28 Mart 2023

Körselimler - Gocaguliz ve Ümmünün Seydi

    
    Baştan söyleyeyim, Eğret'te Körselimler diye bilinen bir sülale yok... Bunu ben uydurdum, ama zorunluluktan... İzah edeyim...

    1904 Kütüğüne yansıyan üç ana 'Selimoğlu' hanesi bulunuyor... Bunlardan biri Zenciselimler diye özellikle belirtilmiş olan ki bunda bir sıkıntı yok. Zaten 'Arapselimler' başlığında değerlendirildi bu hane... 1840-1850 Arasında Eğret'e geldiği düşünülen Arap Selim, doğal olarak 1830 kütüğünde görünmüyor. Haliyle, üç Selimoğlu sülalesinden biri kendiliğinden belirginleşmiş oldu.

    Geriye kalan iki Selimoğlu grubunu birbirinden ayırmak o kadar kolay değil. Bunlar 1830 Kütüğünde 10. ve 78. haneyi işgal eden iki sülaledir. İlki 'Selimoğlu Hacı Ali' çocuklarıdır ve belki o yıllardaki en kalabalık hanedir; tam 11 kişi kayıtlı. (O yıllarda sadece erkek nüfus kaydediliyordu.) Tahmin edileceği üzere, bugün Selimler olarak bildiğimiz geniş sülaleye karşılık geliyor bu hane...

    78. Sırada kayıtlı olan diğer hane ise 'Selimoğlu Selim' olarak yazılmış ve önceki kadar kalabalık değil; baba oğul iki kişiler. İlk başta birbirinden ayrı yazılan bu iki Selimoğlu hanesi, yetmiş yıl sonraki 1904 kütüğünde karman çorman oluyor. Aradan geçen  üç dört kuşakta, başlangıçtaki iki hane, neredeyse on-onbeş haneye çıkmış... Ve hepsi de 'Selimoğlu' diye yazılmışlar... Hangi Selimoğlu hangisine mensup belli değil. İsimler ve tanıklıklardan yola çıkarak tasnif edilebiliyor; ama bu sefer de isimlendirmede karışıklık olacak... Bildiğimiz Selimler sülalesi zaten Eğretlilerce öyle anılıyor. Ötekine de aynen Selimler dersek karışıklık sürdürülmüş olacaktı... Onu öncekinden ayıracak bir lakap bulmam lazımdı. Baktım, 78. sırada tam olarak şu ifade var: 'Uzun boylu, sarı sakallı, yekçeşm Selim oğlu Selim'... Yekçeşm, tek gözlü demek oluyor; yani kör... Ayırıcı vasıf olarak bu yüzden Körselimler demeyi tercih ettim...

    Körselimlerin macerasına bakalım...



    1830'lu yılların Eğret nüfusunu gösteren kayıtta toplam 80 hane bulunuyor. Bu listenin 78. sırasına yazılmış olmak, o kişinin Eğret'e yeni geldiğine dair bir işaret kabul edilebilir. Hele kendinden sonraki iki sırada Hancı ile Sığırcı varsa bu kuvvetli bir işarettir...

    1790 Doğumlu Körselim, Eğret'e geldiğinde evli olabilir yahut Eğret'te evlenmiştir, onları bilmiyoruz; ama karısının adı Ayşe imiş... 1830 ile 1840 arasında Mehmet, 1840'tan sonra da Ali adında iki oğlu dünyaya geldi. Bu arada kızları da varsa onları bilmiyoruz... Körselimlerin hikayesi bu iki oğlan üzerinden yürüyecek...

    Körselimin Gara Mehmet/Gavaslar

    Selim oğlu Mehmet'in 1837 yılında doğduğu yazılmış, bu tarih biraz daha geriye çekilebilir. Önce Hatice hanım ile evleniyor; ama onun kimliği hakkında bilgimiz yok. Ondan Ahmet ve Fatma adını verdiği bir oğluyla bir kızı dünyaya geldi. Sonra ikinci hanımı Gülsüm ile evleniyor; ondan da Selim ve Ömer doğuyor... 

    Yalnız ikinci eşi Gülsüm Hanımın kimliği az çok belli... Tomanların atası olan Gırhasanın kızıdır. Bir kardeşi Atike İdirizlerin İdris eşidir, yani Sarımehmet ile Gocaosmanın anaları... Diğer kardeşi Fatma, Sarıların Osman eşi; yani Capbağın anneannesi... Sözün kısası, Körselimoğlu Mehmet; İdirizlerin İdris ve Sarıların Osman ile bacanak...

    Çocuklarının ayrıntılı incelemesine geçmeden önce belirtelim; 1865 tarihli bir mahkeme kaydında lakabı 'Selimoğlu Kara Mehmet' diye yazılmış. Karayağızlara hep aynı lakap takılıyor, Mehmet de en çok kullanılan isimlerden biri olunca; Eğret'te o yıllarda çok 'Kara Mehmet' var, ayırmak için buna 'Selimoğlu Garamemet' diyorlarmış... Ayrıyeten, Afyon'da vefat eden bir kaç kişinin terekesinde borçlu olarak görülüyor. Afyon ile bu kadar içli dışlı olması, akıllara Afyon kökenli olabileceklerini getirmiyor değil...

    Garamehmetin Hatice Hanımdan bir oğlu vardı. 1876 Yılında doğan bu oğlunun adını Ahmet koymuş. Yalnız Ahmet'ten önce 1872 yılında Fatma adında bir kızı olduğu, bu kızın Çatalların Mustafa'ya vardığı, ileride Hacızekeriyenin anası olacağını da unutmayalım...

    Unutulmaması gereken bir önemli husus da Bu Ahmet ve Fatma kardeşlerin Gavasoğlu ve Gavasgızı diye bilindiğidir... Belki kardeşleri de öyle anılıyordu; ama onlar yirminci yüzyıla ulaşmadığı için bundan haberimiz yok. Bundan Körselimlerin Garamehmet kolunun Gavaslar diye bilindiği çıkarılabilir...

    Gavasoğlu Ahmet, Mahmut kızı Kezban ile evlendi. Kezban Hanımın babası Arapların derinlerdeki yol ayrımından; anası ise Arapoğlu Sarı Mustafa kızıdır... Gambırarifin anası olup, kocası İbrahim ölünce Selimoğlu Ahmet'e geldi... 1894'te Emine, 1898'de Veli ve 1912'de Hatice adlarında üç çocuğu olduğu kaydedilmiş. Büyük kızı Emine, Gambırarifin ilk eşidir. Peki bu nasıl oluyor? Şöyle oluyor: Ahmet, Gambırarifin babası öldüğü sıralarda bir oğlu ve bir kızıyla dul kalmıştı ve merhume eşinin adı da Kezban idi. Gambırarifin hanımı Emine ilk eşindendi. Belki de oğlu Arif'e, kızlığı Emine'yi alan Kezban Hanımın ta kendisiydi... Emine'nin durumu böyle, fakat abisi Veli hakkında bilgi bulamadım... Gelelim Hatice'ye... İkinci Kezban'dan olma, yani Gambırarif ile Dilsizin karınkardeşi Hatice, ileride Coruksüleymanın eşi olacaktır...

    Gavasoğlu Ahmet'in evi Çolömerlerin evlerin yanındaymış, yani Selimlerin yurtta... Bu durum, iki Selimlerin akrabalığına bir işaret kabul edilebilir. Belki de Afyon kökenli Körselimoğlu Eğret'te Selimlerden bir hanımla evlendi... Daha önemli husus şu, yüzyıl başlarında Gavas Ahmet ölünce onun evini Arapların Çönehalil satın almış. Eviyle birlikte lakabı da böylece Araplara geçmiş hem Çönehalile hem de onun oğlu İbrahim'e Gavas demişler...

    Gülsüm Hanımdan iki oğlu Selim ve Ömer'e gelince... Selim'in evlilik kaydı bulunmuyor; 1891 doğumlu olduğu gözönüne alınırsa, Cihan Harbi şehitlerinden olma ihtimali var. Onun ölümüyle, Körselimler sülalesinde Selim adı sona eriyor. Bundan sonra bu isme rastlanmayacak.... Ömer ise 1895 yılında doğmuş. Onun hakkında da bilgi yok; ama 1927 tarihli bir mahkeme kaydında 'Himmetoğullarından Hasan kerimesi Ayşe' bunu dava etmiş. Tekirgızıların Gambırömerin halası olan Ayşe Hanımın Ömer'i neden dava ettiği, davanın nasıl sonuçlandığı anlaşılamıyor. Belki evliydiler, belki de başka bir Ömer'den söz ediliyor...

    Körselimoğlu Ali

    Körselimin küçük oğlu Ali 1830 kayıtlarında görünmüyor, bundan 1840 sonrası doğduğunu anlamalıyız... İlk evliliğini Asiye ile yaptı ki bu hanımın kimlerden olduğu tespit edilemedi. Ahmet ve Kezban adlarında bir oğluyla bir kızı oldu... 

    Ali, ikinci kez Hasan kızı Hatice ile evlendi. Ondan olan dört çocuğu; Refiye, Mustafa, Fatma ve Nasuh'tur... Önce eşi Asiye Hanım vefat etti, ardından Körselimin Ali... Çocukları analarına göre iki haneye ayrıldı. Hatice Hanım dört çocuğuyla bir ev, Asiye Hanımdan iki kardeş de başka bir ev oldular... 

    Hatice Hanım çocukları... Büyük kızı Refiye, Garaguzuların Mehmet eşi; küçük kızı Fatma, Gugukların Kelhasan eşi oldu. Küçük oğlu Nasuh'un akıbeti bilinmiyor; büyük oğlu ise Gılindir Mısdıfadır, O ayrıca ele alınacak...  

     Önce Asiye Hanımın çocuklarına yakından bakalım...

     İki kardeşin ikisinin de doğum tarihi aynı yılı gösteriyor; 1874 yılında doğmuşlar. Kezban Gocamatların Hüseyin'e varmış; ileride Gocamat (Ahmet Tektaş)ın anası olacak...

    Ahmet'e gelince... 1874 Yılında doğdu. Kayıtlara geçmiş üç evliliği ve dört çocuğu var. İlk evliliğini Veyislerin Osman kızı Hanife ile yaptı. Bu Osman, Böbüdedenin kardeşidir; oğlu olmadı, üç kızından biri Sağırlarda, biri önce Alıklımahmut sonra Hacıalide ve üçüncüsü de sözünü ettiğimiz Hanife'dir... Yani Ahmet, Sağırların Hasan Dede ve Hacali ile bacanaktır... Hanife Hanımın babası Veyislerdendi... Peki anası?... Ondan da söz etmeliyiz çünkü kocası, kızı öldüğü halde Hafize Hanım hala yaşıyordu ve damadı Ahmet'in yanında duruyordu... Hafize Hanım, Hadımoğlu ile Şeherlioğlunun kardeşi olur. Onların da Veyislerle bağlantısı malum... İşte bu ilk eşi Hanife Hanımdan Ayşe ve Ali Osman adlarında iki çocuğu oldu. (Anlatılanlara göre bir kızı daha varmış, Karacahmet'e gelin gitmiş.)... Hanife Hanımın vefatıyla ilk evliliği noktalandı...

    İkinci evliliğini Daldallardan Hüseyin kızı Gülsüm ile yaptı. Gülsüm Hanım, Sarasan, Delişükrü, Bacıdede ve Burukhüseyinin halaları olur. Gülsüm Hanımın diğer kızkardeşi Ayşe de Sağırların Ahmet'e vardı, İbramhoca (İbrahim Sancak)ın anasıdır... Yani ikinci evliliği yoluyla Körselimlerin Ahmet ile Sağırların Ahmet bacanak oldular... Gülsüm Hanımdan da Seydi Ahmet adında bir oğlu oldu; lakin analı oğullu arka arkaya vefat ettiler...

    Son olarak Olucaklı Ümmü ile evlendi. Ümmü Hanım, Ballıların Musa kızıdır; eşi harpte kalınca, oğlu Ahmet yanında tay olduğu halde Eğret'e geldi. (Taygelen Ahmet, Çorcalıların Ali kızı Satı ile evlendi; Olucaklı Ali Osman, Musa Hoca ve Nazmi Aydın'ın babasıdır.) Üçüncü eşi Ümmü Hanımdan da bir oğlu bir kızı oldu, adlarını Seydi Ahmet ve Sabire koydular...

    Bütün bunlar yaşanırken Cihan Harbi patladı. Körselimlerin Ahmet Çanakkale'deydi. Şehit olduğu kayıtlara şu şekilde işlenmiş: 'Eğret 1874 doğumlu Ali oğlu Ahmet; 5. Kolordu, 45. Alay, 2. Tabur, 7. Bölük Piyade Eri iken, 11 Kasım 1915 günü Maçka Hastanesinde şehit oldu...' Geride kalan çocuklarına bakalım...

    Büyük kızı Ayşe 1892 yılında doğdu. Sağırların Ramazan'a vardı. Çunku lakaplı Hamza Sancak'ın annesidir... Üç oğlanın ortancası Seydi Ahmet, zaten çocukken ölmüştü... Küçük kızı Sabire ise Ümmü Hanımdandır. Belki kendisinin de hiç görmediği bu kızı 1915 yılında doğdu. Büyümesi ve sonrası tamamen Ümmü Hanımın gözetimindedir. Dolaksızın İsmail'e gelin edilmiş; kocası öldükten sonra, kendisi gibi dul Kemiğin Abdullah'a varmış ve orada 1951 yılında vefat etmiş... 

    Goca Guliz
    Hanife Hanımdan büyük oğlu 1895 yılında doğdu. Adını Ali Osman koymalarının sebebi karı koca babalarının adını birleştirmeleri... Körselimoğlu Ali ile Veyisoğlu Osman ikisi de anılmış oluyor... Ali Osman'a 'Guliz' lakabı takmalarının sebebi, zamanı ve bu kelimenin anlamı hakkında hiç bir şey bulamadım. Yansıma sözcüğe benziyor, böylelerinde anlam aranmaz. Ama 'Goca Guliz' diye başına bir sıfat eklenmesi, Gulizosmanla karıştırmamak içinmiş...

    Gocagulizin askerliği tam da Cihan Harbi yıllarına denk geliyor. Babası Çanakkale'de şehit olurken O, Kafkas cephesinde çarpışmış. Ruslara esir düşmüş, kamplarda değil; ama Rus köylülerinin yanında bekar gibi çalıştırılmış. Galiba Bolşevik Devrimindeki karışıklıktan yararlanıp kaçmış. Cihan Harbinden sağ çıkabilen nadir Eğretli gazilerden biridir...

    Olucaklı Ayşe Hanım ile evlenmesinde analığı Ümmü Hanımın etkisi olabilir. Hatta belki de Ayşe, Ümmü Hanımın akrabasıdır... Ayşe Hanım 1952'de öldü... Dört kızı ve bir oğlu oldu; Hanife, Fadime, Hafize, Kezban ve Ahmet... İsimlere dikkat, her birinin Gocagulizin geçmişinde bir hatırası var... Bu kızlardan Hanife, Bödü Mehmet Sağlam eşi; Fadime, Gocayörük Mevlüt Honça eşi; Hafize, Gambırömer Ömer Haykır eşi; Kezban, Daldalların Halit Honça eşi oldu...

    Gocagulizin tek oğlu Ahmet Mardakların Geneli Mehmet kızı Zehra ile evlendi. Askerden gelmişti, bir oğlu oldu bir kızı oldu. 1958 Sonlarında Ayşe adını verdiği kızı öldü. Bir kaç ay sonra ise Ahmet kendisi genç yaşta vefat etti. Dul kalan eşi Zehra, kucağında taze çocuğuyla yine Mardakların Şükrü Saki'ye vardı. Bir süre sonra o çocuk da öldü... Bundan tam on yıl sonra 1969 yılı başında Gocaguliz Ali Osman Uysal da vefat etti...

    Akgayadaki iki kuyudan birine 'Gulizinguyu' diyorlardı, hangi Gulizden bahsettiklerini bilemedim. Büyük ihtimal Gocagulizin hayratıydı ki şimdi yerine torunu İncegadir (Kadir Haykır) bir çeşme yaptırdı...

    Ümmünün Seydi
    Körselimlerin Ahmet'in son hanımından 1913'te doğan küçük oğlunun adını Seydi koymuşlardı. Ölen abisi Seydi Ahmet hatırasına bu isim konulduğu belli oluyor. Hatta bazı kayıtlarda Onun ismi de Seydi Ahmet diye geçiyor... İsimlere çok takılmamak lazım; ama bu çocuk halk arasında anasına nisbet edilerek 'Ümmünün Seydi' diye anılıyordu. Zamanla bu tabir Onun lakabı olacaktır... Ümmü Hanım 1947'de vefat etti...

    Ümmünün Seydi, Gugukların Kelhasan kızı Havili ile evlendi. Bu isim Havva'nın değiştirilmiş hali olsa gerek... Hatırlanacağı üzere Seydi'nin Fatma Halası bu Kelhasana varmıştı. Havili ile Seydi hala-dayı çocukları mı bilinmiyor; çünkü Kelhasan sonradan Gavalcıların Fatma ile de evlendi... Bu evlilik sebebiyle Ümmünün Seydi, Manda Ahmet ve Galgancıların Halil ile bacanak oldular...

    Havili Hanımdan Seydi'nin üç oğlu ve bir kızı oldu. İsimleri Ahmet, Mustafa, Asım ve Gülsüm'dür... 1965 Yılında eşi vefat edince, Canalinin kızı Refiye ile evlendi. Refiye Hanım da Mihrioğlu Mehmet'ten dul kalmıştı... Bir hatırlatma; Seydi'nin Mustafa Emmisi (Gılindir) de Refiye Hanımın halasıyla evlenmişti... Bu ikinci eşinden de yine Mustafa adında bir oğlu oldu.

    Ümmünün Seydi uzun süre bakkallık yaptı, bu yüzden ikinci bir lakapla 'Bakkal Seydi' olarak da tanınırdı. Evinin ucundaki L planlı dükkanı ilginç olaylara sahne oldu. Dükkanın bir ucuna gidildiğinde tezgahın karşısındaki dar alan kör nokta olarak kaldığı için, ufak tefek şeyleri araklamaya fırsat doğardı. Yeter ki Bakkalseydiyi dükkanın dip tarafına gönder, mesela orada bulunduğunu bildiğin bir şey iste. O gelene kadar dükkan senin... Dene götürdüğümüzde çok yapardık bunu; çünkü ambar işte o en uzak yerdeydi, ölçtüğü deneyi dökmek için oraya gitmesi gerekiyor... Sonradan anladık, Bakkalseydi her şeyin farkında. Güya biz uyanık geçinip bu ihtiyarı uyuttuğumuzu sanıyoruz. Adam resmen ceplerimizi doldurmamıza göz yumuyor. Böyle de yumuşak kalpli bir adamdı... Büyüdükçe, aklımız erdikçe yapmadık öyle şeyler. Zaten eviyle birlikte dükkanı da yeniledi. L Tipinden I tipine geçildiği için ıvır zıvır yürütme işi imkansız hale geldi... Bakkalcılıkta yeni şeyler deneme konusunda mahirdi. İlk yerli ve milli dondurmayı, Dondurmacı Halil'den yıllar önce Bakkal Seydi yapmıştı mesela. Maraş dondurması gibi olmasa da ürünü soğuk ve tatlıydı... Mesleğinin daha eski yıllarında bir Kurban Bayramı öncesinde balık getirmiş. Satılmamış haliyle. 'Ben sizin için getirdiydim' diye Veresiye Defterindeki bütün kişilere birer ikişer kilo borç yazdığı bir fıkra gibi anlatılırdı... Bir dönem Mahalle Muhtarlığı yapmıştı. O günlere ait 'Ümmünün Seydi ayaann!' diye başlayan bir deyişleme vardı, ardını hatırlayamadım...

    Bakkalseydi yahut Ümmününseydi 1991 yılında vefat etti. Son eşi Refiye Hanım ise otuz yıl sonra, 2021'de öldü...

    Bakkal Seydi'nin tek kızı Gülsüm'ün ayağında biraz aksaklık olduğu için 'Topal Güssün' derlermiş. Patlakların Hasan Patlar'a varmış...

    Büyük oğlu Ahmet 1941 yılında doğdu. Hocalığa yöneldiği için 'Seydinin Ahmet Hoca' diye bilinir. Uzun yıllar Diyanet'te çalıştı. Çalıştığı dönemde kitapçık boyutunda olan ilmihal çalışmasını emekli olduktan sonra boyutunu genişletip koca kitap haline getirdi... Mardakların Ahmet kızı Emsal ile evlendi, Kelmısdıfanın İsmail Saki ile bacanak oldu. Hasan, Mehmet, Beytullah ve Seydi adlarında dört oğlu var. Hasan ile Mehmet Afyon'da, Beytullah ile Seydi İzmir'de yaşıyorlar. Ahmet Hoca ise yazlarını genelde Anıtkaya'da geçiriyor...

    Ortanca oğlu Mustafa 1942 yılında doğdu. 'Habeş' lakabıyla anılırdı. Gambırarifin kızı Selime'ye nişanlıyken, 1965 yılında anasından birbuçuk ay sonra vefat etti...

    Havili Hanımdan küçük oğlu Asım'ı abisinin nişanlısı Selime ile everdiler. Geçimsizlik oldu, ayrıldılar. Selime Sadıkbey'e kocaya vardı, Asım ise Anıtkaya'dan ayrılıp İzmir'e yerleşti. Orada bir hanımla evlendi ve orada 2022'de vefat etti...

    Refiye Hanımdan tek çocuğu 1964 yılında doğdu. Merhum abisinin adı olan Mustafa ismini verdiler. Deliyakıbın Haliban ile kulağa hoş gelen bir makam tutturup Kur'an yolunda güzel bir ikili oluşturdular. O yıllarda okudukları Ezan ve Kur'an Gocacaminin kubbesinde hala çınlar gibi gibidir... Günler geçti, devran değişti, ikili dağıldı... 'Seydinin Mısdık', Hacallerin Mehmet Ali kızı Kezban ile evlendi. Bu dönemde baba mesleği bakkallığı sürdürdü. Dilek ve Erdi adlarında bir kızıyla bir oğlu oldu. Dilek, Kölgecinin Remzi oğlu Ahmet Kayır eşi oldu... Erdi, Anıtkaya dışında çalışıyor/oturuyor. Seydinin Mısdık ise halen Afyon'a yerleşik...

    ***

    Körselimin Garamehmet çocukları Gavaslar, Soyadı uygulamasına yetişemedi... Ali'nin iki oğlundan Gılindir çocukları ÖZ soyismini benimsedi.... Ahmet'in büyük oğlu Gocagulizin soyadı ise UYSAL idi... Körselimin torunları içinde bugün için Öz ve Uysal soyadı kullanılmıyor... Küçük oğlu Ümmününseydi SELMAN/SELEN soyadını almış, çocukları da halen bunu kullanıyorlar...

    Soy adı olarak kendisine Çolömerlere paralel Selman'ı seçerken Ümmününseydi rastgele davranmış olamaz. Bilindiği üzere Çolömerler, Selimler sülalesinin belkemiği gibidir... Gılindirin kızlarına Şampayanın 'Hala' diye hitap ettiği bilgisini de eklersek... Başa dönüp, Selimoğlu Hacı Ali ile Selimoğlu Kör Selim'in kardeş yahut emmi çocukları olduğunu tahmin etmek temelsiz sayılmaz...



26 Mart 2023

Veyisoğlu İbrahim - Delibanlar

     
    1830'daki üç Veyisoğlu hanesinden biri de İbrahim'dir. 1800 Yılında doğan İbrahim, Veyisoğlu Ahmet'in tek oğlu görünüyor. Orta boylu, kara sakallı biri olarak tanımlanmış. Kayıt tutulduğu sırada üç oğlu var; Ahmet, Hasan ve Ali... O sırada üçü de küçük yaştalar. Ahmet 1824, Hasan 1828 ve Ali 1830 doğumlu... 

    Bunlardan Ahmet'in nesli, günümüze ulaşan çocukları itibariyle Veyislerin Ramazan başlığında görülebilir... O sırada henüz taze çocuk olan en küçük kardeş Ali ise, büyüyünce Emine Hanım ile evlenecek, Şerife adında bir kızları olacak ve O da Hasan Emmisinin oğlu Ömer'e varacak; ancak çocuğu olmayacaktır. Küçük kardeş Ali'nin hikayesi böyle noktalanıyor. Ortanca kardeş Hasan'a bakalım...


    Veyisoğlu İbrahim'in ortanca oğlu Hasan 1828 yılında doğdu. Evlilikleri hakkında bilgi bulunmuyor, tabi kız çocukları da... Mehmet ve Ömer adlarında iki oğlu dünyaya geldi. Abdullah/Gülsüm kızı Rabia ile evlenen Mehmet, çocuksuz vefat etti. Eşi Rabia ise 20. yüzyıl başlarına kadar yaşadı...

    Abisinin aksine Ömer'in çok çocuğu oldu... Önce evliliklerine bakalım... İlk karısı Hatice'nin kimlerden olduğu bilinmiyor, çünkü kayıt esnasında çoktan ölmüştü; beş oğlunun anasıdır... Diğer iki hanımından hangisiyle önce evlendiği bilinmez. Şerife, Ali Emmisinin kızıdır, çocuğu olmadı. Fakat kocasından 7-8 yıl sonra vefat etmesine rağmen çocuklar, analarıymış gibi Ona hürmet ettiler. Üçüncü eşi de Veyislerden Fatma... Bu son eşinden Fatma adında bir kızı olduktan sonra, Ömer vefat etti. Yıl 1900... 

    Ömer'in çocukları tek tek inceleyeceğiz. Tek kız olduğu için en küçükleri Fatma'dan başlayalım. 1898 yılında doğdu. Eminlerin Süleyman'a vardı, orada Çakalüseyin (Hüseyin Eren)in anası olacaktır. Süleyman'dan ayrıldıktan sonra Büzükhalile vardı; Conahmet, Avukathilmi ve Köryakıbın anaları oldu... Uzun yıllar yaşadı; Veyislerce 'Fatı Nine', sair komşularınca 'Fatı Garı' diye bilinirdi. Yetmişli yıllarda vefat etti... 

    Veyisoğlu Ömer'in beş oğlunu tek tek inceleyeceğiz...

    1. Hasan

    Büyük oğlu Hasan 1872 yılında doğdu. Büyük oğlanlara genelde dedesinin adı verilir, Hasan da adını dedesinden almış. Adı Şemşilere lakap olan Bekir kızı Şemsi ile evlendi. Böylece, Bekiralilerin Ali (Buydeycigadir babası) ile bacanak oldular. 

    Şemsi Hanım ile Hasan'ın iki kızı ve bir oğlu oldu; 1900 yılında Hatice, 1902'de Rabia ve 1906 yılında da Ömer doğdu. Bu üç çocuktan sonra Cihan Harbi yıllarında Şemsi Hanım vefat etti. Ardından oğlu Ömer de öldü... 

    Büyük kızı Hatice, Karakol Kumandanı Aydınlı Delimehmete vardı. Bir oğlu doğduktan sonra 1931'de vefat etti. Kardeşi Ömer'in adını verdiği oğlu, ileride 'Ösüz Ömer' diye bilinecektir...

    Küçük kızı Rabia ise Yetimlerden Hacının İbram eşi oldu. Çocukları olmadı. Ablası ölünce öksüz kalan yeğeni Ömer'in bakımıyla evlat sevgisini gidermeye çalıştılar. Onu büyütüp evermek onlara kaldı...

    Veyisoğlu Hasan, eşi Şemsi Hanımın vefatından sonra Danagızı Şerife ile evlendi. Şerife Hanım, Külcülerden Sarıoğlu Osman'ın Çanakkale'den dönmemesiyle dul kalmıştı; Halimeninmehmet (Mehmet Kıy)ın ninesidir... İkisi de geç yaşta olduklarından çocukları olmadı. O vaziyetteyken 1940 yılında Veyisoğlu Hasan Dadak, 1947'de eşi Danagızı Şerife Dadak vefat ettiler...

    2. İbrahim

    İkinci oğlu İbrahim 1878 yılında doğdu. Paşaoğlu Mehmet kızı Halime ile evlendi. Halime Hanım Paşanın Ahmet ve Paşanın Hüseyin'in halaları olur... İbrahim'in de üç kızı oldu; 1904'te Satı ve 1909'da Halime ve daha sonra Hatice... Kütükte İbrahim'in ölüm kaydı var; torunları 1916 yılında harpte kaldığını söyledi...

    İbrahim öldükten sonra Halime Hanım, Dedelerin Hacaliye üçüncü eş olarak vardı. Orada Hafize (Kelarzıman eşi)nin anası olacaktır... Hatırlanacağı üzere, babası öldükten sonra İbrahim'in analığı Fatma, Hacalinin ikinci eşi olmuştu...

    İbrahim'in büyük kızı Satı hakkında bilgi bulunmuyor. Küçük Hatice Yeşilömerin Mehmet eşi oldu. Ortanca kızı Halime ise Ovalılar/Çorcalıların Piremez Abdullah'a vardı, Havva Dudu adını verdiği bir kızı doğduktan sonra eşi gittiği yerden dönmemesi üzerine, Sıntırların İbrahim'e vardı, orada da Raike ve Hüseyin (Kötühüseyin) doğdu. İbrahim'in ölümünden sonra Güneyköylü Yeniahmet eşi oldu ve 1994 yılında vefat etti...

    3. Ali Osman

    1886 Yılında doğdu. Emiralilerden Mehmet kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım, Yeşilömerin kardeşidir. Cihan Harbinden dönmediği söyleniyor; hangi cephede şehit olduğu bilinmiyor... Henüz çocukları olmamıştı. Eşi Ümmühan Hanım Manavların Körmustafaya vardı...

    4. Hüseyin

    Hüseyin'in doğum tarihi bilinmiyor; çünkü kayıtlar yazılmaya başlamadan hemen önce vefat etmiş. Fatma adında bir hanımla evlendiği, 1901 yılında Hasan Hüseyin adını verdiği bir oğlu dünyaya geldiği kayıtlara geçirilmiş. Fakat Fatma Hanımın kimliği konusu da muamma, zira Hüseyin'in ölümünden sonra kocaya gittiği için o sayfada kaydı bulunmuyor. Fadime/Fadik/Fatı'ların hepsi Fatma olarak yazıldığı ve bu Eğret'te en çok kullanılan isim oduğu için kütükte Fatma Hanımı bulmak çok zor. Bir tahmin yaparak, Veyislere uzak olmadığı söylenebilir...

    Bir diğer husus da Fatma Hanımın Hüseyin'den önce başka biriyle evli olduğudur. İbrahim adlı bu kişiden Ayşe ve Zeliha adında iki kızı var. Zeliha, Veyislerin Ramazan oğlu Ahmet eşi; Ayşe ise Gasapların Resil oğlu Ömer eşidir... Tabi Ayşe, Ömer'den önce Tongulların Mehmet'e varmış ve Ondan Dudu doğmuş. Dudu kim derseniz, Godalömerin hanımıdır... Hatırlanacağı üzere Godalömerin kardeşi Büzükhalil, bu aileyle bağlantılı Fatıgarıyla evlenmişti...

    Biz Zeliha ve Ayşe'nin karınkardeşi Hasan Hüseyin'e dönelim... Veyislerden Ömer oğlu Hüseyin'in tek yadigarı Hasan Hüseyin'e ne oldu?... Bu sorunun cevabı yok, bilinmiyor. Hakkında ne evlilik ne ölüm kaydı var, ne de Ondan bugüne gelen bir bilgi... İhtimal ki o karışıklık yıllarında Hasan Hüseyin de yitti gitti...

    5. Mehmet

    Veyisoğlu Ömer'in üçüncü oğlu olarak görünüyor; 1883 yılında doğmuş. Mehmet'i sona bırakmamın sebebi doğum tarihi değil, Delibanlar olarak bilinen sülaleyi günümüze taşıyan kişi olmasıdır. 

    Mehmet, Veyislerden Delimamın kızı Nazike ile evlendi. Nazike Hanımdan 15 yaş daha küçük kardeşi Hayriye, Guycuların Süleyman'a vardığından Hacıguycu ile bacanak oldular. Yalnız bacanaklık durumunu Veyisoğlu Mehmet görmüş olamaz; çünkü anlatıldığına göre Cihan Harbinde kaldı....

    Mehmet ile Nazike Hanımın 1907 yılında Şerife, 1909 yılında İbrahim olmak üzere bir kızıyla bir oğlu dünyaya geldi. Hatırlanacağı üzere o sırada evde hayatta olan Şerife Nine vardı, kıza Onun adını vermiş olmalılar... Bu kızın da küçükken vefat ettiği anlaşılıyor...

    İbrahim'in adı ise hem dipdede Veyisoğlu İbrahim hem de Delimam dedenin adını hatırlatıyor... Babası harpte kaldığında 5-6 yaşlarında olan İbrahim bir bakıma kimsesiz kaldı. Çünkü bu arada amcaları da ölmüştü; üstelik kısa süre sonra Annesi de vefat etti. Bu dönemde Ona Dayısı Delimamın Ali sahip çıkmış, İbrahim onların yanında büyümüş. 

    Delibanlar

    Delikanlılığında 'Deliban' diyorlar, bu lakap ölene kadar adeta kendisine yeni ad oluyor. Dahası, kalabalık ailesinin adı 'Delibanlar' kalıyor.

    Delibanı İdirizler/Deligızların Fatma ile everiyorlar. Fatma Hanım anası kanalıyla Selimler/Çolömerlere bağlanır. Deligızınibram ve Kesginmahmutun da kardeşidir... Bu evlilik sayesinde Deliban; Emiraliler/Garaguzuların Ali ile bacanak oldu. Bir diğer bacanağı da Omarcıkların Gocaısmeyil, o öldükten sonra Yonuzların Halil'dir...

    Fatma Hanım beşinci çocuğunu doğurduktan kısa bir süre sonra vefat etti. 1944 yılıydı... Mehmet, Halil, Hüseyin ve Şemsi nispeten ele gelip bakılabilecek durumdalardı; ama Ayşe çok küçük olduğu için evlatlık verildi. Şemsi ise 1950'de kız iken vefat etti... Bu dönemde Delibanın Kütahyalı bir hanımla kısa süren ikinci evliliği oldu... Sonra Müdüroğluların Halilçavuş kızı Muzaffere ile evlendi. Ondan da sırasıyla Hasan, Fatma ve Hüseyin adlarında üç çocuğu oldu...

    İlk hanımından öksüz kalan büyük kızı Ayşe, Deligız Ninesinin adını almış. Evlatlık olarak verildiği Afyon'da, bir dönem Afyon Lisesi Müdürlüğü de yapan Öğretmen Mazhar Çevik ile evlenmiş. Bir kızı ve bir oğlu olan Ayşe Hanımın son olarak Bandırma'da yaşadığı öğrenilmiş... Muzaffere Hanımdan olan küçük kızı Fatma ise Yörüklerin İbrahim Demir eşidir...

    Delibanın oğlanlara gelince...

    Ağa Mehmet
    Büyük oğlu Mehmet 1933 yılında doğdu. Sıntırların İbrahim kızı Raike (Raziye) ile evlendi. Raike'nin anasıyla Mehmet'in babası emmi çocukları olduğunu hatırlamalıyız. Bu arada Gademlerin Banguşun Mevlüt ile bacanak oldular.

    Delibanın Mehmet, ömrü boyunca birçok lakapla vasıflandırıldı. En çok kullanılanı 'Ağa Mehmet'...  1930-40'ların moda bıyığından hiç bir zaman vazgeçmedi. Gocayusuf izne ayrıldığı zaman Belediye Başkanı olur, o kısa dönemdeki fötr şapkası ve malum bıyığıyla tam bir ağa duruşuna bürünürdü. Onun 'Ağa'lığı belki de daha önceye dayanıyordur da benim aklımda o duruşu kalmıştır, orasını bilemem...

    En çok kullanılanlar sıralaması yapılırsa 'Galle Mehmet' lakabı ikinciye gelir... Bir insanı neden çok sevilen (!) bir yemeğe benzetirler ki... Pazaryerinin en stratejik noktasında bulunan dükkanı özellikle Cumartesi günleri yoğun bir trafiğe sahne olurdu. Dükkanda sattığı şeyler nispet edilerek başka başka lakaplar da yakıştırılmış; Basmeci Mehmet, Yırtımcı Mehmet, Tüpçü Mehmet, Gazozcu Mehmet... Say say bitmez... Bir de 'Böcekçi Mehmet' var... Bu son lakabın gerekçesi, köyün en önemli gurtlugucak alıcı olmasıydı... Kısa süren sezonluk bir işti, yine de Ona lakap olmak için yeterliydi... Tabi bunların hiç biri 'Ağa Mehmet'in önüne geçemedi, bütün lakapları Ağa'nın gölgesinde kaldı...

    Ağa Mehmet'in üç oğlu ve bir kızı oldu; Halil, Saadettin, Sezer, Özer (Hüseyin)... Tek kızı Sezer, Arapların Gözelibanın Şükrü Tok eşidir... 

    Büyük oğlu Halil 1959 yılında doğdu. 70'lerdeki bir reklam karakteri sebebiyle 'Elmor' diye lakaplandı. Daha sonraları ise işinden dolayı 'Aşçı Halil' olarak bilinecektir. Hamdihocanın kızı Muhsine ile evlendi. Hatcamehmetin Hasan, Takgasların Demirci Hasan, Paşanın Gırgır ile bacanak oldular. Afyon'a yerleşti. Üç kızının isimleri Fatma, Dilek ve Didem Feride'dir. Fatma ile Feride Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Dilek ise Omracıkların Osman oğlu Feyzullah Sağlam eşidir... Aşçı Halil Afyon'da yerleşik olmasına rağmen, evini yaptı, şimdi Anıtkaya'ya dönme planları var...

    Ortanca oğlu Saadettin 1962 yılında doğdu. Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Kötühüseyin Dayısının kızı Emine ile evlendi. Mehmet ve Yetkin adlarında iki oğlu var; halen İzmir'de yaşıyorlar...

    Küçük oğlunu Ağa Mehmet kendisi Hüseyin diye çağırırdı. Herkes Özer olarak bilir; fakat arkadaşları 'Sütçü' demişler bir kere, şimdi asından daha çok o lakabıyla biliniyor. Anıtkaya dışından Firdevs ile evlendi... Babası Ağamehmet on yıl önce vefat etmişti, 2013 yılında annesinin de vefatından sonra Afyon'a taşındı. Bir kız ve bir oğluyla halen orada yaşıyorlar...

    Kesgin Halil
    Delibanın ikinci oğlu Halil, 1936 yılında doğdu. Belki de Dayısına nisbeten 'Kesgin' lakabı takıldı. Guycuların Süleyman kızı (teyzesinin kızı) Latife ile evlendi. Erken dönemde Afyon'a yerleşen Kesgin Halil'in iki oğluyla bir kızı oldu. Yaşlarına göre isimleri Yaşar, Gürcan ve Hüseyin'dir. Gürcan, Anıtkaya dışından Nuhlu bir beyle evlendi.

    Kesginin büyük oğlu Yaşar, Erkmenli Kezban Hanımla evlendi. Yasin, Fatih ve Halil adlarını verdiği üç oğlu da Anıtkaya dışından evliler; Afyon'da yaşıyorlar... Küçük oğlu Hüseyin ise Çavdarlılı İftar Hanımla evlendi. Abdullah ve Halil İbrahim adlarında iki oğlu var. Hüseyin de Afyon'da yerleşik... Babaları Kesginhalil 2019'da Afyon'da vefat etti..

    Hüseyin
    1938 Yılında doğdu Hüseyin... Guycuların İbrahim kızı Refiye ile evlendi. Daha yirmisine girmeden 1957 yılında bir cinayete kurban gittiğinde henüz çocuğu yoktu. Dul eşi Refiye, Kumartaş'a kocaya gitti... Özellikle Delibanlarda Hüseyin Dadak'ların çoğalması bu tarihten sonradır...

    Delibanın Hasan
    Muzaffere Hanımdan ilk çocuğu 1952 yılında doğdu. Adını Hasan koydukları bu oğlu, 'Delibanın Hasan' diye bilinecektir. Delibanın Hasan, Bodoğlunun kızı Gülümser ile evlendi; Körhalilin Halil İbrahim Kirkit, Gobakların Köreminin Ahmet Kupan, Mardakların Halil Saki ile bacanak oldular.

    Üç oğlu oldu; İbrahim, Vedat ve Sedat... Büyük oğlu İbrahim, İmam Hatip'te okuduğu günlerden itibaren 'İbanhoca' diye lakaplandı. Gasapların Körömer kızı Günay ile evlenen İbanhoca; Yılıkların Terzi Mehmet Öztürk, Tekirgızıların Ahmet Haykır ve Yörüğoğluların Cengiz Tüblek ile bacanak oldular... Mutlucan, Hasan ve Defne adlarında iki oğluyla bir kızı oldu. Mutlucan, Yumrukların Ali Osman kızı Selver ile evlendi. Anıtkaya'da oturuyorlar...

    Ortanca oğlu Vedat, Gasaphüseyin kızı Hatun ile evlendi. Bu evlilikte babalar hala-dayı çocuğu oluyor... Vedat'ın da Hasan, Hüseyin ve Aybike adlarında iki oğluyla bir kızı var. Kütahya'da yerleşik...

    Delibanın Hasan'ın en küçük oğlu Sedat, Bükürlerin Muammer kızı Satı ile evlendi ve yine Bükürlerden Menderes oğlu Hüseyin Ölçer ile bacanaktır. Bersu ve Gülümser adlarında iki kızı var; Anıtkaya'da oturuyorlar... Delibanın Hasan Dadak, 2018 yılında öldü...

    Hüseyin
    Delibanın en küçük oğlu 1958 yılında doğduğunda, henüz Hüseyin'in acısı tazeydi; bu yüzden Onun adını verdiler. Kirpitçilerin Cemal kızı Vildan ile evlenen Hüseyin'in ikisi kız biri oğlan üç çocuğu oldu. Büyük kızı Nazik, Tahtalının Mısdık oğlu Mehmet Ün eşidir. Küçük kızı Serpil ise Şampayaların Halil'in oğluna vardı...

    Oğlu İbrahim, Yumrukların Halil İbrahim kızı Çağla ile evlendi; Hüseyin adını verdiği bir oğlu var. Anıtkaya'da oturuyorlar...

    ***

    Veyisoğlu İbrahim'in torunları bugün Delibanlar adıyla karşımıza çıkıyor. 1934 Soyadı uygulamasında, Veyislerin bir başka kolu Daldalların soyisimlerinden biri olan DADAK'ı almışlar...



23 Mart 2023

Cavalar

    
    Kafkas kökenli Muhacirlerin Anadolu'ya göçü 18. yüzyıldan itibaren artarak hızlandı. 1850 sonrasında ise zirveye çıktı. 1865 Yılına kadar bir milyon Çerkes Muhacirin Anadolu'nun çeşitli illerine yerleştirildiği tahmin ediliyor. Devlet eliyle düzenli iskan bölgeleri oluşturuldu, yeni köyler kuruldu, arazi tahsisi yapıldı. Muhacir Çerkesler yeni yurtlarında yeni bir hayata başladı...Tabi her şey yolunda gitmiş değil; yerli halk ile sıkıntılar da yaşandı. Bu yüzden veya daha başka sebeplerle, tahsis edilen köyleri terk edip kendi başının çaresine bakmak isteyen Çerkesler de oldu. Bunlar aile veya gruplar halinde yahut bireysel olarak dolaşıyor, tutunabilecekleri yeni yerler arıyorlardı...

    1849 Doğumlu olduğu kaydedilmiş olan İbrahim Eğret'e geldiğinde sıcak karşılanmış olmalı. Tek başına buraya kadar gelebildiğine göre aklı eriyor demektir, belki yirmi yaşlarındadır... Öyle ise 1870 yılı filandır... Bir kaç kardeşi daha varmış, onlar Eskişehir tarafına yönelmişler... Kimlik bilgilerine göre babasının adı Abdullah, anasının adı ise Fatma... 

    Çerkes Muhacir Abdullah oğlu İbrahim, Apdıramanların Molla Mustafa kızı Ayşe ile evlenmiş. 1904 Nüfus kayıtlarında 'Abdurrahman Damadı' diye tanımlanmasının sebebi bu... Burada Apdıramanlar bağını biraz netleştirelim... Molla Mustafa, bu sülalenin kayıtlara geçmeyen önemli bir figürü... Hüseyin adlı oğluyla dul kalan Mehmet Abisinin hanımı Kezban ile evleniyor. Yeğeni ve oğulluğu Hüseyin, ileride Güdükahmetin dedesi olacaktır... Mollanın ise Kezban Hanımdan oğlu yok; ama tam onbir tane kızı olmuş. Belki çoğu da ölmüştür, tespit edilebilenler şunlar; Hacemirlahın ninesi, Çakırosmanın ninesi, Haytanın ninesi, Manavların Körmısdıfa anası ve Çerkez İbrahim'in eşi Ayşe...

    Çerkes İbrahim’in Apdıramanların damadı olmasıyla ilgili ailede anlatılan bir hikaye var. Buna göre Eğret’e geldiğinde Çerkezoğlu diye bilinen İbrahim Bükürlere bekar durmuş. Ağasıyla kırdan diken getirdikleri bir gün, araba devrilmiş. Bu sırf diken de olabilir, bol dikenli ot da… Devrilen arabayı yeniden yüklemek gerek. Ağası Çerkezoğluna yalınayak bu diken arabasını çinnettirmiş. Olanları uzaktan izleyen Molla Mustafa, o gün Çerkezoğlunu kafasına koymuş. Hacca niyetlenince ‘Dönemezsem kızlarımdan birini Çerkezoğluna verin’ diye vasiyet bırakmış. Dönemeyince Mollanın arzusunu İbrahim’e söyleyip ‘beğendiğin biriyle’ evereceğiz demişler. O da böyle olmayacağını, büyükler uygun görürse en büyük kızla evlenmesinin daha doğru olacağını belirtir ve Apdıramanların damadı olarak Eğret’e tamamen yerleşmiş olur.

    Ayşe Hanım ile Çerkes İbrahim'in dört çocuğu olmuş, bunların biri kız. Yaş sırasına göre isimleri Mustafa, Mehmet, Kezban ve Abdullah... Bu isimleri yorumlamak gerekirse; Kezban ile Mustafa, Ayşe Hanımın ana ve babası adı; Abdullah, İbrahim'in baba adı; Mehmet ise genç yaşta ölen Apdıramanların Mehmet... 

    Tek kızları Kezban 1885 yılında doğmuş ve Danaların İbrahim eşi olmuş, Keliban ile Dalmışın nineleri olacaktır... Onun Abisi, 1884 doğumlu Mehmet'in evlilik kaydı yok; ama yirmi yaşını aştığı sırada vefat ettiği not edilmiş... Kardeşlerin en küçüğü Abdullah ise 1895 yılında doğmuş. Onun hakkında bilgi yok. Yaşı itibariyle Cihan Harbi anaforunun yuttuğu canlardan biri olduğu anlaşılıyor... En büyük kardeş Mustafa ile devam edeceğiz, yalnız babaları Çerkes Muhacir İbrahim'in, yaşı altmışa dayanmışken vefat ettiğini belirtelim... Çocuklarını Apdıramanlar sülalesine dahil eden Mollamustafa kızı Ayşe Hanım ise 1926 yılında vefat etti. Öldüğünde 75. yaşını henüz aşmıştı...

    CAVA MISDIK

    Mustafa 1880 yılında doğdu. Çerkes Muhacir İbrahim'in nesli kendinden devam edeceğini, Cavalar sülalesinin atası olacağını bilemezdi. Mustafa'ya neden 'Cava' denildiği bilinmiyor; ama bu lakapla anılan ilk kişinin kendisi olduğu söyleniyor. Bu yüzden Cavaların atası diyoruz... (Bununla beraber Eğret’e gelen ilk dede Çerkezoğlu İbrahim’in de Cava diye lakaplandığına yönelik söylentiyi de belirtmeliyiz.)

    Gedikoğlu Halil kızı Ayşe ile evlenen Cava Mısdık için, yeni akrabalıklara kapı aralanmış oldu. Çünkü Ayşe Hanım, Hassönlerin atası kabul edilen ilk Hassön (Hacı Hüseyin) torunudur. Ayrıca anası itibariyle Daldallar/Veyislere de bağlanır. Bununla beraber Onu tam olarak tarif etmek istersek; Gasapların atası Resil, Gulizosmanın atası Mahmut, Çilmahmutun babası Hasan, Hassönlerin babası İbrahim ve Buruşak Mehmet'in kardeşleri olduğunu söylemeliyiz... 

    Cavanın iki kızı ve iki oğlu dünyaya geldi. Büyükten küçüğe isimleri; Ahmet, Fatma, Halime ve İbrahim'dir... Fatma 1903 yılında doğmuş, hakkında başka hiç bir bilgi yok. Küçük yaşta vefat etmiş olabileceği söyleniyor... Halime ise 1910 yılında doğmuş, Gobakların Halil İbrahim eşi oldu; Deliyakıp, Köremin, Gariban ve Apakın anasıdır... 

    Kaydı tutulmamış; ama Cavamısdık ve eşi Hassönlerin kızı Ayşe Hanımın 1920-25 yılları arasında vefat ettikleri düşünülüyor...

    1. Cavanın Ahmet

    Büyük oğlu Ahmet 1902 yılında doğdu. Küçüklüğünden itibaren babasına izafeten 'Cavanın Ahmet' diye lakaplandı. Hacapdıramanların Mehmethoca kızı Emine ile evlendi. Emine Hanımın tek erkek kardeşi Ali Osman harpte kalmış ama kız kardeşi çok, bu yüzden Cavanın Ahmet'in bacanakları; Yumrukların Musa, Arzıların Çolakmusa ve Gurugafa, İdirizlerin Sarımehmet...  Cavanın Ahmet'in ninesi de Apdıramanlardan olduğunu da unutmayalım...

    Emine Hanıma 'Gambıremine' diyorlardı, çünkü önceki evliliğinde (Hacımahmutların İbrahim eşiydi.) geçirdiği bir kaza sonucu beli sakatlanmıştı... 

    Yunan işgali sırasında 19-20 yaşlarındaydı. O yıllarda yaşadığı ilginç bir olay mahkeme kayıtlarına yansımış... Buna göre Cavanın Ahmet'in öküzünün teki kayboluyor. O günlerde işgalciler koşum hayvanı filan dinlemeyip yedikleri için, kayıp hayvanın peşine de düşmüyor doğrusu. 'Gavur yemiştir nasılsa' diye düşünüyor... Yunan gidip ortalık düzeldikten sonra insanlar da hareketlenmeye başlamış. Her nasılsa 1923 yılında yaza çıkarken Cavanın Ahmet'in yolu Kütahya Çalköy'e düşmüş. Belki pazara filan gittiydi... Kaybolan öküzünü orada görünce hemen tanımış... Ne yapsa da öküzü alamayınca adamı dava etmiş; tek isteği öküzünün alınıp kendisine iade edilmesi... 21 Aralık 1923 günü dava görülmüş; ama ne davalı ne de davacı gelmeyince geçici olarak durdurulmuş. Neticesi ne oldu, bilinmiyor...

    Dört oğlu oldu Cavanın Ahmet ile Emine Hanımın... Mustafa, Mehmet, Abdullah ve Ali Osman... Bu dört oğlana bakacağız... 'Deli Cava' diye de lakaplanan Ahmet, 1954 yılında vefat etti. Eşi, Hacapdıramanların kızı Emine Hanım ise kocasından sonra otuz yıldan fazla daha yaşamış ve 1988 yılında vefat etmiş...

    Mustafa
    Büyük oğluna, Molla Mustafa dedesinin adını vermişler; 1923 yılında doğdu.  Sarımehmetin kızı Kezban ile evlendi. 'Ölü Kezban' diye bilinen Kezban Hanım ile teyze çocuğu oluyorlar... Ayrıyeten Terlemezlerin Memişahmet ve Daldalların Hasan ile de bacanak oldular...  

    1948 Yılında doğan ilk oğulları Ramazan, Haydarın kızı Ümmühan ile evlendi. Ramazan'ın da 1969 yılında bir oğlu oldu, adı Ahmet... Erken dönemde İzmir'e giden Ramazan, oğlunu Hacemirlahın Şaban kızı Ömrüye ile everdi. Şimdi onların da iki oğluyla bir kızı var... Ramazan, oğlu ve torunlarıyla halen İzmir'e yerleşik...

    Küçük oğlu Tahir 1952 yılında doğdu. Gocaosmanın Delimehmetin kızlığı Şerife ile evlendi. Mustafa ve Ömür adlarında bir oğluyla bir kızı var. Ömür, Arzıların Alessan oğlu Ahmet Tüblek eşidir. Aranırsa aralarında İdirizlerden bir akrabalık bulunur... Mustafa ise Gugukların Sünnü kızı Atike ile evlendi... Tahir ve ailesi Anıtkaya'da oturuyorlar...

    Cavanın Mustafa, 1989 yılında 66 yaşındayken vefat etti... Eşi Kezban Hanım ise 2017'de vefat ettiğinde 86 yaşındaydı...

    Mehmet
    Cavanın Ahmet'in ikinci oğlu Mehmet 1933 yılında doğdu. Arapların Bezekinin beş kızından biri olan Ayşe ile evlendi. Kantinin Osman, Gavureyübin Celil, Tongulların Gociban ile bacanak oldular... Hatice ve Ahmet adını verdiği bir kızıyla bir oğlu doğduktan sonra ayrıldılar... 

    İkinci olarak Gavalcıların Hüseyin kızı Ayşe ile evlendi. Bu evlilik yoluyla oluşan bacanakları ise; Capbağın Mustafa Külte, Turabilerin Yusuf Külte, Bulduğun Mehmet Saçak, Tomanın Ahmet Köz ve Hüseyin Köz, Mandanın Saadettin Öztürk ve Şeytanhasanın Ahmet Can... İkinci eşi Ayşe Hanımdan da Kadir, Havva ve Fadime adlarında üç çocuğu oldu.

    Büyük kızı Hatice, Tülümuratın Halil Azbay eşidir. Annesi, babasından ayrıldıktan sonra Tülümurata varmıştı; Hatice de yanında tay gitti. O evin önceki hanımından olan Halil ile başgöz edildiler... İkinci hanımından büyük kızı Havva, Seydilerin Veysel oğlu Seydi Yavuz eşidir... Küçük kızı Fadime ise Abdullah Amcasının Manisa'da oturan oğlu Mustafa'ya vardı...

    Büyük oğlu Ahmet erken dönemde Afyon'a yerleşti. Tomanın Ahmet kızı Sunay ile evlendi. Ne de olsa babalar bacanak oluyor... Mehmet, Emrah ve İbrahim adlarında üç oğlu olan Ahmet, 2004 yılında vefat etti. Çocukları Afyon'da yaşıyorlar...

    Mehmet'in küçük oğlu Kadir 1966 yılında doğdu. Seydilerin Veysel kızı Havva ile evlendi. Kardeşi Havva da Seydi eşi olduğu için, onlarınki tam bir değişik usulü evliliktir... Erken dönemde İzmir'e yerleşen Kadir'in Ayşe, Selin ve Simge adlarında üç kızı oldu. Emekli olup kızları da Afyon'a gelince, onların peşinden kendisi de Afyon'a taşındı...

    Cavanın Mehmet 1990 yılında vefat etti. İkinci eşi Ayşe Hanım ise kendisinden 33 yıl sonra, 2023'te öldü...

    Abdullah
    1939'da Doğan üçüncü oğluna dipteki Çerkes dedenin adı olan Abdullah ismi verilmiş. Bir zaman 'Çatlak' tabiri yakıştırıldıktan sonra hep bu lakapla anıldı. Dilsizmahmut kızı Satı ile evlendi ve böylece Çolağüseyin  ve Timitiri ile bacanak oldular. Bir dönemden sonra Manisa'ya yerleşti ve orada 1976 yılında vefat etti... Eşi Satı Hanım ise yine Manisa'da 2023'te öldü...

    Beş çocuğu oldu Abdullah'ın, biri kız; Halil, Ahmet, Mehmet, Ayşe ve Mustafa... Ayşe, Çolağüseyinin yani teyzesinin oğlu Garani (Veysel Ildız)a vardı.

    Büyük oğlu Halil 1952 yılında doğdu. Garahmetin Halil kızı Hüsniye ile evlendi. Akkaşların Halil İbrahim, Deliyakıbın Aziz ve kendi kardeşi Ahmet ile bacanak oldu. Çocukları olmadı, Manisa'da 2022'de vefat etti...

    İkinci oğlu Ahmet, 1955 yılında doğdu. Garahmetin Halil kızı Ayşe ile evlenip abisi ile bacanak oldu. Dilek ve Murat adlarında bir kızıyla bir oğlu oldu. Halen Manisa'da yaşıyorlar...

    Üçüncü oğlu Mehmet 1958 doğumlu... Mehmet Garibanın kızı Halime ile evlendi. Adını aldığı Halime Ninesi, Mehmet'in de büyük halası olur... TSK'da çalışırken bu rütbeden emekli olduğu için daha çok 'Başçavuş' lakabıyla tanınırdı. Bir kız ve bir oğlu oldu, emeklilikten sonra Anıtkaya'ya yerleşti. Oğlu Abdullah Afyon'da yaşıyor; Başçavuş ise kah Afyon'da kah Anıtkaya'da yaşıyorken 2023'te vefat etti...

    Abdullah'ın en küçük oğlu Mustafa, Mehmet Emmisinin kızı Fadime ile evlendi. Satı Süeda ve Zeynep adlarında iki kızı var; Manisa'da yaşıyorlar...

    Ali Osman
    Cavanın Ahmet'in en küçük oğlu Ali Osman 1941 yılında doğdu. Bu isim verilmesinin sebebi, ailenin tek erkeği iken Cihan Harbinde şehit olan dayısıdır...  Deligızların Kesgin kızı Melahat ile evlendi, kısa süre sonra ayrıldılar. Bir daha da evlenmedi, ömrünün geri kalanında yalnız yaşadı, 2005 yılında vefat etti... 

    2. Cavanın İbram

    Cavamısdık küçük oğluna, dedesi Çerkes Muhacir İbrahim'in adını koydu. 1913 Yılında doğan İbrahim de babasının lakabıyla anıldı, yani 'Cavanın İbram' derlerdi. Buruşakmehmetin ikinci hanımından olan Kezban ile evlendi. Kezban Hanım, Suguşu ile ana-baba bir; Tatıresil, Gecegondu, Buruşakcemal ve Kırtümmetle baba bir kardeştir... Cavanın İbram, Hacızekeriye ile de bacanaktır... Ayrıca Cavanın Annesinin de Hassönlerden olduğunu hatırlatırım... Çocuklarından aşağıda bahsedeceğiz; Cavanınibram 1983 yılında, eşi Kezban Hanım ise 2002 yılında vefat ettiler...

    İbram ile Kezban Hanımın dört çocuğu oldu: Mustafa, Ahmet, Ayşe ve Şahin...  Tek kızı Ayşe 1949 yılında doğdu. Körkemalin Salih Kaçmaz'a vardı... İkinci oğlu Ahmet ise 1946 yılında doğmuştu. Yakalandığı bir hastalıktan kurtulamadı ve 1963 yılında genç yaşta bekar olarak vefat etti...

    Cavanın İbram 1933'te doğan büyük oğluna kendi dedesinin adını koydu. Mustafa önce Gocaguliz kızı Fadime ile evlendi, geçinemeyip ayrıldılar. Sonra Olucaklı bir hanım ile evlendi, ondan Ahmet ve İbrahim adını verdiği iki oğlu dünyaya geldi. Geçimsizlik bu evliliğine de sirayet etti, ayrıldılar. Son zamanlarında Doğu vilayetlerin birinden üçüncü hanımını aldı... Oğullarını da bu son hanımının kardeşleriyle everip bacanak oldular. Mustafa 2010 yılında vefat etti; ama daha babasının sağlığında Ahmet Afyon'a yerleşti, halen orada yaşıyor. Küçük oğlu İbrahim Anıtkaya'dan ayrılmadı, altı çocuğu oldu. Son yıllarda çevre köylerin birine taşınıp çobanlık yaptığı bildirildi...

    Küçük oğlu Şahin ise 1952 yılında doğdu. Patlakların Davılcıibram kızı Ulviye ile evlendi. Garadelinin Ahmet ve Melezin Ahmet ile bacanak oldular... Şahin'in Muradiye ve Suna adlarında iki kızı oldu.  Muradiye, Buydeycigadirin Selahattin oğlu Kadir Dadak eşidir. Suna ise Anıtkaya dışına gelin oldu.... Cavanın İbramın küçük  oğlu Şahin de 2018'de vefat etti, hanımı Anıtkaya'da oturuyor...

    ***

    Çerkez Muhacir Abdullah oğlu İbrahim 19. yüzyılda Eğret'e gelip tutundu. Çocukları Cavalar sülalesini oluşturdu. Abdullah, İbrahim, Ahmet, Mustafa adları bir döngü olarak hala yaşatılıyor. 1934 Soyadı uygulamasından itibaren ER soyismini kullanıyorlar.



18 Mart 2023

Éseler

 
    Yirminci yüzyıl başları ve önceki yüzyıl kayıtlarında görülmeyen isimlerden biri İsa... Eski zamanlarda ve günümüzde çok yaygın olmasına rağmen, sözünü ettiğimiz dönemde rastlanmayan isim çok yok. İşte İsa da onlardan biri. Oysa konumuzu teşkil eden Éselerin hikayesi İsa ile başlıyor...

    1887 Yılında doğmuş... Buna rağmen 1904 tarihli kütükte görünmemesinin sebebi o vakit henüz Eğret'te bulunmamasıdır. Çünkü Emirdağ'ın Davulga Köyünden idi ve orada doğmuştu. Eğret'e gelmesi için biraz büyümesi gerekecekti.

    Bayram oğlu İsa'nın, Cihan Harbi yıllarında Eğret'e geldiği sanılıyor. Köy işgale uğradığı yıllarda İsa'nın Eğret'te bulunduğu, hatta çoğu duyurunun O'na yaptırıldığı, bu yüzden kendisine 'tellal' da dendiği belirtiliyor. 

    İsa, İdirizlerden Onbaşıoğlu Hasan'ın ortanca kızı Hatice ile evlendi. 'Yanal Hatca' lakaplı Hatice Hanım ile evlenince Gocaosman ile bacanak oldular. Sonra Müdüroğlu Mehmet Ali'yle de bacanak olacak...

    Ése Dayı

    Bu arada kendisinden küçükler 'Ése Dayı' demeye başlıyor. Onların böyle hitabı 'İsa' isminin Eğret'teki telaffuzu biçiminde yorumlanmış. Ése Dayı ile Yanal Hatcanın uzun süre çocuğu olmamış; yahut doğan yaşamamış. Bu böyle olmayacak diye bir oğlu doğduğunda Temtemlerin Odada o anda bulunan misafirin adını koymuşlar. Çocuğa misafirin adını vermek uğur getirir diye düşünülüyormuş. Ayrıca misafire hürmet ve ikram Kuran'da çok defa emredildiği için böyle bir davranışın dua hükmüne geçeceğini düşünmüş olabilirler. O zamanlar çok yaygın olan bu usül işe yaramış. Ésenin Yusuf'un hikayesi böyle... Sonra doğanlar da yaşamış; tam altı çocukları olmuş. Yusuf'tan sonra sırasıyla Hasan, Hüseyin, Bayram, İbrahim ve Gülsüm doğmuş...

    Çocukların okul kaydında baba adı 'Hese' yazıyor. O halde adının İsa olduğu, Eğret'te bu isim Ése biçiminde söylendiği için dönüştüğü, bunun da sülale adı olarak kaldığı hususu söylentiden öteye geçmez. Öyle olsaydı başka İsa'lara da Ése derlerdi. Varacağımız sonuç şu: Davulgalı gencin adı Hese idi, Eğretliler Ése biçiminde söylediler. Çocukları bu ismi kendi çocuklarına İsa olarak vermek istediler... 

    Hese Türkiye'de çok kullanılan bir isim değil. Konya merkezli dar bir alan düşünelim, güneyde Antalya'nın bir bölümü ile kuzeyde Emirdağ'ın altındaki küçük bir kaç köyü içine alan çok dar bir bölge... O köylerin içinde Davulga da var... Nüfus kayıtları incelemesi sonunda toplam 17 Hese tespit edilmiş, hepsi de bu bölgeden... Belki Hese adlı 17 kişinin birisi de bizim Ése Dayıdır. Yalnız, zannedildiğinin aksini Hese, İsa'nın dönüştürülmüş hali değil. Dilbilimciler onu köken olarak Hasan'a bağlıyor...

    Ése Dayının galiba kronik bir gaz sıkıntısı bulunuyormuş. Tenha yerlerde zorlamasız sesli sesli yellenirmiş. Bu yüzden 'Zartlakçı Ése' diye lakaplandığı da söyleniyor. Bir keresinde Örenlerden Köye gelene dek, şu kadar olur, bu kadar olur diye iddiaya girmişler... Ése Dayı kazanmış... 22 Mart 1947 günü Ése Dayı vefat ediyor...

    Ése Dayının altı çocuğunun incelemesine geçebiliriz. Tek kızı Gülsüm, altı kardeşin en küçüğüdür; 1943 yılında doğmuş. Neden bu isim verildi diye çok düşünmeye gerek yok; Yanal Hatcanın ninesinin adıdır. Hatırlanacağı üzere kardeşi Zağar Ayşa da bir kızına aynı adı vermiş ve o Gülsüm Çakıriban eşi olmuştu... Ésenin Gülsüm, önce Velciklerin Sucu Abdurrahman'a vardı. Ondan ayrıldıktan sonra, o sırada dul kalan Tellilerin Halil ile evlendi... Konuşurken iki dudağını birbirine değdirmemesi ve çocukken bizi 'guzu! guzu!' diye bağrına basmasıyla aklımda kalmış...

    Yusuf

    Büyük oğluna Yusuf adını verdiğinin hikayesi yukarıdaydı... 1927 doğumlu Yusuf, önce Gıdilerden Fadime ile evlendi. Fadime Hanım Hacıhasan çocuklarından Mustafa oğlu Ahmet'in kızından torunudur. Gıdiler sülalesinde o kolun son temsilcisidir,  Sıntırların Kelhasan (Hasan İnanır) ile de teyze çocuklarıdır...

    Fadime Hanım mevzusunu biraz açalım... Gıdilerin Mustafa oğlu Ahmet'in kızı Satı, önce Mardakların Mustafa oğlu Halil ile evlendi. Kocası Cihan harbinde kalınca, İsmail adında başka birine varmış. Berberoğlu İsmail, aslen Kütahyalı bir ailenin çocuğu olarak yüzyıl başlarında Eğret kütüğüne kaydedilen garip bir çocuktur. Hanede kendinden başka kimse bulunmayan 11 yaşındaki bu çocuk, Satı Hanımın dul kaldığı yıllarda büyüyüp evlenecek çağa gelmişti ve evlendiler... Ahmet adında bir oğulları ve Fadime adında bir kızları olduktan sonra ana baba ve oğlan çocuğu iki yıl içinde vefat ettiler. En sonunda Satı Hanım vefat ettiğinde kızı Fadime iki yaşındaydı. İşte Yusuf'un eşi, hem yetim hem de öksüz olan bu Fadime'dir...

    Neticede bir çocukları oluyor ve 1947'de Yusuf askerde... Bu arada aynı yıl babası Ese Dayı ve taze çocuğu (büyük ihtimal İsmail) vefat ediyorlar. Ardından 1948'de ise eşi Fadime Hanım vefat ediyor...

    Fadime Hanım Gıdilerin o kolunun tek varisiydi... Sahip olduğu her şey bütün olarak Yusuf'a kaldı. Onlardan biri olan evini Yusuf, Gobakların Garaiban (İbrahim Kopan)a satmış...

    Fadime Hanımın vefatından sonra, ikinci olarak  Bilallerin Ercep kızı Muzaffere ile evlendi. Körahmetin İbrahim Çotak ve Bayramgazili Sığırcı Kelosman (Osman Altınbaş) ile bacanak oldular...

    Üç oğlan ve bir kızı oldu. Tabi bir o kadar da küçükken ölen var. 1950'de doğan ilk kızına yeni vefat eden ilk karısının adını vermiş, ama Fadime üç yaşında ölmüş. Sonraki kızı Kezban 1963'te doğmuş ve hemen yaşına girince ölmüş. 1968 Yılında doğan oğluna İsmail adını vermesi manidardır. Fadime Hanımdan olup tazeyken ölen oğlunun adı olmalıdır, malesef bu İsmail de altı aylıkken ölüyor. Hemen ondan önce 1967'de doğan Zafer ise delikanlılık çağına kadar yaşamış ve 1986 yılında vefat etmiş. Hayatta kalanların yaş sırasına göre isimleri; İsa, Aliye, Hüseyin, Recep... İsa ile Recep belli, iki dedenin adı... Aliye, Hatca Ninenin anası adı... Hüseyin ise, tipide vefat eden Ercebinüseyin Dayının adı...

    Dört çocuk olduktan sonra Yusuf Eğret'ten ayrılıyor. Önce Altıntaş/Çakırsaz taraflarına gidiyorlar, mesela Zafer orada doğuyor; sonra İzmir... İzmir'e yerleştikten sonra Aliye, Anıtkaya dışından bir bey ile evleniyor. Yalnız bu bey büsbütün Anıtkaya'dan bağımsız değil; Mılıklar'a gelin giden Aliefenin torunu Suzan'ın evlatlığı oluyor...

    Büyük oğlu İsa, 1954 yılında doğdu. Bilallerin Demircimısdık kızı Gülsüm ile evlendi ve Çulluların İbrahim Haykır ile bacanak oldular. Hakan, Serkan, Yasemin ve Merve adlarında dört çocukları var. Hakan, Feyzullahın Bekçiabdullah kızı Hacer ile evlendi... İzmir'de yerleşikler...

    Ortanca oğlu Hüseyin 1958 yılında doğdu. Daldalların Gıdakömer kızı Fatma ile evlendi; Akkaşların Nurettin ile bacanak oldular... Özkan, Fatih ve Yusuf adında üç oğlu var. Özkan ile Fatih Anıtkaya dışından evlendiler... İzmir'de oturuyorlar...

    Küçük oğlu Recep İzmir'de oralı bir hanımla evlendi. Halen Atakan adını verdikleri bir oğullarıyla İzmir'de yaşıyorlar...

    İkinci eşi Muzaffere Hanım da 1997 yılında vefat etti. Esenin Yusuf ise ondan sonra bir müddet daha yaşadı ve 2013 yılında vefat etti...

    Hasan

    Ésenin ikinci oğlu Hasan... Bu, Yanal Hatcanın babası Onbaşıoğlu Hasan'ın adıdır... Gocaosmanın, yani teyzesinin kızı Atike ile evlendi. Osman, Aytek, Ramazan ve Adem adlarında dört oğlu oldu. Erken dönemde İzmir'e taşındılar. Oğlanlar orada Anıtkaya dışından hanımlarla evlendiler. Osman, Tireli Fadime Hanımla evlendi. Çocuğu olmadı, o halde karı koca ikisi de 2011'de vefat ettiler.... Aytek'in hanımı Evcilerli... Ramazan ise Akhisar'dan evlendi; Betül, Atike ve Tuğba adlarında üç kızı var, kendisi 2023'te vefat etti... Adem'in eşi Uşaklı ve Buket adında bir kızı var... İzmir'de oturuyorlar... Esenin Hasan 2020 yılında İzmir'de öldü...

    Hüseyin

    Ésenin Hüseyin 1935 yılında doğdu. Körahmetin kızı Kezban ile evlendi. Onlar da İzmir'e erken yerleştiler. Çocukları olmadı, Metin'i evlat edindiler. Kantinlerin Mevlüt kızıyla evlenen Metin halen İzmir'de yaşıyor... Emeklilik sonrası yılın yaz günlerini karı koca Anıtkaya'da geçirirlerdi. Vefatlarına kadar bunu hiç aksatmadılar. Sıcak yaz güneşinden korunmak için başına geçirdiği yazlık fötr şapkasıyla dikkat çekerdi. İnsanlar kızdığı, moralinin bozulduğu zamanlarda değişik hareketler yaparlar. Ésenin Hüseyin ise öfkelenince bir türkü tuttururdu; değişik bir adamdı... 2011'de kendisi, 2022'de eşi vefat etti...

    Deli Bayram

    'Deli Bayram' derlermiş... Lakabını bir yana bırakırsak, Ésenin baba adının Bayram olduğunu bir kere daha hatırlamalıyız, dolayısıyla 1940 yılında doğan bu oğluna da babasının adını koymuş... Hatcamehmetin kızı Ayşe ile evlendi. Dört çocukları var; Gülfidan, Meryem, Serpil ve Murat... Üç kızdan sonra doğan oğullarına Murat ismi vermeleri gayet anlaşılır... Bunda Hatcamehmetin Hacımurat  orunu olmasının da payı bulunabilir... Murat henüz bekar... Kızlar ise; Gülfidan, Kelyusufun İbrahim Yakışır eşidir... Meryem, Anıtkaya dışına gelin oldu. Serpil de Güdüğizzetlerin Fahrettin Sağlam eşi... Delibayram 2014'te vefat etti, çocukları İzmir'de oturuyorlar...

    İbrahim

    1942 yılında doğan en küçük oğlu İbrahim 'Éselerin İban' diye bilinirdi. Kardeşleri gibi O da erken dönemde İzmir'e gitti. Konyalı Ayşe Hanım ile evlendi. Aynur, Hatice, Kezban ve Erdoğan adlarında dört çocuğu oldu. Kendisi, anası sağ iken bir süreliğine Anıtkaya'da yaşadı. O sıralarda psikolojik rahatsızlıkları olduğu gözleniyordu. Sonra ortalıkta görünmez oldu. Üç kızı Konyalı beylerle evlendi; Erdoğan ise yine Konyalı bir hanımla evlendi. Bu evliliklerde Ayşe Hanımın etkisi seziliyor... Eseniniban 2008 yılında vefat etti, çocukları İzmir'de yaşıyorlar...

    Emirdağlı Tellal Ese Dayı 1947 yılında 60 yaşında vefat etmişti. Karısı Yanal Hatca daha uzun yıllar yaşadı. Neredeyse Ese Dayıdan kırk yıl sonra, 1986'da vefat etti...

    1934 Yılındaki Soyadı uygulamasında Ése, ailesine soy ismi olarak ÇINAR'ı almış. Sonra nedense bunu EMİŞ ile değiştirmişler. En sonunda EMİNÇ'te karar kılınmış, halen bu soyadını kullanıyorlar...



16 Mart 2023

Omarcıkoğlu Ali

     
    Omarcıkoğlu Mehmet'in dört oğlu Omarcıklar sülalesinin tamamını oluşturuyor. Bunları hatırlamak gerekirse; küçüklerden başlayarak Hasan çocukları, Sağırmahmutlar/Ahmetçavuşlar; Mustafa çocukları, Arebeciler; Ömer çocukları, Emetilere uzanır. 

    Büyük oğlu Hüseyin'e gelince, Onun da üç oğlu vardı. Küçük Abdullah'tan yola çıkarak; Gocahüseyin, Gocapdılla, Feyzullah ve Bödüye; Ortanca Mehmet'ten ise Altındiş, Arap ve Güdüğizzete varılır. Geriye kalan üç kardeşin büyüğü Ali'den ise Gıralilere...


    Omarcıkların Hüseyin oğlu Ali, 1859 yılında doğdu. Ona bu ismi vermelerinin sebebi, genç yaşta ölen Ali Emmisi olduğu anlaşılıyor. Şemsi adında bir hanımla evlendiği kayıtlara geçmiş; ama 1904'te hayatta olmadığı için Şemsi Hanımın kimlerden olduğu bilinmiyor. O yıllarda bu isme sık rastlanan sülale Veyisler/Daldallar... Bir de Keçilerde görülmüş... Bununla beraber Omarcıkoğlu Ali'nin ilk eşi Şemsi Hanım şunlardandır, diye net bir ifade kullanamayız...

    İki kızı ve bir oğlu oluyor; 1888'de Emine, 1889'da Havva ve 1891'de İbrahim doğmuş. Sonra Şemsi Hanım vefat etmiş. Ali, ikinci olarak Mehmet kızı Ümmühan ile evleniyor. Ümmühan Hanım, dipteki Keçimehmetin kızı, Ahmet ve Guldurarifin kardeşidir... Şemsi Hanımın ölümüyle Ümmühan Hanımı alması arasında ne kadar süre var, o da belli değil...

    İkinci hanımından da iki oğlu ve bir kızı oldu; 1904 yılında İbrahim, 1908'de Selvere ve daha sonra da Ömer doğuyor... Burada ilginç bir durum göze çarpıyor. İki hanımından birer oğluna aynı ismi vermek... Üstelik bu, Omarcıklarda pek karşılaşılmayan İbrahim adı... Buradan, merhume Şemsi Hanımın baba adı İbrahim olduğu sonucuna gidilebilir; ama ikinci oğluna da aynı adı vermesi yine de açıklanamaz. Ümmühan Hanımın dedesi Selimoğlu İbrahim'in bunda katkısı da düşünülebilir...

    Aralarında 13 yaş farkı bulunan İbrahim kardeşlerin en mantıklı açıklaması şöyle olabilir: Kayıtlar yazıldıktan hemen sonra büyük İbrahim 13-14 yaşında vefat etti. Bu arada kardeşi doğunca onun adını verdiler; ama büyüğü kayıttan düşmeyi unuttular. Nitekim, büyük İbrahim o kadar unutulmuş ki evlilik, ölüm, boşanma gibi hiç bir kaydı bulunmuyor. Dahası, Onun hakkında kimse bir şey bilmiyor... (1891 Doğumlu büyük İbrahim, Cihan Harbinde kalmış da olabilir; bizim tartıştığımız aynı adlı iki kardeşin varlığıdır.)

    Kayıp İbrahim dışındaki diğer çocukları ayrıntılı olarak incelenecek olan Omarcıkoğlu Ali, 1933 yılında 74 yaşındayken vefat etti. Sonraları kendisine Keçigızı lakabı takılacak olan eşi Ümmühan Hanım ise 1952 yılında vefat etti...

    Omarcıkoğlu Ali'nin kızlara bakalım... Şemsi Hanımdan büyük kızı Emine, Apdıramanların Mustafa'ya vardı; Yenialinin anasıdır, oğluna kendi babasının adını vermiş. 1956 Yılında vefat etti... Emine'den bir yaş küçük kızı Havva ise Hatiplerin Mollaosmana vardı. Kaynanası Gülsüm Hanım aslında Havva'nın halasıydı, yani Mollaosman ile hala-dayı çocuğu oluyorlar; ama yine de ayrıldılar. Sonra Melez diye lakaplanan Arif Seçen eşi oldu. Babasının ikinci eşi Ümmühan Hanımın Ahmet Abisinin oğludur Melez. Yani Havva Hanım, halasının oğlundan ayrılıp üvey dayısının oğluyla evlendi; 1988 yılında vefat etti... En küçük kızı Selvere, İdirizlerin Gocaosman oğlu Delimehmetin ilk hanımıdır. Çevresinde çok sevilen biri olarak taze gelin iken vefat etti. Omarcıklar sülalesinde Selver/Selvere isminin yaygınlaşmasına sebep bu hanımdır...

    İbrahim

    Kızlarının durumunu inceledikten sonra, şimdi Omarcıkoğlu Ali'nin oğullarına geçebiliriz. Büyük İbrahim hakkında söylenmesi gerekenler söylendi, şimdi Ümmühan oğlu İbrahim'e gelelim.

    İbrahim 1904 yılında doğdu. Gavalcıların Halil kızı Şerife ile evlendi. Şerife Hanım, Bokuşağın kardeşidir. Ayrıca baldızı Fatma dolayısıyla önce Cingenalilerin Ali Osman, sonra da Velcikler/Gugukların Hasan ile; diğer baldızı Hanife sebebiyle de Turabilerin Külcü Ahmet ile bacanak oldular...

    Gır Ali
    Zehra ve Ali adını verdiği bir kız ve bir oğlu oldu. Zehra, yine Omarcıklardan Arabın Berberhüseyin eşi oldu. 1929 Yılında doğan oğluna Ali adını koydu. Omarcıklar tarihinin bu üçüncü kuşak Ali'si zamanla 'Gır Ali' olarak lakaplanacak ve bu lakap ailesinin adına dönüşecektir. Yalnız annesi Şerife Hanım, oğlu dört yaşındayken 1933 yılında vefat etti...

    Öksüzler de büyür... Gırali büyüyünce, Tekelilerin Mustafa kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım, Gocagafa ve Pangecinin kardeşidir. Ayrıca Yahyaların Gocamat ile bacanak oldular...

    Oğlu Gırali askerdeyken, Omarcıkların İbrahim görme yetisini büyük ölçüde kaybetti. 1950 Yılında olması lazım, Omarcık taraflarında söğüt keserken aniden ortaya çıkan talaz/anaforun içinde kalmış. Gözlerini oğuşturunca, ne varsa içine kaçmış. Bu yüzden oluşan enfeksiyon sonucu kör olduğu yorumlanıyor. Gırali askerden geldikten sonra tedavi yollarını araştırdıysa da geç kalınmış...

    Ümmühan Hanımla Gıralinin Mahmut, Ömer, Şerife, Selver ve İbrahim adlarında üç oğlan ve iki kızı oldu. Şerife Sadıkbey'e gelin gitti. Selver ise Çakırların Muharrem'in Musa Erdem eşidir...

    Büyük oğlu Mahmut 1954 yılında doğdu. Kemiklerin İbrahim kızı Nazik ile evlendi. Elveda ve Ümmühan adında iki kızı Anıtkaya dışına gelin oldular. Mahmut, halen Afyon'da oturuyor...

    Ortanca oğlu Ömer 1959 yılında doğdu. İzmir'e yerleşti ve orada Turgutlulu Neslihan ile evlendi. Ümmühan adını verdiği bir kızı dünyaya geldi. İkinci hanımı Kozlucalı Ümmühan idi. Ondan da iki kızı ve bir oğlu dünyaya geldikten sonra 2018'de Ümmühan Hanım vefat etti. Ümmühan, Hülya ve Melek olmak üzere üç kızı da Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Oğlu Ali ise Bakkalsarının Osman oğlu Tahir Akyol kızıyla evli... İzmir'de oturuyorlar...

    Gıralinin küçük oğlu İbrahim ise 1975 doğumlu... Tam da İbrahim dedesinin öldüğü sene doğunca onun adını vermişler... Evin küçüğü olarak Anıtkaya'dan ayrılmadı. Karacahmetli Emine ile evlendi. Ali, Sılanur ve Damlasu adlarında üç çocuğu var. Halen Anıtkaya Sanayisinde esnaf...

    Gırali 2018 yılında doksanına yaklaştığı sene vefat etti. Eşi Ümmühan Hanım ise 2023'te öldü...

    Godal Ömer

    Omarcıkoğlu Ali'nin, iki İbrahim'den sonraki üçüncü oğludur. 1911 yılında doğdu. 'Godal Ömer' diye lakaplanmış; çok erken dönemde Eğret'ten ayrıldığı için hakkında fazla bilgi yok...

    Eğret'ten ayrılmasına sebep olarak başarısız kalmış bir kız kaçırma olayı gösteriliyor. Bu vukuatın husumete sebep olmasından çekinen büyükleri, köyü terk etmeye teşvik etmişler ya da zorlamışlar, her neyse... Godal bunun üzerine İzmir taraflarına kaçmış...

    Gittiği yerde (Cumaovası) oralı Halise Hanımla evlenmiş; Ahmet ve Selver adlarında bir kızı ile bir oğlu olmuş. Bu çocuklar, bir vakitler babalarının memleketini ziyaret ederlermiş; ama uzun zamandır bunlardan da haber yokmuş... Selver'i bilmiyoruz; ama biz Ahmet'in izini bulduk. 2018'de 68 yaşındayken İzmir'de vefat etmiş... Babası Godalömer ise Ahmet beş yaşındayken 1955 yılında vefat etmiş...

    ***

    Omarcıkların temel soyadı kabul edilen SAĞLAM, Gıralilerin de soyismidir. Bu kolda dikkatlerden kaçmayan isimler olarak İbrahim, Ali ve Selver öne çıkıyor. Her birinin hikayesi yukarıda var...




15 Mart 2023

İdirizler - Onbaşıoğlu

    
    İdirizlerin sonuna gelirken, 1840'lardaki tabloya tekrar göz atalım... İdrisoğlu Mustafa'nın Şerife ve Sultan adlı iki hanımından altı çocuğu var. İdris, Ümmühan ve Emine Şerife Hanımdan; İbrahim, Mehmet Ali ve Ömer ise Sultan Hanımdan.

    İki kızdan büyük olan Ümmühan Kinislere gitti, Kumpirhasanın ninesidir... Küçük Emine ise Çalıklara gelin gitti, Gödemehmetin karısı Emine'nin ninesidir... İdris'in büyük oğlu Sarımehmet ve küçüğü Gocaosman olduğunu gördük. Şerife Hanımdan olan üç çocuğun durumu böyle... Sultan Hanımdan olan diğer üç çocuk ise... İbrahim çocukları Deligızlar ve Hamsinci, Ömer çocukları ise Sarıömer olarak günümüze geldiler. Geriye sadece Mehmet Ali kaldı...

    Mehmet Ali'yi kardeşlerinden ayıran husus, onun bir süreliğine Afyon macerası yaşamış olmasıdır. Şehre yerleşmesiyle ilgili hiç bir ayrıntıyı bilmiyoruz. Gidişinin hangi yıllara rastladığını, bu sırada evli mi bekar mı olduğunu, neden gittiğini, bir şeyden mi kaçtı yahut maişet kaygısıyla mı hareket etti, yoksa sırf macera olsun diye mi Afyon'a taşındı... Bütün bunlar hakkında bir şey bilinmiyor... 

    Afyon'da ne kadar kaldığı da bilinmiyor; 1904 kayıtları tutulduğu sırada Eğret'e geri dönmüş oldukları kesin... Bütün çocukları Afyon doğumlu oldukları görülüyor, ama bunda bir yanlışlık olabilir. 1892 Tarihli bir tereke davasında şahitlik yaptığına göre bu tarihte Eğret'te bulunduğuna hükmedebiliriz. (Aynı davanın diğer şahidi Elciklerin İbrahim, yani Naymelerin dedesi; bu bilgi lazım olacak.)... Tahmini olarak söyleyebiliriz ki; İdirizlerin Mustafa oğlu Mehmet Ali, 1870 ile 1890 arasında 15-20 yıl Afyon'da kaldı...

    Hacı Onbaşıoğlu

    Onbaşı meselesine gelince... Aslında bu lakap Mehmet Ali'ye has bir şey değil. Babası Mustafa'ya, yani daha baştaki İdrisoğlu Mustafa'ya 'Onbaşı' diyorlarmış. 1849 Tarihli Gocamatların atası terekesinde 'Onbaşı Mustafa' 20 kuruş alacaklı görünüyor... Yaklaşık kırk yıl sonraya, 1893 yılına atlıyoruz. Kantinlerle ilgili yine bir tereke davasındaki şahitlerden biri 'Hacı Onbaşı oğlu Mehmed bin İdris' diye künyelenmiş. Bu, bildiğiniz İdirizlerin Sarımehmettir... Şimdi de otuz yıl kadar sonraya sıçrayalım. Selimoğlu İbrahim (Keçimehmetin babası) vefat etmiş. Terekesindeki şahitlerden biri 'Hacı Onbaşı oğlu Emin'dir. Altta anlatılacak, Emin; bu yazının konusu olan Mehmet Ali'nin oğludur... Hasılı kelam, İdrisoğlu Mustafa'nın lakabı veya ünvanı 'Onbaşı'dır. Onun çocukları için de bu lakap zaman zaman 'Onbaşıoğlu' biçiminde kullanılmış. İdirizlerin diğer kollarının her biri kendince başka bir lakapla anılmış; ama Mehmet Ali'nin bilinen bir lakabı olmadığı için 'Onbaşıoğlu' lakabını İdirizlerin bu son koluna sakladım.

    En son Onbaşıoğlu lakabının kullanıldığı Keçimehmetin babası terekesinde, Emin'in yanındaki ikinci şahit Godalömerdir. Şimdi geriye çekilip manzarayı izleyelim... Vereselerden biri merhumun eşi Fatma, İdirizlerin Gocaosman kızı; şahitlerden biri Emin, İdirizlerden... Merhumun anası ile ikinci şahit Godalömerin dedesi kardeş... Godalömer, oğlu Gödemehmete Çalıkların Emine'yi alıyor ki ninesi İdirizlerdendir... Karşımızda öyle bir akrabalık örgüsü var, yollar dipte Hacı Onbaşıya, yani İdrisoğlu Mustafa'ya çıkıyor...

    ***

    Mehmet Ali 1849/50 yıllarında doğmuş görünüyor. Sultan Hanımın oğludur. Afyon'daki hayatını bilmiyoruz. Üç oğlu var, üçünün de anaları farklı. Onlardan yola çıkarak hayatının aşamalarını görmeye çalışalım.

    Büyük oğlu Hasan 1877'de doğmuş; anasının adı Gülsüm ve hayatta görünüyor. Hayatta olduğu halde o hanede kayıtlı değilse, boşandılar demektir. Yaşça uygun bir Gülsüm'ü Cingenalilerin Hüseyin eşi olarak buluyoruz. Onbaşıoğlu Mehmet Ali'den boşanınca Gülsüm Hanım Cingenalilerin Hüseyin'e varıyor. Gülsüm'ün bir kardeşi Fatma da Selimoğlu Mehmet'te olunca; Keçilerin dedesi Mehmet ile Cingenalilerin dedesi Hüseyin bacanak oluyorlar. Yalnız öncesinde, Keçilerin dedesi Mehmet ile bacanak olan Onbaşıoğlu Mehmet Ali'dir, unutmayalım. Özetle, Mehmet Ali'nin ilk hanımı Gülsüm; oğlu Hasan dünyaya geldikten sonra ayrıldılar...

    Aynı sıralarda veya daha sonra Havva ile evlenmiş. Havva Hanımın kim ve kimlerden olduğu bilinmiyor; çünkü kayıttan önce vefat etmiş. Bununla beraber Havva Hanımdan da bir oğlu var; adı Emin ve 1881 doğumlu...

    Son olarak Mehmet Ali, Hasan kızı Ayşe ile evlendi. Neredeyse kendisinden otuz yaş daha küçük olan bu son hanımından da Mustafa ve Havva adlarında bir kız ile oğlu oldu. Bu iki çocuk küçükken Onbaşıoğlu Mehmet Ali vefat etti... Dört çocuğunun serencamesine bakalım...

    Hasan

    Mehmet Ali'nin ilk eşi Gülsüm Hanımdan 1877 yılında doğdu. Elciklerin Osman kızı Aliye ile evlendi. Hani Onbaşıoğlu Mehmet Ali'nin 1892'de şahitlik ettiği bir dava vardı; oradaki şahit arkadaşı Naymelerin dedesi İbrahim ile Aliye Hanım kardeş oluyorlar... Diğer kardeşleri de Kelçakır, yani Çakıribanın babası...

    Hasan ile Aliye'nin üç kızları oldu. 1897'de Ayşe, 1900'de Hatice ve 1906'da Kezban dünyaya geldi. Babasının vefatından hemen sonra Hasan da vefat etti... Şimdi geride bıraktığı üç kızın hikayesine eğilelim...

    Büyük kızı Ayşe'ye 'Zağar Ayşa' diyorlardı, Söylemezoğlu Mehmet'e vardı. Bu Mehmet; Gıbış, Gociban, Dıkmanın emmileridir... Yıllar sonra bile 'Garamehmedim!' diye andığı eşi Çanakkale'de kalınca Zağar Ayşa, İdirizlerin Gocaosmana vardı ve orada iki kızı oldu. Kızlarının birine Gülsüm adını verdi ki, ninesinin adıdır, O Gülsüm Elciklerden Çakıriban eşi olacaktır...

    Ortanca kızı Hatice, Emirdağ'dan Eğret'e gelen İsa'ya vardı. Zamanla Eseler denilecek evin hanımı oldu. Kendisine 'Yanal Hatca' derlerdi. Tek kızına, Gülsüm Ninesinin adını; oğullarının birine de kendi babası Hasan'ın adını verdi. O Hasan da Gocaosmanın kızıyani teyzesinin kızı Atike ile evlendi... 

    Küçük kızı Kezban ise Hacıahmetlerin/Emiralanoğlu Ahmet ile evlendi. Kısa süren bu evlilikten sonra bir kaç kocaya daha varan Kezban, en son Müdüroğlu Mehmet Ali eşiydi. O yıllarda 'Gızılgız' diye bilinirdi...

    Emin

    Mehmet Ali'nin ortanca oğlu Havva Hanım'dan doğmuştu. İsmine bakarak bir yorumlamaya gidecek olursak, annesi Havva'nın Eminler kızı yahut Afyonlu olduğu tahminini yapabiliriz. Emin, Hasan kızı Halime ile evlendi... Babasıyla üçüncü eşi arasındaki yaş farkından söz etmiştik. Elde veri yok; ama Emin, babasıyla bacanak gibi görünüyor. Anaları ayrı olan bu iki kız kardeşle baba oğul evlenmişler...

    Halime Hanım ile Emin'in 1907 yılında Hüseyin adını verdikleri bir oğulları olmuş... Emin, karısı Halime ve oğlu Hüseyin'e sonra ne olduğuna dair başka hiç bir bilgi yok. Yalnız Emin'in 1926 yılındaki yukarıda belirtilen şahitliği var, o kadar...

    Havva ve Mustafa

    Son hanımından Mehmet Ali'nin 1900'de Havva ve 1903'te Mustafa adında iki çocuğu daha olmuştu. Onlar hakkında da bugüne ulaşan bir bilgi bulamadım... Akla bir ihtimal geliyor; aynı zamanda gelin-kaynana durumunda olan iki kardeş, Ayşe ile Halime, Yunan gittikten sonra pılıyı pırtıyı toplayıp çocuklarıyla beraber Afyon'a gittiler. Çünkü zaten Afyonlulardı, kendilerini Eğret'e bağlayacak bir şey de kalmamıştı... Bu ihtimal doğru olsa, bu kadar yakın bir geçmişte yaşanan bir olayla ilgili kulağa bilgi kırıntısı da olsa bir şey gelmesi lazımdı...

    İdirizlerin son hanesi Onbaşıoğlu Mehmet Ali çocuklarının, o sırada Eğret'te idilerse, 1934 Soyadı Uygulamasında hangisini aldıkları da bilinmiyor; İDİS, İDİ, İBİLİ'den biri mi, yoksa daha başka bir soyadı mı?...



14 Mart 2023

İdirizler - Sarı Ömer


    İdirizlerde başa dönelim. 

    İdrisoğlu Mehmet'in üç oğlundan 1814 doğumlu Mustafa çocukları, bugünün İdirizlerini oluşturuyor. Altı kardeşler ve bunların ikisi kız. Büyük kız Ümmühan Kinislere gidip Kumpirhasanın ninesi olacak. Küçük kız Emine ise Çalıkların Hüseyin'e varacak; Gödemehmet eşi Emine'nin ninesi olacaktır. 

    Dört oğlanın büyüğü İdris'ten Sarımehmet ve Gocaosman; İbrahim'den Deligızlar ve Hamsinci kolları türedi. Geriye Mehmet Ali ile Ömer kaldı... Şimdi Ömer'e bakalım...


    Mustafa oğlu Ömer 1856 yılında doğdu. Sultan Hanımın oğludur. Üç oğlu ve iki kızı oldu; büyüklerine ana babasının adını verdi. Yaşlarına göre beş çocuğunun isimleri şöyle: Mustafa, Abdülkadir, Ahmet, Sultan ve Nazike...

    Büyük kızı Sultan dokuz on yaşlarındayken vefat etmiş. Hemen o yıllarda, 1897'de küçüğü Nazike doğmuş. Nazike büyüyünce Yahyaların Garamehmete varacak ve Garahüseyinin anası olacaktır. 1889 ve 1891 doğumlu iki küçük oğlan Abdülkadir ve Ahmet'in evlilik kaydı bulunmuyor. Onlara dair bugüne ulaşan bir bilgi de bulamadım. Yaşları itibariyle Cihan Harbine katılma ve şehit olma ihtimali var...

    Büyük kardeş Mustafa'nın hikayesi ise daha net... Fakat ona geçmeden evvel İdirizlerin Ömer'in ikinci eşinden bahsetmek gerek. Hacı Ali kızı Hatice, Ömer'in ikinci eşiydi. Hatice Hanım; Hacılardan Kelsalekler ve Davılcıariflerin atasıyla kardeşti. Bir kız kardeşi de Veyislerin Hacıarif eşiydi... Neyse, Hatice Hanım önce Kelahmetler tarafında Arzımanoğlu Halil'e varmıştı. Yozgunun dedesi olan Halil 1889'da askerdeyken vefat edince dul kaldı ve İdirizlerin Ömer'e ikinci eş olarak geldi. Fakat Ömer'in Hatice Hanım'dan çocuğu yok...

    Mustafa'ya dönelim...1884 Yılında doğdu. Daldalların Ömerçavuş kızı Rabia ile evlendi. Rabia Hanım Kipilin ablasıdır. Ayrı anadan da olsa Rabia'nın küçük kardeşini aldığı için; Mustafa Haytamahmut ile bacanaktır... Tabi Haytanın evliliği Mustafa'nın ölümünden sonraya rastlar, o ayrı... 

    1910 Yılında Ömer ve 1916'da Kezban olmak üzere iki çocukları dünyaya geliyor. Bu hesaba göre, Mustafa büyük ihtimal kızının doğumunu göremedi... Çünkü seferberlikte silah altına alınmıştı, hangi cephede olduğu bilinmiyor; ama Cihan Harbinin içinde bulunduğu kesin...

    Mütarekeden sonra ordu dağıtıldı; ölen öldüğü yerde kaldı; diğerleri perperişan halde evine, köyüne döndü. Eğret'e dönebilenlerin içinde İdirizlerin Ömer oğlu Mustafa yoktu... Rabia Hanım 1919 yılında mahkemeye başvurdu. Dilekçesinde özetle diyordu ki: 'Eşim İdrisoğullarından Ömer oğlu Mustafa, emsalleriyle birlikte silah altına alınmıştı. Onunla gidenlerin bazıları geri geldi, bazılarının ise ölüm haberi geldi. Eşimden ölü diri bir haber yok. Durumunun araştırılıp bilgi verilmesini, aksi takdirde ölümüne hükmedilmesini istiyorum.' Kocası ölmüş bir kadın tekrar evlenebilmek için dul olduğunu ispat etmek zorundaydı. Başvurusunun sebebi bu... Kayıtlar inceleniyor, şehitler arasında ismini bulamıyorlar... O zaman için ne kaydı olacak, şimdi bile şehitlerin kaydını bulamıyoruz... Hasılı, kayıtlarda görünmediği için; öldüğü de şahitlerle ispat edilemediği için Rabia Hanımın başvurusuna olumsuz cevap veriliyor... Bir süre sonra işgal yılları, tekrar savaş, kurtuluş derken çocuklar büyüyor. Rabia Hanım tekrar kocaya varma fırsatı bulamıyor... Tam yetmiş yıl o vaziyette yaşadı ve 1978 yılında vefat etti...

    Şehit Mustafa'nın tek kızı Kezban, İdirizlerden Gocaosmanın oğlu Pepehasan eşi olacaktır. Pepehasanın Mısdık (Mustafa İdis), bu şehit dedesinin adını aldığı anlaşılıyor.

    Sarı Ömer

    Mustafa ile Rabia hanımın oğlu 1910 yılında doğmuştu. Dedesinin adı olan Ömer ismini koydular. 'Sarı Ömer' diye lakaplandı. Büyük ihtimal dedesi de sarışındı; ama lakap Ona değil torununa takıldı. 

    Sarıömer, önce Yeşilömer kızı Fadime ile evlendi, Çakalhüseyin ile bacanak oldular... Abdil, Sultan, Eşe ve Nuran adlarında dört çocuğu oldu. Fadime Hanımın 1946'da vefatından sonra İlyenli Hamide ile ikinci evliliğini yaptı. Toplamda on çocuğun altısı Hamide Hanımdan... Onların isimleri; Fadime, Ayşe, Meryem, Ramazan, Asiye ve Rabia'dır... Hamide Hanım da 1989'da vefat etti... Sarıömer ise ikinci eşinin ölümünden çok sonra, 2008 yılında vefat etti... Öldüğünde yüz yaşına çok az kalmıştı...

    Büyük kızı Sultan, önce Sıntırların Garakazıma vardı; onun ölümü üzerine Apdıramanların Curak eşi oldu... Eşe, Daldalların Sağırhüseyin oğlu Ömer'e vardı. Eşe de Ömer de Ömerçavuşun torunudur, bundan sonra Ömer, 'Eşeninömer' diye bilinecek... İlk hanımından küçük kızı Nuran ise Gambırarifin İzzet eşi oldu... İkinci hanımından olan Fadime, Terlemezlerin Abdullah'a vardı. Şimdi eşinden ayrı olarak oğullarıyla İzmir'de oturuyor...  Ayşe, Keçimehmetin İbrahim; Meryem, Curağın Abdurrahman; Asiye, Kınilerin Mahmut; Rabia, Guzuguzunun Aziz eşi oldular...

    Oğlanlara gelelim... Büyük oğlu Abdil, aynı zamanda on kardeşin en büyüğüdür; 1933 yılında doğdu. Gıdilerin Mustafa kızı Sultan ile evlendi. Gıdiler ile Emiralilerin çok yakın bağlantısı var. Hatırlanacağı üzere Abdil'in anası da Yeşilömer/Emiraliler kızıydı. Dolayısıyla bu evlilikte akrabalık bağlantılarının rolü çok açık. Nitekim Abdil aynı zamanda Yeşilömerlerin Ömer Fidan ile bacanak oldu... Abdil'in bir oğlu oldu, babasının adı olan Ömer ismini verdi. Mardakların Geneli Mehmet kızı Meryem ile evlendi Ömer... Meryem'in anası da Gıdilerden... Abdil ve Ebru adında iki çocukları oldu. Sonra 2018'de Ömer vefat etti... Çocukları İzmir'de yaşıyor... Ömer'in annesi Sultan Hanım da 2003 yılında vefat etmişti...

    Küçük oğlu Ramazan ikinci hanımı Hamide'den... 1959 Yılında doğdu. Gıdileriniban kızı Ayşe ile evlendi. Hamiyet ve Mustafa adlarında iki çocuğu oldu. Hamiyet, Omarcıkların İsmail oğlu Mehmet Ali'ye vardı. Mustafa ise Anıtkaya dışından bir hanımla evlendi, İzmir'de oturuyorlar...

    İdirizlerin Mustafa oğlu Ömer kanalıyla günümüze gelen bu kolu, üçüncü kuşakta 'Sarıömer' diye lakaplandı ve sülalenin adı böyle kaldı. 1934 Soyadı Uygulamasında İBİLİ soy ismi benimsendi.