02 Nisan 2023

Gocaliler - Şekeraliler

 
    Bu Koca Alilerin hikayesidir... Bugün bilinmese de bir asır öncenin Eğret'inde Gocaliler sülalesi vardı; onların başlangıcına inmek için tekrar bir asır öncesine sekmek gerekecek...

    1830 yılı kayıtlarındaki Koca Ali oğlu Veli hanesi, Gocalilere dair ilk bulgu... Buna göre hane reisi Veli, 'orta boylu, ak sakallı, 60 yaşında' olarak tarif edilmiş.  Doğum Tarihi 1770 demektir... Ali adında bir oğlu var, O da 'uzun boylu, kara sakallı, 30 yaşında'... Bu bilgiden de Ali'nin doğum tarihini 1800 olarak bulduk... Ali'nin de henüz 2 yaşında Mustafa adında bir oğlu var... Yani hanenin erkek fert sayısı üç; baba, oğul, torun... Kız çocukları vardıysa da bilemiyoruz. (Bu bir çeşit vergi mükelleflerinin kaydı olduğu için kadın nüfusu yazılmıyordu, erkek çocuklarının yazılma sebebi de potansiyel asker oldukları içindir. Çünkü bir vergi çeşidi olarak köyden belli sayıda asker gönderme zorunluluğu vardı.)

    Günümüzden yaklaşık iki asır evvel Eğret'te Gocalilerin durumu bu... 1830'da tutulmaya başlayan o kayıtların 1840'a kadar güncellendikleri tahmin ediliyor. Bu tarihe kadar Gocalilerin Veli oğlu Ali'nin Mustafa'dan başka erkek çocuğu olmadığı anlaşılıyor. Başka oğulları olduysa 1840'tan sonra doğmuşlar demektir. Kızlarını zaten bilmiyorduk... 

    Yani 1840 sonrasına dair sülale için karanlık bir dönem başlıyor. Eldeki mahkeme kayıtlarından da dişe dokunur bir şey çıkmayınca bu dönem tam zifiri karanlık... Böylece 1904 yılına gelindiğinde karşımıza Gocalilere ait üç hane çıkıyor... 60-70 Yıl gibi 3-4 neslin sığabileceği sürede bir hanenin üç olması gayet normal... Fakat sıfır bilgiyle aradaki mesafeyi işlemek imkansız. Sırf tahminlere dayanarak bir şeyler söylemek sadece masal anlatmak olur. En iyisi bu 60 yıllık süreyi hiç ellemeyip hikayeyi 20. asırdan başlatmak... 

    Gerçi hikayeyi 20. yüzyıldan başlatmak da yeterli olmayabilir. Zira hikayelerini anlatacağımız üç kahraman da yüzyıl başını göremediler; vefat etmişlerdi... Buna rağmen şunu söylemek mümkündür: Sülalenin yirminci yüzyıla ulaştıran Gocalilerin Mehmet, Ramazan ve Veli; 1830'daki Gocalilerin Mustafa'nın çocukları yahut yeğenleridir...

    1904 Kütüğündeki üç Kocalioğlu hanesini inceleyerek Şekeralilere uzanacağız...

    1. Gocaalioğlu Mehmet

    Gocalilerin Mehmet, yüzyıl başında ölmüş. Deftere kaydedilen onun çocukları, bu bilgilerden yola çıkarak babaları hakkında da bazı bilgilere ulaşabiliyoruz. Mehmet'in, Kezban ve Hanım adlarında iki eşi varmış. İlk eşi Kezban hanımın ölümünden sonra Hanım ile evlendiği anlaşılıyor. 

    Kezban Hanımın kimliği de doğal olarak anlaşılamıyor, ölmüş gitmiş çünkü. Ondan iki oğlu var; Ali ve Halil... Ali 1877 yılında doğmuş, Halil ise 1880'de... Sonra Bekir kızı Hanım ile evlenmiş... Bu Hanım, Dayılardan olduğu anlaşılıyor; Vahit Ustanın Hasan Dedesinin ablası olmalı... Hanım'dan da 1895 yılında Ahmet adında bir oğlu dünyaya  geldikten sonra 1900'de Gocalilerin Mehmet vefat ediyor... 

    Üç kardeşin büyüğü Ali, Gıdilerden Hacıhasanın torunu Ayşe ile evlendi. Babası ölmüş bulunduğu için kardeşlerin büyüğü olarak evin reisi görünüyor... 1910 Yılında bir oğlu dünyaya geliyor, babasının adı olan Mehmet ismini koyuyor... Sonrasına ait ölüm, evlenme veya başka bir durumla ilgili hiç bir bilgi yok. Ali, Cihan Harbinde kalmış olabilir...

    Kezban Hanımdan olan küçük oğlu Halil de Çolakosmanlar/Dolaksızların Salih kızı Neslihan ile evlenmiş... 1916 Yılında Kezban adını vereceği bir kızları oldu; ama babasının bunu göremediği anlaşılıyor. Çünkü Çanakkale'den dönemedi Halil... Eşi Neslihan,  Tomanların Ahmet'e vardı... O da ölünce Aliciklerin Deliçakır Ahmet'e varıyor; ama 1926'da boşanıyorlar, 1936'da vefat ediyor... Kezban'a ne oldu derseniz... Konuşma zorluğu çekiyordu. Sözleri doğru telaffuz edemediği için çıkardığı tuhaf seslerden yola çıkarak, 'Bobu Kezban' lakabı takılmıştı. Dolaksızların Neslihan'ın kızıydı, Dolaksızların evde  1966 yılında vefat etti... 

    İkinci eşi Hanım'dan olan Ahmet'e gelince... 1895 Yılında doğmuştu... Evlilik kaydı bulunmuyor. Bugüne kalmış bir iz de olmayınca, akla Cihan harbi geliyor...

    Hasılı kelam, Gocalilerin Mehmet'in üç oğlundan geriye hiç bir şey kalmamış... Yalnız, son karısı Dayıların Hanım, 1932 yılında seksen yaşındayken vefat etmiş...

    2. Gocaalioğlu Ramazan

    Vefat etmiş bulunduğu için Ramazan hakkında da bilgimiz yok. Eşi hane reisi olarak kaydedilmiş. Ayanoğlu Mustafa kızı Kezban Hanım, 1860 yılında doğmuş... Ablası Ayşe de Turaçoğlu Mustafa eşi olduğu için Ramazan onunla bacanakmış. Turaçoğlu Mustafa, Gödecinmısdığın dedesidir... Ayrıca Kezban Hanım, Ayanoğlu Derviş Ahmetin de kardeşidir...

    1899 Yılında doğmuş Ümmühan adında bir kızları var. Onun doğum tarihi, babası Ramazan'ın yakınlarda vefat ettiğine işaret eder. Ümmühan'ın evlilik kaydı bulunmuyor, dolayısıyla akıbeti hakkında bilgimiz yok. Gocalioğlu Ramazan konusu böylece noktalanmış oldu...

    3. Gocalioğlu Veli

    Veli de kayıtlar tutulduğu sırada vefat etmişti, Onun takibini de çocukları üzerinden yapacağız. Bununla beraber eşi hayatta olduğu için ve çocuklarının günümüzde karşılığı bulunması sebebiyle ailesi hakkında daha somut bilgilerimiz var...


    Eşi, Hasan kızı Hatice'dir... 1849 Yılında doğan Hatice Hanımdan başka eşi olup olmadığını bilmiyoruz; yalnız kimlik bilgilerine bakılırsa, Hatice Hanım, Topaloğlu Hasan'ın ablası, yani Noritokanın halası olabilir... Uzun yıllar yaşadı, kocasından sonra oğlunu da gömdü....

    Veli'nin iki oğlu oldu. 1878 Yılında Mustafa, 1880'de Ali doğdu.  Şimdi sırf bu isimlere bakarak bile Gocaliler tarihindeki o karanlık dönemi aydınlatabiliriz. 
    Goca Ali: Doğum tarihi bilinmiyor;
    Goca Ali oğlu Veli: 1770 yılında doğdu;
    Veli oğlu Ali: 1800 yılında doğdu;
    Ali oğlu Mustafa: 1829 yılında doğdu;
    Mustafa oğlu Veli: Doğum tarihi bilinmiyor;
    Ve... O Veli'nin oğulları Mustafa ile Ali...
    Ortalama bir hesapla her kuşak arasında 25-30 yıl var... Kız çocukları kaydedilmediği de düşünülürse, bu gayet makul bir süre... Neyse, Veli'nin iki oğluna dönelim...

    Büyük oğlu Mustafa'nın evlilik kaydı yok. Büyük olduğu için evin reisi olarak görünüyor. Fakat bu kağıt üstünde, asıl reis Anaları Hatice Hanım; onları bir arada tutan O çünkü... Mustafa hakkında herhangi bir bilgi günümüze ulaşmamasının sebebi, Cihan Harbi olabilir...

    Küçük oğlu Ali, 1880 yılında doğmuştu. Eyüplerin Eyüp kızı Satı ile evlendi. 'Gara Satı' diye lakaplanan Satı Hanım, Ahmetçavuşun kardeşidir... Bir kardeşleri Şerife de Hassönlerin Hacı Hasan'ın ilk eşiydi. Yani Hacı Hasan ile Gocalilerin Ali bacanaktılar...

    Garasatı ile Ali'nin iki oğluyla bir kızı oldu. Büyük oğlana ad olarak, tabi ki dedesinin ismi olan Veli konuldu. Böylece baştan beri süregelen Ali-Veli döngüsü devam ettirildi. Diğer oğlan ise üç  kardeşin en küçüğü Mehmet'tir. Rivayete göre Yunan işgali sırasında küçüktü, korkusundan vefat ettiği söyleniyor... Kızın ismi Emine'ydi, 1907 yılında doğdu. Hamzaların Mehmet Ali'ye nişanlıydı. 1926'da Düğüne kalkışıldı, çeyiz asıldı... Tam o vakit Emine vefat etti...

    Şeker Ali

    Emine'nin abisi Veli ise 1902 yılında doğdu. Babaları Gocalilerin Ali vefat edince üç kardeş yetim kaldılar. Allahtan Hatice Nineleriyle Mustafa Emmileri vardı, yetimlere onlar sahip çıktılar... Bu arada resmiyette Veli olan adını, babasının ölümü üzerine Ali'ye çevirdiler. Bu dönemde her nedense o ismin önüne tatlı bir ilave yapıldı ve adı 'Şeker Ali' olarak kaldı. Gocaliler lakabı, bu son temsilcisiyle Şekeralilere dönüşmüş oldu. 

    Şekerali geç evlendi, Hassönlerin Hacı İbrahim kızı Şerife ile evlendiğinde otuzuna yaklaşmıştı... Şerife Hanım Hassönlerin Gocaömer ve Hüseyin Koç'un kardeşleri olur... Ayrıca Şerife'nin kız kardeşleri sebebiyle de Şekerali; Çerçimehmet, Hacellerin Mustafa, Halilefe ve Guycuların Ahmethoca ile bacanak oldular...

    Şerife Hanımın kim olduğu anlaşıldı. Şunu da ekleyelim, Şerife Hanım daha önce Hasssönlerin Hasan oğlu Halil'in, yani emmioğlusunun eşiydi. Onun ölümü üzerine dul kaldı ve Şekerali ile evlendi. Merhum Halil ile Şekeralinin teyze çocukları olduğu da unutulmasın... Bir husus daha; Şerife Hanımın bir kızı, bir oğlu ve bir kurulu düzeni vardı, o düzeni bozmak istemedi. Sizin anlayacağınız, Şekerali Şerife Hanıma içgüveyisi oldu...

    Kendisine Şeker Ali diye hitap edilmesinden dolayı asırlık Gocaliler sülalesi Şekeralilere dönüşmüştü ya; yetmedi Şerife Hanımla evlenince, Hassönlerin Halil'in çocukları da Şekeraliler oluverdi... Şekeralilerin Ratibe, Keçilerin Gulaksız eşi oldu; Hasan ise önce Akbaşların Ratibe ve sonra Buldukların Azime ile evlendirildi...

    Tabi Şekerali ile Şerife Hanımın da çocukları oldu. Bir oğlan, iki kız; isimleri Veli, Azime ve Emine... Emine, Şekeralinin gelinlik çağında vefat eden kardeşinin adı; Veli ise malum, dipdede Gocalioğlu Veli'ye kadar uzanır... Azime de Şerife Hanımın seçimi olmalı... Nitekim o Azime Hassönlerin Bandocunun eşi olacaktır, yani hala dayı çocuklarının evliliği söz konusu... Emine ise önce Hacemirlahın Halil İbrahim eşi olacak, Onun ölümü üzerine Deligızların İsmail'e varacaktır...

    Oğlunu aşağıda ayrıntılı olarak anlatacağız... Gocalioğlu Şekerali 1978 yılında vefat etti. Eşi Şerife Hanım ise kendisinden altı yıl sonra, 1984'te vefat edecek...

    Şekeralilerin Veli'ye gelelim, 1933 yılında doğdu... Hacemirlahın kızı Fadime ile evlendi. Halil İbrahim ile değişik usulü evlendikleri anlaşılıyor. İki oğluyla bir kızı oldu. Yaş sırasına göre isimleri Halil, Satı ve Şerife'dir... Ninesi Garasatının adını koyduğu anlaşılan tek kızı Satı, Hacemirlahın Veysel'in İbrahim Onay eşidir; hala-dayı çocuğu oluyorlar...

    Veli'nin büyük oğlu Halil 1953 yılında doğdu. Gobakların Köremin kızı Saynur ile evlendi. Mehmet Ali, Selime, Halil İbrahim ve Oktay olmak üzere bir kızı ile üç oğlu dünyaya geldi. Koyunculuk yaptıkları için yılın büyük kısmını dağdaki ağılda geçiriyordu. Orada 1985'te yıldırım çarpması neticesinde vefat etti. Tek kızı 1975 doğumlu Selime, Gocagulakların Halil oğlu Ahmet Kalkan eşidir... Büyük oğlu Mehmet Ali 1973 yılında doğduğunda Şekerali Dede hayattaymış. Torununun bu ilk oğluna kendi adıyla erken yaşta ölen kardeşinin adını birleştirerek Mehmet Ali ismini bizzat vermiş. Mehmet Ali,  Garaçaylının Mahmut kızı Nuray ile evlendi. Şerafettinin Metin Azbay ve Habirinin Adem Boy ile bacanaklar. Beş çocuğunun isimleri Halil, Oğuzhan, Veli, Reyhan ve Ebrar'dır... Ortanca oğlu Halil İbrahim, 1978 yılında doğdu. Kalpsiz kızı Ayşe ile evlendi; Sultan, Halil ve Görkem adlarında üç çocuğu var... Küçük oğlu Oktay ise 1981 yılında doğdu. Yarımçakmağın Osman kızı Melahat ile evlenen Oktay'ın Saynur Sıla ve Halil Serkan adlarında bir kızıyla bir oğlu var... 

    Veli'nin küçük oğlu Salim 1960 yılında doğdu. Köreminin kızı Şerife ile evlenerek Halil Abisi ve Kantinlerin Necati ile bacanak oldu. 1980'de Ayşe, 1982'de Ali ve 1984 yılında Canan olmak üzere üç çocuğu dünyaya geldi. Kızları Ayşe, Çolakların Halil oğlu Mehmet Kurt eşi; Canan ise Garaburunun Şevket oğlu Nevzat Mola eşidir... Ali ise Guycuların Adem kızı Esra ile evlendi. Büşra, Belinay ve Beren adlarında üç kızı var...

    Şekeralinin Veli eşi, Hacemirlah kızı Fadime Hanım 2002 yılında vefat etti. Veli kendisi ise karısından on yıl sonra, 2012 yılında öldü...

    ***

    Şekeralinin Veli çocukları ve torunları Anıtkaya'ya yerleşikler. Onlarda Gocalilerin temeli kabul edilen, isimlendirmelerde Ali-Veli döngüsüne seyrek de olsa riayet edildiği gözlenebilir. 1770 Doğumlu Kocali oğlu Veli'nin yadigarı olarak Şekeralilerde Ali ve Veli isimleri yaşatılıyor...

    Tarlaların yan yana olmasından yola çıkarak Şekeralilerin Sağırlardan olduğu fikrini savunan bir görüş var. Bunu doğrulamak çok zor, çünkü Hacımustafalar ve Gocaliler diye iki ayrı sülale olarak kaydedildikleri açık... En azından iki asır öncesine kadar böyle... Tam olarak ne zaman yaşadıkları kestirilemeyen Hacı Mustafa ve Koca Ali'nin kardeşliği filan düşünülse bile, bu en az 1750'lere dönmeyi gerektirir. Ne yazık ki o dönemi değerlendirmek için elde yeterli veri yok... Bununla beraber, Gocalilerin Sağırlardan kız alması söz konusu olabilir. İncelediğimiz dönemde böyle bir tespit yapılamadı. Kim bilir, belki 1821 doğumlu Gocalioğlu Mustafa'nın hanımı Sağırlardandır... Buna göre çoğu tarlanın komşu olmasının sırrı açıklanmış olur... 

    Bir de Şekeralinin anası Garasatı mevzusu var. Gocalilerin Veli oğlu Ali öldüğü yerde Onu unuttuk; Garasatı ile noktalamazsak hikaye eksik kalır... Kocası öldükten bir müddet sonra Garasatı, Arapselimlerin Ali'ye vardı. Kısaca Arabınali diye bilinen bu ikinci eşinden de Mehmet ve Ramazan adını verdikleri iki oğlu oldu... Mehmet'e 'Garasatının Mehmet' Ramazan'a da 'Arapırmızan' denilecek... 1924 Yılında doğan küçük oğlu Mehmet, 1948'de evlenmeden vefat etmiş... 1916 Doğumlu Ramazan ise Topçunun, kendisinden neredeyse otuz yaş daha küçük kızı Rabia ile evlenerek çoluk çocuğa karıştı; 1985'te öldü... Anası Garasatıya gelince, 1959'da yetmiş yaşında vefat etti...

    1934 Soyadı uygulamasında Şekeraliler TETİK soy ismini aldılar. Arapırmızan da Arapselimlerin soy ismi Zenger yerine, Şekerali Abisinin soy ismini tercih etti. Şu an Anıtkaya'da bu soyismini bu iki aile kullanıyor...



31 Mart 2023

Yılıklar

    
    Eski Kütükte bulunan ikinci Hacımahmutlar hanesinin son ferdi Hacı Mehmet oğlu Veli idi. Hane Reisi Ahmet'in yeğeni olan bu Veli'yi  incelemeye aldık ve oğullarından biri Hacı Garamehmet'in çocukları Sakızcılar ve Tenikeciler olarak belirdi. Şimdi Veli'nin diğer oğlu Süleyman'a bakalım...



    Süleyman'ın doğum tarihi bilinmiyor. Garamehmetin büyüğü mü, küçüğü mü gerçi o da belli değil. Kayıtlar tutulduğu 1904 yılında ölmüş olduğu için şahsi bilgileri yazılmamış. Bununla beraber eşi sağ olduğu için kaydedilmiş. Bundan anlaşılıyor ki Süleyman, Mehmet kızı Ümmühan ile evlenmiş. Anasının adı da Döne olan Ümmühan Hanımın tam olarak kimlerden olduğu çıkarılamadı.

    Ümmühan Hanım ile Süleyman'ın bir oğluyla üç kızı var. Yaşlarına göre bunların adları; Mehmet, Şerife, Emine ve Halime'dir... Başka kızları da olabilir, bunlar tespit edebildiklerimiz... 

    Büyük kızı Şerife'nin 1883 yılında doğduğu kaydedilmiş. Deliosmanların Ali'ye, yani sülalenin sonrasına adını Cingenaliler olarak verecek olan kişiye vardı. Terzi Süleyman Saçan'ın ninesidir...

    Ortanca kızı Emine 1884 yılında doğdu. Velciklerin Mustafa'ya vardı, Tahtalının anasıdır. Velciklerle kurulan bu ilk bağ ileride geliştirilecek...

    Küçük ortanca kızı Halime'nin doğum tarihi ise 1893... Taşçıoğlu Murat'ın küçük oğlu Ahmet'e vardı. Bu Taşçılar sülalesi bugünden bakınca teşhis edilebilecek bir aile değil. Gıdiler, Hacemirlahlar, Terlemezler ile bağlantısı var. İki oğlu da Cihan Harbinde kalınca nesli günümüze yetişememiş. Yalnız Tekirgızılardan tanıdığımız Tekirdağlı aile Taşçılardır...  Neyse, haliyle Halime'nin eşi Ahmet de Çanakkale şehidi... Sonrasında Halime'nin akıbeti bilinmiyor...
    Kızların en küçüğü Fadime 1894 yılında doğdu. Önce Gobakların Hüseyin'e vardı. Kocası öldükten sonra, Cumhuriyetin ilk yıllarında o vakit dul kalan Mollahmetlerin Sıntırhüseyine vardı, Garakazımın anasıdır. 1960 Yılında vefat etti...

    Tenikeci Mehmet

    Mehmet'e gelince... 1878 Yılında doğdu... Hacımahmutlarda isim olarak Mahmut ile Mehmet atbaşı gider, dolayısıyla Onun isminin gerekçesini aramak beyhude. En azından dedesinin Hacı Mehmet olduğu malum... Fakat burada annesi Ümmühan Hanımın baba adı da Mehmet olduğu unutulmamalı. Belki anası da Hacımahmutlardandı, orası ayrı...

    Önce Garamehmet Emmisinin kızı Zele ile evlendi. Zeliha Hanım Sakızcının kardeşidir.1900 Yılında doğan Ayşe'den başka çocukları olmadı... İkinci hanım olarak Velciklerin Abdurrahman kızı Hasibe ile evlendi. Bu evlilikte kardeşi Fadime'nin Velciklerde olmasının payı bulunabilir. Yalnız  Hasibe Hanımın onlarla kan bağı yok... Bu karışık durum izaha muhtaç...

    Hasibe, Osmanköylü Pandillerin Abdurrahman kızıdır. Eğret'e gelin geldi, Arapların Mehmet eşi oldu. Sonra ardından kardeşi Hüseyin de Eğret'e geldi ve Velciklerin Mustafa'ya, yani Fadime Halaya bekar durdu... Evin kızına aşık olunca Bekar Hüseyin ile Sultan'ı everdiler. Bu Hüseyin ile Sultan, Sucu Abdurrahman Yavuz'un ana babasıdır... Bu arada Arapların Mehmet şehit olunca Hasibe Hanım dul kaldı. Tam da Hacımahmutların Mehmet'in, çocuğu olmadığı için yahut daha başka gerekçelerle Emmisi kızından şikayetçi olduğu dönemdi. Hasibe Hanım da kabul edince, evlendiler... Bu işte Velciklerdeki Fadime Halanın parmağı olmadığı düşünülemez...

    Hasibe Hanımı getirince, Zeliha Hanım ister istemez huzursuz oldu. Kocası çıkardı yahut kendi isteğiyle babasının evine döndü. Orada 1952 yılında vefat edecek... Kızı Ayşe hakkında bilgi yok... Onun doğumuyla ikinci evliliği arasında belki yirmi yıl var, sağ olsaydı o yıllarda gelin edilirdi; büyük ihtimal önceden ölmüştü. Zaten Zeliha Hanımla ayrılma sebeplerinden biri çocuğu olmamasıydı...

    Süleyman oğlu Mehmet'e 'Tenikeci Mehmet' demelerinin sebebi, o yıllarda köyün tenikecisi olmasıdır. Basit ama günlük kullanımda çok gerekli aletler yapıyordu. İnce saç malzemeyi kesme, bükme, lehimleme, perçinleme teknikleriyle yapılan bu aletler çok revaçtaydı, üstelik yalnız Eğret'in değil çevre köylerin ihtiyaçları da karşılanıyordu. 1950 Yılında ölene kadar tenikeciliği sürdürdü...

    Tenikeci veya Onun babası Süleyman'dan itibaren kullanılmaya başlayan 'Yılıklar' lakabının sebebi, hikayesi ve tam zamanıyla ilgili bir bilgi bulamadım. Bu, Tenikecinin ve hatta Hacımahmutların da önüne geçen bir yakıştırmaydı; ailenin lakabı Yılıklar olarak kaldı...

    Tenikeci Yılık Mehmet ile Hasibe Hanımın Mevlüt, Sare, Süleyman, Hüseyin ve Ayşe adlarında üç oğluyla iki kızı dünyaya geldi... Büyük kızı Sare 1922'de doğmuştu, beş yaşındayken öldü. Çocukların en küçüğü Ayşe o kadar da yaşamadı, 1933'te doğup 1935'te öldü... Yaşamayan bu kızına, Zeliha Hanım'dan olan tek kızının adını vermesi ilk Ayşe'nin daha önceden öldüğü tezini güçlendiriyor... 

    Yılık Mehmet 1950 yılında vefat etmişti. İkinci eşi Hasibe Hanım ise 1968 yılında öldü... Şimdi üç oğlu üzerinden Yılıkları görelim...

    Yılıkların Mevlüt

    Büyük oğlu Mevlüt, 1920 yılında doğdu. Gılindir Mustafa kızı Hatice ile evlendi. Baldızı Hanife'nin iki evliliği sebebiyle önce Musluların Çürükyusuf, sonra Arapşükrü ile bacanak oldular... Onların da altı çocuğu oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Ahmet, Hüsniye, Satı, Zele, Mehmet, Hasibe...

    Dört kızın durumu... Hüsniye, Şaşdımların Ziyaeddin Şen'e; Zele, Çulluların Bekir Haykır'a vardı. Satı, Afyonlu; Hasibe ise Emirdağlı beylerle evlendiler...  

    Yılıkların Ahmet 1947 yılında doğdu. Gambırüseyin kızı Satı ile evlendi. Satı Hanım ile Ahmet, Hasibe Nineleri yoluyla emmi çocuklarıdır. Hani Hasibe Ninenin ilk kocası Arapların Mehmet idi de şehit olmuştu... İşte o sırada Hüseyin ve Ömer adlarında iki oğlu da yetim kalmıştı. Bunlardan Hüseyin, Gambırüseyin; Ömer de Çolakların Ömer Dededir... Dolayısıyla, babalar karınkardeş oluyor...

    Ahmet ile Satı Hanımın üç oğlunun isimleri Mürsel, Hüseyin ve İrfan... Mürsel, Şuhutlu Emine ile evlendi. Mevlüt, Merve ve Ege adlı üç çocuğuyla Muğla'da yerleşikler... Ortanca oğlu Hüseyin Altıntaşlı Ayşe ile evlendi; Ebru ve Satı adında iki kızı var ve Afyon'da yaşıyor... Küçük oğlu İrfan da Şuhutlu Zehra ile evli. Üç oğlunun isimleri; Ahmet, Muhammet Cihan ve Abdülkadir... Büyük oğlu Mürsel'in dışında öteki oğulları ve torunlarıyla birlikte Satı Hanım ve Ahmet uzun süredir Afyon'da yaşıyorlar...

    Küçük oğlu Mehmet 1959 yılında doğdu. 'Terzi Mehmet' olarak tanınır. Körömerin kızı Fatı ile evlendi. Tekirgızıların Ahmet Haykır, Gurtluahmetin Cengiz Tüplek ve Delibanınhasanın İbrahim Dadak ile bacanak oluyorlar...

    Erken dönemde Afyon'a yerleşti Terzi Mehmet... Biri kız üçü oğlan, dört çocuğu oldu: Mevlüt, Hatice, Muammer ve Ömer... Hatice Sülünlü bir beyle evlendi. Büyük oğlu Mevlüt ise Garipçeli Hanımla... Fatma ve Mehmet adlarında iki çocuğu olduktan sonra Mevlüt 2020'de vefat etti... Ortanca Muammer Çalışlarlı Gülsüm ile evlendi. Mehmet ve Sahra adlarında bir oğluyla bir kızı var... Terzi Mehmet de çocukları ve torunlarıyla halen Afyon'da yerleşik...

    Yılıkların Mevlüt Usta, 1992 yılında öldü. Hatice Hanım ise ondan yıllar sonra, 2013 yılında vefat etti...

    Yılıkların Süleyman

    1925 Yılında doğan ortanca oğlu Süleyman, Hacımahmutların Hafız kızı Atike ile evlendi. Çerçimehmetin İbrahim ve Dombeyli ile bacanak oldular... İsimleri Mehmet, Raike, Mersiye ve Zafer olmak üzere dört çocukları oldu.

    Büyük kızı Raike (Laike) Afyon'a gelin gitmişti, 2022'de vefat etti. Küçük kızı Mersiye Garapaçaların Ülfet (Rıfat) Çetin'e vardı...

    Uzun Mehmet
    Büyük oğluna, iki taraftan da dedesinin adı olan Mehmet ismini vermişler. 1949 Yılında doğan Mehmet'e zamanla 'Uzun Mehmet', sonra bunu da kısaltıp sadece 'Uzun' diyecekler... Ortalamanın biraz üzerinde boya sahip olunca böyle oldu. Esasında Yılıkların tamamında görülen bu ince-uzunluk ta dipdede Hacımehmet oğlu Veli'ye dayanıyor. 18 Yaşındaki haliyle tasvir edilirken, uzun boyu ve yeni terlemekte olan bıyığı özellikle vurgulanmıştı...

    Mesleği tam olarak Marangozluktu; ama daha başka şeyler de elinden gelirdi. 1970'li yıllarda televizyonlar evlere birer birer girerken, onu kurup ayarlamak herkesin harcı değildi. Gerekirse bayrak direği gibi bir sırıkla yükseltildikten sonra anten takılacak... O antenle televizyonun bağlantısı doğru olarak yapılacak... Araya yükseltici eklenecek...  Anten yönüne göre makinenin görüntü ayarları yapılacak... Evin bu yeni misafirine uygun, bir köşeye ağaçtan üçgen bir taht yapılacak... Bütün bunları Uzun Mehmet yapabilirdi...  Kimseye hayır demezdi, lakin iş baya bir uzardı... Marangozluktaki ustalığı böyleydi. Çok güzel sofralar yapardı mesela... En güzel oyuncak tahta kılıçlar onun elinden çıkmıştır... Ama yakalayabilirsen yaptırırsın; kim bilir nerededir, ne işle meşguldür...

    Yılıkların Uzun Mehmet, Hacıların Şerafettin kızı Sare ile evlendi. Kendisi gibi uzun bir bacanak listesi olacak: Kantinlerin Ahmet, Hamzaların Süleyman, Curağın Hüseyin, Takgasların Hasan...

    Nail, Nilgün, Süleyman, Nail olarak adlandırdığı dört çocuğu oldu. Büyük oğlu Nail 1991'de bir trafik kazasında vefat edince, sonradan doğan oğluna tekrar Onun adını verdi. Kızı Nilgün Afyon'a gelin gitti... Süleyman, Terzimusa kızı Refiye ile evlendi. Sare, Sevican ve Mehmet adlarında üç çocuğu var. Bir müddet Anıtkaya'da baba mesleği olan marangozluk/mobilyacılıkla meşgul olan Süleyman sonra Afyon'a taşındı, halen orada oturuyor... Küçük oğlu Nail, Afyonlu bir hanımla evlendi, bir kızı var... Uzun Mehmet, Anıtkaya'dan hiç ayrılmadı...

    Yılıkların Süleyman'ın küçük oğlu Zafer 1960 yılında doğdu. Galiba öğrenim nedeniyle Anıtkaya'dan erken dönemde ayrıldı. Serap Hanımla evlendi, adları Yalçın ve Gözde olan bir oğluyla bir kızı var. Halen Afyon'da yaşıyor...

    Yılık Mehmet'in ortanca oğlu Süleyman, 2004 yılında 79 yaşındayken vefat etti. Eşi, Hafız kızı Atike Hanımın vefat tarihi ise 2018...

    Tenikeci Hüseyin

    1929 Doğumlu küçük oğlu Hüseyin, baba mesleğini sürdürdüğü için Tenikeci olarak bilinirdi. Sonradan işitme yetisi azalınca tam lakabı 'Tenikeci Sağır Hüseyin' oldu. Son kuşağın hatırladığı Tenikeci budur... 

    Pazaryerindeki ilk merdivenin hemen altındaki dükkanında tangırtı eksik olmazdı. Sair günlerde o gürültüyle imal ettiği şeyleri Cumartesi günleri cayır cayır satardı. O gün Hafızın bakkal ne kadar işlekse Sağıhüseyinin tenikeci dükkanı da en az o kadar kalabalık olurdu. Demek ki yapıp sattığı o şeylerin hayatımızda önemli bir yeri varmış...

    Tenikeci Hüseyin, Manavların Körlanın küçük kızı Nazik ile evlendi; böylece Körüslerin Garaömer ve Macurali ile bacanak oldular... İkisi kız, ikisi oğlan dört çocuğu oldu: Mehmet, Elveda, Adnan ve Yasemin...

    Büyük kızı Elveda, Araphüseyinin Şerafettin Eser; küçük kızı Yasemin ise, Patlakların Çetenin Süleyman Patlar eşidir...

    Tenikecinin büyük oğlu Mehmet 1950 yılında doğdu. Tunahüseyin kızı Azime ile evlendi; Şoförhalibram oğlu Muhittin ile bacanak oldular... Erken dönemde Eskişehir'e, sonra Afyon'a yerleşti. Sibel, Servet ve Serdar Tuna adlarında iki kızıyla bir oğlu oldu. Kızlar Altıntaş ve Ankaralı beylerle evlendiler. Serdar Tuna ise Gulizin Mahmut kızı Hüsnüye ile evlendi, iki kızı ve bir oğlu var... Tenikecinin Mehmet, Afyon'da oturuyor...

    Küçük oğlu Adnan 1961 yılında doğdu. Eyiceli Pakize Hanımla evlendi, İzmir'e yerleşti. Üç kızı oldu; isimleri Nazik, Bahar ve Pınar... Emeklilik sonrası düşüncesiyle babasının tenikeci dükkanı yerine abisiyle ev yaptılar. Derken Adnan 2021'de vefat etti... Çocukları İzmir'de oturuyorlar...

    Tenikeci Sağırhüseyin 1997 yılında vefat etti. Eşi Nazik Hanım ise oğlu Adnan'dan bir yıl sonra, 2022 yılında öldü...

    ***

    Yılıkların Tenikeci Mehmet'in mesleği Sağırhüseyine tevarüs etti. Abileri Mevlüt ile Süleyman ise yapı ustalığı işine yoğunlaştılar. Bir dönem Eğret binalarının çoğunu bu iki kardeş yaptı. Kerpiçse kerpiç, taşsa taş, tuğlaysa tuğla... Bazen çamurla, bazen çimentoyla; ağaçla, döşmeyle, kiremitle... Her türlü malzemeyle çalıştılar. Aralarında gizli bir işbölümü var gibiydi; kaba işleri Mevlüt, ince işçilikleri Süleyman hallederdi... Sessizce, vakurlu çalışırlardı... Sessizce çekilip gittiler bu dünyadan...


29 Mart 2023

Sakızcılar Tenikeciler

    
    1830'ların Eğret'inde iki Hacımahmutoğlu hanesi vardı. İkinci hanenin reisi Hacımahmutoğlu Ahmet'in üç oğlundan Kediveliler, Kıniler; Etemler, Şimbil; Telliler, Garabacaklar; Manavlar ve Gambırarifler oluştu... Oysa aynı hanenin dördüncü ferdi olarak bir Veli daha vardı. 18 Yaşındaki bu ikinci Veli, Hacı Mehmet'in oğlu diye not düşülmüş. Bundan anlamamız gereken şudur: Hane Reisinin Mehmet adında bir kardeşi vardı, kayıtlar tutulduğu sırada hayatta değildi. Yetim çocuklarına amcaları gözkulak olduğu için bu hanenin ferdi olarak kaydedildiler... İçlerindeki tek erkek de işte bu Hacı Mehmet oğlu Veli oluyor...



    Hacımahmutların Mehmet oğlu Veli, 1815 yılında doğmuş. Babası vefat ettiği için Ahmet Emmisinin gözetiminde büyümüş. Annesi ve varsa kız kardeşleri hakkında bilgimiz yok. Esasında, kendisi hakkında da çok fazla bilgi bulunmuyor; uzun boyuyla dikkat çektiği belirtilmiş... Kiminle evlendiği bilinmiyor mesela...

    Bir oğlu olduğunda doğal olarak babasının adını koydu. Karayağız bir delikanlı olup çıkınca Mehmet'e 'Hacımahmutların Gara Mehmet' diyorlar... Artık Gara Mehmet'ten sonrası, günümüze yaklaştıkça daha net görülebiliyor. Babası zamanındaki bilinmezlikler azalacak...

    Garamehmetin kız kardeşlerinden yine haberdar değiliz; ama Süleyman adında bir erkek kardeşi var ki Yılıkların atasıdır. Şimdilik Süleyman'ı mevzunun dışına alıp Mehmet ile devam edeceğiz... 

    Hacımahmutoğlu Hacı Mehmet

    Hacımehmet Veyislerin Ali kızı Şerife ile evlendi. Şerife Hanım, anaları ayrı da olsa Delimamın ablasıdır. Ölen kalan olduysa bilinmez, kayıtlara geçen iki oğluyla iki kızı oldu. Yaş sırasına göre bunların isimleri Hüseyin, İsmail, Zeliha ve Hatice'dir... 

    Büyük kızı Zeliha/Zele 1881 yılında doğdu. Süleyman Emmisinin oğlu Yılıkların Mehmet'e vardı. Çocuğu olmuyor gerekçesiyle çıkarılınca baba evine döndü. İsmail Abisinin kendisi için yaptığı evinde 1952 yılında vefat etti...

    Küçük kızı Hatice 1883 yılında doğdu ve Haliloğluların  Mehmet'e vardı. İşin garibi o dönemde bunlara da Garamehmetler deniliyordu, sonradan Haliloğlular olacaklar... Hatice'nin gelin gittiği bu sülalenin bir başka ilginç tarafı da Veyislerle olan bağlantısıdır. Hatice'nin anası da Veyislerdendi... 

    Kızlardan sonra iki oğlanın incelemesine geçebiliriz. Yalnız, arada kaynamasın, Garamehmet hacca gidip geldikten sonra lakap biraz uzuyor; Hacımahmutların Hacımehmete dönüşüyor.... Şimdi büyük oğlan Hüseyin'e geçebiliriz...

    Sakızcılar 

    Büyük oğlu 1876 yılında doğdu, Hüseyin adını verdiler. Bu ismin sağlam bir gerekçesi olmalı; çünkü Yılıklar kolunda da rastlanıyor. Büyük ihtimal, Garamehmet ile Süleyman'ın Hüseyin adında bir kardeşleri vardı, vefat etti...

    Hüseyin, Sağırların Hasan kızı İsmihan ile evlendi. İsmihan Hanımın anası da Veyislerden...  Bir başka husus, İsmihan'ın kardeşi Salih, Hacımahmutlardan evli olunca, bir bakıma değişik usulü evlilik yapılmış oldu... Ve bu evlilikle Hüseyin'in, Daldallardan iki bacanağı oldu; ilki Süleyman, Gödenlerin  Bakkalsüleymanın dedesi; diğeri de Ahmet, Sarasan ile Delişükrünün babası...

    Hüseyin'in 'Sakızcı' olmasına dayanak olay, evlerinin tam karşısındaki Havaların Odada geçiyor. Bir kış gecesi, 'Hadi helva çekelim' diye işe girişiyorlar. Ekibin önüne düşen usta, Hacı Garamehmetin Hüseyin... Tutturamıyorlar helvayı... Kimse yemiyor, yiyemiyor... 'Ne len bu, sakız gibi!' diyorlar... Bu geceden sonra Hüseyin'in adı Sakızcıya çıkıyor...

    Sakızcının üç oğluyla bir kızı oldu; bunlar Mehmet, Halil İbrahim, Veli ve Ayşe...  Cihan Harbi yıllarında İsmihan Hanım vefat etti. Yine o sıralarda Mollahmetlerin Mustafa'dan dul kalan Kezban ile evlendi. Kezban Hanım Arapların Hüseyin kızı, Gambırhüseyinin de halasıdır... Kezban Hanımdan da bir kızı olunca merhum eşinin ismi olan İsmihan adını koydu...

    1911 Yılında doğan büyük kızı Ayşe, Arapların Gambırhüseyine vardı; Galpsizin anasıdır... Küçük kızı İsmihan ise 1925'te doğdu; evlenmedi. 1944'te Babası ölene kadar onun yanında; 1954'te anası ölene kadar onunla beraber; ondan sonra abisi 1970'te ölene kadar Takkuşun yanında; 1983'te ölene kadar Ayşe ablasının yanında ve 1984'te vefatına kadar da yeğeni Galpsizin yanında kaldı...

    Oğlanlardan Mehmet 1895, Halil İbrahim ise 1904 yılında doğdu... Bu iki oğlan hakkında kimse bir şey bilmiyor, evlenmeden ölmüş olmalılar...

    Takguş
    Hayatta kalan tek oğlu Veli 1906 yılında doğdu. Takgasların Murat kızı Ayşe ile evlendi ve böylece Eyüplerin Mustafa (Aşçı Tahsinin dedesi) ile bacanak oldu. 

    Veli ile Ayşe Hanımın bir kızları oldu; ama adını koyma fırsatı bulamadan, taze çocukken vefat etti. 1938 Yılında bir oğulları olunca adını Mehmet Ali koydular. 

    Mehmet Ali'nin çocukluğunda, bir gün Gazioğlunun Halil (Kelhoca) kendisine takılıyor; tekerleme söyler gibi 'Takillinin Takguş' deyip duruyor. Dalga geçmek maksadıyla söylenen bu sözlerde tek çocuk manasında 'Tek kuş' anlamını kastetti mi, orası belli değil. Belki de laf olsun diye böyle anlamsız şeyler dedi... O günden sonra tekerlemenin 'Takguş' kısmı tutuyor; lakin Mehmet Ali'ye değil, babasına lakap oluyor... Takguş 1970 yılında, eşi Ayşe Hanım ise 1972'de vefat ettiler...

    Manavların Gızmehmet kızı Emine ile evlenen Mehmet Ali; Tellilerin Nazmi Öztürk, Halasının oğlu Galpsiz Hüseyin Tok ve Kelahmetlerin Bahattin Azbay ile bacanak oldular... 

    Dördü oğlan biri kız, beş çocukları oldu; Halil İbrahim, Hüseyin, Erol, Saile ve Veli... Avrupa'da çalışma fırsatı doğunca kayınbiraderi Ahmet ile bunu değerlendirdiler. Hollanda'dan izne geldikleri bir gün 1975 yılında trafik kazasında vefat ettiler... 

    Yıllar sonra Mehmet Ali'nin çocukları Afyon'a yerleşti... Tek kızı Saile Kumartaşlı bir bey ile evlendi, Afyon'da oturuyorlar...

    Büyük oğlu Halil İbrahim, Guzuguzunun kızı Ömrüye ile evlendi; Mehmet Ali adını verdiği bir oğlu dünyaya geldi, sonra ayrıldılar... Bozüyüklü Şükran ile ikinci defa evlendi. Şükran Hanımdan da Ahmet, Muhammet, Emine, Mehmet ve Aslı olmak üzere beş çocuğu daha oldu... Mehmet Ali, Çıkrıklı Kezban ile evlendi; Sümeyye, Göksenin ve Elif adlarında üç çocuğu var... Emine, annesinin köyü Bözüyük'e gelin oldu... Annesi Şükran Hanım 2023 yılında vefat etti...

    İkinci oğlu Hüseyin, Galpsizin yani teyzesinin kızı Sevda ile evlendi. Ayşegül ve Emine adlarında iki kızları oldu. Ayşegül, Gocakazımın Hilmi oğlu Soner Kaçmaz eşidir.

    Üçüncü oğlu Erol, Hacıeminin Şaban kızı Şerife ile evlendi. Mehmet Ali, Eminenur ve Hüseyin Yavuz adlarında üç çocuğu oldu. Eminenur Akören'e gelin oldu...

    En küçükleri Veli, Dipdede Hacımahmutun Hacımehmet oğlu Veli ile yakın dede Takguş Veli'nin adını almış... Çayırbağlı  Birgül ile evlendi. Emine Buse, Edanur ve Güldamla adlarında üç kızı oldu. 2015'te genç yaşta vefat etti Veli...

    Beş kardeşin anaları Emine Hanım da geçtiğimiz 2022'de vefat etti. Veli'den torunları dahil, 1975'te vefat eden Takguşun Mehmet Ali çocukları halen Afyon'da yerleşikler...

    Tenikeciler

    Garamehmetin küçük oğlu İsmail 1878 yılında doğdu. Afyonlu Hesna Hanım ile evlendi. Nasıl bir şey vesile oldu da Afyon'dan bir gelin bulduğu konusunda bir şey bulamadım... Nazike, İbrahim ve Kezban olmak üzere iki kızıyla bir oğlu oldu...

    Hesna Hanım genç denecek yaşta vefat edince İsmail, üç öksüzüyle bir başına kaldı. İkinci olarak Haliloğlulardan Ahmet kızı Havva ile evlendi. Havva Hanım, Garamehmetin yani eniştesinin kardeşidir... Yakınlarda Gidilerin Mehmet'ten dul kalmış olan Havva Hanımla zaten akrabalık da bulunuyordu, bu vesileyle evlendiler. Bu ikinci hanımından çocuğu yok; ama meşhur odaya Havaların Oda denmesine sebep olarak Havva Hanım gösteriliyor...

    1900 Yılında doğan büyük kızı Nazike, evlenmeden vefat etmiş. 1906 Doğumlu Kezban ise Haliloğluların Halil'e yani halasının oğluna varmış, Ali Osman Kanat'ın anasıdır. Kezban'ın evliliğinde halasıyla birlikte analığı Havva Hanımın da etkisi olabilir...

    Tek oğlu İbrahim, iki kızın arasında 1904 yılında doğdu... Dönelerin Yusuf kızı Hasibe ile evlendi, böylece Gocasan/Aygırhasan ile bacanak oldular... Hasibe Hanımın babası Çorcalılardan; ama sülaleye adını veren annesi Döne, Veyislerin kızı... 

    Dört çocukları oldu; İsmail, Satı, Satı, Hesna... 1925 Doğumlu İsmail, 1955 yılında yirmi yaşındayken vefat ediyor... Satı da küçükken ölmüş. Zaten ilk kızı öldükten sonra doğan kızına ablasının adını veriyorlar. En küçükleri Hesna 1937 doğumlu...

    O günün hayatı kolaylaştıran en önemli günlük aletleri ağaç veya metalden yapılıyordu; çünkü henüz plastik icat edilmemişti. Bu yüzden demirciliğin yanında hafif metal işi sayılan lehimcilik de geçerli bir meslekti. Soba, boru, dirsek, ibrik, yağlık, idare kandili, saat kabı vs. çoğu şey tenekeden imal ediliyordu ve bu meslek ehline de 'Tenikeci' deniliyordu. Köyün tenikecilerinden biri İbrahim, diğeri de Zeliha Halasının kocası Yılıkların Mehmet eniştesiydi. İbrahim'in mesleği, kendisinin lakabı olduğu gibi çocuklarına da sülale adı olarak kaldı.

    Tenikecinin büyük kızı Satı, Delimamınalinin İbrahim Soydan'a vardı. Artık aralarındaki akrabalığı söylemeye gerek yok... Küçük kızı Hesna ise Keçilerinali oğlu Kazım Seçen eşi oldu...

    Tenikeci, kendi elleriyle yaptığı haney evin sönüp gitmesini istemiyordu. Onun için Keçilerin Kazım'ın orada oturmasını şart koştu. Böylece evi her dem cıvıl cıvıl kalacaktı. Aslen Afyonlu Anasının adını koyduğu Hesna'nın büyük kızı Feride, o evden çıkarak Afyon'a gelin gitti. Damat da Hesna Ninenin akrabalarından biriydi... Tenikeci 1979'da ölmeden önce bütün bunları gördü...

    ***

    Hacı Mehmet'in çocukları ve , 1934 Soyadı uygulamasında; Sakızcılar kolu, Hacımahmutların temel soyismi olan ÖZTÜRK, Tenikeciler kolu ise CEYLAN soyismini aldılar... 


28 Mart 2023

Körselimler - Gocaguliz ve Ümmünün Seydi

    
    Baştan söyleyeyim, Eğret'te Körselimler diye bilinen bir sülale yok... Bunu ben uydurdum, ama zorunluluktan... İzah edeyim...

    1904 Kütüğüne yansıyan üç ana 'Selimoğlu' hanesi bulunuyor... Bunlardan biri Zenciselimler diye özellikle belirtilmiş olan ki bunda bir sıkıntı yok. Zaten 'Arapselimler' başlığında değerlendirildi bu hane... 1840-1850 Arasında Eğret'e geldiği düşünülen Arap Selim, doğal olarak 1830 kütüğünde görünmüyor. Haliyle, üç Selimoğlu sülalesinden biri kendiliğinden belirginleşmiş oldu.

    Geriye kalan iki Selimoğlu grubunu birbirinden ayırmak o kadar kolay değil. Bunlar 1830 Kütüğünde 10. ve 78. haneyi işgal eden iki sülaledir. İlki 'Selimoğlu Hacı Ali' çocuklarıdır ve belki o yıllardaki en kalabalık hanedir; tam 11 kişi kayıtlı. (O yıllarda sadece erkek nüfus kaydediliyordu.) Tahmin edileceği üzere, bugün Selimler olarak bildiğimiz geniş sülaleye karşılık geliyor bu hane...

    78. Sırada kayıtlı olan diğer hane ise 'Selimoğlu Selim' olarak yazılmış ve önceki kadar kalabalık değil; baba oğul iki kişiler. İlk başta birbirinden ayrı yazılan bu iki Selimoğlu hanesi, yetmiş yıl sonraki 1904 kütüğünde karman çorman oluyor. Aradan geçen  üç dört kuşakta, başlangıçtaki iki hane, neredeyse on-onbeş haneye çıkmış... Ve hepsi de 'Selimoğlu' diye yazılmışlar... Hangi Selimoğlu hangisine mensup belli değil. İsimler ve tanıklıklardan yola çıkarak tasnif edilebiliyor; ama bu sefer de isimlendirmede karışıklık olacak... Bildiğimiz Selimler sülalesi zaten Eğretlilerce öyle anılıyor. Ötekine de aynen Selimler dersek karışıklık sürdürülmüş olacaktı... Onu öncekinden ayıracak bir lakap bulmam lazımdı. Baktım, 78. sırada tam olarak şu ifade var: 'Uzun boylu, sarı sakallı, yekçeşm Selim oğlu Selim'... Yekçeşm, tek gözlü demek oluyor; yani kör... Ayırıcı vasıf olarak bu yüzden Körselimler demeyi tercih ettim...

    Körselimlerin macerasına bakalım...



    1830'lu yılların Eğret nüfusunu gösteren kayıtta toplam 80 hane bulunuyor. Bu listenin 78. sırasına yazılmış olmak, o kişinin Eğret'e yeni geldiğine dair bir işaret kabul edilebilir. Hele kendinden sonraki iki sırada Hancı ile Sığırcı varsa bu kuvvetli bir işarettir...

    1790 Doğumlu Körselim, Eğret'e geldiğinde evli olabilir yahut Eğret'te evlenmiştir, onları bilmiyoruz; ama karısının adı Ayşe imiş... 1830 ile 1840 arasında Mehmet, 1840'tan sonra da Ali adında iki oğlu dünyaya geldi. Bu arada kızları da varsa onları bilmiyoruz... Körselimlerin hikayesi bu iki oğlan üzerinden yürüyecek...

    Körselimin Gara Mehmet/Gavaslar

    Selim oğlu Mehmet'in 1837 yılında doğduğu yazılmış, bu tarih biraz daha geriye çekilebilir. Önce Hatice hanım ile evleniyor; ama onun kimliği hakkında bilgimiz yok. Ondan Ahmet ve Fatma adını verdiği bir oğluyla bir kızı dünyaya geldi. Sonra ikinci hanımı Gülsüm ile evleniyor; ondan da Selim ve Ömer doğuyor... 

    Yalnız ikinci eşi Gülsüm Hanımın kimliği az çok belli... Tomanların atası olan Gırhasanın kızıdır. Bir kardeşi Atike İdirizlerin İdris eşidir, yani Sarımehmet ile Gocaosmanın anaları... Diğer kardeşi Fatma, Sarıların Osman eşi; yani Capbağın anneannesi... Sözün kısası, Körselimoğlu Mehmet; İdirizlerin İdris ve Sarıların Osman ile bacanak...

    Çocuklarının ayrıntılı incelemesine geçmeden önce belirtelim; 1865 tarihli bir mahkeme kaydında lakabı 'Selimoğlu Kara Mehmet' diye yazılmış. Karayağızlara hep aynı lakap takılıyor, Mehmet de en çok kullanılan isimlerden biri olunca; Eğret'te o yıllarda çok 'Kara Mehmet' var, ayırmak için buna 'Selimoğlu Garamemet' diyorlarmış... Ayrıyeten, Afyon'da vefat eden bir kaç kişinin terekesinde borçlu olarak görülüyor. Afyon ile bu kadar içli dışlı olması, akıllara Afyon kökenli olabileceklerini getirmiyor değil...

    Garamehmetin Hatice Hanımdan bir oğlu vardı. 1876 Yılında doğan bu oğlunun adını Ahmet koymuş. Yalnız Ahmet'ten önce 1872 yılında Fatma adında bir kızı olduğu, bu kızın Çatalların Mustafa'ya vardığı, ileride Hacızekeriyenin anası olacağını da unutmayalım...

    Unutulmaması gereken bir önemli husus da Bu Ahmet ve Fatma kardeşlerin Gavasoğlu ve Gavasgızı diye bilindiğidir... Belki kardeşleri de öyle anılıyordu; ama onlar yirminci yüzyıla ulaşmadığı için bundan haberimiz yok. Bundan Körselimlerin Garamehmet kolunun Gavaslar diye bilindiği çıkarılabilir...

    Gavasoğlu Ahmet, Mahmut kızı Kezban ile evlendi. Kezban Hanımın babası Arapların derinlerdeki yol ayrımından; anası ise Arapoğlu Sarı Mustafa kızıdır... Gambırarifin anası olup, kocası İbrahim ölünce Selimoğlu Ahmet'e geldi... 1894'te Emine, 1898'de Veli ve 1912'de Hatice adlarında üç çocuğu olduğu kaydedilmiş. Büyük kızı Emine, Gambırarifin ilk eşidir. Peki bu nasıl oluyor? Şöyle oluyor: Ahmet, Gambırarifin babası öldüğü sıralarda bir oğlu ve bir kızıyla dul kalmıştı ve merhume eşinin adı da Kezban idi. Gambırarifin hanımı Emine ilk eşindendi. Belki de oğlu Arif'e, kızlığı Emine'yi alan Kezban Hanımın ta kendisiydi... Emine'nin durumu böyle, fakat abisi Veli hakkında bilgi bulamadım... Gelelim Hatice'ye... İkinci Kezban'dan olma, yani Gambırarif ile Dilsizin karınkardeşi Hatice, ileride Coruksüleymanın eşi olacaktır...

    Gavasoğlu Ahmet'in evi Çolömerlerin evlerin yanındaymış, yani Selimlerin yurtta... Bu durum, iki Selimlerin akrabalığına bir işaret kabul edilebilir. Belki de Afyon kökenli Körselimoğlu Eğret'te Selimlerden bir hanımla evlendi... Daha önemli husus şu, yüzyıl başlarında Gavas Ahmet ölünce onun evini Arapların Çönehalil satın almış. Eviyle birlikte lakabı da böylece Araplara geçmiş hem Çönehalile hem de onun oğlu İbrahim'e Gavas demişler...

    Gülsüm Hanımdan iki oğlu Selim ve Ömer'e gelince... Selim'in evlilik kaydı bulunmuyor; 1891 doğumlu olduğu gözönüne alınırsa, Cihan Harbi şehitlerinden olma ihtimali var. Onun ölümüyle, Körselimler sülalesinde Selim adı sona eriyor. Bundan sonra bu isme rastlanmayacak.... Ömer ise 1895 yılında doğmuş. Onun hakkında da bilgi yok; ama 1927 tarihli bir mahkeme kaydında 'Himmetoğullarından Hasan kerimesi Ayşe' bunu dava etmiş. Tekirgızıların Gambırömerin halası olan Ayşe Hanımın Ömer'i neden dava ettiği, davanın nasıl sonuçlandığı anlaşılamıyor. Belki evliydiler, belki de başka bir Ömer'den söz ediliyor...

    Körselimoğlu Ali

    Körselimin küçük oğlu Ali 1830 kayıtlarında görünmüyor, bundan 1840 sonrası doğduğunu anlamalıyız... İlk evliliğini Asiye ile yaptı ki bu hanımın kimlerden olduğu tespit edilemedi. Ahmet ve Kezban adlarında bir oğluyla bir kızı oldu... 

    Ali, ikinci kez Hasan kızı Hatice ile evlendi. Ondan olan dört çocuğu; Refiye, Mustafa, Fatma ve Nasuh'tur... Önce eşi Asiye Hanım vefat etti, ardından Körselimin Ali... Çocukları analarına göre iki haneye ayrıldı. Hatice Hanım dört çocuğuyla bir ev, Asiye Hanımdan iki kardeş de başka bir ev oldular... 

    Hatice Hanım çocukları... Büyük kızı Refiye, Garaguzuların Mehmet eşi; küçük kızı Fatma, Gugukların Kelhasan eşi oldu. Küçük oğlu Nasuh'un akıbeti bilinmiyor; büyük oğlu ise Gılindir Mısdıfadır, O ayrıca ele alınacak...  

     Önce Asiye Hanımın çocuklarına yakından bakalım...

     İki kardeşin ikisinin de doğum tarihi aynı yılı gösteriyor; 1874 yılında doğmuşlar. Kezban Gocamatların Hüseyin'e varmış; ileride Gocamat (Ahmet Tektaş)ın anası olacak...

    Ahmet'e gelince... 1874 Yılında doğdu. Kayıtlara geçmiş üç evliliği ve dört çocuğu var. İlk evliliğini Veyislerin Osman kızı Hanife ile yaptı. Bu Osman, Böbüdedenin kardeşidir; oğlu olmadı, üç kızından biri Sağırlarda, biri önce Alıklımahmut sonra Hacıalide ve üçüncüsü de sözünü ettiğimiz Hanife'dir... Yani Ahmet, Sağırların Hasan Dede ve Hacali ile bacanaktır... Hanife Hanımın babası Veyislerdendi... Peki anası?... Ondan da söz etmeliyiz çünkü kocası, kızı öldüğü halde Hafize Hanım hala yaşıyordu ve damadı Ahmet'in yanında duruyordu... Hafize Hanım, Hadımoğlu ile Şeherlioğlunun kardeşi olur. Onların da Veyislerle bağlantısı malum... İşte bu ilk eşi Hanife Hanımdan Ayşe ve Ali Osman adlarında iki çocuğu oldu. (Anlatılanlara göre bir kızı daha varmış, Karacahmet'e gelin gitmiş.)... Hanife Hanımın vefatıyla ilk evliliği noktalandı...

    İkinci evliliğini Daldallardan Hüseyin kızı Gülsüm ile yaptı. Gülsüm Hanım, Sarasan, Delişükrü, Bacıdede ve Burukhüseyinin halaları olur. Gülsüm Hanımın diğer kızkardeşi Ayşe de Sağırların Ahmet'e vardı, İbramhoca (İbrahim Sancak)ın anasıdır... Yani ikinci evliliği yoluyla Körselimlerin Ahmet ile Sağırların Ahmet bacanak oldular... Gülsüm Hanımdan da Seydi Ahmet adında bir oğlu oldu; lakin analı oğullu arka arkaya vefat ettiler...

    Son olarak Olucaklı Ümmü ile evlendi. Ümmü Hanım, Ballıların Musa kızıdır; eşi harpte kalınca, oğlu Ahmet yanında tay olduğu halde Eğret'e geldi. (Taygelen Ahmet, Çorcalıların Ali kızı Satı ile evlendi; Olucaklı Ali Osman, Musa Hoca ve Nazmi Aydın'ın babasıdır.) Üçüncü eşi Ümmü Hanımdan da bir oğlu bir kızı oldu, adlarını Seydi Ahmet ve Sabire koydular...

    Bütün bunlar yaşanırken Cihan Harbi patladı. Körselimlerin Ahmet Çanakkale'deydi. Şehit olduğu kayıtlara şu şekilde işlenmiş: 'Eğret 1874 doğumlu Ali oğlu Ahmet; 5. Kolordu, 45. Alay, 2. Tabur, 7. Bölük Piyade Eri iken, 11 Kasım 1915 günü Maçka Hastanesinde şehit oldu...' Geride kalan çocuklarına bakalım...

    Büyük kızı Ayşe 1892 yılında doğdu. Sağırların Ramazan'a vardı. Çunku lakaplı Hamza Sancak'ın annesidir... Üç oğlanın ortancası Seydi Ahmet, zaten çocukken ölmüştü... Küçük kızı Sabire ise Ümmü Hanımdandır. Belki kendisinin de hiç görmediği bu kızı 1915 yılında doğdu. Büyümesi ve sonrası tamamen Ümmü Hanımın gözetimindedir. Dolaksızın İsmail'e gelin edilmiş; kocası öldükten sonra, kendisi gibi dul Kemiğin Abdullah'a varmış ve orada 1951 yılında vefat etmiş... 

    Goca Guliz
    Hanife Hanımdan büyük oğlu 1895 yılında doğdu. Adını Ali Osman koymalarının sebebi karı koca babalarının adını birleştirmeleri... Körselimoğlu Ali ile Veyisoğlu Osman ikisi de anılmış oluyor... Ali Osman'a 'Guliz' lakabı takmalarının sebebi, zamanı ve bu kelimenin anlamı hakkında hiç bir şey bulamadım. Yansıma sözcüğe benziyor, böylelerinde anlam aranmaz. Ama 'Goca Guliz' diye başına bir sıfat eklenmesi, Gulizosmanla karıştırmamak içinmiş...

    Gocagulizin askerliği tam da Cihan Harbi yıllarına denk geliyor. Babası Çanakkale'de şehit olurken O, Kafkas cephesinde çarpışmış. Ruslara esir düşmüş, kamplarda değil; ama Rus köylülerinin yanında bekar gibi çalıştırılmış. Galiba Bolşevik Devrimindeki karışıklıktan yararlanıp kaçmış. Cihan Harbinden sağ çıkabilen nadir Eğretli gazilerden biridir...

    Olucaklı Ayşe Hanım ile evlenmesinde analığı Ümmü Hanımın etkisi olabilir. Hatta belki de Ayşe, Ümmü Hanımın akrabasıdır... Ayşe Hanım 1952'de öldü... Dört kızı ve bir oğlu oldu; Hanife, Fadime, Hafize, Kezban ve Ahmet... İsimlere dikkat, her birinin Gocagulizin geçmişinde bir hatırası var... Bu kızlardan Hanife, Bödü Mehmet Sağlam eşi; Fadime, Gocayörük Mevlüt Honça eşi; Hafize, Gambırömer Ömer Haykır eşi; Kezban, Daldalların Halit Honça eşi oldu...

    Gocagulizin tek oğlu Ahmet Mardakların Geneli Mehmet kızı Zehra ile evlendi. Askerden gelmişti, bir oğlu oldu bir kızı oldu. 1958 Sonlarında Ayşe adını verdiği kızı öldü. Bir kaç ay sonra ise Ahmet kendisi genç yaşta vefat etti. Dul kalan eşi Zehra, kucağında taze çocuğuyla yine Mardakların Şükrü Saki'ye vardı. Bir süre sonra o çocuk da öldü... Bundan tam on yıl sonra 1969 yılı başında Gocaguliz Ali Osman Uysal da vefat etti...

    Akgayadaki iki kuyudan birine 'Gulizinguyu' diyorlardı, hangi Gulizden bahsettiklerini bilemedim. Büyük ihtimal Gocagulizin hayratıydı ki şimdi yerine torunu İncegadir (Kadir Haykır) bir çeşme yaptırdı...

    Ümmünün Seydi
    Körselimlerin Ahmet'in son hanımından 1913'te doğan küçük oğlunun adını Seydi koymuşlardı. Ölen abisi Seydi Ahmet hatırasına bu isim konulduğu belli oluyor. Hatta bazı kayıtlarda Onun ismi de Seydi Ahmet diye geçiyor... İsimlere çok takılmamak lazım; ama bu çocuk halk arasında anasına nisbet edilerek 'Ümmünün Seydi' diye anılıyordu. Zamanla bu tabir Onun lakabı olacaktır... Ümmü Hanım 1947'de vefat etti...

    Ümmünün Seydi, Gugukların Kelhasan kızı Havili ile evlendi. Bu isim Havva'nın değiştirilmiş hali olsa gerek... Hatırlanacağı üzere Seydi'nin Fatma Halası bu Kelhasana varmıştı. Havili ile Seydi hala-dayı çocukları mı bilinmiyor; çünkü Kelhasan sonradan Gavalcıların Fatma ile de evlendi... Bu evlilik sebebiyle Ümmünün Seydi, Manda Ahmet ve Galgancıların Halil ile bacanak oldular...

    Havili Hanımdan Seydi'nin üç oğlu ve bir kızı oldu. İsimleri Ahmet, Mustafa, Asım ve Gülsüm'dür... 1965 Yılında eşi vefat edince, Canalinin kızı Refiye ile evlendi. Refiye Hanım da Mihrioğlu Mehmet'ten dul kalmıştı... Bir hatırlatma; Seydi'nin Mustafa Emmisi (Gılindir) de Refiye Hanımın halasıyla evlenmişti... Bu ikinci eşinden de yine Mustafa adında bir oğlu oldu.

    Ümmünün Seydi uzun süre bakkallık yaptı, bu yüzden ikinci bir lakapla 'Bakkal Seydi' olarak da tanınırdı. Evinin ucundaki L planlı dükkanı ilginç olaylara sahne oldu. Dükkanın bir ucuna gidildiğinde tezgahın karşısındaki dar alan kör nokta olarak kaldığı için, ufak tefek şeyleri araklamaya fırsat doğardı. Yeter ki Bakkalseydiyi dükkanın dip tarafına gönder, mesela orada bulunduğunu bildiğin bir şey iste. O gelene kadar dükkan senin... Dene götürdüğümüzde çok yapardık bunu; çünkü ambar işte o en uzak yerdeydi, ölçtüğü deneyi dökmek için oraya gitmesi gerekiyor... Sonradan anladık, Bakkalseydi her şeyin farkında. Güya biz uyanık geçinip bu ihtiyarı uyuttuğumuzu sanıyoruz. Adam resmen ceplerimizi doldurmamıza göz yumuyor. Böyle de yumuşak kalpli bir adamdı... Büyüdükçe, aklımız erdikçe yapmadık öyle şeyler. Zaten eviyle birlikte dükkanı da yeniledi. L Tipinden I tipine geçildiği için ıvır zıvır yürütme işi imkansız hale geldi... Bakkalcılıkta yeni şeyler deneme konusunda mahirdi. İlk yerli ve milli dondurmayı, Dondurmacı Halil'den yıllar önce Bakkal Seydi yapmıştı mesela. Maraş dondurması gibi olmasa da ürünü soğuk ve tatlıydı... Mesleğinin daha eski yıllarında bir Kurban Bayramı öncesinde balık getirmiş. Satılmamış haliyle. 'Ben sizin için getirdiydim' diye Veresiye Defterindeki bütün kişilere birer ikişer kilo borç yazdığı bir fıkra gibi anlatılırdı... Bir dönem Mahalle Muhtarlığı yapmıştı. O günlere ait 'Ümmünün Seydi ayaann!' diye başlayan bir deyişleme vardı, ardını hatırlayamadım...

    Bakkalseydi yahut Ümmününseydi 1991 yılında vefat etti. Son eşi Refiye Hanım ise otuz yıl sonra, 2021'de öldü...

    Bakkal Seydi'nin tek kızı Gülsüm'ün ayağında biraz aksaklık olduğu için 'Topal Güssün' derlermiş. Patlakların Hasan Patlar'a varmış...

    Büyük oğlu Ahmet 1941 yılında doğdu. Hocalığa yöneldiği için 'Seydinin Ahmet Hoca' diye bilinir. Uzun yıllar Diyanet'te çalıştı. Çalıştığı dönemde kitapçık boyutunda olan ilmihal çalışmasını emekli olduktan sonra boyutunu genişletip koca kitap haline getirdi... Mardakların Ahmet kızı Emsal ile evlendi, Kelmısdıfanın İsmail Saki ile bacanak oldu. Hasan, Mehmet, Beytullah ve Seydi adlarında dört oğlu var. Hasan ile Mehmet Afyon'da, Beytullah ile Seydi İzmir'de yaşıyorlar. Ahmet Hoca ise yazlarını genelde Anıtkaya'da geçiriyor...

    Ortanca oğlu Mustafa 1942 yılında doğdu. 'Habeş' lakabıyla anılırdı. Gambırarifin kızı Selime'ye nişanlıyken, 1965 yılında anasından birbuçuk ay sonra vefat etti...

    Havili Hanımdan küçük oğlu Asım'ı abisinin nişanlısı Selime ile everdiler. Geçimsizlik oldu, ayrıldılar. Selime Sadıkbey'e kocaya vardı, Asım ise Anıtkaya'dan ayrılıp İzmir'e yerleşti. Orada bir hanımla evlendi ve orada 2022'de vefat etti...

    Refiye Hanımdan tek çocuğu 1964 yılında doğdu. Merhum abisinin adı olan Mustafa ismini verdiler. Deliyakıbın Haliban ile kulağa hoş gelen bir makam tutturup Kur'an yolunda güzel bir ikili oluşturdular. O yıllarda okudukları Ezan ve Kur'an Gocacaminin kubbesinde hala çınlar gibi gibidir... Günler geçti, devran değişti, ikili dağıldı... 'Seydinin Mısdık', Hacallerin Mehmet Ali kızı Kezban ile evlendi. Bu dönemde baba mesleği bakkallığı sürdürdü. Dilek ve Erdi adlarında bir kızıyla bir oğlu oldu. Dilek, Kölgecinin Remzi oğlu Ahmet Kayır eşi oldu... Erdi, Anıtkaya dışında çalışıyor/oturuyor. Seydinin Mısdık ise halen Afyon'a yerleşik...

    ***

    Körselimin Garamehmet çocukları Gavaslar, Soyadı uygulamasına yetişemedi... Ali'nin iki oğlundan Gılindir çocukları ÖZ soyismini benimsedi.... Ahmet'in büyük oğlu Gocagulizin soyadı ise UYSAL idi... Körselimin torunları içinde bugün için Öz ve Uysal soyadı kullanılmıyor... Küçük oğlu Ümmününseydi SELMAN/SELEN soyadını almış, çocukları da halen bunu kullanıyorlar...

    Soy adı olarak kendisine Çolömerlere paralel Selman'ı seçerken Ümmününseydi rastgele davranmış olamaz. Bilindiği üzere Çolömerler, Selimler sülalesinin belkemiği gibidir... Gılindirin kızlarına Şampayanın 'Hala' diye hitap ettiği bilgisini de eklersek... Başa dönüp, Selimoğlu Hacı Ali ile Selimoğlu Kör Selim'in kardeş yahut emmi çocukları olduğunu tahmin etmek temelsiz sayılmaz...



26 Mart 2023

Veyisoğlu İbrahim - Delibanlar

     
    1830'daki üç Veyisoğlu hanesinden biri de İbrahim'dir. 1800 Yılında doğan İbrahim, Veyisoğlu Ahmet'in tek oğlu görünüyor. Orta boylu, kara sakallı biri olarak tanımlanmış. Kayıt tutulduğu sırada üç oğlu var; Ahmet, Hasan ve Ali... O sırada üçü de küçük yaştalar. Ahmet 1824, Hasan 1828 ve Ali 1830 doğumlu... 

    Bunlardan Ahmet'in nesli, günümüze ulaşan çocukları itibariyle Veyislerin Ramazan başlığında görülebilir... O sırada henüz taze çocuk olan en küçük kardeş Ali ise, büyüyünce Emine Hanım ile evlenecek, Şerife adında bir kızları olacak ve O da Hasan Emmisinin oğlu Ömer'e varacak; ancak çocuğu olmayacaktır. Küçük kardeş Ali'nin hikayesi böyle noktalanıyor. Ortanca kardeş Hasan'a bakalım...


    Veyisoğlu İbrahim'in ortanca oğlu Hasan 1828 yılında doğdu. Evlilikleri hakkında bilgi bulunmuyor, tabi kız çocukları da... Mehmet ve Ömer adlarında iki oğlu dünyaya geldi. Abdullah/Gülsüm kızı Rabia ile evlenen Mehmet, çocuksuz vefat etti. Eşi Rabia ise 20. yüzyıl başlarına kadar yaşadı...

    Abisinin aksine Ömer'in çok çocuğu oldu... Önce evliliklerine bakalım... İlk karısı Hatice'nin kimlerden olduğu bilinmiyor, çünkü kayıt esnasında çoktan ölmüştü; beş oğlunun anasıdır... Diğer iki hanımından hangisiyle önce evlendiği bilinmez. Şerife, Ali Emmisinin kızıdır, çocuğu olmadı. Fakat kocasından 7-8 yıl sonra vefat etmesine rağmen çocuklar, analarıymış gibi Ona hürmet ettiler. Üçüncü eşi de Veyislerden Fatma... Bu son eşinden Fatma adında bir kızı olduktan sonra, Ömer vefat etti. Yıl 1900... 

    Ömer'in çocukları tek tek inceleyeceğiz. Tek kız olduğu için en küçükleri Fatma'dan başlayalım. 1898 yılında doğdu. Eminlerin Süleyman'a vardı, orada Çakalüseyin (Hüseyin Eren)in anası olacaktır. Süleyman'dan ayrıldıktan sonra Büzükhalile vardı; Conahmet, Avukathilmi ve Köryakıbın anaları oldu... Uzun yıllar yaşadı; Veyislerce 'Fatı Nine', sair komşularınca 'Fatı Garı' diye bilinirdi. Yetmişli yıllarda vefat etti... 

    Veyisoğlu Ömer'in beş oğlunu tek tek inceleyeceğiz...

    1. Hasan

    Büyük oğlu Hasan 1872 yılında doğdu. Büyük oğlanlara genelde dedesinin adı verilir, Hasan da adını dedesinden almış. Adı Şemşilere lakap olan Bekir kızı Şemsi ile evlendi. Böylece, Bekiralilerin Ali (Buydeycigadir babası) ile bacanak oldular. 

    Şemsi Hanım ile Hasan'ın iki kızı ve bir oğlu oldu; 1900 yılında Hatice, 1902'de Rabia ve 1906 yılında da Ömer doğdu. Bu üç çocuktan sonra Cihan Harbi yıllarında Şemsi Hanım vefat etti. Ardından oğlu Ömer de öldü... 

    Büyük kızı Hatice, Karakol Kumandanı Aydınlı Delimehmete vardı. Bir oğlu doğduktan sonra 1931'de vefat etti. Kardeşi Ömer'in adını verdiği oğlu, ileride 'Ösüz Ömer' diye bilinecektir...

    Küçük kızı Rabia ise Yetimlerden Hacının İbram eşi oldu. Çocukları olmadı. Ablası ölünce öksüz kalan yeğeni Ömer'in bakımıyla evlat sevgisini gidermeye çalıştılar. Onu büyütüp evermek onlara kaldı...

    Veyisoğlu Hasan, eşi Şemsi Hanımın vefatından sonra Danagızı Şerife ile evlendi. Şerife Hanım, Külcülerden Sarıoğlu Osman'ın Çanakkale'den dönmemesiyle dul kalmıştı; Halimeninmehmet (Mehmet Kıy)ın ninesidir... İkisi de geç yaşta olduklarından çocukları olmadı. O vaziyetteyken 1940 yılında Veyisoğlu Hasan Dadak, 1947'de eşi Danagızı Şerife Dadak vefat ettiler...

    2. İbrahim

    İkinci oğlu İbrahim 1878 yılında doğdu. Paşaoğlu Mehmet kızı Halime ile evlendi. Halime Hanım Paşanın Ahmet ve Paşanın Hüseyin'in halaları olur... İbrahim'in de üç kızı oldu; 1904'te Satı ve 1909'da Halime ve daha sonra Hatice... Kütükte İbrahim'in ölüm kaydı var; torunları 1916 yılında harpte kaldığını söyledi...

    İbrahim öldükten sonra Halime Hanım, Dedelerin Hacaliye üçüncü eş olarak vardı. Orada Hafize (Kelarzıman eşi)nin anası olacaktır... Hatırlanacağı üzere, babası öldükten sonra İbrahim'in analığı Fatma, Hacalinin ikinci eşi olmuştu...

    İbrahim'in büyük kızı Satı hakkında bilgi bulunmuyor. Küçük Hatice Yeşilömerin Mehmet eşi oldu. Ortanca kızı Halime ise Ovalılar/Çorcalıların Piremez Abdullah'a vardı, Havva Dudu adını verdiği bir kızı doğduktan sonra eşi gittiği yerden dönmemesi üzerine, Sıntırların İbrahim'e vardı, orada da Raike ve Hüseyin (Kötühüseyin) doğdu. İbrahim'in ölümünden sonra Güneyköylü Yeniahmet eşi oldu ve 1994 yılında vefat etti...

    3. Ali Osman

    1886 Yılında doğdu. Emiralilerden Mehmet kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım, Yeşilömerin kardeşidir. Cihan Harbinden dönmediği söyleniyor; hangi cephede şehit olduğu bilinmiyor... Henüz çocukları olmamıştı. Eşi Ümmühan Hanım Manavların Körmustafaya vardı...

    4. Hüseyin

    Hüseyin'in doğum tarihi bilinmiyor; çünkü kayıtlar yazılmaya başlamadan hemen önce vefat etmiş. Fatma adında bir hanımla evlendiği, 1901 yılında Hasan Hüseyin adını verdiği bir oğlu dünyaya geldiği kayıtlara geçirilmiş. Fakat Fatma Hanımın kimliği konusu da muamma, zira Hüseyin'in ölümünden sonra kocaya gittiği için o sayfada kaydı bulunmuyor. Fadime/Fadik/Fatı'ların hepsi Fatma olarak yazıldığı ve bu Eğret'te en çok kullanılan isim oduğu için kütükte Fatma Hanımı bulmak çok zor. Bir tahmin yaparak, Veyislere uzak olmadığı söylenebilir...

    Bir diğer husus da Fatma Hanımın Hüseyin'den önce başka biriyle evli olduğudur. İbrahim adlı bu kişiden Ayşe ve Zeliha adında iki kızı var. Zeliha, Veyislerin Ramazan oğlu Ahmet eşi; Ayşe ise Gasapların Resil oğlu Ömer eşidir... Tabi Ayşe, Ömer'den önce Tongulların Mehmet'e varmış ve Ondan Dudu doğmuş. Dudu kim derseniz, Godalömerin hanımıdır... Hatırlanacağı üzere Godalömerin kardeşi Büzükhalil, bu aileyle bağlantılı Fatıgarıyla evlenmişti...

    Biz Zeliha ve Ayşe'nin karınkardeşi Hasan Hüseyin'e dönelim... Veyislerden Ömer oğlu Hüseyin'in tek yadigarı Hasan Hüseyin'e ne oldu?... Bu sorunun cevabı yok, bilinmiyor. Hakkında ne evlilik ne ölüm kaydı var, ne de Ondan bugüne gelen bir bilgi... İhtimal ki o karışıklık yıllarında Hasan Hüseyin de yitti gitti...

    5. Mehmet

    Veyisoğlu Ömer'in üçüncü oğlu olarak görünüyor; 1883 yılında doğmuş. Mehmet'i sona bırakmamın sebebi doğum tarihi değil, Delibanlar olarak bilinen sülaleyi günümüze taşıyan kişi olmasıdır. 

    Mehmet, Veyislerden Delimamın kızı Nazike ile evlendi. Nazike Hanımdan 15 yaş daha küçük kardeşi Hayriye, Guycuların Süleyman'a vardığından Hacıguycu ile bacanak oldular. Yalnız bacanaklık durumunu Veyisoğlu Mehmet görmüş olamaz; çünkü anlatıldığına göre Cihan Harbinde kaldı....

    Mehmet ile Nazike Hanımın 1907 yılında Şerife, 1909 yılında İbrahim olmak üzere bir kızıyla bir oğlu dünyaya geldi. Hatırlanacağı üzere o sırada evde hayatta olan Şerife Nine vardı, kıza Onun adını vermiş olmalılar... Bu kızın da küçükken vefat ettiği anlaşılıyor...

    İbrahim'in adı ise hem dipdede Veyisoğlu İbrahim hem de Delimam dedenin adını hatırlatıyor... Babası harpte kaldığında 5-6 yaşlarında olan İbrahim bir bakıma kimsesiz kaldı. Çünkü bu arada amcaları da ölmüştü; üstelik kısa süre sonra Annesi de vefat etti. Bu dönemde Ona Dayısı Delimamın Ali sahip çıkmış, İbrahim onların yanında büyümüş. 

    Delibanlar

    Delikanlılığında 'Deliban' diyorlar, bu lakap ölene kadar adeta kendisine yeni ad oluyor. Dahası, kalabalık ailesinin adı 'Delibanlar' kalıyor.

    Delibanı İdirizler/Deligızların Fatma ile everiyorlar. Fatma Hanım anası kanalıyla Selimler/Çolömerlere bağlanır. Deligızınibram ve Kesginmahmutun da kardeşidir... Bu evlilik sayesinde Deliban; Emiraliler/Garaguzuların Ali ile bacanak oldu. Bir diğer bacanağı da Omarcıkların Gocaısmeyil, o öldükten sonra Yonuzların Halil'dir...

    Fatma Hanım beşinci çocuğunu doğurduktan kısa bir süre sonra vefat etti. 1944 yılıydı... Mehmet, Halil, Hüseyin ve Şemsi nispeten ele gelip bakılabilecek durumdalardı; ama Ayşe çok küçük olduğu için evlatlık verildi. Şemsi ise 1950'de kız iken vefat etti... Bu dönemde Delibanın Kütahyalı bir hanımla kısa süren ikinci evliliği oldu... Sonra Müdüroğluların Halilçavuş kızı Muzaffere ile evlendi. Ondan da sırasıyla Hasan, Fatma ve Hüseyin adlarında üç çocuğu oldu...

    İlk hanımından öksüz kalan büyük kızı Ayşe, Deligız Ninesinin adını almış. Evlatlık olarak verildiği Afyon'da, bir dönem Afyon Lisesi Müdürlüğü de yapan Öğretmen Mazhar Çevik ile evlenmiş. Bir kızı ve bir oğlu olan Ayşe Hanımın son olarak Bandırma'da yaşadığı öğrenilmiş... Muzaffere Hanımdan olan küçük kızı Fatma ise Yörüklerin İbrahim Demir eşidir...

    Delibanın oğlanlara gelince...

    Ağa Mehmet
    Büyük oğlu Mehmet 1933 yılında doğdu. Sıntırların İbrahim kızı Raike (Raziye) ile evlendi. Raike'nin anasıyla Mehmet'in babası emmi çocukları olduğunu hatırlamalıyız. Bu arada Gademlerin Banguşun Mevlüt ile bacanak oldular.

    Delibanın Mehmet, ömrü boyunca birçok lakapla vasıflandırıldı. En çok kullanılanı 'Ağa Mehmet'...  1930-40'ların moda bıyığından hiç bir zaman vazgeçmedi. Gocayusuf izne ayrıldığı zaman Belediye Başkanı olur, o kısa dönemdeki fötr şapkası ve malum bıyığıyla tam bir ağa duruşuna bürünürdü. Onun 'Ağa'lığı belki de daha önceye dayanıyordur da benim aklımda o duruşu kalmıştır, orasını bilemem...

    En çok kullanılanlar sıralaması yapılırsa 'Galle Mehmet' lakabı ikinciye gelir... Bir insanı neden çok sevilen (!) bir yemeğe benzetirler ki... Pazaryerinin en stratejik noktasında bulunan dükkanı özellikle Cumartesi günleri yoğun bir trafiğe sahne olurdu. Dükkanda sattığı şeyler nispet edilerek başka başka lakaplar da yakıştırılmış; Basmeci Mehmet, Yırtımcı Mehmet, Tüpçü Mehmet, Gazozcu Mehmet... Say say bitmez... Bir de 'Böcekçi Mehmet' var... Bu son lakabın gerekçesi, köyün en önemli gurtlugucak alıcı olmasıydı... Kısa süren sezonluk bir işti, yine de Ona lakap olmak için yeterliydi... Tabi bunların hiç biri 'Ağa Mehmet'in önüne geçemedi, bütün lakapları Ağa'nın gölgesinde kaldı...

    Ağa Mehmet'in üç oğlu ve bir kızı oldu; Halil, Saadettin, Sezer, Özer (Hüseyin)... Tek kızı Sezer, Arapların Gözelibanın Şükrü Tok eşidir... 

    Büyük oğlu Halil 1959 yılında doğdu. 70'lerdeki bir reklam karakteri sebebiyle 'Elmor' diye lakaplandı. Daha sonraları ise işinden dolayı 'Aşçı Halil' olarak bilinecektir. Hamdihocanın kızı Muhsine ile evlendi. Hatcamehmetin Hasan, Takgasların Demirci Hasan, Paşanın Gırgır ile bacanak oldular. Afyon'a yerleşti. Üç kızının isimleri Fatma, Dilek ve Didem Feride'dir. Fatma ile Feride Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Dilek ise Omracıkların Osman oğlu Feyzullah Sağlam eşidir... Aşçı Halil Afyon'da yerleşik olmasına rağmen, evini yaptı, şimdi Anıtkaya'ya dönme planları var...

    Ortanca oğlu Saadettin 1962 yılında doğdu. Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Kötühüseyin Dayısının kızı Emine ile evlendi. Mehmet ve Yetkin adlarında iki oğlu var; halen İzmir'de yaşıyorlar...

    Küçük oğlunu Ağa Mehmet kendisi Hüseyin diye çağırırdı. Herkes Özer olarak bilir; fakat arkadaşları 'Sütçü' demişler bir kere, şimdi asından daha çok o lakabıyla biliniyor. Anıtkaya dışından Firdevs ile evlendi... Babası Ağamehmet on yıl önce vefat etmişti, 2013 yılında annesinin de vefatından sonra Afyon'a taşındı. Bir kız ve bir oğluyla halen orada yaşıyorlar...

    Kesgin Halil
    Delibanın ikinci oğlu Halil, 1936 yılında doğdu. Belki de Dayısına nisbeten 'Kesgin' lakabı takıldı. Guycuların Süleyman kızı (teyzesinin kızı) Latife ile evlendi. Erken dönemde Afyon'a yerleşen Kesgin Halil'in iki oğluyla bir kızı oldu. Yaşlarına göre isimleri Yaşar, Gürcan ve Hüseyin'dir. Gürcan, Anıtkaya dışından Nuhlu bir beyle evlendi.

    Kesginin büyük oğlu Yaşar, Erkmenli Kezban Hanımla evlendi. Yasin, Fatih ve Halil adlarını verdiği üç oğlu da Anıtkaya dışından evliler; Afyon'da yaşıyorlar... Küçük oğlu Hüseyin ise Çavdarlılı İftar Hanımla evlendi. Abdullah ve Halil İbrahim adlarında iki oğlu var. Hüseyin de Afyon'da yerleşik... Babaları Kesginhalil 2019'da Afyon'da vefat etti..

    Hüseyin
    1938 Yılında doğdu Hüseyin... Guycuların İbrahim kızı Refiye ile evlendi. Daha yirmisine girmeden 1957 yılında bir cinayete kurban gittiğinde henüz çocuğu yoktu. Dul eşi Refiye, Kumartaş'a kocaya gitti... Özellikle Delibanlarda Hüseyin Dadak'ların çoğalması bu tarihten sonradır...

    Delibanın Hasan
    Muzaffere Hanımdan ilk çocuğu 1952 yılında doğdu. Adını Hasan koydukları bu oğlu, 'Delibanın Hasan' diye bilinecektir. Delibanın Hasan, Bodoğlunun kızı Gülümser ile evlendi; Körhalilin Halil İbrahim Kirkit, Gobakların Köreminin Ahmet Kupan, Mardakların Halil Saki ile bacanak oldular.

    Üç oğlu oldu; İbrahim, Vedat ve Sedat... Büyük oğlu İbrahim, İmam Hatip'te okuduğu günlerden itibaren 'İbanhoca' diye lakaplandı. Gasapların Körömer kızı Günay ile evlenen İbanhoca; Yılıkların Terzi Mehmet Öztürk, Tekirgızıların Ahmet Haykır ve Yörüğoğluların Cengiz Tüblek ile bacanak oldular... Mutlucan, Hasan ve Defne adlarında iki oğluyla bir kızı oldu. Mutlucan, Yumrukların Ali Osman kızı Selver ile evlendi. Anıtkaya'da oturuyorlar...

    Ortanca oğlu Vedat, Gasaphüseyin kızı Hatun ile evlendi. Bu evlilikte babalar hala-dayı çocuğu oluyor... Vedat'ın da Hasan, Hüseyin ve Aybike adlarında iki oğluyla bir kızı var. Kütahya'da yerleşik...

    Delibanın Hasan'ın en küçük oğlu Sedat, Bükürlerin Muammer kızı Satı ile evlendi ve yine Bükürlerden Menderes oğlu Hüseyin Ölçer ile bacanaktır. Bersu ve Gülümser adlarında iki kızı var; Anıtkaya'da oturuyorlar... Delibanın Hasan Dadak, 2018 yılında öldü...

    Hüseyin
    Delibanın en küçük oğlu 1958 yılında doğduğunda, henüz Hüseyin'in acısı tazeydi; bu yüzden Onun adını verdiler. Kirpitçilerin Cemal kızı Vildan ile evlenen Hüseyin'in ikisi kız biri oğlan üç çocuğu oldu. Büyük kızı Nazik, Tahtalının Mısdık oğlu Mehmet Ün eşidir. Küçük kızı Serpil ise Şampayaların Halil'in oğluna vardı...

    Oğlu İbrahim, Yumrukların Halil İbrahim kızı Çağla ile evlendi; Hüseyin adını verdiği bir oğlu var. Anıtkaya'da oturuyorlar...

    ***

    Veyisoğlu İbrahim'in torunları bugün Delibanlar adıyla karşımıza çıkıyor. 1934 Soyadı uygulamasında, Veyislerin bir başka kolu Daldalların soyisimlerinden biri olan DADAK'ı almışlar...