kakeç: Ağaçtan yapılmış üç
tekerli bebek arabası, yürüteç.
kâkgil: Kızların alnına düşen
saç uzantısı, kâkül.
kâkgil gomek:
Düğünden önce gelin saçı kesmek.
kakıla galmek:
Yığılmak, birikmek, dolmak.
kakılamek:
1.Sarsarak itelemek, 2.Aldatarak satış yapmak.
kakılı: Pek çok,
yığılı, dolu.
kakışgan: İnatçı, tartışmacı.
kakışlamek:
İttirmek, dürtüklemek
kakışmek: İnatlaşmak, tartışmak.
kakmek: 1.İttirmek (araba),
2.Saplamak, batırmak (bıçak)
kâse: bardak
kâya: kahya
Kâyamehmet: Keçilerin Guldurarifin ilk hanımından küçük
oğlu Mehmet Seçen. 1915 Yılında doğdu, Keçininalinin küçük kardeşi, Şarapçının
hem emmisi hem kayınpederidir. Neden böyle lakap verildiği bilinmiyor. 1957
Yılında vefat etti.
kâyası mısıñ:
Sana ne, seni ne ilgilendirir.
kâyası olma:
Seni ilgilendirmez, burnunu sokma.
keât: 1.Evrak (Añgara’dan
keât gelmiş.), 2.Eski harflerle yazılmış kitap. (Namazdan sona oturup keât
okuduk.)
keât gibi:
Çok ince
keât kürek:
(i) 1.Evrak, 2.Bürokratik işlemler.
keçayt!: Keçiyi
çevirme ünlemi.
keçeleşmek:
El, ayak veya vücudun başka bir yerinin uyuşup hissedilmemesi.
Keçigızı: Omarcıkoğlu Ali eşi Ümmühan Sağlam.
Selimler/Keçilerin Mehmet kızıdır, 1874 Yılında doğdu. Gıralinin ninesi olur,
1952’de vefat etti.
keçi inadı:
Bir türlü yumuşamayan inat.
Keçimehmet: Keçioğlu İbrahim’in oğlu Mehmet Seçan. 1922
yılında doğdu, küçük yaşta yetim kaldı. Sonradan böylece lakaplandı, 2003’te
vefat etti.
Keçiniñali: Guldurarifin büyük oğlu Ali Seçen. 1911
Yılında doğdu. Şarapçı, Keçilerinkazım, Mevlüt ve Süleyman Seçen kardeşlerin
babasıdır; 1981’de vefat etti.
Keçioğlu: Selimlerin Ahmet oğlu Ali Seçan. 1901 Yılında
doğdu ve Keçioğlu diye lakaplandı. Gulaksızibramın babasıdır, 1947’de vefat
etti.
Keçiyatakları:
Bir mevki.
Kedimehmet: Şeherlioğlu Mustafa’nın oğlu Mehmet.
Ahmetçavuş (Ahmet Şık)ın babasıdır. Asker dönüşü tersi devrilip yolunu
kaybetmiş ve bunun sonucunda donrak vefat etmiştir.
Kedimehmediñazat: Kedimehmedin yolunu kaybettiğinde aç
kurtlardan kurtulmak amacıyla çıktığı ve orada donarak vefat ettiği orman
kıyısındaki ağaç. Sonradan o mevki de böyle adlandırılmış.
Kediveli: Hacımahmutların Hüseyin oğlu Veli. 1876
Yılında doğdu, Kınimısdığın abisidir. Çolağüseyin ve İbrahim Ildız’ın babası
olan Kediveliye neden bu lakap takıldığı bilinmiyor, 1920-25 arasında vefat
etmiş. Çolağüseyinden torunu Veli Ildız da bu lakapla anılacaktır. Torun
Kediveli halen Afyon’da yaşıyor.
kef: 1.Yemek üstünde
biriken köpük, yağ tabakası; 2.Dudak kenarında oluşan tükürük köpük karışımı
kefin: kefen
kefinnemek:
Ölüyü kefenlemek.
kefin parası olsuñ: Haksızca kaybedilen paranın ardından edilen beddua
kefli: 1.Genel anlamda kirli
kimse, 2.Üzeri tortulanmış.
kekeç: Kekeme, peltek, pepe.
Kekeç: İdirizlerin Gocaosmanın küçük oğlu Halil İdis.
1921 Yılında doğdu, Delimehmet ve Pepehasanın küçüğüdür. 1975’te vefat
ettiğinde Zafer Mahallesi muhtarı idi.
kekiç/kekiş:
çekiç
kekişlemek: Yere saplanmış örs üstünde, körelen tırpanı
döverek keskinleştirmek.
Kelahmet: 1.Hacıların Ömer oğlu Ahmet Azbay. 1885
yılında doğdu, 1957’de vefat etti. Kendisinden sonra çocukları da bu lakapla
anılıyorlar. 2. Veyislerin Hacıarif oğlu Ahmert Varlı. 1917 yılında doğdu,
Körhocanın küçük kardeşidir; 2003’te vefat etti. 3.Aşşağılıların Çolakahmet
oğlu Ahmet Bar; 1924-2002.
Kelali: 1.Kekliklerin Ali oğlu Ali Tül. 1888 Yılında
doğdu, babası Türkmenoğlu Ali’dir, çok küçükken yetim kaldığı için babasının
adını vermişler. Çok uzun süre Çanakkale başta olmak üzere bir çok cephede
savaşmış. Vücudunda sağlam yer kalmadığını söylüyorlar. Bu yüzden Yanık ve
Çolak gibi başka lakapları da var. Birkaç evlilik yapmış; Hacıiresil,
Kelırmızan ve Haroahmetin babasıdır. 1957 Yılında vefat etti. 2.Hacıların
Süleyman oğlu Ali Azbay. 1896 Yılında doğdu, Davılcıarifin küçüğüdür. Çok cesur
biri olarak tarif ediliyor, bir lakabı da Diñdiñ Dededir. 1966 Yılında vefat
etti.
Kelapdılla: Sağırların Körmustafanın oğlu Abdullah Sancak.
1909 Yılında doğdu, Pêlivanın abisidir. 1988 Yılında vefat etti.
Kelarzıman: Hacıların Arzımanoğlu Ahmet’in küçük oğlu
Arzıman Azbay. 1914 Yılında doğdu; Kelsalek, Çapıtçıhafız ve Kelidirizin
küçüğüdür.. 1995’te vefat etti.
Kelasim: Garaçaylının ortanca oğlu Asım Öztürk.
Kelbekir: 1.Bolvadinli Çakallardan Mustafa oğlu Bekir
Haykır. 1877 Yılında doğdu, Irafanın küçük kardeşidir. Yenimısdık, Alosmançavuş
ve Halil Haykır’ın babaları olur, 1946’da vefat etti. 2.Sakaların Ali’nin küçük
oğlu Bekir Atay. 1911 Yılında doğdu, Guzuguzunun babasıdır, 1983’te vefat etti.
Kelçakır: Garamehmetoğlu Osman’ın ortanca oğlu Ahmet Ata.
1880 Yılında doğdu, Naymelerin dedesi olan İbrahim’in küçüğü, Garamehmetin
büyüğüdür. Gözleri renkli olduğundan böyle lakaplanmış. Tek oğlu Çakıribana da
lakabı kalmış. Gasapüseyinin dedesidir; 1943’te vefat etti.
kele: Genç öküz, boğa.
kelermek: Saçlar dökülmeye
başlamak, kelleşmek.
kelem: lahana
kelem dolması:
Lahana sarması
Kelemine: Pambıkların Pambık Osman Dedenin hanımı Emine
Gözalıcı. Ayanoğlu Ömer’in kızı, Kölgecinin halasıdır; 1874 yılında doğdu.
Pambıkların ninesi kabul edilir, 1944 yılında vefat etti.
keler: kertenkele
keleş: 1.Kel, 2.İyi yürekli
kimse.
Kelhalil: Gırhasanların Batıkmehmetin Halil Köz. 1937
Yılında doğdu. Hastalık sonucu saçları erken dökülmeye başlamış. Sırf bu yüzden
okuldan kaydı silinmiş. Düdükçü ile birlikte davul çaldığı için Davılcı
Kelhalil olarak bilinirdi. 1984 Yılında vefat etti.
Kelhasan: 1.Tekirgızıların Osman’ın büyük oğlu Hasan.
1883 Yılında doğdu. Gambırömerin babasıdır, o küçükken 1915’te Çanakkale’de
şehit oldu. 2.Velciklerin Ahmet oğlu Hasan Ün. 1895 Yılında doğdu, Gugukların
Ramazan’ın babasıdır; 1972’de vefat etti. 3.Mollahmetlerin Ali oğlu Hasan
İnanır. 1903 Yılında doğdu; Sıntırhüseyinin yeğeni, Gavcarın kardeşidir.
1963’te vefat etti. 4. Apdıramanların Hacıhafızın küçük oğlu Hasan Kirkit.
Yenialinin küçüğüdür; 1921 Yılında doğdu, 1988’de vefat etti.
Kelhoca: Gazioğlunun oğlu Halil Yıldız. 1941 Yılında
doğdu. Matrak ve rahat bir adamdı. Bu rahatlığı sebebiyle bir lakabı da
Zartlakcı idi. Hocalığının neye dayandığını bilmiyorum, 1996’da vefat etti.
Kelırmızan: Kekliklerin Kelalinin ortanca oğlu Ramazan
Tül. 1913 Yılında doğdu, Hacıiresilin küçüğüdür. 1996 Yılında vefat etti.
Keliban: Dananın İsmail oğlu İbrahim Dalgıç. Dalmışın
abisidir, 1924 yılında doğdu. Çok yönlü aktif bir kişi olarak bilinirdi. Moruk
ve Misginin babasıdır, 2012’de vefat etti.
Kelidiriz: 1.Hacıların Ahmet oğlu İdris Azbay. 1912
Yılında doğdu; Kelsalek ve Çapıtçıhafızın küçüğü, Kelarzımanın abisidir.
Demirci idi, yanında yetiştirdiği Demirciziyanın babasıdır. 1986’da vefat etti.
2.İdirizlerin Dedemısdığın tek oğlu İdris İdis, 1926-2004.
kelik: Arka koncu olmayan,
terlik gibi kullanılan, ayakkabı/yemeni eskisi.
kelime: Söz, cümle, ibare.
kel kâya: Yetkisi ve bilgisi olmadığı
halde her şeye karışan, burnunu sokan.
kelkör: (s) İyi kötü, nasıl
olursa olsun.
kellan: Keloğlan
kelle: 1.Ayçiçeğinin baş
kısmı veya haşhaş kapsülü; 2.Buğday başağı, 3.Hayvan kafası.
kelle çıkarmek:
Arpa buğday başaklanmak.
kelle soğan:
Kuru soğan.
Kelmehmet: Amcaların Süleyman oğlu Mehmet Özdemir.
Godalyusufun kardeşidir, 1916-2003
Kelmısdıfa: 1.Mardakların Çakırüseyin oğlu Mustafa Saki.
1913 Yılında doğdu. Dayısının kazı Garahalime ile evlendi, 2003’te doksan
yaşında vefat etti. 2.Hamsincinin Delimehmetin oğlu Mustafa İdi. 1948 Yılında
doğdu, İzmir’e yerleşikti, orada 202’de vefat etti.
Kelnayme: Hacıahmetlerin Sarışükrü eşi Naime Patlar.
Sakanın Ali kızı, 1920-1989.
Kelosman: Bayramgazili Osman Demirbaş. Muslulardandır,
Eğret’e gelip Ercebin kızıyla evlendi. Sığır güderlerdi, sonradan Denizli’ye
taşındılar.
Kelömer: Takgasların Cingenmurat oğlu Ömer Öncül.
Çakırhasan ve Berberüseyinin kardeşidir. Bir dönem Tırakanın azası olarak
Köyadamları içinde bulunmuş. Cılımısdık ve Zelonun babasıdır, 1991’de vefat
etti.
kelpoğlu kelp: İt oğlu it anlamında hakaret sözü
Kelsaleğiñçeşme: Buñar tarafında Gayaların altında bir çeşme.
Kelsalekten sonra kuruyan bu çeşme yakınlarında oğlu Kirli tarafından yenisi
yaptırılmış.
Kelsaleğiñguyu: Buñar tarafında Yenicami dibindeki dolaplu
kuyu.
Kelsalek: Arzımanoğlu Ahmet’in büyük oğlu Salih Azbay.
1900 Yılında doğdu. Kirli ve Şaban Azbay’ın babasıdır, 1979’da vefat etti.
Kelsüleyman: Eminlerin Süleyman oğlu Süleyman Eren. 1920 Yılında doğdu, ayrı anadan olmakla
beraber Çakalüseyinin kardeşi, Yozgunun ise karınkardeşi yani Macurnine Ayşe
Hanımın oğludur. Uzun süre bakkallık yaptı, 1997'de vefat etti.
Kelşaban: Gobakların Garabacağın oğlu Şaban Kaçmaz;
1929-1996.
Kelyahya: Çatalların Mollamehmetin küçük oğlu Yahya Tür.
İbiş’in küçüğüdür, 1910-1953.
Kelyusuf: 1.Dönelerin Yusuf oğlu Yusuf Çalışır. 1913
Yılında doğdu; Ganimehmetin küçüğü, Hasan ve Ali Çalışırın abileridir. Çocuğu
olmadı yeğeni Ganininhasanın babalığıdır, 1913’te vefat etti. 2.Kürtosmanoğlu
Musa’nın küçük oğlu Yusuf Yakışır. Demircisaleğin küçük kardeşidir, 1924’te
doğdu. Uzun süre Anıtkaya Belediyesinde çalışıp oradan emekli oldu. 2008
Yılında vefat etti.
Kemik: 1.Selimlerin İsmail oğlu Ali. 1880 Yılında
doğdu. Neden böyle lakaplandığı bilinmiyor, onun lakabı sonradan sülalesine
genelleşecektir. 1925 Öncesi vefat etmiş. 2.Garahmetlerin Halil oğlu Mehmet
Patlar. 1964 Yılında doğdu, çocukluğunda sert yapısı sebebiyle böyle lakaplandı.
Manisa yerleşti ve orada 2011’de vefat etti.
kemik atmek:
(mec)Oyalamak, susturmak için birine bir şey vererek veya bir sözle avutmak.
kemire: Ağıllarda zeminde
oluşan gübre tabakası.
kemirelenmek:
Kabuk bağlamak.
kemirtlek:
gırtlak
ken: Kıyı, uç, kenar
kenar: Tepsiye börek
açıldıktan sonra, dışarı taşan hamur uçlarının başka tepsiye alınmasıyla yapılan
şekilsiz börek.
kendi: Karı ve kocanın
başkalarına birbirinden bahsederken kullandıkları kelime.
kendini gurtarmek: Kendini geçindirecek duruma gelmek.
kendir: 1.Kenevir bitkisi,
2.Kenevir tohumu, 3.Kenevir kökünden yapılmış ip, kilim, çuval. Keten
-kene: iken, -ken (Siz
gidekene biz geliyoduk)
Kepez: Bir mevki ismi.
kepinek: kepenek
kepirdemek:
Eller, taş toprak veya ot diken işlemekten tahriş olmak.
keprem: 1.Güçten düşmüş,
beceriksiz şaşkın kimse, 2.Kurak, susuz.
keratsinmek:
1.Tiksinmek, 2.Bir şeyi yapmaktan kaçınmak
kerbar: kehribar
kerbarböceği:
uğurböceği
kerbar gibi:
Koyu sarı, kehribara benzer.
kerete: Ayakkabı çekeceği.
keri: sonra (-den keri…
şeklinde kullanılır.)
Kerimiñ atlar:
İronik ayaklar, araçsız binitsiz yürüyerek gidileceğini anlatır. Hangi Kerim’e
telmihen söylendiği bilinmiyor.
kerkinmek:
Erkek cinsel ilişki hareketi yapmak.
kerpiden: kerpeten
kerpiş: kerpiç
kerpiş kesmek:
Kalıplara balçığı dökerek kerpiç yapmak.
kertik: 1.Ağaca işaret koymak
amacıyla açılan çentik, 2.Boğum, kesik; 3.Derece, seviye, düzey.
kertmek: Azıcık kesmek, çentik
atmak.
kes: Hayvanın yediği
samandan geriye kalan, iri taneli artıklar.
kesdene: kestane
kesdenkele:
kertenkele
kesdirim/kesdirme: Kısa yol.
kesek: Pulluk veya belin
çıkardığı iri, sert toprak parçası.
kesene: Bir işi götürü
pazarlıkla alma, verme.
keser görmüş de tasar görmemiş: Ölçüsüz dengesiz hareket eden kişiyi anlatır.
kese yoğurdu:
Süzülmüş yoğurt.
kesik: Kesilmiş, tutmamış süt.
Kesikci: Omarcıkların Abdullah Sağlam. Birkaç
lakabından biri olan bunu almasına ilk sebep; Köreminin Koruma başkanlığı
zamanında Katip üye olması ve dolayısıyla ceza makbuzu kesmesi; ikinci olarak, yokluk
zamanında sürü sahiplerinden topladığı peynir sularını kestirip satmasıymış.
kesilmek: Süt, yoğurt bozulmak.
kesim: Seviye, düzey. (Ekinnê
bu kesim oldu.)
kesinmek: Terziye elbise
diktirmek.
keslemek: 1.Hayvanın samanın iri
kısımlarını bırakması, 2.(mec) Bir yiyeceğin beğenilmeyen kısımlarını
bırakılmak.
kesme: Kasnak içine
doldurularak yapılan briket tezek
keş: 1.Süzülmüş yoğurdun
katılaştırılarak kışa saklanmış hali, 2. Gözerle çalkanan tahılın üstte kalan
çer çöpü.
keşine gülmek:
Kötü duruma düşen birisinin o haline sevinmek.
kıh etmek:
Çocuk dilinde hayvan kesmek veya bıçak bir şeyi kesmek.
kıkırdak: 1. Kuyruk veya
içyağının eritildikten sonra erimeyip geriye kalan kızarmış kısmı, 2.Bir şeyin
tak-tak ses çıkaracak kadar kurumuş hali.
kımçı: 1.İnce uzun değnek,
2.Kamçı.
kımçılamek:
Kamçı vurarak atları yürütmek.
Kınimısdık: Hacımahmutların Hüseyin oğlu Mustafa. 1885
Yılında doğdu, Kedivelinin küçüğüdür. Neden böyle lakaplandığı anlaşılmayan
Kınimısdık Kazım Arık’ın babasıdır. 1931 Yılı sonunda odun arabasından düşerek
vefat etmiş. Eşi Telli kızı Ümmühan sonra Bilallerin Mehmet’e varacak ve orada
doğan oğluna Mustafa adını verice ona da Kınimısdık lakabı takılacaktır.
kıntir: Cimri, pinti.
kıpırdak: Hareketli, aktif,
canlı.
kırı: Eşek, eşek sıpası.
kırı kırı:
1.(ü)Eşek çağırma ünlemi, 2.(z)Bir şeyi yapma zorunluluğunu anlatır. (Kırı kırı
gelceñiz, gelmeñ de gören!)
Kırisdiyan:
Hıristiyan, İsevi.
kırt: Eşek kovma ünlemi.
Kırtümmet: 1.Çatalların İbrahim’in Ayıgarıdan küçük oğlu
Mehmet Soylu. 1913 Yılında doğdu; Yarımağanın kardeşi, Yaşar Soylu’nun
babasıdır. 1979 Yılında vefat etti. 2.Buruşakmehmetin küçük oğlu Hüseyin Omak,
1939-2017.
kısagollu:
Tişört, kısa kollu gömlek.
kısdırgeç:
Kerpeten, pense, mandal
kısdırmek:
sıkıştırmak
kısgırmek:
Köpeği saldırması için kışkırtmak.
kıs kıs: (ü) Köpek saldırtma
ünlemi.
kıtırdak: Güneşte, fırında veya
soba üstünde tamamen kurutulup çıtır çıtır yenen veya ıslatıp da tüketilen
ekmek.
kıtırdatmek:
Ekmeği gevretmek.
kıyır kıyır:
(s) Sebze ve meyvelerde tazelik anlatır.
kikirdemek:
Gevrek gevrek gülmek.
Kilci: Omarcıkların Abdullah oğlu Hüseyin Sağlam.
1901 Yılında doğdu, Feyzullah ve Bödünün abisidir. Gocaüseyin ve Suluüseyin
olarak da bilinir ama meşhur lakabını, kil ticareti yaptığı için almış. 1971’de
vefat eden Gocaüseyinden sonra oğlu Ahmet Sağlam Kilci lakabıyla daha fazla
tanındı. Küçük Kilci de 1996’da vefat etti.
kile: İki demir/teneke
miktarı bir tahıl ölçüsü birimi.
kimbiri: Bu durumda birini biliyorum; ama şimdi kim olduğunu
hatırlayamadım.
kimdirenci:
Sık sık sorulan kim sorusuna verilen protesto cevabı.
kime dôôn:
Hey sana söylüyorum, sözümü dinle anlamında uyarı sözü. (Kime diyorum!)
kime döoñ:
Uyarılarım dikkate alınmıyor anlamında yakınma sözü (Kime diyorsun!)
kimi kimisesi:
(zm) Yakınlarından olan kişiler.
kinnik: İntikam duygusu, öfke,
nefret, kin.
kinnikci: Kin tutan, kindar.
kipil: Gözleri aynı
büyüklükte olmayan, şaşı.
Kipil: Daldalların Ömerçavuşun küçük oğlu Mahmut
Honça. 1904 Yılında doğdu; dört oğlanın en küçüğüdür. Neden böyle lakap
takıldığı bilinmiyor. Köremin, Garaiban ve Gıdakömerin babaları olan
Kipilmahmut 1988’de vefat etti.
kirebolu: Arının kovanı
dezenfekte ve yalıtım amacıyla kullandığı, bitki özlü salgısı, prepolis.
kirez: kiraz
Kirezlik: Bir mevki adı.
kir götürü:
Üzerindeki kiri belli etmeyecek renkte olan.
Kirli: Hacıların Kelsaleğin büyük oğlu Cemalettin
Azbay, 1932-2018.
kirli çıkı:
Ne yapıp edip bir kıyıya biraz para koyabilen kişi.
kirman: Yün eğirmeye yarayan,
saplı ve tahta başlıklı alet.
kirman
eğirmek: Kirman ile yün eğirmek.
kirpit: kibrit
Kirpitçi: Apdıramanların Hasan oğlu İbrahim. 1878
Yılında doğdu; Curakapdıramanın küçüğü, Hacıhafız ve Çiloğlanın küçüğüdür.
Kilim tezgahının bir parçası kirkiti yapmakta usta olduğu için böyle
lakaplandığı söyleniyor. Mehmet Sabri ve Körhalilin babalarıdır. 1947’de vefat
etti.
kirs: Kum, taş, kil vs. ile
karışık sert toprak katmanı.
kirsi: Az kir, hafif kirli
Kirtyusuf: Godalömerin oğlu Yusuf Aydın. 1913 Yılında
doğdu; Gödemehmedin küçüğü, Gıvığın büyüğüdür. İnceömerin babası olan Kirtyusuf
1981’de vefat etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder