Dilek kiplerinde kişiye bağlı olarak zaman yerine bir durum kalıbı oluşturulur. Bunlara dilek kipi denmesinin sebebi her kalıpta az çok dileme, isteme, arzu etme, temenni etme anlamının bulunmasıdır. Aşağıda örnek verdikçe bu anlamlar daha iyi anlaşılacaktır. Tekrar edelim amacımız dilbilgisi değil Anıtkaya/Eğret’teki söyleyiş farklarını tespit etmek
1.İstek Kipi: Adından da anlaşılabileceği gibi gerçekleştirmeyi istediğimiz işlerin kalıbıdır. Anlamında arzu, temenni, teşvik gibi duygular karışıktır. Çoğu zaman anlam farkı vurgu ve tonlamayla sağlanır. Eki –a, -e’dir.
2.Emir Kipi: İnsan kendi kendine emredemeyeceği için Birinci kişide bu kip geçersizdir. Esasında üçüncü kişilere aracısız emir de tam sayılmayacağı için emir anlamı ancak karşımızdaki kişiye yapılabilir. Dolayısıyla bu kip gerçekte yalnız ikinci kişiler için geçerlidir denilebilir. Özel bir eki de olmadığından istek kipiyle karıştırılabilir. Zaten dilek kiplerinin hepsi birbiriyle karıştırılabilir çünkü hepsinde istek, dilek anlamı olduğu için bunlara dilek kipi denildiğini söylemişitik. Emir kipinin durumu Anıtkaya’da şu şekildedir:
3.Gereklilik Kipi: -malı, -meli ekiyle yapılan bu kip Anıtkaya’da birz anlam kaymasına uğrayarak gereklilik anlamında değil, bir işe yaklaşma anlamında kullanılır. Ya da gereklilik anlamıyla bu kip Anıtkaya’da hiç kullanılmaz, yaklaşma anlamıyla ise seyrek. Yaklaşma dediğimiz de şöyle: “Hava yağmalı oldu.” dendiğinde, yağmur yağmadığını ama neredeyse yağacak duruma geldiği anlaşılır.
4.Şart Kipi: Bir şeyin gerçekleşmesi br şarta bağlıysa bu kip kullanılır. Diğer dilek kiplerinde olduğu gibi bu kipte de yalnız şart anlamı değil, az da olsa mutlaka isteme anlamı bulunur. Eki –sa, -se
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder