ÜLKER MESELESİ
Mart sonu ve Nisanda ekilen nohutların belalısı bir hastalık var. Ülker vurması deniliyor. Her yıl ve her mevkide olmuyor. Bazan öyle bir özür çıkıyor nohutta. Dallar, saplar, yapraklar, bazan çakıldaklarda sarı-kahverengi lekeler oluşuyor, bu lekeler büyüyerek bitkiyi kurutuyor. Vatandaş, “Bu sene nohutu ülker vurdu” diyor.
Aslı astarı nedir ikna edici bir açıklamasını duymadım köyde. Araştırdığım kadarıyla mantıklı bilimsel bir açıklamaya da rastlamadım. Bazı ziraatçiler bunun bir mantar hastalığı olduğunu söylüyorlar. Yağışlı havalarda ve nemi bol vadilerde görüldüğünü belirtiyor ama çözüm konusunda dikkatli olunması dışında birşey söylemiyorlar. Bir çeşit mantar olduğu konusunda haklı olabilirler, yağışlı havalarda görüldüğünde de hemfikiriz, zaten mantar dediğin nemi sever de... Ülker ne kardeşim, ondan haber ver sen.
ÜLKER VURMASI NEDİR?
Eskiden beri halkın hafızasına yerleşik Eğret Takvimini baz alarak Ülkeri izah etmeye çalışanlar var. En iyisi onların hepsini sıralamak. Buna göre evvela Mayısın son haftasında Ülker fırtınası soğukları var. Bu bir haftalık dönem yoğun yağış, bazen dolu getiriyor. Yağışların getirdiği nem ülkere (mantara) yol açıyor.
Bir başka açıklama, Ülker’in tıpkı güneş doğması gibi doğu yönünden doğduğuna dair. Buna göre tam güneşin doğuşu anında doğuda bir duman, yoğun bir sis, bulut gibi bir şey peydahlanıyor. Mayısın son günlerine denk gelen bu hadiselerde gün çok sıcak, gece ise aşırı soğuk oluyor. İşte bu günlerde gündüzlerde küçükbaş hayvanlar (koyunlar), geceleyin ise nohutlar vurguna maruz kalıyor. Buna ülker vurdu diyoruz.
Daha yaygın bir görüşe göre ise, Ülker fırtınası denen Mayıs sonlarındaki yağışlı dönem Kırkikindi Yağmurları dediğimiz dönemle çakışmaktadır. Bu dönemde öğleden sonraları her gün az çok mutlaka yağış olmaktadır. Yağış öncesi öğle vaktinde ise güneş ışıkları çok dik geldiği için sıcak çok şiddetli olur. Şiddetli sıcak ve hemen ardından şiddetli yağışlar uzun süre devam ettiğinde nohut üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu hava dengesizliği sonucu nohutun ölmesine veya özürlenmesine ülker vurgunu diyoruz.
Bir de Ülker Takımyıldızı ile ilgili görüş var. Yedikardeşler veya Yedi Kızkardeşler de denen bu yıldız kümesi yedi yıldızdan oluşmaktadır. Gökbilimcilere göre doğumu 10 Hazirandır. Bu yıldızın doğumu sırasında şiddetli soğuklar olur ve bitkileri ve hayvanları etkiler. Her zaman olmasa da bu soğuğa maruz kalan nohutları bazı yıllarda Ülker vurur. Yine bu soğuğa maruz kalırsa koyunları Ülker vurur, hasta eder. O koyunun etinin rengi bile değişik olur, yenmez. Bu yüzden koyun korunamayacaksa kırkımı 10 Haziran sonrasına bırakılır.
NOHUTUN TUZU
Bütün bu izah çalışmalarında ihmal edilmeyen bir gerçek var: Nohutun tuzu. Nohut yeşil iken kökü, sapı, yaprağı, çakıldağı, kısaca her aksamıyla tuzlanmış gibidir. Bu tuz, kökler vasıtasıyla topraktan çekilerek bitkinin bütün organları bir zırh gibi bununla kaplanmıştır. Çünkü tuz, nohutun dış etkenlere karşı koruyucusudur. Dış etkenler dediğimiz de soğuk ve sıcaktır. Allah nohuta böyle bir kabiliyet vermiş. Zaten nohutun toprağa atıldıktan sonra - diğer bitkilere göre- biraz daha geç çimlenmesinin sebebi de bu olmalıdır. Uzun bir süre topraktan koruyucu mineralleri topluyor topladıktan sonra enerjisini çimlenmeye veriyor. Bu bir varsayım, ziraatçiler daha iyi bilir.
Nohutun tuzu ile ilgili espriyle karışık fıkra gibi bir şey dinlemiştim köyde. Nohuta takılmışlar, "Niye bu kadar geç çıkıyorsun" diye de... Demiş ki, “Tuz almak için denize varıp gelmesem, ileşber tarladan çıkar çıkmaz ben de topraktan çıkardım.” Malum, Anıtkaya denize uzak, ve nohuta tuz lazım.
Ülker vurmasının özü bu tuz meselesi olabilir. O zaman hem mantar, hem de ülker konusunda taşlar yerine oturmuş olur. Bana da en doyurucu izahat bu gibi geliyor. Ülker fırtınası sırasında çok yağmur yağıyor, şiddetli yağmurlar nohutun koruyucu zırhı olan tuzu sıyırıyor. Adeta çıplak kalan nohutta mantar hastalığı oluşuyor. Biz buna ülker vurması diyoruz. Anıtkaya’da bu açıklamayı da duymuştum.
Eğret’te hala nohut ekilmektedir. Bazı yıllarda Mayıs sonu ve Haziran başlarında nohutları hala ülker vurmaktadır. Eğreti Günlüğün diğer yazılarının aksine, Ülker vurması güncel bir çiftçi problemi olarak duruyor.