. 2. Tümen ise Resulbaba’yı alıp Köprülü-Araplı  hattındaki Türk mevzilerini geriden çevirerek Afyon’u işgal edecek  Tümenler grubuna yardım edecek. Şehir işgal edildikten sonra Eğret-Belcemeşe kesiminde toplanılacak.”

    Emrin uygulanması şöyle gerçekleşti: 12 Temmuz sabahı 1. Tümen Yenice-Eğret kesimine, 2. Tümen ise İlbulak Dağı istikametinde ilerliyordu. 1. Tümen akşama doğru Yenice-Eğret hattına ulaşarak emniyet düzeni alıp konuşlandı. 2. Tümen ise Çatkuyu-Resulbaba hattı batısına gelerek durdu. Çünkü karşısına Türk süvari tugayı çıkmıştı. Ancak bu tugay tutunamayarak Aşağı/Yukarı Dandır taraflarına çekilmek zorunda kaldı. Yunan Süvari Tugayı ise 2. Tümen gerisinde toplandı, Eğret de dahil bir çok yönde keşif kolları gönderdi ve akşam üzeri Ayvalı’ya varıp kondu. 12/13 Temmuz gecesi 1.Yunan Tümeni Eğret-Yenice’de, 2. Tümen ise İlbulak-Ayvalı’da idi.


13 TEMMUZ 1921

    12/13 Temmuz gecesini Ayvalı kesiminde geçiren Yunan Süvari Tugayı saat 6.00’ya kadar emir alamayınca, kendi inisiyatifini kullanarak İlbulak Dağı yolu ile Eğret-Döğer-Malatya istikametinde ileri harekete geçti. Hereketinden önce Sadıkbey-Afyonkarahisar, Araplı-Belce-Akören-Demirli, İlbulak-Gazlıgöl-Akviran-Döğer-Malatya ve Eğret-Altıntaş istikametlerine keşif kolları çıkarmıştı.

    Diğer taraftan 13 Temmuz sabahı 1. Tümen saat 8.00’de Eğret-Yenice hattından İlyen Dağı istikametine taarruza başladı. Bundan bir süre sonra Afyonkarahisar’ın ele geçirildiği haberi üzerine, 2. Tümen Eğret-İhsaniye-Beyköy istikametine ilerledi. Bu arada Türk birliklerini püskürttü. Akşama doğru Belcemeşe-Beyköy hattında konuşlandı. Böylece 1. Kolordu 13 Temmuz akşamı genel olarak Beyköy-Döğer hattına ulaşmış bulunuyordu.

 

14 TEMMUZ 1921

    Yunan asıl kuvvetleriyle bu tarihte Belcemeşe’de idi. Ordu Karargahı da buradaydı.


19 TEMMUZ 1921

    Şu anda Gazlıgöl’de düşman bulunmadığı, Yunanlıların Gazlıgöl batısı ve doğusundaki bütün köyleri yaktığı bilgisi bir raporla Batı Cephesi Komutanlığına bildirildi.

    Bugün Yunan kralı II. Konstantin İzmir’den Uşak’a geldi.

 

29 TEMMUZ 1921

    Bugün Hüsrevpaşahanı’ndan batıya geçen süvarilerimiz Tekeköy-Osmanköy-Olucak üzerinden Beşkimse’ye kadar ilerlediler. Burada düşmanın bir otomobil koluna ve bir muhabere müfrezesine hücum ederek zayiat verdirip ganimet elde ettiler.

    Ayrıca Türk kuvvetlerinin keşif faaliyetleri bugün de devam etti. Yunan Ordusu yeni bir taarruza hazırlanırken, birliklerinin Döğer, Eğret, Gazlıgöl ve Dinar kesimlerinde olduğu tespit edildi.

 

30 TEMMUZ 1921

                            GARP CEPHESİ KUMANDANLIĞINA
    
    3. 28 Temmuz 21’de Afyon-Altıntaş şosesinin şarkında düşman kuvvetleri olmadığına ve gerilerinin zayıf kuvvetle tutulduğuna kanaat getirilmiş ve bu kanaat tümene de bildirilmiştir. Bunun üzerine 28/29 gecesi düşmanın gerisine harekete karar verdim.

    4. Süvari 2. Tümen grubundan kendisine verilen istikamet ve hedeften saptığı için kendi belirlediği istikameti takip etmiş ve doğal olarak daha güneyden harekete mecbur olmuş ve Teke-Akören-Susuz-Eğret-Olucak-Başkimse-Sinanpaşa istikametinin takip edileceği arzedilmiştir.

    5. 29.7.21 saat 5.30’da Olucak karyesi ….?

    6. Olucak’a gelirken; Afyon-Döğer-Kütahya, Eğret-Döğer; Eğret-Altıntaş, Eğret-Dumlupınar, Eğret-Olucak civarında düşmanın gündüz kalma imkanı görülmediğinden derhal gündüz olmasına rağmen Başkimse-Sinanpaşa istikametine hareket edildi. Ve bu sırada Başkimse’de düşmanın bir muhabere birliği olduğu haber alınınca …
    
    11.Köylülerden düşmana dair bilgi alınmak istenmişse de hiçbirinden yeterli cevap alınamamıştır. Her köylü köyünden dışarı çıkmadığından, unsuz tuzsuz kaldıklarından şikayet ediyorlar. “Bütün kuvvetleri Kütahya Eskişehir istikametine geçti gitti” diyorlar. Köylerde çok büyük zorluklarla kılavuz bulunabildi. Eğret üzerinden hareket edilecekken at üzerinden pencere kapı kırarak çıkarabildiğimiz bir kılavuz, tugayı Osmanköy’üne götürmüştür. Bu sebeple tugay Eğret’ten ayrılarak Osmanköy’ünden Olucak’a gitmeye mecbur olmuştur. Osmanköy’ünde ancak damdan evin içine atlamak suretiyle girilmiş ve kılavuz çıkarılmıştır.
    
    İşbu rapor 30 temmuz 1921 saat 16.00’da Genelkurmay Başkanlığına, Garp Cephesi Komutanlığına, 5. Grup Komutanlığına arz edilmiştir.

                                                                    4.Süvari Tugay Komutanı İsmail Hakkı

 


4 AĞUSTOS 1921

                            BEŞİNCİ GRUP KUMANDANLIĞINA                Emirdağ/ 04.08.1921

                1. Tümenin Döğer istikametine yaptığı baskın sırasında düşman tarafından yakılan köylerle, yapılan mezalim hakkında aşağıdaki bilgiler arz olunur.

    a- Döğer, Eğret, İlyen, Demirli, Beyköy, Sipsin, Gazlıgöl, Sarıcaova köyleri düşman tarafından yakılmıştır. Genişler, Efted, Aydemir, Çalköyü, Olucak, Elmalı, Kövrül, Erikli, Damlalı, Kırka, Akin, Kemiç, Kesenler, Sandıközü, Lutfiye, Gökbey, Başören, Taşlık, Aşağı Söğüt köylerinin daha evvelce yakıldığı görülmüştür.

    b- Eğret ve Döğer’de alçakça tecavüzler vuku bulmuştur. Bilhassa Eğret’te erkekler kadınlardan ayrılarak Yunan askerleri bu kadınlarla üç gün üç gece serbest bırakılmıştır. Döğer’de de kısmen böyle yapılmıştır. Bu muamele bilhassa eşraf ailelerine uygulanmıştır. İsmini hatırlayamadığımız bir köyde 60 yaşında bir kadına tecavüz edildiğini Demirli köyünden kadını bizzat tanıyan bir köylü ifade etmiştir.

    c- Sipsin Köyünde bir Yunan askerinin öldürülmesi bahane edilerek 28 kişi kadar kurşuna dizilmiş ve köy ateşe verilmiştir.

    d- Yaralı esirlerimizi süngüledikleri, sağlam esirlerimizi de birbirine bağlayarak yaktıklarını bizzat gören köylüler ifade etmektedirler. Savaş alanında kalan yaralılarımızın bilahare öldürüldüğü ve kendi süngülerini karınlarına sapladıkları, şahitlerce belirtilmiştir.

                2- Birinci maddede arz edildiği üzere düşmanın gerilerindeki köylerin büyük kısmı yanmış ve kalanların yiyecekleri de düşman tarafından alınmıştır. Şu anda bu mıntıka halkı sefalet ve açlıktan büyük bir kıtlık içindedir. Tekrar edilecek akınlarda bu hususun göz önünde bulundurulmasını ve birliklerin yiyeceğini birlikte götürmesi lüzumunu önemle arz ederim. Aksi takdirde birlikler yeterli yiyecek bulamayacak ve zavallı halka yük olmuş olacaktır.

                                                                                  II. Süvari Tümen Kumandanı İbrahim Servet



12 Ekim 2021

Arabayı Eşkiyaya Sardırmış

     Yunan defedilmiş ama bu sefer de millet kıtlıkla imtihanda. Dediklerine göre 7 yıl sürmüş bu kıtlık. Yağmur da yağmayınca kuraklık bunun tuzu biberi oluyor, tohum bulsalar yiygi sıkıntı, yiygiye ayırsalar tohum sıkıntı. Geven kazdıkları günler. Sonra bu kıtlık küresel ekonomik krizle birleşiyor, 1930'lardan itibaren hafif toparlanma emareleri görülüyor.

    Milletin karnını doyurma derdinde olduğu o yıllarda Mâzin'in Ömer, Hatiboğlu Mahmut'ta (Molla Osman'ın babası) bekar. Günümüz insanı asgari ücretle bir işe girdiğinde ne kadar mutlu oluyorsa, o günlerde bir kapıya bekar duranlar daha fazla mutlu oluyorlar, kıyas edilsin. Bu yüzden bekar durmak çok yaygın.

    Bahar veya güz olmalı, Ağa oduna yolluyor Ömer'i. Tek başına dombey arabasını doldurup gelecek. Tabi bir kişinin araba sarması zor iş. Keseceksin, budayacaksın, yerden yükleyeceksin. Daha önce de defalarca getirmiş, Ömer alışkın bu işlere. Yine de her oduna gittiğinde Ağa huzursuzlanıyor, akşama doğru Mezeböğrü'nde endişeli gözlerle arabanın yolunu gözlüyor. Endişelenmekte haklı, ne kadar cassur olsa da tek başına bir insanın başına türlü şeyler gelebilir. Allah muhafaza, araba devrilse mesela...

    Yola çıkarırken o gün de yine binbir tenbihte bulunuyordu Hatiboğlu. Dombeyler koşulduktan sonra heybeyi getirip arabaya koydular. Balta da buradaydı, su sineği de... Eksik yoktu; fakat heybenin iki gözü de ekmek doluydu. Ömer 'Kim yicek bugudâ ekmeği Ağa' diyerek fazlasını çıkarmaya çalışırken, Hatiboğlu onu durdurdu: 'Le ôlum, gırda bayırda aç olan da gelir, tok olan da... Yanında bulunsun, ne olur ne olmaz!'

***            ***

    Herifler normal olarak ses gelen tarafa yöneldiler. Belli ki birileri odun kesiyordu, zira ormanda yankılanan boğuk bir balta sesiydi. Nasıl olsa bu oduncularda yiyecek vardır, hepsini alır öğünü savarız diye düşündü. 'Bizden guvatlı mı olcekle!" diye söylendi. Yanındaki "Ne dedin ağam?" diye soracakken bir el işaretiyle herkesi durdurdu. "Bana bakın len, ilkevela kaç kişilemiş onu bilem, sona netcemize bakarız." Adamları tamam der gibi susuştular.

    Sekiz kişiydiler. Yunan kaçtıktan sonra, yeni kurulan devletin düzeni oturmamış, ekonomik ve sosyal çalkantılarla beraber ipini koparan dağa çıkar olmuştu. Yanındaki yedi kişinin her birinin sayısız suçu vardı. Dağlarda eşkıyalık yapmaktan başka seçeneği yok gibiydi hiç birinin. Ayrıca suçsuz bile olsalar köylerine gidip de ne yapacaklardı ki. Her biri farklı köylerdendi; ama gördükleri köylerde insanların hali meydandaydı, dönseler kendileri de kuru ekmeğe muhtaç olacaklardı. En iyisi yol kesip soygun yapmaktı. Gerçi milletin de gaspedilecek birşeyi yoktu ya. Ancak karınlarını doyuruyorlardı işte. Bir de... Sanki biraz bedavacılığa alışmışlardı, iş ve disiplin zor geliyordu.

    "Adam yalınız" dedi haberci. Rahatladı. Atı yedeğinde gosala gosala yürümeye başladı. Seslerini kısma gereği de duymuyorlardı artık. Güle eğlene, bağıra çağıra yaklaşıyorlardı. İşte adam da göründü. Kendilerinden habersiz habire kesiyordu. Küçük bir ormana girdiler, adam kayboldu. Bir dakika geçmeden yine görünür oldu. Hala kesiyordu.

***            ***

    Biraz daha kesip budamaya başlayacaktı, daha sonra da yüklemeye. Acıkmıştı da lakin kesimi bitirmeden yemeyecekti. İki kucak daha kesse yeterdi, o zamana kadar durmayacaktı. Ama durdu... Kulağına bir ses çalar gibi olmuştu. Birileri kahkaha mı atıyordu? Evet öyleydi ve sesler yaklaşıyordu. Önce ormanın içinde üç atlıyı farketti, atını yedeğine almış bir gostağı takip ediyorlardı. Sonra gerilerden dört atlı daha çıktı. Eşkıyalardı. Ömer endişelendi.

    Endişesinde haklıydı, öndeki gosdak yürüyen hem gülüyor hem söyleniyordu: 'Şu dombey ne datlıdır len, hu ha ha ha!' Kalabalıktan bir başka ses onu yedekledi, 'Önden ciğerini yiyem ağam!...' Bir diğeri 'Gönünden de çarık yapam!...' Her haykırıştan sonra kahkahalar yükseliyordu. Dombeyin birine göz koymuşlardı belli. Ömer'in onlara karşı koyacak hali yoktu, yoksa gözlerini kırpmadan canına kıyarlardı.

    Adamlardan biri arabadaki heybeyi getirince reis irkildi. Adamları dört bir yanı şüpheli gözlerle kolaçan ederken reis Ömer'in yakasına yapıştı. 'Ötekile nerde len?' Ömer yalnız olduğunu, tek başına geldiğini, başkaları olsa onlardan bir iz bulunacağını anlatmaya çalışsa da adam ikna olacak gibi değildi. 'Buguda ekmeği tek başına mı yicedin len!'... Durum anlaşılmıştı, Hatiboğlu'nun ısrarla heybeyi doldurması yüzündendi bütün bunlar. Eşkıyalar o kadar ekmeği görünce kalabalık bir grup olduğunu sanmışlardı. Şimdi işin aslını nasıl anlatacaktı. 

    Sabah yola çıkarken olan biten ne ise olduğu gibi anlattı. Ağanın söyledikleri de dahil. Garip ama reis ikna olmuş görünüyordu, sakinleşmişti. Adamlarını çağırdı, heybenin başına yumuştular. Biraz önce dombey üzerine zevzeklik edenler iştahla kuru ekmek yiyordu. Reis ise "'Aç gelen olur, tok gelen olur' deyen adamın ekmeği yinir" diye söyleniyordu. Dombeyden vazgeçmiş görünüyorlardı. Ekmeği bitirdiler. Ömer 'Artık giderler' diye geçirdi içinden. Gitmediler.

    Karnı doyan reis gürledi: "'Aç gelen olur, tok gelen olur' deyen adamın arabası yüklenir!.."  Emri duyan eşkıyalardan biri tarayı aldı, biri baltayı; biri de arabaya çıktı. Diğerleri kucak kucak arabanın çevresine taşıdılar. Hem şamata ettiler hem çalıştılar, kısa sürede araba sarılmıştı. Urganı çektiler, dombeyleri koştular. Olup biteni şaşkınlıkla izleyen Ömer'i arabaya bindirip uğurladılar.

***            ***

    Hatiboğlu Mahmut ikindiyi kılınca hemen Mezerböğrü'ne çıktı. İçinde bir sıkıntı vardı, akşamı bekleyemedi. Allah vere de bekarın başına bir şey gelmeyeydi. Endişeli gözleri ufuktaydı. Uzaktan bir garaltı belirdi, Ömer olamazdı, daha erkendi. Karaltı yaklaştıkça arabanın çok yüksek olduğunu farketti. Artık o olmadığına emin olmuştu. Araba daha da yaklaşınca dombeylerini tanıdı, araba üstündeki Ömer'i de. Rahatlamıştı, eli götünde evinin yolunu tuttu. Fakat bu kadar kısa sürede bu kadar çok odunu... tek başına... işte bunu anlayamamıştı.


Eğret Çevresi Macur Köyleri

    Eğret çevresinde 150 yıl önce şu köyler vardı: Osmanköy, Karacaahmet, Aşağı-Yukarı Dandır (Dündarlı), Belce (Hasanköy), Bayramgazi, Çatkuyu (Mıliklar) ve Olucak (Ulucak). Bu köyler yine var, onlar belki Eğret ile bir yaşta komşuları. 

    Müzminleşen Osmanlı-Rus savaşları sonrası önce Kafkaslardan, sonra da Balkanlardan Anadolu'ya zorunlu göçler başlamış, ülkenin hemen her köşesinde bu muhacirler iskan edilmişler. Böylece Eğret'e de yeni komşular gelmiş, yeni köyler oluşmuştur. Eğretli bu köylere ve halkına kısaca "Macur" veya "Çerkez" demiştir.

    1864 yılında bölgeye ilk göçmen kafilesi gelir. Bursa üzerinden bir kısmı Afyonkarahisar'a yönlendirilen kafilenin çıkış yeri Kafkasya'dır. Döğer Küyü'nün Sarıcaova mevkisinde bunlar için yeni inşa edilen evlere yerleştirilirler. Doğal olarak bu yeni köye 'Sarıcaova' adı verilir. Eğret'in oldukça uzağındaki bu köyü, ilk olması açısından zikrediyorum.

    Bundan 20 yıl kadar sonra 1885'te yine Kafkasya kökenli bir grup daha gelir. Doğrudan değildir bu geliş; önce Suriye taraflarına gönderilmişler, oralarda yapamayınca daha kuzeye getirilmişler. Kafkasya gibi sert iklimden, çöl başlangıcı Suriye'ye alışmak kolay değil tabi. Eğret civarı coğrafi olarak benzemese de iklim olarak Kafkaslara benzer. 8 Hane olarak kurulan köy Eğret'in kuzeybatısında, Olucak ile Eğret arasındadır. Köyün kurulduğu dere, haritalarda gösterilmeyen ve 'Süleymanboğazı' diye adlandırılan mevki olduğu sanılmaktadır. Bu 8 hane halkı Kuzey Kafkasya'nın 'Voçapşiye'sinden oldukları için yeni yerleştikleri küçük köylerine bu adı vermişler. Bir süre böyle anıldıktan sonra köyün yeni adı 'Yenice' olarak belirleniyor.

    1886 sonu... Bulgaristan'ın 'Osmanpazarı' kaymakamlığına bağlı 'Maden-i Kebir' (Kocamaden) köyüne mensup 45 hane muhacir Afyon'a bağlı Karacaahmet Sultan, Muratlar, İlyen, Bey ve Akören köyleri arasında bulunan 'Belce Mezraası' diye bilinen mevkideki 5507 dönümlük boş araziye yerleştiriliyor. Köyün adı 'Belcemeşe' oluyor ve daha sonra 'İhsaniye' olarak değiştiriliyor.

    Ve 1887 başlarında yine Bulgaristan'dan bir kafile geliyor. 'Cuma-ı Atik' (Eskicuma) kazasından gelen bu muhacirler, Afyon'a 5 saatlik mesafedeki Eğret ile 7 saat mesafedeki Osmanköy arasındaki 6000 dönümlük araziye yerleştiriliyorlar. 38 Hane ve 148 nüfustan oluşan köyün adı 'Cumalı' oluyor.

    Yine Bulgaristan'ın 'Osmanpazarı' ve 'Tırnova' kazalarından 166 kişiden oluşan bir muhacir kafilesi Afyon'a yönlendiriliyor. 1892 senesindeyiz. Bunlar da Afyon'a 5 saat mesafedeki 'Susuzviranı' olarak adlandırılan 6949,5 dönümlük boş araziye yerleştirilmişler. Bu boş arazi, 1727 yılı vergi kayıtlarında 'Eğret Susuzu' olarak görünen ve yarım nefer vergi ödeyen 'Susuz' olmalı. Böylece eski memleketlerinin ismiyle yenisi birleştirilerek bu köye de 'Susuzosmaniye' adı verilmiş.

    1885'ten 1892'ye yedi yılda Eğret kuzey hattına dört macur köyü iskan edilmiş oldu.

    Felaket yılları bitmek bilmiyor. 1903 Yılına geldiğimizde, Bulgaristan'dan yeni göçler var. Silistre'den yola çıkan muhacirlerden 40 hane, Afyon sancağı dahilinde bulunan 'Kurtluoğlan Kapısı' olarak isimlendirilen mevkideki boş araziye iskan ediliyor. Köyün adı ise 'Saadet' oluyor. Eskiler hala burayı 'Kurtluoğlan' olarak anıyor.


Yararlanılan Kaynaklar:

1. 93 Harbi Sonrasında Karahisar-ı Sahib'e Yerleştirilen Bulgaristan, Bosna-Hersek Ve Girit Muhacirleri, Mehmet Güneş, JASSS, 2016
2. Türkiye Yer Adları Sözlüğü, Sevan Nişanyan, İstanbul, 2020




11 Ekim 2021

Kutu

    Gocagapıdan girmek yerine gaştan atladılar. Evde kimse olmadığından emindiler, yaz günü herkes gıra gitmişti. Tam vaktiydi, ne kadar varsa hepsini alacaklardı. Çalacaklardı yani, bu bir soygundu çünkü. Sermayesiyle övünüp duruyordu, cascavlak kalmak neymiş görsündü bakalım. Girişte sol taraftaki fışgılığa yöneldiler. İşte oradaydı. Bir teneke dolusuydu. Hayret, hiç aramadılar, elleriyle koymuş gibi buldular. Acaba suç ortağı önceden keşif mi yapmıştı. Şimdi bunları düşünmenin sırası değildi. Hemen olay mahallini terk etmeliydiler. Hışır gibi tenekeyle girdikleri yoldan çıkamazlardı. Gocagapının açıldığı meydan bomboştu. 1975 yılının bu yaz gününde, küçük soyguncular kendi evlerinden çıkar gibi serbestçe çıkıp gittiler.

    Hemen her yerde çocuklar bir dönem gazoz kapağıyla oynamıştır. Çocukluğumuzda biz de oynadık, adına kısaca 'kutu' derdik. Onunla oynadığımız oyun da kutu oynamaydı. Sahip olduğun kutular senin sermayendi ve oyunun amacı da rakibin kutusunu ütmekti.


    Kutuların değeri markasına göre değişirdi. Ekonomideki piyasa kavramı daha o zamanlar bizim kutu oyununda yerini bulmuştu. Bol miktarda bulunan Kızılay Maden Suyu kutusunun değeri 1 ise, diğerleri 2'lik, 3'lük, 5'lik, 10'luk... devam eder giderdi. 'Kızılay'dan sonra 'Neşelen' gelirdi, sonra 'Uludağ', 'Efes', 'Ersu', 'Meysu', 'Tamek', 'Pepsi', 'Cocacola', 'Cincibir', 'Sensun', 'Fruko', 'Kınık', 'Tuborg'...  Bunların dolu şişe fiyatı bizi ilgilendirmiyordu, oyunda kutunun değerini belirleyen onun az bulunmasıydı. Mesela Kızılay ile Kınık maden suyunun fiyatı aynı olabilirdi; ama Kınık kutusu nadirattan olduğu için çok değerliydi.

    İki farklı kutu oyunu var; 'atmalı' ve 'dikmeli'. 

Kendi kutunu rakibininkine doğru atarsın. Amaç bir karış ve daha az uzaklığına düşürmektir. Burada ölçü birimi kendi karışındır. Ölçersin, mesafe denk ise bir kutusunu alırsın. Eğer bir karıştan uzakta ise kaybedersin. Çünkü atış sırası rakibindedir ve o kadar yakından ıskalaması imkansızdır. Atmalı oyunda atış yaptığın kutu çok önemlidir, ne kadar ağır olursa istediğin yere oturtmak o kadar kolaylaşır. Sırf atış yapmak için özel kutular ayarlanır. İç içe geçirilen birkaç kutu dövülerek düzleştirilir. Bu şekilde ağırlığı artırılan kutulara "atcek" denir. En değerli kutu olarak, bütün kutular üttürdükten sonra ancak atceği kaybedebilirsin. Atceğini üttürmek, bir oyuncunun düşebileceği en zelil durumdur.

    Dikmeli kutuda, belli miktar kutu yere çizilen bir daire içine veya bir çizgi üzerine üst üste dizilir. Dikmek budur. Sonra belirlenen bir mesafeden atış yapılarak kutular dikildiği yerden dışarı çıkarılmaya çalışılacak. Atışlar 'leplik' denilen yassı taşlarla yapılır. Lepliklerin yalabık olması, iyi kaymasını ve böylece daha fazla kutuyu çıkarmasını sağlar. Leplikler bu yüzden gayraktan seçilirdi. Daha sonra mermer parçaları ortaya çıktı, onlar oyuncuya büyük avantaj sağlıyor derken... Ağır demir plakaları leplik olarak kullanan bir çocuk bizi soyup soğana çevirmişti. O leplikle atış yapan Apdılla'ya dersini başka türlü verdik. 

    Amcamdan duyduğum bir bilgi: Bizden bir önceki nesile ait birkaç çocuk, bir bayram günü sel yolağına  düşüvermişler, Dağ'a kadar... Leplik getirmeye gidiyorlar...

 1970'lerde bir çocuğun dünyasında kutunun yeri ve önemi anlaşıldı sanırım. Sabahın köründe, daha sığır-bızağı sürülürken kahvelerin önüne ilk giden biz olmak isterdik. Geceden süpürülüp atılan kutuları toplamak için. Sonra onların içindeki mantar contaları sökme faslı başlardı. Bir bütün olarak çıkarmak isterdik nedense. Sonraları mantar contadan vazgecip plastiğe döndüklerinde o zevkten de mahrum kaldık.

    Bir keresinde Gazlıgöl hamamından erken çıkmıştık. Bir düğünün gızhamamıydı herhal. Daha milletin çıkıp toplanmasına çok vardı. Pis suyun aktığı derince bir derenin kenarında o güne kadar görmediğimiz çeşit çeşit yüzlerce kutu şıldır şıldır bize bakıyordu. Durur muyuz! Hemen atladık, eski gurpsuz bir bakırcaya doldurduk güzelce. Yok hamamdan yeni çıkmışız, yok mis gibi yıkanmışız, hiç umurumuzda değildi. Motur arabasının köşesine sıkıştırdığımız bir kova dolusu pis kutuyla ne kadar mutluyduk.

    1975 yılının o sıcak yaz gününde, Abdullah'ın bir teneke kutusunu çalan Osman ile bendim. Çoğunu o demir leplikle bizden ütmüştü zaten. Yine de izleri yok etmek için hepsini delip tele dizdik. Kolye gibi telden çıkarıp çıkarıp ütülüyorduk. Belki de hepsini yine ona üttürdük; ama soyguncuların kim olduğunu Abdullah hiç bir zaman anlayamadı.