28 Şubat 2024

kakdırmek - Kirtyusuf


kakdırmek: İttirmek, itelemek, çakmak, saplamak

kakeç: Ağaçtan yapılmış üç tekerli bebek arabası, yürüteç.

kâkgil: Kızların alnına düşen saç uzantısı, kâkül.

kâkgil gomek: Düğünden önce gelin saçı kesmek.

kakıla galmek: Yığılmak, birikmek, dolmak.

kakılamek: 1.Sarsarak itelemek, 2.Aldatarak satış yapmak.

kakılı: Pek çok, yığılı, dolu.

kakışgan: İnatçı, tartışmacı.

kakışlamek: İttirmek, dürtüklemek

kakışmek: İnatlaşmak, tartışmak.

kakmek: 1.İttirmek (araba), 2.Saplamak, batırmak (bıçak)

kâse: bardak

kâya: kahya

Kâyamehmet: Keçilerin Guldurarifin ilk hanımından küçük oğlu Mehmet Seçen. 1915 Yılında doğdu, Keçininalinin küçük kardeşi, Şarapçının hem emmisi hem kayınpederidir. Neden böyle lakap verildiği bilinmiyor. 1957 Yılında vefat etti.

kâyası mısıñ: Sana ne, seni ne ilgilendirir.

kâyası olma: Seni ilgilendirmez, burnunu sokma.

keât: 1.Evrak (Añgara’dan keât gelmiş.), 2.Eski harflerle yazılmış kitap. (Namazdan sona oturup keât okuduk.)

keât gibi: Çok ince

keât kürek: (i) 1.Evrak, 2.Bürokratik işlemler.

keçayt!: Keçiyi çevirme ünlemi.

keçeleşmek: El, ayak veya vücudun başka bir yerinin uyuşup hissedilmemesi.

Keçigızı: Omarcıkoğlu Ali eşi Ümmühan Sağlam. Selimler/Keçilerin Mehmet kızıdır, 1874 Yılında doğdu. Gıralinin ninesi olur, 1952’de vefat etti.

keçi inadı: Bir türlü yumuşamayan inat.

Keçimehmet: Keçioğlu İbrahim’in oğlu Mehmet Seçan. 1922 yılında doğdu, küçük yaşta yetim kaldı. Sonradan böylece lakaplandı, 2003’te vefat etti.

Keçiniñali: Guldurarifin büyük oğlu Ali Seçen. 1911 Yılında doğdu. Şarapçı, Keçilerinkazım, Mevlüt ve Süleyman Seçen kardeşlerin babasıdır; 1981’de vefat etti.

Keçioğlu: Selimlerin Ahmet oğlu Ali Seçan. 1901 Yılında doğdu ve Keçioğlu diye lakaplandı. Gulaksızibramın babasıdır, 1947’de vefat etti.

Keçiyatakları: Bir mevki.

Kedimehmet: Şeherlioğlu Mustafa’nın oğlu Mehmet. Ahmetçavuş (Ahmet Şık)ın babasıdır. Asker dönüşü tersi devrilip yolunu kaybetmiş ve bunun sonucunda donrak vefat etmiştir.

Kedimehmediñazat: Kedimehmedin yolunu kaybettiğinde aç kurtlardan kurtulmak amacıyla çıktığı ve orada donarak vefat ettiği orman kıyısındaki ağaç. Sonradan o mevki de böyle adlandırılmış.

Kediveli: Hacımahmutların Hüseyin oğlu Veli. 1876 Yılında doğdu, Kınimısdığın abisidir. Çolağüseyin ve İbrahim Ildız’ın babası olan Kediveliye neden bu lakap takıldığı bilinmiyor, 1920-25 arasında vefat etmiş. Çolağüseyinden torunu Veli Ildız da bu lakapla anılacaktır. Torun Kediveli halen Afyon’da yaşıyor.

kef: 1.Yemek üstünde biriken köpük, yağ tabakası; 2.Dudak kenarında oluşan tükürük köpük karışımı

kefin: kefen

kefinnemek: Ölüyü kefenlemek.

kefin parası olsuñ: Haksızca kaybedilen paranın ardından edilen beddua

kefli: 1.Genel anlamda kirli kimse, 2.Üzeri tortulanmış.

kekeç: Kekeme, peltek, pepe.

Kekeç: İdirizlerin Gocaosmanın küçük oğlu Halil İdis. 1921 Yılında doğdu, Delimehmet ve Pepehasanın küçüğüdür. 1975’te vefat ettiğinde Zafer Mahallesi muhtarı idi.

kekiç/kekiş: çekiç

kekişlemek: Yere saplanmış örs üstünde, körelen tırpanı döverek keskinleştirmek.

Kelahmet: 1.Hacıların Ömer oğlu Ahmet Azbay. 1885 yılında doğdu, 1957’de vefat etti. Kendisinden sonra çocukları da bu lakapla anılıyorlar. 2. Veyislerin Hacıarif oğlu Ahmert Varlı. 1917 yılında doğdu, Körhocanın küçük kardeşidir; 2003’te vefat etti. 3.Aşşağılıların Çolakahmet oğlu Ahmet Bar; 1924-2002.

Kelali: 1.Kekliklerin Ali oğlu Ali Tül. 1888 Yılında doğdu, babası Türkmenoğlu Ali’dir, çok küçükken yetim kaldığı için babasının adını vermişler. Çok uzun süre Çanakkale başta olmak üzere bir çok cephede savaşmış. Vücudunda sağlam yer kalmadığını söylüyorlar. Bu yüzden Yanık ve Çolak gibi başka lakapları da var. Birkaç evlilik yapmış; Hacıiresil, Kelırmızan ve Haroahmetin babasıdır. 1957 Yılında vefat etti. 2.Hacıların Süleyman oğlu Ali Azbay. 1896 Yılında doğdu, Davılcıarifin küçüğüdür. Çok cesur biri olarak tarif ediliyor, bir lakabı da Diñdiñ Dededir. 1966 Yılında vefat etti.

Kelapdılla: Sağırların Körmustafanın oğlu Abdullah Sancak. 1909 Yılında doğdu, Pêlivanın abisidir. 1988 Yılında vefat etti.

Kelarzıman: Hacıların Arzımanoğlu Ahmet’in küçük oğlu Arzıman Azbay. 1914 Yılında doğdu; Kelsalek, Çapıtçıhafız ve Kelidirizin küçüğüdür.. 1995’te vefat etti.

Kelasim: Garaçaylının ortanca oğlu Asım Öztürk.

Kelbekir: 1.Bolvadinli Çakallardan Mustafa oğlu Bekir Haykır. 1877 Yılında doğdu, Irafanın küçük kardeşidir. Yenimısdık, Alosmançavuş ve Halil Haykır’ın babaları olur, 1946’da vefat etti. 2.Sakaların Ali’nin küçük oğlu Bekir Atay. 1911 Yılında doğdu, Guzuguzunun babasıdır, 1983’te vefat etti.

Kelçakır: Garamehmetoğlu Osman’ın ortanca oğlu Ahmet Ata. 1880 Yılında doğdu, Naymelerin dedesi olan İbrahim’in küçüğü, Garamehmetin büyüğüdür. Gözleri renkli olduğundan böyle lakaplanmış. Tek oğlu Çakıribana da lakabı kalmış. Gasapüseyinin dedesidir; 1943’te vefat etti.

kele: Genç öküz, boğa.

kelermek: Saçlar dökülmeye başlamak, kelleşmek.

kelem: lahana

kelem dolması: Lahana sarması

Kelemine: Pambıkların Pambık Osman Dedenin hanımı Emine Gözalıcı. Ayanoğlu Ömer’in kızı, Kölgecinin halasıdır; 1874 yılında doğdu. Pambıkların ninesi kabul edilir, 1944 yılında vefat etti.

keler: kertenkele

keleş: 1.Kel, 2.İyi yürekli kimse.

Kelhalil: Gırhasanların Batıkmehmetin Halil Köz. 1937 Yılında doğdu. Hastalık sonucu saçları erken dökülmeye başlamış. Sırf bu yüzden okuldan kaydı silinmiş. Düdükçü ile birlikte davul çaldığı için Davılcı Kelhalil olarak bilinirdi. 1984 Yılında vefat etti.

Kelhasan: 1.Tekirgızıların Osman’ın büyük oğlu Hasan. 1883 Yılında doğdu. Gambırömerin babasıdır, o küçükken 1915’te Çanakkale’de şehit oldu. 2.Velciklerin Ahmet oğlu Hasan Ün. 1895 Yılında doğdu, Gugukların Ramazan’ın babasıdır; 1972’de vefat etti. 3.Mollahmetlerin Ali oğlu Hasan İnanır. 1903 Yılında doğdu; Sıntırhüseyinin yeğeni, Gavcarın kardeşidir. 1963’te vefat etti. 4. Apdıramanların Hacıhafızın küçük oğlu Hasan Kirkit. Yenialinin küçüğüdür; 1921 Yılında doğdu, 1988’de vefat etti.

Kelhoca: Gazioğlunun oğlu Halil Yıldız. 1941 Yılında doğdu. Matrak ve rahat bir adamdı. Bu rahatlığı sebebiyle bir lakabı da Zartlakcı idi. Hocalığının neye dayandığını bilmiyorum, 1996’da vefat etti.

Kelırmızan: Kekliklerin Kelalinin ortanca oğlu Ramazan Tül. 1913 Yılında doğdu, Hacıiresilin küçüğüdür. 1996 Yılında vefat etti.

Keliban: Dananın İsmail oğlu İbrahim Dalgıç. Dalmışın abisidir, 1924 yılında doğdu. Çok yönlü aktif bir kişi olarak bilinirdi. Moruk ve Misginin babasıdır, 2012’de vefat etti.

Kelidiriz: 1.Hacıların Ahmet oğlu İdris Azbay. 1912 Yılında doğdu; Kelsalek ve Çapıtçıhafızın küçüğü, Kelarzımanın abisidir. Demirci idi, yanında yetiştirdiği Demirciziyanın babasıdır. 1986’da vefat etti. 2.İdirizlerin Dedemısdığın tek oğlu İdris İdis, 1926-2004.

kelik: Arka koncu olmayan, terlik gibi kullanılan, ayakkabı/yemeni eskisi.

kelime: Söz, cümle, ibare.

kel kâya: Yetkisi ve bilgisi olmadığı halde her şeye karışan, burnunu sokan.

kelkör: (s) İyi kötü, nasıl olursa olsun.

kellan: Keloğlan

kelle: 1.Ayçiçeğinin baş kısmı veya haşhaş kapsülü; 2.Buğday başağı, 3.Hayvan kafası.

kelle çıkarmek: Arpa buğday başaklanmak.

kelle soğan: Kuru soğan.

Kelmehmet: Amcaların Süleyman oğlu Mehmet Özdemir. Godalyusufun kardeşidir, 1916-2003

Kelmısdıfa: 1.Mardakların Çakırüseyin oğlu Mustafa Saki. 1913 Yılında doğdu. Dayısının kazı Garahalime ile evlendi, 2003’te doksan yaşında vefat etti. 2.Hamsincinin Delimehmetin oğlu Mustafa İdi. 1948 Yılında doğdu, İzmir’e yerleşikti, orada 202’de vefat etti.

Kelnayme: Hacıahmetlerin Sarışükrü eşi Naime Patlar. Sakanın Ali kızı, 1920-1989.

Kelosman: Bayramgazili Osman Demirbaş. Muslulardandır, Eğret’e gelip Ercebin kızıyla evlendi. Sığır güderlerdi, sonradan Denizli’ye taşındılar.

Kelömer: Takgasların Cingenmurat oğlu Ömer Öncül. Çakırhasan ve Berberüseyinin kardeşidir. Bir dönem Tırakanın azası olarak Köyadamları içinde bulunmuş. Cılımısdık ve Zelonun babasıdır, 1991’de vefat etti.

kelpoğlu kelp: İt oğlu it anlamında hakaret sözü

Kelsaleğiñçeşme: Buñar tarafında Gayaların altında bir çeşme. Kelsalekten sonra kuruyan bu çeşme yakınlarında oğlu Kirli tarafından yenisi yaptırılmış.

Kelsaleğiñguyu: Buñar tarafında Yenicami dibindeki dolaplu kuyu.

Kelsalek: Arzımanoğlu Ahmet’in büyük oğlu Salih Azbay. 1900 Yılında doğdu. Kirli ve Şaban Azbay’ın babasıdır, 1979’da vefat etti.

Kelsüleyman: Eminlerin Süleyman oğlu Süleyman Eren.  1920 Yılında doğdu, ayrı anadan olmakla beraber Çakalüseyinin kardeşi, Yozgunun ise karınkardeşi yani Macurnine Ayşe Hanımın oğludur. Uzun süre bakkallık yaptı, 1997'de vefat etti.

Kelşaban: Gobakların Garabacağın oğlu Şaban Kaçmaz; 1929-1996.

Kelyahya: Çatalların Mollamehmetin küçük oğlu Yahya Tür. İbiş’in küçüğüdür, 1910-1953.

Kelyusuf: 1.Dönelerin Yusuf oğlu Yusuf Çalışır. 1913 Yılında doğdu; Ganimehmetin küçüğü, Hasan ve Ali Çalışırın abileridir. Çocuğu olmadı yeğeni Ganininhasanın babalığıdır, 1913’te vefat etti. 2.Kürtosmanoğlu Musa’nın küçük oğlu Yusuf Yakışır. Demircisaleğin küçük kardeşidir, 1924’te doğdu. Uzun süre Anıtkaya Belediyesinde çalışıp oradan emekli oldu. 2008 Yılında vefat etti.

Kemik: 1.Selimlerin İsmail oğlu Ali. 1880 Yılında doğdu. Neden böyle lakaplandığı bilinmiyor, onun lakabı sonradan sülalesine genelleşecektir. 1925 Öncesi vefat etmiş. 2.Garahmetlerin Halil oğlu Mehmet Patlar. 1964 Yılında doğdu, çocukluğunda sert yapısı sebebiyle böyle lakaplandı. Manisa yerleşti ve orada 2011’de vefat etti.

kemik atmek: (mec)Oyalamak, susturmak için birine bir şey vererek veya bir sözle avutmak.

kemire: Ağıllarda zeminde oluşan gübre tabakası.

kemirelenmek: Kabuk bağlamak.

kemirtlek: gırtlak

ken: Kıyı, uç, kenar

kenar: Tepsiye börek açıldıktan sonra, dışarı taşan hamur uçlarının başka tepsiye alınmasıyla yapılan şekilsiz börek.

kendi: Karı ve kocanın başkalarına birbirinden bahsederken kullandıkları kelime.

kendini gurtarmek: Kendini geçindirecek duruma gelmek.

kendir: 1.Kenevir bitkisi, 2.Kenevir tohumu, 3.Kenevir kökünden yapılmış ip, kilim, çuval. Keten

-kene: iken, -ken (Siz gidekene biz geliyoduk)

Kepez:  Bir mevki ismi.

kepinek: kepenek

kepirdemek: Eller, taş toprak veya ot diken işlemekten tahriş olmak.

keprem: 1.Güçten düşmüş, beceriksiz şaşkın kimse, 2.Kurak, susuz.

keratsinmek: 1.Tiksinmek, 2.Bir şeyi yapmaktan kaçınmak

kerbar: kehribar

kerbarböceği: uğurböceği

kerbar gibi: Koyu sarı, kehribara benzer.

kerete: Ayakkabı çekeceği.

keri: sonra (-den keri… şeklinde kullanılır.)

Kerimiñ atlar: İronik ayaklar, araçsız binitsiz yürüyerek gidileceğini anlatır. Hangi Kerim’e telmihen söylendiği bilinmiyor.

kerkinmek: Erkek cinsel ilişki hareketi yapmak.

kerpiden: kerpeten

kerpiş: kerpiç

kerpiş kesmek: Kalıplara balçığı dökerek kerpiç yapmak.

kertik: 1.Ağaca işaret koymak amacıyla açılan çentik, 2.Boğum, kesik; 3.Derece, seviye, düzey.

kertmek: Azıcık kesmek, çentik atmak.

kes: Hayvanın yediği samandan geriye kalan, iri taneli artıklar.

kesdene: kestane

kesdenkele: kertenkele

kesdirim/kesdirme: Kısa yol.

kesek: Pulluk veya belin çıkardığı iri, sert toprak parçası.

kesene: Bir işi götürü pazarlıkla alma, verme.

keser görmüş de tasar görmemiş: Ölçüsüz dengesiz hareket eden kişiyi anlatır.

kese yoğurdu: Süzülmüş yoğurt.

kesik: Kesilmiş, tutmamış süt.

Kesikci: Omarcıkların Abdullah Sağlam. Birkaç lakabından biri olan bunu almasına ilk sebep; Köreminin Koruma başkanlığı zamanında Katip üye olması ve dolayısıyla ceza makbuzu kesmesi; ikinci olarak, yokluk zamanında sürü sahiplerinden topladığı peynir sularını kestirip satmasıymış.

kesilmek: Süt, yoğurt bozulmak.

kesim: Seviye, düzey. (Ekinnê bu kesim oldu.)

kesinmek: Terziye elbise diktirmek.

keslemek: 1.Hayvanın samanın iri kısımlarını bırakması, 2.(mec) Bir yiyeceğin beğenilmeyen kısımlarını bırakılmak.

kesme: Kasnak içine doldurularak yapılan briket tezek

keş: 1.Süzülmüş yoğurdun katılaştırılarak kışa saklanmış hali, 2. Gözerle çalkanan tahılın üstte kalan çer çöpü.

keşine gülmek: Kötü duruma düşen birisinin o haline sevinmek.

kıh etmek: Çocuk dilinde hayvan kesmek veya bıçak bir şeyi kesmek.

kıkırdak: 1. Kuyruk veya içyağının eritildikten sonra erimeyip geriye kalan kızarmış kısmı, 2.Bir şeyin tak-tak ses çıkaracak kadar kurumuş hali.

kımçı: 1.İnce uzun değnek, 2.Kamçı.

kımçılamek: Kamçı vurarak atları yürütmek.

Kınimısdık: Hacımahmutların Hüseyin oğlu Mustafa. 1885 Yılında doğdu, Kedivelinin küçüğüdür. Neden böyle lakaplandığı anlaşılmayan Kınimısdık Kazım Arık’ın babasıdır. 1931 Yılı sonunda odun arabasından düşerek vefat etmiş. Eşi Telli kızı Ümmühan sonra Bilallerin Mehmet’e varacak ve orada doğan oğluna Mustafa adını verice ona da Kınimısdık lakabı takılacaktır.

kıntir: Cimri, pinti.

kıpırdak: Hareketli, aktif, canlı.

kırı: Eşek, eşek sıpası.

kırı kırı: 1.(ü)Eşek çağırma ünlemi, 2.(z)Bir şeyi yapma zorunluluğunu anlatır. (Kırı kırı gelceñiz, gelmeñ de gören!)

Kırisdiyan: Hıristiyan, İsevi.

kırt: Eşek kovma ünlemi.

Kırtümmet: 1.Çatalların İbrahim’in Ayıgarıdan küçük oğlu Mehmet Soylu. 1913 Yılında doğdu; Yarımağanın kardeşi, Yaşar Soylu’nun babasıdır. 1979 Yılında vefat etti. 2.Buruşakmehmetin küçük oğlu Hüseyin Omak, 1939-2017.

kısagollu: Tişört, kısa kollu gömlek.

kısdırgeç: Kerpeten, pense, mandal

kısdırmek: sıkıştırmak

kısgırmek: Köpeği saldırması için kışkırtmak.

kıs kıs: (ü) Köpek saldırtma ünlemi.

kıtırdak: Güneşte, fırında veya soba üstünde tamamen kurutulup çıtır çıtır yenen veya ıslatıp da tüketilen ekmek.

kıtırdatmek: Ekmeği gevretmek.

kıyır kıyır: (s) Sebze ve meyvelerde tazelik anlatır.

kikirdemek: Gevrek gevrek gülmek.

Kilci: Omarcıkların Abdullah oğlu Hüseyin Sağlam. 1901 Yılında doğdu, Feyzullah ve Bödünün abisidir. Gocaüseyin ve Suluüseyin olarak da bilinir ama meşhur lakabını, kil ticareti yaptığı için almış. 1971’de vefat eden Gocaüseyinden sonra oğlu Ahmet Sağlam Kilci lakabıyla daha fazla tanındı. Küçük Kilci de 1996’da vefat etti.

kile: İki demir/teneke miktarı bir tahıl ölçüsü birimi.

kimbiri: Bu durumda birini biliyorum; ama şimdi kim olduğunu hatırlayamadım.

kimdirenci: Sık sık sorulan kim sorusuna verilen protesto cevabı.

kime dôôn: Hey sana söylüyorum, sözümü dinle anlamında uyarı sözü. (Kime diyorum!)

kime döoñ: Uyarılarım dikkate alınmıyor anlamında yakınma sözü (Kime diyorsun!)

kimi kimisesi: (zm) Yakınlarından olan kişiler.

kinnik: İntikam duygusu, öfke, nefret, kin.

kinnikci: Kin tutan, kindar.

kipil: Gözleri aynı büyüklükte olmayan, şaşı.

Kipil: Daldalların Ömerçavuşun küçük oğlu Mahmut Honça. 1904 Yılında doğdu; dört oğlanın en küçüğüdür. Neden böyle lakap takıldığı bilinmiyor. Köremin, Garaiban ve Gıdakömerin babaları olan Kipilmahmut 1988’de vefat etti.

kirebolu: Arının kovanı dezenfekte ve yalıtım amacıyla kullandığı, bitki özlü salgısı, prepolis.

kirez: kiraz

Kirezlik: Bir mevki adı.

kir götürü: Üzerindeki kiri belli etmeyecek renkte olan.

Kirli: Hacıların Kelsaleğin büyük oğlu Cemalettin Azbay, 1932-2018.

kirli çıkı: Ne yapıp edip bir kıyıya biraz para koyabilen kişi.

kirman: Yün eğirmeye yarayan, saplı ve tahta başlıklı alet.

kirman eğirmek: Kirman ile yün eğirmek.

kirpit: kibrit

Kirpitçi: Apdıramanların Hasan oğlu İbrahim. 1878 Yılında doğdu; Curakapdıramanın küçüğü, Hacıhafız ve Çiloğlanın küçüğüdür. Kilim tezgahının bir parçası kirkiti yapmakta usta olduğu için böyle lakaplandığı söyleniyor. Mehmet Sabri ve Körhalilin babalarıdır. 1947’de vefat etti.

kirs: Kum, taş, kil vs. ile karışık sert toprak katmanı.

kirsi: Az kir, hafif kirli

Kirtyusuf: Godalömerin oğlu Yusuf Aydın. 1913 Yılında doğdu; Gödemehmedin küçüğü, Gıvığın büyüğüdür. İnceömerin babası olan Kirtyusuf 1981’de vefat etti.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder