13 Mart 2023

İdirizler - Goca Osman


     İdirizlerin İdris 1889'da vefat etti. Büyük kızı Raziye/Ratibe Hassönlerin Hüseyin'e, o öldükten sonra da kardeşi İbrahim'e vardı... İkinci kızı Fatma ise Eminlerin Ömer eşi oldu, Çakalhüseyin ile Kelsüleymanın nineleridir... Üçüncü kızı Ayşe, Terlemezlerin Yusuf'a vardı. Bir süre sonra Terlemez Hoca (Ali Osman Terlemez)in anası olacaktır... En küçük kızı Nazike ise Ayanoğlular/Hacahmetlerden Gabaoğlan lakaplı Mehmet'in eşi oldu. İleride Delibıdık (İbrahim Soylu)nun ninesi (anneannesi) olacaktır... İki oğlunun büyüğüne Sarımehmet diyorlardı; Dedemesdık, Gambırtevfik, Saralosman, Gıdakömer ve Yalamaşükrü'nün babalarıdır... Onun küçüğü Osman'ı inceleyerek İdirizlerin bu kolunu tamamlayacağız.

 
    Goca Osman

    İdris'in küçük oğlu Osman, 1875 yılında doğdu. Babası vefat ettiğinde 14 yaşındaymış, bu yüzden yaşça küçük olduğu özellikle vurgulanıp annesi vasi tayin edilmiş. Oysa kendisinden iki yaş daha büyük olan Sarımehmet abisi yetişkin diye ifade edilmiş... Her neyse, büyüyünce durum değişiyor... 'Goca Osman' diye lakaplanmasının sebebi yaşı değil; iri yapılı, cüsseli olması...

    Goca Osman, Hacısüllü/Söylemezoğlu Salih kızı Ayşe ile evlendi. Bu Salih, Tongullar Gociban'ın dedesinin kardeşidir...  Ayşe Hanım ile evlenince, Veyislerin Böbüdede oğlu Hasan Hüseyin ile bacanak oldular... Eşinin kim olduğunu ortaya koyduktan sonra çocuklarına geçebiliriz...

    Aslında Gocaosmanın iki eşinden toplam 23 çocuğu olduğu söyleniyor. Mesela en küçüğü, torunu Pepehasanıniban ile aynı yıl doğmuş Ahmet; ama üç yaşında vefat etmiş... Ölenleri bir kenara koyarsak, ilk eşinden sözünü edeceğimiz iki kız ve dört oğlu oluyor. Bunların yaş sırasına göre isimleri; İdris, Fatma, Azime, Mehmet, Hasan ve Halil'dir... Sonra bu altı çocuğun anaları Ayşe Hanım vefat ediyor...

    İkinci eşi yine Ayşe, fakat bu seferki Afyonlu İdirizlerin Hasan kızı... Yanalhatcanın kardeşi... Anaları da Aliciklerden... İdirizlerin Hasan kızı Ayşe'ye 'Zağar Ayşa' diyorlar... Aralarında oldukça yaş farkı var, neredeyse büyük oğlu İdris ile yaşıt Zağarayşa... Bununla beraber doğrudan Gocaosmana gelmemiş, O da dul... Önce Söylemezoğlu Mehmet, yani Gocibanın emmisinin eşiymiş... Onun vefatıyla dul kalınca Gocaosmana geliyor...

    Zağarayşadan da Gülsüm ve Atike adlarında iki kızı var, ölenleri saymıyoruz... Tabi böyle anlatınca, Gocaosmanın ip gibi dümdüz akıp giden bir hayatı olduğu sanılmasın. Biraz sonra macerasına geleceğiz, önce kızlarının durumuna bakalım...

    Büyük kızı Fatma 1901 yılında doğdu ve Selimlerden Keçioğlu İbrahim'e vardı, Keçimehmetin anasıdır. 1927'de eşi vefat ettikten sonra Kölgecinin eşi oldu. Kölgecinin ninesi Selimerden olduğu düşünülürse, Fatma Hanımın bu ikinci evliliğini aynı sülale içinde yaptığı düşünülebilir... İkinci kızı Azime Terlemezhocanın eşidir... İkinci hanımından büyük kızı Gülsüm, Elciklerin Çakıriban eşi oldu. Çakıribanın anası  Hassönlerden İbrahim kızı olduğu için aslında Gocaosmanın yeğenidir; yani kızını yeğeninin oğluna vermiş oldu... Küçük kızı Atike ise önce Selimlerden Selimhoca eşi oldu, sonra Eselerin Hasan'a vardı...

    1. Elveri İdris

    İdirizlerin İdris oğlu Gocaosman, 1898 yılında doğan büyük oğluna babasının adı olan İdris ismini verdi. Henüz evli değildi, Cihan Harbi başladı, seferberlik ilan edilince askere alındı. Oysa Gocaosman kendisi de o sırada cephedeydi. Bu durum, ülkenin o yıllarda içinde bulunduğu şartları yansıtması açısından bize ilginç bir kesit sunar. Baba oğul, emmi dayı, abi kardeş aynı anda askere alınmalar çok yaşanmış; hatta dört kardeş dördününün de değişik cephelere dağıldığının örnekleri de var...

    Onca asker arasında İdris'in durumu biraz farklıydı; O bir 'elveri' idi... Henüz askerlik çağına ulaşmamış, eli ancak silah tutabilecek yetkinlikteki bu çocuklar Eğret'te böyle tanımlanıyormuş. 1314 Doğumlu İdris'ten bir dönem sonra da 1315 doğumlular silah altına alınacak. 'Hey onbeşli onbeşli...' türküsüne konu olanlar bunlar... Memleketin ahvalini anlatması açısından önemli olan bu durum, diğer yandan çok ocakların sönmesine sebep olur. İhtiyaçtan askere alınan bu çocuklar, talime bile fırsat bulamadan düşman karşısına çıkarlar ve 'gök ekin' gibi biçilirler. Çanakkale'deki acı bilançoya bir sebep de bu gösterilir.

    Neticede İdirizlerin Elveri İdris, 8 Nisan 1915 günü Kerevizdere Muharebesinde şehit oldu. Cihan Harbi bitse de ortalık uzunca bir süre durulmadı. Milyonlarca kaybın tek tek kimlik tanımlaması yapılamadığından, İdris'in şehadet haberi ailesine bildirilemedi. Yakınları şehit olduğundan habersiz, gelecek diye yıllarca yolunu gözlediler... 

    2. Deli Mehmet

    Gocaosmanın ikinci oğlu Mehmet 1911 yılında doğdu, 'Deli Mehmet' diye lakaplandı... Omarcıkların Ali kızı Selvere ile evlendi. Gıralinin halası olan Selvere Hanım, taze gelin iken vefat etti. Omarcıklarda Selver/Selvere isminin yaygınlaşmasına sebep, genç yaşta vefat eden bu taze gelindir...

    Delimehmet, ikinci olarak Mardaklardan Halime ile evlendi. Aslında Halime Hanım, Hacahmetlerin Gabaoğlanın yetim kızıdır. Annesinin yanında tay olarak Mardakların Hüseyin'e geldiği için onlardan diye anılır. Macerası da ilginç... Halime önce Mardakların Hüseyin oğlu Hüseyin'e varmış, ondan çocuksuz dul kalmış. Sonra Hatiplerin Deliahmete varmış ve Yağcımahmutun anası olmuş... Ayrılmışlar, işte o vakit Delimehmete gelmiş... Delimehmet, darbıyla Halime Hanımın ölümüne sebep olduğu söyleniyor. İkinci evliliği de böyle bir feceatle neticelenmiş oldu... (Delimehmet ile Halime'nin hala-dayı çocuğu olduğunu ıskalamayalım.)

    Üçüncü evliliğini Akörenli Şerife Hanım ile yapıyor. Ondan iki kızı oluyor; Sultan, Sarımehmet Emmisinin oğlu Yalamaşükrü eşi oldu. Küçük kızı Emine ise Çanlının Aziz'e vardı, kocası 1970'te öldükten sonra da Erkmen'e kocaya vardı... Delimehmetin üçüncü eşi Şerife Hanım 1964'te vefat etti...

    Dördüncü defa yine Eğret dışından bir hanımla evlendi. En kısa süren evlilği budur; kadın üç gün sonra kaçıp gitmiş...

    Son olarak Aşağı Dandırlı Hacer Hanım ile evlendi. Hacer Hanımın yanında tay gelen Şerife ileride Cavaların Tahir eşi olacaktır... Hacer Hanımdan da İbrahim ve Ayşe adlarında iki çocuğu oldu. Ayşe Dandırlı bir beyle evlendi, İzmir'de oturuyorlar. Delimehmetin 1986 yılında ölümünden sonra İbrahim İzmir'e yerleşti. Sultandağlı bir hanımla evlendi, halen İzmir'de yerleşik... 

    3. Pepe Hasan

    Üçüncü oğlu Hasan 1912 yılında doğdu. Dilinde biraz tutukluk vardı. Tam kekemelik değil; ama bazı heceleri tekrarlamadan söyleyemiyordu. Bu yüzden 'Pepe' lakabı takıldı. Halk söyleyişinde isminin ilk hecesi yutulur ve sülalenin adı 'Pepesanlar'a dönüşür.

    Pepehasan, İdirizlerin diğer kolundan Mustafa kızı Kezban ile evlendi. Kezban Hanım, Sarıömerin kardeşidir... Kendisi 1977 yılında, 65 yaşında vefat etti. Eşi Kezban Hanım ise 2002'de öldü... 

    Çocuklarına bakalım... İbrahim, İdris, Ayşe, Gülfem, Seher, Mustafa ve İdris adlarında üç kız ve dört oğulları oldu. İdris, Ayşe ve Gülfem, 1945-55 arasında küçük yaşta vefat ettiler; hayatta kalan tek kız Seher ise Gobakların Apak eşidir...

    Büyük oğlu İbrahim 1940 yılında doğdu. Tatıresilin kızı Hafize ile evlendi. Terlemezlerin Palaibram, Çolömerlerden Şampaya ve Körsüleyman, Bilallerin Şımır ile bacanak oldular... Dört oğlu oldu; 1970'te Aziz, 1972'de Ramazan, 1976'da Kadir ve 1981'de Hasan Hüseyin dünyaya geldi... Pepesanın İbram, 1990 yılında 50 yaşında vefat etti, eşi Hafize Hanım ise 2008 yılında öldü... Güdüklerin Emin Işılak kızı Hatun ile evlenen büyük oğlu Aziz'in İbrahim ve Emin adını verdiği iki oğlu ve Eflin Sebahat adında bir kızı oldu. Emin 2011'de bir kazada vefat etti... İbrahim, Sultandağlı bir hanımla evlendi; Anıtkaya'da oturuyorlar... İkinci oğlu Ramazan, Tekirgızılar Osman kızı Fikriye ile evlendi. İbrahim İlker ve Özgür adlarında iki oğlu var ve Kütahya'ya yerleşikler... Üçüncü oğlu Kadir, Dıkmanın Şefmehmet kızı Dilek ile evlendi. Hafize, Sümeyye ve Sude adlarında üç kızı var; Anıtkaya'da oturuyorlar... Küçük oğlu Hasan Hüseyin de Güdükemin kızıyla evlendi; yani Aziz abisiyle bacanak. İbrahim ve Eray adında iki oğlu var...

    Pepehasanın ortanca oğlu Mustafa 1952 yılında doğdu. Yine İdirizlerden Saralosman kızı Nazike ile evlendi. Aynı zamanda halasının oğlu Gasaphüseyin ile bacanaktır... Erken dönemde Afyon'a yerleşti. İki oğlu oldu; büyük Hasan, Çavdarlılı Fatma ile evlendi; Büşra, Sude, Zeynep adlarında üç kızı var... Küçük oğlu Cemil ise Duygu ile evlendi. (Onların arasındaki bağlantıyı izah etmek için ayrı bir parantez gerek. Duygu'nun anası Fadime, aslında Körhocanın Terzimevlüt kızıdır. Terlemezhocanın Şaban'a, yani teyzesine evlatlık verilmiş. Onlar da Fadime'yi Necmi ile evermişler; Duygu onların kızıdır. Pepehasan ile Terlemezhocanın eşi Azime kardeş olduğu hatırlanırsa, bağlantı çözülür.) Cemil'in Rana ve Mustafa adlarında bir kızı ve bir oğlu var. Çocukları, torunlarıyla birlikte Pepesanın Mısdık halen Afyon'da oturuyor... 

    Ve Pepesanın en küçük oğlu İdris 1955 yılında doğdu. Çakıriban kızı Kezban ile evlendi. Kezban Hanım ile İdris hala-dayı çocukları oluyor... İdris, adından daha fazla 'Mütayit' lakabıyla tanınır... Ömer, Hasan ve Ayşe adlarında bir kızıyla iki oğlu var. Mütayit de halen Anıtkaya'da oturuyor...

    4. Kekeç Halil

    Gocaosmanın 1921'de doğan en küçük oğlu Halil'e neden 'Kekeç' dediklerine dair bir şey bulamadım. Tam olarak konuşma zorluğu veya tutukluk, kekemelikten ayrı; sadece telaffuzda sıkıntı yaşayan kimselere kekeç derlermiş. Halil'de böyle bir durum var mıydı bilmiyorum...

    Önce bir kız kaçırıyor; kimdir, kimlerdendir meçhul... Çocuğu olmamışken, erken vefat edince ikinci evliliğini Omarcıkların Gocahüseyin kızı Ayşe ile yaptı. Çocukları, Kilcinin ablası olan Ayşe Hanımdandır. Dördü kız ikisi oğlan, altı çocuğun yaşlarına göre adları; Osman, Muhsin, Fadime, Azime, Seviye, Ayşe'dir... 

    Hayatının önceki devresinde benzer vazifelere yaşandı mı bilinmiyor; ama Kekeç 1975 yılında vefat ettiğinde Zafer Mahallesinin Muhtarı idi... Hanımı, Omarcıkların Ayşe ise 2002 yılında öldü...

    Kızların büyüğü Fadime, Balinin Osman eşi; ortanca Azime, Gıdakömerin Halil eşi; diğer ortanca Seviye, Mardakların Dişçiali eşi; küçük Ayşe de Arapların Gözelmehmetin Şükrü eşidir...

    Kekecin büyük oğlu Osman 1947 yılında doğdu. Kinislerden Dınalinin kızı Sultan ile evlendi. Daha dipte Dınalinin ninesi İdirizlerdendir... Bu evlilik yoluyla Bükürün Adem ile bacanak oldular... Erken dönemde Afyon'da çalışmaya başlayan Osman, Anıtkaya ile bağını koparmamışsa da oraya tamamen yerleşti. İkisi kız ikisi oğlan, dört çocuğu oldu. Kızları Vildan ve Bahar Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Büyük oğlu Doğan, Bödünün Kerim kızı Hanife ile evlendi. Sultan ve Muhammet adlarında iki çocuğu var, Afyon'da yaşıyorlar... Dedesinin adını alan küçük oğlu Halil, Şuhutlu bir hanımla evlendi. Osman ve Eren adlarında iki oğluyla Afyon'da yaşıyorlar... Kekecin Osman 2013 yılında vefat etti..

    Küçük oğlu Muhsin 1951 yılında doğdu. O yılların Eğret'i için yeni olan bu ismin anlamını Muhsin İdis'ten dinledim: Kekeç, Eğretli yedi sekiz arkadaşıyla birlikte aynı birlikte askerliğini yaptı. İkinci Dünya Savaşının sonlarına denk gelen bu uzun askerlik yıllarında çok sevdikleri komutanlarının adı Muhsin imiş. Onun hatırasına, Haydar ile Kekeç, oğullarına ismini vermişler... Muhsin, Arzıların İbrahim kızı Azime ile evlendi. Terzimusanın kardeşi olan Azime Hanımla evlenince; Yörüğoğluların Lütfi, Arapselimin Arif, Köreminin İzzet'in Adem ve Yeşilömerlerin İsmail oğlu Mehmet ile bacanak oldular... İki erkek, bir kız çocukları oldu. Oğlanlara iki dedenin adı olarak Halil ve İbrahim adları verilmiş, kıza ise Gülden... Erken dönemde Anıtkaya'dan ayrılan Muhsin, halen İzmir'de yaşıyor...

    ***

    Şimdi tekrar başa, İdirizlerin Gocaosmana dönelim. Cihan Harbi yıllarında ve daha öncesinde uzun süren bir askerlik hizmeti var... Bazı aralıklarla değişik cephelere kaydırılmışlar; ama ağırlıklı olarak Yemen-Hicaz bölgesinde bulunmuş. O hengameden sağ kurtulabilen nadir Eğretlilerdendir kendisi... Sağ salim köyüne döndükten sonra uzun yıllar yaşamış birkaç kişiden biridir... Soyadı uygulamasında, Sarımehmet Abisi tarafıyla aynı soyadını, İDİS'i almışlar... Seksen yaşına geldiğinde bunun içini Kabe özlemi sarmış. Askerlik döneminde Kabe çevresinde dolaşıp durduğu günler burnunda tüter olmuş. Durduramamış kendini, o yaşta Hacca azmetmiş... Harpten dönen Gocaosman, Hicaz'dan geriye dönmemiş... İkinci eşi Ayşe Hanım, Gocaosmandan tam 17 sene sonra, 1971 yılında vefat etmiş...




10 Mart 2023

Çullular

 

    1830 Yılını gösteren kayıtlarda Eğret'te üç Arzımanoğlu/Hacılar hanesi bulunuyor.

    Bunlardan birisi Arzımanoğlu Hacı Mustafa oğlu Mehmet'tir. Küçükmehmet olarak tanınacak olan bu hane; Hacımuratlar, Sağırmehmetler, Hacınınibram, kısaca Yetimleri oluşturur.

    İkinci Arzımanoğlu hanesi ise Hacı Ali'ninkidir. Onun büyük oğlu İdris çocukları,  Davılcıarifler / Kelaliler Kelsalekleri oluşturuyor. Küçük oğlu Abdullah'tan ise Kelahmetler...

    19. Yüzyıl kayıtlarında görünen üçüncü Arzımanoğlu hanesi ise Hacımehmet oğlu Hacı Mehmet'tir. O'nun tek oğlu Ahmet'i izlediğimizde Çullulara varıyoruz.



    Hacı Mehmet oğlu Hacı Mehmet 1740 doğumlu... Kendisi 90 yaşındayken, üç yaşında bir oğlu olduğu görülüyor. Daha önceden ölen çocukları olduysa, ve o sırada kızları varsa da bunlardan haberimiz yok. Tabi kayıtlarda karısı hakkında da bir bilgi bulunmuyor. Bu yüzden hemen 3 yaşındaki oğluna geçelim...

    Ahmet 1828 yılında doğmuş. Şerife Hanımla evlenmiş; ama Onun da yaşı ve kimlerden olduğu meçhul. Bu bilinmezliklerin sebebi, elde bulunan ikinci dönem (1904) kayıtları tutulduğu sırada ikisinin de hayatta olmamasıdır. Bilgilerdeki netlik, tek oğulları Mustafa ile başlıyor...


    Çullu Mustafa

    Hacıların Ahmet oğlu Mustafa 1880 yılında doğdu. Hacıların diğer kolundan Mehmet Emmisinin kızı Rabia ile evlendi. Rabia Hanım; Kelsalek, Çapıtçıhafız, Kelidiriz ve Kelarzımanın halasıdır...  

    Kızına 'Çullugızı' demelerinden anlaşılıyor ki sülalede ilk 'Çullu' lakabı Mustafa'ya verilmiş. Nasılını niçinini bilemeyiz; ama üstbaş ile, giyim kuşamla ilgili olduğu düşünülen bu lakap, sülalesinin adına dönüşecektir...

    Ahmet ve Şerife adını verecekleri iki çocukları olduktan sonra Cihan Harbi çıktı. Irak Cephesinde bulunan Çullu, 1915 yılında Musul'da şehit oldu. Harp darp, mütareke, işgal, zafer derken Rabia Hanım on yıl sonra 1925 yılında mahkemeye başvurarak kocasının vefatının tescillenmesi, dolayısıyla kendisine evlilik izni verilmesi talebinde bulundu. Talebi kabul edildiyse de Rabia Hanımın bir daha evlenmediği anlaşılıyor. 'İrebiye Nine' derdik, neredeyse bir asır kadar torununun yanında yaşadı, 1978'de vefat etti...

    Çullugızı

    Çullunun tek kızı Şerife'ye 'Çullugızı' diyorlardı. Arapselimlerin Mehmet oğlu Selim'e verdiler. Selim, Düdükçüırmızanın abisidir... Aziz, Safiye, Selime ve Mehmet olmak üzere dört çocuğu varken kocası Selim vefat etti. Çullugızı, yetimlerini alıp anasının evine döndü. Bu kez Bolvadinli Çakallardan Kelbekir oğlu Ali Osman'ı içgüveyisi aldı. 

    Alosmançavuş diye anılan Ali Osman Haykır ile evlenmesine vesile olan kişi, yeni kaynanası Arapgızıdır. Arapgızı Kezban Hanım, en son olarak Kelbekir'e varmış ve ondan Halil Haykır ile Ali Osman Haykır olmuştu. Dayısının oğlu Selim vefat edince, dul eşi Çullugızını kendi oğlu Ali Osman'a aldı... ya da oğlunu Çullugızına verdi, ne derseniz deyin... Böylece Çullugızı ikinci evliliğini yapmış oldu...

    Çullunun Ahmet

    Çullunun Ahmet 1911 yılında doğdu. Babası şehit olduğunda dört yaşındaydı. Yıllar geçti... Hatipoğlu Mehmet Ali'nin kızı Zehra ile evlendi. Zehra Hanım, Halimeninmehmet kardeşidir... İki Cihan Harbi şehidinin çocukları evlenmiş oldu... 

    Bu evlilikte dikkat çekilmesi gereken bir durum daha var... Çullugızının ilk evliliği Arapselimlerin Mehmet oğlu Selim ileydi... Halimeninmehmet, Selim'in kardeşi Halise'yi aldı... Çullunun Ahmet de Halimeninmehmet kardeşi Zehra'yı...

    Sekiz çocukları oldu, üçü kız; Mustafa, Mehmet, Fethiye, Muzaffere, Hafize, Sebahattin ve Muhittin... İsimlere dikkat; Mustafa, Çullu Dedenin adı... Mehmet ile Hafize ise İrebiye Ninenin ana babasının isimleri... Muzaffere, Zafer sonrası yıllarının moda ismi...Muhittin, Fethiye, Sebahattin hakkında fikrim yok...

    Büyük kızı Fethiye, 1941'de doğup 1947'de; ortanca Muzaffere 1942'de doğmuştu, dört yaşındayken vefat etti... Küçüğü Hafize ise Şemşilerin Ahmet eşi oldu... Oğlanların küçüğü Sebahattin, 1952'de doğdu ve iki yaşındayken vefat etti... Diğerlerine bakalım...

    Büyük oğlu Mustafa 1932 yılında doğdu. Hakkıların Kadir kızı Dudu ile evlendi. Annesi itibariyle Sakalardan olduğu için Dudu ile Mustafa arasında zaten akrabalık bağı vardı... 

    Şerife, Muzaffere, Ahmet, Adem, Havva ve Zehra adlarında altı çocukları oldu. 1952'de doğan Şerife iki yaşındayken öldü.... Bu arada Mustafa İzmir'de çalışıyordu. Ninesinin vefatına kadar çocukları köyde, kendisi İzmir'de durumu devam etti. Sonra tamamen İzmir'e yerleştiler... 

    Büyük kızı Müzef'i, Çullugızı Halasının oğlu Mehmet'e verdi. Ortanca Havva'yı ise daha küçükken, çocuğu olmayan bacanağı Sağırların İbrahim Sancak'a evlatlık olarak verdi... Küçük kızı Zehra da İzmir'de Anıtkaya dışından bir beyle evlendi... 

    Oğlanlara gelince... Büyük oğlu Ahmet, orada Anıtkaya dışından bir hanımla evlendi; bir oğlu bir kızı varken vefat etti... Adem ise Mihrioğlu İbrahim kızı Seviye ile evlendi, Tuğba ve Gökhan adlarında iki çocuğu oldu... Çulluların Mısdık, oğlundan sonra kendisi de İzmir'de 2004 yılında vefat etti. Dudu Hanımın vefat tarihi 2020... Çocukları ve torunları İzmir'de yerleşikler...

    Ortanca oğlu Mehmet 1937 doğumlu... Hacıların Kelidiriz kızı Şerife ile evlendi; Kösenin Veli, Arzıların Veysel, Hassönlerin Gırhasan ile bacanak oldular... İstanbul'a yerleşti ve orada Ahmet, Gülay ve Tülay adlarında üç çocuğu oldu. Kendisi 1980 yılında vefat edince çocukları Anıtkaya'ya döndü, bir müddet sonra da Afyon'a yerleştiler. Kızlar Anıtkaya dışından beylerle; Ahmet ise Olucaklı  bir hanımla evlendi ve Naymelerin Süleyman ile bacanak oldular. Mehmet Burak adında bir oğlu olan Ahmet, halen Afyon'da yaşıyor...

    Çullunun Ahmet'in en küçük oğlu Muhittin 1948 yılında doğdu. Kipilin Köremin kızı Hüsniye ile evlenip İzmir'e yerleşti. Zehra, Ahmet ve Elveda adlarında üç çocuğu olduktan sonra Muhittin de Mehmet Abisinden bir kaç ay sonra vefat etti... Onun vefatından sonra çocukları gelip baba ocağına yerleşti. Zehra, Davılcıariflerin Mustafa oğlu Arif'e vardı... Teknik futboldaki yeteneği sebebiyle arkadaşlarının 'Oğuz' lakabını taktığı Ahmet ise Manisalı bir hanımla evlenip Salihli'ye yerleşti; halen orada yaşıyor... Hüsniye Hanım sürekli Anıtkaya'da idi, 2021 yılında vefat etti...

    Çullunun Ahmet ile eşi Zehra Hanım 1970 yılında arka arkaya vefat ettiler. Çocukların her biri, kendi çocuklarına babaların adını verdiler. Şemşilerin Ahmet'in oğlu Şehit Ahmet Şık, diğerleri ise Ahmet AZBAY'dır...



 

09 Mart 2023

Davılcı Arif - Kel Ali

     
    1830 Yıllarında Arzımanoğlu diye kaydedilen Hacilar sülalesine ait iki hane vardı, Arzımanoğlu Mehmet ve Hacı Ali... Hacı Mustafa'nın oğlu Mehmet'e zamanla Küçükmehmet dediler, Yetimlerin, atasıdır... 

    Hacı Ali ise Küçükmehmetin amcasıdır, 90 yaşında bir pir-i faniydi. İki oğlu vardı. Abdullah'tan olan torunları Kelahmetler adıyla günümüze ulaştı. İdris'in iki torunundan da iki ayrı Hacılar sülalesi karşımıza çıkıyor; Mehmet'ten olanlar Kelsalek, Çapıtçıhafız, Kelidiriz ve Kelarzıman; Süleyman'dan gelen Davılcıarif ile Kelaliler... 

    İdris hakkında söylenmesi gereken önemli bir hususu atlamayalım. 1840 Yılında ikinci dönem Eğret Muhtarı olarak atandı; yardımcısı da Hatiboğlu Ahmet idi. Bu yöneticilik kaç yıl sürdü bilinmiyor; ama 1847'de hala muhtar idi... Ayrıca 1839 yılında eşi Ayşe Hanım vefat edince, Ali'nin yanında kızı Hatice de öksüz kaldı... Hatice'nin akıbetinden haberimiz yok; konumuz ise kardeşi Ali...



    Arzımanoğullarından İdris oğlu Ali, Rabia Hanımla evliydi. Mehmet ve Hatice adlarında bir oğlu bir kızından sonra Rabia Hanım vefat etti. Veyislerin Ali kızı Şerife ile tekrar evlendi. Şerife Hanım Delimamın kardeşiydi. Nazike adında bir kızı ve Süleyman adında bir oğlu daha oldu. Nazike Şerife Hanımdan, bu kesin; Süleyman'ın da aynı anadan olduğu kuvvetle muhtemel... İlk eşinden Mehmet Kelsaleklerin atası olduğunu söylemiştik. Hatice, Kelahmetler tarafından Arzımanoğlu Halil'e vardı. Yozgunun dedesi olan Halil 1889'da vefat ettikten sonra İdirizlerin Ömer'e, yani Sarıömerin dedesine varacaktır... Diğer kızı Nazike de, Veyislerden Hacarife varıp Körhocanın anası olacaktır. 

    Süleyman'a geçmeden evvel bir iki husus var, onları da belirtmek lazım. Eğret'e Çakırköy'den gelen Saka Hüseyin'in eşi Naime, Arzımanoğullarından İbrahim-Satı kızı olduğu belirtiliyor. Bu durumda İbrahim adında dördüncü bir kardeşten daha söz etmemiz gerekir ki onun tek kızı Naime de Sakahüseyin eşidir... Diğer husus da İdris'tir; Hacı Ali'nin bunca oğul arasından birine babasının adını vermemesi düşünülemez... İdris adında bir oğlu bulunduğu, onun da Ahmet kızı Havva ile evlendiği, Fatma adında bir kızlarının olduğu, İdris'in vefatı üzerine Fatma yanında tay olduğu halde Havva Hanımın Yetimlerden Küçükmehmetoğlu Hacı Mustafa'ya vardığı belirtiliyor. Orada Hacınınibramın anası olacaktır... Bütün bunlar böylece kütükte kayıtlı değil; ama Hacılar sülalesinin tam anlaşılabilmesi için bilinmesi gereken hususlar...

    Ayrıyeten Hacı Ali'nin Hanife adlı bir hanımla daha evlendiği, ondan da 1868 yılında Fatma adını verdiği kızı doğduğu; Fatma'nın önceden şimdi bilemediğimiz birine vardığı, sonradan eşinden dul kalan Ayanoğlu Hacı Hüseyin'e nikahlandığı, kocasının küçük oğlu Ömer (Kölgeci)ye iyi davranmadığından boşandıkları anlaşılıyor. Kayıtlarda yer almadığı için malesef bütün bunlardan belgesiz söylenti biçiminde söz edebiliyoruz... 

    Süleyman'ın doğum tarihi bilinmiyor, çünkü esas aldığımız nüfus kayıtları yazılmaya başlamadan iki yıl önce, 1902'de vefat etmişti... Veyislerden Veli kızı Neslihan ile evlendi. Bu evlilikte annesinin etkisi olduğu kesin gibi... Ayrıca kardeşi Nazike'nin de Hacıarif'e verilmiş olması, değişik usulü evliliğin işaretini vermiyor değil... Neslihan Hanım, Doğveli ile Kösenin halaları olur...

    Arzımanoğlu Süleyman ile Neslihan Hanımın iki kız, iki de oğlu oldu. Yaş sırasına göre isimleri Arif, Ali, Penbe ve Hatice'dir... En büyükleri 9 yaşında ve en küçükleri henüz doğmuş iken, Süleyman Hacca niyetlendi. Vazifesini yerine getirip Eğret'e dönüş yoluna düşeceği vakit Hicaz'da vefat etti. Dört yetim, analarının başına kaldı...

    1900 ve 1902 yıllarında doğan Penbe ile Hatice'nin akıbetine dair bir kayıt yok. Kayıt haricinde nakledilen herhangi bir bilgi de bulunmuyor. Yalnız ikisi de ileride ismen karşımıza çıkacaklar...

    Davılcı Arif

    Süleyman'ın büyük oğlu Arif 1893 yılında doğdu. Aslında İdris Emmisinin kızı iken, anasının yanında Arzımanoğlu Hacı Mustafalara tay giden Fatma ile evlendi. Ona 'Davılcı' lakabı takılmasının sebebi davul çalması değildi. Konuşma ve söylemlerinde biraz ölçüsüz olduğu içindi. Hacca gittikten sonra Hacı Arif denilse de bu, 'Davılcıarif' lakabının gölgesinde kaldı.

    Davılcıarifin Seyitgazi'de Şehit olduğuna dair şu kaydı ekleyelim: 'Eğretli 1893 doğumlu Süleyman oğlu Arif; 11. Fırka, 70. Alay, 2. Tabur, 6. Bölük neferatından iken; 19 Temmuz 1921 günü Seyitgazi'de şehit oldu.'... (Davılcıarifin uzun yıllar yaşadığı 1958'de öldüğü bilindiğine göre, bu şehitlik kaydında bir yanlışlık var demektir.)

    Davılcıarifin iki kızıyla bir oğlu oldu; isimleri Süleyman, Hatice ve Sultan'dır... Hatice, Kelahmetlerin Abdullah Azbay; Sultan da Dindin Emmisinin oğlu Halit Azbay eşi oldu...

    1920 Yılında doğan tek oğluna babasının adını vermişti. Davılcıarifin Süleyman, Hatiplerin Mollaosman kızı Zeliha/Zele ile evlendi. Hatırlanacağı üzere Süleyman ile Zele'nin büyük dedeleri bir asır kadar önce Eğret'in Muhtar ve Muhtar Yardımcısı idiler... Bu evlilik sebebiyle Süleyman; Hacımahmutların Hafız, Apdıramanların Yeniali, Hassönlerin Hüseyin ve Yetimlerin Gocayetim ile bacanak oldular... 

    Davılcıarifin Süleyman 1986 yılında öldü. Eşi Hatiplerin kızı Zele Hanım, uzun yıllar daha yaşadı ve 2004 yılında vefat etti... 

    Üçü kız üçü oğlan altı çocuğu oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Havva, Neslihan, Mustafa, İbrahim, İdris ve Cavide'dir... Büyük kızı Havva, Tatıresilin Terzi Topal; Neslihan, Doğvelinin Mehmet; Cavide de Turabilerin Berber Mehmet eşi oldular... Neslihan'ın adını aldığı büyük ninesi Veyislerdendi ve Mehmet'in dedesinin kardeşiydi...

    Süleyman'ın büyük oğlu Mustafa 1949 yılında doğdu. Kirpitçilerin Saviye ile evlendi ve Kipilin Köremin ile bacanak oldular... Saviye Hanım anası itibariyle Veyislerdendir... İzmir'e yerleştiler ve ikisi oğlan biri kız, üç çocukları oldu. Tek kızı Refika Anıtkaya dışına gelin oldu... Küçük oğlu Süleyman da Anıtkaya dışından evlendi; Berkan ve Bertuğ adında iki oğlu var... Büyük oğlu Arif, Çulluların Muhittin kızı Zehra ile evlendi. Tuğba ve Mustafa adlarında iki çocuğundan sonra ayrıldılar... Mustafa 2011, eşi Saviye Hanım ise 2014 yılında vefat ettiler; çocukları halen İzmir'de yaşıyorlar...

    Ortanca oğlu İbrahim 1953 yılında doğdu. Hacıların Kelahmetler boyundan Arzıman kızı Asiye ile evlendi. Şeherlioğlunun Hüseyin ile bacanak oldular... Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Selime ve Osman adında bir kızıyla bir oğlu oldu. Selime, Delimamların Süleyman oğluna vardı. Osman ise Seydilerin Veysel'in Seydi kızı Hatice ile evlendi. İbrahim Hakkı ve Elif Rana adlarında iki çocuğu var. İzmir'de oturuyorlar...

    Küçük oğlu İdris 1955 doğumlu... Abileri gibi erken İzmir'e yerleşti ve Yeşiömerlerden Fadime ile evlendi. Funda ve Süleyman adında bir oğluyla bir kızı oldu. Funda Olucaklı bir bey ile, Süleyman Olucaklı bir hanım ile evlendi. İzmir'de yerleşikler.

    Kel Ali / Dindin Dede

    Hacıların Süleyman'ın küçük oğluna dedesinin adı olan Ali ismini verdiler. 1896 Yılında doğan Ali, ömrü boyunca çeşitli lakaplarla anıldı. Önceleri 'Gavur Ali' diyorlardı. Bunun sebebi dikbaşlılığı, inatçılığı, sertliği idi. Kafasına yatmayan bir durumda tersine hareket etmekten çekinmezdi. Kendisine karşı sözünün geçmediğini gören bazıları ona bu lakapla sesleniyorlardı. 

    Doğrusu bu Gavurali'nin pek de umurunda değildi; kendisinin ne olup olmadığını biliyordu çünkü. Gavurluğuyla ilgili duyduğum bir olayı nakledeyim... İşgalin son günlerine yaklaşılırken Gavurali ve yanındakiler Dağda öküz güdüyorlar. Yanındakiler de Hakkıların Kadir ile Hayta...  Bu ikisi Ali'den 10-12 yaş daha küçükler ve Ali kadar güçlü de değiller. Zaten Ali'ye Gavur demelerinin bir sebebi de dellendiğinde inanılmaz güçlenmesi... Bir de bu güce bağlı cesareti... Bizim uçaklardan biri, Dağdaki düşman kampını bombalamış. Ölüler, yaralılar var... Bizim çobanları tutup sedyeyle yaralıları taşıtıyorlar... Ne yapsın garipler, dedikleri yere götürüyorlar, itiraz edecek hal mi var... Yalnız Gavur da gavurluğunu yapacak, dipçikle Ali'yi dürtükleyip duruyor, çabuk çabuk diye... Bir iki derken bizim Ali'nin de sabrı taşmış, bırakmış sedyeyi... Ağzını da bozmuş galiba 'Sizin ölünüzün deee, dirinizn dee...!' Eline geçirdiği bir değnekle önüne geleni indirmeye başlamış. Yunanlar ne olduğunu anlayana kadar yapacağını yapmış... Olayı nakledenlerin yorumu şu; eğer yanındaki iki çocuk da Gavurali'ye yardım etseydi orada düşmana teslim olmazdı... Şaşkın düşman kendini çabuk toparlayarak Ali'yi derdest etmiş... ve çok fena dövmüş. Lakin yediği dayak da umurunda olmamış Gavurali'nin; birkaçını haklayıp rahatlamış ya, her şeye değmiş... O haldeyken yine de ellerinden kurtulmayı başarmışlar. Öküzleri Hayta'ya bırakıp köye doğru yollanmışlar... Devamında olayı Müdüroğlu Halilçavuş'un hikayesiyle birleştiriyorlar...

    Gavurali, Gocamatların Hüseyin kızı Ayşe/Eşe ile evlendi. Eşe Hanım Gocamat (Ahmet Tektaş)ın ablasıdır, ayrıcı anneannesi kanalıyla Veyislere bağlanır. Ali'nin annesi de Veyislerdendi. Ancak Veyisler deyince, burada daha derin bir bağlantıdan da söz etmek gerekecek... Eşe Hanım önce Doğvellerin Mehmet oğlu Veli eşiydi; yani Ali'nin dayıoğlunun eşi... Veli Cihan Harbinde şehit olunca Gavurali'ye varmış oldu...

    Bu dönemde Ali'nin lakabı değişti, artık 'Kel Ali' idi... Yeni lakabı çocuklarının sülale adına dönüşecektir... Kel Ali ile Eşe Hanımın üç çocuğu oldu; ikisi kız, biri oğlan. İsimleri de Penbe, Feride ve Halit... 

    Hatırlanacağı üzere Davılcıarif ile Kelali'nin Hatice ve Penbe adında iki ablası vardı. İki kardeş birer kızlarına, birer ablasının adını vermişler... Kelalinin büyük kızı Penbe yine Hacılardan Yozgun eşi olacak, ondan ayrıldıktan sonra da Körüslerin Akömere varacaktır. Terzi İzzet Kök'ün anasıdır... Küçük kızı Feride ise Hatiplerin Şükrü'ye vardı; Godalemin ile İbrahim Aykaç'ın analarıdır...

    Oğluna geçmeden önce Kelalinin son lakabını nasıl aldığını da anlatalım. Özellikle son zamanlarında 'Dindin Dede' diye biliniyordu. Durmadan 'din din din' diye dınıladığı için öyle demişler. Bu durumunu kendisi, Allah'ın cezalandırması olarak yorumlarmış. Güya çok küfrettiği için dili böyle ses çıkarmaya takılı kalmış...

    Dindin Dede/Kelali, 1966; karısı Eşe Hanım ise 1981 yılında vefat ettiler...

    Dindin Dedenin tek oğlu Halit'e 'Kelalinin Halit' derlerdi. Arif Emmisinin kızı Sultan ile evlendi ve Kelahmetlerin Abdullah ile bacanak oldu. Dört kızı oldu; Emine, Satı, Selman ve Azime... Büyük kızı Emine, Hatiplerin Şükrü oğlu İbrahim'e vardı; hala-dayı çocuğu oluyorlar... İkinci kızı Satı, Kelahmetlerin Cici Mehmet'e vardı; teyze çocukları... Küçük kızları Selman ile Azime Anıtkaya dışına gelin gittiler...

    Kelalinin Halit 2003 yılında, eşi Sultan Hanım ise ondan 15 yıl sonra, 2018'de vefat ettiler...

    Diğer Arzımanoğullarında olduğu gibi, Hacıların Davılcıarif ve Kelali kolları da 1934 Soyadı uygulamasında AZBAY soyismini aldılar.



06 Mart 2023

Garaguzular


    1830 Dönemi Eğret Nüfus kayıtlarında Emiralilere ait iki hane bulunuyor. Bunlardan birincisi Emiralioğlu Ömer olup günümüzdeki uzantısı Yeşilömerler olduğu düşünülmektedir. İkinci Emirali hanesi ise Emiralioğlu Osman.. Onun günümüzdeki karşılığı ise Çolakfatılar/Faddikler ile Garaguzular olarak görünüyor. Konumuz, Garaguzular; Emiralilerin Osman'dan başlayalım...

    Emiralioğlu Osman 1800 yılında doğduğu kaydedilmiş. Otuz yaşındayken 'orta boylu, kara sakallı' bir adam diye tarif edilmiş. Tabi eşi kimdir, kimlerdendir bilinmiyor. 1823 Yılında doğduğu belirtilen bir oğlu var, adı Mustafa... Bizi Garaguzulara getirecek olan bu Mustafa'dır...

    Mustafa kızı Raziye ile evlendi. Bu bilgiye göre o dönemin Eğret'inde babası olabilecek iki Mustafa vardı. Onlardan birisi Selimlerin  Hacı Ali oğlu Mustafa'dır. Raziye Hanımın, 1841 yılında ölen Selimoğlu Hacı Ali'nin torunu olabileceğine dair yeterli işaret var... Fakat Raziye Hanımın aslen Tekkegaren (Kayıhan)lı olduğuna yönelik rivayetler de bulunuyor. Böyle bir ihtimali de gözden ırak tutmamak gerekir...



    Yirminci yüzyıl başına sağ salim gelebilen bir oğluyla iki kızları oldu. Bunlar; 1859 yılında doğan Ayşe, 1862 doğumlu Mehmet ve en küçükleri 1869 doğumlu Fadime'dir...  

    Büyük kız Ayşe, Mollahmetlerin Süleyman'a vardı: Akbaş Ömer ile Kilci Gocahüseyinin kaynanalarıdır... Büyük kızı Fadime ise Gıdilerin Hasan Hüseyin'e vardı; Gıdilerin İban (İbrahim Asan)ın ninesidir...

    Tek oğulları Mehmet 1862 yılında doğdu. Körselimlerin Ali kızı Refiye/Rukiye ile evlendi. Rukiye Hanım Gılindirin ablası olur. Dört oğlan bir kız, beş çocukları oldu; isimleri Mustafa, Osman, Raziye, Ali ve Mehmet ... 

    Bu dönemde Mehmet'e 'Karakuzu oğlu' denildiğini bir mahkeme kaydından öğreniyoruz. Bunu esas alırsak Garaguzu lakabı, Mehmet'in babası Mustafa'ya, ve belki Onun da babası Osman'a döner. O halde Emiralilerin bu koluna halk arasında Garaguzular denildiği resmileşir. Ancak lakabın Emiralioğlu Mustafa'dan başladığını söylemek daha doğru olur, çünkü Mustafa'nın diğer kardeşi çocuklarına böyle denilmeyecek...

    Garaguzunun Mehmet

    Garaguzunun Mehmet, tek kızına kendi anasının adı olan Raziye adını vermiş. 1903 Yılında doğan Raziye, Hassönlerin Çilmahmut eşi olacaktır... 

    Büyük oğlu Mustafa, 1887 yılında doğdu. Cihan Harbi başladığında evli değildi. Bu yüzden Haziran 1915'te şehit olduğunda ardında ne bir dul ne de yetim bıraktı... Kendisinden sekiz yaş küçük kardeşi Osman ise bekar değil, evliydi. Selimlerin Hasan kızı Fadime ile evlenmişti, yani Egekemal ve Egehasanın halalarıyla... Çanakkale'de İkinci Tabur Dördüncü Bölük Piyade Er'i idi. 10 Mart 1915 günü Kabatepe Muharebesinde şehit oldu...

    1. Garaguzunun Ali/Hörküleler

    Onların küçüğü Ali, Cihan Harbi yıllarında askere alınmadı; çünkü henüz 10 yaşındaydı... 1904 Yılında doğdu... Deligızların Arif kızı Sultan ile evlendi. Sultan Hanım üç kız kardeşin büyüğü olduğundan; Garaguzunun Ali, Veyislerin Deliban ve Omarcıkların Gocaısmeyil ile bacanak oldular. Gocaısmeyil vefat edince baldızı Fadik Yonuzların Halil'e vardığı için onunla da bacanak oldu...

    Sultan Hanım ayrıca Kesgin (Mahmut İdi)nin de kardeşidir... Bütün bu akrabalık bağlantılarını, Onun kim olduğunu göstermek için söylüyoruz. Aslında kimliğini tam olarak gösteren şey, lakabıdır. 'Hörküle' diye lakaplanıp tanınması, iriyarı fiziki yapısı ve çok kuvvetli olması sebebiyledir. 5-6 Demirlik dene talisini kucaklayıp arabaya atarmış, hem de tek başına... Yunan mitolojisinde aşırı derecede gücüyle öne çıkan tanrıya Herakles diyorlar. Biz bunu kısaca Herkül olarak tanıyoruz. Çok kuvvetli kişilere bu yüzden 'Herkül gibi' yakıştırması yaparız... Yine olağanüstü gücüyle toplumda ayrıcalıklı yer edinen bir kadına 'Dişi Herkül' anlamında 'Herküle' demişler... Bunun Eğret dilince söylenişi 'Hörküle' oluyor... Hörküle Sultan, hele kocası öldükten sonra bu hörkülece gücünün çok faydasını görecektir... Ve bundan sonra bu aileye 'Hörküleler' de denilecek...

    Garaguzunun Ali 1942 yılında öldü. Eşi Hörküle Sultan, uzun süre dul yaşadı. İşte bu dönemde çocuklarına babalık da yaptı ve 1978 yılında vefat etti...

    Garaguzunun Ali ile Hörkülenin altı çocukları oldu, bunların ikisi kız... Adı Rukiye olan bu kız, bütün çocuklarının da en büyüğüdür, 1926'da doğdu. Noritokanın hanımı yanında tay gelen Dandırlı Hödükhalibanın ilk eşidir. Bir oğlu dünyaya gelmiş, ama daha tazeyken vefat etmiş. Rukiye Hanımın kendisi de 1956 yılında vefat ettiği bildirildi... Rukiye'den sonraki ikinci kızı Rabia da 1937 yılında doğmuş; ama yedi yaşına gelince vefat etmiş...

    Büyük oğlan 1929 yılında doğdu, dedesi Mehmet'in adını almış... Zamanla Kore'ye gittiği için 'Koreli' lakabıyla anıldı. Bekiralilerin Ali kızı, Buydeycigadirin kardeşi Fadime ile evlendi. Çocuksuz olarak eşi 1949'da vefat etti. Sonra tekrar evlenip İzmir'e gitti. Bu evliliği kısa sürdü; ama böylece İzmir'e yerleşmiş oldu, artık ölene kadar orada kalacak... Trakya'dan (Çanakkaleli) Ayşe Hanımla ikinci defa evlendi. İki kızı ve beş oğlu oldu. 1967 Yılında doğup henüz yaşına girmeden vefat eden Hidayet bunlardan birisidir... Diğer iki oğlu Yaşar 2011 ve Dursun 2023 yılında vefat ettiler. Dursun'un Paşanınibramın damadı olduğu bildirildi. Diğer oğlu Kadir ise Çanakkaleli teyzesinin kızıyla evlenmiş ve İzmir'de yaşıyor...  Korelinin çocuk ve torunları İzmir'de yerleşikler... Kendisi 2009'da vefat etmişti...

    Hörkülenin 1934 doğumlu oğlunun adı Osman... Bu isim dipteki Emiralioğlu Osman'a kadar gider... Gavalcının Hüseyin kızı Ayşe ile evlendi. İki çocuğu oldu... Lakin bir dönemden sonra ruhsal rahatsızlığı ortaya çıktı ve bundan kurtulamayıp 1972'de hastanede vefat etti. Kendisinden sonra çocukları evlatlık verildi... Oğlu Ali'nin Dandır'a evlatlık verildiği, orada evlendiği, üç kız ve üç oğlu olduğu ve halen Dandır'da yaşadığı bildirildi...

    Üçüncü oğlu Arif, Hörküle Sultan'ın babasının adını almış... 1941 Yılında doğdu... Delimamın Ali kızı Selime ile evlendi.  Gocayusuf, Terlemezin Nazmi, Sağıroğlu Süleyman, Bakkal Sarı, Dedelerin Çapar ile bacanak oldular... Almanya'ya Türk işçilerin çok gittiği dönemde bu kervana Arif de katıldı. Lakabı buna bağlı olarak 'Gavurarif' kaldı... Üç oğlu ve dört kızı oldu; Erdoğan, Nesibe, Nigar, Nesrin, Mustafa, Nihal ve Fatih... Büyük oğlu Erdoğan Anıtkaya dışından evlendi ve halen Afyon'da yaşıyor... Ortanca Mustafa, Guzuguzunun İbrahim kızı Selime ile evlendi, Anıtkaya'da yaşıyor... Küçük oğlu Fatih ise Çolağüseyinin Veysel kızı Melek ile evlendi; Fatih de Anıtkaya'da yaşıyor...

    Hörkülenin küçük oğlu Ali 1943 yılında doğdu. Babasının adını koymalarının sebebi, ana karnındayken yetim kalmış olmasıdır... Ona da 'Gavurali' lakabı takıldı; fakat bunun gerekçesi, abisininki gibi değil... Biraz da inatçı yapısından dolayı böyle demişler... Karacahmetli Satı Hanımla evlenen Ali, erken dönemde Anıtkaya'dan ayrılıp İzmir'e gitmiş. Sonra dönüp Karacahmet'e yerleşmiş, şimdi ise Afyon'da yaşıyor. Oktay, Rabia ve Ünal adlarında iki oğluyla bir kızı var. Kızı Rabia Anıtkaya dışından bir beyle evlenmiş, yurtdışında yerleşikler... Oktay, Mardakların Hasan kızı Nuray ile evlenmiş; İstanbul'da yaşıyor... Ünal da Anıtkaya dışından Seven ile evlenmiş ve Ebra adında bir kızı var...

    2. Garaguzunun Mehmet Oğlu Mehmet

    Garaguzu oğlu Mehmet'in en küçük çocuğudur, 1911 yılında doğdu. Anıtkaya'da onun varlığını pek bilen yok. Çok erken dönemde köyden ayrıldığı anlaşılıyor. Aydınlı Cemile Hanım ile evlendiği bilgisinden yola çıkarak o taraflara bir yere yerleştiği düşünülebilir. Salihli’de uzun yıllar kalmışlar. Vefat eden çocuklarının kaydı var… Cemile Hanım 1968 yılında vefat etmiş. Garaguzuların Mehmet'in vefat tarihi ise 1980... Halen hayatta olan bir çocukları var, adı Veysel… Salihli’de doğmuş, İhsaniye/Demirlili Şükriye ile evlenmiş. Şükriye Hanım da yabancı sayılmaz; Çilmahmudun ikinci hanımı vardı Dilsiz Kamile, işte onun kızıdır…  Onların da beş çocuğu var ve halen İzmir’de yaşıyorlar…

    ***

    Emiralilerin Osman'ın oğlu Mustafa'ya Garaguzu diyorlarmış, Onun oğlu Mehmet'e de Garaguznun Mehmet... Garaguzuların hayatta kalan iki oğlandan büyüğü Ali Hörküle Sultan ile evlenince, lakap Hörkülelere dönüştü. Küçük olan Mehmet, 1934 Soyadı uygulamasında alınan ÖNGEL soy ismi, nihai olarak ÖNKAL'a dönüştüğü yıllarda Eğret'ten ayrıldı...



02 Mart 2023

Tomanlar


     Karahasan oğlu Ahmet 1790 yılında doğdu. Kara Hasan babası mıydı, yoksa sülalenin adı mı öyleydi belli değil. Uzun boylu kara sakallı diye fiziki tasviri yapılmış, buradan karayağız birisi olduğunu çıkarabiliriz. Bu durum onlara Karahasanlar denmesi için yeterli bir gerekçe teşkil edebilir. Yalnız üç dört nesil sonra Kırhasanoğlu ve Kırhasanlar tabirlerine de rastlanıyor. Hatta o kadar ileriye gitmeye bile gerek yok, 1841 tarihli Selimoğlu Hacı Ali terekesinde 'Kır Hasan oğlu Ahmet'e 128 kuruş borçlu' olduğu yazılmış. Bundan şunu anlayabiliriz; bunlara aynı dönemde hem Kırhasanlar hem Karahasanlar deniliyordu. Bu ikili söylem 20. yüzyıl başlarındaki kütükte devam ettirildi.

    Bir de Şehribanoğlu meselesi var. 1850 yılında ölen Şehribanoğlu Ahmet'in baba adı Hasan olarak kaydedilmiş. O yılların Eğret'inde bir tane Hasan oğlu Ahmet var, o da Kırhasanların Ahmet... İşin ilginci şu; O Ahmet'in torununun torunlarından birinin adı Şehriban... Eğret/Anıtkaya'da bu isme başka bir kişide rastlanmadı... Bu Farsça isim eskiden de çok kullanılmazmış. Eldeki mahkeme kayıtlarında yalnız bir defa geçiyor. İranlı Kulu Bey'in kızı Şehriban, kocası Sefer oğlu Hasan'dan ayrılmak istediğini beyan etmiş, 17. asır sonlarında... Eğer Şehribanoğlu Ahmet hadisesinde atıf yapılan Şehriban Hanım bu ise, ancak Gırhasanların Ahmet'in ninesi olabilir... Sülale ismi çoğalıyor; Garahasanlar, Gırhasanlar, Şerbanlar...

    Dönelim Ahmet'e... 1790 Yılında doğdu... Kendisi ve eşi hakkında başka bilgi yok. Kız çocukları zaten kaydedilmemiş, 1823 doğumlu Hasan adında bir oğlu var. 1830'ların sonunda Mehmet adında bir oğlu daha oluyor. İşte Gırhasanları yirminci yüzyıla ulaştıracak olan iki kardeş Hasan ile Mehmet'tir. 

    (1870'lerde Eğret'e gelerek Gırhasanlara bekar duran Kürtosmanın, Şehribanoğlu Ahmet'in kızıyla evlenip, bekar durduğu aileye aynı zamanda içgüveyisi de olduğuna yönelik bir görüş var. Bu görüş nazara alınırsa, Hasan ile Mehmet'in Fatma adında bir de kızkardeşleri olduğu düşünülmelidir. Oğlanları incelemeye başlamadan önce bu bilgiyi de kaydedelim.)


    HASAN

    1823 Yılında doğan Hasan'a da 'Gırhasan' dedikleri bildirildi. Ondan daha önce babasının lakabının bu olduğunu görmüştük... Havva Hanım ile evliymiş; ama kimlerden olduğu bilinmiyor. Çünkü nüfus kütüğü tutulduğu sırada çoktan vefat ettikleri için hakkında kayıtlı bilgi yok. Sadece Ahmet ile Fatma'nın ana adı Havva olduğunu biliyoruz... 

    Belgelerden çıkarılabilen çocukları sadece Ahmet ile Fatma. Şurası unutulmamalı, kız çocukları ancak 1904'e sağ ulaşabilmişlerse varlıklarından haberdar olabiliyoruz. Fatma hakkında net konuşmamızın sebebi bu. Fakat anlatılanlardan yola çıkarak gidilebilen yerde Turabilerle de yakın bir bağ olduğu görülüyor. Bu bağ, belgelerde görünmeyen kızlar sayesinde kurulmuş olmalıdır. İşte o kızlardan birinin Ahmet'in ablası (Fatma/Fadime/Fatı) olduğu düşünülüyor. 1849 Doğumlu Hasan kızı Fadime ile evlenen Külcüoğlu/Sarıoğlu Osman, Turabilerin atası kabul edilebilir. Ona tekrar döneceğiz...

    1873 Yılında doğduğu belirtilen Fatma, Gavalcıoğlu Halil eşi oldu. Gavalcılarla kurulan bu ilk bağ günümüze kadar gelecektir; ama Gavalcıların Turabilerle yakınlığı da unutulmasın... Şimdi iki Fadime/Fatma'nın kardeşi olan Ahmet'e bakabiliriz.

    Ahmet, 1869 yılında doğdu. Külcüler/Sarıların Osman kızı Ayşe ile evlendi... Kafa karışıklığını giderelim; Osman, kayınbiraderine önceki hanımından olan kızını verdi, çünkü Fadime Hanımdan önce Ayşe adlı bir hanımı vardı. Ölünce kızına da anasının adını vermişler... 

    Burada Külcüler/Sarılar sülalesi üzerinde biraz durmalıyız. Sarıların Osman'ın İki hanımından beş çocuğu vardı: Ayşe, Fatma, Mehmet, Osman, Zekeriya... Ayşe malum, Ahmet'e vardı... Fatma, Külcüoğlu Hüseyin'e vardı; Salih Külte ile Capbak Osman Külte'nin anaları olacaktır, hatta Capbağın adı Sarıların Osman'a dayanır.... Mehmet'in Halime adında bir kızı oldu; O da Halimeninmehmetin anasıdır... Osman ve Zekeriya Cihan Harbinde şehit olduklarında çocukları yoktu... Kısaca Sarıların Osman'ın oğullarının günümüze ulaşan nesli bulunmuyor; ancak Gırhasanların akrabalık bağını ortaya koyabilmek için onlardan bahsetmek gerekti...

    Toman Ahmet

    1869 Yılında doğan Ahmet, Sarıların Osman kızı Ayşe ile evlenmişti. Çocuklarına geçmeden önce lakabından bahsedelim. Kendisine 'Toman' dedikleri için ailesi de 'Tomanlar' diye anılacak ve şimdiye kadar onlar için söylenen 'Garahasanlar, Gırhasanlar, Şehribanlar' gibi yakıştırmalar tamamen unutulacaktır.

    Aslında Fars/Acem/İran ismi olan 'Toman', Türk dünyasında pek kullanılmıyor. Onun karşılığı gibi duran Teoman'a bile çok az rastlanır. Peki Gırhasanların Ahmet'e neden bu lakabı taktılar?.. İhtimal, Eğret'e gelen bir Acem yahut Azeri tüccarın adıydı; ilginç bulundu ve Ahmet'e eğlenmek için 'Toman' demeye başladılar. Timitiri lakabının doğuşuna benzer bir hikaye Tomanlarda da yaşandı yani... 

    Yalnız ta dipteki Şehriban Ninenin Acem kızı olduğunu; o taraflardan gelen Türkmenoğlu/Kürtosmana sahip çıkıldığını, Toman hikayesiyle birleştirince ortaya bir Azeri aile profili çıkıyor gibi... Çünkü Eğretliler Farsı Azeriyi ne bilsin, hepsine Acem der geçer. Doğu kökenlilere de -Türkmen de olsa, Azeri de olsa- toptan Kürt der...

    Tomanın üç oğluyla iki kızı oldu. Büyükten küçüğe isimleri; Hasan, Hüseyin, İbrahim, Hatice ve Zehra'dır... Büyük kızı 1907 doğumlu Hatice, gelinlik çağa gelmeden hastalanıp vefat etmiş. En küçükleri Zehra ise 1915 yılında doğmuş. O da gelin olmadan, 1938'de vefat etmiş... 

    Oğlanların büyüğü Hasan 1897'de doğmuş, Onun hakkında kimsenin bir şey bildiği yok; yalnız Çanakkale Şehitleri listesinde  köyü belirlenemeyen Afyonlu şehitler arasında 'Tuğlulardan Ahmet oğlu Hasan'ın 15 Mart 1915 günü Arıburnu Muharebesinde' şehit olduğu belirtiliyor. Bu kayıttaki Ahmet oğlu Hasan Tomanın Hasan ise sülalenin bir başka lakabı daha tescillendi demektir. Halk arasında 'Tığlılar' diye bilinen lakabın aslında 'Tuğlular' olduğu ve resmi kayıtlara böyle geçirildiği kesinleşir... 

    Ortanca Hüseyin 1901 yılında doğmuş. İlim tahsil etmiş, galiba Hafız imiş. 1922 Yılındaki bir miras davasında (Yunan gittikten sonra olmalı) 21 yaşında olmasına rağmen şahitliğine başvurulmuş. Bu da Onun muteber bir kişi olduğunu gösterir. Gıdilerden Ali kızı Ayşe ile evlenmiş. Öyleyse Yonuzların Halil ile bacanak oluyor... Murathanlar'a hoca durmuş ve genç yaşta orada vefat etmiş. Nazardan öldüğü şeklinde yorumlanıyor. Yalnız resmi kayıtlar incelendiğinde çocuk kaydı bulunmadığı, kendisinden önce eşi Ayşe Hanımın vefat ettiği, ondan sonra 1932'de Tomanın Hüseyin'in öldüğü anlaşılıyor... 

    Tomanın İbram
    Dört kardeşten yalnız küçük oğlan İbrahim sağ kalmış. 1904 Yılında doğan İbrahim'e 'Tomanın İbram' diyorlardı... Mihrioğlu İbrahim kızı Sultan ile evlendi ve Gambırarif ile bacanak oldular. 

    Tomanın İbramın dördü oğlan biri kız, beş çocuğu oldu. İsimleri; Ahmet, Ayşe, Mevlüt, Hüseyin ve Adem'dir. Tek kızı Ayşe, Göçmensüleymanın Veysel Sancak eşi oldu... Aşağıda mecerasını vereceğimiz oğlanların ana babası Tomanın İbram ve eşi Sultan Hanım, 1987 yılında  altı yedi ay arayla vefat ettiler...

    Büyük oğlu Ahmet 1938 yılında doğdu. Gavalcıların Hüseyin kızı Selime ile evlendi. Selime Hanım ile Ahmet'in babaları hala-dayı çocuğu oluyorlar. Ayrıca Selime'nin anası Havva, Turabilerden Capbağın kardeşidir; daha ayrıntıya girmiyorum, akrabalık hesap edilsin... Bu evlilikle Ahmet; Capbağın Mustafa Külte, Turabilerin Külcü oğlu Yusuf Külte, Cavaların Mehmet Er, Bulduğun Mehmet Saçak, Mandanın Tombak Saadettin Öztürk, Şaytanhasanın Ahmet Can ve kardeşi Hüseyin Köz ile bacanak oldular... Ahmet, erken dönemde Afyon'a yerleşti. Sunay, İbrahim, Hüseyin, Mehmet ve Zafer adlarında beş çocuğu oldu. Tek kızı Sunay, Cavaların Mehmet oğlu Ahmet Er eşi oldu; babaları bacanaktır...  Büyük oğlu İbrahim, Emirdağlı bir hanımla evlendi, iki oğlu ve bir kızı var... Ortanca oğlu Hüseyin'in eşi Dandırlı. Onların da bir kızı ve bir oğlu var... Mehmet erken dönemde İzmir'e yerleştiği için Anıtkaya'da pek bilinmez... Küçük oğlu Zafer ise Turabilerden Salih  Külte torunuyla, yani yine yakın akrabasıyla evlendi; iki kızı ve bir oğlu var... Tomanın Ahmet kendisi 2006'da vefat etti; ama eşi, çocukları ve torunları Afyon'da yaşıyorlar... 

    Ortanca oğlu Mevlüt 1944 yılında doğdu. Erken dönemde İzmir'e yerleşti, orada Olucaklı Zekiye Hanımla evlendi. Kadir, İbrahim ve Sultan adında üç çocuğu oldu. Büyük oğlu Kadir nişanlıyken vefat etti. İbrahim, Diyarbakırlı bir hanımla evlendi; bir kızı var. Sultan ise Mardaklardan Mehmet Ali Saki eşidir. Tomanların Mevlüt de 2001'de vefat etti, çocukları İzmir'de yaşıyorlar...

    Diğer oğlu Hüseyin, 1949 yılında doğdu. Gavalcıların Hüseyin kızı Sare ile evlendi. Ahmet Abisinin de aralarında bulunduğu yedi bacanağı var... Hüseyin de Anıtkaya'dan erken ayrılıp İzmir'e yerleşti. İbrahim, Aysun ve Yasin adlarında üç çocuğu oldu. Kızı Aysun, Olucaklı bir bey ile evlendi. Büyük oğlu İbrahim, Aksaraylı eşiyle Manisa'da yaşıyor; iki oğluyla iki kızı var. Küçük oğlu Yasin ise Urfalı Asiye Hanım ile evlenmiş... Halen çocuklarıyla İzmir'de oturan Hüseyin, Anıtkaya ile bağını koparmamış; yazları bir müddet köyünde kalıyor...

    Tomanın İbramın en küçük oğlu Adem, 1954 doğumlu. İzmir'e erken yerleşti. Orada Kemalpaşalı bir hanımla evlendi. Ali ve Suat adlarında iki oğlu var; onlar da Kemalpaşalı hanımlarla evlenmişler. İzmir'de yerleşikler...

    Toman Ahmet'in eşi Ayşe Hanım, Cihan Harbi yıllarında vefat etmiş. İkinci olarak Dolaksızların Salih kızı Neslihan ile evlenmiş. Neslihan Hanım da yine harpte kalan Kocalioğlu Halil'den dul kalmıştı ve yanında Kezban adında bir kızı vardı. Tabi Neslihan Hanımdan çocuğu olmadı, zaten evlilikten maksat onların açıkta kalmamasıydı... O halde Toman Ahmet  1929 yılında vefat etti... Neslihan Hanım daha sonra Aliciklerin Kelçakıra vardıysa da kızı ve kendisi Tomanın nüfusuna kayıtlıydı. Öylece Neslihan Hanım 1936 yılında vefat etti... Kızına 'Bobu/Gıygı Kezban' derlerdi; engelliydi, 1966'da Kezban Köz soyadıyla vefat etti...


    MEHMET

    Gırhasanların Mehmet 1839'dan sonra doğduğu tahmin ediliyor. Veli kızı Ümmühan ile evlenmiş; fakat Ümmühan Hanımın kimlerden olduğuna dair bir ipucu yok. 1831 Kütüğünde Gırhasanlara komşu hane reisi bir 'Kör Veli' var, onun kızı olma ihtimali yüksek...

    Mehmet ile Ümmühan Hanımın tespit edilebilen üç çocuğu oluyor; bunlar Halil, Ahmet ve Hatice... Sonra Gırhasanların Mehmet ölüyor, tabi ne zaman öldüğü bilinmiyor. 1876'dan sonra olduğu kesin, çünkü en küçük çocuğu bu tarihte doğmuş... Hatice'nin 34 yaşına kadar evlilik kaydı bulunmuyor; Halil Abisinin yanında yaşıyor. Sonrası kayıtlı değil... Yalnız Çatalların İsmail'in ikinci eşi 'Mehmet/Ümmühan kızı Hatice' tanımlamasına Eğret kütüğünde ondan başka uyan bulunmuyor. Yani Gırhasanların Hatice; Topçu ile Potuğun anaları, 'Devenine' lakaplı Hatice Hanımdır... 1949'da vefat etti...

    Gırhasanoğlu Ahmet

    Mehmet'in küçük oğludur, 1876 yılında doğmuş. Altıntaşlı Şerife Hanım ile evlendiğinin notu düşülmüş. Çocukları yok. Onlara dair başka hiç bir bilgi bulamadım; akıbetleri meçhul...

    Gırhasanoğlu Halil

    Gırhasanların Mehmet'in büyük oğlu Halil, 1869 yılında doğdu. Yirminci yüzyılda sülalenin adı Tomanlar olarak değişti; ama Gırhasanlar Halil ile devam edecektir... Halil, Hasan kızı Hatice ile evlendi. Hatice Hanımın kimlerden olduğunu da çıkaramadık... 1928 yılında Halil, 1932 yılında da eşi Hatice hanım vefat ediyorlar... Çocuklarına bakalım...

    Bir kızı ve üç oğlu oldu. Doğum tarihine göre sıralamaları şöyle; Ayşe, Ali, Mehmet, Veli... En büyükleri ve tek kız Ayşe, 1892 yılında doğmuş. Kürtosman hatırlanacaktır, Onun hayatta kalan ek oğlu Musa'ya vardı. Demircisalek ile Kelyusufun analarıdır... 

    Ali hakkında söyleyebileceğimiz hiç bir şey yok; bilmiyoruz çünkü... Ortanca Mehmet'e geçelim...

    Batık Mehmet
    Halil'in ortanca oğlu Mehmet, asrın başında 1900 yılında doğdu. 'Batık Mehmet' diye lakaplanmış; Onun batıklığı ekonomik anlamda da olabilir, fiziksel anlamda da... Sakaların Ali kızı Havva ile evlendi. Havva Hanım Kelbekirin kardeşidir... Havva Hanımla ayrılıyorlar... O, Hakkıların Kadir'e varacak...

    Batık sonra kiminle evlendiyse, bunu çıkaramadık. Halil ve Hatice adında iki çocuğu olduğunu biliyoruz. Anası ile babasının adını verdiği çocuklarından Hatice 1932'de, Halil de 1937'de doğmuş... Hatice, 1941 yılında dokuz yaşındayken vefat ediyor... Batıkmehmet kendisi ise 1946'da vefat etmiş... Yalnız, başka biri midir tam anlayamadım, 1941'de bekar öldüğünü söylediğimiz Hatice'nin bir kızı Demircisalek oğlu Mehmet Yakışır eşi olduğunu öğrendim... 

    Oğlu Halil'e gelince... Anıtkayalılar Onu 'Kelhalil' diye tanır... 1937 Yılında doğmuş, daha çocukken, bir hastalıktan olsa gerek, saçları dökülmüş. Sırf bu yüzden okuldan kaydını silmişler. Lakabı kendiliğinden gelmiş yani... 

    Pambıkların Ahmet kızı Emine ile evlenmiş. Emine Hanımın anası, Pambıkların Ahmet'in ikinci hanımı olup aslen Beşkarışılıdır ve 'Deliayşa' diye bilinirdi... Burada Kelhalilin eşi hakkında çok durmamızın sebebi, onun Pambıklardan olmasıdır. Tomanlarla Kürtosman irtibatı malum; en son Kelhalilin halası Kürtosmanın Musa'ya varmıştı. Benzer bir yakınlık Pambıklarla Kürtosman arasında var. Zira Kürtosmanın Hanımı, Pambıkların Osman Dedenin kardeşi...  

    Bir oğluyla bir kızları oldu; oğlunun adı Mehmet, kızının adı ise Havva, yani ana babasının adları... Sonra Emine Hanım, Kelhalili ve Anıtkaya'yı terkedip anasının köyüne, Beşkarış'a gitmiş. Orada Altıntaşlı Ali adında biriyle evlenip İzmir'e yerleşmişler... Çocukluğu Anıtkaya'da geçen Kelhalilin oğlu Mehmet'e arkadaşları dedesinin lakabıyla hitap eder, 'Batık' derlermiş. Afyon'a yerleşen Mehmet'in vefat ettiği söyleniyor.

    Çocukluğumuzun Davulcu Kelhalili, Onun tek başına yaşadığı son yıllarıdır. Sırtındaki hafif kamburluğu, çaldığı davulu taşımaktan kaynaklı sanırdım. Düdükçü Irmızan ile ikili oluşturup düğünlerde davul zurna çalarlardı. Debirdek mebirdek çıkınca onlara rağbet kalmadı. Ramazanlarda sahur davulculuğu yaptı, neşeli zamanlarında döne döne çalar coşardı. Eşeğiyle dağdan odun getirirken araba çarpması sonucu 1984 yılında vefat etti. Tek sermayesi davulu, Düdüdkçü arkadaşına miras kaldı...

    Veli Köz 
    Gırhasanoğlu Halil'in küçüğü Veli, 1904 yılında doğdu. İbrahim/Elif kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanımın kimlerden olduğu tam anlaşılamadı. Ana baba adına bakınca, Arapşükrü (Şükrü Zenger)in ablası gibi görünüyor... 

    1927 Yılında bir oğulları olmuş, adını Ali koymuşlar. Bu, üç kardeşin en büyüklerinin adıydı... Anlaşılan oğluna abisinin adını koymuş. Bu ayrıntıdan Gırhasanların Ali'nin Cihan Harbinde şehit olduğu sonucuna varılabilir...

    Sonra ölümler başlıyor... Küçük ailede ilk ölen Ayşe Hanım oluyor; yıl 1938 ve oğlu Ali 11 yaşında... Beş altı yıl sonra Ali de vefat ediyor... Tek başına kalan Gırhasanların Veli, kütüğe 1954'te ödü diye işlenmiş... Ancak bütün bunlar Eğret'te mi yaşandı, belirsiz... Belki de bu aile başka bir memlekete taşınmıştı...

    ***

    Gırhasanların Hasan kolundan gelenler Tomanlar oldu ve KÖZ soyadını aldılar. Mehmet kolundan gelenler de benzer bir soyadını 'GÖZ'ü benimsediler...


26 Şubat 2023

Hacahmetler Garahmetler

    
    Patlakları anlatırken, sülalenin ikinci ana dalının da Garahmetler olduğunu belirtmiştik. Bu yüzden her iki sülale de aynı soyadı aldı. Garahmetlerin yanında Hacahmetler biçiminde ikinci bir kullanış da çok yaygın. Bundan, esmer tenli karayağız Ahmet Hacca da gitmiş, anlamı çıkarılabilir. Fakat daha mantıklı açıklaması var; Dede Ahmet'in lakabı 'Hacı Ahmet', torununki ise 'Gara Ahmet'... 

    Garahmetleri incelemeye başlamadan, onların hikayesinin Ayanoğullarından ayrı olmadığını belirtmek lazım. 1904 Kayıtlarındaki yedi Ayanoğlu hanesinden biri de Garahmetler. Diğerleri; Patlaklar, Alçaklar, Galgancılar, Kölgeciler, Akgaşlar ve Derviş Ahmet...



    Ayanoğlu Ahmet (o zaman henüz Ayanoğlu değillerdi, tarifi kolay olsun diye öyle diyoruz) 1810 gibi doğduğu anlaşılıyor. Fatma hanım ile evlenmiş, tabi ki eşi hakkında adından başka bilgimiz yok. Üç çocuğundan haberimiz var; Ömer, Halil ve Ayşe... Ömer'in doğum tarihi bilinmiyor, tahminler üç kardeşin büyüğü olduğu yönünde; Patlakların atasıdır... Küçükleri Ayşe ise 1862 yılında doğmuş, Ayanoğlu Hasan'a (Galgancılar) vararak Vakvakın annesi, Tırılın da ninesi olacaktır. 

    Konumuz, üç kardeşin ortancası olan Halil... 1853 Yılında doğdu. Mehmet kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım, Omarcıkoğlu Mehmet kızı olarak bütün Omarcıkların halasıdır. Ayrıca Emine Ablası da Aşşağılıların atası olan Halil'e varmış, yani iki Halil bacanak oldular... Ayanoğlu Halil daha önce vefat ediyor; ama eşi Ayşe Hanımın 1935'te öldüğü kaydedilmiş...

    Halil ile Ayşe Hanımın çok çocuğu var. Belirleyebildiklerimiz, üç oğlan dört kız. Bunların doğum tarihine göre sıralaması şöyle: Osman, Dudu, Mehmet, Şerife, Ahmet, Hanife, Fatma... 

    Büyük kızı Dudu, 1876 yılında doğdu. Hacapdıramanların Abdurrahman'a vardı; Cıldırın ninesidir... İkinci kızı Şerife 1885 doğumlu... O da halasının oğlu Vakvak Mehmet eşi oldu...  1887'de doğan Hanife ise Cingenalilerin İbrahim eşi oldu. Onun vefatından sonra Devrimbeşlerin Godalömere vardı; Delibayramın anasıdır... Küçük kızı Fatma ise Çatalların Yahya ile evlendi. Yahya, annesi itibariyle Patlaklardandır. Ne yazık ki Yahya Yemen'de şehit oldu...

    Kızların durumu böyle... Şimdi Ayanoğlu Halil'in üç oğluna bakalım. 

    1. Cinibiz Dede

    Osman, Ayanoğlu Halil'in en büyük çocuğudur, 1874 yılında doğdu. Büyük oğlunu Hacılar/Yetimlerin Hacı Mustafa kızı Dudu ile evlendirdi. Dudu Hanım, Hacınınibramın kardeşidir... Ayrıca Dedelerin Mollamustafa oğlu Mustafa ve Hassönlerin Hacıefe Hasan (Çilmahmut babası) ile bacanak oldular...

    Yaşlılığındaki sinirli yapısıyla o dönemin çocuklarının hafızasında yer etmiş. Belki öyle değildi de çocuklar onun çabuk kızdığını düşünüyorlardı. Öfkelenirmiş, ama katiyen ağzını bozmazmış. Kendini tutamadığı zamanlarda en fazla 'Hay senin, şerrine nenni!' der, kızgınlığını belli edermiş; hepsi bu... Bu haliyle çocuklar onu sevdikleri için 'Cinibiz Dede' lakabı takmışlar...

    Hacıahmetlerin Osman'ın, sırasıyla Azime, Ömer, İbrahim ve Ahmet Şükrü adlarında dört çocuğu oldu. Azime, çocuklarının en büyüğüdür; 1901 yılında doğdu. Önce Hacımahmutlardan İbrahim Sami (Hafızın abisi) ile evlendi. Yeni evlilerken eşi ölünce Başka bir Ayanoğlu olan Kölgeciye vardı, Tunahüseyinin annesidir...

    Büyük oğlu Ömer 1903 yılında doğdu. Evlilik kaydı yok, bekar olarak 1929'da ölmüş. Ortanca oğlu İbrahim ise 1906 doğumlu... Demirdelenoğlu Yahya kızı Ümmühan ile, yani Şavalgadirin ablasıyla evlenmiş. İbrahim 1927'de vefat ettiğinde çocukları yokmuş. Dul kalan Ümmühan, Şaşdımhalile vardı; Hüseyin, Mevlüt ve Ziyaddin Şen'in analarıdır...

    Cinibiz Dede 1947 yılında vefat etti. Eşi Dudu Hanım onun ölümünden sonra on yıl tek başına yaşadı. Bu dönemde çok zebillik çektiğini söylüyorlar. Nihayet 1967 yılında o da vefat etmiş...

    Sarı Şükrü
    Küçük oğlu Ahmet Şükrü 1909 yılında doğdu. Sarışın değildi, kumraldı; ama yine de 'Sarı Şükrü' lakabıyla anıldı. Sakaların Ali kızı Naime ile evlendi. Naime Hanım Kelbekirin kardeşidir. Ayrıca adını aldığı Naime ninesi Hacılar/Kelahmetlerin kızı, Sarışükrünün anası da Hacılar/Yetimler kızı olduğu unutulmasın... Tabi Naime hanımla evlenince, Tekelilerin Kadir ve Hakkıların Kadir ile bacanak oldular... 1996'da öldü; karısı Naime ise 1989^da vefat etmişti...

    Üçü kız üçü oğlan, altı çocuğu oldu. Yaş sırasına göre onların isimleri; Azime, İbrahim, Mehmet, Fadime, Osman ve Aynur'dur... 

    Büyük kızı Azime, Hacılardan Kelsaleğin Şaban eşi; ortanca Fadime, Gödemehmetin Cemal eşi; küçük kızı Aynur ise Dendenin Ömer eşidir... Burada dikkat çekmek gereken iki husus var; Gödemehmetin anası değildir ama; Godalömerin ikinci eşi Hanife, Cinibiz Dedenin kardeşidir. Daha öncesi uzun hikaye, Fadime ile Cemal'in evliliğinde böyle bir yakınlık var... İkinci husus, Dendenin Ömer'in anası Fadik, Garahmetin kızı...

    Sarışükrünün büyük oğlu İbrahim 1941 yılında doğdu. Gödemehmetin kızı Ayfer ile evlendi; kardeşi Fadime Cemal'a vardığı için değişik usulü bir evlilik oldu... Bacanakları; Kekliklerin Haro Ahmet, Eyüplerin Hopalı Halil İbrahim, Hamdihocanın Şerafettin... Erken dönemde İzmir'e taşınan İbrahim'in Kezban, Hürriyet ve Özgür adında iki kızıyla bir oğlu oldu. Kızlar Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Özgür de Anıtkaya dışından Burcu Hanım ile evlendi; bir kızı ve bir oğlu var, İzmir'de yaşıyorlar... İbrahim ise 2016'da İzmir'de öldü...

    Ortanca oğlu Mehmet Emin 1942 doğumlu... Saçları sebebiyle 'Gıvırcık' lakabı takılmış. Şeytanhasanın kızı Gülfem ile evlendi. Gıvırcık da İzmir'e erken gidenlerdendir. Bir oğlu oldu ve adını Mürsel koydu. Arzıların Veysel kızı Zele ile evlendi. Zele de ninesi vasıtasıyla Patlaklara bağlanır... Mürsel ile Zele'nin Şükrü, Mehmet ve Hasret adında üç çocuğu var ve İzmir'de yerleşikler...

    Sarışükrünün küçük oğlu Osman ise 1951 yılında doğdu. Çilmahmutun İzzet kızı Fadime ile evlendi. Büyük ninelerin kardeşliği hatırlansın... Abileri gibi erken dönemde İzmir'e yerleşti. Şükrü ve Ceyda adında bir oğluyla bir kızı oldu. Ceyda Anıtkaya dışından bir beyle evlendi. Şükrü de Anıtkaya dışından evlendi, bir oğlu olduktan sonra 2012'de vefat etti... Babası Osman da oğlundan dört yıl sonra 2016'da öldü...

    2. Gaba Oğlan

    Ayanoğlu Halil'in ortanca oğlu Mehmet, 1880 doğumluydu. 'Gaba Oğlan' diye bilinirdi. İdirizlerin İdris kızı Nazike ile evlendi. Nazike Hanım Sarımehmet ve Gocaosmanın kardeşidir. Toplamda altı kardeşin en küçükleriydi Nazik, bu yüzden Gabaoğlanın üç de bacanağı vardı; Hassönlerin Hüseyin (Hüseyin öldükten sonra İbrahim, Çakıribanın ana-dedesi), Eminlerin Ömer (Çakalhüseyin ve Kelsüleymanın dedesi) ve Terlemezlerin Yusuf (Terlemezhocanın babası)...

    Gabaoğlanın dört kızı oldu: 1903'te Fatma, 1906'da Zehra, 1909'da Halime ve 1911 yılında Refiye doğdu. Cihan Harbinden gitti ve geriye dönemedi. Kardeşi Garahmet, abisiyle aynı birlikte bulunduğunu ve onun şehadetine tanık olduğunu söylemiş. Hatta abisinin bombardımanda feci şekilde kafasının koptuğu ayrıntısına varıncaya kadar anlatırmış... Bir başka rivayette ise; aynı birlikteler, ama Ahmet erken dönmüş, abisinin şehit olduğunu görmemiş yani. Acı haberi aldıktan sonra Gelibolu'ya gidip başucuna bir çam ağacı dikmiş. Eğret'e döndüğünde Gabamehmet Abisi rüyasına bir araba odunla gelmiş... Bunu dikilen ağacın tutması şeklinde yorumlamışlar. Köyü belirlenemeyen Afyonlu Çanakkale Şehitleri listesinde 'Halil oğlu Mehmet, 2. Kolordu, 16. Alay, 3. Tabur, 12. Bölük Piyade Eri iken; 27 Haziran 1915 günü Anafartalar Muharebesinde şehit oldu...' kaydıyla anlatılan şehit Gabaoğlan olabilir...

    Ardında bıraktığı dört yetim kızın izini sürecek olursak... Büyük kızı Fatma, Çatalların İbrahim oğlu Mustafa'ya vardı. Hatırlanacaktır, Fatma'nın halası da Çatallardaydı; belki de bu yüzden onlara verilmiştir. Hatta kaynanası Hafize de Patlaklardan, el değil yani... Neyse, Fatma Hanım ileride Delibıdığın anası olacaktır... 

    Gabaoğlanın ikinci kızı Zehra, Mardakların Hüseyin oğlu Hüseyin'e varıyor. Orada Atike ve Halime adında iki kızı oldu. Atike, Gugukların Ramazan Ün; Halime de Aşşağılıların Kelahmet eşi olacaktır...

    Üçüncü kızı Halime de Mardakların Ali'ye vardı, Zehra Ablasıyla elti oldular. Çocukları olmadı, eşi vefat ettikten sonra Hatiplerin Deliahmete vardı. Orada Yağcımahmutun anası oldu. Sonra Deliahmetle ayrıldılar. İdirizlerin Gocaosmanın Delimehmete vardı; orada vefat etti...

    Küçük kızı Refiye'nin akıbeti bilinmiyor. Delibıdığın kız kardeşine Refiye adı verilmesi, bu konuda bize ışık olabilir. İhtimal ki Refiye genç yaşta vefat etti. Fatma Ablası da hatırasını yaşatma adına kızına onun adını verdi...

    Gabaoğlan şehit olduktan sonra eşi Nazik Hanım ne yaptı? Bu soru cevaplandığında kızlarının evlilikleri daha iyi anlaşılabilir... Nazik Hanım, Mardakların Hüseyin'e vardı. Yani iki güveyisinin babasına... Belki de önce kendisi kocaya vardı, sonra da kızlarını o eve gelin olarak aldırdı... Orada bir oğlu oldu, adını Ahmet koydular. Dişçi Ali Saki ve Gocacaminin emekli İmamı Hüseyin Saki'nin babası...

    3. Gara Ahmet

    Ayanoğlu Hacıahmetin erkek torunlarından en küçüğü olan Ahmet, 1887 yılında doğdu. Teninin esmerliği sebebiyle 'Gara Ahmet' dediler. Adı Hacıahmetler olan sülalenin bu koluna bundan böyle 'Garahmetler' denmesine sebep budur. 

    Garahmet, Yetimlerin atası Hacımurat kızı Hatice ile evlendi. Hatice hanımın anası da Hacapdıramanlardan... Ayrıca Mardakların Hasan (Hatcamehmetin Babası) ile bacanak oldular. Bu sülalelerle daha önceden kurulan akrabalık bağları hatırlanacaktır... 

    Dört kızı ve bir oğlu oldu. Doğum tarihlerini bilmediğimiz için yaş sıralaması yapamıyoruz; bu beş çocuğun isimleri; Halil, Şerife, Fadik, Hacer ve Kezban'dır... Şerife'de biraz kamburluk vardı, Kezban'a ise 'Tökürdek' derlerdi... Evlilik durumları; Şerife, Bulduğun Mehmet; Fadik, Denden Osman; Hacer, Hatiplerin Ömer Faruk; Kezban, Hacıemin As eşi oldular...

    Garahmetin hanımı, Hacımurat kızı Hatice 1961 yılında; kendisi ise 1968'de vefat ettiler...

    Garahmetin Halil
    Garahmet, 1930 yılında doğan tek oğluna babası Ayanoğlu Halil'in adını koydu. Onlardaki bu Halil-Ahmet zinciri en az iki asırlık... 'Garahmetin Halil' diye lakaplandı ve hep bu lakapla anıldı. 

    Garahmetin Halil, iyi pilav pişirir, düğün pilavı için tercih edilirdi. Omuzuna peşgir atması neyse de; beline öncek bağlaması garibimize giderdi. Öncek kadın işiydi çünkü... Cambazcılık da yapardı. Bu yüzden elinin altında her zaman için koyun keçi bulundurur, bazı ikindi sonraları, bunlardan birini kesip Gulaksızın Dükkanın yanındaki saçak altına asar, kısa sürede satardı. Kasap da olurdu yani...

    Halil, Noritokanın kızı Şefika ile evlendi ve böylece Dönelerin Yusuf, Akkaşların Halil, Daldalların Gıdakömer ile bacanak oldular... Şefika Hanım 2002 yılında, Garahmetin Halil ise 2008 yılında vefat ettiler...

    Dört kız dört oğlan, sekiz çocukları oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Necibe, Hüsniye, Ayşe, Ahmet, Mehmet, Hatice, İbrahim ve Nuri'dir... Kızların evlilikleri; Necibe, teyzesinin oğlu İbrahim Akkaş ile; Hüsniye, Cavaların Halil Er ile; Ayşe Cavaların Ahmet Er ile; Hatice Deliyakıbın Aziz Kopan ile evlendiler. Hüsniye ile Ayşe iki kardeşe vararak aynı zamanda elti oldular...

    Büyük oğlu Ahmet 1962 yılında doğdu. Göynüklü Ayşe ile evlendi. Şerife ve Yasemin adında iki kızı var ve Afyon'da yaşıyorlar...

    1965'te ikinci oğlu doğduğunda Mehmet ismini vermiş, Gabamehmet emmisinin adı... Güçlü kuvvetli, sert fizik yapısı sebebiyle arkadaşları ona 'Kemik' derdi. Erken dönemde Manisa'ya göçtü. Orada Yozgatlı Sabiye ile evlendi. Mesut ve Halil adlarında iki oğlu oldu, sonra Kemik 2011'de vefat etti. Çocukları halen Manisa'da yerleşik...

    Üçüncü oğlu İbrahim 1968 yılında doğdu. 'Hakim' lakabıyla tanındı. Tellilerin Yakup kızı Şerife ile evlenen İbrahim, Çolakların Ahmet Kurt ile bacanak oldu... Halil İbrahim, Recep ve Ceyda adlarında iki oğluyla bir kızı var. Hakim, Garahmetlerin Anıtkaya'da yaşayan tek temsilcisi durumunda...

    Garahmetin Halil'in en küçük oğlu 1973 yılında doğdu. Adını Nuri koymalarının sebebi, dedesi Noritokadır... Erken dönemde Nuri de Manisa'ya yerleşti ve orada Sevil ile evlendi. Onurcan ve Rumeysa adlı çocuklarıyla halen Manisa'da yaşıyor...

    ***

    Ayanoğluların bu kolu baştan beri Hacıahmetler diye bilindi. Onun torunlarından Osman soyundan gelenlere yine Hacıahmetler denmeye devam edildi; yalnız Ahmet kolundan gelenler Garahmetler oldu. Her iki dal da 1934 Soyadı uygulamasında PATLAR soyismini aldılar. Tıpkı Patlaklarda olduğu gibi...