Bununla beraber Takgasların her iki kütükte (1831 ve 1904) baş taraflarda bir yer işgal etmesine karşılık, Aşşağılıların ilkinde ortalarda ikincisinde son sıralarda yer alması bu anlatıyı desteklemiyor. Aynı yerden gelseler bile Eğret'e yerleşmenin farklı zamanlarda gerçekleştiği açıktır. Belki Takgaslar önceden gelip yerleşmiş ve Aşşağılıların da gelişine öncülük etmişlerdir...
İlk Berber Hüseyin
Takgasların bilinen en eski atası 'Berber Hüseyin' olarak kayıtlara geçmiş. 1780-90 arasında doğmuş görünüyor, 'orta boylu, kara sakallı' biri diye tarif edilmiş. Eğret'e evli olarak mı geldi, yoksa burada mı evlendi, bu konuda bir açıklık yok. 1820'li yıllarda Ömer adında bir oğlu oluyor. Bundan sonrası kayıt altında olduğu için, macerayı daha net takip edebiliriz.
Berber Hüseyin'in oğlu Ömer, Ayşe (Eşe) ile evlendi. Kesin olmamakla birlikte, Abdullah kızı Ayşe Hanımın Omarcıkların Eğret'teki ilk atası kabul edilen Omarcıkoğlu Mehmet'in kardeşi olduğu düşünülüyor. Kocası Ömer'in doğum tarihine yakın bir tarihte, 1830 yılında doğmuş...
Ömer ile Ayşe'nin iki kız bir erkek çocukları dünyaya geldi. 1855 Yılında Atike, 1860 yılında Abide ve 1871'de Murat... Bir görüşe göre; Abide, Berberoğlu Ömer'in kızı değil, kızının çocuğudur; anası babası ölünce dedesinin nüfusuna kaydettiler... Yalnız, Abide'nin doğum tarihine bakılırsa mantıklı görünen bu görüşü destekleyip doğrulayacak bir belge bulunmuyor, günümüze şifahen gelmiş...
Atike'yi Amcalardan Yusuf'a verdiler. İleride Godal Yusuf ve Kel Mehmet'in ninesi olacaktır. Abide'yi ise Alemdaroğlu Halil ile everdiler, O da Garadeli (Ahmet Kızılyel)in anası olacaktır...
Takgaslara, Murat'tan gidiliyor... 1871 Yılında doğdu. Dedesine nispetle 'Berberoğlu' diye anılıyordu. Önce Fatma Hanım ile evlendi; Mustafa, Hüseyin ve Hasan isimlerinde üç oğlu oldu. Fatma Hanımın akıbeti bilinmiyor...
Berberoğlu Murat, ikinci olarak Sakalardan Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım, Kel Bekir'in halası oluyor... Bu evlilikten de Ömer, Emine, Ayşe ve Firdevs doğuyor. Büyük kızı Emine Muratlar'a gelin gitti. Ortanca Ayşe, Sakızcıların Takguş eşi oldu, 1972'de öldü. Küçük kızı Firdevs ise Eyüplerden Mustafa'ya vardı, Aşçı Tahsin'in ninesidir; 1935'te vefat etti..
Berberoğlu Murat'ın Hacıbeyli ile de bağlantısı var; ama tam olarak bu çözülemedi. Bir zaman kendisine 'Hacıbeylili Deli Murat' derlermiş. Hacıbeyli meselesi şüpheli olsa da bir parça gözükaralık varmış, bu yüzden 'Deli' demelerinde haklılık payı bulunabilir. İki evlilikten altı çocuğu olmuştu... İkinci eşi Ayşe Hanım 1945'te vefat edince, son dönemlerinde Şalsız Nine ile de bir evliliği var... İlk Berber Hüseyin'in torunu, Ömer oğlu Murat 1953 yılında vefat etti...
Oğullarına gelince... Büyük oğlu Mustafa 1894'te doğdu. 1895 Yılında doğan ortanca oğluna Hüseyin adını koydu. Bu, Berber Hüseyin'den sonraki ilk kuşak Hüseyin oluyor. Abi-kardeş ikisi de delikanlılık çağında vefat ettiler. Hüseyin'in normal ölüm kaydı düşülmüş; ama Mustafa'nın Cihan Harbinde şehit olduğu düşünülüyor...
TAKGASLARIN HASAN
İlk eşi Fatma Hanımdan olan üç oğlundan hayatta kalabilen sadece Hasan oluyor. 1902 Yılında doğdu Hasan. Gözlerinin renginden dolayı 'Çakır' lakabı takılıyor... Haliloğluların Mehmet kızı Gülsüm ile evlendi ve beş tane oğulları oldu, kız yok... Gülsüm Hanım, 1933 yılında vefat etti...Ondan sonra daha bir kaç kere evlendi... Beş oğlunun yaş sırasına göre isimleri; Hüseyin, Abdullah, Mehmet, Şükrü ve Ramazan'dır... Takgasların Hasan, 1970 yılında, 68 yaşında vefat etti...
Berberüseyin, Hacapdıramanların İbrahim kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım, Cıldırın ablasıdır. Dördü kız ikisi oğlan, altı çocukları oldu. Kızlar; Gülsüm, Dilsizlerin Hasan Veli eşi; Eşe, Galgancıların Celal eşi; Esma, Sakaların Hüseyin oğlu Halil eşi ve Hatice de Timitirinin Şükrü eşi oldu. Sakaların Halil'e Esma'nın verilmesi dikkat çekmelidir; çünkü Esma'nın büyük dedesi, Halil'in büyük halasını almıştı...
Büyük oğlu Aziz 1954 yılında doğdu. Şükrü Emmisinin kızıyla evlenip boşandılar. Sonradan Anıtkaya dışından bir hanımla evlendi; Hüseyin, Özkan ve Ayşe isimli üç çocuğu var. Hüseyin, Şerafettinin Süleyman kızı Cemile ile evli; Garaçaylının Mahmut oğlu Kazım Öztürk ile bacanak...
Küçük oğlunun adı ise Ahmet'tir. 1960 Doğumlu olan Ahmet de Anıtkaya dışından evlendi, iki çocuğunun adları Hüseyin ve Ayşenur'dur. Ahmet 2020 yılında vefat etti...
Berberüseyin 1974'te öldü. Karısı Ayşe Hanım ise kendisinden yirmibeş yıl sonra 1999 yılında vefat etti. Çocukları ve dolayısıyla torunları uzun süredir Afyon'da yerleşikler...
İki oğlan üç kız çocukları oldu. Ortanca kızı Gülsüm, Anıtkaya dışına gelin oldu. Hatice ve Şerife ise iki kardeş, elti oldular; Hatice Delimamların Süleyman'a, Şerife de Mevlüt'e vardı...
Büyük oğlu, 1955 yılında doğdu. Dedesinin adı olan Hasan ismini taşıyor. Hamdihocanın kızı Hafize ile evlendi ve üç oğlu var.
Küçük oğlunun adı Adem'dir. Kelyusuf kızı Meryem ile evlendi. Onların da bir kız bir erkek çocukları oldu.
Takgasların Abdullah'ın çocuklarının evliliklerindeki bazı akrabalıklara dikkat çekmek gerekebilir. Evvela, bu çocukların nineleri Haliloğlulardan olduğunu hatırlayalım. İki kardeş bacanaklar Delimamların Süleyman ile Mevlüt'ün ana tarafından büyük nineleri de Haliloğlulardan... İkinci olarak, büyük oğlan Hasan ile eşi Hafize teyze çocuklarıdır... Takgasların Abdullah Öncül 2015 yılında vefat etti...
Ramazan ve Hasan olmak üzere iki oğulları oldu. Ramazan, Anıtkaya dışından bir hanımla evlendi; dört çocukları oldu, bir kız bir oğlu hayatta... Hasan ise Hacılardan Şerafettin kızı Hacer ile evlendi. Mücahit, Mehmet ve Ayşegül adlarında üç çocuğu var.
Takgasların Mehmet 2003'te, eşi Ayşe Hanım ise 2019'da vefat ettiler; çocukları uzun zamandır Afyon'da yaşıyorlar...
İki oğlu, bir de kızları oldu. Azime, aynı zamanda çocuklarının en küçüğü olup Anıtkaya dışına gelin oldu. Oğulları da Anıtkaya dışından hanımlarla evlendiler. Büyük oğlu Murat'ın Firdevs ve Uğur; küçük oğlu Mevlüt'ün Aykut, Yiğit ve Mert isimli çocukları var.
Takgasların Şükrü 2009, hanımı Takgasların Firdevs ise 2018'de vefat ettiler...
Bir vakit sonra Ramazan, Hocayı babasına şikayet etmeye başlamış, 'Dövüyor beni, falakaya yatırıyor' filan diye...
Takgasların Hasan, varmış Gocacamiye...
Namazdan sonra, Hocaya durumu sormuş... Durumu sormuş ama, hali tavrı hesap sorar gibiymiş.
Bu yüzden duymazlıktan gelmiş Hoca... Fakat Hasan'ın ısrarı karşısında sabrı taşmış...
'Falakaya mı yatırıyormuşum senin oğlanı! Tutun cemaat şunu, getirin falakayı!...' demiş.
İlk defa bir talebenin babası falakaya yatırılmış
Demirdelenlerden Hayta Mahmut'un kızı Emine ile evlendi, İresilhoca (Resul Ayas) ile bacanak oldular...
Bir vakit sonra Anıtkaya PTT şubesinin memuru oldu. En önemli iletişim aracının mektup olduğu dönemlerdi... Eski Belediyenin yan tarafındaki PTT binasına haftanın üç günü uğradığımızda görürdük Posdeci Irmızan'ı... Bizi görünce, yeni gelen posta yığınını tasnife başlar, yolumuzun üstündekileri vererek yükünü hafifletirdi. Tasnif işini abartılı bir titizlikle yapar, zarfların birbiri üstünde düzgün durmasına dikkat ederdi. Görenleri rahatsız edecek kadar simetri hastalığı vardı galiba... Emekli olana kadar değil, ölene kadar 'Posdeci Irmızan' diye lakaplandı.
Posdeci Irmızan ile Emine Hanımın birisi erkek altı çocukları oldu. Beş kızı; Gülsüm, Gülten, Selma, Neriman ve Figen'dir... Selma ile Figen Anıtkaya dışına gelin oldular. Gülsüm, Haliloğlulardan Ramazan Kanat; Gülten, Keçilerin İsmail Seçen; Mustafa da İresilhoca oğlu Mustafa Ayas eşi oldular. Bunların üçü de akraba evliliğidir.
Posdeci Irmızan'ın tek oğlu Mehmet de Anıtkaya dışından evlendi. Özgür ve Kaan isimlerinde iki oğlu var.
KEL ÖMER
Berberoğlu Murat, 1907 yılında doğan en küçük oğluna, babasının adı olan Ömer ismini verdi. Halk arasında 'Kel Ömer' diye bilindi.
Kelömer önce Yörük Ahmet Ağanın kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım Yörük Kerim'in kardeşidir.... Bir oğlu oldu, adını Mustafa koydular. Mustafa tazeyken Ayşe Hanım Gocagırdaki tarlaya işe gitmiş. Yolma mıdır, çapa mıdır her neyse... Yanında evin zağarı da varmış. Bir yılan musallat olmuş, eve kadar kovalamış bunları. Bereket yanında zağar varmış, yılan onunla boğuşacağım diye Ayşe Hanıma yetişememiş. Yine de köpekten vakit buldukça atlayarak kadına saldırırmış. Can havliyle koşa koşa evi bulmuşlar; ama yılan da eve kadar kovalamış... Tabi çok korkmuş Ayşe Hanım... O korkuyla öldüğünü söylüyorlar; ertesi sabah kapalı kapının önünde ağlayan Mustafa'nın sesine varmışlar da öldüğünü fark etmişler. Kadın, öncesinde başından geçenleri birine anlatmış olmalıdır; yoksa olay bu kadar ayrıntılı nasıl bilinebilir ki... Neyse işin özü, 1930 yılında Kelömer bir taze çocukla dul kaldı...
Ayşe Hanımın vefatı sonrası Hadımoğlu İbrahim kızı Fatma'yı aldı. Diğer çocukları Fatma Hanımdandır. Bir oğlu, iki kızı daha oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Ayşe, Firdevs ve Mahmut'tur... Ayşe, Ösüzömer (Ömer Acar) ve Firdevs, Hasan Emmisinin oğlu Şükrü eşi oldular...
Rahime Hanım ile Cılımısdığın bir kız, iki erkek çocuğu oldu. Kızları Huriye, Gambırömerin Kadir Haykır eşi oldu. Büyük oğlu Resul, önce amcasının kızı Elveda ile evlendiyse de bu uzun sürmedi. Sonrasında Anıtkaya dışından bir hanımla evlendi. Küçük oğulları Murat da Anıtkaya dışından evlendi...
Erken dönemde İzmir'e giden Cılımısdığın çocukları oraya yerleştiler. Kendisi 1993, karısı Rahime hanım ise 2018'de vefat ettiler...
Kızları; Şerife Urganlıların Adem Öncül eşi; Elveda, emmioğlusu Resul Öncül eşi; Fatı, Güdüğizzetlerin Emin oğlu Abdullah Sağlam eşi, Kerime, Galgancıların Osman Aytar eşi olurken Fatma da Muratlar'a gelin gitti. Beş kızın beşi de akrabaları ile evlendirildiler... Elveda 2022'de vefat etti...
Bu arada Takgasların Mahmut'a 'Zelo' lakabı takıldı. Bu kelimenin ne anlama geldiği ve hangi maksada binaen böyle bir lakap verildiği anlaşılamadı...
Zelo, tek oğluna kendi dedesi Berberoğlu Murat'ın adını koydu. Patırların İsmail kızı Hatice ile evlenen Murat da Anıtkaya dışında yaşıyor...
Berberoğlu Murat'ın torunlarından Zelo Mahmut, karısı Eşe Hanımla birlikte Takgasların Anıtkaya'daki tek temsilcisi durumunda...
***
Yukarıda Berberoğlu Murat'ın tam aydınlatılamayan Hacıbeylilik durumundan söz etmiş, hatta kendisinden bazen Hacıbeylili Deli Murat diye bahsedildiğini söylemiştik. Çakırhasanın anası, ilk eşi Fatma Hanımın akıbetinin bilinmezliğiyle bu durumu birleştirince akıllara ister istemez Fatma hanımın Hacıbeylili olduğu fikri düşüyor... Çakır Hasan ve dolayısıyla onun çocukları acaba bir ucuyla Hacıbeylili miydiler?