02 Mart 2023

Tomanlar


     Karahasan oğlu Ahmet 1790 yılında doğdu. Kara Hasan babası mıydı, yoksa sülalenin adı mı öyleydi belli değil. Uzun boylu kara sakallı diye fiziki tasviri yapılmış, buradan karayağız birisi olduğunu çıkarabiliriz. Bu durum onlara Karahasanlar denmesi için yeterli bir gerekçe teşkil edebilir. Yalnız üç dört nesil sonra Kırhasanoğlu ve Kırhasanlar tabirlerine de rastlanıyor. Hatta o kadar ileriye gitmeye bile gerek yok, 1841 tarihli Selimoğlu Hacı Ali terekesinde 'Kır Hasan oğlu Ahmet'e 128 kuruş borçlu' olduğu yazılmış. Bundan şunu anlayabiliriz; bunlara aynı dönemde hem Kırhasanlar hem Karahasanlar deniliyordu. Bu ikili söylem 20. yüzyıl başlarındaki kütükte devam ettirildi.

    Bir de Şehribanoğlu meselesi var. 1850 yılında ölen Şehribanoğlu Ahmet'in baba adı Hasan olarak kaydedilmiş. O yılların Eğret'inde bir tane Hasan oğlu Ahmet var, o da Kırhasanların Ahmet... İşin ilginci şu; O Ahmet'in torununun torunlarından birinin adı Şehriban... Eğret/Anıtkaya'da bu isme başka bir kişide rastlanmadı... Bu Farsça isim eskiden de çok kullanılmazmış. Eldeki mahkeme kayıtlarında yalnız bir defa geçiyor. İranlı Kulu Bey'in kızı Şehriban, kocası Sefer oğlu Hasan'dan ayrılmak istediğini beyan etmiş, 17. asır sonlarında... Eğer Şehribanoğlu Ahmet hadisesinde atıf yapılan Şehriban Hanım bu ise, ancak Gırhasanların Ahmet'in ninesi olabilir... Sülale ismi çoğalıyor; Garahasanlar, Gırhasanlar, Şerbanlar...

    Dönelim Ahmet'e... 1790 Yılında doğdu... Kendisi ve eşi hakkında başka bilgi yok. Kız çocukları zaten kaydedilmemiş, 1823 doğumlu Hasan adında bir oğlu var. 1830'ların sonunda Mehmet adında bir oğlu daha oluyor. İşte Gırhasanları yirminci yüzyıla ulaştıracak olan iki kardeş Hasan ile Mehmet'tir. 

    (1870'lerde Eğret'e gelerek Gırhasanlara bekar duran Kürtosmanın, Şehribanoğlu Ahmet'in kızıyla evlenip, bekar durduğu aileye aynı zamanda içgüveyisi de olduğuna yönelik bir görüş var. Bu görüş nazara alınırsa, Hasan ile Mehmet'in Fatma adında bir de kızkardeşleri olduğu düşünülmelidir. Oğlanları incelemeye başlamadan önce bu bilgiyi de kaydedelim.)


    HASAN

    1823 Yılında doğan Hasan'a da 'Gırhasan' dedikleri bildirildi. Ondan daha önce babasının lakabının bu olduğunu görmüştük... Havva Hanım ile evliymiş; ama kimlerden olduğu bilinmiyor. Çünkü nüfus kütüğü tutulduğu sırada çoktan vefat ettikleri için hakkında kayıtlı bilgi yok. Sadece Ahmet ile Fatma'nın ana adı Havva olduğunu biliyoruz... 

    Belgelerden çıkarılabilen çocukları sadece Ahmet ile Fatma. Şurası unutulmamalı, kız çocukları ancak 1904'e sağ ulaşabilmişlerse varlıklarından haberdar olabiliyoruz. Fatma hakkında net konuşmamızın sebebi bu. Fakat anlatılanlardan yola çıkarak gidilebilen yerde Turabilerle de yakın bir bağ olduğu görülüyor. Bu bağ, belgelerde görünmeyen kızlar sayesinde kurulmuş olmalıdır. İşte o kızlardan birinin Ahmet'in ablası (Fatma/Fadime/Fatı) olduğu düşünülüyor. 1849 Doğumlu Hasan kızı Fadime ile evlenen Külcüoğlu/Sarıoğlu Osman, Turabilerin atası kabul edilebilir. Ona tekrar döneceğiz...

    1873 Yılında doğduğu belirtilen Fatma, Gavalcıoğlu Halil eşi oldu. Gavalcılarla kurulan bu ilk bağ günümüze kadar gelecektir; ama Gavalcıların Turabilerle yakınlığı da unutulmasın... Şimdi iki Fadime/Fatma'nın kardeşi olan Ahmet'e bakabiliriz.

    Ahmet, 1869 yılında doğdu. Külcüler/Sarıların Osman kızı Ayşe ile evlendi... Kafa karışıklığını giderelim; Osman, kayınbiraderine önceki hanımından olan kızını verdi, çünkü Fadime Hanımdan önce Ayşe adlı bir hanımı vardı. Ölünce kızına da anasının adını vermişler... 

    Burada Külcüler/Sarılar sülalesi üzerinde biraz durmalıyız. Sarıların Osman'ın İki hanımından beş çocuğu vardı: Ayşe, Fatma, Mehmet, Osman, Zekeriya... Ayşe malum, Ahmet'e vardı... Fatma, Külcüoğlu Hüseyin'e vardı; Salih Külte ile Capbak Osman Külte'nin anaları olacaktır, hatta Capbağın adı Sarıların Osman'a dayanır.... Mehmet'in Halime adında bir kızı oldu; O da Halimeninmehmetin anasıdır... Osman ve Zekeriya Cihan Harbinde şehit olduklarında çocukları yoktu... Kısaca Sarıların Osman'ın oğullarının günümüze ulaşan nesli bulunmuyor; ancak Gırhasanların akrabalık bağını ortaya koyabilmek için onlardan bahsetmek gerekti...

    Toman Ahmet

    1869 Yılında doğan Ahmet, Sarıların Osman kızı Ayşe ile evlenmişti. Çocuklarına geçmeden önce lakabından bahsedelim. Kendisine 'Toman' dedikleri için ailesi de 'Tomanlar' diye anılacak ve şimdiye kadar onlar için söylenen 'Garahasanlar, Gırhasanlar, Şehribanlar' gibi yakıştırmalar tamamen unutulacaktır.

    Aslında Fars/Acem/İran ismi olan 'Toman', Türk dünyasında pek kullanılmıyor. Onun karşılığı gibi duran Teoman'a bile çok az rastlanır. Peki Gırhasanların Ahmet'e neden bu lakabı taktılar?.. İhtimal, Eğret'e gelen bir Acem yahut Azeri tüccarın adıydı; ilginç bulundu ve Ahmet'e eğlenmek için 'Toman' demeye başladılar. Timitiri lakabının doğuşuna benzer bir hikaye Tomanlarda da yaşandı yani... 

    Yalnız ta dipteki Şehriban Ninenin Acem kızı olduğunu; o taraflardan gelen Türkmenoğlu/Kürtosmana sahip çıkıldığını, Toman hikayesiyle birleştirince ortaya bir Azeri aile profili çıkıyor gibi... Çünkü Eğretliler Farsı Azeriyi ne bilsin, hepsine Acem der geçer. Doğu kökenlilere de -Türkmen de olsa, Azeri de olsa- toptan Kürt der...

    Tomanın üç oğluyla iki kızı oldu. Büyükten küçüğe isimleri; Hasan, Hüseyin, İbrahim, Hatice ve Zehra'dır... Büyük kızı 1907 doğumlu Hatice, gelinlik çağa gelmeden hastalanıp vefat etmiş. En küçükleri Zehra ise 1915 yılında doğmuş. O da gelin olmadan, 1938'de vefat etmiş... 

    Oğlanların büyüğü Hasan 1897'de doğmuş, Onun hakkında kimsenin bir şey bildiği yok; yalnız Çanakkale Şehitleri listesinde  köyü belirlenemeyen Afyonlu şehitler arasında 'Tuğlulardan Ahmet oğlu Hasan'ın 15 Mart 1915 günü Arıburnu Muharebesinde' şehit olduğu belirtiliyor. Bu kayıttaki Ahmet oğlu Hasan Tomanın Hasan ise sülalenin bir başka lakabı daha tescillendi demektir. Halk arasında 'Tığlılar' diye bilinen lakabın aslında 'Tuğlular' olduğu ve resmi kayıtlara böyle geçirildiği kesinleşir... 

    Ortanca Hüseyin 1901 yılında doğmuş. İlim tahsil etmiş, galiba Hafız imiş. 1922 Yılındaki bir miras davasında (Yunan gittikten sonra olmalı) 21 yaşında olmasına rağmen şahitliğine başvurulmuş. Bu da Onun muteber bir kişi olduğunu gösterir. Gıdilerden Ali kızı Ayşe ile evlenmiş. Öyleyse Yonuzların Halil ile bacanak oluyor... Murathanlar'a hoca durmuş ve genç yaşta orada vefat etmiş. Nazardan öldüğü şeklinde yorumlanıyor. Yalnız resmi kayıtlar incelendiğinde çocuk kaydı bulunmadığı, kendisinden önce eşi Ayşe Hanımın vefat ettiği, ondan sonra 1932'de Tomanın Hüseyin'in öldüğü anlaşılıyor... 

    Tomanın İbram
    Dört kardeşten yalnız küçük oğlan İbrahim sağ kalmış. 1904 Yılında doğan İbrahim'e 'Tomanın İbram' diyorlardı... Mihrioğlu İbrahim kızı Sultan ile evlendi ve Gambırarif ile bacanak oldular. 

    Tomanın İbramın dördü oğlan biri kız, beş çocuğu oldu. İsimleri; Ahmet, Ayşe, Mevlüt, Hüseyin ve Adem'dir. Tek kızı Ayşe, Göçmensüleymanın Veysel Sancak eşi oldu... Aşağıda mecerasını vereceğimiz oğlanların ana babası Tomanın İbram ve eşi Sultan Hanım, 1987 yılında  altı yedi ay arayla vefat ettiler...

    Büyük oğlu Ahmet 1938 yılında doğdu. Gavalcıların Hüseyin kızı Selime ile evlendi. Selime Hanım ile Ahmet'in babaları hala-dayı çocuğu oluyorlar. Ayrıca Selime'nin anası Havva, Turabilerden Capbağın kardeşidir; daha ayrıntıya girmiyorum, akrabalık hesap edilsin... Bu evlilikle Ahmet; Capbağın Mustafa Külte, Turabilerin Külcü oğlu Yusuf Külte, Cavaların Mehmet Er, Bulduğun Mehmet Saçak, Mandanın Tombak Saadettin Öztürk, Şaytanhasanın Ahmet Can ve kardeşi Hüseyin Köz ile bacanak oldular... Ahmet, erken dönemde Afyon'a yerleşti. Sunay, İbrahim, Hüseyin, Mehmet ve Zafer adlarında beş çocuğu oldu. Tek kızı Sunay, Cavaların Mehmet oğlu Ahmet Er eşi oldu; babaları bacanaktır...  Büyük oğlu İbrahim, Emirdağlı bir hanımla evlendi, iki oğlu ve bir kızı var... Ortanca oğlu Hüseyin'in eşi Dandırlı. Onların da bir kızı ve bir oğlu var... Mehmet erken dönemde İzmir'e yerleştiği için Anıtkaya'da pek bilinmez... Küçük oğlu Zafer ise Turabilerden Salih  Külte torunuyla, yani yine yakın akrabasıyla evlendi; iki kızı ve bir oğlu var... Tomanın Ahmet kendisi 2006'da vefat etti; ama eşi, çocukları ve torunları Afyon'da yaşıyorlar... 

    Ortanca oğlu Mevlüt 1944 yılında doğdu. Erken dönemde İzmir'e yerleşti, orada Olucaklı Zekiye Hanımla evlendi. Kadir, İbrahim ve Sultan adında üç çocuğu oldu. Büyük oğlu Kadir nişanlıyken vefat etti. İbrahim, Diyarbakırlı bir hanımla evlendi; bir kızı var. Sultan ise Mardaklardan Mehmet Ali Saki eşidir. Tomanların Mevlüt de 2001'de vefat etti, çocukları İzmir'de yaşıyorlar...

    Diğer oğlu Hüseyin, 1949 yılında doğdu. Gavalcıların Hüseyin kızı Sare ile evlendi. Ahmet Abisinin de aralarında bulunduğu yedi bacanağı var... Hüseyin de Anıtkaya'dan erken ayrılıp İzmir'e yerleşti. İbrahim, Aysun ve Yasin adlarında üç çocuğu oldu. Kızı Aysun, Olucaklı bir bey ile evlendi. Büyük oğlu İbrahim, Aksaraylı eşiyle Manisa'da yaşıyor; iki oğluyla iki kızı var. Küçük oğlu Yasin ise Urfalı Asiye Hanım ile evlenmiş... Halen çocuklarıyla İzmir'de oturan Hüseyin, Anıtkaya ile bağını koparmamış; yazları bir müddet köyünde kalıyor...

    Tomanın İbramın en küçük oğlu Adem, 1954 doğumlu. İzmir'e erken yerleşti. Orada Kemalpaşalı bir hanımla evlendi. Ali ve Suat adlarında iki oğlu var; onlar da Kemalpaşalı hanımlarla evlenmişler. İzmir'de yerleşikler...

    Toman Ahmet'in eşi Ayşe Hanım, Cihan Harbi yıllarında vefat etmiş. İkinci olarak Dolaksızların Salih kızı Neslihan ile evlenmiş. Neslihan Hanım da yine harpte kalan Kocalioğlu Halil'den dul kalmıştı ve yanında Kezban adında bir kızı vardı. Tabi Neslihan Hanımdan çocuğu olmadı, zaten evlilikten maksat onların açıkta kalmamasıydı... O halde Toman Ahmet  1929 yılında vefat etti... Neslihan Hanım daha sonra Aliciklerin Kelçakıra vardıysa da kızı ve kendisi Tomanın nüfusuna kayıtlıydı. Öylece Neslihan Hanım 1936 yılında vefat etti... Kızına 'Bobu/Gıygı Kezban' derlerdi; engelliydi, 1966'da Kezban Köz soyadıyla vefat etti...


    MEHMET

    Gırhasanların Mehmet 1839'dan sonra doğduğu tahmin ediliyor. Veli kızı Ümmühan ile evlenmiş; fakat Ümmühan Hanımın kimlerden olduğuna dair bir ipucu yok. 1831 Kütüğünde Gırhasanlara komşu hane reisi bir 'Kör Veli' var, onun kızı olma ihtimali yüksek...

    Mehmet ile Ümmühan Hanımın tespit edilebilen üç çocuğu oluyor; bunlar Halil, Ahmet ve Hatice... Sonra Gırhasanların Mehmet ölüyor, tabi ne zaman öldüğü bilinmiyor. 1876'dan sonra olduğu kesin, çünkü en küçük çocuğu bu tarihte doğmuş... Hatice'nin 34 yaşına kadar evlilik kaydı bulunmuyor; Halil Abisinin yanında yaşıyor. Sonrası kayıtlı değil... Yalnız Çatalların İsmail'in ikinci eşi 'Mehmet/Ümmühan kızı Hatice' tanımlamasına Eğret kütüğünde ondan başka uyan bulunmuyor. Yani Gırhasanların Hatice; Topçu ile Potuğun anaları, 'Devenine' lakaplı Hatice Hanımdır... 1949'da vefat etti...

    Gırhasanoğlu Ahmet

    Mehmet'in küçük oğludur, 1876 yılında doğmuş. Altıntaşlı Şerife Hanım ile evlendiğinin notu düşülmüş. Çocukları yok. Onlara dair başka hiç bir bilgi bulamadım; akıbetleri meçhul...

    Gırhasanoğlu Halil

    Gırhasanların Mehmet'in büyük oğlu Halil, 1869 yılında doğdu. Yirminci yüzyılda sülalenin adı Tomanlar olarak değişti; ama Gırhasanlar Halil ile devam edecektir... Halil, Hasan kızı Hatice ile evlendi. Hatice Hanımın kimlerden olduğunu da çıkaramadık... 1928 yılında Halil, 1932 yılında da eşi Hatice hanım vefat ediyorlar... Çocuklarına bakalım...

    Bir kızı ve üç oğlu oldu. Doğum tarihine göre sıralamaları şöyle; Ayşe, Ali, Mehmet, Veli... En büyükleri ve tek kız Ayşe, 1892 yılında doğmuş. Kürtosman hatırlanacaktır, Onun hayatta kalan ek oğlu Musa'ya vardı. Demircisalek ile Kelyusufun analarıdır... 

    Ali hakkında söyleyebileceğimiz hiç bir şey yok; bilmiyoruz çünkü... Ortanca Mehmet'e geçelim...

    Batık Mehmet
    Halil'in ortanca oğlu Mehmet, asrın başında 1900 yılında doğdu. 'Batık Mehmet' diye lakaplanmış; Onun batıklığı ekonomik anlamda da olabilir, fiziksel anlamda da... Sakaların Ali kızı Havva ile evlendi. Havva Hanım Kelbekirin kardeşidir... Havva Hanımla ayrılıyorlar... O, Hakkıların Kadir'e varacak...

    Batık sonra kiminle evlendiyse, bunu çıkaramadık. Halil ve Hatice adında iki çocuğu olduğunu biliyoruz. Anası ile babasının adını verdiği çocuklarından Hatice 1932'de, Halil de 1937'de doğmuş... Hatice, 1941 yılında dokuz yaşındayken vefat ediyor... Batıkmehmet kendisi ise 1946'da vefat etmiş... Yalnız, başka biri midir tam anlayamadım, 1941'de bekar öldüğünü söylediğimiz Hatice'nin bir kızı Demircisalek oğlu Mehmet Yakışır eşi olduğunu öğrendim... 

    Oğlu Halil'e gelince... Anıtkayalılar Onu 'Kelhalil' diye tanır... 1937 Yılında doğmuş, daha çocukken, bir hastalıktan olsa gerek, saçları dökülmüş. Sırf bu yüzden okuldan kaydını silmişler. Lakabı kendiliğinden gelmiş yani... 

    Pambıkların Ahmet kızı Emine ile evlenmiş. Emine Hanımın anası, Pambıkların Ahmet'in ikinci hanımı olup aslen Beşkarışılıdır ve 'Deliayşa' diye bilinirdi... Burada Kelhalilin eşi hakkında çok durmamızın sebebi, onun Pambıklardan olmasıdır. Tomanlarla Kürtosman irtibatı malum; en son Kelhalilin halası Kürtosmanın Musa'ya varmıştı. Benzer bir yakınlık Pambıklarla Kürtosman arasında var. Zira Kürtosmanın Hanımı, Pambıkların Osman Dedenin kardeşi...  

    Bir oğluyla bir kızları oldu; oğlunun adı Mehmet, kızının adı ise Havva, yani ana babasının adları... Sonra Emine Hanım, Kelhalili ve Anıtkaya'yı terkedip anasının köyüne, Beşkarış'a gitmiş. Orada Altıntaşlı Ali adında biriyle evlenip İzmir'e yerleşmişler... Çocukluğu Anıtkaya'da geçen Kelhalilin oğlu Mehmet'e arkadaşları dedesinin lakabıyla hitap eder, 'Batık' derlermiş. Afyon'a yerleşen Mehmet'in vefat ettiği söyleniyor.

    Çocukluğumuzun Davulcu Kelhalili, Onun tek başına yaşadığı son yıllarıdır. Sırtındaki hafif kamburluğu, çaldığı davulu taşımaktan kaynaklı sanırdım. Düdükçü Irmızan ile ikili oluşturup düğünlerde davul zurna çalarlardı. Debirdek mebirdek çıkınca onlara rağbet kalmadı. Ramazanlarda sahur davulculuğu yaptı, neşeli zamanlarında döne döne çalar coşardı. Eşeğiyle dağdan odun getirirken araba çarpması sonucu 1984 yılında vefat etti. Tek sermayesi davulu, Düdüdkçü arkadaşına miras kaldı...

    Veli Köz 
    Gırhasanoğlu Halil'in küçüğü Veli, 1904 yılında doğdu. İbrahim/Elif kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanımın kimlerden olduğu tam anlaşılamadı. Ana baba adına bakınca, Arapşükrü (Şükrü Zenger)in ablası gibi görünüyor... 

    1927 Yılında bir oğulları olmuş, adını Ali koymuşlar. Bu, üç kardeşin en büyüklerinin adıydı... Anlaşılan oğluna abisinin adını koymuş. Bu ayrıntıdan Gırhasanların Ali'nin Cihan Harbinde şehit olduğu sonucuna varılabilir...

    Sonra ölümler başlıyor... Küçük ailede ilk ölen Ayşe Hanım oluyor; yıl 1938 ve oğlu Ali 11 yaşında... Beş altı yıl sonra Ali de vefat ediyor... Tek başına kalan Gırhasanların Veli, kütüğe 1954'te ödü diye işlenmiş... Ancak bütün bunlar Eğret'te mi yaşandı, belirsiz... Belki de bu aile başka bir memlekete taşınmıştı...

    ***

    Gırhasanların Hasan kolundan gelenler Tomanlar oldu ve KÖZ soyadını aldılar. Mehmet kolundan gelenler de benzer bir soyadını 'GÖZ'ü benimsediler...


26 Şubat 2023

Hacahmetler Garahmetler

    
    Patlakları anlatırken, sülalenin ikinci ana dalının da Garahmetler olduğunu belirtmiştik. Bu yüzden her iki sülale de aynı soyadı aldı. Garahmetlerin yanında Hacahmetler biçiminde ikinci bir kullanış da çok yaygın. Bundan, esmer tenli karayağız Ahmet Hacca da gitmiş, anlamı çıkarılabilir. Fakat daha mantıklı açıklaması var; Dede Ahmet'in lakabı 'Hacı Ahmet', torununki ise 'Gara Ahmet'... 

    Garahmetleri incelemeye başlamadan, onların hikayesinin Ayanoğullarından ayrı olmadığını belirtmek lazım. 1904 Kayıtlarındaki yedi Ayanoğlu hanesinden biri de Garahmetler. Diğerleri; Patlaklar, Alçaklar, Galgancılar, Kölgeciler, Akgaşlar ve Derviş Ahmet...



    Ayanoğlu Ahmet (o zaman henüz Ayanoğlu değillerdi, tarifi kolay olsun diye öyle diyoruz) 1810 gibi doğduğu anlaşılıyor. Fatma hanım ile evlenmiş, tabi ki eşi hakkında adından başka bilgimiz yok. Üç çocuğundan haberimiz var; Ömer, Halil ve Ayşe... Ömer'in doğum tarihi bilinmiyor, tahminler üç kardeşin büyüğü olduğu yönünde; Patlakların atasıdır... Küçükleri Ayşe ise 1862 yılında doğmuş, Ayanoğlu Hasan'a (Galgancılar) vararak Vakvakın annesi, Tırılın da ninesi olacaktır. 

    Konumuz, üç kardeşin ortancası olan Halil... 1853 Yılında doğdu. Mehmet kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım, Omarcıkoğlu Mehmet kızı olarak bütün Omarcıkların halasıdır. Ayrıca Emine Ablası da Aşşağılıların atası olan Halil'e varmış, yani iki Halil bacanak oldular... Ayanoğlu Halil daha önce vefat ediyor; ama eşi Ayşe Hanımın 1935'te öldüğü kaydedilmiş...

    Halil ile Ayşe Hanımın çok çocuğu var. Belirleyebildiklerimiz, üç oğlan dört kız. Bunların doğum tarihine göre sıralaması şöyle: Osman, Dudu, Mehmet, Şerife, Ahmet, Hanife, Fatma... 

    Büyük kızı Dudu, 1876 yılında doğdu. Hacapdıramanların Abdurrahman'a vardı; Cıldırın ninesidir... İkinci kızı Şerife 1885 doğumlu... O da halasının oğlu Vakvak Mehmet eşi oldu...  1887'de doğan Hanife ise Cingenalilerin İbrahim eşi oldu. Onun vefatından sonra Devrimbeşlerin Godalömere vardı; Delibayramın anasıdır... Küçük kızı Fatma ise Çatalların Yahya ile evlendi. Yahya, annesi itibariyle Patlaklardandır. Ne yazık ki Yahya Yemen'de şehit oldu...

    Kızların durumu böyle... Şimdi Ayanoğlu Halil'in üç oğluna bakalım. 

    1. Cinibiz Dede

    Osman, Ayanoğlu Halil'in en büyük çocuğudur, 1874 yılında doğdu. Büyük oğlunu Hacılar/Yetimlerin Hacı Mustafa kızı Dudu ile evlendirdi. Dudu Hanım, Hacınınibramın kardeşidir... Ayrıca Dedelerin Mollamustafa oğlu Mustafa ve Hassönlerin Hacıefe Hasan (Çilmahmut babası) ile bacanak oldular...

    Yaşlılığındaki sinirli yapısıyla o dönemin çocuklarının hafızasında yer etmiş. Belki öyle değildi de çocuklar onun çabuk kızdığını düşünüyorlardı. Öfkelenirmiş, ama katiyen ağzını bozmazmış. Kendini tutamadığı zamanlarda en fazla 'Hay senin, şerrine nenni!' der, kızgınlığını belli edermiş; hepsi bu... Bu haliyle çocuklar onu sevdikleri için 'Cinibiz Dede' lakabı takmışlar...

    Hacıahmetlerin Osman'ın, sırasıyla Azime, Ömer, İbrahim ve Ahmet Şükrü adlarında dört çocuğu oldu. Azime, çocuklarının en büyüğüdür; 1901 yılında doğdu. Önce Hacımahmutlardan İbrahim Sami (Hafızın abisi) ile evlendi. Yeni evlilerken eşi ölünce Başka bir Ayanoğlu olan Kölgeciye vardı, Tunahüseyinin annesidir...

    Büyük oğlu Ömer 1903 yılında doğdu. Evlilik kaydı yok, bekar olarak 1929'da ölmüş. Ortanca oğlu İbrahim ise 1906 doğumlu... Demirdelenoğlu Yahya kızı Ümmühan ile, yani Şavalgadirin ablasıyla evlenmiş. İbrahim 1927'de vefat ettiğinde çocukları yokmuş. Dul kalan Ümmühan, Şaşdımhalile vardı; Hüseyin, Mevlüt ve Ziyaddin Şen'in analarıdır...

    Cinibiz Dede 1947 yılında vefat etti. Eşi Dudu Hanım onun ölümünden sonra on yıl tek başına yaşadı. Bu dönemde çok zebillik çektiğini söylüyorlar. Nihayet 1967 yılında o da vefat etmiş...

    Sarı Şükrü
    Küçük oğlu Ahmet Şükrü 1909 yılında doğdu. Sarışın değildi, kumraldı; ama yine de 'Sarı Şükrü' lakabıyla anıldı. Sakaların Ali kızı Naime ile evlendi. Naime Hanım Kelbekirin kardeşidir. Ayrıca adını aldığı Naime ninesi Hacılar/Kelahmetlerin kızı, Sarışükrünün anası da Hacılar/Yetimler kızı olduğu unutulmasın... Tabi Naime hanımla evlenince, Tekelilerin Kadir ve Hakkıların Kadir ile bacanak oldular... 1996'da öldü; karısı Naime ise 1989^da vefat etmişti...

    Üçü kız üçü oğlan, altı çocuğu oldu. Yaş sırasına göre onların isimleri; Azime, İbrahim, Mehmet, Fadime, Osman ve Aynur'dur... 

    Büyük kızı Azime, Hacılardan Kelsaleğin Şaban eşi; ortanca Fadime, Gödemehmetin Cemal eşi; küçük kızı Aynur ise Dendenin Ömer eşidir... Burada dikkat çekmek gereken iki husus var; Gödemehmetin anası değildir ama; Godalömerin ikinci eşi Hanife, Cinibiz Dedenin kardeşidir. Daha öncesi uzun hikaye, Fadime ile Cemal'in evliliğinde böyle bir yakınlık var... İkinci husus, Dendenin Ömer'in anası Fadik, Garahmetin kızı...

    Sarışükrünün büyük oğlu İbrahim 1941 yılında doğdu. Gödemehmetin kızı Ayfer ile evlendi; kardeşi Fadime Cemal'a vardığı için değişik usulü bir evlilik oldu... Bacanakları; Kekliklerin Haro Ahmet, Eyüplerin Hopalı Halil İbrahim, Hamdihocanın Şerafettin... Erken dönemde İzmir'e taşınan İbrahim'in Kezban, Hürriyet ve Özgür adında iki kızıyla bir oğlu oldu. Kızlar Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Özgür de Anıtkaya dışından Burcu Hanım ile evlendi; bir kızı ve bir oğlu var, İzmir'de yaşıyorlar... İbrahim ise 2016'da İzmir'de öldü...

    Ortanca oğlu Mehmet Emin 1942 doğumlu... Saçları sebebiyle 'Gıvırcık' lakabı takılmış. Şeytanhasanın kızı Gülfem ile evlendi. Gıvırcık da İzmir'e erken gidenlerdendir. Bir oğlu oldu ve adını Mürsel koydu. Arzıların Veysel kızı Zele ile evlendi. Zele de ninesi vasıtasıyla Patlaklara bağlanır... Mürsel ile Zele'nin Şükrü, Mehmet ve Hasret adında üç çocuğu var ve İzmir'de yerleşikler...

    Sarışükrünün küçük oğlu Osman ise 1951 yılında doğdu. Çilmahmutun İzzet kızı Fadime ile evlendi. Büyük ninelerin kardeşliği hatırlansın... Abileri gibi erken dönemde İzmir'e yerleşti. Şükrü ve Ceyda adında bir oğluyla bir kızı oldu. Ceyda Anıtkaya dışından bir beyle evlendi. Şükrü de Anıtkaya dışından evlendi, bir oğlu olduktan sonra 2012'de vefat etti... Babası Osman da oğlundan dört yıl sonra 2016'da öldü...

    2. Gaba Oğlan

    Ayanoğlu Halil'in ortanca oğlu Mehmet, 1880 doğumluydu. 'Gaba Oğlan' diye bilinirdi. İdirizlerin İdris kızı Nazike ile evlendi. Nazike Hanım Sarımehmet ve Gocaosmanın kardeşidir. Toplamda altı kardeşin en küçükleriydi Nazik, bu yüzden Gabaoğlanın üç de bacanağı vardı; Hassönlerin Hüseyin (Hüseyin öldükten sonra İbrahim, Çakıribanın ana-dedesi), Eminlerin Ömer (Çakalhüseyin ve Kelsüleymanın dedesi) ve Terlemezlerin Yusuf (Terlemezhocanın babası)...

    Gabaoğlanın dört kızı oldu: 1903'te Fatma, 1906'da Zehra, 1909'da Halime ve 1911 yılında Refiye doğdu. Cihan Harbinden gitti ve geriye dönemedi. Kardeşi Garahmet, abisiyle aynı birlikte bulunduğunu ve onun şehadetine tanık olduğunu söylemiş. Hatta abisinin bombardımanda feci şekilde kafasının koptuğu ayrıntısına varıncaya kadar anlatırmış... Bir başka rivayette ise; aynı birlikteler, ama Ahmet erken dönmüş, abisinin şehit olduğunu görmemiş yani. Acı haberi aldıktan sonra Gelibolu'ya gidip başucuna bir çam ağacı dikmiş. Eğret'e döndüğünde Gabamehmet Abisi rüyasına bir araba odunla gelmiş... Bunu dikilen ağacın tutması şeklinde yorumlamışlar. Köyü belirlenemeyen Afyonlu Çanakkale Şehitleri listesinde 'Halil oğlu Mehmet, 2. Kolordu, 16. Alay, 3. Tabur, 12. Bölük Piyade Eri iken; 27 Haziran 1915 günü Anafartalar Muharebesinde şehit oldu...' kaydıyla anlatılan şehit Gabaoğlan olabilir...

    Ardında bıraktığı dört yetim kızın izini sürecek olursak... Büyük kızı Fatma, Çatalların İbrahim oğlu Mustafa'ya vardı. Hatırlanacaktır, Fatma'nın halası da Çatallardaydı; belki de bu yüzden onlara verilmiştir. Hatta kaynanası Hafize de Patlaklardan, el değil yani... Neyse, Fatma Hanım ileride Delibıdığın anası olacaktır... 

    Gabaoğlanın ikinci kızı Zehra, Mardakların Hüseyin oğlu Hüseyin'e varıyor. Orada Atike ve Halime adında iki kızı oldu. Atike, Gugukların Ramazan Ün; Halime de Aşşağılıların Kelahmet eşi olacaktır...

    Üçüncü kızı Halime de Mardakların Ali'ye vardı, Zehra Ablasıyla elti oldular. Çocukları olmadı, eşi vefat ettikten sonra Hatiplerin Deliahmete vardı. Orada Yağcımahmutun anası oldu. Sonra Deliahmetle ayrıldılar. İdirizlerin Gocaosmanın Delimehmete vardı; orada vefat etti...

    Küçük kızı Refiye'nin akıbeti bilinmiyor. Delibıdığın kız kardeşine Refiye adı verilmesi, bu konuda bize ışık olabilir. İhtimal ki Refiye genç yaşta vefat etti. Fatma Ablası da hatırasını yaşatma adına kızına onun adını verdi...

    Gabaoğlan şehit olduktan sonra eşi Nazik Hanım ne yaptı? Bu soru cevaplandığında kızlarının evlilikleri daha iyi anlaşılabilir... Nazik Hanım, Mardakların Hüseyin'e vardı. Yani iki güveyisinin babasına... Belki de önce kendisi kocaya vardı, sonra da kızlarını o eve gelin olarak aldırdı... Orada bir oğlu oldu, adını Ahmet koydular. Dişçi Ali Saki ve Gocacaminin emekli İmamı Hüseyin Saki'nin babası...

    3. Gara Ahmet

    Ayanoğlu Hacıahmetin erkek torunlarından en küçüğü olan Ahmet, 1887 yılında doğdu. Teninin esmerliği sebebiyle 'Gara Ahmet' dediler. Adı Hacıahmetler olan sülalenin bu koluna bundan böyle 'Garahmetler' denmesine sebep budur. 

    Garahmet, Yetimlerin atası Hacımurat kızı Hatice ile evlendi. Hatice hanımın anası da Hacapdıramanlardan... Ayrıca Mardakların Hasan (Hatcamehmetin Babası) ile bacanak oldular. Bu sülalelerle daha önceden kurulan akrabalık bağları hatırlanacaktır... 

    Dört kızı ve bir oğlu oldu. Doğum tarihlerini bilmediğimiz için yaş sıralaması yapamıyoruz; bu beş çocuğun isimleri; Halil, Şerife, Fadik, Hacer ve Kezban'dır... Şerife'de biraz kamburluk vardı, Kezban'a ise 'Tökürdek' derlerdi... Evlilik durumları; Şerife, Bulduğun Mehmet; Fadik, Denden Osman; Hacer, Hatiplerin Ömer Faruk; Kezban, Hacıemin As eşi oldular...

    Garahmetin hanımı, Hacımurat kızı Hatice 1961 yılında; kendisi ise 1968'de vefat ettiler...

    Garahmetin Halil
    Garahmet, 1930 yılında doğan tek oğluna babası Ayanoğlu Halil'in adını koydu. Onlardaki bu Halil-Ahmet zinciri en az iki asırlık... 'Garahmetin Halil' diye lakaplandı ve hep bu lakapla anıldı. 

    Garahmetin Halil, iyi pilav pişirir, düğün pilavı için tercih edilirdi. Omuzuna peşgir atması neyse de; beline öncek bağlaması garibimize giderdi. Öncek kadın işiydi çünkü... Cambazcılık da yapardı. Bu yüzden elinin altında her zaman için koyun keçi bulundurur, bazı ikindi sonraları, bunlardan birini kesip Gulaksızın Dükkanın yanındaki saçak altına asar, kısa sürede satardı. Kasap da olurdu yani...

    Halil, Noritokanın kızı Şefika ile evlendi ve böylece Dönelerin Yusuf, Akkaşların Halil, Daldalların Gıdakömer ile bacanak oldular... Şefika Hanım 2002 yılında, Garahmetin Halil ise 2008 yılında vefat ettiler...

    Dört kız dört oğlan, sekiz çocukları oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Necibe, Hüsniye, Ayşe, Ahmet, Mehmet, Hatice, İbrahim ve Nuri'dir... Kızların evlilikleri; Necibe, teyzesinin oğlu İbrahim Akkaş ile; Hüsniye, Cavaların Halil Er ile; Ayşe Cavaların Ahmet Er ile; Hatice Deliyakıbın Aziz Kopan ile evlendiler. Hüsniye ile Ayşe iki kardeşe vararak aynı zamanda elti oldular...

    Büyük oğlu Ahmet 1962 yılında doğdu. Göynüklü Ayşe ile evlendi. Şerife ve Yasemin adında iki kızı var ve Afyon'da yaşıyorlar...

    1965'te ikinci oğlu doğduğunda Mehmet ismini vermiş, Gabamehmet emmisinin adı... Güçlü kuvvetli, sert fizik yapısı sebebiyle arkadaşları ona 'Kemik' derdi. Erken dönemde Manisa'ya göçtü. Orada Yozgatlı Sabiye ile evlendi. Mesut ve Halil adlarında iki oğlu oldu, sonra Kemik 2011'de vefat etti. Çocukları halen Manisa'da yerleşik...

    Üçüncü oğlu İbrahim 1968 yılında doğdu. 'Hakim' lakabıyla tanındı. Tellilerin Yakup kızı Şerife ile evlenen İbrahim, Çolakların Ahmet Kurt ile bacanak oldu... Halil İbrahim, Recep ve Ceyda adlarında iki oğluyla bir kızı var. Hakim, Garahmetlerin Anıtkaya'da yaşayan tek temsilcisi durumunda...

    Garahmetin Halil'in en küçük oğlu 1973 yılında doğdu. Adını Nuri koymalarının sebebi, dedesi Noritokadır... Erken dönemde Nuri de Manisa'ya yerleşti ve orada Sevil ile evlendi. Onurcan ve Rumeysa adlı çocuklarıyla halen Manisa'da yaşıyor...

    ***

    Ayanoğluların bu kolu baştan beri Hacıahmetler diye bilindi. Onun torunlarından Osman soyundan gelenlere yine Hacıahmetler denmeye devam edildi; yalnız Ahmet kolundan gelenler Garahmetler oldu. Her iki dal da 1934 Soyadı uygulamasında PATLAR soyismini aldılar. Tıpkı Patlaklarda olduğu gibi...



24 Şubat 2023

Daldallar Ömerçavuş

     

    Daldal Hüseyin'in çocuklara devam ediyoruz. Büyük oğlu Bekir ile Bekiraliler ve Gödenleri gördük. İkinci oğlu Yusuf (Hüseyin) ile Sarasan, Delişükrü ve Bacılar... Son olarak Ömer çocukları ile Daldalları tamamlayacağız. 

    Ömer'e geçmeden önce İbrahim adındaki kardeşinden söz etmezsek Daldalları tam olarak anlamayabiliriz. Eldeki kütük düzenlendiği sırada İbrahim öldüğü için kendisi hakkında pek malumat bulunmuyor. Yine de olduğu kadar Daldaloğlu İbrahim'e bakalım...

    İBRAHİM

    Daldal Hüseyin'in oğludur. Doğum tarihi tam olarak bilinmese de Yusuf'tan küçük, Ömer'den büyük olduğu tahmin ediliyor... Hacıların Küçükmehmet kızı Emine ile evlendi. Emine Hanım, Yetimlerin atası Hacımuratın kardeşidir.  Altı kardeşin en küçüğüydü ve iki de ablası vardı. Büyük ablası Şerife, Eğret'e gelen ilk Arapselim eşi; küçük ablası Satı da Hacalinin emmisi, Deliveyisin abisi Molla Mustafa eşi oldu... Yani Daldalın İbrahim, Arapselim ve Molla Mustafa ile bacanaktı...

    Emine ile İbrahim'in üç oğulları oldu. 1885'te Hüseyin, 1886'da Mustafa ve 1891'de Hasan... Sonra İbrahim vefat vefat etti. Tam olarak ne zaman öldüğü bilinmiyor; ama 1891 ile 1904 arasındaki 12-13 yıllık aralıkta vefat ettiği kesin... Bundan sonrası da çocukları açısından çok net değil. Yalnız dul eşi Emine Hanım, kaynı Ömerçavuşa varacak; oraya geleceğiz, şimdi üç yetim oğlanın durumuna bakalım.

    Büyük Hüseyin ile küçük Hasan hakkında evlilik kaydı düşülmemiş. İkisiyle ilgili Daldallar torunlarından bir şey duymadım, varlıkları bile bilinmiyor. Akla, ister istemez Cihan Harbi geliyor. Çanakkale kayıpları arasında görünmüyorlar, belki başka bir cephede kalmışlardır. Yahut da köyde öldüler...

    1886 Doğumlu ortanca Mustafa öyle değil; Hüseyin kızı Fatma ile evlenmiş. Bu, bir düğün için Eğret'e gelen çalgıcıyken sonra Camiye Müezzin duran Çaylıoğlu Hüseyin'in kızıdır. Böbülerin dedesi Mazinin Ömer Kabadayı'nın ablası... Daldalların Mustafa'nın bir kızı oluyor, adı Rabia... Paşaoğlu Ahmet'e verilen Rabia Hanım, Gırgır Ahmet Yaman'ın annesidir...

    Daldaloğlu İbrahim, tek oğlundan tek torunu Rabia vasıtasıyla nesebini günümüze ulaştırabilmiş; ama ismi Daldallarda ilham kaynağı olmuş. Kipilin Gariban ve onun oğlu İbrahim Honça; Gociban (İbrahim Honça); Gocayörüğün Gümüş (İbrahim Honça); Bacıların Çakır (İbrahim Değer) bize hep Onu hatırlatır...

    ÖMER ÇAVUŞ

    Daldalın Ömer, 1862 yılında doğdu. Askerliğinde kazandığı Çavuş rütbesi sivil hayatta lakap olarak kalakalmış. Eğretli Çavuşların hepsi böyle... Halil kızı Ümmügülsüm ile evlendi. Gülsüm Hanımın kimlerden olduğu bilinmiyor. Kütük tutulduğu sırada babasının sağ olduğu görülüyor. Bu ipucundan yola çıkarak yapılan tarama, bizi Gedikoğlu Halil'e götürüyor, yani Hassönlerin/Gasapların dedesine... Bu iz doğruysa Ömerçavuş, halasının kızıyla evlenmiş demektir. Çünkü Şerife Halası Gedikoğlu Halil eşi idi...


    Gülsüm Hanımdan tam altı çocuğu oldu Ömerçavuşun. Bunların dördü erkek, ikisi kız. Doğum tarihlerine göre isimleri şöyle sıralanıyor; Rabia, Fatma, İbrahim, Hasan, Hüseyin, Mahmut...

    Bu arada Ömerçavuşun İbrahim Abisi vefat etmişti. Üç oğluyla dul kalan Emine Hanımı nikahı altına aldı. O dönemde sık rastlanan böyle evlilikler hangi insiyaklarla yapılıyordu, bilinmiyor. Kardeşlerin ailesi sahipsiz kalmasın diye, analarının malları başkasına gitmesin diye veya daha başka sebepleri olabilir... Hacıların kızı Emine Hanım, Babası Küçükmehmet vefat ettiğinde henüz bir yaşındaydı. Daha o zamandan 2835 kuruşluk bir mirasın sahibiydi ki o günün şartlarında bu ciddi bir mal varlığıdır... 

    Ömerçavuşun Emine Hanımdan da bir kızı oldu, adını Hatice koydular. Hatice, Emine Hanımın annesinin adıdır... Kütükte Ömerçavuşun üç eşi olduğu kaydedilmiş. Bu son zevcesi Dayılardan Bekir kızı Şerife'dir... Gerçi bu hanımından çocuğu yok, zaten bir müddet sonra ayrılıyorlar ve Şerife Hanım, Selimlerden Kemik Ali'ye varıyor...

    Kızlarına gelelim... 1889 yılında doğan büyük kızı Rabia, İdirizlerin Ömer oğlu Mustafa'ya vardı; Sarıömerin anasıdır... 1891 Doğumlu ortanca kızı Fadime'nin evlilik kaydı yok, onun hakkında bulabildiğim tek bilgi, 1961 yılında bekar olarak vefat ettiğidir... Çocuklarının en küçüğü ve Emine Hanımdan tek evladı Hatice ise 1908 yılında doğdu. Demirdelenlerden Hayta Mahmut'a vardı...

    Ömerçavuşun dört oğlunu merkeze alarak Daldalların bu kolunu ayrıntılı inceleyeceğiz... Hanımlarının daha önceden vefat ettiği anlaşılıyor. Kendisi ise 1931 yılında vefat ettiği kaydedilmiş...

    1. İbrahim

    Büyük oğlu 1894 yılında doğdu. Bu bilgi, Ömerçavuşun İbrahim Abisinin ölüm tarihine ışık tutabilir. Abisinin hatırasına ilk oğluna onun adını vermiş olmalı... Arapların Halil kızı Hanım ile evlendi. Hanım, Deveci ile Gavasın kardeşi olur. Ayrıca bu evlilikle Gıdilerin Mustafa ile bacanak oldular... İbrahim'in kaderi, adını aldığı amcasınınkiyle benzer; genç yaşta vefat etti. Bir farkla ki, İbrahim'in henüz çocuğu yoktu... Cihan Harbi şehitlerinden olduğu düşünülürse, ne kadar genç olduğu anlaşılabilir; 1916'da şehit olduğunda 22 yaşındaydı. Hangi cephede vuruştuğu bilinmiyor, sadece Çanakkale'de olmadığından eminiz...

    2. Hasan

    Ömerçavuşun ikinci oğlu Hasan, 1898 yılında doğdu. İdirizlerin Sarımehmet kızı Sultan ile evlendi. Sultan Hanım; Gambırtevfik, Dedemısdık, Saralosman, Gıdakömer ve Yalamaşükrünün ablalarıdır. Burada Hasan ile Sultan arasında ciddi yakınlığa dikkat çekmek gerekir. Sultan Hanımın annesi Kezban, Gedikoğlu Halil kızıdır; yani Daldal Dedenin yeğeni. Şu halde Hasan, Daldalın torunu; Sultan da ablasının torunudur... Aslında Sultan da Veyisoğlu Hüseyin torunu; yalnız Hassönlerle İdirizleri dolaşıp Daldallara dönmüş oluyor...

    Yakın akrabası Sultan Hanım ile evlenince Hasan, Terlemezlerin Memişahmet ve Cavaların Mustafa ile bacanak oldular... Ömerçavuşun Hasan 1940 yılında, eşi Sultan Hanım ise 1979 yılında vefat ettiler...

    Hamdi
    Hamdi ve Halit adlarını verdikleri iki oğulları ve Ratibe adında bir kızları oldu. Kızı Ratibe, Sağırhüseyin Emmisinin oğlu Gocayörük Mevlüt Honça eşi oldu... Büyük oğlu Hamdi, Memişahmet kızı, yani teyzesinin kızı Şerife ile evlendi. Çolömerlerin Seyrekbasan Mahmut Salman ile bacanak oldular... 

    Hamdi'nin altı çocuğu oldu, bunların ikisi erkek. Yaş sırasına göre isimleri Sultan, Kezban, Ömür, Hasan, Leman ve Seviye'dir... Büyük kızı Sultan, Bacıların Burukhüseyinin İsmail Değer; Kezban, Olcaklıların Nazmi Aydın; Leman, Dendenin Ali Tüblek; Seviye, Dombeylinin Necati Okutan eşi oldular... 

    Büyük oğlu Ömür 1952 yılında doğmuştu, 1967'de evlenmeden vefat etti. Yağmurda soğuk alıp o dertten kurtulamadığı söyleniyor... 1959 Doğumlu küçük oğlu Hasan ise Şampayanın kızı Mukadder ile evlendi. Kendisinin 1978'deki vefatından sonra doğan çocuğu da yaşamadı...

    Daldalların Hasan oğlu Hamdi de 1989 yılında vefat etti...

    Halit
    Daldalların Hasan'ın küçük oğlu Halit 1930 yılında doğdu. Gocagulizin kızı Kezban ile evlendi. Bödümehmet, Gambırömer ve Gocayörük ile bacanak oldular... Emmisinin oğlu Gocayörük, aslında eniştesiydi; Ratibe Hanımın vefatından sonra Gocagulizin kızını alınca bacanak oldular... Kasaba olduktan sonra Boduoğlyla birlikte Anıtkaya'da bir dönem Mahalle Muhtarlığı yaptılar...

     Ahmet ve Alaaddin adlarında iki oğlu oldu. 1958 Yılında doğan ilk oğluna Ahmet adını koymalarının sebebi, Genç yaşta ölen kayınbiraderi Ahmet Uysal hatırasıdır. Ahmet, Daldalların Gociban kızı Fatma ile evlendi. Sultan ve Halit adlarında iki çocuğu oldu. Sultan Çolakların Hüseyin Kurt eşi oldu. Halit de Afyonlu bir hanımla evlendi, Anıtkaya'da oturuyorlar... 

    Küçük oğlu Alaaddin de yine Gocibanın kızı Meryem ile evlendi ve abisiyle bacanak oldu. Ayrıca iki kardeşin üçüncü bacanağı da Körmısdıfanın Kazım oğlu Mustafa Omak'tır... Alaaddin'in Sinan ve Ünal adlarında iki oğlu oldu. Sinan, Takanorinin Kahveciahmet kızı Şerife ile evlendi. Yusuf ve Meryem Elif adlarında iki çocuğu var ve Anıtkaya'da oturuyorlar... Küçük oğlu Ünal ise Tatıresilin Mehmet'in Adem kızı Tuğba ile evlendi, Afyon'da oturuyor...

    Hasan oğlu Halit Honça 1994'te, eşi Gocaguliz kızı Kezban Hanım ise 2018 yılında vefat ettiler...

    3. Sağır Hüseyin

    Ömerçavuşun üçüncü oğlu Hüseyin, 1901 yılında doğdu. Abisinin dul eşi Arapların Halil kızı Hanım ile evlendi. Sonradan sonraya lakabı 'Sağır Hüseyin' oldu. İkisi kız üçü oğlan, beş çocukları oldu; Gülsüm, Emine, Mevlüt, Ömer ve İbrahim... Büyük kızı Gülsüm Bacı Dede Seydi eşi; küçük kızı Emine de Burükhüseyin eşi oldu. İki kardeş aynı zamanda elti oldular... 

    Sağırhüseyinin aslında dört oğlu var; fakat 1921'de doğan büyük oğlu İbrahim, beş yaşındayken vefat etmiş, bu yüzden onu incelemeye almıyoruz. Hayatta kalan oğlanlara gelmeden önce; kendisi 1970, eşi Hanım ise 1971'de arka arkaya vefat ettiler...

    Goca Yörük
    1930 Yılında doğan büyük oğlu Mevlüt'e 'Goca Yörük' derlerdi. Önce Hasan emmisinin kızı Ratibe ile evlendi. Bir kızları oldu, Ratibe Hanım lohusa halinde 1950'de vefat etti. Öksüz çocuğa annesinin adını koydular; Ratibe... İkinci olarak Gocaguliz kızı Fadime ile evlendi. Ondan da Melahat ve Ayşe adında iki kızı olduktan sonra, 1957'de Fadime Hanım vefat etti. Gocayörük üçüncü olarak Eyüplerin Eyüp kızı Şerife ile evlendi. Şerife Hanımın anası Gasaplardan olması hasebiyle aralarında akrabalık bulunur... Bu son eşinden de Fadime, İbrahim, Ahmet ve Fahriye olmak üzere dört çocuğu daha oldu...

    Gocayörüğün büyük kızı Ratibe, Gıvığın Ömer Aydın'a vardı. Fadime Hanımdan olan Melahat ve Ayşe kardeşler, Yarımağanın Pilot ve kardeşi Ömer ile evlenerek birbirlerinin eltisi oldular. Fadime, Yörükmehmetin oğlu Ahmet Demir eşi oldu.  Küçük kızı Fahriye ise Turabilerin İbrahim oğlu Ahmet Külte eşi oldu... 

    Büyük oğlu İbrahim, 1962 yılında doğdu. Arkadaşları tarafından 'Gümüş' diye lakaplanan İbrahim, Ablaklı Şener ile evlendi. Tuğba, Refiye, Tugay ve Ayşe adlarında dört çocuğu oldu. Bir dönem Antalya'ya yerleşip orada çalışmaya başlamıştı. Bir trafik kazasında 2013'te hayatını kaybetti. Büyük kızı Tuğba, Mantaroğlunun Kıvanç Azbay'a; ortanca Refiye, Kilcinin Rahim Sağlam'a vardı. Küçük Ayşe ise Ablak'a gelin gitti... Gümüşün tek oğlu Tugay ise 2017'de genç yaşında bir kazada vefat etti...

    Gocayörüğün küçük oğlu Ahmet 1966 yılında doğdu. Ortaokulu bitirdikten sonra İzmir'e yerleşti. Yahyaların Gocayahya kızı Ayşe ile evlendi ve Güdüğizzetin  Emin oğlu İzzet Sağlam ile bacanak oldular... Tuğçe ve Şerife adlarında iki kızı olan Ahmet, halen İzmir'de yaşıyor...

    Gocayörük Mevlüt Honça 1996 yılında vefat etti. Eşi Şerife Hanım ise uzun yılar daha yaşadı ve 2020'de vefat etti...

    Eşenin Ömer
    Sağırhüseyin 1933'te doğan ortanca oğluna babası Ömerçavuşun adını koydu. Onu, İdirizlerin Sarıömer kızı Eşe ile everdi. Aslında Eşe Hanım da Ömerçavuşun torunudur... Bu evlilikten sonra Ömer'in lakabı 'Eşenin Ömer' oldu, 2022'de vefatına kadar hep bu lakapla anıldı... Eşe Hanım ise 2003 yılında vefat etmişti...

    Eşeninömerin üç kızı ve iki oğlu oldu. Aslında dört kızı olmuştu, büyük kızı ölünce onun yerine ikincisini kaydettirdiler. Sonuçta kayda geçen çocukları; Neslihan, Hacer, Mehmet, Kazım ve Fadime'dir...

    Büyük kızı Neslihan Bacıların Çakır eşi, ortanca Hacer de Tellilerin Veysel eşidir... Küçük kızı Fadime, Ayvalı'ya gelin gitti...

    Büyük oğlu Mehmet 1962 yılında doğdu. Sakaların Sebahattin kızı Sultan ile evlendi ve böylece Bükürlerin Menderes ile bacanak oldular... Erken dönemde Anıtkaya'dan ayrılan Mehmet'in Melek, Ayşenur ve Büşranur adlarında üç kızı var...

    Eşeninömerin küçük oğlu Kazım, Ablaklı Nurten ile evlendi. Ömer ve Burak adlarında iki oğlu oldu. Ömer, Hocalarlı Sabriye; Burak, Hamzaların Ali kızı Zele ile evlendi. Halen Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    Goca İban
    Sağırhüseyinin küçük oğlu 1936 yılında doğdu. İkisi de erken yaşlarda vefat eden abisi ve amcasının adını vermişler... İbrahim; iri yapısı, uzun boyu sebebiyle 'Goca İban' diye lakaplandı. Diğer Gociban ile karışmasın diye buna 'Daldalların Gociban' derlerdi...   Urganlının kızı Halime ile evlendi. Bacanakları Hacapdıramanların Halil Keleş ve Seydilerin Veysel Yavuz'dur...

    Gocibanın üçü kız ve ikisi oğlan, beş çocuğu oldu; İsmail, Fatma, Ramazan, Meryem ve Kezban... Büyük kızlar Fatma ile Meryem, Daldalların Halit'in Ahmet ile Alaaddin kardeşlere varıp elti oldular. Küçük kız Kezban da Hassönlerden Körmısdıfanın Kazım oğlu Mustafa Omak eşi oldu...

    Büyük oğlu İsmail, Dıkmanın kızı Havva ile evlendi; Kelarzımanların Bahattin'in Mehmet Ali ile bacanaktır... Fatih ve Betül adlarında bir oğluyla bir kızı oldu. Fatih Anıtkaya dışından evlendi, Betül Anıtkaya dışına gelin oldu... Emeklilik sonrası Daldalların İsmail, Anıtkaya'da yaşıyor...

    Gocibanın küçük oğlu Ramazan 1962 yılında doğdu. Delibayramın kızı Fadime ile evlendi. Ramazan'ın da bir oğluyla bir kızı oldu. Kızı Merve, Yahyaların Hidayet oğlu Mehmet Diril eşidir... Oğlu Hüseyin, Eskişehirli bir hanımla evlendi, Zeynep adında bir kızı var... Anıtkaya'da yaşıyorlar... 

    Daldalların Sağırhüseyinin Gociban 2005 yılında, eşi Halime Hanım ise 2012 yılında vefat ettiler...

    4. Kipil Mahmut

    Ömerçavuşun en küçük oğlu Mahmut 1904 yılında doğdu. Kendisine neden 'Kipil' dendiği bilinmiyor, belki görüntüsü sebebiyle bu yakıştırma yapılmıştır. Son dönemlerini, ihtiyar halini şöyle böyle hatırlıyorum. Sürekli eşek sırtında görürdük; ya tarlaya gidiyordur, ya da kırdan geliyordur. Hiç boş durmayan öyle bir dedeydi. Yardımsız eşeğe binebiliyor muydu, emin değilim, ama yine de kımıldar dururdu... 

    Okulun, o gün için bize çok büyük görünen orta koridordaki Atatürk köşesinde bir sürü güzel fotoğraf vardı. Can sıkıntısından bazen onlara bakar, kendimizce yorumlayarak eğlence çıkarırdık. Erzurum veya Sivas Kongresinin sembolü haline gelmiş bir fotoğrafta Mustafa Kemal'in yanında, bir elinde baston diğerinde tesbih oturan bir ihtiyar var. Ak sakallı, sarıklı cüppeli o piri faniyi hep Kipil Dedeye benzetirdik. Eşekten inip Daldalların Odanın önüne otursa, aha bu pozu vermiş olurdu...

    Kipilmahmut Hacapdıramanlardan Abdurrahman kızı Fadime ile evlendi. Fadime Hanım, Cıldırın halası olur... Ayrıca Fadime Hanımın adını aldığı Fadime Ninesi Veyislerden olduğunu düşünürsek aralarındaki akrabalık bağı anlaşılabilir. Fadime ile evlenmekle bir akrabalık bağı daha kuruldu ve Çolömerlerin Osman ile bacanak oldular...

    Kipilin iki kızı ve üç oğlu oldu. Yaş sırasına göre beş çocuğunun isimleri; Şerife, Emin, Ömer, İbrahim ve Gülsüm'dür... Büyük kızı Şerife, Güdükahmetin ilk eşidir. Küçük kızı Gülsüm ise Olucaklı Ali Osman Aydın eşi oldu...

    Eşi Fadime Hanım 1978 yılında vefat etti. Kipilmahmut ise onun ölümünden on yıl sonra, 1988'de vefat etti... Oğullarına bakalım...

    Kör Emin
    Büyük oğlu Emin 1931 yılında doğdu. Bakarken gözünü kıstığı için olsa gereke 'Kör' diye anıldı. Gobakların Köremin ile karışmasın diye kendisine 'Daldalların Köremin' derlerdi. Kirpitçilerin Sabri kızı Ayşe ile evlendi ve Davılcıariflerin Mustafa Azbay ile bacanak oldular... Ayşe Hanımın ninesi ve anası da Veyislerden olduğunu hatırlatalım... Emin Honça 2003'te, eşi Ayşe Hanım ise 2017'de vefat ettiler...

    Köreminin beş kızı ve iki oğlu oldu: Hüsniye, Kerime, Şerife, Meryem, Salim, Mahmut, Elveda... Hüsniye, Çulluların Muhittin Azbay; Kerime, Körhalilin Mehmet Kirkit; Şerife, Hamdihocanın Ahmet Dadak; Meryem, Buydeycigadirin Selahattin Dadak; Elveda, Yumrukların Ahmet oğlu Ali Tüplek eşi oldular... 

    Büyük oğlu Salim 1967 yılında doğdu, on yaşındayken vefat etti. 1974 Doğumlu Mahmut 'Berber Mahmut' diye tanınır. Önce Anıtkaya'da bir müddet berberlik yaptı, sonra Afyon'a yerleşti. Anıtkaya dışından evlendi. Bir kızı ve iki oğlu var, halen Afyon'da oturuyor...

    Gıdak Ömer
    Kipil, 1933'te doğan ortanca oğluna babası Ömerçavuşun adını koymuş. 'Gıdakömer' diye lakaplandı; ama İdirizlerin Gıdak ile karışmasın diye Ona 'Daldalların Gıdakömer' derlerdi. 

    Gıdakömer, Noritokanın kızı Hacer ile evlendi ve böylece Dönelerin Yusuf, Akkaşların Halil ve Garahmetlerin Halil ile bacanak oldular... 

    Üçü kız beşi oğlan, sekiz çocukları oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Nursefa, Şahin, Fatma, Elveda, Nuri, Adem, İbrahim ve İsmail'dir... Büyük kızı Nursefa, Akkaşların Nurettin'e yani teyzesinin oğluna vardı. Fatma, Eselerin Yusuf oğlu Hüseyin Eminç eşidir. Elveda ise Anıtkaya dışından bir beyle evlendi...

    Gıdakömerin oğlanlar bir dönemden sonra İstanbul'a yerleştiler. Şahin, Kalecikli Gülşen ile evlendi. Özlem ve Aykut adlarında iki çocuğu var. İstanbul'dan döndü, Afyon'da yaşıyor... Nuri Çaparın kızı Muhsine ile evlendi, Mehmet Cem adında bir oğlu olduktan sonra ayrıldılar. Anıtkaya dışından bir hanımla tekrar evlendi. Adem, İbrahim ve İsmail de İstanbul'da evlendiler ve orada yaşıyorlar...

    Çocukları İstanbul'a yerleştikten sonra Gıdakömer eşiyle Anıtkaya'da yalnız yaşıyorlardı. Kendisi 2009 yılında, Hacer Hanım ise 2023'te vefat ettiler...

    Gara İban
    Kipilin küçük oğlu İbrahim biraz esmer olduğu için 'Gara İban' diyorlarmış. Gobakların Halil İbrahim kızı Azime ile evlendi. Delimısdık ile bacanak oldular... 1958 yılında bir kızı doğdu, adını Ömür koydular. 1961 Yılında doğan oğluna ise babasının adını verdiler; çünkü Kipilin Gariban o sene vefat etmişti...

    Kızı Ömür, Pafıldakmahmutun Hilmi eşi oldu. İbrahim'e annesine izafeten 'Azimenin İban' derlerdi. Kelsaleğin Şaban kızı Ayşe ile evlendi. Bir müddet Belediye Kahvesini işlettikten sonra İzmir'e göçtüler. Annesi Azime Hanım 2015'te vefat etti... Fadime adında bir kızı var ve İzmir'de yaşıyorlar...

    ***

    Veyisoğlu Hüseyin oğullarının büyüğü Ali, Hacıaliler ve Dedelerin atasıdır... İkinci oğlu Hüseyin'e Daldal diyorlar ve ondan gelenlerin hepsi Daldalları oluşturuyor. Daldalın da oğulları var; misal Bekir'in çocukları Bekiraliler ve Gödenler; Yusuf'un çocukları Sarasan, Delişükrü ve Bacılar; Ömerçavuşun çocukları ise Daldalların geriye kalan diğer unsurlarını oluşturuyor. Burada her dönemde öne çıkan isimler olarak; Hüseyin, İbrahim ve Ömer'in Daldallarda temel isimler olduğu anlaşılıyor. 

    En sonda incelenen Ömerçavuş çocukları 1934 Soyadı uygulamasında HONÇA soyismini almışlar. Gocibanın büyük oğlu İsmail bunu GONCA olarak değiştirmiş. Bunun dışında Daldalların bu kolu soyadı bütünlüğünü koruyor.

    Daldallar incelemesinde şöyle bir şey de fark edildi; İsmi geçen çoğu aile (Guliz, Gocaguliz, Gırgır ve Gasaplar dahil) öyle bir yerleşim oluşturmuşlar ki Daldalların Odayı merkeze koyun. Kuzeyi, doğusu ve batısı hep Daldallar... Güneyi zaten yol...



22 Şubat 2023

Sarasan-Delişükrü ve Bacılar

 
    Çocuklarının 20. yüzyıl kayıtlarından çıkarabildiğimize göre, Daldal Hüseyin'in Zeliha ve Rabia adlarında iki hanımı vardı. Beş çocuğunun en büyüğü Zeliha Hanımdan; diğerleri Rabia Hanımdandır...  Çocuklarının yaş durumuna göre isimleri şöyle: Bekir, Yusuf, Neslihan, Ömer, İbrahim... 1859 yılında doğan Neslihan, Apdıramanların Hüseyin'e vardı; Güdükmehmetin anası olacaktır... Büyük oğlan Bekir'den Bekiraliler ve Gödenlere gittik... Sıra ikinci oğlunda...

    YUSUF/HÜSEYİN

    (Nüfus Kütüğünde aile reisi olarak  'Dal Hüseyin oğlu Yusuf' ibaresi var; yalnız çocuklarının hepsinde baba adı 'Hüseyin' yazılmış. Sülalede -önce ve sonra- Yusuf ismi hiç görülmemiş, yani Daldallarda tek... Oysa Hüseyin ismi zaten bu sülalenin temelini oluşturuyor. Ayrıyeten yazım veya okuma olarak Hüseyin-Hasan geçişleri kabul edilebilir; ama Yusuf-Hüseyin arasında hiç bir benzerlik yok. Bu yüzden Yusuf, bir yazım hatası olarak kabul edilmelidir. O zaman ta baştan beri devam eden, Veyisoğlu Hüseyin - Daldal Hüseyin - Daldalın Hüseyin zincirinin üçüncü halkası karşımızda demektir. Arkası Sağır Hüseyin ve Buruk Hüseyin olarak gelecek.)


    İkinci oğlu Hüseyin 1855 yılında doğdu. Bekir dışındaki bu çocuklar Rabia Hanımdan... Hüseyin kızı Ayşe ile evlendi Daldalın Hüseyin... Ayşe Hanımın kimlerden olduğu hususunda bir bilgi yok; ama bu sayede Bekir abisiyle bacanak oluyor. Belirlenebilen üç oğluyla iki kızı var; yaş sırasına göre isimleri Gülsüm, Ahmet, Ayşe, Mehmet ve Ramazan... 

    Çocuklarının en büyüğü Gülsüm, Körselimlerin Ahmet'in ikinci eşi oldu. (İlki Hanife Hanım Gocaguliz ile Ayşe'nin anasıdır. O Ayşe, Sağırların Ramazan'a varıp Çunkuhamzanın anası olacaktır.) Seydi Ahmet adında bir oğlu oldu, fakat çok yaşamadı. Ardından Gülsüm Hanım kendisi de vefat etti... 1886 Doğumlu Ayşe, Sağırların Ahmet eşi olacak ve tek oğlu İbrahim anasıyken kocası harpte kaldıktan bir müddet sonra kendisi de vefat edecektir. Burada dikkatleri çekmesi gereken husus Sağırlarla irtibattır. Bekiroğlu/Gödenlerdeki bu yakın ilişki, Hüseyin çocuklarında da görülecek... Şimdi Hüseyin'in üç erkek çocuğunu tek tek incelemeye başlayalım...

    1. Ahmet

    Büyük oğlu Ahmet 1882 yılında doğdu. Sağırların Hasan kızı Hafize ile evlendi. Bekir Emmisinin oğlu Süleyman ve Sakızcıların Hüseyin ile bacanak oldular... Bir kızı ve iki oğlu oldu; Şerife, Hasan Hüseyin ve Şükrü... Çocuklarının büyüğü 1904 doğumlu Şerife, Musluların Gazioğlu Hasan eşi oldu... Hafize Hanımın 1947 yılında vefat ettiği kaydedilmiş...

    Sarı Hasan
    Büyük oğlu Hasan Hüseyin, 1909 yılında doğdu. İkinci adı hiç kullanılmadı; ama ilk adına da bir sıfat ekleyip 'Sarı Hasan' dediler. Bu lakap zamanla ailesine genellendi, hepsine birden 'Sarasanlar' denildi.

    Sarasan, Veyislerin Hasan Hüseyin kızı Güllü ile evlendi. Güllü Hanım, Böbü Dedenin torunudur. Doğal olarak Böbülerden Mazinin Ömer ve Hamzaların Terzi Süleyman ile bacanak oldular... Dört kere ikizleri olmuş, sonra bir tek, ardından üçüz; toplam oniki çocuk...

    Çoğu ölüyor, oniki çocuktan elde kalan Ayşe, Ahmet ve Raike olmuş... Kızlarından Ayşe, Devrimbeşlerin Halil İbrahim Aydın, Raike de Bekiroğlunun Bakkal Süleyman Dadak eşi oldu. Süleyman ile Raike'nin evliliğindeki akrabalık; hem Sağırlardan olan ninelerin kardeşliği hem de Daldallardan olan dedelerin kardeşliği biçiminde katmanlıdır.

    1937'de doğan ve sağ kalan tek oğluna Sarasan kendi babasının adı olan Ahmet ismini koydu. 'Sarasanın Ahmet' olarak bilindi. Böbülerden Mazinin Ömer Dayısının kızı Azime ile evlenen Sarasanın Ahmet; Tatıresilin Mahmut ve Gocamatın Kazım ile bacanak oldular. Belediye'de muhasip olarak çalıştı, emeklilikten sonra İzmir'e yerleşti ve orada 2017'de Azime Hanım, 2020'de Sarasanın Ahmet vefat ettiler... 

    Sarasanın Ahmet'in çocukları Hafize, Emine, Ramazan, Hasan ve Yaşar'dır. Hafize, Keçininali oğlu Süleyman Seçen eşi oldu. Emine daha küçükken vefat etmişti... 

    Büyük oğlu Ramazan, Dumlupınarlı Zeynep ile evlendi. Fatma, Gülnur, Ahmet ve Şeyma adındaki çocukları Anıtkaya dışından evlendiler; İzmir'de oturuyorlar... 

    Ortanca oğlu Hasan da Dumlupınar'dan Fatma ile evlendi. Onun da üç kız ve bir oğlu oldu. Azime, 12-13 yaşlarındayken 2007'de vefat etti. İzmir'de yerleşikler... 

    Küçük oğlu Yaşar, Efekcinin Körsüleyman kızı Ümmühan ile evlendi. İki kızından büyük olan Yasemin, Bakkalsüleymanın Osman oğlu Süleyman Dadak eşidir. Yaşar İzmir'de yerleşik; ama bir ayağıyla Anıtkaya'da...

    Bir dönem bakkallık yapan Sarasan, yetmişli yılların başında bu işi tamamen bıraktı. Onu tanıyanlar biraz eğlenceli, biraz huysuz; biraz mugallit, biraz kızgın; biraz kibar, biraz küfürbaz; biraz dikkatli, biraz dalgın... hasılı ortalama bir insan olarak anlatıyorlar. Fıkra gibi hala söylenir... İmranguyusundaki tarlasına çifte gitmiş. Henüz pulluk yok, sabanla sürülen yıllar... Hayvanları sabana koşacak, heybeyi boşaltmaya başlıyor... Hay aksi, saban kayışı yok... Kayış olmadan öküzü koşmak, sabanı çekmek mümkün değil. Mecburen köyün yolunu tutuyor. Söylene söylene gocapıdan girerken Güllü Hanım 'Hayırdır' diyor, 'Niye geri geldin?'... Zaten burnundan solumakta olan Sarasan 'Neye olcek! Gayışı gomamışın!' diye gürlüyor... Güllü Hanım gülsün mü, ağlasın mı... 'E boynundeki ne?' deyince, sessizce gocagapıdan çıkıp geldiği gibi gidiyor... Meğer heybeyi boşaltırken kayışı boynuna atmışmış... O Güllü Hanım 1976'da, Sarı Hasan ise 1978 yılında vefat ettiler...

    Deli Şükrü
    Ahmet'in küçük oğlu Şükrü, 1914 yılında doğdu. 'Deli Şükrü' olarak bilinecektir. İşofların Mehmet kızı Ayşe ile evlendi. 'Topal Ayşa' lakabıyla tanınan Ayşe Hanımın anası Kezban Hassönlerin kızıdır. Kezban'ın Şerife Ninesi ise Daldal Hüseyin'in ablası olduğunu hatırlamalıyız. Böyle bir evlilik neticesinde Delişükrü, Tellilerin Mustafa ile bacanak oldu...

    İkisi oğlan birisi kız olmak üzere üç çocukları dünyaya geldi. Bunların isimleri; Hasan, Rabia ve Salih'tir... Kızı Rabia 1943 yılında doğdu. Herhalde gözlerinin rengi sebebiyle 'Gökgız' dedikleri Rabia, Bacıların Sarı eşi olacaktır. Sarı Ramazan ile, Gökgızın dedeleri kardeş...

    Büyük oğlu Hasan, Sağırların İbramhocanın kızı Şerife ile evlendi. Hasan'ın Ahmet Dedesi ile, Şerife'nin Ayşe Ninesi kardeş... Çocukları olmadı. Hasan 2016'da vefat edeli beri Şerife Hanım Anıtkaya'da yalnız yaşıyor...

    Küçük oğlu Salih 1948 yılında doğdu. Daldallarla Sağırlar arasındaki yakınlığı sık vurguluyoruz ya, bir sebebi var... Salih'in Hafize Ninesi Sağırlardandı... Sağırların dipdedesinin adını taşıyan bu Salih'ten başka kimse yok. Adının önemi buradan kaynaklanıyor... Erken dönemde Afyon'a yerleşti, Gebecelerli Hesna Hanım ile evlendi. Birol, Gürol ve Gülseren adlarında iki oğluyla bir kızı olduğunu öğrendik.  Halen Afyon'da yerleşikler...

    Deli Şükrü 1984 yılında vefat etti... Eşi Ayşe Hanım ise eşinden sonra biraz daha yaşadı ve 1993 yılında O da göçtü...


    2. Mehmet

    Daldalın Hüseyin'in ortanca oğlu Mehmet, 1893 yılında doğdu. Dandırlı Osman kızı Emine ile evlendi. Emine Hanımın Çerkez olduğu söyleniyor; belki anası Şerife Hanım, Sarıcaova'dan Dandır'a gelin gelmiştir. 

    1914 yılında bir kızları oldu, adını Gülsüm koydular. Bu, o sırada yeni vefat eden Gülsüm Halanın adıdır... Gerçi kızı doğduğunda Mehmet Eğret'te miydi, bundan emin değiliz. Çünkü Cihan Harbi başlamıştı ve Mehmet cephedeydi... Çanakkale'de... Şehit olduğu kayıtlara şöyle işlenmiş: 'Birinci Kolordu, Birinci Tümen, Yetmişinci Alay, Üçüncü Tabur, Dördüncü Bölük Piyade Eri iken, 19 Nisan 1915 günü Seddülbahir Muharebesinde şehit oldu.'

    Babası şehit olduğunda Gülsüm yaşını doldurmamıştı. Annesinin vefatında bir yaşında ya vardı ya yok... Aynı yıl içinde hem yetim hem öksüz kalan çocuğu, teyzeleri Dandır'a götürdü... Baktılar, büyüttüler; bu arada Eğret'le irtibatını koparmadılar. Gülsüm'ü sık sık akrabalarına ziyarete getirdiler... Evliliği de o akrabalarının biriyle oldu; Ayşe Halasının oğlu Sağırların İbramhoca ile evlendi...

    3. Ramazan

    Daldaloğlu Yusuf/Hüseyin'in küçük oğlu Ramazan, 1894 doğumlu... Ramazanda doğduğu için bu isim verilmiş olabilir. Çatalların İsmail kızı Nazike ile evlendi. Bu evlilikte akrabalık yok sanılmasın; Nazike Hanımın anası ve ninesi Veyislerden...

    1914 ve 1916 yıllarında iki oğulları oldu. Fakat Ramazan da Mehmet Abisi gibi Cihan Harbi anaforundan kurtulamadı. Kafkas Cephesinde şehit oldu... Nazik Hanım tam elli yıl dul yaşadı ve 1966'da vefat etti...

    Bacılar

    Ramazan'ın geride bıraktığı iki oğlunun adı Seydi ve Hüseyin idi. Bu oğlanlar tarafına 'Bacılar' denildi. Bu lakaplamanın sebebi Seydi'dir; ama zamanla iki kardeşi de içine almış. Şimdi Seydi ve Hüseyin üzerinden Bacıları inceleyelim...

    Bacı Seydi
    Şehit Ramazan'ın büyük oğlu Seydi, 1914 yılında doğdu. Daldalların diğer kolundan Sağırhüseyin kızı Gülsüm ile evlendi... Yaşlılığında minyon tipli, sempatik bir ihtiyar görünümü vardı. Bu sevimliliği çocukluğunda da böyleymiş, o yüzden 'Bacı' lakabı takılmış kendisine... 

    Bacıdede, kıymeti kendisi vefat ettikten sonra anlaşılan bir şey yapmış; Eğret Ölüm Defteri tutmuş. Her kim vefat ettiyse, günü gününe bu deftere kaydetmiş. Tabi bunu yaparken, merhum/merhumeyi tanımlamak için bazı akrabalık bağlarıyla ayrıntılamış. Sonradan bu işi Kelahmet (Ahmet Bar) ve Erol Kızılyel devam ettirmiş. Daha sonra da bir kaç koldan format değiştirerek bu geleneği sürdürenler olmuş. Yani Bacıdede kendinden sonrakilere ufuk göstermiş oldu. Onun sayesinde şimdi yüz yıllık bir Ölüm Defterimiz var...

    Bacı Seydi'nin bir kız ve dört oğlu oldu. İsimleri Ramazan, Satı, Aziz, Ömer ve Mehmet'tir. Tek kızı Satı 1948 yılında doğmuştu, küçük yaşta vefat etti; oğlanlara geçelim.

    Büyük oğlu Ramazan 1942 yılında doğdu. Sarı diye lakaplandı, tam olarak 'Bacıların Sarı' derlerdi. Delişükrü kızı Rabia ile evlendi. Süleyman, Nazike ve Fatma adlarını verdikleri üç çocukları oldu. Nazike Kumartaş'a, Fatma Denizli'ye gelin gitti. Oğlu Süleyman 1963 yılında dünyaya geldi. 'Bacıların Kel' diye lakaplanan Süleyman, Arapların Koreli kızı Elveda ile evlendi. Bu dönemde Afyon'dan ayrıldı. Muhammet, Tuğba ve Kübra adlarında üç çocuğundan kızları Anıtkaya dışına gelin oldu. Halen Denizli'de yerleşikler... Bacıların Sarı, kanserden kurtulamayarak 1993 yılında vefat etti. Eşi Rabia Hanım ise 15 yıl sonra, 2008'de öldü...

    İkinci oğlu Aziz 1955 yılında doğdu. Çatalların Yarımağa kızı Hatice ile evlendi. Kırtümmet (Hüseyin Omak) ile bacanak oldular. Aziz'in tek oğlu oldu, adını yine Aziz koydular. Afyon'dan evlenen küçük Aziz'in Ali adında bir oğlu var; Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    Bacıdedenin diğer oğlu Ömer 1960 doğumlu... İbişlerin Eyüp kızı Zehra ile evlendi. Erken dönemde Afyon'a yerleşti. Merve ve Sefa adlarında bir kızıyla bir oğlu oldu. Kızı Merve, Yörükkerimlerin Ahmet oğlu Ali Demir eşidir. Sefa ise Osmanköy'den evlendi. Bir oğlu bir kızı var. Ömer ve çocukları Afyon'a yerleşikler...

    Bacıların Seydi'nin en küçük oğlu Mehmet 1964 yılında doğdu. Arkadaşları 'Mozu' lakabını uygun görmüşler. Mehmet de Afyon'a yerleşti ve Kayıhanlı Yıldız ile evlendi. Evlat edindikleri Uğur ile hala Afyon'da yaşıyorlar.

    Bacı Seydi, ardında bunca evlat ve Ölüm Defterini bırakarak 1985 yılında vefat etti. Eşi Gülsüm Hanım onun yanına gitmek için yirmi yıldan fazla bekledi, nihayet 2007 yılında göçtü....

    Buruk Hüseyin
    Ramazan'ın 1916 yılında doğan küçük oğluna Hüseyin adını koydular. Bu, ta Veyisoğlu Hüseyin'den Daldala uğrayan, ondan Daldaloğluna geçip 1916'da torununa verilen dürdüncü kuşak Hüseyin ismi oluyor; Daldalların temel adı denilebilir. Baştan beri var mıydı, yoksa sonradan mı ortaya çıktı bilmiyorum; ama Hüseyin'in yürüyüşünde bir tuhaflık vardı. Sanki adımını atarken bedeni kendi ekseninde bükülüyor, buruluyor sanırdın. Bu yüzden 'Buruk Hüseyin' demişler...

    Burukhüseyin, Daldalların diğer kolundan Sağırhüseyin kızı Emine ile evlendi, yani Seydi Abisiyle bacanak oldular... Üç oğlan bir kız çocukları oldu; İsmail, Mehmet, İbrahim, Fadime... (Süleyman adındaki bir oğlu 1954'te, Ümmühan adındaki bir kızı 1961 yılında vefat etti.)... Tek kızı Fadime çocuklarının en küçüğü olup; Gazioğlunun Cemal oğlu Necati eşidir.  Hatırlanacağı üzere Necati'nin Şerif Ninesi de Daldallardandı... Ortanca oğlu, 1948 doğumlu Mehmet, arkadaşlarıyla oyun oynarken 1961'de vefat etti. Okulu yeni bitirmişti...

    Büyük oğlu İsmail 1947 yılında doğdu. Daldalların Hamdi kızı Sultan ile evlendi. Olucaklı Nazmi, Dendenin Siçanali ve Dombeylinin Necati ile bacanak oldular. Erken dönemde Anıtkaya'dan ayrılan İsmail Afyon'a yerleşti. Meryem ve Mehmet adında iki çocuğu oldu. Meryem Emirdağlı bir beyle evlendi. Mehmet de Anıtkaya dışından evlendi ve İsmail adında bir oğlu var. Halen Afyon'da yaşıyorlar.

    Küçük oğlu İbrahim ise 1951 yılında doğdu. Göz rengi sebebiyle 'Çakır' diyorlar, başka çakır gözlülerden ayırmak için tam lakabı 'Bacıların Çakır'... Yine Daldallardan Eşeninömer kızı Neslihan ile evlendi. Tellilerin Veysel Öztürk ile bacanak oldular... Çakırın üç oğlunun büyüğü Hüseyin, Gıvığınömer kızı Kezban ile evlendi; Yumrukların Ali Osman Tüplek ve Gasapların İbrahim Eser ile bacanak oldular. İbrahim, Sultan ve Neslihan adlarında üç çocuğu var... Ortanca Adem, Paşanınömer kızı Ümmühan ile evlendi ve Garaburunların Ahmet Mola ile bacanak oldular. Yunus ve Eşe adlarında bir oğluyla bir kızı var... Küçük oğlu Fatih ise Ablak'tan evlendi, Eymen adında bir oğlu var... Bacıların Çakır ve çocukları Anıtkaya'dan hiç ayrılmadılar...

    Burukhüseyin de Bacı abisinin ardından 1985'te vefat etti. Emine hanımın vefat tarihi daha geç; 2012...

    ***

    Daldal Hüseyin'in ikinci oğlu Yusuf(Hüseyin)den uzanan Daldalların bu bölümünde, Daldaloğlu Ahmet ve Ramazan çocuklarını gördük. Buna göre; Ahmet çocukları Sarasan ve Delişükrü DADAK soyadını aldılar. Ramazan'ın çocukları ise Bacıları oluşturdu; onlar soyisim olarak DEĞER'i benimsediler...