28 Nisan 2021

Çayırlar

     Önceki devirlerde Eğret sınırları içinde otlaklar, meralar, çayırlar çok fazlaymış. Bir defa, şimdi bile geniş olan Eğret'in sınırları eskiden daha genişmiş. Kafkas ve Balkan muhacirleriyle yeni oluşturulan köyler nedeniyle yüzölçüm daralmış ve Anıtkaya bugünkü sınırlarına çekilmiş. O günün şartlarında toprağı işlemek daha zor olduğundan çayır olarak kullanılan alan haliyle daha fazla olmuş. Zaten geniş, bir de ekip biçemiyorsun, o zaman çayır olarak kalıyor.

    557 Numaralı Karahisar-ı Sahib Şeriyye Sicilinden öğrendiğimize göre, 1797'de Eğret'in meraları Kütahya Mütesellimi Osman Paşa tarafından kiralanmış. O yıllarda Kütahya Anadolu Vilayeti merkezi. Yani Eğret, Karahisar-ı Sahib kazsına; o da Kütahya'ya bağlı. Osman Paşa sıradan bir insan değil. Herkes kiralayamıyor bu çayırları. Vilayet Mütesellimi ilgilendiğine göre dikkate alınması gereken çayırlar bunlar. 

    İki asırdan fazla bir süre önce durum bu. Bahsi geçen çayırların tam olarak yerini ve bugünkü durumunu bilemiyoruz, herhangi bir bilgi yok. Ama bu durum tahmin yürütmemize engel değil. Mevki simlerinden yola çıkarak bazı fikirler geliştirebiliriz mesela. Çayırözü... Çolağın Çeşme'den ta dibe kadar yol boyunca çayırların izleri hala görülebilir. Taban suları çekilmeden, 40- 50 yıl önce sözünü ettiğim yerler daha bir çayıra benziyordu...Gatçayır. Kelimenin aslı "Kaz Çayırı". Sanırım açıklamaya bile gerek yok.

    Çay kenarında şimdi bahçe olarak sürülen yerlerin bir süre öncesine kadar çayır olarak biçildiğini belirteyim. Ayrıyeten arazideki kuyu ve çeşme çevrelerinde hatırı sayılır açık alanların zamanında çayır olduğu, kısa zaman öncesine kadar otunun biçilebildiğini de ekleyeyim. 

    Bütün bunların dışında günümüzde hala Çayırlar diye anılan mevki asıl konumuzu oluşturuyor. Bunar'dan doğan çay kuzeye doğru aheste aheste zayıflayarak ilerler. Büzüğalinin Guyu'nun ötesinde hafif yay çizerek doğuya yönelir. İşte kavisin başladığı yerden başlayarak iki yanında 400'er metrelik alan oluşturarak yayılır ve bu yaklaşık 1,5 kilometre kadar devam eder. İşte bu geniş alan Çayırlardır. Kuşbakışı yapıldığında iki Macur arasındaki geniş bir alanı kapsar Çayırlar. Yörükçeşmesi'nin suyu ile Macurların suyu da birleşince çayırları besleyen su kaynakları artmış olur. 40-50 yıl önce, çayırlar biçildiği zaman orakçının ayakları zaman zaman su içinde kalırdı.

    Gel zaman git zaman suların çekilmesi hızlandı, tarım alanlarına duyulan ihtiyaç arttı, traktörün öküz gücünü katlayan muazzam kuvveti de yaygınlaşınca çayırlar birer birer bozulmaya başlandı. Bir de baktık ki Çayırlar mevkiinde çayır kalmamış. İki asır önce Vilayet Merkezinin ilgi odağı olan Eğret çayırlarının son izleri de silinmiş. Ondan geriye yadigar olarak adı kalmış: Çayırlar.


26 Nisan 2021

Gorma Odası

     Başlık kimseyi yanıltmasın, onun asıl adı "Koruma Odası"dır. Resmi ve uzun adı ise Anıtkaya Çiftçi Mallarını Koruma Derneği merkezi diye düşünülebilir. Bu uzun derneği köylü kısaltarak "Gorma" diye anmaktadır.

    Koruma dernekleri Köy Kanununa göre oluşturulmuş ama Dernekler Kanununa göre resmiyet kazanmış kuruluşlar. Anıtkaya'nın belde olduğu yıllarda da bu dernek forsunu sürdürmüştür.

    Derneğin varoluş gayesi adından da anlaşılacağı üzere çiftçilerin her türlü malını muhafaza etmektir. Anıtkaya'daki Gormanın temel işlevi ise ekili tarım alanlarını korumak şeklinde anlaşılmış ve hep bu çerçevede kalmıştır. Ekinler hayvanların zararına karşı veya hırsızlığa karşı korunmuş ama, mesela hayvanların korunması diye bir durum hiç bir zaman söz konusu olmamıştır. En azından ben öyle bir şey hatırlamıyorum.

    Gorma'nın oluşumuna gelince... Bu tamamen yönetime gelen ekip ile ilgilidir. Kim muhtar olmuşsa veya Belediye Başkanlığını kim kazanmışsa, ihtiyar heyeti/encümenden biri veya onlara yakın olan birisi Gorma Başkanı olarak tayin edilir. Bu halk arasında Gorma Reyizi diye anılır. Forsu ve yetkisi Muhtar/B.Başkanına yakındır. Hatta bazen ondan daha yetkili olduğu durumlar bile olabilir.

    Gorma Reyizi ekibini oluşturur. Evvela kendisine yardımcılık yapacak ve gerektiğinde olaylara müdahale edebilecek yetkinlikte birini Katip üye olarak alır. Bu kişinin sert yapılı, otoriter tabiatlı olması hep tercih edilmiştir. Sonra genel anlamda koruyuculuk yapacak eli değnekli ve silahlı iki "gorcu" ayarlanır. Bunlar ücretli elemanlardır. Ekinler yeşerdikten sonra başlayıp harmana kadarki dönemde ekinleri korumakla görevlidirler. Tipik köy korucusu değillerdir yani. Sürekli arazidedirler ve sürekli dolaşırlar. Bu yüzden atlı olmaları tercih edilir. 

    Bu genel gorcuların dışında bazen özel ve sınırlı bekçiler tutulur. Mesela ayçiçeklerini korumakla görevli "günaşık bekcileri", meraları beklemekle görevli "çayır bekcisi", işi Dağ'ı beklemekten ibaret olan Dağ bekçisi gibi. Bunların yetkisiyle birlikte görev süresi de sınırlıdır. Mesela çayır bekçisinin görevi ot oraklarıyla sona ererken, günaşık bekçileri günaşıklar kesilene kadar çalışır. Ücretlerini de hak usulü iş bitiminde köylüden alırlar. Günaşık bekcileri günaşık harmanında, çayır bekçileri ot kuruyunca çayırda ayni olarak ücretlerini tahsil ederler. Dağ bekçisi ücretini tıpkı gorcular gibi Gorma botcasından alır. 

    Reyiz, Katip, Gorcu, Bekci... Bunların hepsine birden Gormeci denir. Bu onların topluluk ismi gibi olmuştur. Eskiden onlara desdivancı derlermiş. Bu çok eski zamanlarda tabi, ben bunu yaşlı birinden duyduktan sonra sözlüklerde arayıp bulamamıştım. Efsane Gormecilere gelince... Akıllarda kalan Gorma Reyisleri Tongulların İban (İbrahim Özen), Arzıların Alessan (Ali İhsan Tüblek) ve son dönemde ise Sünnü (Halil Ün) var. Uzun yıllar gorculuk yapmış Paşaların Ömer (Yaman), Çayır Bekçisi Davılcı İbram (İbrahim Patlar) ve Dağ bekçisi olarak adı aklıma gelen, atıyla meşhur Dolak vardı.

    Antrparantez belirtilecek bir husus... 1960 İhtilalinde, diğer idari organlarda olduğu gibi Gorumada da olağanüstü bir durum yaşanıyor. O sırada seçimle gelen ilk Belediye Başkanı Osman Erdem ve ona bağlı olarak da Gorma Reisi Tatıresil (Resul Omak)tır. İkisi de alaşağı edilip Belediye Başkanlığına Başöğretmen Ahmet Bölükbaşı, Gorma Başkanlığına da Karakoldaki Onbaşısı Süleyman getirilir. Böylece ihtilal sonrası demokratik seçimlere kadar Koruma Başkanlığını bir asker yürütür. Gorma Odası olarak ise Sarasan (Hasan Dadak)ın dükkanın üstü kullanılıyor.

    Botca hazırlama dönemi genellikle kış aylarıdır. Bu herkese tarla miktarına göre kesilen verginin adıdır. Gormeciler bütçeyi hazırladıktan sonra bir şekilde halka duyururlar. İtirazlar varsa değerlendirilip kesinleşen bütçeye göre tahsilat yapılır. Nakdi veya ayni olarak yapılan bütçe tahsilatıyla Gormanın bir yıllık giderleri karşılanacaktır. Elemanların ücretlerinden başka ne gideri olur ki Gormanın?

    Burada Gorma Odasına giriş yapalım artık. Bu oda, Gorma Reyizinin sülalesine ait bir odadır. Gorma yönetimi alınınca yönetim merkezi veya dernek bürosu olarak kullanılacaktır. Muhtar odasına göre biraz daha koruma ve muhafazaya yöneliktir. Mesela ziyanda yakalanan hayvanları tutmak için bir damı, daha fazla hayvanı muhafaza etmek için bir açık alanı filan olmalıdır. Ayrıca gorcuların bineklerini bağlamaya da uygun olmalıdır. Zaman zaman gorculara ve bekçilere eşlik eden Reyiz ve Katip için de hazırda tutulan binekler olmalıdır. Onların masrafları da unutulmamalı. Son dönemlerde binek olarak motur kullanılıyorsa onun mazotu unutulmamalı örneğin.

    Bütün bunların ötesinde Gorma Odası "yime"nin merkezi kabul edilmiştir hep. Odada yenip içilmesinin haddi hesabı yoktur. Botca parası bitmediyse endişe de duyulmaz yimeye devam edilir. Ekinler iyi korunduysa, vatandaş zarar görmediyse veya gördüğü zarar bir şekilde karşılandıysa, gorma odasındaki bu yiyip içmeye pek ses çıkaran olmaz.

    Eğret'te Gorma Odaları bir bakıma yönetim merkezi olmuşlar hep.


25 Nisan 2021

Toklubaşı

    Yakından bakıldığında yapraklarındaki tüyler daha belirgindir. Bu yoğun tüyler net bitki yeşili görüntüsü vermesini engeller. Böylece onun rengi zeytin, iğde, söğüt yaprağının alt rengine benzer. Soluk bir yeşillik diyebiliriz. Rengin sebebi tüyler. Fakat tüyler sadece renginde etkili olmamış adını alırken de söz sahibi olmuştur. Her bir yaprağı bir tutam kıl gibi olunca dürülmüş bir toklubaşı tam da bir toklunun başını andırır.

    Afyon yöresinde meşhur bir ottur; ama Anıtkaya onun en çok görüldüğü topraklara sahiptir. Buna rağmen öyle her aradığında bulunabilecek anlamına gelmez.  Bir defa o konforuna düşkün bir ottur. Yatağı kıraç topraklar olmalı, tabanı kayalık tarla olursa canına minnettir. Öyle alayım tohumunu ekeyim, güzelce gübreleyip sulayayım dersen olmaz. O canının istediği yerde çıkacak ehlikeyf bir ottur. Ot kazıcıların en çok rağbet ettiği ot olmasının birinci sebebi de budur: Her yerde bulunmamak.

    Anıtkaya'daki anavatanı Gocagır. Söğütcük'ün üstünden tut ta Çatalüyük'e kadar bütün Gocagır mevkii toklubaşı yatağı denilebilir. Bununla beraber Azatardı'nın da ardında, Çatalınguyu taraflarında da bulunabiliyor. Son zamanlarda yeni mezarlığa da kök atmış, ziyaretlerde gözüme çarpıyor. Fakat onun sevdiği yerler tabanı kaya olan, kolay sürülemeyen, sürüldüğünde pulluk derine inmeyen tarlalar. Böyle yerlerde kökü zarar görmediği için olabilir. Ünlü Eğret büyüğü Bekçi Rofi (Rafi Taşkın) "Bu ot oñmadığın tarlasında biter."  derken bunu kastetdiydi herhal.

    Rağbet görmesinin bir diğer sebebi iklimdir. Yeteri kadar yağmur, yeteri kadar kar ve belli oranda güneş görmezse yine toklubaşı görünmez. Ot az olunca da mecburen kıymete biner. Aslında toklubaşı çok yıllık bir bitkidir. Aynı kökten sonraki yıl tekrar yeşerir, bu yüzden kazarken kökünün tamamen çıkarılması tercih edilmez. Tohumlanıp rüzgar onları çevreye uçurunca o tohumlardan da sonraki yıl çoğalabilir. Ama yeni tohumdan yeşerenlerin büyüyüp dürülmesi zaman alır. Oysa kökten yeşerenler neredeyse dürülmüş olarak yeşerir. Eski köklerin tam ortasında bir kurtçuk belirir. Zararsız bir hayvandır, tiksintiye sebep olmaz çünkü otun doğal ve şifa kaynağı olduğuna işarettir. Toklubaşı ayıklanırken kurt atılarak işleme devam edilir.

    Toklubaşını ayıtlamak, kazmaktan daha meşakkatlidir. Dürülerek büyürken kuru ot, anız parçaları yaprakların arasında kaldığından onları dikkatlice ayırmak gerekir. Ayrıca toklubaşının kendi eski ve kuruyan yaprakları da gübür olarak ayrılmalıdır. Diğer yandan da arada sırada çıkan kurtlar bir başka derttir. Tabak gibi dürülmüş bir toklubaşının kökünden kesilince küçük dallara ayrıldığını ve her dal arasının kontrol edilmesinin gerektiğini de eklersek ayıtlamanın zorluğu anlaşılır sanırım. Bu iş kapalı bir ortamda yapılıyorsa ortalığı keskin ve kendine has bir koku kaplar. Kökü kesilince ortaya çıkan toklubaşı otundan çıkan bir kokudur bu. Sadece çiğ ot ayıklanırken çıkar, başka bir zamanda başka bir ottan da çıkmaz.

    Bazı otlar (misal ıspanak) bötdürülünce geriye pek bir şey kalmaz. Yapraklarının ince olmasından kaynaklıdır bu. Toklubaşı öyle değildir. Onun yaprakları çiğ iken de serttir, bötdürülünce de ona göre hacminden çok şey kaybetmez. Bir de yaprakları köküne yakın yerden alınır. Öyle olunca mesela bir kilo toklubaşı bötdürülünce bir sıkım elde edilebilir. Kavrularak yenildiği, bazen içine yumurta kırıldığı olur ama Anıtkaya'da daha çok hamurda kullanılır. Mayalı-mayasız bükmenin içinde, börekte çok lezzetli olur. Bötdürüldükten sonra süzülen suyunun mide rahatsızlıklarına, hatta kansere iyi geldiğine dair bir inanç var son zamanlarda. Onun için köye gelip toklubaşı kazanları duydum. Suyundan tattım, bana çok acı geldi. Genelde şifalı şeyler acı oluyor nedense.

    Belki biz kıymetini bilmiyoruz, çevre köylerden özellikle Gocagır'a toklubaşı kazmaya gelenler bile oluyor.

    

23 Nisan 2021

Eğret'in Algısı Vergisi 2

 

Yıl

Miktar

Açıklama


1155 (1742)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1155 (1742)

84 guruş / 4,5 sümün

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1155 (1742)

Sekban adet 3/ guruş 9

Piyade Bölükbaşı Kürt Mustafa’nın sekban defteri

1155 (1742)

127 guruş / 2,5 sümün

Deve ve katır vergisi

1155 (1742)

150 guruş

Eğret köyünden istenen vergi 75 kile arpanın değeri

1155 (1742)

711,5 guruş / 2,5 sümün

İmdad-ı seferiye bedeli

1155 (1742)

54 guruş

3458,5 kuruşluk masraf defterinde Eğret’in payı

1156 (1743)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1156 (1743)

5 kile dakik / 80 kile arpa

İran seferine çıkan ordunun masraflarından Eğret’in payı

1156 (1743)

120 guruş

Zahire ve baha vergisi

1156 (1743)

90 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1156 (1744)

58 guruş 2 para

Deve ve katır vergisi

1157 (1744)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1157 (1744)

7 guruş / Nefer 2

Sekbanbaşı Kara Mustafa’ya verilen köyler envanter defterinde Eğret’in payı

1157 (1744)

35 guruş

Vezir Çelik Mehmet Paşanın fukaraya verdiği ikramiyeden Eğretîn payı

1157 (1744)

41 guruş / 53 akçe

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1157 (1744)

47 guruş / 32 para ve 3 Piyade

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1158 (1745)

111 guruş / 9,5 sümün

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1158 (1745)

90 guruş / 47 akçe

Zahire ve baha vergisi

1158 (1745)

47 guruş / 32 para

Zahire ve baha vergisi

1159 (1746)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1159 (1746)

138 guruş / 9,5 sümün

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1159 (1746)

65 guruş

Deve ve katır vergisi

1160 (1747)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1160 (1747)

168 guruş

Zahire ve baha vergisi

1161 (1748)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1161 (1748)

126 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1161 (1748)

126 guruş

Çelik Mehmet Paşa’nın 3 günlük zahire masrafı

1161 (1748)

110,5 guruş

Karahisar-ı Sahib Mutasarrıfı Süleyman Paşa’nın şehre gelişindeki zahire masrafı

1161 (1748)

63 guruş

Süleyman Paşa’nın topladığı verginin ikinci taksidi

1162 (1749)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1162 (1749)

91,5 guruş / 30 akçe

18 Muharremde yapılan dağıtımda Eğret’in payı

1162 (1749)

64 guruş

Çelik Mehmet Paşa’ya Eğretlilerin verdiği doğu konağı parası.

1162 (1749)

20 guruş

Çelik Mehmet Paşa’ya Eğretlilerin verdiği 6 koyun ve 2 kuzu parası.

1162 (1749)

15 guruş

10 Cemazielevvelde Eğret konağında alınan arpa değeri.

1162 (1749)

98,5 guruş / 30 akçe

Çelik Mehmet Paşa için yapılan masrafın Eğret köyünün payı.

1207 (1793)

5 guruş / 7’şer okka kahve, tütün / 4 çift üzengi

Mesarif defteri kaydından, Kütahya Tüfekçibaşı geldiğinde Eğret’e gönderildi.

1207 (1793)

223 guruş

Mesarif defteri kaydından, Eğret payı

1208 (1794)

315 guruş

Mesarif defteri kaydından, Eğret payı

1209 (1795)

210 guruş

Mesarif defteri kaydından, Eğret yakınlarında Tarsus Müfettişi soyulduğunda…

1209 (1795)

259 guruş / 35 para

Mesarif defteri kaydından, Eğret payı

1210 (1796)

15 guruş

Kütahya’dan Eğret’e gelen Mübaşirin konak masrafı

1210 (1796)

295 guruş / 35 para

Mesarif defteri kaydından, Eğret payı

1211 (1797)

120 guruş

 Kütahya Mütesellimi Osman Paşa Eğret’i tuttuğunda meralarının vergisi

1211 (1797)

180 guruş

Mesarif defteri kaydından, Eğret payı

1212 (1798)

272 guruş / 35 para

Mesarif defteri kaydından, Eğret payı

1212 (1798)

105 guruş

Eğret Köyüne verilen arpa

1212 (1798)

477 guruş / 30 para

Mesarif defteri kaydından, Eğret payı

1233 (1818)

245 guruş

Menzil vergisi

1233 (1818)

157,5 guruş / 7 kile buğday

İstanbul’ca talep edilen buğday ve bedeliye defterinde Eğret’in payı

1234 (1819)

324 guruş / 14 para

Mesarif defterinde Eğret’in payı

1234 (1819)

5 Nefer / 11 çeki yem / 5,5 kile arpa

İstanbul’ca talep edilenlerde Eğret’in payı

1238 (1822-23)

8,5 kile

İstanbul’ca talep edilen buğday miktarından Eğret’in payı

1241 (1825-26)

38,5 kile

İstanbul’ca talep edilen buğday miktarından Eğret’in payı

1242 (1826-27)

8 kile

İstanbul’ca talep edilen buğday miktarından Eğret’in payı

1244 (1828-29)

16 kile

İstanbul’ca talep edilen buğday miktarından Eğret’in payı

1252 (1836)

4209 guruş

Kasım-Hızır arası masraflarından Eğret’in payı

1252 (1836)

405 guruş

Kilesi 45 guruştan alınan buğdaydan Eğret’in payı

1253 (1837)

4032 guruş

İstanbul emri mucibince, Eğret’in payı

1253 (1837)

72 guruş

Menzil vergisi

1253 (1838)

3730 guruş

Kasım-Hızır arası masraflarından Eğret’in payı

1254 (1838)

512 guruş

Kilesi 12,5 guruştan alınan buğdaydan Eğret’in payı

1254 (1838)

3508 guruş

Hızır-Kasım arası masraflarından Eğret’in payı

1254 (1838)

526 guruş

1255’e mahsuben iki taksitlik iane-i cihadiyenin ilk taksidi

1254 (1839)

657,5 guruş

Deniz askeri bedeli ve diğer masraflardan Eğret’in payı

1255 (1839)

3683,5 guruş

Kasım-Hızır arası masraflarından Eğret’in payı

     Yazının ilk bölümünde 1741 yılına kadar Eğret'in mali kayıtları listelenmişti. Burada ise  1742'den Tanzimata kadarki kayıtlar var. 1839'dan sonra avarız vergisi kaldırılıyor, listelen yaklaşık yüz yıllık sürede ise bu vergi oranının değişmediğini görüyoruz, avarız hanesi yine 1,5.
    Osmanlı vergi sisteminde savaş vergisine nüzül deniyor. Bu verginin toplandığı, ulaşım bakımından uygun bazı merkezler tespit edilip bunlara Menzil adı veriliyor. Eğret de bu menzillerden birisi olduğu için zaman zaman menzil vergisi ödüyor.
    1743 yılında ordu İran seferine çıkıyor. Güzergah üzerinde Eğret de var, bu sefer için özel olarak Eğret'in ödediği vergi, 80 kile arpa. Bir de 5 kile dakik var, onu bilemedim. Yulaf gibi bir şey olabilir.
    Vezir Çelik Mehmet Paşa'nın tayini çıkıyor, Anadaolu Vilayeti valisi oluyor. Sadaka veya bahşiş gibi bir miktar para bırakıp bunu fakir fukaraya dağıtın diyor. Bu paradan Eğret halkının payına 35 kuruş düşmüş ve bu sicil defterine kaydedilmiş. Fakat aynı Paşa yüzünden1748'de Eğret'ten iki taksitte alınan bir verginin miktarı 126 kuruş. İlginç algı vergi rakamları.
    Yine Çelik Mehmet Paşa1749'da bir münasebetle Eğret'e geliyor. Ya da Afyon'a giderken Eğret'te konaklıyor. Bu konaklamada 64 kuruş konak parası ödeniyor. 6 koyun 2 kuzu kesilerek 20 kuruş da onlara ödeniyor, bu arada 15 kuruşluk da arpa alınıyor. Toplam 99 kuruş. Bunlar masraf defterine bu ayrıntıyla kaydedilmiş. Bunun haricinde yapılan diğer masraflar da toplanarak bütün köylerden tahsil ediliyor. Bu tahsilat Eğret'ten 98,5 kuruş 30 akçe olarak gerçekleşiyor. Helal olsun, Eğret halkına ne ödedilerse, vergi olarak geri almışlar.
    Yıl 1793, bu sefer Eğret'e Kütahya Tüfekçibaşısı geliyor. Onun için Afyon'dan Eğret'e 7 okka tütün, 7 okka kahve, 4 çift üzengi ile 5 kuruş da nakit gönderiliyor. Aynı yıl toplam giderler için Eğret'e düşen vergi miktarı 223 kuruş.
    1795'te Tarsus Müfettişi Eğret yakınlarında soyuluyor. Artık eşkıyalar mı vardı neyse. Bu olayın soruşturulması için Kütahya'dan Eğret'e gelenler oluyor. Soruşturmanın masrafı 210 kuruş. Aynı yıl masraf defteri için Eğret'ten alınan vergi ise 260 kuruş.
    1797'de Kütahya Mütesellimi Osman Paşa Eğret meralarını kiralıyor. Demek ki çayırlar o zamanlar daha fazlaydı. Mera vergisi olarak 120 kuruş kaydedilmiş ama bunun tahsilatı kimden yapıldı tam anlayamadım.
    Daha başka örnekler de var, uzatmaya gerek yok. Eğret'e verilen ve Eğret'ten alınan... Eğret'in algısı vergisi derken bunu kastediyorum.

    

Eğret'in Algısı Vergisi 1

     Şeriyye Sicillerinin sadece basit mahkeme kayıtları olmadığını; sosyal, adli, mali, idari olayların kaydının da tutulduğunu; yerine göre mahkeme kararı, yerine göre vergi dairesi kayıtları, tapu işlemleri, alım satım işleri, vilayet sekreterliği, belediye, noter kayıtları gibi de değerlendirilebileceği anlaşılıyor. 

    Karahisar-ı Sahib (Afyonkarahisar) Şeriyye Sicillerinin okunup yayınlananlarından bazılarında gördüğüm Eğret'in ödediği vergiler dikkatimi çekti. Bunları bir araya getirdim. Ortaya çıkan tablonun ilk bölümü şöyle: 

Yıl

Miktar

Açıklama

1132 (1720)

16 guruş/ 2 para

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1132 (1720)

43 guruş

Zahire ve baha vergisi

1133 (1721)

14 guruş / 2 para

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1133 (1721)

26 guruş / 3 para

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1133 (1721)

19 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1133 (1721)

30 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1134 (1722)

16 guruş / 5 para

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1134 (1722)

32 kile

Karahisar Naibi Ahmet Efendi’nin masraf ve kahve akçesi, Eğret Voyvodasından

1134 (1722)

57 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1135 (1723)

Hane 1 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1135 (1723)

12 guruş / 8 sümün

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye ilk taksit

1135 (1723)

9 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye 2. taksit

1135 (1723)

23 guruş / 3 sümün

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye ilk taksit

1135 (1723)

23 guruş / 2 para

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1135 (1723)

24,5 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye 2. taksit

1135 (1723)

11 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye 3. taksit

1136 (1724)

Hane 1 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1136 (1724)

Hane 0,5

Eğret-i Sagir’in piyade hanesidir (Eğret’ten yoklanır)

1138 (1725)

35 guruş

Deve ve katır vergisi

1139 (1726)

43 guruş / 4 para

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1139 (1726)

40 guruş / 5 para

Deve ve katır vergisi

1139 (1726)

17 guruş

Deve ve katır vergisi

1139 (1726)

19 guruş / 8,5 para

Deve ve katır vergisi

1139 (1726)

35 guruş / 9 para

Zahire ve baha vergisi

1139 (1726)

39 guruş / 5 sümün

Zahire ve baha vergisi

1140 (1727)

Hane 1 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1140 (1727)

Hane 0,5

Eğret Susuzu’nun piyade hanesidir (Eğret’ten yoklanır)

1140 (1727)

5 guruş

Çavuşoğlu Mahallesi Avarız ve Çeşme Vakfı, Eğretli Ali

1140 (1727)

10 guruş

Hacı Mahmut Mahallesi Avarız Vakfı, Eğretli Satı oğlu Salih

1140 (1727)

29 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1140 (1727)

15,5 guruş

Menzil vergisi

1140 (1728)

20,5 guruş / 2,5 sümün

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1140 (1728)

19 guruş / 3 sümün

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1141 (1728)

44 guruş / 10 sümün

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1141 (1728)

15 guruş / 5,5 para

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1141 (1728)

11 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye 2. taksit

1141 (1729)

37 guruş / 2 para

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1142 (1729)

26 guruş / 8,5 para

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1142 (1729)

29 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1142 (1729)

20 guruş / 9 para

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1144 (1731)

Hane 1,5 / Nefer 7 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1144 (1731)

50,5 guruş / 10 akçe

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1144 (1731)

43 guruş / 5 para

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1145 (1732)

48,5 guruş  / 54 akçe

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1145 (1732)

18,5 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1145 (1732)

18,5 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye ikinci taksit

1145 (1732)

37 guruş / 4,5 sümün

Deve ve katır vergisi

1146 (1733)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1146 (1733)

60 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1146 (1733)

135 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1146 (1733)

22 guruş / 8 sümün

Menzil vergisi

1147 (1734)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1147 (1734)

46,5 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1147 (1734)

53 guruş / 3 sümün

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1147 (1734)

33 guruş

Deve ve katır vergisi

1148 (1735)

Hane 1,5 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1148 (1735)

35,5 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1148 (1735)

16,5 guruş

Menzil vergisi

1149 (1736)

Hane 1 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1149 (1736)

41 guruş / 1 sümün

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye

1149 (1736)

53 guruş / 37 akçe

Deve ve katır vergisi

1149 (1736)

25 guruş / 7 sümün

Zahire ve baha vergisi

1149 (1736)

22 guruş / 8 sümün

Menzil vergisi

1150 (1737)

Hane 1 / Nefer 8 / Piyade 3

Avarız, nefer ve piyade haneleri

1150 (1737)

68 guruş

Karahisar-ı Sahib Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1150 (1737)

28,5 guruş / 6 para

Deve ve katır vergisi

1151 (1738)

82 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1151 (1738)

45 guruş / 6 akçe

Zahire ve baha vergisi

1151 (1738)

182 guruş

Zahire ve baha vergisi

1154 (1741)

76 guruş

Anadolu Valisine verilen imdad-ı hazeriye ve seferiye

1154 (1741)

55 guruş

İmdad-ı seferiye

1154 (1741)

76 guruş

Kazanın ödeyeceği 4853,5 kuruştan Eğret’in payı               


        Şeriyye Sicillerindeki Eğret ile ilgili mali kayıtların tamamını listeledim. Bunlar sadece vergiler değil. Eğret'te dağıtılan sadakalardan Eğretlilerin yaptığı bağışlara kadar parasal her türlü kayıt var. Ağırlık vergilerde tabi. Taradığım Siciller ise  243, 535, 537, 538, 542, 543, 545, 557, 561, 564 numaralı  Karahisar-ı Sahib Şeriyye Sicilleridir. 
        Diğer köylerle birlikte Eğret'in ödediği vergiler çok çeşitli. Savaş vergisi, barış vergisi, deve ve katır vergisi, menzil vergisi, zahire ve baha vergisi ile temel vergi avarız vergisi. Bunların dışında vilayet masraflarının tamamı Afyon merkez mahalle ve köylerinin tamamına bölüştürülerek bir vergi alınıyor ve bu Masraf defterine kaydediliyor. Masraf defterinde bu vergiler köylere dağıtılmadan önce masrafların ayrıntılı dökümü yapılmış. Eğret'e dair yapılan bu masrafları da tabloya aldım. Buna bir örnek 1722 yılında var. Karahisar Naibi'nin kahve masrafı 32 kile olarak Eğret Voyvodasına yazılmış. 
        Burada avarız hanelerinden bahsetmek gerekebilir. Avarız, temel vergidir. Tablodaki avarız haneleri ise ödenecek vergi birimini ifade eden bir kavram. Hane, gerçek aileyi kasteden değildir, 5-20 arasında değişen gerçek hane bir avarız hanesini oluşturur. Kadılar tarafından belirlenen avarız hane sayıları bugünkü anlamıyla bir vergi oranı olarak düşünülebilir. Eğret'in hane sayısı bazen 1, bazen de 1,5 olarak belirlenmiş. Ama bir hanenin kaç gerçek haneden oluştuğuna dair ipucu yok. Nefer ve piyade sayıları ise savaş zamanında köyden karşılanacak asker sayısını gösteriyor. Askere ihtiyaç duyulmadığı zamanlarda ise parasal karşılığı tahsil ediliyormuş. Avarız haneleri kaydedilirken 1724 yılında Küçük Eğret yarım hane belirtilmiş. Küçük Eğret'in neresi olduğuna dair bir tahminim yok. Yine Eğret Susuzu diye bir köy 1727'de yarım hane olarak yazılmış. Şimdiki Susuz Osmaniye'nin yerindeki bir yerleşim olabilir.