Önceki devirlerde Eğret sınırları içinde otlaklar, meralar, çayırlar çok fazlaymış. Bir defa, şimdi bile geniş olan Eğret'in sınırları eskiden daha genişmiş. Kafkas ve Balkan muhacirleriyle yeni oluşturulan köyler nedeniyle yüzölçüm daralmış ve Anıtkaya bugünkü sınırlarına çekilmiş. O günün şartlarında toprağı işlemek daha zor olduğundan çayır olarak kullanılan alan haliyle daha fazla olmuş. Zaten geniş, bir de ekip biçemiyorsun, o zaman çayır olarak kalıyor.
557 Numaralı Karahisar-ı Sahib Şeriyye Sicilinden öğrendiğimize göre, 1797'de Eğret'in meraları Kütahya Mütesellimi Osman Paşa tarafından kiralanmış. O yıllarda Kütahya Anadolu Vilayeti merkezi. Yani Eğret, Karahisar-ı Sahib kazsına; o da Kütahya'ya bağlı. Osman Paşa sıradan bir insan değil. Herkes kiralayamıyor bu çayırları. Vilayet Mütesellimi ilgilendiğine göre dikkate alınması gereken çayırlar bunlar.
İki asırdan fazla bir süre önce durum bu. Bahsi geçen çayırların tam olarak yerini ve bugünkü durumunu bilemiyoruz, herhangi bir bilgi yok. Ama bu durum tahmin yürütmemize engel değil. Mevki simlerinden yola çıkarak bazı fikirler geliştirebiliriz mesela. Çayırözü... Çolağın Çeşme'den ta dibe kadar yol boyunca çayırların izleri hala görülebilir. Taban suları çekilmeden, 40- 50 yıl önce sözünü ettiğim yerler daha bir çayıra benziyordu...Gatçayır. Kelimenin aslı "Kaz Çayırı". Sanırım açıklamaya bile gerek yok.
Çay kenarında şimdi bahçe olarak sürülen yerlerin bir süre öncesine kadar çayır olarak biçildiğini belirteyim. Ayrıyeten arazideki kuyu ve çeşme çevrelerinde hatırı sayılır açık alanların zamanında çayır olduğu, kısa zaman öncesine kadar otunun biçilebildiğini de ekleyeyim.
Bütün bunların dışında günümüzde hala Çayırlar diye anılan mevki asıl konumuzu oluşturuyor. Bunar'dan doğan çay kuzeye doğru aheste aheste zayıflayarak ilerler. Büzüğalinin Guyu'nun ötesinde hafif yay çizerek doğuya yönelir. İşte kavisin başladığı yerden başlayarak iki yanında 400'er metrelik alan oluşturarak yayılır ve bu yaklaşık 1,5 kilometre kadar devam eder. İşte bu geniş alan Çayırlardır. Kuşbakışı yapıldığında iki Macur arasındaki geniş bir alanı kapsar Çayırlar. Yörükçeşmesi'nin suyu ile Macurların suyu da birleşince çayırları besleyen su kaynakları artmış olur. 40-50 yıl önce, çayırlar biçildiği zaman orakçının ayakları zaman zaman su içinde kalırdı.
Gel zaman git zaman suların çekilmesi hızlandı, tarım alanlarına duyulan ihtiyaç arttı, traktörün öküz gücünü katlayan muazzam kuvveti de yaygınlaşınca çayırlar birer birer bozulmaya başlandı. Bir de baktık ki Çayırlar mevkiinde çayır kalmamış. İki asır önce Vilayet Merkezinin ilgi odağı olan Eğret çayırlarının son izleri de silinmiş. Ondan geriye yadigar olarak adı kalmış: Çayırlar.