18 Mart 2023

Éseler

 
    Yirminci yüzyıl başları ve önceki yüzyıl kayıtlarında görülmeyen isimlerden biri İsa... Eski zamanlarda ve günümüzde çok yaygın olmasına rağmen, sözünü ettiğimiz dönemde rastlanmayan isim çok yok. İşte İsa da onlardan biri. Oysa konumuzu teşkil eden Éselerin hikayesi İsa ile başlıyor...

    1887 Yılında doğmuş... Buna rağmen 1904 tarihli kütükte görünmemesinin sebebi o vakit henüz Eğret'te bulunmamasıdır. Çünkü Emirdağ'ın Davulga Köyünden idi ve orada doğmuştu. Eğret'e gelmesi için biraz büyümesi gerekecekti.

    Bayram oğlu İsa'nın, Cihan Harbi yıllarında Eğret'e geldiği sanılıyor. Köy işgale uğradığı yıllarda İsa'nın Eğret'te bulunduğu, hatta çoğu duyurunun O'na yaptırıldığı, bu yüzden kendisine 'tellal' da dendiği belirtiliyor. 

    İsa, İdirizlerden Onbaşıoğlu Hasan'ın ortanca kızı Hatice ile evlendi. 'Yanal Hatca' lakaplı Hatice Hanım ile evlenince Gocaosman ile bacanak oldular. Sonra Müdüroğlu Mehmet Ali'yle de bacanak olacak...

    Ése Dayı

    Bu arada kendisinden küçükler 'Ése Dayı' demeye başlıyor. Onların böyle hitabı 'İsa' isminin Eğret'teki telaffuzu biçiminde yorumlanmış. Ése Dayı ile Yanal Hatcanın uzun süre çocuğu olmamış; yahut doğan yaşamamış. Bu böyle olmayacak diye bir oğlu doğduğunda Temtemlerin Odada o anda bulunan misafirin adını koymuşlar. Çocuğa misafirin adını vermek uğur getirir diye düşünülüyormuş. Ayrıca misafire hürmet ve ikram Kuran'da çok defa emredildiği için böyle bir davranışın dua hükmüne geçeceğini düşünmüş olabilirler. O zamanlar çok yaygın olan bu usül işe yaramış. Ésenin Yusuf'un hikayesi böyle... Sonra doğanlar da yaşamış; tam altı çocukları olmuş. Yusuf'tan sonra sırasıyla Hasan, Hüseyin, Bayram, İbrahim ve Gülsüm doğmuş...

    Çocukların okul kaydında baba adı 'Hese' yazıyor. O halde adının İsa olduğu, Eğret'te bu isim Ése biçiminde söylendiği için dönüştüğü, bunun da sülale adı olarak kaldığı hususu söylentiden öteye geçmez. Öyle olsaydı başka İsa'lara da Ése derlerdi. Varacağımız sonuç şu: Davulgalı gencin adı Hese idi, Eğretliler Ése biçiminde söylediler. Çocukları bu ismi kendi çocuklarına İsa olarak vermek istediler... 

    Hese Türkiye'de çok kullanılan bir isim değil. Konya merkezli dar bir alan düşünelim, güneyde Antalya'nın bir bölümü ile kuzeyde Emirdağ'ın altındaki küçük bir kaç köyü içine alan çok dar bir bölge... O köylerin içinde Davulga da var... Nüfus kayıtları incelemesi sonunda toplam 17 Hese tespit edilmiş, hepsi de bu bölgeden... Belki Hese adlı 17 kişinin birisi de bizim Ése Dayıdır. Yalnız, zannedildiğinin aksini Hese, İsa'nın dönüştürülmüş hali değil. Dilbilimciler onu köken olarak Hasan'a bağlıyor...

    Ése Dayının galiba kronik bir gaz sıkıntısı bulunuyormuş. Tenha yerlerde zorlamasız sesli sesli yellenirmiş. Bu yüzden 'Zartlakçı Ése' diye lakaplandığı da söyleniyor. Bir keresinde Örenlerden Köye gelene dek, şu kadar olur, bu kadar olur diye iddiaya girmişler... Ése Dayı kazanmış... 22 Mart 1947 günü Ése Dayı vefat ediyor...

    Ése Dayının altı çocuğunun incelemesine geçebiliriz. Tek kızı Gülsüm, altı kardeşin en küçüğüdür; 1943 yılında doğmuş. Neden bu isim verildi diye çok düşünmeye gerek yok; Yanal Hatcanın ninesinin adıdır. Hatırlanacağı üzere kardeşi Zağar Ayşa da bir kızına aynı adı vermiş ve o Gülsüm Çakıriban eşi olmuştu... Ésenin Gülsüm, önce Velciklerin Sucu Abdurrahman'a vardı. Ondan ayrıldıktan sonra, o sırada dul kalan Tellilerin Halil ile evlendi... Konuşurken iki dudağını birbirine değdirmemesi ve çocukken bizi 'guzu! guzu!' diye bağrına basmasıyla aklımda kalmış...

    Yusuf

    Büyük oğluna Yusuf adını verdiğinin hikayesi yukarıdaydı... 1927 doğumlu Yusuf, önce Gıdilerden Fadime ile evlendi. Fadime Hanım Hacıhasan çocuklarından Mustafa oğlu Ahmet'in kızından torunudur. Gıdiler sülalesinde o kolun son temsilcisidir,  Sıntırların Kelhasan (Hasan İnanır) ile de teyze çocuklarıdır...

    Fadime Hanım mevzusunu biraz açalım... Gıdilerin Mustafa oğlu Ahmet'in kızı Satı, önce Mardakların Mustafa oğlu Halil ile evlendi. Kocası Cihan harbinde kalınca, İsmail adında başka birine varmış. Berberoğlu İsmail, aslen Kütahyalı bir ailenin çocuğu olarak yüzyıl başlarında Eğret kütüğüne kaydedilen garip bir çocuktur. Hanede kendinden başka kimse bulunmayan 11 yaşındaki bu çocuk, Satı Hanımın dul kaldığı yıllarda büyüyüp evlenecek çağa gelmişti ve evlendiler... Ahmet adında bir oğulları ve Fadime adında bir kızları olduktan sonra ana baba ve oğlan çocuğu iki yıl içinde vefat ettiler. En sonunda Satı Hanım vefat ettiğinde kızı Fadime iki yaşındaydı. İşte Yusuf'un eşi, hem yetim hem de öksüz olan bu Fadime'dir...

    Neticede bir çocukları oluyor ve 1947'de Yusuf askerde... Bu arada aynı yıl babası Ese Dayı ve taze çocuğu (büyük ihtimal İsmail) vefat ediyorlar. Ardından 1948'de ise eşi Fadime Hanım vefat ediyor...

    Fadime Hanım Gıdilerin o kolunun tek varisiydi... Sahip olduğu her şey bütün olarak Yusuf'a kaldı. Onlardan biri olan evini Yusuf, Gobakların Garaiban (İbrahim Kopan)a satmış...

    Fadime Hanımın vefatından sonra, ikinci olarak  Bilallerin Ercep kızı Muzaffere ile evlendi. Körahmetin İbrahim Çotak ve Bayramgazili Sığırcı Kelosman (Osman Altınbaş) ile bacanak oldular...

    Üç oğlan ve bir kızı oldu. Tabi bir o kadar da küçükken ölen var. 1950'de doğan ilk kızına yeni vefat eden ilk karısının adını vermiş, ama Fadime üç yaşında ölmüş. Sonraki kızı Kezban 1963'te doğmuş ve hemen yaşına girince ölmüş. 1968 Yılında doğan oğluna İsmail adını vermesi manidardır. Fadime Hanımdan olup tazeyken ölen oğlunun adı olmalıdır, malesef bu İsmail de altı aylıkken ölüyor. Hemen ondan önce 1967'de doğan Zafer ise delikanlılık çağına kadar yaşamış ve 1986 yılında vefat etmiş. Hayatta kalanların yaş sırasına göre isimleri; İsa, Aliye, Hüseyin, Recep... İsa ile Recep belli, iki dedenin adı... Aliye, Hatca Ninenin anası adı... Hüseyin ise, tipide vefat eden Ercebinüseyin Dayının adı...

    Dört çocuk olduktan sonra Yusuf Eğret'ten ayrılıyor. Önce Altıntaş/Çakırsaz taraflarına gidiyorlar, mesela Zafer orada doğuyor; sonra İzmir... İzmir'e yerleştikten sonra Aliye, Anıtkaya dışından bir bey ile evleniyor. Yalnız bu bey büsbütün Anıtkaya'dan bağımsız değil; Mılıklar'a gelin giden Aliefenin torunu Suzan'ın evlatlığı oluyor...

    Büyük oğlu İsa, 1954 yılında doğdu. Bilallerin Demircimısdık kızı Gülsüm ile evlendi ve Çulluların İbrahim Haykır ile bacanak oldular. Hakan, Serkan, Yasemin ve Merve adlarında dört çocukları var. Hakan, Feyzullahın Bekçiabdullah kızı Hacer ile evlendi... İzmir'de yerleşikler...

    Ortanca oğlu Hüseyin 1958 yılında doğdu. Daldalların Gıdakömer kızı Fatma ile evlendi; Akkaşların Nurettin ile bacanak oldular... Özkan, Fatih ve Yusuf adında üç oğlu var. Özkan ile Fatih Anıtkaya dışından evlendiler... İzmir'de oturuyorlar...

    Küçük oğlu Recep İzmir'de oralı bir hanımla evlendi. Halen Atakan adını verdikleri bir oğullarıyla İzmir'de yaşıyorlar...

    İkinci eşi Muzaffere Hanım da 1997 yılında vefat etti. Esenin Yusuf ise ondan sonra bir müddet daha yaşadı ve 2013 yılında vefat etti...

    Hasan

    Ésenin ikinci oğlu Hasan... Bu, Yanal Hatcanın babası Onbaşıoğlu Hasan'ın adıdır... Gocaosmanın, yani teyzesinin kızı Atike ile evlendi. Osman, Aytek, Ramazan ve Adem adlarında dört oğlu oldu. Erken dönemde İzmir'e taşındılar. Oğlanlar orada Anıtkaya dışından hanımlarla evlendiler. Osman, Tireli Fadime Hanımla evlendi. Çocuğu olmadı, o halde karı koca ikisi de 2011'de vefat ettiler.... Aytek'in hanımı Evcilerli... Ramazan ise Akhisar'dan evlendi; Betül, Atike ve Tuğba adlarında üç kızı var, kendisi 2023'te vefat etti... Adem'in eşi Uşaklı ve Buket adında bir kızı var... İzmir'de oturuyorlar... Esenin Hasan 2020 yılında İzmir'de öldü...

    Hüseyin

    Ésenin Hüseyin 1935 yılında doğdu. Körahmetin kızı Kezban ile evlendi. Onlar da İzmir'e erken yerleştiler. Çocukları olmadı, Metin'i evlat edindiler. Kantinlerin Mevlüt kızıyla evlenen Metin halen İzmir'de yaşıyor... Emeklilik sonrası yılın yaz günlerini karı koca Anıtkaya'da geçirirlerdi. Vefatlarına kadar bunu hiç aksatmadılar. Sıcak yaz güneşinden korunmak için başına geçirdiği yazlık fötr şapkasıyla dikkat çekerdi. İnsanlar kızdığı, moralinin bozulduğu zamanlarda değişik hareketler yaparlar. Ésenin Hüseyin ise öfkelenince bir türkü tuttururdu; değişik bir adamdı... 2011'de kendisi, 2022'de eşi vefat etti...

    Deli Bayram

    'Deli Bayram' derlermiş... Lakabını bir yana bırakırsak, Ésenin baba adının Bayram olduğunu bir kere daha hatırlamalıyız, dolayısıyla 1940 yılında doğan bu oğluna da babasının adını koymuş... Hatcamehmetin kızı Ayşe ile evlendi. Dört çocukları var; Gülfidan, Meryem, Serpil ve Murat... Üç kızdan sonra doğan oğullarına Murat ismi vermeleri gayet anlaşılır... Bunda Hatcamehmetin Hacımurat  orunu olmasının da payı bulunabilir... Murat henüz bekar... Kızlar ise; Gülfidan, Kelyusufun İbrahim Yakışır eşidir... Meryem, Anıtkaya dışına gelin oldu. Serpil de Güdüğizzetlerin Fahrettin Sağlam eşi... Delibayram 2014'te vefat etti, çocukları İzmir'de oturuyorlar...

    İbrahim

    1942 yılında doğan en küçük oğlu İbrahim 'Éselerin İban' diye bilinirdi. Kardeşleri gibi O da erken dönemde İzmir'e gitti. Konyalı Ayşe Hanım ile evlendi. Aynur, Hatice, Kezban ve Erdoğan adlarında dört çocuğu oldu. Kendisi, anası sağ iken bir süreliğine Anıtkaya'da yaşadı. O sıralarda psikolojik rahatsızlıkları olduğu gözleniyordu. Sonra ortalıkta görünmez oldu. Üç kızı Konyalı beylerle evlendi; Erdoğan ise yine Konyalı bir hanımla evlendi. Bu evliliklerde Ayşe Hanımın etkisi seziliyor... Eseniniban 2008 yılında vefat etti, çocukları İzmir'de yaşıyorlar...

    Emirdağlı Tellal Ese Dayı 1947 yılında 60 yaşında vefat etmişti. Karısı Yanal Hatca daha uzun yıllar yaşadı. Neredeyse Ese Dayıdan kırk yıl sonra, 1986'da vefat etti...

    1934 Yılındaki Soyadı uygulamasında Ése, ailesine soy ismi olarak ÇINAR'ı almış. Sonra nedense bunu EMİŞ ile değiştirmişler. En sonunda EMİNÇ'te karar kılınmış, halen bu soyadını kullanıyorlar...



16 Mart 2023

Omarcıkoğlu Ali

     
    Omarcıkoğlu Mehmet'in dört oğlu Omarcıklar sülalesinin tamamını oluşturuyor. Bunları hatırlamak gerekirse; küçüklerden başlayarak Hasan çocukları, Sağırmahmutlar/Ahmetçavuşlar; Mustafa çocukları, Arebeciler; Ömer çocukları, Emetilere uzanır. 

    Büyük oğlu Hüseyin'e gelince, Onun da üç oğlu vardı. Küçük Abdullah'tan yola çıkarak; Gocahüseyin, Gocapdılla, Feyzullah ve Bödüye; Ortanca Mehmet'ten ise Altındiş, Arap ve Güdüğizzete varılır. Geriye kalan üç kardeşin büyüğü Ali'den ise Gıralilere...


    Omarcıkların Hüseyin oğlu Ali, 1859 yılında doğdu. Ona bu ismi vermelerinin sebebi, genç yaşta ölen Ali Emmisi olduğu anlaşılıyor. Şemsi adında bir hanımla evlendiği kayıtlara geçmiş; ama 1904'te hayatta olmadığı için Şemsi Hanımın kimlerden olduğu bilinmiyor. O yıllarda bu isme sık rastlanan sülale Veyisler/Daldallar... Bir de Keçilerde görülmüş... Bununla beraber Omarcıkoğlu Ali'nin ilk eşi Şemsi Hanım şunlardandır, diye net bir ifade kullanamayız...

    İki kızı ve bir oğlu oluyor; 1888'de Emine, 1889'da Havva ve 1891'de İbrahim doğmuş. Sonra Şemsi Hanım vefat etmiş. Ali, ikinci olarak Mehmet kızı Ümmühan ile evleniyor. Ümmühan Hanım, dipteki Keçimehmetin kızı, Ahmet ve Guldurarifin kardeşidir... Şemsi Hanımın ölümüyle Ümmühan Hanımı alması arasında ne kadar süre var, o da belli değil...

    İkinci hanımından da iki oğlu ve bir kızı oldu; 1904 yılında İbrahim, 1908'de Selvere ve daha sonra da Ömer doğuyor... Burada ilginç bir durum göze çarpıyor. İki hanımından birer oğluna aynı ismi vermek... Üstelik bu, Omarcıklarda pek karşılaşılmayan İbrahim adı... Buradan, merhume Şemsi Hanımın baba adı İbrahim olduğu sonucuna gidilebilir; ama ikinci oğluna da aynı adı vermesi yine de açıklanamaz. Ümmühan Hanımın dedesi Selimoğlu İbrahim'in bunda katkısı da düşünülebilir...

    Aralarında 13 yaş farkı bulunan İbrahim kardeşlerin en mantıklı açıklaması şöyle olabilir: Kayıtlar yazıldıktan hemen sonra büyük İbrahim 13-14 yaşında vefat etti. Bu arada kardeşi doğunca onun adını verdiler; ama büyüğü kayıttan düşmeyi unuttular. Nitekim, büyük İbrahim o kadar unutulmuş ki evlilik, ölüm, boşanma gibi hiç bir kaydı bulunmuyor. Dahası, Onun hakkında kimse bir şey bilmiyor... (1891 Doğumlu büyük İbrahim, Cihan Harbinde kalmış da olabilir; bizim tartıştığımız aynı adlı iki kardeşin varlığıdır.)

    Kayıp İbrahim dışındaki diğer çocukları ayrıntılı olarak incelenecek olan Omarcıkoğlu Ali, 1933 yılında 74 yaşındayken vefat etti. Sonraları kendisine Keçigızı lakabı takılacak olan eşi Ümmühan Hanım ise 1952 yılında vefat etti...

    Omarcıkoğlu Ali'nin kızlara bakalım... Şemsi Hanımdan büyük kızı Emine, Apdıramanların Mustafa'ya vardı; Yenialinin anasıdır, oğluna kendi babasının adını vermiş. 1956 Yılında vefat etti... Emine'den bir yaş küçük kızı Havva ise Hatiplerin Mollaosmana vardı. Kaynanası Gülsüm Hanım aslında Havva'nın halasıydı, yani Mollaosman ile hala-dayı çocuğu oluyorlar; ama yine de ayrıldılar. Sonra Melez diye lakaplanan Arif Seçen eşi oldu. Babasının ikinci eşi Ümmühan Hanımın Ahmet Abisinin oğludur Melez. Yani Havva Hanım, halasının oğlundan ayrılıp üvey dayısının oğluyla evlendi; 1988 yılında vefat etti... En küçük kızı Selvere, İdirizlerin Gocaosman oğlu Delimehmetin ilk hanımıdır. Çevresinde çok sevilen biri olarak taze gelin iken vefat etti. Omarcıklar sülalesinde Selver/Selvere isminin yaygınlaşmasına sebep bu hanımdır...

    İbrahim

    Kızlarının durumunu inceledikten sonra, şimdi Omarcıkoğlu Ali'nin oğullarına geçebiliriz. Büyük İbrahim hakkında söylenmesi gerekenler söylendi, şimdi Ümmühan oğlu İbrahim'e gelelim.

    İbrahim 1904 yılında doğdu. Gavalcıların Halil kızı Şerife ile evlendi. Şerife Hanım, Bokuşağın kardeşidir. Ayrıca baldızı Fatma dolayısıyla önce Cingenalilerin Ali Osman, sonra da Velcikler/Gugukların Hasan ile; diğer baldızı Hanife sebebiyle de Turabilerin Külcü Ahmet ile bacanak oldular...

    Gır Ali
    Zehra ve Ali adını verdiği bir kız ve bir oğlu oldu. Zehra, yine Omarcıklardan Arabın Berberhüseyin eşi oldu. 1929 Yılında doğan oğluna Ali adını koydu. Omarcıklar tarihinin bu üçüncü kuşak Ali'si zamanla 'Gır Ali' olarak lakaplanacak ve bu lakap ailesinin adına dönüşecektir. Yalnız annesi Şerife Hanım, oğlu dört yaşındayken 1933 yılında vefat etti...

    Öksüzler de büyür... Gırali büyüyünce, Tekelilerin Mustafa kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım, Gocagafa ve Pangecinin kardeşidir. Ayrıca Yahyaların Gocamat ile bacanak oldular...

    Oğlu Gırali askerdeyken, Omarcıkların İbrahim görme yetisini büyük ölçüde kaybetti. 1950 Yılında olması lazım, Omarcık taraflarında söğüt keserken aniden ortaya çıkan talaz/anaforun içinde kalmış. Gözlerini oğuşturunca, ne varsa içine kaçmış. Bu yüzden oluşan enfeksiyon sonucu kör olduğu yorumlanıyor. Gırali askerden geldikten sonra tedavi yollarını araştırdıysa da geç kalınmış...

    Ümmühan Hanımla Gıralinin Mahmut, Ömer, Şerife, Selver ve İbrahim adlarında üç oğlan ve iki kızı oldu. Şerife Sadıkbey'e gelin gitti. Selver ise Çakırların Muharrem'in Musa Erdem eşidir...

    Büyük oğlu Mahmut 1954 yılında doğdu. Kemiklerin İbrahim kızı Nazik ile evlendi. Elveda ve Ümmühan adında iki kızı Anıtkaya dışına gelin oldular. Mahmut, halen Afyon'da oturuyor...

    Ortanca oğlu Ömer 1959 yılında doğdu. İzmir'e yerleşti ve orada Turgutlulu Neslihan ile evlendi. Ümmühan adını verdiği bir kızı dünyaya geldi. İkinci hanımı Kozlucalı Ümmühan idi. Ondan da iki kızı ve bir oğlu dünyaya geldikten sonra 2018'de Ümmühan Hanım vefat etti. Ümmühan, Hülya ve Melek olmak üzere üç kızı da Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Oğlu Ali ise Bakkalsarının Osman oğlu Tahir Akyol kızıyla evli... İzmir'de oturuyorlar...

    Gıralinin küçük oğlu İbrahim ise 1975 doğumlu... Tam da İbrahim dedesinin öldüğü sene doğunca onun adını vermişler... Evin küçüğü olarak Anıtkaya'dan ayrılmadı. Karacahmetli Emine ile evlendi. Ali, Sılanur ve Damlasu adlarında üç çocuğu var. Halen Anıtkaya Sanayisinde esnaf...

    Gırali 2018 yılında doksanına yaklaştığı sene vefat etti. Eşi Ümmühan Hanım ise 2023'te öldü...

    Godal Ömer

    Omarcıkoğlu Ali'nin, iki İbrahim'den sonraki üçüncü oğludur. 1911 yılında doğdu. 'Godal Ömer' diye lakaplanmış; çok erken dönemde Eğret'ten ayrıldığı için hakkında fazla bilgi yok...

    Eğret'ten ayrılmasına sebep olarak başarısız kalmış bir kız kaçırma olayı gösteriliyor. Bu vukuatın husumete sebep olmasından çekinen büyükleri, köyü terk etmeye teşvik etmişler ya da zorlamışlar, her neyse... Godal bunun üzerine İzmir taraflarına kaçmış...

    Gittiği yerde (Cumaovası) oralı Halise Hanımla evlenmiş; Ahmet ve Selver adlarında bir kızı ile bir oğlu olmuş. Bu çocuklar, bir vakitler babalarının memleketini ziyaret ederlermiş; ama uzun zamandır bunlardan da haber yokmuş... Selver'i bilmiyoruz; ama biz Ahmet'in izini bulduk. 2018'de 68 yaşındayken İzmir'de vefat etmiş... Babası Godalömer ise Ahmet beş yaşındayken 1955 yılında vefat etmiş...

    ***

    Omarcıkların temel soyadı kabul edilen SAĞLAM, Gıralilerin de soyismidir. Bu kolda dikkatlerden kaçmayan isimler olarak İbrahim, Ali ve Selver öne çıkıyor. Her birinin hikayesi yukarıda var...




15 Mart 2023

İdirizler - Onbaşıoğlu

    
    İdirizlerin sonuna gelirken, 1840'lardaki tabloya tekrar göz atalım... İdrisoğlu Mustafa'nın Şerife ve Sultan adlı iki hanımından altı çocuğu var. İdris, Ümmühan ve Emine Şerife Hanımdan; İbrahim, Mehmet Ali ve Ömer ise Sultan Hanımdan.

    İki kızdan büyük olan Ümmühan Kinislere gitti, Kumpirhasanın ninesidir... Küçük Emine ise Çalıklara gelin gitti, Gödemehmetin karısı Emine'nin ninesidir... İdris'in büyük oğlu Sarımehmet ve küçüğü Gocaosman olduğunu gördük. Şerife Hanımdan olan üç çocuğun durumu böyle... Sultan Hanımdan olan diğer üç çocuk ise... İbrahim çocukları Deligızlar ve Hamsinci, Ömer çocukları ise Sarıömer olarak günümüze geldiler. Geriye sadece Mehmet Ali kaldı...

    Mehmet Ali'yi kardeşlerinden ayıran husus, onun bir süreliğine Afyon macerası yaşamış olmasıdır. Şehre yerleşmesiyle ilgili hiç bir ayrıntıyı bilmiyoruz. Gidişinin hangi yıllara rastladığını, bu sırada evli mi bekar mı olduğunu, neden gittiğini, bir şeyden mi kaçtı yahut maişet kaygısıyla mı hareket etti, yoksa sırf macera olsun diye mi Afyon'a taşındı... Bütün bunlar hakkında bir şey bilinmiyor... 

    Afyon'da ne kadar kaldığı da bilinmiyor; 1904 kayıtları tutulduğu sırada Eğret'e geri dönmüş oldukları kesin... Bütün çocukları Afyon doğumlu oldukları görülüyor, ama bunda bir yanlışlık olabilir. 1892 Tarihli bir tereke davasında şahitlik yaptığına göre bu tarihte Eğret'te bulunduğuna hükmedebiliriz. (Aynı davanın diğer şahidi Elciklerin İbrahim, yani Naymelerin dedesi; bu bilgi lazım olacak.)... Tahmini olarak söyleyebiliriz ki; İdirizlerin Mustafa oğlu Mehmet Ali, 1870 ile 1890 arasında 15-20 yıl Afyon'da kaldı...

    Hacı Onbaşıoğlu

    Onbaşı meselesine gelince... Aslında bu lakap Mehmet Ali'ye has bir şey değil. Babası Mustafa'ya, yani daha baştaki İdrisoğlu Mustafa'ya 'Onbaşı' diyorlarmış. 1849 Tarihli Gocamatların atası terekesinde 'Onbaşı Mustafa' 20 kuruş alacaklı görünüyor... Yaklaşık kırk yıl sonraya, 1893 yılına atlıyoruz. Kantinlerle ilgili yine bir tereke davasındaki şahitlerden biri 'Hacı Onbaşı oğlu Mehmed bin İdris' diye künyelenmiş. Bu, bildiğiniz İdirizlerin Sarımehmettir... Şimdi de otuz yıl kadar sonraya sıçrayalım. Selimoğlu İbrahim (Keçimehmetin babası) vefat etmiş. Terekesindeki şahitlerden biri 'Hacı Onbaşı oğlu Emin'dir. Altta anlatılacak, Emin; bu yazının konusu olan Mehmet Ali'nin oğludur... Hasılı kelam, İdrisoğlu Mustafa'nın lakabı veya ünvanı 'Onbaşı'dır. Onun çocukları için de bu lakap zaman zaman 'Onbaşıoğlu' biçiminde kullanılmış. İdirizlerin diğer kollarının her biri kendince başka bir lakapla anılmış; ama Mehmet Ali'nin bilinen bir lakabı olmadığı için 'Onbaşıoğlu' lakabını İdirizlerin bu son koluna sakladım.

    En son Onbaşıoğlu lakabının kullanıldığı Keçimehmetin babası terekesinde, Emin'in yanındaki ikinci şahit Godalömerdir. Şimdi geriye çekilip manzarayı izleyelim... Vereselerden biri merhumun eşi Fatma, İdirizlerin Gocaosman kızı; şahitlerden biri Emin, İdirizlerden... Merhumun anası ile ikinci şahit Godalömerin dedesi kardeş... Godalömer, oğlu Gödemehmete Çalıkların Emine'yi alıyor ki ninesi İdirizlerdendir... Karşımızda öyle bir akrabalık örgüsü var, yollar dipte Hacı Onbaşıya, yani İdrisoğlu Mustafa'ya çıkıyor...

    ***

    Mehmet Ali 1849/50 yıllarında doğmuş görünüyor. Sultan Hanımın oğludur. Afyon'daki hayatını bilmiyoruz. Üç oğlu var, üçünün de anaları farklı. Onlardan yola çıkarak hayatının aşamalarını görmeye çalışalım.

    Büyük oğlu Hasan 1877'de doğmuş; anasının adı Gülsüm ve hayatta görünüyor. Hayatta olduğu halde o hanede kayıtlı değilse, boşandılar demektir. Yaşça uygun bir Gülsüm'ü Cingenalilerin Hüseyin eşi olarak buluyoruz. Onbaşıoğlu Mehmet Ali'den boşanınca Gülsüm Hanım Cingenalilerin Hüseyin'e varıyor. Gülsüm'ün bir kardeşi Fatma da Selimoğlu Mehmet'te olunca; Keçilerin dedesi Mehmet ile Cingenalilerin dedesi Hüseyin bacanak oluyorlar. Yalnız öncesinde, Keçilerin dedesi Mehmet ile bacanak olan Onbaşıoğlu Mehmet Ali'dir, unutmayalım. Özetle, Mehmet Ali'nin ilk hanımı Gülsüm; oğlu Hasan dünyaya geldikten sonra ayrıldılar...

    Aynı sıralarda veya daha sonra Havva ile evlenmiş. Havva Hanımın kim ve kimlerden olduğu bilinmiyor; çünkü kayıttan önce vefat etmiş. Bununla beraber Havva Hanımdan da bir oğlu var; adı Emin ve 1881 doğumlu...

    Son olarak Mehmet Ali, Hasan kızı Ayşe ile evlendi. Neredeyse kendisinden otuz yaş daha küçük olan bu son hanımından da Mustafa ve Havva adlarında bir kız ile oğlu oldu. Bu iki çocuk küçükken Onbaşıoğlu Mehmet Ali vefat etti... Dört çocuğunun serencamesine bakalım...

    Hasan

    Mehmet Ali'nin ilk eşi Gülsüm Hanımdan 1877 yılında doğdu. Elciklerin Osman kızı Aliye ile evlendi. Hani Onbaşıoğlu Mehmet Ali'nin 1892'de şahitlik ettiği bir dava vardı; oradaki şahit arkadaşı Naymelerin dedesi İbrahim ile Aliye Hanım kardeş oluyorlar... Diğer kardeşleri de Kelçakır, yani Çakıribanın babası...

    Hasan ile Aliye'nin üç kızları oldu. 1897'de Ayşe, 1900'de Hatice ve 1906'da Kezban dünyaya geldi. Babasının vefatından hemen sonra Hasan da vefat etti... Şimdi geride bıraktığı üç kızın hikayesine eğilelim...

    Büyük kızı Ayşe'ye 'Zağar Ayşa' diyorlardı, Söylemezoğlu Mehmet'e vardı. Bu Mehmet; Gıbış, Gociban, Dıkmanın emmileridir... Yıllar sonra bile 'Garamehmedim!' diye andığı eşi Çanakkale'de kalınca Zağar Ayşa, İdirizlerin Gocaosmana vardı ve orada iki kızı oldu. Kızlarının birine Gülsüm adını verdi ki, ninesinin adıdır, O Gülsüm Elciklerden Çakıriban eşi olacaktır...

    Ortanca kızı Hatice, Emirdağ'dan Eğret'e gelen İsa'ya vardı. Zamanla Eseler denilecek evin hanımı oldu. Kendisine 'Yanal Hatca' derlerdi. Tek kızına, Gülsüm Ninesinin adını; oğullarının birine de kendi babası Hasan'ın adını verdi. O Hasan da Gocaosmanın kızıyani teyzesinin kızı Atike ile evlendi... 

    Küçük kızı Kezban ise Hacıahmetlerin/Emiralanoğlu Ahmet ile evlendi. Kısa süren bu evlilikten sonra bir kaç kocaya daha varan Kezban, en son Müdüroğlu Mehmet Ali eşiydi. O yıllarda 'Gızılgız' diye bilinirdi...

    Emin

    Mehmet Ali'nin ortanca oğlu Havva Hanım'dan doğmuştu. İsmine bakarak bir yorumlamaya gidecek olursak, annesi Havva'nın Eminler kızı yahut Afyonlu olduğu tahminini yapabiliriz. Emin, Hasan kızı Halime ile evlendi... Babasıyla üçüncü eşi arasındaki yaş farkından söz etmiştik. Elde veri yok; ama Emin, babasıyla bacanak gibi görünüyor. Anaları ayrı olan bu iki kız kardeşle baba oğul evlenmişler...

    Halime Hanım ile Emin'in 1907 yılında Hüseyin adını verdikleri bir oğulları olmuş... Emin, karısı Halime ve oğlu Hüseyin'e sonra ne olduğuna dair başka hiç bir bilgi yok. Yalnız Emin'in 1926 yılındaki yukarıda belirtilen şahitliği var, o kadar...

    Havva ve Mustafa

    Son hanımından Mehmet Ali'nin 1900'de Havva ve 1903'te Mustafa adında iki çocuğu daha olmuştu. Onlar hakkında da bugüne ulaşan bir bilgi bulamadım... Akla bir ihtimal geliyor; aynı zamanda gelin-kaynana durumunda olan iki kardeş, Ayşe ile Halime, Yunan gittikten sonra pılıyı pırtıyı toplayıp çocuklarıyla beraber Afyon'a gittiler. Çünkü zaten Afyonlulardı, kendilerini Eğret'e bağlayacak bir şey de kalmamıştı... Bu ihtimal doğru olsa, bu kadar yakın bir geçmişte yaşanan bir olayla ilgili kulağa bilgi kırıntısı da olsa bir şey gelmesi lazımdı...

    İdirizlerin son hanesi Onbaşıoğlu Mehmet Ali çocuklarının, o sırada Eğret'te idilerse, 1934 Soyadı Uygulamasında hangisini aldıkları da bilinmiyor; İDİS, İDİ, İBİLİ'den biri mi, yoksa daha başka bir soyadı mı?...



14 Mart 2023

İdirizler - Sarı Ömer


    İdirizlerde başa dönelim. 

    İdrisoğlu Mehmet'in üç oğlundan 1814 doğumlu Mustafa çocukları, bugünün İdirizlerini oluşturuyor. Altı kardeşler ve bunların ikisi kız. Büyük kız Ümmühan Kinislere gidip Kumpirhasanın ninesi olacak. Küçük kız Emine ise Çalıkların Hüseyin'e varacak; Gödemehmet eşi Emine'nin ninesi olacaktır. 

    Dört oğlanın büyüğü İdris'ten Sarımehmet ve Gocaosman; İbrahim'den Deligızlar ve Hamsinci kolları türedi. Geriye Mehmet Ali ile Ömer kaldı... Şimdi Ömer'e bakalım...


    Mustafa oğlu Ömer 1856 yılında doğdu. Sultan Hanımın oğludur. Üç oğlu ve iki kızı oldu; büyüklerine ana babasının adını verdi. Yaşlarına göre beş çocuğunun isimleri şöyle: Mustafa, Abdülkadir, Ahmet, Sultan ve Nazike...

    Büyük kızı Sultan dokuz on yaşlarındayken vefat etmiş. Hemen o yıllarda, 1897'de küçüğü Nazike doğmuş. Nazike büyüyünce Yahyaların Garamehmete varacak ve Garahüseyinin anası olacaktır. 1889 ve 1891 doğumlu iki küçük oğlan Abdülkadir ve Ahmet'in evlilik kaydı bulunmuyor. Onlara dair bugüne ulaşan bir bilgi de bulamadım. Yaşları itibariyle Cihan Harbine katılma ve şehit olma ihtimali var...

    Büyük kardeş Mustafa'nın hikayesi ise daha net... Fakat ona geçmeden evvel İdirizlerin Ömer'in ikinci eşinden bahsetmek gerek. Hacı Ali kızı Hatice, Ömer'in ikinci eşiydi. Hatice Hanım; Hacılardan Kelsalekler ve Davılcıariflerin atasıyla kardeşti. Bir kız kardeşi de Veyislerin Hacıarif eşiydi... Neyse, Hatice Hanım önce Kelahmetler tarafında Arzımanoğlu Halil'e varmıştı. Yozgunun dedesi olan Halil 1889'da askerdeyken vefat edince dul kaldı ve İdirizlerin Ömer'e ikinci eş olarak geldi. Fakat Ömer'in Hatice Hanım'dan çocuğu yok...

    Mustafa'ya dönelim...1884 Yılında doğdu. Daldalların Ömerçavuş kızı Rabia ile evlendi. Rabia Hanım Kipilin ablasıdır. Ayrı anadan da olsa Rabia'nın küçük kardeşini aldığı için; Mustafa Haytamahmut ile bacanaktır... Tabi Haytanın evliliği Mustafa'nın ölümünden sonraya rastlar, o ayrı... 

    1910 Yılında Ömer ve 1916'da Kezban olmak üzere iki çocukları dünyaya geliyor. Bu hesaba göre, Mustafa büyük ihtimal kızının doğumunu göremedi... Çünkü seferberlikte silah altına alınmıştı, hangi cephede olduğu bilinmiyor; ama Cihan Harbinin içinde bulunduğu kesin...

    Mütarekeden sonra ordu dağıtıldı; ölen öldüğü yerde kaldı; diğerleri perperişan halde evine, köyüne döndü. Eğret'e dönebilenlerin içinde İdirizlerin Ömer oğlu Mustafa yoktu... Rabia Hanım 1919 yılında mahkemeye başvurdu. Dilekçesinde özetle diyordu ki: 'Eşim İdrisoğullarından Ömer oğlu Mustafa, emsalleriyle birlikte silah altına alınmıştı. Onunla gidenlerin bazıları geri geldi, bazılarının ise ölüm haberi geldi. Eşimden ölü diri bir haber yok. Durumunun araştırılıp bilgi verilmesini, aksi takdirde ölümüne hükmedilmesini istiyorum.' Kocası ölmüş bir kadın tekrar evlenebilmek için dul olduğunu ispat etmek zorundaydı. Başvurusunun sebebi bu... Kayıtlar inceleniyor, şehitler arasında ismini bulamıyorlar... O zaman için ne kaydı olacak, şimdi bile şehitlerin kaydını bulamıyoruz... Hasılı, kayıtlarda görünmediği için; öldüğü de şahitlerle ispat edilemediği için Rabia Hanımın başvurusuna olumsuz cevap veriliyor... Bir süre sonra işgal yılları, tekrar savaş, kurtuluş derken çocuklar büyüyor. Rabia Hanım tekrar kocaya varma fırsatı bulamıyor... Tam yetmiş yıl o vaziyette yaşadı ve 1978 yılında vefat etti...

    Şehit Mustafa'nın tek kızı Kezban, İdirizlerden Gocaosmanın oğlu Pepehasan eşi olacaktır. Pepehasanın Mısdık (Mustafa İdis), bu şehit dedesinin adını aldığı anlaşılıyor.

    Sarı Ömer

    Mustafa ile Rabia hanımın oğlu 1910 yılında doğmuştu. Dedesinin adı olan Ömer ismini koydular. 'Sarı Ömer' diye lakaplandı. Büyük ihtimal dedesi de sarışındı; ama lakap Ona değil torununa takıldı. 

    Sarıömer, önce Yeşilömer kızı Fadime ile evlendi, Çakalhüseyin ile bacanak oldular... Abdil, Sultan, Eşe ve Nuran adlarında dört çocuğu oldu. Fadime Hanımın 1946'da vefatından sonra İlyenli Hamide ile ikinci evliliğini yaptı. Toplamda on çocuğun altısı Hamide Hanımdan... Onların isimleri; Fadime, Ayşe, Meryem, Ramazan, Asiye ve Rabia'dır... Hamide Hanım da 1989'da vefat etti... Sarıömer ise ikinci eşinin ölümünden çok sonra, 2008 yılında vefat etti... Öldüğünde yüz yaşına çok az kalmıştı...

    Büyük kızı Sultan, önce Sıntırların Garakazıma vardı; onun ölümü üzerine Apdıramanların Curak eşi oldu... Eşe, Daldalların Sağırhüseyin oğlu Ömer'e vardı. Eşe de Ömer de Ömerçavuşun torunudur, bundan sonra Ömer, 'Eşeninömer' diye bilinecek... İlk hanımından küçük kızı Nuran ise Gambırarifin İzzet eşi oldu... İkinci hanımından olan Fadime, Terlemezlerin Abdullah'a vardı. Şimdi eşinden ayrı olarak oğullarıyla İzmir'de oturuyor...  Ayşe, Keçimehmetin İbrahim; Meryem, Curağın Abdurrahman; Asiye, Kınilerin Mahmut; Rabia, Guzuguzunun Aziz eşi oldular...

    Oğlanlara gelelim... Büyük oğlu Abdil, aynı zamanda on kardeşin en büyüğüdür; 1933 yılında doğdu. Gıdilerin Mustafa kızı Sultan ile evlendi. Gıdiler ile Emiralilerin çok yakın bağlantısı var. Hatırlanacağı üzere Abdil'in anası da Yeşilömer/Emiraliler kızıydı. Dolayısıyla bu evlilikte akrabalık bağlantılarının rolü çok açık. Nitekim Abdil aynı zamanda Yeşilömerlerin Ömer Fidan ile bacanak oldu... Abdil'in bir oğlu oldu, babasının adı olan Ömer ismini verdi. Mardakların Geneli Mehmet kızı Meryem ile evlendi Ömer... Meryem'in anası da Gıdilerden... Abdil ve Ebru adında iki çocukları oldu. Sonra 2018'de Ömer vefat etti... Çocukları İzmir'de yaşıyor... Ömer'in annesi Sultan Hanım da 2003 yılında vefat etmişti...

    Küçük oğlu Ramazan ikinci hanımı Hamide'den... 1959 Yılında doğdu. Gıdileriniban kızı Ayşe ile evlendi. Hamiyet ve Mustafa adlarında iki çocuğu oldu. Hamiyet, Omarcıkların İsmail oğlu Mehmet Ali'ye vardı. Mustafa ise Anıtkaya dışından bir hanımla evlendi, İzmir'de oturuyorlar...

    İdirizlerin Mustafa oğlu Ömer kanalıyla günümüze gelen bu kolu, üçüncü kuşakta 'Sarıömer' diye lakaplandı ve sülalenin adı böyle kaldı. 1934 Soyadı Uygulamasında İBİLİ soy ismi benimsendi.



13 Mart 2023

İdirizler - Goca Osman


     İdirizlerin İdris 1889'da vefat etti. Büyük kızı Raziye/Ratibe Hassönlerin Hüseyin'e, o öldükten sonra da kardeşi İbrahim'e vardı... İkinci kızı Fatma ise Eminlerin Ömer eşi oldu, Çakalhüseyin ile Kelsüleymanın nineleridir... Üçüncü kızı Ayşe, Terlemezlerin Yusuf'a vardı. Bir süre sonra Terlemez Hoca (Ali Osman Terlemez)in anası olacaktır... En küçük kızı Nazike ise Ayanoğlular/Hacahmetlerden Gabaoğlan lakaplı Mehmet'in eşi oldu. İleride Delibıdık (İbrahim Soylu)nun ninesi (anneannesi) olacaktır... İki oğlunun büyüğüne Sarımehmet diyorlardı; Dedemesdık, Gambırtevfik, Saralosman, Gıdakömer ve Yalamaşükrü'nün babalarıdır... Onun küçüğü Osman'ı inceleyerek İdirizlerin bu kolunu tamamlayacağız.

 
    Goca Osman

    İdris'in küçük oğlu Osman, 1875 yılında doğdu. Babası vefat ettiğinde 14 yaşındaymış, bu yüzden yaşça küçük olduğu özellikle vurgulanıp annesi vasi tayin edilmiş. Oysa kendisinden iki yaş daha büyük olan Sarımehmet abisi yetişkin diye ifade edilmiş... Her neyse, büyüyünce durum değişiyor... 'Goca Osman' diye lakaplanmasının sebebi yaşı değil; iri yapılı, cüsseli olması...

    Goca Osman, Hacısüllü/Söylemezoğlu Salih kızı Ayşe ile evlendi. Bu Salih, Tongullar Gociban'ın dedesinin kardeşidir...  Ayşe Hanım ile evlenince, Veyislerin Böbüdede oğlu Hasan Hüseyin ile bacanak oldular... Eşinin kim olduğunu ortaya koyduktan sonra çocuklarına geçebiliriz...

    Aslında Gocaosmanın iki eşinden toplam 23 çocuğu olduğu söyleniyor. Mesela en küçüğü, torunu Pepehasanıniban ile aynı yıl doğmuş Ahmet; ama üç yaşında vefat etmiş... Ölenleri bir kenara koyarsak, ilk eşinden sözünü edeceğimiz iki kız ve dört oğlu oluyor. Bunların yaş sırasına göre isimleri; İdris, Fatma, Azime, Mehmet, Hasan ve Halil'dir... Sonra bu altı çocuğun anaları Ayşe Hanım vefat ediyor...

    İkinci eşi yine Ayşe, fakat bu seferki Afyonlu İdirizlerin Hasan kızı... Yanalhatcanın kardeşi... Anaları da Aliciklerden... İdirizlerin Hasan kızı Ayşe'ye 'Zağar Ayşa' diyorlar... Aralarında oldukça yaş farkı var, neredeyse büyük oğlu İdris ile yaşıt Zağarayşa... Bununla beraber doğrudan Gocaosmana gelmemiş, O da dul... Önce Söylemezoğlu Mehmet, yani Gocibanın emmisinin eşiymiş... Onun vefatıyla dul kalınca Gocaosmana geliyor...

    Zağarayşadan da Gülsüm ve Atike adlarında iki kızı var, ölenleri saymıyoruz... Tabi böyle anlatınca, Gocaosmanın ip gibi dümdüz akıp giden bir hayatı olduğu sanılmasın. Biraz sonra macerasına geleceğiz, önce kızlarının durumuna bakalım...

    Büyük kızı Fatma 1901 yılında doğdu ve Selimlerden Keçioğlu İbrahim'e vardı, Keçimehmetin anasıdır. 1927'de eşi vefat ettikten sonra Kölgecinin eşi oldu. Kölgecinin ninesi Selimerden olduğu düşünülürse, Fatma Hanımın bu ikinci evliliğini aynı sülale içinde yaptığı düşünülebilir... İkinci kızı Azime Terlemezhocanın eşidir... İkinci hanımından büyük kızı Gülsüm, Elciklerin Çakıriban eşi oldu. Çakıribanın anası  Hassönlerden İbrahim kızı olduğu için aslında Gocaosmanın yeğenidir; yani kızını yeğeninin oğluna vermiş oldu... Küçük kızı Atike ise önce Selimlerden Selimhoca eşi oldu, sonra Eselerin Hasan'a vardı...

    1. Elveri İdris

    İdirizlerin İdris oğlu Gocaosman, 1898 yılında doğan büyük oğluna babasının adı olan İdris ismini verdi. Henüz evli değildi, Cihan Harbi başladı, seferberlik ilan edilince askere alındı. Oysa Gocaosman kendisi de o sırada cephedeydi. Bu durum, ülkenin o yıllarda içinde bulunduğu şartları yansıtması açısından bize ilginç bir kesit sunar. Baba oğul, emmi dayı, abi kardeş aynı anda askere alınmalar çok yaşanmış; hatta dört kardeş dördününün de değişik cephelere dağıldığının örnekleri de var...

    Onca asker arasında İdris'in durumu biraz farklıydı; O bir 'elveri' idi... Henüz askerlik çağına ulaşmamış, eli ancak silah tutabilecek yetkinlikteki bu çocuklar Eğret'te böyle tanımlanıyormuş. 1314 Doğumlu İdris'ten bir dönem sonra da 1315 doğumlular silah altına alınacak. 'Hey onbeşli onbeşli...' türküsüne konu olanlar bunlar... Memleketin ahvalini anlatması açısından önemli olan bu durum, diğer yandan çok ocakların sönmesine sebep olur. İhtiyaçtan askere alınan bu çocuklar, talime bile fırsat bulamadan düşman karşısına çıkarlar ve 'gök ekin' gibi biçilirler. Çanakkale'deki acı bilançoya bir sebep de bu gösterilir.

    Neticede İdirizlerin Elveri İdris, 8 Nisan 1915 günü Kerevizdere Muharebesinde şehit oldu. Cihan Harbi bitse de ortalık uzunca bir süre durulmadı. Milyonlarca kaybın tek tek kimlik tanımlaması yapılamadığından, İdris'in şehadet haberi ailesine bildirilemedi. Yakınları şehit olduğundan habersiz, gelecek diye yıllarca yolunu gözlediler... 

    2. Deli Mehmet

    Gocaosmanın ikinci oğlu Mehmet 1911 yılında doğdu, 'Deli Mehmet' diye lakaplandı... Omarcıkların Ali kızı Selvere ile evlendi. Gıralinin halası olan Selvere Hanım, taze gelin iken vefat etti. Omarcıklarda Selver/Selvere isminin yaygınlaşmasına sebep, genç yaşta vefat eden bu taze gelindir...

    Delimehmet, ikinci olarak Mardaklardan Halime ile evlendi. Aslında Halime Hanım, Hacahmetlerin Gabaoğlanın yetim kızıdır. Annesinin yanında tay olarak Mardakların Hüseyin'e geldiği için onlardan diye anılır. Macerası da ilginç... Halime önce Mardakların Hüseyin oğlu Hüseyin'e varmış, ondan çocuksuz dul kalmış. Sonra Hatiplerin Deliahmete varmış ve Yağcımahmutun anası olmuş... Ayrılmışlar, işte o vakit Delimehmete gelmiş... Delimehmet, darbıyla Halime Hanımın ölümüne sebep olduğu söyleniyor. İkinci evliliği de böyle bir feceatle neticelenmiş oldu... (Delimehmet ile Halime'nin hala-dayı çocuğu olduğunu ıskalamayalım.)

    Üçüncü evliliğini Akörenli Şerife Hanım ile yapıyor. Ondan iki kızı oluyor; Sultan, Sarımehmet Emmisinin oğlu Yalamaşükrü eşi oldu. Küçük kızı Emine ise Çanlının Aziz'e vardı, kocası 1970'te öldükten sonra da Erkmen'e kocaya vardı... Delimehmetin üçüncü eşi Şerife Hanım 1964'te vefat etti...

    Dördüncü defa yine Eğret dışından bir hanımla evlendi. En kısa süren evlilği budur; kadın üç gün sonra kaçıp gitmiş...

    Son olarak Aşağı Dandırlı Hacer Hanım ile evlendi. Hacer Hanımın yanında tay gelen Şerife ileride Cavaların Tahir eşi olacaktır... Hacer Hanımdan da İbrahim ve Ayşe adlarında iki çocuğu oldu. Ayşe Dandırlı bir beyle evlendi, İzmir'de oturuyorlar. Delimehmetin 1986 yılında ölümünden sonra İbrahim İzmir'e yerleşti. Sultandağlı bir hanımla evlendi, halen İzmir'de yerleşik... 

    3. Pepe Hasan

    Üçüncü oğlu Hasan 1912 yılında doğdu. Dilinde biraz tutukluk vardı. Tam kekemelik değil; ama bazı heceleri tekrarlamadan söyleyemiyordu. Bu yüzden 'Pepe' lakabı takıldı. Halk söyleyişinde isminin ilk hecesi yutulur ve sülalenin adı 'Pepesanlar'a dönüşür.

    Pepehasan, İdirizlerin diğer kolundan Mustafa kızı Kezban ile evlendi. Kezban Hanım, Sarıömerin kardeşidir... Kendisi 1977 yılında, 65 yaşında vefat etti. Eşi Kezban Hanım ise 2002'de öldü... 

    Çocuklarına bakalım... İbrahim, İdris, Ayşe, Gülfem, Seher, Mustafa ve İdris adlarında üç kız ve dört oğulları oldu. İdris, Ayşe ve Gülfem, 1945-55 arasında küçük yaşta vefat ettiler; hayatta kalan tek kız Seher ise Gobakların Apak eşidir...

    Büyük oğlu İbrahim 1940 yılında doğdu. Tatıresilin kızı Hafize ile evlendi. Terlemezlerin Palaibram, Çolömerlerden Şampaya ve Körsüleyman, Bilallerin Şımır ile bacanak oldular... Dört oğlu oldu; 1970'te Aziz, 1972'de Ramazan, 1976'da Kadir ve 1981'de Hasan Hüseyin dünyaya geldi... Pepesanın İbram, 1990 yılında 50 yaşında vefat etti, eşi Hafize Hanım ise 2008 yılında öldü... Güdüklerin Emin Işılak kızı Hatun ile evlenen büyük oğlu Aziz'in İbrahim ve Emin adını verdiği iki oğlu ve Eflin Sebahat adında bir kızı oldu. Emin 2011'de bir kazada vefat etti... İbrahim, Sultandağlı bir hanımla evlendi; Anıtkaya'da oturuyorlar... İkinci oğlu Ramazan, Tekirgızılar Osman kızı Fikriye ile evlendi. İbrahim İlker ve Özgür adlarında iki oğlu var ve Kütahya'ya yerleşikler... Üçüncü oğlu Kadir, Dıkmanın Şefmehmet kızı Dilek ile evlendi. Hafize, Sümeyye ve Sude adlarında üç kızı var; Anıtkaya'da oturuyorlar... Küçük oğlu Hasan Hüseyin de Güdükemin kızıyla evlendi; yani Aziz abisiyle bacanak. İbrahim ve Eray adında iki oğlu var...

    Pepehasanın ortanca oğlu Mustafa 1952 yılında doğdu. Yine İdirizlerden Saralosman kızı Nazike ile evlendi. Aynı zamanda halasının oğlu Gasaphüseyin ile bacanaktır... Erken dönemde Afyon'a yerleşti. İki oğlu oldu; büyük Hasan, Çavdarlılı Fatma ile evlendi; Büşra, Sude, Zeynep adlarında üç kızı var... Küçük oğlu Cemil ise Duygu ile evlendi. (Onların arasındaki bağlantıyı izah etmek için ayrı bir parantez gerek. Duygu'nun anası Fadime, aslında Körhocanın Terzimevlüt kızıdır. Terlemezhocanın Şaban'a, yani teyzesine evlatlık verilmiş. Onlar da Fadime'yi Necmi ile evermişler; Duygu onların kızıdır. Pepehasan ile Terlemezhocanın eşi Azime kardeş olduğu hatırlanırsa, bağlantı çözülür.) Cemil'in Rana ve Mustafa adlarında bir kızı ve bir oğlu var. Çocukları, torunlarıyla birlikte Pepesanın Mısdık halen Afyon'da oturuyor... 

    Ve Pepesanın en küçük oğlu İdris 1955 yılında doğdu. Çakıriban kızı Kezban ile evlendi. Kezban Hanım ile İdris hala-dayı çocukları oluyor... İdris, adından daha fazla 'Mütayit' lakabıyla tanınır... Ömer, Hasan ve Ayşe adlarında bir kızıyla iki oğlu var. Mütayit de halen Anıtkaya'da oturuyor...

    4. Kekeç Halil

    Gocaosmanın 1921'de doğan en küçük oğlu Halil'e neden 'Kekeç' dediklerine dair bir şey bulamadım. Tam olarak konuşma zorluğu veya tutukluk, kekemelikten ayrı; sadece telaffuzda sıkıntı yaşayan kimselere kekeç derlermiş. Halil'de böyle bir durum var mıydı bilmiyorum...

    Önce bir kız kaçırıyor; kimdir, kimlerdendir meçhul... Çocuğu olmamışken, erken vefat edince ikinci evliliğini Omarcıkların Gocahüseyin kızı Ayşe ile yaptı. Çocukları, Kilcinin ablası olan Ayşe Hanımdandır. Dördü kız ikisi oğlan, altı çocuğun yaşlarına göre adları; Osman, Muhsin, Fadime, Azime, Seviye, Ayşe'dir... 

    Hayatının önceki devresinde benzer vazifelere yaşandı mı bilinmiyor; ama Kekeç 1975 yılında vefat ettiğinde Zafer Mahallesinin Muhtarı idi... Hanımı, Omarcıkların Ayşe ise 2002 yılında öldü...

    Kızların büyüğü Fadime, Balinin Osman eşi; ortanca Azime, Gıdakömerin Halil eşi; diğer ortanca Seviye, Mardakların Dişçiali eşi; küçük Ayşe de Arapların Gözelmehmetin Şükrü eşidir...

    Kekecin büyük oğlu Osman 1947 yılında doğdu. Kinislerden Dınalinin kızı Sultan ile evlendi. Daha dipte Dınalinin ninesi İdirizlerdendir... Bu evlilik yoluyla Bükürün Adem ile bacanak oldular... Erken dönemde Afyon'da çalışmaya başlayan Osman, Anıtkaya ile bağını koparmamışsa da oraya tamamen yerleşti. İkisi kız ikisi oğlan, dört çocuğu oldu. Kızları Vildan ve Bahar Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Büyük oğlu Doğan, Bödünün Kerim kızı Hanife ile evlendi. Sultan ve Muhammet adlarında iki çocuğu var, Afyon'da yaşıyorlar... Dedesinin adını alan küçük oğlu Halil, Şuhutlu bir hanımla evlendi. Osman ve Eren adlarında iki oğluyla Afyon'da yaşıyorlar... Kekecin Osman 2013 yılında vefat etti..

    Küçük oğlu Muhsin 1951 yılında doğdu. O yılların Eğret'i için yeni olan bu ismin anlamını Muhsin İdis'ten dinledim: Kekeç, Eğretli yedi sekiz arkadaşıyla birlikte aynı birlikte askerliğini yaptı. İkinci Dünya Savaşının sonlarına denk gelen bu uzun askerlik yıllarında çok sevdikleri komutanlarının adı Muhsin imiş. Onun hatırasına, Haydar ile Kekeç, oğullarına ismini vermişler... Muhsin, Arzıların İbrahim kızı Azime ile evlendi. Terzimusanın kardeşi olan Azime Hanımla evlenince; Yörüğoğluların Lütfi, Arapselimin Arif, Köreminin İzzet'in Adem ve Yeşilömerlerin İsmail oğlu Mehmet ile bacanak oldular... İki erkek, bir kız çocukları oldu. Oğlanlara iki dedenin adı olarak Halil ve İbrahim adları verilmiş, kıza ise Gülden... Erken dönemde Anıtkaya'dan ayrılan Muhsin, halen İzmir'de yaşıyor...

    ***

    Şimdi tekrar başa, İdirizlerin Gocaosmana dönelim. Cihan Harbi yıllarında ve daha öncesinde uzun süren bir askerlik hizmeti var... Bazı aralıklarla değişik cephelere kaydırılmışlar; ama ağırlıklı olarak Yemen-Hicaz bölgesinde bulunmuş. O hengameden sağ kurtulabilen nadir Eğretlilerdendir kendisi... Sağ salim köyüne döndükten sonra uzun yıllar yaşamış birkaç kişiden biridir... Soyadı uygulamasında, Sarımehmet Abisi tarafıyla aynı soyadını, İDİS'i almışlar... Seksen yaşına geldiğinde bunun içini Kabe özlemi sarmış. Askerlik döneminde Kabe çevresinde dolaşıp durduğu günler burnunda tüter olmuş. Durduramamış kendini, o yaşta Hacca azmetmiş... Harpten dönen Gocaosman, Hicaz'dan geriye dönmemiş... İkinci eşi Ayşe Hanım, Gocaosmandan tam 17 sene sonra, 1971 yılında vefat etmiş...




10 Mart 2023

Çullular

 

    1830 Yılını gösteren kayıtlarda Eğret'te üç Arzımanoğlu/Hacılar hanesi bulunuyor.

    Bunlardan birisi Arzımanoğlu Hacı Mustafa oğlu Mehmet'tir. Küçükmehmet olarak tanınacak olan bu hane; Hacımuratlar, Sağırmehmetler, Hacınınibram, kısaca Yetimleri oluşturur.

    İkinci Arzımanoğlu hanesi ise Hacı Ali'ninkidir. Onun büyük oğlu İdris çocukları,  Davılcıarifler / Kelaliler Kelsalekleri oluşturuyor. Küçük oğlu Abdullah'tan ise Kelahmetler...

    19. Yüzyıl kayıtlarında görünen üçüncü Arzımanoğlu hanesi ise Hacımehmet oğlu Hacı Mehmet'tir. O'nun tek oğlu Ahmet'i izlediğimizde Çullulara varıyoruz.



    Hacı Mehmet oğlu Hacı Mehmet 1740 doğumlu... Kendisi 90 yaşındayken, üç yaşında bir oğlu olduğu görülüyor. Daha önceden ölen çocukları olduysa, ve o sırada kızları varsa da bunlardan haberimiz yok. Tabi kayıtlarda karısı hakkında da bir bilgi bulunmuyor. Bu yüzden hemen 3 yaşındaki oğluna geçelim...

    Ahmet 1828 yılında doğmuş. Şerife Hanımla evlenmiş; ama Onun da yaşı ve kimlerden olduğu meçhul. Bu bilinmezliklerin sebebi, elde bulunan ikinci dönem (1904) kayıtları tutulduğu sırada ikisinin de hayatta olmamasıdır. Bilgilerdeki netlik, tek oğulları Mustafa ile başlıyor...


    Çullu Mustafa

    Hacıların Ahmet oğlu Mustafa 1880 yılında doğdu. Hacıların diğer kolundan Mehmet Emmisinin kızı Rabia ile evlendi. Rabia Hanım; Kelsalek, Çapıtçıhafız, Kelidiriz ve Kelarzımanın halasıdır...  

    Kızına 'Çullugızı' demelerinden anlaşılıyor ki sülalede ilk 'Çullu' lakabı Mustafa'ya verilmiş. Nasılını niçinini bilemeyiz; ama üstbaş ile, giyim kuşamla ilgili olduğu düşünülen bu lakap, sülalesinin adına dönüşecektir...

    Ahmet ve Şerife adını verecekleri iki çocukları olduktan sonra Cihan Harbi çıktı. Irak Cephesinde bulunan Çullu, 1915 yılında Musul'da şehit oldu. Harp darp, mütareke, işgal, zafer derken Rabia Hanım on yıl sonra 1925 yılında mahkemeye başvurarak kocasının vefatının tescillenmesi, dolayısıyla kendisine evlilik izni verilmesi talebinde bulundu. Talebi kabul edildiyse de Rabia Hanımın bir daha evlenmediği anlaşılıyor. 'İrebiye Nine' derdik, neredeyse bir asır kadar torununun yanında yaşadı, 1978'de vefat etti...

    Çullugızı

    Çullunun tek kızı Şerife'ye 'Çullugızı' diyorlardı. Arapselimlerin Mehmet oğlu Selim'e verdiler. Selim, Düdükçüırmızanın abisidir... Aziz, Safiye, Selime ve Mehmet olmak üzere dört çocuğu varken kocası Selim vefat etti. Çullugızı, yetimlerini alıp anasının evine döndü. Bu kez Bolvadinli Çakallardan Kelbekir oğlu Ali Osman'ı içgüveyisi aldı. 

    Alosmançavuş diye anılan Ali Osman Haykır ile evlenmesine vesile olan kişi, yeni kaynanası Arapgızıdır. Arapgızı Kezban Hanım, en son olarak Kelbekir'e varmış ve ondan Halil Haykır ile Ali Osman Haykır olmuştu. Dayısının oğlu Selim vefat edince, dul eşi Çullugızını kendi oğlu Ali Osman'a aldı... ya da oğlunu Çullugızına verdi, ne derseniz deyin... Böylece Çullugızı ikinci evliliğini yapmış oldu...

    Çullunun Ahmet

    Çullunun Ahmet 1911 yılında doğdu. Babası şehit olduğunda dört yaşındaydı. Yıllar geçti... Hatipoğlu Mehmet Ali'nin kızı Zehra ile evlendi. Zehra Hanım, Halimeninmehmet kardeşidir... İki Cihan Harbi şehidinin çocukları evlenmiş oldu... 

    Bu evlilikte dikkat çekilmesi gereken bir durum daha var... Çullugızının ilk evliliği Arapselimlerin Mehmet oğlu Selim ileydi... Halimeninmehmet, Selim'in kardeşi Halise'yi aldı... Çullunun Ahmet de Halimeninmehmet kardeşi Zehra'yı...

    Sekiz çocukları oldu, üçü kız; Mustafa, Mehmet, Fethiye, Muzaffere, Hafize, Sebahattin ve Muhittin... İsimlere dikkat; Mustafa, Çullu Dedenin adı... Mehmet ile Hafize ise İrebiye Ninenin ana babasının isimleri... Muzaffere, Zafer sonrası yıllarının moda ismi...Muhittin, Fethiye, Sebahattin hakkında fikrim yok...

    Büyük kızı Fethiye, 1941'de doğup 1947'de; ortanca Muzaffere 1942'de doğmuştu, dört yaşındayken vefat etti... Küçüğü Hafize ise Şemşilerin Ahmet eşi oldu... Oğlanların küçüğü Sebahattin, 1952'de doğdu ve iki yaşındayken vefat etti... Diğerlerine bakalım...

    Büyük oğlu Mustafa 1932 yılında doğdu. Hakkıların Kadir kızı Dudu ile evlendi. Annesi itibariyle Sakalardan olduğu için Dudu ile Mustafa arasında zaten akrabalık bağı vardı... 

    Şerife, Muzaffere, Ahmet, Adem, Havva ve Zehra adlarında altı çocukları oldu. 1952'de doğan Şerife iki yaşındayken öldü.... Bu arada Mustafa İzmir'de çalışıyordu. Ninesinin vefatına kadar çocukları köyde, kendisi İzmir'de durumu devam etti. Sonra tamamen İzmir'e yerleştiler... 

    Büyük kızı Müzef'i, Çullugızı Halasının oğlu Mehmet'e verdi. Ortanca Havva'yı ise daha küçükken, çocuğu olmayan bacanağı Sağırların İbrahim Sancak'a evlatlık olarak verdi... Küçük kızı Zehra da İzmir'de Anıtkaya dışından bir beyle evlendi... 

    Oğlanlara gelince... Büyük oğlu Ahmet, orada Anıtkaya dışından bir hanımla evlendi; bir oğlu bir kızı varken vefat etti... Adem ise Mihrioğlu İbrahim kızı Seviye ile evlendi, Tuğba ve Gökhan adlarında iki çocuğu oldu... Çulluların Mısdık, oğlundan sonra kendisi de İzmir'de 2004 yılında vefat etti. Dudu Hanımın vefat tarihi 2020... Çocukları ve torunları İzmir'de yerleşikler...

    Ortanca oğlu Mehmet 1937 doğumlu... Hacıların Kelidiriz kızı Şerife ile evlendi; Kösenin Veli, Arzıların Veysel, Hassönlerin Gırhasan ile bacanak oldular... İstanbul'a yerleşti ve orada Ahmet, Gülay ve Tülay adlarında üç çocuğu oldu. Kendisi 1980 yılında vefat edince çocukları Anıtkaya'ya döndü, bir müddet sonra da Afyon'a yerleştiler. Kızlar Anıtkaya dışından beylerle; Ahmet ise Olucaklı  bir hanımla evlendi ve Naymelerin Süleyman ile bacanak oldular. Mehmet Burak adında bir oğlu olan Ahmet, halen Afyon'da yaşıyor...

    Çullunun Ahmet'in en küçük oğlu Muhittin 1948 yılında doğdu. Kipilin Köremin kızı Hüsniye ile evlenip İzmir'e yerleşti. Zehra, Ahmet ve Elveda adlarında üç çocuğu olduktan sonra Muhittin de Mehmet Abisinden bir kaç ay sonra vefat etti... Onun vefatından sonra çocukları gelip baba ocağına yerleşti. Zehra, Davılcıariflerin Mustafa oğlu Arif'e vardı... Teknik futboldaki yeteneği sebebiyle arkadaşlarının 'Oğuz' lakabını taktığı Ahmet ise Manisalı bir hanımla evlenip Salihli'ye yerleşti; halen orada yaşıyor... Hüsniye Hanım sürekli Anıtkaya'da idi, 2021 yılında vefat etti...

    Çullunun Ahmet ile eşi Zehra Hanım 1970 yılında arka arkaya vefat ettiler. Çocukların her biri, kendi çocuklarına babaların adını verdiler. Şemşilerin Ahmet'in oğlu Şehit Ahmet Şık, diğerleri ise Ahmet AZBAY'dır...



 

09 Mart 2023

Davılcı Arif - Kel Ali

     
    1830 Yıllarında Arzımanoğlu diye kaydedilen Hacilar sülalesine ait iki hane vardı, Arzımanoğlu Mehmet ve Hacı Ali... Hacı Mustafa'nın oğlu Mehmet'e zamanla Küçükmehmet dediler, Yetimlerin, atasıdır... 

    Hacı Ali ise Küçükmehmetin amcasıdır, 90 yaşında bir pir-i faniydi. İki oğlu vardı. Abdullah'tan olan torunları Kelahmetler adıyla günümüze ulaştı. İdris'in iki torunundan da iki ayrı Hacılar sülalesi karşımıza çıkıyor; Mehmet'ten olanlar Kelsalek, Çapıtçıhafız, Kelidiriz ve Kelarzıman; Süleyman'dan gelen Davılcıarif ile Kelaliler... 

    İdris hakkında söylenmesi gereken önemli bir hususu atlamayalım. 1840 Yılında ikinci dönem Eğret Muhtarı olarak atandı; yardımcısı da Hatiboğlu Ahmet idi. Bu yöneticilik kaç yıl sürdü bilinmiyor; ama 1847'de hala muhtar idi... Ayrıca 1839 yılında eşi Ayşe Hanım vefat edince, Ali'nin yanında kızı Hatice de öksüz kaldı... Hatice'nin akıbetinden haberimiz yok; konumuz ise kardeşi Ali...



    Arzımanoğullarından İdris oğlu Ali, Rabia Hanımla evliydi. Mehmet ve Hatice adlarında bir oğlu bir kızından sonra Rabia Hanım vefat etti. Veyislerin Ali kızı Şerife ile tekrar evlendi. Şerife Hanım Delimamın kardeşiydi. Nazike adında bir kızı ve Süleyman adında bir oğlu daha oldu. Nazike Şerife Hanımdan, bu kesin; Süleyman'ın da aynı anadan olduğu kuvvetle muhtemel... İlk eşinden Mehmet Kelsaleklerin atası olduğunu söylemiştik. Hatice, Kelahmetler tarafından Arzımanoğlu Halil'e vardı. Yozgunun dedesi olan Halil 1889'da vefat ettikten sonra İdirizlerin Ömer'e, yani Sarıömerin dedesine varacaktır... Diğer kızı Nazike de, Veyislerden Hacarife varıp Körhocanın anası olacaktır. 

    Süleyman'a geçmeden evvel bir iki husus var, onları da belirtmek lazım. Eğret'e Çakırköy'den gelen Saka Hüseyin'in eşi Naime, Arzımanoğullarından İbrahim-Satı kızı olduğu belirtiliyor. Bu durumda İbrahim adında dördüncü bir kardeşten daha söz etmemiz gerekir ki onun tek kızı Naime de Sakahüseyin eşidir... Diğer husus da İdris'tir; Hacı Ali'nin bunca oğul arasından birine babasının adını vermemesi düşünülemez... İdris adında bir oğlu bulunduğu, onun da Ahmet kızı Havva ile evlendiği, Fatma adında bir kızlarının olduğu, İdris'in vefatı üzerine Fatma yanında tay olduğu halde Havva Hanımın Yetimlerden Küçükmehmetoğlu Hacı Mustafa'ya vardığı belirtiliyor. Orada Hacınınibramın anası olacaktır... Bütün bunlar böylece kütükte kayıtlı değil; ama Hacılar sülalesinin tam anlaşılabilmesi için bilinmesi gereken hususlar...

    Ayrıyeten Hacı Ali'nin Hanife adlı bir hanımla daha evlendiği, ondan da 1868 yılında Fatma adını verdiği kızı doğduğu; Fatma'nın önceden şimdi bilemediğimiz birine vardığı, sonradan eşinden dul kalan Ayanoğlu Hacı Hüseyin'e nikahlandığı, kocasının küçük oğlu Ömer (Kölgeci)ye iyi davranmadığından boşandıkları anlaşılıyor. Kayıtlarda yer almadığı için malesef bütün bunlardan belgesiz söylenti biçiminde söz edebiliyoruz... 

    Süleyman'ın doğum tarihi bilinmiyor, çünkü esas aldığımız nüfus kayıtları yazılmaya başlamadan iki yıl önce, 1902'de vefat etmişti... Veyislerden Veli kızı Neslihan ile evlendi. Bu evlilikte annesinin etkisi olduğu kesin gibi... Ayrıca kardeşi Nazike'nin de Hacıarif'e verilmiş olması, değişik usulü evliliğin işaretini vermiyor değil... Neslihan Hanım, Doğveli ile Kösenin halaları olur...

    Arzımanoğlu Süleyman ile Neslihan Hanımın iki kız, iki de oğlu oldu. Yaş sırasına göre isimleri Arif, Ali, Penbe ve Hatice'dir... En büyükleri 9 yaşında ve en küçükleri henüz doğmuş iken, Süleyman Hacca niyetlendi. Vazifesini yerine getirip Eğret'e dönüş yoluna düşeceği vakit Hicaz'da vefat etti. Dört yetim, analarının başına kaldı...

    1900 ve 1902 yıllarında doğan Penbe ile Hatice'nin akıbetine dair bir kayıt yok. Kayıt haricinde nakledilen herhangi bir bilgi de bulunmuyor. Yalnız ikisi de ileride ismen karşımıza çıkacaklar...

    Davılcı Arif

    Süleyman'ın büyük oğlu Arif 1893 yılında doğdu. Aslında İdris Emmisinin kızı iken, anasının yanında Arzımanoğlu Hacı Mustafalara tay giden Fatma ile evlendi. Ona 'Davılcı' lakabı takılmasının sebebi davul çalması değildi. Konuşma ve söylemlerinde biraz ölçüsüz olduğu içindi. Hacca gittikten sonra Hacı Arif denilse de bu, 'Davılcıarif' lakabının gölgesinde kaldı.

    Davılcıarifin Seyitgazi'de Şehit olduğuna dair şu kaydı ekleyelim: 'Eğretli 1893 doğumlu Süleyman oğlu Arif; 11. Fırka, 70. Alay, 2. Tabur, 6. Bölük neferatından iken; 19 Temmuz 1921 günü Seyitgazi'de şehit oldu.'... (Davılcıarifin uzun yıllar yaşadığı 1958'de öldüğü bilindiğine göre, bu şehitlik kaydında bir yanlışlık var demektir.)

    Davılcıarifin iki kızıyla bir oğlu oldu; isimleri Süleyman, Hatice ve Sultan'dır... Hatice, Kelahmetlerin Abdullah Azbay; Sultan da Dindin Emmisinin oğlu Halit Azbay eşi oldu...

    1920 Yılında doğan tek oğluna babasının adını vermişti. Davılcıarifin Süleyman, Hatiplerin Mollaosman kızı Zeliha/Zele ile evlendi. Hatırlanacağı üzere Süleyman ile Zele'nin büyük dedeleri bir asır kadar önce Eğret'in Muhtar ve Muhtar Yardımcısı idiler... Bu evlilik sebebiyle Süleyman; Hacımahmutların Hafız, Apdıramanların Yeniali, Hassönlerin Hüseyin ve Yetimlerin Gocayetim ile bacanak oldular... 

    Davılcıarifin Süleyman 1986 yılında öldü. Eşi Hatiplerin kızı Zele Hanım, uzun yıllar daha yaşadı ve 2004 yılında vefat etti... 

    Üçü kız üçü oğlan altı çocuğu oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Havva, Neslihan, Mustafa, İbrahim, İdris ve Cavide'dir... Büyük kızı Havva, Tatıresilin Terzi Topal; Neslihan, Doğvelinin Mehmet; Cavide de Turabilerin Berber Mehmet eşi oldular... Neslihan'ın adını aldığı büyük ninesi Veyislerdendi ve Mehmet'in dedesinin kardeşiydi...

    Süleyman'ın büyük oğlu Mustafa 1949 yılında doğdu. Kirpitçilerin Saviye ile evlendi ve Kipilin Köremin ile bacanak oldular... Saviye Hanım anası itibariyle Veyislerdendir... İzmir'e yerleştiler ve ikisi oğlan biri kız, üç çocukları oldu. Tek kızı Refika Anıtkaya dışına gelin oldu... Küçük oğlu Süleyman da Anıtkaya dışından evlendi; Berkan ve Bertuğ adında iki oğlu var... Büyük oğlu Arif, Çulluların Muhittin kızı Zehra ile evlendi. Tuğba ve Mustafa adlarında iki çocuğundan sonra ayrıldılar... Mustafa 2011, eşi Saviye Hanım ise 2014 yılında vefat ettiler; çocukları halen İzmir'de yaşıyorlar...

    Ortanca oğlu İbrahim 1953 yılında doğdu. Hacıların Kelahmetler boyundan Arzıman kızı Asiye ile evlendi. Şeherlioğlunun Hüseyin ile bacanak oldular... Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Selime ve Osman adında bir kızıyla bir oğlu oldu. Selime, Delimamların Süleyman oğluna vardı. Osman ise Seydilerin Veysel'in Seydi kızı Hatice ile evlendi. İbrahim Hakkı ve Elif Rana adlarında iki çocuğu var. İzmir'de oturuyorlar...

    Küçük oğlu İdris 1955 doğumlu... Abileri gibi erken İzmir'e yerleşti ve Yeşiömerlerden Fadime ile evlendi. Funda ve Süleyman adında bir oğluyla bir kızı oldu. Funda Olucaklı bir bey ile, Süleyman Olucaklı bir hanım ile evlendi. İzmir'de yerleşikler.

    Kel Ali / Dindin Dede

    Hacıların Süleyman'ın küçük oğluna dedesinin adı olan Ali ismini verdiler. 1896 Yılında doğan Ali, ömrü boyunca çeşitli lakaplarla anıldı. Önceleri 'Gavur Ali' diyorlardı. Bunun sebebi dikbaşlılığı, inatçılığı, sertliği idi. Kafasına yatmayan bir durumda tersine hareket etmekten çekinmezdi. Kendisine karşı sözünün geçmediğini gören bazıları ona bu lakapla sesleniyorlardı. 

    Doğrusu bu Gavurali'nin pek de umurunda değildi; kendisinin ne olup olmadığını biliyordu çünkü. Gavurluğuyla ilgili duyduğum bir olayı nakledeyim... İşgalin son günlerine yaklaşılırken Gavurali ve yanındakiler Dağda öküz güdüyorlar. Yanındakiler de Hakkıların Kadir ile Hayta...  Bu ikisi Ali'den 10-12 yaş daha küçükler ve Ali kadar güçlü de değiller. Zaten Ali'ye Gavur demelerinin bir sebebi de dellendiğinde inanılmaz güçlenmesi... Bir de bu güce bağlı cesareti... Bizim uçaklardan biri, Dağdaki düşman kampını bombalamış. Ölüler, yaralılar var... Bizim çobanları tutup sedyeyle yaralıları taşıtıyorlar... Ne yapsın garipler, dedikleri yere götürüyorlar, itiraz edecek hal mi var... Yalnız Gavur da gavurluğunu yapacak, dipçikle Ali'yi dürtükleyip duruyor, çabuk çabuk diye... Bir iki derken bizim Ali'nin de sabrı taşmış, bırakmış sedyeyi... Ağzını da bozmuş galiba 'Sizin ölünüzün deee, dirinizn dee...!' Eline geçirdiği bir değnekle önüne geleni indirmeye başlamış. Yunanlar ne olduğunu anlayana kadar yapacağını yapmış... Olayı nakledenlerin yorumu şu; eğer yanındaki iki çocuk da Gavurali'ye yardım etseydi orada düşmana teslim olmazdı... Şaşkın düşman kendini çabuk toparlayarak Ali'yi derdest etmiş... ve çok fena dövmüş. Lakin yediği dayak da umurunda olmamış Gavurali'nin; birkaçını haklayıp rahatlamış ya, her şeye değmiş... O haldeyken yine de ellerinden kurtulmayı başarmışlar. Öküzleri Hayta'ya bırakıp köye doğru yollanmışlar... Devamında olayı Müdüroğlu Halilçavuş'un hikayesiyle birleştiriyorlar...

    Gavurali, Gocamatların Hüseyin kızı Ayşe/Eşe ile evlendi. Eşe Hanım Gocamat (Ahmet Tektaş)ın ablasıdır, ayrıcı anneannesi kanalıyla Veyislere bağlanır. Ali'nin annesi de Veyislerdendi. Ancak Veyisler deyince, burada daha derin bir bağlantıdan da söz etmek gerekecek... Eşe Hanım önce Doğvellerin Mehmet oğlu Veli eşiydi; yani Ali'nin dayıoğlunun eşi... Veli Cihan Harbinde şehit olunca Gavurali'ye varmış oldu...

    Bu dönemde Ali'nin lakabı değişti, artık 'Kel Ali' idi... Yeni lakabı çocuklarının sülale adına dönüşecektir... Kel Ali ile Eşe Hanımın üç çocuğu oldu; ikisi kız, biri oğlan. İsimleri de Penbe, Feride ve Halit... 

    Hatırlanacağı üzere Davılcıarif ile Kelali'nin Hatice ve Penbe adında iki ablası vardı. İki kardeş birer kızlarına, birer ablasının adını vermişler... Kelalinin büyük kızı Penbe yine Hacılardan Yozgun eşi olacak, ondan ayrıldıktan sonra da Körüslerin Akömere varacaktır. Terzi İzzet Kök'ün anasıdır... Küçük kızı Feride ise Hatiplerin Şükrü'ye vardı; Godalemin ile İbrahim Aykaç'ın analarıdır...

    Oğluna geçmeden önce Kelalinin son lakabını nasıl aldığını da anlatalım. Özellikle son zamanlarında 'Dindin Dede' diye biliniyordu. Durmadan 'din din din' diye dınıladığı için öyle demişler. Bu durumunu kendisi, Allah'ın cezalandırması olarak yorumlarmış. Güya çok küfrettiği için dili böyle ses çıkarmaya takılı kalmış...

    Dindin Dede/Kelali, 1966; karısı Eşe Hanım ise 1981 yılında vefat ettiler...

    Dindin Dedenin tek oğlu Halit'e 'Kelalinin Halit' derlerdi. Arif Emmisinin kızı Sultan ile evlendi ve Kelahmetlerin Abdullah ile bacanak oldu. Dört kızı oldu; Emine, Satı, Selman ve Azime... Büyük kızı Emine, Hatiplerin Şükrü oğlu İbrahim'e vardı; hala-dayı çocuğu oluyorlar... İkinci kızı Satı, Kelahmetlerin Cici Mehmet'e vardı; teyze çocukları... Küçük kızları Selman ile Azime Anıtkaya dışına gelin gittiler...

    Kelalinin Halit 2003 yılında, eşi Sultan Hanım ise ondan 15 yıl sonra, 2018'de vefat ettiler...

    Diğer Arzımanoğullarında olduğu gibi, Hacıların Davılcıarif ve Kelali kolları da 1934 Soyadı uygulamasında AZBAY soyismini aldılar.