Emiralanoğlu Abdurrahman'ın dördüncü oğlu Abdülkadir'dir. Eğret'te ta o zamandan bugüne Kadir gecesinde doğanlara verilen bu ismi kısaltarak Kadir diyorlar. Apdıramanların Kadir 1841 yılında doğduğu tahmin ediliyor. Bu konuda kesin ifade kullanmamamızın sebebi 1831 kayıtları güncellenirken henüz doğmamış olması ve 1904 kayıtları tutulduğu sırada da hayatta olmamasıdır...
Böyle düşünmemizi sağlayan bir husus da Kadir'in eşidir. Veyisoğlu Halil kızı Fadime ile evlendi. Fadime Hanım 1840 doğumlu olduğuna göre, kocası da aşağı yukarı emsalıdır... Fadime Hanımın küçük kardeşi Ayşe de Kadir'in küçük kardeşi Hasan'a vardığından iki kardeş aynı zamanda bacanak oldular... İki kız Böbüdedenin ablası olurlar...
Çocuklarına gelirsek... Beş çocukları var, bunların ikisi kız; yaş sırasına göre isimleri Halil, Mehmet, Ayşe, Gülsüm ve Abdurrahman... 1874 doğumlu Gülsüm, Tekelioğlu Hüseyin (Bilallerin dedesi) eşi; ve dört yaş büyük ablası Ayşe, Yetimlerin atası Hacı Murat eşidir... Üç oğlan üzerinden Hacapdıramanlara bakalım...
1. Hacı Halil
1866'da doğdu. Öncesinde çocukları olup olmadığını bilmiyoruz; ilk oğulları olduğunnu düşünerek Halil'e bu isim verilmesinde Fadime Hanımın etkisi seziliyor. Zira Veyisoğlu Halil'in ismi bu...
Apdıramanların Halil, Hatice Hanım'la evlendi. Hatice Hanım, Böbüdedenin ilk hanımından kızı olduğu düşünülüyor. Yani Halil, dayısının kızıyla evlenmiş oldu; haliyle bu evlilikte de Fadime Hanım etkisinden söz edilebilir. Ayrıca Hatice Hanımın bir kardeşi de Apdıramanların Hasan oğlu Kirpitçi İbrahim'e vardığından onunla da bacanak oldular; Kirpitçi ile aynı zamanda teyzeoğlu oldukları da işin bir başka boyutu...
Bir belgeden anlaşıldığına göre, elli yaşına geldiğinde kendisinden 'Hacı Abdurrahmanoğlu Hacı Halil bin Hacı Abdülkadir' diye bahsediliyor. Bunca Hacı vurgusu belgelere yansıdığından daha fazla Eğret halkında yer ediyor ve Apdıramanların diğer kollarından ayırmak için Kadir çocuklarına Hacapdıramanlar deniliyor...
Gocacaminin yapımına 20. yüzyılın başlarında başlanıyor. Köyün yerleşimi yukarı doğru kaydıkça Cuma Camisi dışarıda kalır gibi olmuş. Dolayısıyla daha içeride bir camiye ihtiyaç duyulmuş ve Gocacamiyi yapmaya niyetlenmişler. Cami yaptırma derneği gibi yollar Cumhuriyet döneminde icat ediliyor, öncesinde cemaat elbirliğiyle kendi camisini inşa edecek. Eğretliler de imkanlarını seferber edip kolları sıvıyorlar. Lazım olan ana malzeme taş ve ağaç... O kadar büyük bir bina kavak ve söğüt ağaçlarıyla yapılacak değil tabi... İhsaniye'nin ötesinde, Kütahya taraflarındaki ormanlardan koca koca bütün çam ağaçları bulunuyor. Bunları bulması bir dert ise, Eğret'e getirmesi iki dert. Arabaların teker boyları uzun tomrukları getirecek şekilde ayarlanıyor ve dombeyler koşuluyor arabaya. O zamanlar öküz kadar dombey koşmak çok yaygın. Her evde koşum hayvanı olarak bir kaç çift de dombey bulunduruluyor. Direk olarak mı, yoksa döşme için mi kullanılacaksa bu ağaçlar geliyor köye... Şimdiki Galip Bey Caddesinden yukarı, inşaat alanına çıkarılması gerekiyor. Şimdi bile o cadde ciddi bir rampa, o vakitler sel yolağı gibi yarıklarla dolu... Millet de seyir için doluşmuş etrafa. Herkeste bir merak, o koca ağaçlar nasıl çıkarılacak yukarı... İlk dombey arabası harekete geçiyor... Hacapdıramanların dombeyler acar, iyi çekiyorlar yükü... Onları datdeyen ise Halil... 30-35 yaşlarında o sıralar. Arabanın üstünde mağrur, dombeylerin çekişinden memnun çünkü... Yalnız bayırı yarılamışken, herhalde Bakkalsüleymanın dükkan civarında beklenmedik bir şey yapıyor Halil... Ok üzerinde, bir sirk cambazı gibi yürüyerek boyunduruğa geliyor ve.... Boyunduruk üzerine koyduğu iki eliyle amuda kalkıyor. Eğretelilerin şaşkın bakışları ve çığlıkları arasında Tekkeye kadar bu pozisyonunu bozmuyor... İş bittikten sonra bu hareketinin sebebini soranlara açıklamayı şöyle yapmış: 'Bir noktadan sonra milletin nazarları o kadar rahatsız ediciydi ki, onları üzerime çekmesem mandaları çatlatacaklardı.'
Anlaşıldığına göre Hacı Halil'in çocuğu yok. Kışlacıklı Şükrü adında bir çocuğu sonradan evlat ediniyor. Tabi Kışlacık Köyünden bu Şükrü nasıl bulundu, evlatlık olayı nasıl gerçekleşti, bunlar bilinmiyor. Sonradan Şükrü'ye ne olduğu da meçhul...
Hacapdıramanların Hacı Halil, Cihan Harbi sırasında hayattaymış. Kesin olarak ne zaman öldüğü kaydedilmemiş, ama 1918-1925 arasında vefat ettiği sanılıyor. Eşi Hatice Hanım daha yaşamış, son zamanlarında 'Goca Hatca' derlermiş. 1944 Yılında vefat etmiş...
2. Kör Mehmet Hoca
Apdıramanların Kadir'in ikinci oğlu 1868'de doğdu. Veli kızı Havva ile evlendi. Havva Hanım'ın Delimamın kardeşi olduğu düşünülüyor. Dolayısıyla Fadime Hanım ikinci oğlunu da bir başka yeğeniyle evermiş oldu...
Tam olarak ne zaman kazandı bu lakabı bilinmez, ama kendisine 'Mehmet Hoca' diyorlar... Aslında O da Hacıdır, ama bu lakapla öne çıkmış. Sonradan gözleri zayıflamış Kör Mehmet Hoca demişler. Bacıdede 1948 yılında ölüm kaydını 'Hacıabdilin Kör Hacımehmet Dayı' diye düşmüş... Eşi Havva Hanım da 1953'te vefat ediyor...
Bir oğluyla, altı kızları oldu... Kızlarına bakalım... 1892 Doğumlu Hatice, Yumrukların Musa (Tüblek) eşi idi. Kocası 1920 yılında Zaptiye Kumandanı Ayıcı Arif tarafından Sığıreğleği'ndeki Seydiçavuş olayında öldürülünce dul kaldı. Mecburen anası evine döndü, o vaziyette 1950 yılında vefat etti...
Zehra 1896'da doğdu, Arzılardan Türkmenoğlu Musa (Tüblek) eşi oldu. 1902'de Doğan Esma, İdirizlerden Sarı Mehmet (İdis)'e vardı. Onun küçüğü Emine, Cavalar Ahmet eşi; en küçükleri Fatma, Arzılardan Türkmenoğlu Mustafa (Tüblek) eşidir. 1907 Doğumlu Şerife'nin evlilik kaydı yok; ancak Arzıların Mustafa (Gurugafa)ya ikinci eş olarak gittiği bilgisi var. İki kardeşin aynı adamla evlenmesinin yanında dikkat çekici olan bir başka husus, Zehra ile Fatma'nın Arzılardan iki kardeşe, Musa ile Mustafa'ya varıp elti olmalarıdır...
Tek oğlu Ali Osman'ı Garmenlerden Ali kızı Şerife ile evlendirdi. Körüslüoğlu Ali, Apdıramanların Ali ve Arapların İsmail ile bacanak oldular... Şerife Hanım ile Ali Osman'ın çocukları olmamış; bu arada Cihan harbine katılıyor ve geri dönemiyor. Aslında üç bacanak üç Ali de harpte kaldılar. Körüslerin Ali, Akömer (Ömer Kök)ün babasıdır... Malum, Ali Osman'ın ise çocuğu yoktu... Eşi Şerife Hanım, Demirdelen Yahya'ya varacak ve orada Şavalgadirin anası olacaktır. 1938 Yılında orada öldü...
3. Hacı Abdurrahman
Hacapdıramanların Abdülkadir neslinin merkezinde oğlu Abdurrahman var, desek abartmış olmayız. Bu hem ismen böyle hem de sülaleyi günümüze taşımış olduğu için önemlidir.
Abdurrahman 1876'da doğdu. Ayanoğlu Halil kızı Dudu ile evlendi. Dudu Hanım Cinibiz Osman, Gabaoğlan ve Garahmetin kardeşi olur. Diğer üç kızkardeşi sebebiyle Abdurrahman'ın bacanakları da var. Bunlar; Galgancıların Vakvak, Devrimbeşlerin Godalömer ve Çatalların Yahya'dır... Yahya Harpte kaldı, Godalömerle bacanaklık ikinci eşi Delibayramın anası sebebiyledir, Vakvak ile bacanaklık ise baki...
Üç oğlu, iki kızı oldu. Yaş sırasına göre bunların isimleri; İbrahim, Abdil, Mehmet, Azime ve Fatma'dır... Kızı Azime Çolağömerlerin Osman (Salman) eşidir, 1989'da öldü.. Fatma ise Daldalların Kipilmahmuta vardı. Adını aldığı Fadime ninesinin Veyislerden olduğu düşünülürse, Fatma ile Kipilinki akraba evliliği oluyor. O da 1978 yılında vefat etti...
Oğlanlara geçmeden evvel hacca gittikten sonra, ismini de kısaltarak Abdurrahman'a Hacı Abdil dendiğini belirtmemiz lazım. Aslında daha babasının isminde söylenmeyen Abdülkadir'in 'Abdül'ü değişerek 'Abdil' olmuş ve neredeyse sülale lakabına dönüşmüştü. Hacapdıramanlar ile Hacıabdiller bir süre atbaşı gidecektir. Hangisi kimin daha kolayına geliyorsa onu söylediler... Hacapdıramanların Hacı Abdil 1941 yılında vefat etti. Karısı Dudu Hanım ise 1956 yılında öldü...
İbrahim Keleş
1902'de doğan İbrahim, aslen Afyonlu olan Hamide ile evlendi. Beş çocuklarının en büyüğü Ayşe, Takgaslardan Berber Hüseyin (Öncül) eşidir. Bir diğer kızı Ratibe de Keçilerin Guldurarif oğlu Süleyman'a vardı; ancak Ratibe, çocuğu ve Süleyman 1952 yılında arka arkaya vefat ettiler...
Büyük oğlu Ahmet 1922 yılında doğdu. İleride Şeytanahmet lakabı takılacaktır... Ahmet, Delibıdık (İbrahim Soylu)nun kardeşi Refiye ile evlendi. Refiye Hanım anası itibariyle Gabaoğlanın torunudur. Aynı Gabaoğlan, Ahmet'in dayısı olduğu düşünülürse, aralarındaki akrabalık daha iyi anlaşılır... Dört oğulları oldu. Süleyman'ı Delibıdık kızı Günay'la everdiler. Bir başka deyişle, Refiye Hanım oğluna, yeğenini aldı. Süleyman 2022'de vefat etti... İkinci oğulları Ömer'e, Ercep (Recep Kaynar) damadı Kel Osman (Altınbaş)ın kızını aldılar... Mustafa ise yine dayısı Delibıdık kızı Nazik'i alarak abisiyle bacanak oldu... Küçük oğlu Zafer de Cücelerin Osman (Öncül)ün kızıyla evlendi... Şeytanahmet 1995'te, eşi Refiye Hanım ise 2002 yılında vefat ettiler...
1930 Yılında doğan ortanca oğlu Abdurrahman, dedesinin ve dedelerinin adını taşıyordu. Köylü, adını kısaltıp sevimlileştirerek 'Apban' diyordu. Sonra 'Cıldır Apban' dediler, en sonunda o ismi de kaldırıp yalnızca 'Cıldır' olarak bilinir oldu. Osmanköylü Garahmet kızı Hanım ile evlenen Cıldırın dört kızı ve iki oğlu oldu; Ratibe, Dudu, Şahin, Muzaffere, İbrahim ve Hüsniye... Ratibe, Gasapların Aziz (Eser) eşi; Dudu, Capbakların Yaşar (Külte) eşi; Muzaffere, Yarımçakmağın Ahmet (Kızılyel) eşi; küçük kızı Hüsniye ise Tekirgızıların gelinidir. İki oğlundan Şahin Afyon'dan, İbrahim ise Balmahmut'tan evli ve ikisi de Afyon'da oturuyorlar... Cıldırapban 2002 yılında öldü, eşi Hanım ise yirmi yıl sonra, 2022'de vefat etti...
Abdurrahman oğlu İbrahim'in küçük oğlu Ali 1935 yılında doğdu. Erken dönemde yerleştiği Kütahya'dan evlendi. Mukadder ve Münevvere adını verdikleri kızları da yine orada evlendiler. 2002 Yılında Kütahya'da vefat etti, Ali Keleş hakkında bilinen bunlar...
Son olarak Süleyman adında bir oğulları daha oldu. 1938 Yılında doğan bu çocuk fazla yaşamadı ve iki yaşındayken öldü... Bu dört çocuğun babası, Hacı Abdil oğlu İbrahim 1961 yılında vefat etti. Eşi Afyonlu Hamide Hanım ise 1977'de öldü...
Abdil Keleş
İbrahim ile Abdil'in doğum tarihleri aynı. Eski kayıtlarda sık rastlanan bir durum bu. Eğer doğum tarihleri hatalı kaydedilmediyse ikiz olmalılar. Yalnız böyle olduklarına dair bugüne gelmiş bir bilgi yok. Şimdi Abdil'e gelelim... Halil/Havva kızı Zekiye ile evlendi. Zekiye Hanımın kimlerden olduğunu öğrenemedik, Bu kimlik bilgilerini taşıyan biri o sırada Eğret kayıtlarında bulunmuyor. Hamide Hanımın etkisiyle Afyon'dan alınan bir gelin olmalıdır. Hatta Onun yeğeni olabilir...
Yedi çocukları oldu, bunların üçü kız; Lütfi, Lütfiye, Hafize, Fatma, Halil, Şükrü ve Yakup... Zekiye Hanım 1962'de ve Abdil Keleş de 1969 yılında vefat etmişler...
Çocuklarının durumuna gelince... Büyük kızı Lütfiye, Alçakların Mehmet (As) eşi; ortanca kızı Hafize ise Bakkalırmızan (Ramazan Türkmenoğlu) eşi oldular. Küçük kızı Fatma 1940 yılında doğmuştu, altı yaşında öldü...
Oğullarının büyüğü Lütfi 1932 yılında doğdu. Delikanlılık çağında, 1950 yılında vefat etti... İkinci oğlu Halil, Urganlı kızı Huriye ile evlendi. Çocukları; Aynur, Selma, Mehmet ve Ahmet'tir. Erken dönemde Afyon'a taşınınca çocukları da Afyon'dan evlendiler... Halil Keleş, 1995'te, Huriye Hanım 2021'de vefat ettiler... Oğullarından biri 1999'da İstanbul'da yerleşikti, 17 Ağustos depremine yakalandılar. Hacapdıramanların Halil'in, Öztürk Keleş adlı torunu orada vefat etti...
Şükrü de Afyon'a yerleşmişti, oradan evlendi; çocukları Mustafa ve Ayşe de öyle... Afyon'da kendisine Şükrü Hoca diyorlarmış, 1983'te vefat etmiş...
Yakup ise Hacıların Çapıtçı Hafız (Süleyman Azbay) kızı Muzaffere ile evlenip Şaşdımoğlu Mevlüt Şen ile bacanak oldular... Gülseren, Yusuf, Süleyman, Zekiye adını verdikleri çocukları oldu. Onlar da Anıtkaya dışından evliler... Muzaffere Hanım 2001 yılında, Yakup Keleş ise 2018 yılında öldüler...
Lomcu Mehmet Hoca
Hacapdıramanların Hacı Abdurrahman'ın küçük oğlu Mehmet 1908 yılında doğdu. İlim tahsil etti, hoca oldu. Her nedense 'Lomcu Hoca' diye lakaplandı. Döneminin meşhur Eğret hocalarındandır...
Omarcıklardan Ahmetçavuş kızı Zehra ile evleniyor Lomcu ve Tatıresil ile bacanak oluyorlar... Diğer yandan ayrı anadan kız kardeşler vesilesiyle Güdükmehmet (Mehmet Işılak) ve Hacıahmetlerin Ahmet Emre ile de bacanaklardır...
Lomcu Hocanın iki oğlu ve üç kızı oldu; Kazım, Ahmet, Selver, Gülsüm ve Refiye... Refiye, Arapselimlerden Mustafa Zenger; Gülsüm, Eyüplerden Veysel Dirlik; Selver, Tatıresilin küçük oğlu Mehmet Omak eşi oldular... Mehmet ile Selver teyze çocuklarıdır...
Tekelilerin Nuri kızı Hatice ile evlenen Kazım'ın Sunay, Nuray ve Ahmet adında üç çocuğu oldu İzmir'de yaşıyorlar... Küçük oğlu Ahmet'e de 'Ahmet Hoca' derlerdi. Hanife Hanımla evlendi. İki oğlu ve altı kızı olmak üzere sekiz çocukları oldu; Mehmet, Muhammed, Muhterem, Zehra, Nihal, Zuhal, Fatma, Ebru... Hanife Hanım 2022'de öldü. Çocuklarının hepsi İzmir'e yerleşikler...
Lomcu Hoca 1973 Yılında vefat etti. Eşi Zehra Hanım ise kendisinden yirmi yıl sonra, 1994'te öldü.
***
Hacapdıramanların soyadında parçalanma var; bir kısmı 'KELEŞ', bir kısmı 'SELEK' olmuş... Aslında farklılık sadece Hacapdıramanın küçük oğlu Lomcu Mehmet Hocada... Sülalenin aksine SELEK'i seçmiş. Bununla beraber tam olarak ayrışma yok gibi; zira iki soyisim birbirinin tersten okunuşunu andırıyor...