Anıtkaya/Eğret’te insanlların bütün işi toprak ile bağlantılıdır. Bütün köylerde olduğu gibi. Fakat ziraat haricinde, tarla dışında toprakla meşguliyet de nadirdir. Buna örnek olarak sayılabilecek kerpiç kesmeyi yazmıştım. Ev yapma hazırlıklarının bir parçası olarak erkekleri ilgilendiren bir durumdu. Şimdi de yine toprakla ilgili fakat bu sefer kadınların uğraşından söz ediyorum. Eski sistem ev badanası bu, yani evin duvarlarını sıvama. Şimdi anladığımız anlamda sıva yapmak değil bu. Ayrıntıları okuyunca anlaşılır.
Zemini, tavanı ve duvarları toprak olan evlerin yılda iki kere badana yapılmak suretiyle genel temizliği yapılırdı. Yaza girerken ve kışa girerken yapılan bu badanaya ev sıvama denir. Bunun için evin bütün eşyası boşaltıldığından haba-keçe, kilim, perde ne varsa bu arada onlar da temizlenir böylece genel mevsim temizliği yapmış olurlardı.
AKTOPRAK
Ev sıvama için gerekli olan şey topraktır. Akkaya mevkisinden çıkarılan beyaz renkli toprak bunun için idealdir. Eğret’te ev sıvamada kullanılan bu toprağa “aktoprak” derler. Uygun zamanlarda çıkarılıp depolanmış olan bu toprak sulandırıldığında kireç kadar olmasa da kirli beyaz bir boyaya dönüşür. Kuruduğunda ise daha beyaz görünür. Sulandırılan bu toprak-boyaya bir paçavra batırılarak alınıp duvara sürülür. Çaput parçasının aldığı suluboyanın fazlalığı kadının dirseklerinden damlar. Evin tavanı sıvanırken bu daha da fazlalaşır. Şapır şapır dökülür aktoprak suyu. Burası düşünülürse güç kuvvet isteyen bir iştir bu; ama kadınlar yapar ve kadın işi olarak görülür. Evdeki her iş kadın işi diye bir algı var.
Evin tabanının sıvanması en son yapılır. Böylece tavan ve duvarların sıvanması sırasındaki dökülenlerin bıraktığı lekeler giderilmiş olur. Ayrıca zemin sıvanması bazı tamiratları da gerektirebilir. Her taraf toprak olduğu için her tarafı fareler delmiş olabilir. O delikler çamurla kapatılır. En sonunda sıvama yapılır. Yer sıvaması aktoprakla yapılmaz. Normal toprak sulandırılır fakat içine bir miktar ince saman katılır. Sıvama işi bitip ev biraz yellenince duvarlar bembeyaz görünür ve harika bir koku yayılır içeriye. Aktoprağın bu kokusu bir hafta kadar evi terketmez.
DUVARDA RESİM SERGİSİ
Evin dış duvarı, sokağa bakan kısmı da yine aktoprakla sıvanır. Fırça, rulo, şu-bu tabi ki yok. Tek malzeme çaput. Dışarının sıvanmasında küçük bir fark vardır. İnce, güzel bir fark. Yerden yarım metre kadar yüksekliğe kadar farklı renk toprak kullanılır, tercihen daha koyu bir renk. Koyu gri toprak olabilir. Bulunabilirse kahverengiye yakın keskin sarı toprak en güzel görünenidir. Nadir bulunan bu toprak köye uzak bir yerden çıkarılıyor diye hatırlıyorum. Sıvacının vakti varsa, bütün sanatsal faaliyetini burada icraya başlar. Resim sanatından bahsediyoruz tabi. Duvarın ucunda, köşe başlarında bu sarı toprak-boyayla yapılan çiçekler, desenler; gelene geçene biz buradayız diye işmar ederler adeta.
Eskiden, günümüze göre eskiden değil, daha daha eskiden yani, aktoprakla ev sıvama adeti yokmuş köyde. Esasında badana anlamında ev sıvama adeti yokmuş. İddiaya göre bize de Macurlardan geçti. Balkan Muhaciri olan Cumalı ve Susuzosmaniye halkından görüp benimsemişler, çoğu güzel alışkanlığı onlardan aldıkları gibi.
Önce kireç çıktı piyasaya. Aktopraktan daha beyazdı ve elde etmesi zahmetsizdi. Toprak duvarlar kireçle badana yapıldı, aktoprak unutuldu. Sonra toprak duvarlar betona dönüştü, bir süre beton sıvalar kireçle badana yapıldı. Şimdi çeşit çeşit iç/dış cephe boyaları var. Kirecin papucu dama atılalı da epeyce bir zaman oldu. Bizimkisi bir Eğreti takvimi kayda geçirme çabası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder