29 Aralık 2023

Hatça Mehmetler


     Maşlakçıoğlu Ali-Emine ailesinin en küçük çocukları Hasan 1878'de doğdu.  Amcalardan Osman kızı Fatma ile evlendi. Fatma Hanım, Hayta Mahmut Özdemir'in ablasıdır. 1913'te İbrahim adını verdikleri bir oğulları oldu. Kısa bir süre sonra eşi Fatma ile oğlu İbrahim vefat ettiler... 

    Bunun üzerine Hasan kendisi gibi dul olan Emine Hanım ile evlendi. Hacımurat kızı olan Emine, Kelsalek Salih Azbay'ın amcası Mustafa'nın ölümü üzerine dul kalmıştı...Yanında kızı Huriye tay olduğu halde Mardakların Hasan'a geldi...

    Bu yeni evlilikten 1913 yılında bir oğulları oldu, adı Mehmet... Büyüdüğünde 'Hatcamemet'   diye  bilinecektir.  Muslular/Gaziler  Hasan kızı Gülsüm ile evlendi; Dedelerin Hamdihoca ile bacanak oldular... 

    1924 Yılına gelindiğinde bir de kızları oldu, adını Emine koydular... Annesinin adı diye de bu ismi verebilirler, yahut başka bir hatırası vardır...

    Bu arada, Mardakların Ali oğlu Hasan 1936 yılında, 58 yaşında vefat etti... Evin reisi artık oğlu Hatcamehmettir... Hatcamehmetin anası Emine Hanım ise otuz yıl kadar sonra, 1967'de vefat edecek...

    Emine Hanımın yanında tay gelen, Hacıların Mustafa kızı Huriye, 1940 yılında otuz yaşının üzerindeyken vefat etti... Hatcamehmetin karınkardeşi Huriye'nin ölümü sülalede iz bırakacak...

    Huriye'den on yıl sonra, 1950'de bu sefer öteki kardeşi Emine vefat etti... Öldüğünde bekardı... Annesi hariç, çevresindeki herkes öldüğüne göre artık Mehmet'in hayatına odaklanabiliriz...

    Hatcamemet ile Gülsüm Hanımın bir oğul iki kızı oldu. İsimleri Hasan, Huriye ve Ayşe... Büyük kızına neden bu ismi verdiği Malum... Fakat bu kızcağız da halasının kaderini yaşadı ve 1959'da kız iken vefat etti... Küçük kızı Ayşe, Eselerin Delibayram (Bayram Eminç) eşidir... 

    1938 Yılında doğan oğluna babasının adı Hasan ismini koydu. Hatcamemedin Hasan da Hamdihoca kızı, yani teyzesinin kızı Şerife ile evlendi. Ayrıca bu evlilikle Paşaların Gırgır ile bacanak oldular...

    Hatcamehmetin Hasan'ın üç kızı ve bir oğlu oldu; isimleri Huriye, Emine Mehmet ve Aynur... Huriye, Berberlerineminin Cingenmehmet; Emine, Arapların Gözelibanın Davut; Aynur da Berberlerinalinin Ahmet eşi oldular. Emine 1999 yılında vefat etti...

    Hasan da tek oğluna babasının adını verdi; Mehmet... 'Purofösör' diye lakaplanan Mehmet, Küpçü Süleyman dayısının kızı Zekiye ile evlendi... Zekiye ile Mehmet'in aynı zamanda nineleri de kardeş... Gülsüm ve Hasan adlarında bir oğlu ile bir kızı var; Anıtkaya'da oturuyorlar...

    Hatcamehmetin hanımı, Gazinin Hasan kızı Gülsüm 1982 yılında vefat etti... Kendisi ise 1989'da öldü... Oğulları Hasan ise 2012 yılında öldü... Gülsüm Hanımın baba adı da Hasan olunca Mardakların bu Hatcamehmetler kolunda çok bariz Hasan-Mehmet döngüsü göze çarpmaktadır...

    ***

    Sonuç olarak, Maşlakçıoğlu veya Şalakçıoğlu söylemlerine itibar etmeyen Eğretliler onları hep Mardaklar diye bildi. O söylem yalnız resmi belgelerde kaldı. Soy ismi kullanılmadığı için eskiden devlet nezdinde insanlar bu sülale isimleriyle anılıyordu. Soyadı kanunundan sonra buna da gerek kalmadı. Maşlakçı ve Şalakçı sözleri tamamen kullanımdan düştü; ama Mardaklar baki kaldı, hala kullanılıyor.

    Soyadı olarak seçilen 'SAKİ' kelimesi üzerinde de durulmalı. Güya 'Öztürkçe' sözcük diye insanlara dayatılan çatır-çutur anlamsız soyadlarının aksine, köken olarak Türkçe olmayan 'saki'ye nasıl izin verildi, hayret. Bir de bu kelimenin özünde maşlak'taki anlama yakın bir mana var. Yani her yönden isabetli bir soyadı seçimi olmuş. 

    

Çakır Hüseyin


    Maşlakçı Ali-Emine ailesinin ortanca oğulları Hüseyin 1870'te doğdu. Adını aldığı zat, gidebildiğimiz en dipteki şalakçıdır; yani babasının dedesi... Bununla beraber 1828 yılında doğup genç yaşta vefat eden Hüseyin amcası da unutulmamalıdır... Gerçi onu babası, Mardakların Ali bile bilmiyordur...

    Hüseyin, Hatiboğlu/Gobaklardan Hüseyin kızı Halime ile evlendi.  Halime Hanım, Kör Kemalın halasıdır. Bu evlilikten beş çocukları var: Hüseyin, Emine, Ali, Mustafa ve Mehmet... Halime Hanım'ın vefatından sonra İdirizlerden İdris kızı Nazik ile evlendi. Nazik Hanım, Ayanoğlu Gabaoğlandan dul kalmıştı... Bu son evliliğinden de Ahmet adını verdikleri bir oğlu oldu.

    Hüseyin'in Halime ve Nazike Hanımlardan olan bu altı çocuğu üzerinden Mardaklara bakalım.... Tek kızı Emine 1902'de doğdu. Emine, ninesinin adı... Bükürlere gelin gitti; lakin taze gelinken 1931 yılında vefat etti...

    1. Hüseyin
    En büyük oğlu Hüseyin... 1901'de doğdu. Hüseyin oğlu Hüseyin olması garip karşılanmamalı, böyle durumlara sık rastlanıyor. Yalnız ilk oğullarına bu adı vermelerinin sebebi, Halime Hanım'ın Hatiboğlu Hüseyin kızı olmasıdır...  

    İki evlilik yapıyor; ilkinde Garametlerden Gabaoğlan Mehmet kızı Zehra ile evleniyor. Kaynanası da babasının eşi olduğundan tuhaf bir durum oluştu. Bu evlilikte Nazik Hanımın etkisi olabilir; yetim kızını gözünün önünde tutmak istemiştir. Ayrıca zaten o eve anasının yanında tay gelmişti. Tay gelenlerden bir diğer küçük kardeşi Refiye, yine o evde 1928'de öldü...  

    Atike ve Halime adlarında iki kızları var. Halime, ninenin adı... Zehra Hanımın anneannesi adı olan Atike,  Guguklarınırmızan   Ramazan Ün eşi; Halime ise Aşşağılılardan Kelamet Ahmet Bar eşidir...

    Zehra Hanım 1931 yılında vefat edince Hüseyin, ikinci evliliğini Yahyalardan Şerife ile yaptı. Böylece Tingildeklerin Hacapdılla ve Apdıramanların Curak ile bacanak oldular... 

    Şerife Hanımdan da dört oğlu oldu; Mustafa, Ali, Şükrü, Yahya ve Halil İbrahim... 1938 Doğumlu Ali, dört beş yaşlarında vefat etti... 

    En büyükleri Mustafa 1934'te doğdu;  Omarcıklar/Arabeciler kızı Kezban ile evlendi ve böylece Garapaçaların Bali Mehmet ile bacanak oldu... 

    Şükrü, Mehmet emmisinin kızı Zehra ile; Yahya, yine Mehmet emmisinin kızı Hanım ile evlendiler; iki kardeş iki kardeşi alarak, kardeşler birbiriyle elti ve bacanak oldular. Şükrü 2012'de, Yahya ise 2021 yılında vefat ettiler...

    Halil İbrahim de Yozgun (Halil Azbay) kızı Hafize'yi aldı; onun çok bacanağı var:  Gavasın İsmail, Arapların Gözelmehmet, Demircisalihin Osman ve Akbaşların Yaşar...

    Mardakların Çakırın Hüseyin 1973, eşi Şerife Hanım ise 1987 yılında vefat ettiler...


    2. Ali
    Kendisine dedesinin adını koydukları Ali'nin doğum tarihi ise 1909...  Garametlerin Gabaoğlan kızı Halime ile evlenerek Hüseyin abisi ile bacanak oldu. Halime de diğer kardeşleri gibi annesiyle bu eve tay gelmişti. Henüz çocukları yoktu, Ali 1928 yılında vefat etti... 

    Halime Hanım bundan sonra Hatiplerin Deliahmete vardı, Yağcımahmutun anasıdır... Deliahmetle ayrıldıktan sonra İdirizlerin Delimehmete vardı ve orada 1937 yılında feci şekilde vefat etti...


    3. Kel Mustafa
    Dipdede Maşlakçıoğlu Mustafa Ağa unutulmuyor; Hüseyin, 1913'te doğan üçüncü oğluna onun adını verdi. Lakap olarak 'Kelmısdıfa' diye bilindi. Gobaklardan İsmail kızı Halime ile evlendi. 'Gara Halime' diye bilinen eşi ile hala-dayı çocuklarıdır. 

    İki kız, iki oğlan dört çocukları oldu. Bu çocukların isimlerinde Halime Hanım etkisi görülüyor; zira Hamide, Fatma, İsmail ve Ali İhsan  ana-baba ve nine-dedesinin adları... İleride Fatma Müdüroğlunun Cemal (Eşiyok) eşi, Hamide de Arapların Koreli (İbrahim Tok) eşi olacaktır.

     Oğlu İsmail'i, yeğeni Emine ile evlendirdi. Erken dönemde İzmir’e yerleşen İsmail’in iki oğlu ve bir kızı var. Büyük oğlu Birol Necip 2024 yılında vefat etti. Kızı da Düdükçünün Hikmet Zenger eşidir… İsmail küçük oğlu Ali İhsan'a da Gobakların Körkemal kızı Aynur'u aldı. Aynur ile Ali İhsan hala-dayı; İsmail ile Emine emmi çocukları...

    Garahalime 1994 yılında vefat etti. Kocası Mardakların Kelmısdıfa ise, on yıl sonra 2003'te vefat etti...


    4. Geneli Mehmet
    Dördüncü oğlunun adı Mehmet'tir. 'Geneli' lakabıyla tanınan ve iki evlilik yapan Mehmet'in ilk eşi Yonuzlardan Eşe (Ayşe) Hanım idi.  Beş çocukları oldu; Zehra, Hanım, Havva, Halime ve Hasan...

    Büyükleri Zehra Gocagulizin Ahmet Uysal'a vardı. Kocası 1959 yılında ölünce, Hüseyin emmisinin oğlu Şükrü eşi oldu... Hanım da yine Hüseyin emmisinin oğlu Yahya'ya vardı... Havva, Körüslerden Garaömerlerin Mısdık (Mustafa Kök) ile; Halime de Yahyalardan Gocayahya (Yahya Diril) ile evlendi... 

    İlk eşinden tek oğlunun adı Hasan... Ve Hasan ile bacanaklar...

    Şöyle ki... Hasan'ın anası, yani Yonuzların Eşe 1951'de ölünce, Gıdilerin Ahmet kızı Emine Hanım ile evlendi (Böylece Gocakazım ile bacanak oldu)... Sonra oğlunu da yeni eşinin kardeşiyle everdi... Hatırlanacağı üzere Mardaklar-Yonuzlar-Gıdiler arasında benzer bir üçgen büyük Eşe/Ayşe hala zamanında da kurulmuştu... Genelinin Hasan, 2017'de vefat etti...

    Neyse, Mardakların Mehmet'in bu ikinci hanımından da dört çocuğu var: Şerife, Meryem, Mehmet Ali ve Mürsel... Şerife, Sağırlardan Kelapdıllanın Ahmet Sancak eşi, Meryem de Sarıömerlerin Abdilin Ömer İbili eşi oldu. Büyük oğlu Mehmet Ali,  Tomanların Mevlüt kızı Sultan ile; küçüğü Mürsel de Afyon'dan evlendiler...

    Geneli Mehmet 1998 yılında öldü. İkinci eşi Gıdilerin Emine Hanım de kendisinden dört yıl sonra, 2002'de vefat etti...

    5. Mardakların Ahmet    
    Mardakların Hüseyin'in küçük oğlu Ahmet'e gelince... Nazik Hanımın oğludur, 1922 yılında doğdu... Gobaklardan Garabacak lakaplı İsmail Kaçmaz kızı Ayşe ile evlendi. Yani Kelmısdıfa abisiyle bacanak oldular... 

    İkisi kız, yedi çocukları oldu. (Mehmet adını verdikleri bir oğulları 1959'da vefat etti.)... Büyük kızı Emsal, Ümmünün Seydi oğlu Ahmet Selman Hoca eşi; küçük kızı Emine ise ağabeyi Kelmısdıfa oğlu İsmail eşidir. Bir başka deyişle, küçük kızını yeğenine vermiştir...

    Ahmet'in büyük oğlu Halil, Boduoğlu kızı Kerime ile evlendi. Körhalilin Halil İbrahim, Delibanın Hasan ve Köreminin Ahmet ile bacanak oldular...Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Nazik adında bir kızı ile Ahmet adında bir oğlu var. Ahmet, Körhocanın Terzimevlüt kızı Filiz ile evlendi ve böylece Kelahmetlerin Ahmet Azbay, Hassönlerin Mehmet Koç ve Haliloğluların Mehmet Kanat ile bacanak oldular. Halil ve Beyza adında bir oğluyla bir kızı var ve İzmir'de yerleşikler... 

    Diğer oğlu Hüseyin, Maşlakçıoğlu Mustafa Ağa'nın babası adını almış. İmam Hatip eğitimi aldı, Hacımahmutlardan İbrahim kızı Aysel ile evlendi. Hassönlerin Terzizzet ve Beygirlinin Asım ile bacanak oldular... Uzun yıllar Gocacami İmam Hatibi olarak hizmet ettiğinden Hüseyin Hoca diye bilinir... Halen çocukları ve torunlarıyla Anıtkaya'da yaşıyor... 

    Hüseyinhocanın küçüğü Ali de hatırlanacağı üzere Mustafa Ağa'nın oğlu adını almış.  Kekeç Halil kızı Seviye ile evlendi; Balinin Osman, Gıdakömerin Halil ve Gözelmehmetin Şükrü ile bacanak oldular... Mesleğinden dolayı 'Dişçi' diye tanınmaktadır... Kah Afyon'da kah Anıtkaya'da oturuyor... 

    Diğer oğlu Garabacak dedesinin adını almış... İsmail, yine Gobakların İbrahim Kaçmaz kızı Hamide ile evlendi. Erken dönemden itibaren Afyon'da çalışmaya başladı. Halen orada yerleşik...

    Mardakların Ahmet'in en küçük oğlu Mücayip ise Hassönlerin Kazım Omak kızı Fadime ile evlendi; uzun süre İzmir'de çalıştı, sonra Afyon'a yerleşti. Eşi Fadime Hanım 2012'de vefat etti. Çocukları İzmir'de yaşıyor...

    Mardakların Çakırın en küçük oğlu Ahmet 1980 yılında vefat etti. Karısı Eşe Hanım ise 1992 yılında öldü...

    ***

    Şalakçıoğlu Mustafa'nın baba adı Hüseyin idi ve ilk oğluna da Hüseyin adını vermişti. Sonra torun Hüseyin vefat etti ama kardeşi Ali çocuklarıyla sürekli  tekrar eden bir isimler silsilesi oluştu; bu Hüseyin-Ali-Hüseyin-Ali döngüsüdür... Vefat eden torun Hüseyin'in kardeşi Ahmet, ve Şalakçıoğlu Mustafa'nın adları da zaman zaman bu döngüyü desteklemiş; hala da öyle devam ediyor...

    Torunlarının evliliklerini de anlattıktan sonra Mardakların Hüseyin'e geri dönelim... Kendisinden 'Hüseyin Hoca' diye söz edenler de var. Yani Mardakların Ahmet oğlu Hüseyin Saki Hocadan evvel, adını aldığı dedesi de 'Hüseyin Hoca' imiş... Hüseyin Hoca'nın bir başka özelliği de Eğret'te kaşar peynirini ilk üreten kişi olmasıymış. Hafızın evler yapılmadan önce orada samanlık gibi bir bina yapılmış. Mandıra olarak kullanılan o binayı bir müddet Hüseyin Hoca işletmiş ve sözünü ettiğim kaşar üretimini orada yapmış...  Çakırhüseyin/Hüseyinhoca 1949 yılında, ikinci eşi Nazike Hanım ise 1955 yılında vefat ettiler...

    

28 Aralık 2023

Deli Osmanlar

 
    Bu sülaleyi incelerken esas alınan birkaç kaynak var. Bunların en eskileri olan 1830 nüfus kaydı ile 1847 tarihli bir mahkeme kaydını birleştirerek hikayenin başlangıcını bulabiliriz. 

    Ali oğlu Osman, 1780 yılında doğduğunu gösteren belgeye göre 'uzun boylu, kumral sakallı' biri olarak tarif edilmiş. 1831 Yılında kütüğe adı 'Deli Osman' biçiminde kaydedilmiş. Kendisine 'Kethüda Osman' da denildiği başka bir belgeden anlaşılıyor. Muhtarlık müessesesi oluşturulmadan önce, devletin köylerde vergi tahsilat ve takibini yapan temsilcilerine 'Kethüda' da deniliyordu. Bu kelime sonradan halk diline 'kahya' olarak yerleşti. Deli Osman'ın bir süre böyle bir görevi olduğu düşünülebilir.

    Deli Osman, Süleyman kızı Ümmühan ile evleniyor. Ancak bu kadarını biliyoruz, Ümmühan Hanımın hangi sülaleden olduğu meçhul... 1817 Doğumlu bir oğlu var ki kendi babasının adı olan Ali ismini vermiş. Sonra 1829'da ikinci oğulları olunca ona da Ümmühan hanımın baba adı olan Süleyman ismini veriyorlar. Bu çocuk dokuz on yaşlarındayken vefat etmiş... Bunlar sözü edilen 1831 tarihli kayıttan elde edilen bilgiler. O belgeye kız çocukları kaydedilmemişti, bu yüzden Deli Osman'ın bütün çocuklarını ancak diğer belgede görebileceğiz.


    1847 Yılında Kethüda Osman'ın eşi Ümmühan Hanım ile oğlu Ali, Kadı'ya başvuruyorlar ve mealen diyorlar ki: Kethüda Osman 1840 yılında vefat etti. Varisleri; eşi Ümmühan, yetişkin oğlu Ali, küçük oğlu Mahmut, küçük kızları Emine, Şerife ve Ayşe'dir. Yaşı küçük olan dört kardeşinin vasisi Ali abileridir. Kethüda Osman'ın Aşağı Dandır köyünde damı, samanlığı, avlusuyla beraber bir evi var. Öz kardeşi Hüseyin Emmimizle yarı hisseli olan o evin hissemize düşen kısmını satmak istiyoruz... Hakim önce Kethüdanın kardeşi Hüseyin'e soruyor, 'Durumum yok, ben alamayacağım' deyince, talipli alıcı Dandırlı Murat Ağaya şahitlerin huzurunda satıyorlar...

    1831 Defterinde  Deli Osman'ın kardeşi olabilecek, tarife uygun bir Hüseyin yok. Davanın Aşağı Dandır köyünde görüldüğü de düşünülürse, Hüseyin Emmi orada oturuyordu. Hatta belki Deli Osman da aslen Aşağı Dandırlı olup Kahyalık vazifesiyle geldiği Eğret'e yerleşti... Bu varsayımı bir yana bırakıp hikayeye devam edelim...

    Mahkeme kaydındaki küçük kardeşler Mahmut, Emine, Şerife ve Ayşe'nin akıbetleri bilinmiyor. Daha doğrusu Mahmut'un akıbeti bilinmiyor; üç küçük kıza sonra döneceğiz... Abileri Ali'nin izini ise 55-60 yıl sonraki çocuklarının kayıtlarda bulabiliyoruz. Buna göre Deliosman oğlu Ali'nin hikayesi de az çok belirginleşiyor...

    Babası öldüğünde Deliosmanoğlu Ali askerde olabilir; ama yukarıda sözü edilen ev satışı sırasında büyük ihtimal evliydi. Fatma Hanım ile evlenmiş. Tabi ki eşinin sülalesini bilemiyoruz, çünkü çocukları kaydedilirken bunlar çoktan ölmüştü. Üç kızları ve üç oğulları oluyor, isimleri; Şerife, Osman, Süleyman, Fatma, Hüseyin ve Ümmü...  Erkek çocukların isimlerinde; Deliosman dedeyi, erken vefat eden Süleyman emmiyi ve dedenin kardeşi Danıdırlı Hüseyin emmiyi görebiliriz... Kızlara ise Ümmühan nine, anneleri Fatma ve Şerife halanın adları verilmiş...

    Üç kızın durumu şöyle... Beş kardeşin de ablası olan büyük kızı Şerife, 1850 yılında doğdu. Emiralilerin Mehmet'e vardı, Yeşilömerin anasıdır... 1859 Yılında doğan ortanca kızı Fatma, Danaoğlu Hüseyin'e vardı; Şapgöbek ve Dananın Hüseyin'in nineleridir... Küçük kızı Ümmü'ye Emeti de derlerdi, 1860 yılında doğdu. Omarcıkların Ömer ile evlendi, sonra kendi adı Omarcıkların bu kolunun sülale adına dönüştü. Emetinin Dikhasanın ninesidir...

    Oğlanlara gelelim... Deliosmanın adını alan büyük oğlu, Afyonlu Mihri/Mihriye Hanımla evlendi; zamanla eşinin ismi sülale lakabına dönüştü. Mihrioğlular/Hebbeler, Osman'ın çocuklarıdır...

    Doğum tarihini bilemediğimiz için ortancalığı da şüpheli olan Süleyman'a geldik... Zaten Onun varlığından oğlu sayesinde haberdar oluyoruz. Buna göre Süleyman, Hasan kızı Fatma ile evlenmiş. Fatma Hanımın da kimlerden olduğu bilinmiyor; ama bir kardeşi Hacımahmutlardan Hacıyusuf eşi, yani Etem ile Şimbilin nineleridir... Nasıl olsa ayrıntılı incelenecek; Süleyman'dan bugünün Cingenalilerine ulaşacağız...

    Küçük kardeş Hüseyin 1859 yılında doğdu. Hasan kızı Gülsüm ile evlendi. Gülsüm Hanımın kimlerden olduğunu bilemeyeceğiz, yalnız önceden İdirizler/Onbaşılar Mehmet Ali eşiymiş, ondan ayrıldıktan sonra Hüseyin'e geliyor. Ayrıca bir kardeşi Fatma  Selimlerden Mehmet'e varmış; Melez ile Keçininalinin ninesidir... İbrahim ve Ali Osman adlarında 1889 ve 1891 tarihlerinde iki oğulları oldu. Büyük olan İbrahim,  Ayanoğlu/Garahmetlerin Halil kızı Hanife ile evlendi. Hanife Hanım; Cinibiz Dede, Garahmet ve Gabaoğlanın kardeşidir... Küçük Ali Osman ise Gavalcıların Halil kızı Fatma'yı aldı. Fatma Hanım da Goşumcunun halasıdır... İki kardeş İbrahim ve Ali Osman'ın çocuk kaydı yok, haklarında başka bir bilgi de bulunmuyor. Yaşları ve çağın şartları düşünüldüğünde ikisinin de Cihan Harbi kayıpları arasında yer aldığı söylenebilir. Zaten onlardan önce babaları Deliosmanoğlu Hüseyin, 1908 yılında vefat etmişti. Böylece Hüseyin kapısı, 20. yüzyıl başlarında kapanmış oldu. Şehitlerin eşlerine gelince... Hanife, Devrimbeşlerin Godalömere vardı; Delibayramın anasıdır... Fatma ise, Velciklerin Kelhasana vardı; Gugukların Ramazan Ün anasıdır...

    İki oğlundan iki Deliosman hanesine, Mihrioğlularla Cingenalilere bakacağız...



26 Aralık 2023

Tekeliler


    Eğretli Tekelilerin İzmir-Aydın'dan taraflarından geldiği ifade ediliyor. Aydın'da yerleşik bir Tekeli kitlesi zaten vardı. 1810-20 arasında isyan olayından sonra Teke Sancağındaki Tekeliler dağıtıldı. Oradan ayrılanların gittiği en önemli merkez de yine Aydın iliydi. Bunu da hesaba katınca, bizim Tekelilerin Aydın'da yerleşik Tekelilerden değil; Teke (Antalya) Sancağından Aydın'a, oradan İzmir ve bir müddet sonra da Eğret'e geldikleri daha akla yatkın ihtimal gibi duruyor...

    Bununla beraber Tekeli Yörüklerinin Eğret'e ne zaman geldiklerini gösterir bir belge henüz yok. Elimizdekilerle yetinelim... 

    1830 Kayıtlarına göre Eğret'te sadece bir hane Tekeli ailesi var, o da Tekelioğlu Ahmet'tir. Eğret'e yeni gelmiş bir aile intibaı veren bu tek hanelik Tekeliler, aşiretin Antalya'dan göç takvimiyle de paralellik arz ediyor...

   Tekelioğlu Ahmet; 1795 doğumlu, uzun boylu, kara sakallı, karayağız biri olarak tasvir edilmiş. Bu durumda, Teke(Antalya) doğumlu olduğu tahminini yürütebiliriz. Ana-baba adı bilgisi bulunmuyor; yalnız, söylentilere göre bunlara Benlioğlular deniliyormuş...

    Tekeli Ahmet'in eşi ve varsa kız çocuklarıyla ilgili bilgi de bulunmuyor. Yalnız iki oğlu var; 1820 doğumlu Hüseyin ile 1826 doğumlu Hasan... Tekelileri önce 20. yüzyıl, oradan günümüze taşıyacak olan büyük oğul Hüseyin'dir... Hasan'dan ise bir işaret bulunmuyor; çocukken öldü, evlenmeden öldü, çocuksuz öldü, erkek çocuğu olmadı... bütün bunlar ihtimal dahilinde...

    Tekelioğlu Hüseyin

    1830-1840 arası Eğret nüfusunu gösterir kayıtlar düzenlenirken Tekelioğlu Hüseyin ise 11 yaşında olarak yazılmış, yani 1820 doğumlu... Bundan sonraki bilgiler 1904 kayıtlarından çıkarabildiklerimizdir... 

    Tekelioğlu Hüseyin, Ayşe Hanım ile evli idi... Kendileri hakkında başkaca hiç bir bilgimiz yok. Evlatları ile ilgili kayıtlardan edinebildiğimiz sadece bu... Hasılı Ayşe Hanımın kim ve kimlerden olduğunu bilemiyoruz; bilinen ilk çocuğu 1844 doğumlu olduğuna göre, anasının yaş tahmini yapılabilir, hepsi bu...

Mehmet Ali, Dudu ve Atike adlarında iki kızıyla bir oğlundan haberimiz var... Dudu,  Gocaahmetoğlu İbrahim'e vardı ve Ahmet adındaki oğlu 1889'da öldüğünde küçük torunu Ayşe yetim kalmıştı. Gocahmetlerin Ahmet Tektaş'ın emmisi kızı olan o Ayşe, Şemşilerin  Abdullah eşi olacaktır... 

    Küçük kızı Atike ise 1844 yılında doğdu ve Hasan ile evlendi. Atike Hanım, Tekelilerin Gocabıyık İbrahim Taşkın'ın büyük Ninesidir.

    Tek oğlunun adı Mehmet Ali... Malesef doğum tarihi bilinmiyor, çünkü eski kütük düzenlenirken hayatta değilmiş. 1844 Doğumlu, Gırhasanlar/Tomanlar/Tığlıların Mehmet kızı Hafize ile evlendi. Hafize Hanım da Körüslüoğlu Ömer'in eşi Fatma Hanım ile kardeş. Yani Tekelioğlu Mehmet Ali ile Körüslüoğlu Ömer bacanak oldular. Daha açıkçası,  Bilallerin Apil (Abdil Kaynar)ın ninesi ile Garaömer (Ömer Kök) ninesi kardeş...

    Şimdi Mehmet Ali ile Hafize'nin çocuklarındayız.... Bir kız, üç oğlan... Kız Cemile/Habibe, 1875 yılında doğdu; Mihrioğlu İbrahim eşidir. Kayıtlarda Cemile göründüğüne bakmayın, Habibe olarak tanınıyordu; bu isimle çocuklarına 'Hebbeler'  denilecek... 

    Erkek çocuklarından, Hüseyin soyundan gelenler  KAYNAR soyismini aldı, Bilaller kolunu oluşturdu... Ahmet soyundan gelenler TEMEL soyadını aldılar;  GocagafalarKöressan-Gasaphalil bunlardan... Halil soyundan gelenler ise Damcılar diye bilindi...

    Tekelioğlu Hasan

    Tekelioğlu Hasan'dan günümüze kadar ulaşan bir bilgi bulunmadığını belirtip onun hakkında bazı ihtimallerden söz etmiştik. Sonuncu ihtimal, erkek evladı olmadığına dairdi...

    Bu ihtimalleri değerlendirmemizi düşündüren şey, Tekelioğlu Hüseyin kızı Atike'nin durumudur...

    Hüseyin kızı Atike'nin Hasan ile evlendiği kaydedilmiş; ancak 1904 kayıtları tutulurken bu Hasan hayatta olmadığı için onun kimliğini bilmiyoruz. Bugünkü torunlarının ifadesine göre Hasan da Tekelioğlu imiş... 1831'de görülebilen Tekelioğlu Hasan, Atike Hanımın emmisidir... Yaklaşık 70 yıl arayla tutulan iki kayıttaki iki farklı Hasan birleştirildiğinde baba-oğul oldukları düşünülebilir.  Aynı ismi taşıyan baba oğulları daha önce de gördük; bunun bir sebebi dedesinin (anasının babası) adını almış olmasıdır... Başka sebeplerle de oğluna aynı ismi verme durumları olabiliyor... 

    Hasılı kelam, Atike Hanım ile eşi Tekelioğlu Hasan emmi çocukları oluyorlar... Atike Hanımın 1845 yılında doğduğundan yola çıkarak Tekelioğlu Hasan ile emsal olduklarına hükmedebiliriz. Büyük ihtimalle oğlu ana karnındayken veya yeni doğduğu sıralarda Tekelioğlu Hasan vefat etti, adını oğluna verdiler...

    Neticede emmi çocukları olan Tekelioğlu Hasan ve Atike'den, son dönem Tekelilerin TAŞKIN koluna gelinecek...



25 Aralık 2023

G.Eyüp


    Çorcalı Mehmet'in küçük oğlu 1897 yılında doğdu. Eyüp adını almasında, aslen Eyüplerin kızı olan annesi Fatma Hanımın etkisi düşünülebilir. Derviş Halil'in torunu Eyüp olarak değil de 'Gavur Eyüp' olarak lakaplandı. 

    Omarcıkların Mehmet kızı Azime ile evlendi. Azime Hanım, Altındiş, Arap ve Güdüğizzetin kardeşidir... Aslında bu, Çorcalılarla Omarcıkların ilk bağlantısı değildi; hatırlanacağı üzere Azime'nin Ayşe halası, Çorcalı Topal Ali'ye varmıştı... Gavureyüp 1960 yılında, eşi Azime Hanım ise 1976 yılında vefat ettiler.

    Celil, Mehmet, Celil, Cemal, Refiye, Fatma, Esma, Ömer olmak üzere üç kızı ve beş oğlu oldu. 1924'te doğan ilk oğlunun adını Celal/Celil koymuşlar; bu çocuk altı yaşında vefat etmiş. Onun ölümünden iki yıl sonra doğan oğluna da Cemal adını vermişler; o çocuk da dört yaşında ölmüş... 

    Kızlarının büyüğü Refiye, Arzıların Çolakmusanın İbrahim eşi; Fatma, Akbaşların   Mehmet Hoca eşi; Esma da Çolakların Mehmet Ali eşi oldu... Hayatta kalan üç oğluna gelince...


    Sakallı Derviş Mehmet

    Çorcalı Eyüp'ün büyük oğlu Mehmet'tir, 1927 yılında doğdu. Sonradan 'Derviş' veya  'Sakallı' diye lakaplandı ve çoğunlukla Sakallı lakabıyla tanındı. Adını aldığı dedesi Devrişmehmet ile aynı lakapla anılması da ayrıca ilginçtir... 

    Kırtişin Apil kızı Havva ile evlendi. Anası Apdıramanlardan olan Havva Hanım, Gıbış, Gociban ve Dıkmanın ablası olur. Ayrıyeten Havva Hanımın Ninesi ile Sakallının Nineleri kardeş olduğunu hatırlamak gerek...

    Sakallı Derviş, Çorcalıların içinde kırlı biri değil de gerçek bir ovalı gibi davranan tek kişidir diyebilirim. Onu genellikle elinde bir bağ makası veya bel ile görürdünüz. Marttan Kasıma kadar sürekli fidanlıktadır; kah beller, kah ark açar; bazen budama, bazen de aşı yapar. Hasılı kelam hep bahçede gıldırdar dururdu... Eşi Havva Hanım 2011'de öldü, kendisi ise on yıl sonra 2011 yılında vefat etti...

    Sakallının üç kız üç de oğlu oldu: Enver, Veli, Cemile, Ramazan, Fatma ve Azime... Büyük ve ortanca oğlu çok yaşamadılar; Enver 1953'te doğdu, tazeyken öldü; Veli ise 1960'ta doğdu, üç yaşındayken öldü... 

    Büyük kızı Cemile, İbişlerin Halit Tür eşi idi, 2005'te vefat etti... Ortanca kızı Fatma,  Hacıların Gıytak lakaplı Mehmet Azbay eşidir... Küçük kızı Azime ise İsmailköy'e gelin oldu...

    Dervişin 1962'de doğup hayatta kalan tek oğlu Ramazan'a 'Gerek' derlerdi. Kumartaşlı Ayşe Hanım ile evlendi. Mehmet, Eyüp ve Mesut isimli üç oğlu oldu. Bunlardan Eyüp, Garipçeli Remziye ile evlendi; Ramazan, Metehan ve Ceren isimlerinde iki oğlu bir kızı var... Gerek, emekli olduktan kısa süre sonra 2017 yılında vefat etti. Çocukları Anıtkaya'da yaşıyorlar...


    Celil Aydın

    Ortanca oğlu Celil/Celal, 1929 yılında doğdu. Farklı bir isim koyulmuş olsa bile abisi ölünce onun adını vermiş olabilirler... Arapların Bezekinin kızı Azime ile evlendi. Hatırlanacağı üzere Azime Hanımın anası da Çorcalı Topal Ali'nin kızı idi... 

    Erken dönemde Anıtkaya'dan ayrıldıkları öğrenildi. Dört kız ve iki oğulları oldu; yaş sırasına göre isimleri Sabire, Ayşe, Mustafa, Şerife, Eyüp ve Aysel'dir... Sabire ile Mustafa küçük yaşlardayken vefat ettiler... Celil Aydın, 2013 yılında vefat etti, çocuklarına bakalım...

    Hayatta kalan kızların üçü de Anıtkaya dışına gelin oldular... Yalnız küçük kız Aysel, sonradan Arapların Ali Osman Tok ile dünür oldular... Hasılı; Anıtkaya'dan ayrılmış da olsa, Çorcalıların torunları kaç nesil sonra yuva kurdu...

    Celil'in tek oğlu Eyüp 1960 doğumlu... Anıtkaya dışından Ayten Hanım ile evlendi. Celil/Celal adında bir oğlu ve üç de kızı var. Eyüp, 2021 Yılında vefat etti; çocukları Kütahya'da oturuyorlarmış...


    Ömer Başçavuş

    Eyüp'ün en küçük oğlu Ömer 1940 yılında doğdu. Astsubay Okulundan Askeriyeye dahil olunca 'Ömer Başçavuş' olarak bilindi. Mesleğinin ilk yıllarında Gobakların Hasan kızı Hüsniye ile evlendi... Hüsniye Hanım, Gocayusuf, Dervişibram ve Arif'in kardeşleridir ve ayrıca Ömer Başçavuş ile Hüsniye Hanımın nineleri de kardeş... Fakat Hüsniye Hanım, eşinin görev yerine vardıklarında henüz kırk günlük gelin iken 1966 yılında vefat etti... 

    Ömer Başçavuş daha sonra yabancı bir hanımla ikinci evliliğini yaptı. İki kız ve bir oğlu olunca onlara Aysun, Eyüp ve Aylin isimlerini verdi. Emekli olduktan bir müddet sonra bir dönem Anıtkaya Belediye Başkanı oldu. Kızları Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Eyüp bekar ve Antalya'da yaşıyor... Ömer Başçavuş ise yazları Afyon, kışın Antalya'da...

    ***

    Eğret'teki Ovalılardan Çorcalı Osman'ın büyük oğlu Yusuf'tan gelenler ÇALIŞIR soyadını almışlardı... Osman'ın küçük oğlu Topal Ali ve Çorcalı Ömer'in bütün cocukları, 1934 Soyadı uygulamasında AYDIN soy ismini tercih ettiler. Çorcalı Ömer'in küçük oğlu için söylenilen Devrişmehmetler sözü, zamanla Devrimbeşlere dönüşüp onun çocuklarının sülale adı oldu. Eyüp ile Devrimbeşleri bitirmiş olduk...



Büzük Halil


    Çorcalı Devrişmehmetin ortanca oğlu 1889 yılında doğdu. Adını Halil İbrahim koydular. Bu isimde Fatma Hanımın babası 'Derviş Halil' izleri olabilir... Çünkü halk arasında sadece 'Halil' olarak bilinecektir. Hatta 'Büzük Halil' diye lakaplarken de yine sadece Halil adı kullanılmış... Yanma sebebiyle ciltte oluşan bozulmaya 'büzük' denildiği dikkate alınırsa, Halil'in başından böyle bir kaza geçtiği düşünülebilir... Büzükhalilin Guyu onun hatırasıdır...

    BüzükhalilVeyisler/Daldalların Ömer kızı Fatı (Fatma) ile evlendi. Fatı ile, daha önce adı geçen Gurbağı Hala emmi çocuklarıdır... Fatı Hanım Büzük Halil'e gelmeden önce, Eminlerin Süleyman eşi idi. Orada Hüseyin (Çakalhüseyin) doğduktan sonra ayrılmışlardı...

     Aslında Fatıgarıdan önce Halil İbrahim'in de bir başka kadınla evli olabileceği hususu gözönünde bulundurulmalıdır. Her ne kadar bu hususta günümüze ulaşmış bir bilgi yoksa da, kütükte 1913 yılında doğmuş Kezban adında bir kızının kaydı var... Kezban yirmi yaşındayken gelin olmadan vefat etmiş...


    Bolşevik Köryakup
    Fatıgarı ile Halil İbrahim'in üç oğulları ve bir kızları oldu, bunların isimleri Ahmet, Havva, Hilmi ve Yakup'tur...  Havva 1930 yılında doğmuş ve iki yaşındayken ölmüş... 

    En küçük oğlu Yakup 1933 yılında doğdu, 'Köryakıp' derlerdi. Sonradan günün modasına uygun giydiği bir pantolon yüzünden 'Bolşevik' lakabı da takılmıştı. Evlenmedi, 1968'de bağırsak düğümlenmesinden ölene kadar anası Fatınine ile beraber yaşadılar. Cenazesi Afyon'da defnedildi... Büzükhalil ile Fatıgarının diğer iki büyük oğluna bakalım...


    Con Ahmet
    Büzükhalilin büyük oğlu... Adını Ahmet koydular; ama 'Con Ahmet' olarak bilindi ve bu lakabı ailesinin de adı oldu... 

    Doğduğu yıllarda Afyon'da çok meşhur olan Saatçi Con Ahmet Ustaya benzetilerek bu lakap takıldığı anlaşılıyor. Ahmet Usta, delilik ile dahilik arasında mucit bir kişilikti. Bugün, 'Con Ahmetin devr-i daim makinesi' deyim olarak dilimize bu çılgın saatçi sayesinde yerleşmiş... Geçirdiği psikolojik rahatsızlık sebebiyle Büzükhalilin Ahmet'in bu Con Ahmet'e benzetildiği anlaşılıyor. Havasını bulursa ve canı isterse yaşadıklarını makineli tüfek gibi takır takır anlatırdı. Söylediklerinde bütünlük olmazdı, kronolojiye katiyen riayet etmezdi; her şeye rağmen parçaları birleştirmeyi başarırsan müthiş bir hikayesi olduğunu anlardın. Gerçi bu masalla karışık bir hikayeye benzerdi...

    ConahmetTongulların Ahmet kızı Zehra ile evlendi. Zehra Hanım, anası itibariyle   Gocaberbere dayanır, Berberlerin Emin ve Deliali ile teyze çocuklarıdır... 

    Burada, Conahmet ile Zehra Hanım arasındaki ilginç akrabalık bağlantılarına dikkat çekmek gerekir. Bir defa; Conahmetin dedesi Çorcalı Mehmet öldükten sonra, Fatma Ninesi Tongulların Hasan'a varmıştı. Yani Zehra Hanımın dedesi ile Conahmetin ninesi karı koca... İkinci olarak; Zehra'nın babası Tongulların Ahmet vardı ya, işte onun emmi kızı Dudu, Conahmetin emmisi Godalömer eşidir... Ayrıyeten; Zehra'nın halası Kezban,    Hassönlerin Hacı İbrahim eşidir... Hassönlerin Gocaömer ile Conahmetin komşuluk sebeplerinden biri de son söylediğimiz bu bağdır...

    Conahmetin üç kız iki oğlan, beş çocuğu oldu; yaş sırasına göre isimleri, Ayşe, Havva, Halil, Azime ve Şakir'dir. Havva 1953'te doğmuştu; küçük yaşta ölen halasının adıdır. Gel gör ki bu kızcağız da halası gibi küçük yaşta vefat etti... Büyük kızı Ayşe, Bıgalının Ahmet Kocausta eşi oldu. Küçük kızı Azime ise Kelibanın Moruk Üzeyir Dalgıç eşidir... 

    Büyük oğlu Halil 1950 yılında doğdu. Gavalcılardan Goşumcunun kızı Satı ile evlendi. Erken dönemde Afyon'a yerleşti. Aziz, Ahmet ve Zehra isimlerinde üç çocuğu oldu. Küçük oğlu Ahmet, 22 yaşındayken bekar olarak vefat etti. Kızı Zehra Zonguldak'a gelin gitti. Büyük oğlu Aziz, Ermenekli bir hanımla evlendi; Halil Burak adında bir oğlu var ve Afyon'da yaşıyorlar... Uzun yıllar dondurmacılık yaptı hatta bir süre Anıtkaya'da dükkan da açtı. Bu yüzden 'Dondurmacı Halil' olarak daha fazla tanınıyor; halen ailesiyle Afyon'da yaşamaktadır...

    Küçük oğlu Şakir ise Anıtkaya'dan ayrılmadı. Halimenin Mehmet kızı Mahmure ile evlendi. Tuğba ve Ahmet isimlerinde iki çocuğu var. Tuğba, Guzuguzunun İbrahim oğlu Atalay Atay eşidir... Şakir, halen Anıtkaya'da yaşıyor...

    Conahmet 2008 yılında vefat etti. Eşi Zehra Hanım ise beş yıl sonra, 2013'te öldü...


    Avukat Hilmi
    Büzük Halil'in ortanca oğludur, 1930'da doğdu... Hilmi adıyla değil 'Avukat' lakabıyla tanındı. Bunun sebebi Kooperatif ve Belediye civarında çok bulunması olabilir...  Godalömer emmisinin büyük kızı Paşaların Ümmühan'dan torunu Kezban ile evlendi. Bu yüzden Ganimehmet ile bacanaktır... 

    Dördü kız ikisi oğlan olmak üzere altı çocukları oldu. İsimleri; Şerife, Gülfem, Halil İbrahim, Fatma, Gürsel ve Türkan'dır... Anasının adını verdiği Fatma 1957 doğumlu, üç dört yaşlarında vefat etmiş...

    Büyük kızı Şerife Çakalhüseyinin oğlu Bekçi İbrahim Eren eşidir; emmi çocuğu oluyorlar. Çünkü Çakalhüseyin de Fatı Ninenin Eminlerin Süleyman'dan oğludur... Yani, Çakalhüseyin ile Avkathilmi karınkardeş... Ortanca kızı Gülfem, Deligızların Yakup İdi eşi oldu... Küçük kızı Türkan ise Afyon'a gelin oldu...

    Avkatın büyük oğlu Halil İbrahim, 1954 yılında doğdu. Kekliklerin Haro Ahmet kızı Feride ile evlendi. Haronun eşi de Gödemehmetin kızı olduğu unutulmamalı... Erken dönemde İzmir'e yerleştiler, bir oğlu ve bir kızları oldu. Halen İzmir'de yaşıyorlar...

    Küçük oğlu Gürsel de Anıtkaya'dan erken ayrıldı. İzmir'e yerleşti, orada evlendi, üç oğlu orada doğdu, halen orada yaşıyor...

    Kezban Hanım 2010'da, Avkathilmi 2011'de arka arkaya seksen yaşlarındayken vefat ettiler...

    ***

    Büzükhalile geri dönelim... Fatıgarı ile evliyken ikinci bir Fatma'yı da nikahına aldığı anlaşılıyor. Müezzin Hüseyin kızı Fadime, Böbülerin Ömer Kabadayı dedesinin ablası olur. Aslında Daldalların Mustafa eşiydi, orada bir kızı olduktan sonra kocası vefat etti. Tek kızını Paşanın Ahmet'e gelin ettikten sonra kendisi de Büzükhalile gelmiş... Burada çocuğu olmamış; ama Fatıgarının oğlanlara kendi çocuğu gibi bakmış... 1946'da Büzükhalil vefat ediyor. Çocuğu da olmadığına göre artık bu evde yeri yok; üstelik ev Fatıgarınınken... Kızının/damadının yanına, Paşanın Ahmet'in eve gidiyor ve 1972'de vefat edene kadar, aslında kendisine ait olan o evde yaşıyor...

    Fatınineye gelince... 1968'de ölene kadar oğlu Bolşevikle birlikte yaşadılar. Sonra yalnız kaldı... Çobana kattığı 15-20 koyunuyla eğlenir dururdu... 1975 Yılında vefat etti...



Godal Ömer


    Çorcalıoğlu Mehmet Fatma Hanım ile evlendikten sonra Devrişmehmet diye bilinir oldu. 1886 Yılında doğan büyük oğluna babası Ömer'in adını koydu. Ömer'e 'Godal' lakabı takılmasının sebebi tıknazlığıydı... Hamzaoğlu Mehmet, yani Tongulların kızı Dudu ile evlendi. Dudu Hanımı tam kavrayabilmek için ayrıntıya inmek icap ediyor.

    Hamzaoğlu Mehmet kızı diyoruz; ama Dudu'nun babası çoktan ölmüştü ve onu gelin eden de Emmisi Tongulların Hasan'dı... Dudu'nun Annesi Ayşe Hanım ise Veyisler/Daldallardan... Anneannesi Fadime Hanım, Veyislerce 'Gurbağı Hala' olarak biliniyor... Dudu'nun babası Hamzaoğlu Mehmet öldükten sonra; eşi, yani Gurbağı Halanın kızı Ayşe, Gasapların Ömer'e varacaktır... Tek cümleyle özetleyelim; Godalömerin karısı Dudu ile; Bidakge, Arapüseyin, Gasapların İbram, Güdüklerin Yeşilhafız eşi Fadime, İdirizlerin Dedemısdık eşi Rabia, Patlakların Ömer eşi Zülfiye, Eyüplerin Eyüp eşi Refiye karınkardeşler ve hepsi de Gurbağı Halanın torunları...

    Hatırlanacağı üzere Godalın anası Fatma Hanım, Tongulların Hasan'ın ikinci eşiydi. Üzerine vardığı diğer eşi Havva Hanım ise Patlakların kızı... Hasan'ın Havva Hanımdan olan kızı Kezban, Hassönlerin İbrahim'e varacak ve Gocaömer Koç ile Hüseyin Koç'un anaları olacaktır...

    Godalömer ile Dudu Hanımın bir kız ve üç oğlu oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Ümmühan, Mehmet, Yusuf ve Şükrü'dür... Dört çocuktan sonra tekrar evlendi, fakat bu evliliğin Dudu Hanımın vefatı üzerine gerçekleştiği sanılıyor. Tam tarih bilinmese de Dudu Hanım 1924 gibi vefat etmiş...

    Godalın ikinci hanımı, Ayanoğlu Halil kızı Hanife'dir. Önceden Cingenalilerin İbrahim eşi olan Hanife Hanım da dul kalmıştı... Kimliğinin tam olarak belirlenebilmesi için söylemek gerekiyor; Hanife Hanım Garametin  Halil Patlar ile Sarı Şükrü Patlar'ın halalarıdır... Yaşlılığında 'Hanik Nine' dedikleri Hanife Hanım'dan da Godalömerin Halil İbrahim, Esma ve Ali olmak üzere üç çocuğu daha oldu. 

    Neticede iki hanımından toplam yedi çocuğu olan Godalömer 1938 yılında vefat etti. İkinci eşi Hanife hanım kendisinden sonra uzun yıllar daha yaşadı ve 1976'da vefat etti... Şimdi Godalın çocuklarına bakalım...

    Büyük kızı Ümmühan 1910 yılında doğdu. Önce Tekelilerin Hasan'a verdiler, ne de olsa bir ucuyla Tekelilerin torunuydu. Bu Hasan, Gocagafa, Pangeci ve Köressanın  emmileridir... Eşi Hasan vefat etmeden önce iki kızı ve ve bir oğlu oldu; Zehra, Kezban ve İbrahim... Paşanın Hüseyin ile evlenirken bu üç çocuk da yanında tay gitmişti. Büyük kızı Zehra, Çorcalı Mehmet ile evlenecek ve Ganinin Hasan Çalışır'ın anası olacaktır... İbrahim ile Kezban'ın evliliklerinde Devrimbeşler alakası yeri geldiğinde kendi kendine kurulacaktır... Paşa Ümmühan Nine 1980 Yılında vefat etti... 

    Hanife Hanımdan olma küçük kızı Esma da Paşagızıların Egekemal eşi oldu ve 2015 yılında vefat etti...

    Göde Mehmet
    Godalömer, 1911 yılında doğan büyük oğluna kendi babasının ismi olan Mehmet adını verdi. 'Göde' lakabından sonra adı 'Gödemehmet' olarak kaldı... 

    GödemehmetÇalıkların  Resul kızı Emine ile evlendi. Emine Hanımın annesi Ümmühan Karacahmetli... Gödemehmetin anası Dudu'nun Tongullardaki bir halası da Karacahmet'e gelin olduğu düşünülürse; Gödemehmet ile Emine Hanımın akraba olma ihtimali var...

    Altı çocukları oldu, bunların ikisi erkek. Yaş sırasına göre isimleri şöyle: Dudu, Münevvere, Resul, Lütfiye, Cemal, Ayfer... Kızlar; Dudu, Kekliklerin Haro Ahmet Tül ile; Münevvere, Eyüplerin Hopalı Halil İbrahim Dirlik ile; Lütfiye, Hamdihocanın oğlu Şerafettin Dadak ile; Ayfer, Sarışükrünün İbrahim Patlar ile evlendiler... 

    Büyük oğlu 1932 yılında doğdu. Ona Resul adını vermelerinin sebebi, Dedesi Cihan Harbi şehidi Çalıkoğlu Resul'dür... Önce Musluların Çürükyusuf kızı Ayşe ile evlendiyse de; yürümedi, ayrıldılar... Başka da evlenmedi Resul; annesi Emine Hanımla aynı yıl 1989'da artarda vefat ettiler...

    Küçük oğlu Cemal ise 1944 yılında doğdu. Sarışükrünün kızı Fadime ile evlendi. 1969 Yılında, dedesi Godalömerin adını koyduğu bir oğulları oldu... Oğlu Ömer daha taze çocukken Cemal, evin çatısından düşerek vefat etti. Yetim oğlu Ömer, hala o yıllarda kendisine takılan 'Güçcük Ömer' lakabıyla anılıyor... Eyüpçetinin Uncu Osman kızı Melek ile evlendi; ama Melek Hanım 1998'de vefat edince, Avganın kızı Şükran'dan torunu Aygül ile evlendi. İkinci hanımı itibariyle de aslında Garapaçalardan uzaklaşmamış oldu... Aleyna ve İlayda isimlerinde iki kızları var. Uzun zaman önce İzmir'e yerleşen Ömer, Anıtkaya'dan kopamadı; yılın büyük bölümünü köyünde geçiriyor...

    Oğlu Cemal'ın ölümünden sonra, ömrünün sonlarına doğru Gödemehmetin bacağı kangren sebebiyle kesildi. Bundan sonra 'Topalmehmet' diye anıldığı da olmuştur. Bu halde, 1976 yılında vefat etti...

    Kirt Yusuf
    Godal Ömerin Dudu Hanımdan ikinci oğlu 1913 yılında doğdu, adını Yusuf koydular. Ona 'Kirt Yusuf' denmesine sebep olarak çok öfkeli, ve çabuk kızan yapısı olduğu söyleniyor. 'Kirt' kelimesine bir anlam veremedim, yansıma sözcük olmalı...

    Kirt Yusuf, Şefika/Şerife ile evlendi. Şefika Hanım, Gobakların kızı, Çolağüseyin ile karınkardeş; ancak Kürt Mehmet'in kızıdır. Şöyle ki: Hatiboğlu İbrahim'in kızı Kezban, Hacımahmutoğlu Veli'ye varmıştı. Orada Hüseyin Ildız, İbrahim Ildız ve Ayşe Erdem'in anaları oldu. Eşi Veli vefat ettikten sonra, aslen Erzurumlu olduğu düşünülen ve o sırada Eğret'e yerleşmiş bulunan Mehmet'e vardı. Bir kızları olunca Kürt Mehmet'in 15 yaşındayken vefat eden kardeşinin hatırası olarak Şefika adını koydular. Çocuk 6 aylıkken bazı ailevi sebepler yüzünden Kürt Mehmet Eğret'i terk etmek zorunda kaldı. Gayet çalışkan, gayretli, iş bitirici ve hamiyetli biri olarak anlatılan Mehmet'in eşi ve çocuğunu terk etmesi kendisinden kaynaklı bir durum değildi. Aslında O, Eğret'ten ayrılmak zorunda bırakıldı. Daha sonra geri dönmek istediğinde ise eşi ve çocuğunun öldüğü söylenerek buna mani olundu. Böylece Kürt Mehmet'in kimliği ve soyadı hiç bir zaman anlaşılamadı... 

    Kürt Mehmet'in kızı Şefika Hanımın hikayesi böyle... Yalnız Kirtyusuf ile aralarındaki akrabalığı söylemeden olmaz; Çorcalı Devrişmehmetin eşi Fatma Hanım, yani Kirtyusufun ninesi ile Şefika'nın ninesi (anneannesi) Zeliha Hanım kardeşler... Eyüplerin Derviş Halil kızlarını hatırlayalım... Kısaca nineler kardeş...

    1981 Yılın 68 yaşında vefat eden Kirtyusufun dördü kız ikisi oğlan, altı çocuğu oldu; bunların yaş sırasına göre isimleri Ahmet, Kezban, Ömer, Fatma, Selime ve Selman'dır... Kezban Ninesinin adı verilen büyük kızları Köreminin İzzet Kopan eşi oldu. İkisi de dipte Zeliha Ninenin torunları... İkinci kızları Fatma Ninesinin adını taşıyordu, küçükken vefat etti. Hemen onun ölümünden sonra, 1955'te doğan kızları Selime'yi onun nüfus kaydına yaptırdıkları için Selime/Fatma biçiminde de anılır. Fatma, Arzıların Terzimusa eşi oldu. Zaten Terzimusanın anası da Devrimbeşlerin Eyüp Aydın kızıdır... Küçük kızları Selman'ın bir adı da Dudu... Büyük Dudu Nine'nin hatırası... Selman/Dudu, Musluların Adem Efe eşidir... (1959 Doğumlu Zeliha adında bir kızı daha vardı, 1971 yılında genç yaşta vefat etti.)

    Kirtyusufun büyük oğlu Ahmet 1945 yılında doğdu. Arapselimlerden Tırakanın kızı Nursefa ile evlendi. Tırakanın dedesinin ilk hanımı Fatma, Kirtyusufun anası Dudu'nun halası olur... Ahmet ile Nursefa Hanım erken dönemde Afyon'a yerleştiler. Dört kız ve bir oğulları oldu: Nihal, Sema, Zele, Şerife, Ahmet... Kızlar Anıtkaya dışına gelin oldular. Ahmet, Eskişehirli bir hanımla evlendi; halen Afyon'da yaşıyorlar.... Eşi Nursefa Hanım 2014 yılında ölmüştü; Kirtyusufun Ahmet de 2023'te vefat etti...

    Küçük oğluna, babasının adını koydu. 1952 Yılında doğan Ömer, hep 'İnceömer' diye anıldı. Akbaşların Mustafa kızı Sultan ile evlendi. Akbaş Ömer ile Çolağüseyin hala dayı çocukları ve Çolağüseyin ile Şefika Hanım karınkardeş... Beş çocuğu oldu İnceömerin; işte isimleri: Zeliha, Yusuf, Mehmet, İrfan, Hüseyin... Tek kızları Zeliha, Mardakların Mustafa oğlu İbrahim Saki eşidir... Büyük oğlu Yusuf, Keçimehmetin Zabit kızı Pınar ile evlendi. Keçimehmetin Şerife Ninesi ile Kirtyusufun Mehmet Dedesi kardeş. Sultan ve Ömer adlarında iki çocukları var ve Ankara'da oturuyorlar... Diğer oğlu Mehmet, Afyon'da çalışıyor ve orada oturuyor. Yine Afyon'dan evli; Berkay ve Delinay adlarında bir kız, bir oğlu var... Üçüncü oğlu İrfan Tekelilerden Gasaphalil kızı Sabire ile evlendi. Şerife ve Yusuf olmak üzere iki çocuğu var; Anıtkaya'da oturuyor... 

    Kirtyusufun ölümünden sonra eşi Şefika Hanım, oğlu İnceömerin yanında  yirmi yıl daha yaşadı ve 2001 yılında vefat etti...

    Gıvık Şükrü
    Godalömerin Dudu Hanımdan küçük oğlu Şükrü'dür... 1915 Yılında doğdu,  'Gıvık Şükrü' olarak lakaplandı... Akbaş Ömer'in kızı Şerife ile evlendi. Üç kız ve üç erkek olmak üzere altı çocukları oldu. Yaş sırasına göre bunların isimleri; Dudu, Ömer, Ferit, Fatma, Eyüp ve Huriye'dir... (1952'de Nezahat adını verdikleri bir kız daha olmuş fakat bir yaşında ölmüş.)

    Kızların büyüğü Dudu, Paşaların İbrahim Temel eşi oldu; hala-dayı çocukları... Ortanca kız Fatma, Omarcıkların Berberyahya eşidir... En küçükleri Huriye ise Karcaahmet'e gelin gitti...

    Oğlanların büyüğü 1944 yılında doğdu. İki dedenin adı olarak Ömer ismini verdiler. Gıvığın Ömer, Gocayörük kızı Ratibe ile evlendi. Üç kızı ve iki oğlu oldu. Kızları; Elveda, Yumrukların Ali Osman Tüplek; Kezban, Bacıların Çakırın oğlu Hüseyin Değer; Nezahat, Gasapların Aziz oğlu İbrahim Eser eşi oldu... Büyük oğlu Cemal, Konyalı Ayşe Hanım ile evlendi. İki kızı var ve İzmir'de oturuyorlar... Küçük oğlu Şükrü, Yarımağanın  Ömer kızı Selime ile evlendi; eşiyle teyze çocukları oluyorlar... Eşi Ratibe Hanım 1998'de vefat etmişti, Gıvığınömer ise 2020'de öldü...

    Gıvığın ortanca oğlu Ferit ise 1955 yılında doğdu. Gavalcıların Goşumcu kızı Gürsel ile evlendi. Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Ahmet ve Seda adında iki çocuğu var. Oğlu Ahmet de Patlakların Osman kızı Reyhan ile evlendi; Boğaç Han adında bir oğlu ve Elif Su adında bir kızı var. Halen İzmir'de yaşıyorlar...

    En küçük oğlu Eyüp 1962 doğumlu... Bir dönemden sonra Eyüp de İzmir'e yerleşti. Konyalı Fatma Hanımla evlendi. Begüm adını verdiği kızı, Ganinin Selim oğlu Mehmet Çalışır eşidir...

    Çocuklarının ayrıntısına indiğimiz Gıvıkşükrünün eşi Şerife Hanım1996 yılında ölmüştü. Kendisi de 2009 yılında vefat etti...

    Halil İbrahim
    Devrimbeşlerin içinde bu lakapla en fazla anılan kişi Halil İbrahim'dir; 'Devrimbeşlerin Haliban' derlerdi... Godalömerin Hanife Hanımdan ilk oğludur, 1927 yılında doğdu... Daldalların Sarasanın kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım, anası itibariyle de yine Veyislere dayanır. Baştaki Veyisler/Daldallar bağına geri dönüldü... Ayrıca bu evlilik sebebiyle Gödenlerin Bakkalsüleyman ile bacanak oldular...

    Afyon'da Hastanede çalışıp oradan emekli oldu. Sonradan tekrar Anıtkaya'ya yerleştiyse de çocukları Afyon'da yetişti... İkisi kız ikisi oğlan, dört çocukları oldu. Fadik, Ömer, Aysel ve Mehmet... Kızları Fadik, Anıtkaya dışına gelin oldu. Aysel ise Bilallerin Muharrem Kaynar'a vardı...

    Büyük oğlu Ömer, 1951 yılında doğdu. Anıtkaya dışından evlendi. Askerlik Şubesinde çalıştı ve hep Afyon'a yerleşik kaldı. Bir kız ve bir oğlu da halen Afyon'dalar. Kendisi emekli olduktan bir müddet sonra 2012'de vefat etti... 

    Devrimbeşlerin Halibanın küçük oğlu Mehmet de Anıtkaya dışından, Adana'dan Birsen Hanımla evlendi. Halil İbrahim adında bir oğlu var...

    Halil İbrahim Aydın, doksanına yaklaştığı 2015 yılında; eşi Ayşe Hanım ise yine doksanına yaklaştığı 2018 yılında vefat ettiler...

    Deli Bayram
    Godalömerin en küçük oğlu 1929 yılında doğdu. Adını Ali koydularsa da o Bayram olarak bilindi. Demek ki bir bayram günü doğmuş... İsmi Bayram idi, tek başına bu isim de hiç kullanılmadı; 'Deli Bayram' lakabı o iki isminin de önüne geçti... Çalışkan bir adam profili kalmış aklımda... 1992 Yılında, 63 yaşındayken vefat etti...

    DelibayramTekelilerin Halil kızı Azime ile evlendi. Azime Hanım, Gasaphalil (Halil Temel)in halasıdır. Ayrıca Azime Hanım anası itibariyle de Cingenalilere dayanır... 

    İkisi kız ikisi oğlan, toplam dört çocukları oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Ayşe, Fadime, Ömer ve Adem'dir... Büyük kızı Ayşe, Gocakazımın Hilmi Kaçmaz eşi; küçük kızı Fadime de Daldalların Gocibanın Ramazan Honça eşi oldular...

    Delibayramın oğlanlara gelince... Büyük Ömer, 1964 yılında doğdu. Gobakların Pafıldakmahmut kızı Cemile ile evlendi. Emekli olduktan sonra tekrar Anıtkaya'ya yerleştiler... Bu arada Ali ve Hanife adlarını verdikleri bir oğlu ve bir kızları oldu. Hanife, Anıtkaya dışına gelin oldu. Ali ise Hassönlerin Veysel kızı İlknur ile evlendi; Ömer ve Nehir adında iki çocuğu var... 

    (Bu son Delibayramın torunu Ömer ile İnceömerin torunu Ömer, Çorcalıların yedi kuşak sonraki dördüncü nesil Ömer'i oluyor...)

    Delibayramın küçük oğlu Adem 1969 yılında doğdu. Garapaçalardan Balinin Osman kızı Rahime ile evlendi. Ali ve Azime adlarında bir kız ve bir oğlu var. Adem emekli olduktan sonra İzmir'e yerleşti, halen orada yaşıyor.

    Kocası Delibayramın vefatından sonra Azime Hanım, oğullarının yanında uzun yıllar daha yaşadı ve 2021 yılında kendisi de vefat etti...



24 Aralık 2023

Yörük Tahir

 

    Aslında Yörük Tahir'in Garamusalarla alakası yok. Emirdağlı bir Yörüktür, fakat Tingildeklerin ninesi ile Eğret'e tutunduğu için Tingildeklere izafe edilir. Hatta çocukları Tingildeklerden sayılırlar. Bu yüzden Garamusalar ana başlığı altına incelemek münasip görüldü...

    Emirdağ'ın Kırkpınar Köyünde Yörük Mehmet ile Elife Hanım evleniyorlar, 1898 yılında bir oğulları oluyor, adını Tahir koyuyorlar. Tam bu sırada Yörükmehmet vefat ediyor. Köyünde duramayan Elife Hanım kucağında yetimiyle Batı'ya yöneliyor. Bir şekilde Yörük Ahmet Ağa ile karşılaşıyorlar. Onlar da İzmir, Manisa, Uşak, Kütahya derken, gelip Dumlupınar civarına konmuşlar... Eşi yeni vefat etmiş, öksüz bir oğlan da Ahmet Ağa'da var; adı Mehmet, yedi sekiz yaşlarında... Bu iki dul Yörük evleniyorlar... Üç oğulları oluyor; Ali, Kerim, Hüseyin.... Oldu mu beş tane oğlan... Bu arada o civarda bulunan Hatiplerin Mollaosman veya babası Hatiboğlu Mahmut'un daveti/yönlendirmesiyle Yörük Ahmet Ağa Eğret'e geliyor... 1922'de Yunan gittikten sonra beş oğlan başgöz edilecekler artık... Diğerleri Yörükler başlığında ele alınır, biz Tahir'in macerasına bakalım...

    Hatırlanacağı üzere; babası Türkmen Musa, Emirdağ'dan gelmiş olan Ümmühan Hanım da eşi Tingildeklerin Osman şehit olunca dul kalmıştı ya... Ümmühan'ı Yörük Tahir ile everdiler. Bu evlilikten, Mehmet ve Halit adında iki oğul dünyaya geldi. Tingildeklerin Osman çocukları Musa-İnce Mehmet-Hacapdılla ile karınkardeş olan Mehmet ile Halit'e, her ne kadar babaları Yörük Tahir olsa da 'Tingildeklerin Mehmet' ve 'Tingildeklerin Halit' dediler...

    Tahirin Topal
    1925 Yılında doğan ilk oğluna, babası Kırkpınarlı Yörükmehmetin adını koydu. Mehmet, ayağındaki hafif aksama sebebiyle 'Tahirin Topal' lakabı ile de biliniyordu. Şemşilerin Seydi Ahmet kızı Sultan ile evlendi. İkisi oğlan, üçü kız beş çocukları oldu. Kızları Fatma,  Yonuzların Yunus eşi; Zübeyde, Deligızların Seydi Ahmet eşi oldular... Küçük kızı Emine Anıtkaya dışından, Sultandağlı  bir bey ile evlendi. İzmir'de oturuyorlar...

    Büyük oğlunun adı Hikmet... Amcası İncememetin kızı Hüsniye ile evlendi; dolayısıyla Kümüğün Yusuf ve Eyüpçetinin Mehmet Hoca ile bacanak oldular... Onların da iki oğlu bir kızı oldu. Kızları Elif Garapaçaların Mehmet Hoca oğlu Cengiz eşidir. Cengiz ile Elif, teyze çocukları... Oğlu Yalçın da yine İncememetin torunu ile evlendi. Diğer oğlu Mesut, Anıtkaya dışından, Ankara'dan evli... Hikmet, ailesiyle yarı İzmir, yarı Anıtkaya'da yaşıyor denilebilir

    Tahirintopalın küçük oğlu, dedesinin adı olan Tahir ismini aldı. Mesleği elektrikçilik olan Tahir, 1974'te evlere elektrik tesisatı çekerkenki haliyle aklımda kalmış. Afyon'dan evlendi, oraya yerleşti. Oğlu Mehmet ve kızı Fadime Anıtkaya dışından evlendiler...

    İki oğlundan sonra 1959 yılında üçüncü bir oğlu daha dünyaya gelmişti, adını Harun koydular. Fakat Harun bir yaşında öldü... Tahirintopal 2009 yılında vefat etti... Eşi Sultan Hanım ise on yıl kadar sonra, 2020'de öldü...

    Bakkal Sarı
    Yörüktahirin küçük oğlu Halit 1929'da doğdu. Kızıla çalan kumral renkliydi. Uzun yıllar bakkallık da yapınca bu iki özelliği birleştirilip 'Bakkal Sarı' lakabı ortaya çıktı. Dükkanında züccaciye türü şeyleri satar, her Cumartesi sabahı bu malları pazaryerindeki kendine ait sergiye açar ve öğleden sonra da tekrar dükkanına götürürdü. Her hafta tekrarlanan bu taşınma olayını, uzaktan hışır gibi olduğu anlaşılan ağaçtan el arabasıyla yapardı. Dükkan kapısının üstündeki tabelayı her gördüğümde 'HALİ TAKYOL' biçiminde okuduğum aklımda kalmış. Bir dönem mahalle muhtarlığı da yapmıştı, muhtarlık tabelasını öyle okumuş olabilirim... Son yıllarına kadar dükkanı kapatmadı...   

    Sarı Halit, Delimamın Ali kızı Şerife ile evlendi. Çok bacanağı var; önce Tülümurat sonra Dedelerin Çapar, Gobakların Gocayusuf, Sağıroğlunun Süleyman, Hörkülenin Arif, Terlemezin Nazmi Hoca... İki oğulları oldu; büyüğün adı Osman, küçüğünkü Celal... 

    Osman, Amcası Hacapdıllanın evlatlığı olan Şükran ile evlendi. iki erkek, bir kız çocukları oldu. Küçükleri Ayşe, Kantinlerin Ahmet oğlu Yalçın eşidir. Oğulları Tahir ile Erdal, Yarımağanın torunlarını aldılar; Tahir Mevlüt'ün, Erdal da Ömer'in damadıdır... Anneleriyle birlikte Afyon'da oturuyorlar...

    Celal, Gobakların Gocayusuf kızı Meryem ile evlendi. Meryem ile Celal da teyze çocukları oluyor. Onların da iki oğlu var, Halit ve Servet... Halit, Sülün'den evli... 

    Osman ve Celal kardeşler erken dönemde Afyon'a yerleştiler. Çeşitli dallarda iş kurup çalıştılar... Osman, şeker hastalığından muzdaripti, 2021'de vefat etti. Celal ise, emekliliğinde babası Bakkal Sarı gibi mahalle muhtarlığı yapıyor...

    Bakkalsarı 2013 yılına kadar evinin köşesindeki dükkanda gıldırdadı durdu. Öldüğünde 84 yaşındaydı. Eşi Şerife Hanım ise 2023'te vefat etti...

    Yörüktahirden olan iki oğlunun macerasını anlattığımız Ümmühan Hanım 1955 yılında vefat etti... Ondan sonra tekrar evlenen Tahir'in yeni karısının adı Halime imiş. Kim ve kimlerden olduğu anlaşılmayan ve 'Kör Halime' diye lakaplanan bu kadının da 1957'de vefat ettiğini Bacıdededen öğreniyoruz...

    Şalsız Nine
    Bundan sonra, Karacahmetli Fadime Hanım ile evlenmiş. 'Şalsız Nine' olarak bilinen Fadime Nine de aslen Eğretlidir. Şöyle ki, Mihrilerin bir kızı erken dönemde Karacahmet'e gelin olmuştu. Mihrioğlu İbrahim'in büyük oğlu Osman'ı Karacahmetli o halasının kızı olan Fadime ile everdiler. Mihrioğlu Osman'ın vefatından sonra Fadime, dedesinin köyü Eğret'te bir kaç evlilik daha yaptı. İşte Şalsız Nine, sözünü ettiğimiz Fadime Hanımdır.

    Şalsız Nine de esasında bir Yörük... Tekeli Yörüklerinden... Yörüktahirin önceki eşi Ümmühan Nine de Yörük... Yani bu evlilikler biraz da kimsesize sahip çıkma amacıyla yapılmış formaliteden evlilikler... Öyle de olsa Şalsız Nine çevresinde bir iz bırakmış... Yörük Tahir Akyol 1968' de vefat ettikten sonra, Mihrioğlu Ahmet Eşit, anası Şalsız Nineyi alıp götürmüş. Fakat Şalsız Nine, oğlunun yanında 1977'de vefat ettiğinde Akyol soyadını taşıyormuş. Zira Yörük Tahir, soyadı kanunu sonrası 'AKYOL' soyismini almıştı...

    Garamusalardan girip Turaçlardan çıktık Tingildeklerle devam ettik, Yörüktahiri Tingildeklere uladık ve Şalsıznine ile noktalıyoruz...



23 Aralık 2023

Garamusalar

 
    1831 Yılında tutulmaya başlayan Eğret Köyü vergi mükellefleri kütüğünde Karamusaoğlu adıyla kaydedilmiş tek hane var. Bu hanenin reisi Kara Musa oğlu Ali'dir... 1786 Yılında doğduğu yazılmış ve 'orta boylu, kırçıl sakallı' diye tarif edilmiş.

    Hane bilgilerine göre Garamusaoğlu Ali'nin erkek evladı yok; yalnız 30 yaşındaki Ahmet adlı  damadı, tıpkı erkek evlat gibi haneye kaydedilmiş. Hatta aynı hanede 1830 doğumlu İbrahim adında torununun da kaydı bulunuyor. Başka da bir not yok, Garamusalarla ilgili 1831 kayıt bilgisi bu kadar...

    Eldeki ikinci nüfus kaydı 1904 yılına ait ve buna göre yetmiş yıl sonra Garamusalara ait hane sayısı ikiye çıkıyor. İlki Garamusaoğlu Mehmet Ali, ki Tingildeklerin atası olur; ikincisi Garamusaoğlu Ahmet, bu da Gödeş olarak bilinir, Gödeşlerin atasıdır... Anaları ayrı olmakla beraber Mehmet Ali ile Ahmet, yani Tingildeklerle Gödeşler kardeş oluyor. Babalarının adı Mustafa...

    Yetmiş yıl arayla tutulan iki kütüğe göre Garamusa hanesi ikiye çıkmış oluyor; lakin ikisi arasında tutarsızlık var. 1831'e göre Garamusaoğlu Ali'nin oğlu yok; damadı Ahmet ve onun oğlu İbrahim var... 1904 Kütüğündeki Garamusaoğlu kardeşlerin baba adı ise Mustafa...

    Düğümü çözmek için yetmiş yıllık aralığın ortalarından bir yerden gelecek ek bilgiye ihtiyaç var. 1847 Tarihli birbirine bağlı iki mahkeme belgesi imdadımıza yetişiyor. Bunlardan ilki, vefat eden Garamusaoğlu Ali'nin varislerini gösterir belgedir. Buna göre vereseyi karısı Fatma Hanım ve beş kızı oluşturmaktadır. Üç kızı Havva, Ayşe ve Fatma yetişkin; Emeti ile Ümmühan ise yaşça küçüktürler. Zaten belgenin düzenlenmesine sebep, iki küçük kızdır...

    1847 Yılında düzenlenen bu ilk belgeyle 1831 kayıtları da teyit edilmiş oldu. Zira oradan Garamusaoğlu Ali'nin erkek evladı olmadığını öğrenmiştik. Fakat bu bilgi, yirminci yüzyıl başındaki iki Garamusaoğlu hanesini aydınlatmaya yetmiyor...

    Sözü edilen ikinci belge de ilkinden kısa bir süre sonra, Demircieyüpoğlu Ahmet oğlu Ahmet'in başvurusu üzerine düzenleniyor. Ahmet oğlu Ahmet özetle diyor ki, 'Bir süre önce vefat eden kayınpederim Garamusaoğlu Ali, yıllar önce dam ve samanlığıyla birlikte evini bana satmıştı. Bu ev tarafıma verilip miras paylaşımından çıkarılmalıdır.' O günün muhtarı olan Hacıların İdris oğlu Hacı Ali'nin de aralarında bulunduğu kişiler buna şahitlik edince  istediği belgeyi alıyor.

    Bu ikinci belge de 1831'i destekler mahiyette. Garamusaoğlu Ali'nin damadı hakkında ayrıntılar öğreniyoruz, bir de evini ona bıraktığını... Daha başka bilgiler de var o belgede, mesela sözü edilen evin tam tarifi yapılıyor ki, bugün sır sırta vermiş Gocamatlarla Gödeşlerin ev tarif edildiği çok net anlaşılıyor... Böylece davacı Garamusaoğlunun damadı olan Ahmet oğlu Ahmet'in bugünkü Gocamatlar (Tektaş) olduğu kesinlik kazanıyor...

    Belgede evin tarifi yapılırken iki tarafı yol, diğer iki tarafın birinde Daloğlu Hüseyin (Veyisler) evi, ötekinde ise Tureçoğlu Mustafa'nın evi olduğu belirtilmiş. Tureç/Tureşoğlu Mustafa dediği, Tingildeklerle Gödeşlerin atası olan Mustafa'dır...

    1904 Kütüğünde iki Garamusaoğlu hanesi olan Mehmet Ali ile Ahmet'in babaları Tureşoğlu Mustafa'dır. Bu iki kardeşin anneleri farklı demiştik. Büyük olan Tingildeklerin atası Mehmet Ali'nin validesi Ayşe Hanım; Garamusaoğlu Ali'nin iki numaralı kızıdır. Büyüğü Havva'yı Gocamatların dedesi alırken, onun küçüğü Ayşe'yi de Tingidekler/Gödeşlerin dedesi almış...

    İlk kayıtlarda Garamusaoğlu Ali'nin hanesinde yazılan ve onun evine de varis olan büyük damadı Ahmet çocukları yirminci yüzyıla Gocamatlar olarak gelirken, ikinci damadı Tureşoğlu Mustafa, halk arasında yine Tureşler olarak bilinmiş; ama iki oğlu resmi kayıtlara Garamusaoğlu olarak işlenmişler...

    Peki Tingildeklerle Gödeşler iki kardeş olarak neden bu kadar ayrı düştü? Şöyle oldu; Garamusaların kızı olan ilk eşi Ayşe Hanım ölünce, bir başka Ayşe ile evlendi; ikinci Ayşe Hanım Ayanoğluların kızıydı... Fakat bu arada oğlu Mehmet Ali evlenmiş, hatta ondan torunu bile olmuştu. Mehmet Ali'yi uçurmak lazımdı, ama nereye? Kendi hanımıyla eski evlerinde kalıp Mehmet Ali'yi Ayanoğlulardan gelen yeni yurda çıkardı. Böylece Gödeşler eski yurtlarında kaldı; Tingildekler ise Ayanoğlularla (Patlaklar, Garahmetler vs.) komşu oldu...

    Şu durumda, Gocamatlar, Tingildekler ve Gödeşleri; aslında nesli günümüze ulaşmayan Garamusalar çatısı altında  ele almak gerekir. Biz de onu yapacağız...



22 Aralık 2023

Halimenin Mehmet


    Yemen şehidi Gobakoğlu Mehmet'in yetimlerinden küçük olan Mehmet Ali, 1889 tarihinde doğdu. Hatırlanacağı üzere Mehmet Ali, dipdede Hatiboğlu Mehmet Ali'nin adı oluyor... Bununla beraber babasının aynı tarihte şehit olduğu düşünülürse, bu küçük çocuğa babasının adı olarak Mehmet ismi verildiği de düşünülebilir. Genellikle ana karnındayken yetim kalan çocuklara babanın adı veriliyor, Hatiboğlu Mehmet bu küçük oğlunun doğumunu görememiş olabilir. Veraset belgesine Mehmet olarak geçen bu çocuğun adı 1904 kayıtlarına Mehmet Ali diye yansımış... 

    Çocukluk ve büyüyüp gelişme dönemlerini abisi Mustafa ile aynı şartlarda yaşadı. Eğer, Gobaklardan Çakırlara geçişi Macur Fatma Nine ile başlatacak olursak (benim fikrim bu yönde) Mehmet Ali ve çocuklarını Çakırların dışında tutmak icap eder... Gobaklardan; ama Çakırlardan değil...

     Onu Halime ile everdiler. Halime Hanım'ın sülalesine 'Sarılar' deniyormuş. Sarıların Osman'ın; Mehmet, Osman ve Zekeriya adında üç oğlu var. Halime, büyük oğlu Mehmet'in kızı ve başka kardeşi olmadan babası vefat ediyor. Halime'nin amcaları da çocuksuz vefat edince Sarılar sülalesi kuruyor. Yalnız iki halası var Halime'nin; biri Capbağın anası, diğeri de Tomanın İbrahim'in... Şu durumda Mehmet Ali'nin eşi Halime Hanımı tanımlamak  için Turabilerden veya Tomanlardan desek ziyanı olmaz... Bununla beraber anasına, Danalardan olduğu için Danagızı derlermiş. Babasının sülalesi körelmiş, ama büsbütün de kimsesiz sayılmaz; çünkü Danalar var...

    Bir kız, bir oğulları oluyor; adları Zehra ve Mehmet... 1913 Doğumlu Zehra, Çullu  Ahmet'in eşi olacaktır. Ama kardeşinin macerası anlatılmaya değer...

    Hem Mehmet Ali'nin hem de Halime'nin baba adı Mehmet olunca, 1917'de doğan oğullarına da bu ismi koymaları normal... Bir süre sonra Mehmet Ali vefat ediyor. Cihan Harbinde şehit olma ihtimali var; lakin bunu doğrulatamadım... Babasının vefatı sonrası, her şeyiyle annesi ilgilenmek zorunda olunca çocuğun lakabı adıyla birleşip 'Halimenin Mehmet' oluyor.

    Halimeninmehmet büyürken Eğret işgal ediliyor. O sırada Çakırların evler şimdiki yerinde. Yani Yunanların yemekhane olarak kullandığı Han'a ve spor-tören alanı olarak kullandıkları meydana çok yakın. Bu civarda gözlerine kestirdikleri bazı evleri büro gibi filan da kullanıyorlar... 

    1922'de Yunan kaçtıktan birkaç gün sonra, Yunan Komutanların vaktinde emir eri gibi, tercüman gibi, posta gibi kullandıkları biri çıkıp geliyor Halime Hanımın karşısına... Evlenme teklif ediyor... Bu, Konyalı bir askerdir. Sakarya Savaşında Yunana esir düşmüş, onlar da yanlarında Eğret'e kadar getirmişler, burada kaldığı sürece de hizmet ettirmişler. Tabi, bu arada Halime Hanımı görüp, tanımış; iki çocuğuyla dul kaldığını filan öğrenmiş... İşte Yunan kendi derdine düşünce, bu da ellerinden kurtulup memleketine dönmeden Halime'ye bu teklifle gelmiş...

    Teklif kabul ediliyor, evleniliyor, oğlu Mehmet alınıp Konya Ereğli'ye gidiliyor... Yemen Şehidi Gobakoğlu Mehmet'in torunu Mehmet Konya'da...  Ereğli'ye varınca işlerin değişik olduğu anlaşılıyor... Meğer adamın memleketinde bir eşi daha varmış... Buna da pek aldırmıyorlar... Mehmet büyüyor, bu arada bir kardeşi oluyor, adı Makbule... Karın kardeşi yani...  Askerlik vakti geliyor, Mehmet askere gidiyor. Babalığı kötü adam da değil esasında, iyi davranıyor anasına ve Mehmet'e... Harçlığını hiç eksik etmiyor, askerliği boyunca... Anası Halime de hayatından memnun, iplik fabrikasında çalışarak bir meslek sahibi de oluyor ...

    Bütün genişliğine rağmen, askerden döndükten sonra, Mehmet'e dar geliyor Konya... Anasını alıp kaçırıyor Eğret'e...  Halimeninmehmet, tekrar köyünde...

    Arapselimlerden Düdükçünün kardeşi Halise ile evlendi. Dördü kız, yedi çocukları oldu; Makbule, Aliye, Mehmet Ali, İlyas, Nihal, Hidayet ve Mahmure... 

    Çocuklara geçmeden önce, resmen kaçırıp getirdiği anasından bahsedelim. Halime Hanım, yakınlarda dul kalan, kendisinden yaşça daha küçük Çatalların İbiş'e vardı. Oğulluğu Eyüp Tür'ün evinde 1970 yılında vefat etti...

    Halise Hanım ile Halimeninmehmetin çocuklara gelelim... İkinci kızı Aliye 1944 yılında doğmuştu, yaşını doldurduğu sıralarda öldü... Büyük kızına, Konya'da bırakmak zorunda kaldığı kardeşi Makbule'nin adını koymuş. Makbule  Gobakların Kör Halil diye lakaplanan Halil Kaçmaz'ın eşidir... Üçüncü kızı Nihal 1956 yılında doğmuş ve 1990 yılında 34 yaşındayken vefat etmiş, başkaca hakkında bilgi edinemedim... Küçük kızı Mahmure ise Con Ahmetin Şakir Aydın eşidir...

    1945 Yılında doğan büyük oğluna babasının adını koydu: Mehmet Ali... 'Canfırı' lakaplı Mehmet Ali İzmir'den emekli olup Anıtkaya'ya geri döndü. 2006 Yılında vefat ettiğinde hiç evlenmemişti. Geride, sağlığında kuru ekmekle de olsa beslediği Bunar'daki balıklar kaldı... Neşeli bir adamdı Canfırı... Belki oğluna bu ismi verirken Halimeninmehmet de farkında değildi; zira Canfırı, dipdede Hatiboğlu Mehmet Ali'nin adını taşıyordu ve bütün Hatiboğlular/Gobaklar içinde bu anlamda tek idi...

    Ortanca oğlunun adı İlyas... Hıdrellezde doğduğu için bu adı aldığını söylüyorlar... 'İlyas Hoca' olarak tanındı. Amcaların odada delikanlılara Kuran okumayı öğrettiğini hatırlıyorum... Hacıların Kirlinin kızı Şerife ile evlendi; Ramazan ve Zeynep adında iki çocuğu var... Şerife Hanımdan ayrıldıktan sonra tekrar evlendiği, yeni ailesiyle İzmir'de yaşadığı bildirildi...

    Halimeninmehmetin küçük oğlu Hidayet'tir. İzmir'den evlendi ve İzmir'de yaşıyor; lakin oğlunu Tırılların Aziz'in kızıyla evererek Anıtkaya ile bir bağ kurmuş...

    Halimeninmehmet, anasıyla birlikte Eğret'e döndüklerinde, soyadı belirleme süreci çoktan tamamlanmıştı. Ne büyük amcalarının soyadı Kopan'ı, Kaçmaz'ı; ne de amcaoğullarınınki Erdem'i aldı... Halimenin Mehmet'in soyismi 'KIY' oldu...

    Büyük oğlunun adı, en dipteki dede Hatiboğlu Mehmet Ali yadigarı... Büyük kızı Makbule'yi Gobakların Körhalile verdi... Çakırların Yurt olarak bilinen Kuran Kursu'nun karşısındaki dükkanda bir süre bakkallık yaptı... Halimeninmehmetin Hatiboğlular ile bağı bu kadar...

    Halimeninmehmetin maceralı hayatı 1985 yılında noktalandı. Eşi Halise Hanım ise 1990'da vefat etti...



20 Aralık 2023

Duvar Dövülür, Döşşek Döver


    Namazdan sonra uyumak gibisi yok, hele bizim gibi elin boşsa alışkanlık yapıyor. Kimseye tavsiye etmem; ama kuşluk vakti uykusu böyle, çok lezzetli… Tabi acı telefon sesleriyle bölünmezse… Berber Emmim arıyor… İki kere meşgule aldım, lakin uyku uçtu bir kere. Kalktım, geri aradım kendisini… ‘Uyandırdım mı’ filan dedi, yalan söyledim konuya gelsin diye… Sesi neşeliydi, ‘Fadime Hala mevzusu aydınlandı’ dedi…

    ***

    Yıl sonuna kadar sülaleler konusunu bitirmeye azmettim, hepsini gözden geçirip bu defteri kapatacağız. Mehmet Ali Bey’den akan bilgilerle Bacıdede’nin defterini birleştiriyor, önceden oluşturduğumuz metinleri biçimlendiriyoruz. Bu uzun ve sıkıcı çalışmanın yanında başka her şey ikinci planda kalıyor. Bu yüzden hiçbir şeyin bu mesaiyi engellemesini istemiyoruz. Bu sebeple akşamki misafirlerin yanında da çalışmayı sürdürdüm.

    Çorcalılar’dayız, Büzükhalil’i işliyoruz. Misafirlerle müzakereli çalışıyoruz, böylece bazı hususlar daha çabuk çözülüyor. Fakat bir mesele var ki onlar da yardımcı olamadılar…

    Fatma olarak resmiyet bulan isim Eğret’te ‘Fatma, Fadime, Fadik, Fatı’ biçimlerine    bürünmüş. Bu yüzden bazı karışıklıklar çıkabiliyor; misal, iki kızından birine Fadime diğerine Fatma ismini koyuyor, ama ikisi de nüfusta Fatma olarak geçiyor…

    Böyle bir durum Büzükhalil’in kütüğünde var. Fatma adında iki karısı görünüyor. Birisi bizim Conahmet, Avukathilmi ve Köryakıbın anası olarak bildiğimiz Fatıgarı’dır; 1975’te öldü… Diğeri de onunla aynı emsal bir başka Fatma, ama 1972’de ölmüş… Büzükhalil’den otuz yıl sonra ölmüş iki karısını çözmeye çalışıyoruz. Benim bilmem zaten mümkün değil de, misafirlere sordum, ‘Böyle böyle, ikinci hanımını duydunuz mu?’ diye, onlar da bilmiyor…

    Ana baba adından yola çıkarak ikinci Fatma’nın izini sürdüm… Yollar tek bir Fatma’ya çıkıyor, ama… Çok tuhaf, bu bizim Fadime Hala... Müezzin Hüseyin Dede’nin kızı, Böbülerin Ömer Kabadayı’nın ablası… Ama O, Daldalların Mustafa’ya varmıştı. Orada doğan tek kızı Rabia da Paşaların Gırgır’ın anasıydı. Büzükhalil’in nüfusunda ne işi var?

    Durumu misafirlere anlattım, aradığımız Fatma’nın Fadime Hala olduğunu, böyle bir bağı duyup duymadıklarını sordum… Yok, onun Büzükhalil’e vardığına dair bir şey bilmiyorlar…

    Berber Emmi’yi aramaya karar verdim. Gecenin bu saatinde adam mı aranırmış filan dediler, ama O benim nazımı çekerdi… Lakin Berberahmet de ilk defa duyduğunu söyledi. Hatta ‘Fatıgarı ile Halam iyi geçinirlerdi, eş olsalar öyle mi olur’ dedi… Resmi kayıtların karışmış olabileceğini düşünerek konuyu kapattık…

    ***

    Berber Emmim neşeli sesiyle ‘Fadime Hala mevzusu aydınlandı’ dedi ve başladı anlatmaya… Meğer bizim gece kapattığımız konuyu O kapatamamış… Uyku tutmamış, dönmüş durmuş. Eskilere gitmiş, Fadime Hala’yı düşünmüş… Büzükhalil’den yana Fatıgarı’yı düşünmüş, ondan Con Ahmet’e geçmiş… O renkli kişiliğin rahatsızlanmadan önceki hali aklına gelmiş, yaşadıkları bir bir aklından geçmeye başlamış. Sonra birlikte nasıl dervişliğe başladıklarını filan hatırlamış… Zaten tam da o vakitlerde sağlığını kaybetmeye başlamış Conahmet… İş ilerleyince Mazhar Osman, Bakırköy filan… O günlerin birinde Conahmetin gelip kendisine anlattıklarını hatırlamış… Berber Emmimin kafasında birden şimşek etkisi yapmış bu hatırlayış…

    ***

    Conahmet gelip Berbere ‘Bu gece gelip duvarları dövdüler, uyutmadılar beni.’ diye anlatmaya başlamış…  Onun, otomatik vitese alınmış gibi hep aynı ton ve hızda bir konuşma tarzı vardı; işte öylece anlatmış olanları… Uyuyamadığını, (her kimse onlar) uyutmadıklarını, kalkıp zikrettiğini söylemiş… Dediğine göre, sonra üşenmemiş mezarlığa babasının kabrine gitmiş. Artık bunları hangi saikle yaptığını bilmiyoruz… Kabri başında Büzükhalil buna deyesiymiş ki ‘Oğlum, analığının üzerinde çok hakkı var, onun helallığını al…’

    Analığı dediği, Müezzin Hüseyin'in kızı Fadime Hanımdır. Kocası Daldalların Mustafa erken ölen Fadime Hanım, kızını da gelin ettikten sonra tek başına kalmış. O vakitlerde dul kadınlar şimdiki gibi yalnız yaşayamıyor. Karnını doyurmak için bile olsa birinin nikahına girmek zorunda. Fadime Hanım bu yüzden Büzükhalilin ikinci eşi olmuş. İlki Fatı idi, ikincisi Fadime... Neticede ikisi de Fatma yani... Fatıgarının oğullarına kendi çocuğu gibi şefkat göstermiş Fadime Hanım... Büzük Halil'in oğluna söylediklerinin anlamı bu...

    Babasının mesajı doğrultusunda hareket ediyor artık, doğruca eve gelmiş… Arı gabranlarından birini kucakladığı gibi yola düşmüş…. Şunu da belirtelim, o sırada yerde bir metreye yakın kar var… O karda istikamet Paşaların ev; çünkü analığı orada, kızının yanında…

    Gırgırın Fadime Ninesi, damadı Paşanın Ahmet’in evde 1972 yılında vefat ediyor. Ölmeden önce oğulluğu Conahmet de helalleştikleri arasındadır…

    ***

    ‘Zaten bizim yaştakileri döşşek dövüyor, uyku dünek yok. Gece kafama soktuğun kılçıktan sonra hiç uyumadım. Taze taze anlatayım da sen de uykusuz kal!’ diyor, bu yüzden hemen telefona sarılmış… Kırk elli yıllık aralarla, duvarlar dövülüyor, döşşek dövüyor, telefon çalıyor… Berber Emmimin, sonuçta önemli bir olayı açıklığa kavuşturan telefonundan çok da rahatsız olmadım. Yine de siz siz olun, namaz sonrası kuşluk şekerlemesinde telefonu kapatın…

    ***

    Son söz; burada adı geçen bütün geçmişlere rahmet olsun...