31 Mayıs 2023

Çolaklar

     
    Üç hikayenin birleştiği kavşakta Çolaklar sülalesi başlıyor. Öncesi yok yani... Öyleyse birbirinden bağımsız bu hikayecikleri sürükleyip kavşağa çekelim, sonrasında Kader nasıl bir rota çizmiş bakarız...

    ***

    Mehmet 1899 yılında doğdu. Antalya'nın Toroslarında bir dağ köyünde, evin küçük oğluydu. Babası Ahmet (bir belgede Mustafa) öldüğünde, artık ailenin reisi büyük abisiydi. Olması gereken de buydu zaten. Yalnız bu büyük abi, kardeşlerine kol kanat germesi gerekirken biraz zorbalık yapıyordu. Ona göre, ileşberliğe müsait olmayan bu dağ köyünde hayvancılıktan başka yapacak iş yoktu. O iş de üç kardeş için yeterli değildi. Dolayısıyla küçükler ayrılmalıydılar... 

    Bu şartlar küçük kardeşleri köylerinden çıkmaya zorladı. Ortancaları, Toroslardan uzaklaşmadı, yakınlardaki bir başka köye yöneldi. En küçük kardeş Mehmet ise daha uzaklara gitme niyetiyle düştü yola. Kuzeye doğru gidecek, tutunabileceği bir yer bulup orada mümkünse kök salacaktı.

    Ne kadar sürede nereleri dolaştı bilinmez. Çalışıyor, karnını doyuruyor; ama durmuyordu. Afyon'u aşıp ilerlemeye devam etti. Araplı Boğazı denilen bir yerde gayet işlek değirmenler gördü. Birine varıp orada çalışmaya başladı. Müşteri eksik değildi, uzaktan yakından arabayla eşekle insanlar geliyor, buğdayını öğütüp gidiyordu. Daha yukarılarda bir köyden gelenler de vardı. Anlattıklarına göre, orası tam da Mehmet'in aradığı bir yerdi. Değirmenciyle helallaşıp Eğret'e gitti.

    Mehmet Eğret'e geldğinde 1912-13 yılları olmalıdır. Çünkü bunları en az 15 yaşındaki biri yaşayabilir. Doğum tarihi biraz da geç yazıldıysa, işte o yıllarda dediğimiz yaşta demektir. Eğret'te yine bir değirmende çalışıyor galiba... Hangi değirmende ne kadar çalıştığını kim bilebilir... Fakat bir şey var; Eğretliler köylerine gelen bu yeniyetmeyi 'Konyalı Mehmet' diye tanıyıp biliyorlar. Meğer Mehmet'in terk ettiği köyü, Antalya ile Konya arasındaymış. Konya istikametinden gelince, 'Nerden geliyoñ? Goñyadan.'...  Oldu mu sana  'Goñyalı Mehmet'... 

    ***

    1871 Yılında doğan Halil, Dumanoğullarının son temsilcisiydi. Gerçi tek değildi, iki kızkardeşinden büyük olan Hatice Tekirgızıların Halil'e; küçük olan Ümmühan da Şeherlioğlu Kedimehmete vardı. Sülalenin tek erkeği olarak kendisi de Danagızı Ayşe ile evlenmişti. 

    Ayşe Hanım ile Halil'in 1902 yılında bir kızları oldu, adını Emine koydular. Başka çocukları olup olmadığı bilinmiyor, ölen kalandan haberimiz yok. Sağ kalan olarak Emine tek ama... Dokuz yaşına girince, babası Dumanoğlu Halil vefat etti. Yıl 1911...

    Kızıyla bir başına kalan Ayşe Hanım bir daha evlenmedi. Zaten Emine dokuz yaşındaydı ve o yıllarda çocuklar, oniki onüçüne gelince başgöz ediliyordu...

    Böyle böyle bir kaç yıl geçti. Emine'ye bir talipli çıktı. Değirmende çalışan bir delikanlı adına istediler. Bu, herkesin kendine 'Goñyalı Mehmet' dediği yabancı çocuk, Eğret'e yenilerde gelmişti. Bir yanlışı görülmeyen Mehmet ile Emine böylece evlendiler... Bu arada Cihan Harbi başladı, lakin Mehmet'in yaşı tutmadığı için almadılar. 'Onbeşlileri' celbetmeye daha vakit vardı... Bu arada bir oğlu oldu, adını Musa koydular; merhum Dumanoğlu dedesinin baba adı oluyor... 

    Savaşın ikinci döneminde 'Goñyalı Mehmet' de askere çağrıldı. Hangi cephede çarpıştığı bilinmiyor, Mütarekeden sonra birliği dağılmadan hemen Milli Mücadeleye başlıyorlar. Bu yüzden askerliği uzuyor. Bu dönemde Eğretli bir asker arkadaşı da ediniyor, Emirhanoğlu Hasan (İşof) ile aynı birlikteler.

    Konyalının askerliği boyunca eşi ve çocuğunu görme imkanı olmamış. Asker arkadaşı için hava değişimi mi yoksa izin mi, her neyse Eğret'e gitme imkanı çıkınca, ailesinden haber getirecek diye sevinmişler. İşof güzel haberlerle dönmüş; Emine Hanım ile Musa'nın sağlık haberlerini getirmiş, kendisinin de Neslihan adında bir kızı olduğunu söyleyip bir teklifte bulunmuş... Büyüyünce Neslihan ile Musa'yı evereceklerine dair sözleşmişler... Sonra İstiklal Harbi tam anlamıyla başlayınca birlikleri ayrılmış, bir daha birbirini görememişler.

    Sakarya Savaşında bir şarapnelin elini parçalaması üzerine kolunu kesmek zorunda kalmışlar. O halde askerliğe devam edemez; ama Eğret işgal altında olduğunu bildiğinden köyüne de gidemez.  En iyisi eski köye gitmek diye Toroslara yönelir. Yunan gidene kadar orada oyalanır. Kurtuluştan sonra Eğret'e, eşi ve çocuğuna doğru yola çıkar...

    ***

    Arapoğlu Hüseyin'in büyük oğlu Mehmet, Osmanköylü Hasibe ile evlenmişti. Hasibe Hanım kendi köyünde Pandiller diye anılan sülaledenmiş. Eğret'e kardeşi Kürthüseyin ile birlikte gelmiş. Velciklere bekar duran Kürthüseyin, sonradan onların damadı olacaktır...

    Hasibe Hanım ile Arapların Mehmet'in 1911 yılında bir oğulları oluyor. Adını Hüseyin koyuyorlar; çünkü bu, Arapoğlu Mehmet'in babası adı... Her şey yolunda giderken Cihan Harbi patladı... Mehmet, Çanakkale Sığındere'de 19 Haziran 1915'te şehit olduğunda küçük oğlu daha yeni doğmuştu... 

    Geridekiler küçük oğlanın adını Ömer koydular... Ömer biraz ayaklanınca, dul gelin Hasibe'nin kocaya gitme vakti geldi. O günün adetlerine göre, dul kadın yine aileden biriyle everiliyordu. Hasibe Hanım buna meydan vermedi, Yılıkların dedesi Mehmet'e vardı. 

    1922 Yılında Yunan gittiğinde Hüseyin 11, Ömer ise 7 yaşına gelmişti...

    ***

    Goñyalı Mehmet'in heyecanı Eğret'e yaklaştıkça artıyordu. Bununla beraber kolunun yokluğundan oluşan boşluk, içini yiye yiye genişlemiş, neredeyse Mehmet'i de yutacak karanlık bir mağara ağzına dönmüştü. Eğret'ten böyle ayrılmamıştı, şimdi tek kollu bir çolak olarak dönmek ona ağır geliyordu. Sırf bu yüzden bir daha buraya gelmemeyi kaç kere düşünmüş; ama oğlu Musa gözünün önüne geldikçe bu fikirden vazgeçmişti. Çayırözü mevkiine gelince azat altına yatıp akşam olmasını beklemeyi düşündü. Köye hava kararınca girmek en iyisiydi, kaputunun içi boş kolu sallanırken kendine bakılması onu bir kez daha yaralardı... 

    İkindiye doğru, Köy tarafından yaklaşan bir karartı belirdi. Gelen kişi onu tanıdı, 'Yav burda ne eğleniyoñ, garıñı everiyolâ' deyince köye seyirtti. Adamın dediği doğruydu... Meğer savaşa gidenlerden dönenler dönmüş, Mehmet gelmeyince herhalde şehit diye düşünmüşler; Emine Hanım'ı da Devrimbeşlerin Büzükhalil ile evermeye kalkmışlar. Böylece son anda ortaya çıkıp durumu düzeltmiş... Yalnız, oğlu Musa'nın öldüğünü de bu arada öğrenmiş... Kim bilir hangi karışık duygulara boğuldu o sırada...

    Sağdan soldan Arapoğlu Mehmet'in küçük yetimi Ömer'i evlatlık almasını tavsiye ettiler. Bu  fikri, Emine Hanımın kafasına da sokmuşlardı.  Ömer böylece; Goñyalı Mehmet, eşi Danagızı Emine ve evin büyüğü kaynanası Ayşe Hanımdan oluşan yeni evine geldi... Bundan sonra Goñyalı Mehmet ile Emine Hanımın başka çocukları da olmadığı için, 'bir evin bir oğlu' idi... 

    Yavaştan yavaştan Mehmet'in lakabına eklemeler yapılmaya başlandı. Artık sadece Goñyalı Mehmet değil, arada sırada Goñyalı Çolak diyorlardı. Bazen kaynanasının Danagızı olmasına izafeten Dananıñ Çolak dedikleri de oluyordu. Hacca gittikten sonra 'Hacı Çolak' oldu. Her lakabında mutlaka çolaklığı vurgulandı... Yine de bu söylemlerin hiç birinden yüksünmedi...

    Asıl memleketi ile de bağını tam olarak koparmadı. Seyrek de olsa Antalya'nın Toroslardaki dağ köyüne ziyaretler yapıyordu. 1934 Soyadı uygulamasında KURT soyadını almasının sebebi de oradaki ailesiyle aynı soyismini alma düşüncesidir. 

    Goñyalı Çolak Mehmet Kurt, asker arkadaşı İşof ile birbirlerine verdikleri sözün gereğini yerine getirdiler. Bir farkla ki Neslihan'ı, ölen Musa yerine Ömer ile evlendirdiler. Anıtkaya'nın bilinen Çolakları, Neslihan hanım ile Ömer'in çocuklarıdır.

    Biri kız olmak üzere altı çocukları oldu. İki numara olan kız, çok küçük yaşta öldüğünden adı bile hatırlanmıyor. Beş oğlanın isimleri; Mehmet Ali, Selahattin, Salim, Ahmet, ve Halil'dir. 1952 Doğumlu Ahmet'e bu isim, Çolak Dedenin babası adı olması dolayısıyla verildiği düşünülüyor. Ahmet, okuldan mezun olduğu sene, 1965'te vefat etmiş... Diğer dört oğluna bakalım...

    Mehmet Ali Kurt

    1938 Yılında doğdu. Çolak Dedenin Antalya'daki yeğenleri arasında da Mehmet Ali Kurt varmış. Bu yüzden Ömer'in ilk çocuğuna  Çolak dedenin arzusuyla Mehmet Ali adı konulduğu tahmin ediliyor. Hem de ilk isim olan Mehmet, Arapoğlu Mehmet Dede ile Çolak Dedeyi hatırlatıyor...

    Mehmet Ali, Devrimbeşlerin Eyüp kızı Esma ile evlendi. Burada derin bir akrabalık söz konusu... Neslihan Hanım İşofun kızı, İşofun ninesi ile karısı Yörüğoğluların Şerife'nin nineleri kardeş; Eyüplerden... Ayrıca Şerife Hanımın anasıyla Eyüp Aydın'ın anaları kardeş, yine Eyüplerden... Sizin anlayacağınız Neslihan Hanım; oğluna hanım, kendine gelin alırken elbette teyzeoğlusunun kızını tercih ediyor...

    Mehmet Ali, Esma Hanım ile evlenmekle; Arzıların Çolakmusanın İbrahim Türkmenoğlu ve Akbaşların Mehmethoca ile bacanak oldular... 

    İkisi oğlan dördü kız, altı çocukları oldu. Yaşlarına göre sıralandığında isimleri; Ayşe, İncilay, Sevda, Ömer, Mehmet ve Hüsna'dır... 1958'de doğan büyük kızı, herhalde Danagızı Ayşe Ninenin adını almış. Yörüğoğluların Seydi Ahmet Tüplek'e vardı... İkici kızı İncilay, Yetimlerin Rafet Azbay; üçüncüsü Sevda, Yörüğoğluların Cengiz Tüplek; en küçük Hüsna da Hatiplerin Şükrü Aykaç eşidir...

    Mehmet Ali'nin büyük oğlu Ömer, 1969 yılında doğdu. Mantaroğlu Mehmet kızı Semra ile evlendi. Esra, Eda, Esma ve Muhammet Ali adlarında üç kızıyla bir oğlu var... 

    Küçük oğlu Mehmet, 1974 yılında doğdu. Gasapların Filaziz kızı Nigar ile evlendi. Esma, Mehmet Ali ve Salim adlarında iki oğluyla bir kızı var. Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    Selahattin Kurt

    Çolakların Ömer'in ikinci oğlu Selahattin 1943 yılında doğdu. İsminin hikayesi bilinmiyor. Deligızınibram kızı Gülfem ile evlendi. Onların da altı çocuğu oldu, üç oğlan üç kız; Mehmet, Emine, Hüseyin, Sema, İsmail, Neslihan... Sonradan bir ayağındaki aksaklık sebebiyle Selahattin, 'Çolakların Topal' diye lakaplandı...

    Dumanoğlunun kızı, Hacı Çolak Dedenin hanımı Emine Nine de unutulmuş değil. Selahattin büyük kızına Onun adını vermiş. Emine, Deligızların İsmail Dayısının oğlu İbrahim İdi eşidir. Ortanca Sema, yine Deligızlardan Kesginin Şuayip oğlu merhum Mahmut İdi ile evlendi. En küçükleri Neslihan ise Dandırlı Mesut ile evlendi...

    Selahattin'in büyük oğlu Mehmet, 1965 yılında doğdu. Bağımsız olarak Çolak Dedenin adını taşıyan ilk Mehmet Kurt'tur... Çolömerlerin Körsüleyman kızı Fikret ile evlendi. Gülfem Hanımın ninesi Deligız Çolömerlerden olduğunu belirtelim... Mehmet, beş kızkardeşten birini aldığı için haliyle dört de bacanağı oldu: Keçimehmetin Zabit Seçen, Şampayalarınahmetin Halil Salman, Tekirgızıların İsmail Haykır ve Sarasanınahmetin Yaşar Dadak... Ömer, Nurdan ve Gizem adlarında bir oğluyla iki kızı oldu. Nurdan, Gözelalinin Şükrü oğlu Ali Tok eşidir. Ömer, Sağırların Çunkuhamza oğlu Ahmet'in kızı Aygün ile evlendi. Mehmet, Muhammet ve Zuhal adlarında üç çocuğu var...

    Selahattin'in ortanca oğlu Hüseyin 1969 yılında doğdu. Hüseyin isim olarak Ömer Dede'nin dedesinin adıdır. Daldalların Ahmet kızı Sultan ile evlendi, Şeyma ve Gülfem adında iki kızı var. Eşinden boşandı...

    En küçük oğlu İsmail, Garadelilerin Erol kızı Emine ile evlendi. Selahattin Efe, Pusat ve Buğlem adlarında bir kızıyla iki oğlu var...

    Salim Kurt

    1947 Yılında doğan Salim, Araplardan Patırmahmut Emmisinin kızı Sultan ile evlendi. Hatiplerin Yağcımahmut ve Güdüğizzetin Emin ile bacanak oldular... Bir oğluyla iki kızı olan Salim, bir dönem Belediye Başkanlığı yaptı. Ortalığı inleten kahkahalarıyla hatırlanır...

    İki kızından büyük olan Neslihan, Hamazaların Ademhoca oğlu Ahmet Kaya eşidir. Küçük Hasibe ise, Eyüpçetinin Uncuosmanın Murat Çetin'e vardı...

    Çocuklarının büyüğü ve tek oğlu Ahmet, 1969 yılında doğdu. Bu ismin en taze anlamı, Salim'in küçüğü olan ve genç yaşta ölen kardeşidir. daha geriye gidince Çolak dedenin baba adı olduğunu söylemiştik... Ahmet, Tellilerin Yakup kızı Meryem ile evlendi. Garahmetlerin Halil oğlu İbrahim Patlar ile bacanak olurlar... Nuray ve Ömer adında bir kızıyla bir oğlu oldu. Nuray, Yahyalardan Mehmet oğlu Hüseyin Diril eşidir. Ömer ise Güdüğizzetin Emin'in Abdullah kızı Merve ile evlendi, Ahmet adında bir oğlu var. Halen Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    Halil Kurt

    Halil, Çolakların en küçük oğludur; 1955 yılında doğdu. Emine Nine, babası Dumanoğlu Halil'in adı konulsun istemiş galiba... Yahut onun için böyle bir güzellik yapmışlar... Halil de Gobakların Gocakazım kızı Nevin ile evlendi. Alçakların Hacıeminin Mehmet As, Sağırların Ali Osman Sancak ve Hacıların Şerafettinin merhum Süleyman Azbay ile bacanak oldular...

    Mehmet, Selami ve Cemile olmak üzere bir kızlarıyla iki oğulları oldu. Üç çocuğun en küçüğü olan tek kızları Cemile, Nevin Hanımın anası adını almış. Yine Gobaklardan Körkemalın Toplahasan oğlu Hüsnü Kaçmaz eşidir...

    Halil'in büyük oğlu Mehmet 1972'de doğdu. Şekeralilerin Salim kızı Ayşe ile evlendi. Garaburunun Şevket'in Nevzat Mola ile bacanaktır... Hilal ve Halil adlarında bir kızıyla bir oğlu var...

    Halil'in küçük oğlu Selami ilim yolunu seçti. Uzun yıllar Ankara'da çalıştıktan sonra, akademik hayatını Karabük'te sürdürüyor... Gulizosmanın Aziz kızı Azime ile evlendi. Halil Faruk, Zeynep Beyza ve Elif Serra adlarında iki kızıyla bir oğlu var...

    Halil Kurt, Çolakların Ömer'in hayatta kalan tek çocuğu olarak, büyük oğlu Mehmet ile birlikte halen Anıtkaya'da yaşıyor...

    ***

    Goñyalı Hacı Çolak'a geri dönelim... Eğret'e geri dönüp temelli yerleştikten sonra, ta Toroslardan aşina olduğu en iyi işe, hayvancılığa yöneldi. Bunda asker arkadaşı İşofun da etkisi olabilir. Ayrıca o yıllarda Eğret'te koyunculuğa çok rağbet vardı. Dağ, bu iş için başlıbaşına bir nimetti... Torunlarını da koyunculuğa yönlendirmiş, uzun süre onunla iştigal etmişler. Üzerinde bulunduğu mevki de aynı adla anılan 'Çolağıñ Çeşme' Hacı Çolak hayratıymış diye duydum... 

    Tek oğlu Musa ölmüş, başka çocuğu olmamış; fakat evlatlık aldığı Arapların Ömer çocuklarının oluşturduğu Çolaklardaki bütün Mehmet Kurt'lar Hacı Çolak yadigarıdır... Goñyalı Hacı Çolak 1972'de, eşi Emine Hanım ise 1980'de vefat ettiler...

    Şu hatırlatmaları yaparak bitirelim: Goñyalı Çolak, Konyalı değil... Dananıñ Çolak, Danalardan değil... Çolaklar, Çolaklardan değil...


30 Mayıs 2023

Dumanoğlu

     
    Eğret'in köklü sülalelerinden biri de Dumanoğullarıymış. Bunu, Yirminci yüzyıl kayıt defterinin baş sayfalarında yer almasından anlayabiliriz. Ayrıca  daha eski mahkeme kayıtlarında da bu sülale ismine rastlanabiliyor.

    Sözü edilen belge 1731 yılına ait bir hibe tutanağı. Mehmet oğlu Satılmış, bazı büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarıyla birkaç parça eşyasını ve bir miktar da nakiti hibe ediyor. Bağışladığı Cafer oğlu Mehmet, büyük ihtimalle kendi torunu oluyor. Fakat önemli olan şu, tam altı şahit gösterildikten sonra görevli belgeyi onaylamış. O altı şahidin biri Duman oğlu Ahmet... 

    18. Yüzyıla ait bu belgeye bakılırsa Dumanoğluların geçmişi için bundan daha önceki tarihlere kadar gitmek gerekir. Bu da sülalenin ne kadar köklü olduğuna işarettir. Yalnız bir asır sonraki 1830 kayıtlarında bu isme rastlanmıyor. Sülale adı yazılmaması, baba adlarıyla kayıt tutulması bunun sebebi olabilir. Yoksa, o sırada da sülale Eğret'te idi... 

    Bunun böyle olduğunu 20. yüzyıl kayıtlarından anlıyoruz. Yukarıda da belirtildiği gibi, ikiyüz küsür hanelik Eğret Kütüğünde 22. sayfada yer almak demek, Eski Eğretli demektir. Yeni gelen haneler genelde kütüğün sonlarına işleniyordu... 

    Bu eski sülale, kuşaklar boyu erimiş; 1904 yılına 'Duman oğlu Halil' hanesi olarak kendini taşıyabilmiş. Musa/Hatice diye ana babasının adları kaydedilmiş; ama ikisi de vefat etmiş olduklarından, onlar hakkında bilgi yok... Halil'in biri kendinden büyük, diğeri küçük iki de kızkardeşi var. Bu durumda, Dumanoğullarından üç kardeşin sıralaması şöyle: Ümmühan, 1864; Halil, 1871; Hatice, 1880 doğumlu... Başka kardeşleri vardı ve kayıtlar tutulduğu sırada öldüyse bilmiyoruz... 

    Büyük kardeş Ümmühan, Şeherlioğlu Kedimehmete vardı, Gadıngızların Ahmetçavuşun annesi, ayrıca Dayıların Mehmet Yola ve Bekiralilerin Buydeycigadir eşi Feride Dadak'ın ninesidir... 

    Küçük kardeş Hatice ise Himmetoğlu/Tekirgızıların Halil'e vardı. Orada iki kızı oldu; Aliye, Macuroğlu Ahmet ile evlendi Abdi ile Beykat'ın anasıdır. Küçük kızına Gambırşerif derlerdi, Tekelilerin Delinori ile evlendi. Kısaca Dumanoğluların kızı Hatice de Palaibram, İbrahim Taşkın'ın ninesidir...

    Dumanoğlu Halil'e gelince... 1871 Yılında doğdu. Danaların İsmail kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım; Keliban (İbrahim Dalgıç), Dalmış (Kazım Dalmışlı), Asger (İbrahim Dalmışlı)nın dedelerinin kardeşidir... 

    Ayşe Hanımın küçüğü, Şerife adında bir kız kardeşi daha vardı. 'Danagızı' denilen Şerife de Sarıların Mehmet'e vardı. Dolayısıyla Dumanoğlu Halil ile Sarıoğlu Mehmet bacanak oldular. Nesli bugüne ulaşmayan Sarıların Mehmet, Turabilerin Capbağın dayısıdır. Mehmet ölmeden önce Halime adında bir kızı olmuştu; Danagızı, onu Hatipoğlu/Çakırların Mehmet Ali'ye verdi. Halimeninmehmetin anası Halime, bu Halime'dir; kocası Çanakkale'de kaldı, sonradan Çatalların İbiş Tür'e vardı...

    Kocası Sarıoğlu Mehmet öldükten sonra Danagızı, Veyislerin Hasan'a vardı. Ösüzömer (Ömer Acar)ın dedesi olan bu Hasan ile evliliğinden çocuk yok. Bir kapıya sığınma anlamına gelen bu evlilik sonucu, 1947 yılında Şerife Dadak soyismiyle vefat etti...

    Halil'e dönelim... Ayşe Hanım ile evlenmişti; 1902 yılında bir kızları oldu, adını Emine koydular. 1911 Yılında ise Dumanoğlu Halil'in vefat ettiği anlaşılıyor. Öldüğünde kırk yaşındaymış...

    Kızı Emine'yi bir kaç yıl sonra Konyalı Mehmet'e verdiler. Sonradan kolu kesilen Mehmet'e Ayşe Hanımın sülalesi sebebiyle 'Dananın Çolak' dediler. Kayınpederi Halil sağ olsaydı, herhalde 'Dumanın Çolak' derlerdi... Onların bir oğlu olunca Dumanoğlunun baba adı olan Musa ismini verdilerse de çocuk çok yaşamadı. Başka da çocukları olmadı. Arapların yetim çocuğu Ömer'i evlat edindiler; böylece onun çocukları da Çolaklar sülalesini oluşturdu... 

    Dumanoğlu Halil'in tek çocuğu Emine Kurt nine 1980 yılında, 78 yaşındayken vefat etti. Bir kaç asırlık Dumanoğluların macerası noktalanmış oldu.



26 Mayıs 2023

Yeşilömerler

 
    1830 Yılı Eğret Köyünde iki Emiralioğlu hanesi bulunuyordu. İkinci sıradaki Emiralioğlu Osman'ın çocukları, yirminci yüzyılda Faddikler/Çolakfatılar ile Garaguzular sülaleleri olarak karşımıza çıktı.

    İlk Emiralioğlu Ömer hanesinin reisi, ikincisine göre daha yaşlı ve erkek nüfusu olarak daha kalabalıktı. Evin reisi Ömer, 1771 yılında doğumluydu. Kayıtlar tutulduğu sırada elli yaşındaydı ve 'orta boylu kırçıl sakallı' biri olarak tarif edilmişti; yani sakalına ak düşse de tamamen ağarmış değildi. Ali, Hüseyin, Ahmet, Süleyman ve Hasan olmak üzere beş oğlu vardı.

    Büyük oğlu Ali 1810, ikinci Hüseyin 1813, ortanca Ahmet 1815 doğumluydu. Küçükler Süleyman ile  Hasan 1824 yılında ikiz olarak doğmuşlardı; Hasan, altı parmaklıydı... İki numara Hüseyin 1839 yılında vefat etti. Ortanca Ahmet ile küçük ikizler hakkında bir malumat yok. Konumuz olan Yeşilömerlerin, beş kardeşin büyüğü Ali torunları olduğu değerlendiriliyor.


    Emiralioğlu Mehmet, 1840'lı yılların başında doğduğu tahmin ediliyor. Yirminci yüzyıl kayıtları tutulurken hayatta bulunmadığı için doğum tarihini net olarak çıkaramıyoruz. Aynı sebepten, ilk eşi merhume Şerife Hanımın bilgileri de sınırlı... 1872 Yılında bir oğulları olunca, babasının adı olan Ali ismini veriyorlar. Bundan sonra eşi Şerife Hanım vefat ediyor...

    İkinci eşinin adı yine Şerife... Ali kızı, 1850 doğumlu Şerife Hanım Cingenalilerden... Üç kızkardeşin büyüğüydü; bir kardeşi Fatma Danalara, küçük kardeşi Ümmü (Emeti) de Omarcıklara vardı. Omarcıkların bir kolu Onun adıyla Emetiler oldu... Böylece Emiralioğlu Mehmet, Dananın Hüseyin ve Omarcıkların Ömer ile bacanak oldular...

    Yeni Şerife Hanımla ilk çocukları 1884 yılında doğdu. Bu tarihe göre, ilk hanımının ölüm ve ikincisiyle evlilik tarihleri aşağı yukarı çıkarılabilir... Oğlan olan bu çocuğa da kendi dedesinin adı olan Ömer ismini verdiler. Sonra 1894'te Ümmühan ve 1898'de Ayşe adlarında iki kızları oldu. Emiralioğlu Mehmet'in, 1898-1904 arasında vefat ettiği anlaşılıyor. Eşi Şerife Hanım, kendisinden sonra on yıl kadar daha yaşamış...

    İki kız kardeş ikinci hanımdandır. Büyük olan Ümmühan 1894 yılında doğdu. Veyislerin Ali Osman ile evlendi. Bu Ali Osman; Delibanın, Kötühüseyinin anasının, Ösüzömerin anasının ve Yeşilömerin Mehmet eşinin emmileri olur... Henüz çocukları yokken, Ali Osman Cihan Harbinde şehit oldu... Dul kalan Ümmühan Manavın Körlana vardı. Körmısdıfanın da eşi yeni ölmüştü... İki kızı oldu, küçük kızını doğurduktan hemen sonra 1925 yılında vefat etti... Yıllar sonra büyük kızı Emine, Körüslerin Garaömer eşi; küçük kızı Şerife de Macurali eşi oldular...

    Emiralioğlu Mehmet'in küçük kızının kütükte kaydı yok. Hikayesini, tamamen tanıklıklara istinaden öğreniyoruz. Bazen resmi kayıtlarda bu tür eksiklik/yanlışlıklar olabiliyor... Anlatılanlara göre; Körlan ile evlenmeyi kabul etmesinin sebebi, Ümmühan ablasının vefatından sonra öksüz yeğenlerine bakabilmekmiş. Bu hayata çok kısa süre dayanabiliyor. 1927 Yılına ait iki mahkeme kaydında boşanma müracatları var. İlkinde 'çocuğu olmuyor' bahanesi reddedilmiş, boşanmak için böyle gerekçe olmaz demiş mahkeme... İkincisinde başvurucular duruşmaya gitmedikleri için karar verilememişse de o arada ayrıldıkları düşünülüyor. Bundan sonra Ayşe'nin Afyon'a kocaya vardığına dair rivayetler var. Hatta yeğenlerinin çocukları oraya ziyaretine filan giderlermiş. Kendisinin yahut kızının sülalesi Hamıraşılar diye bilindiğine yönelik söylentiler var...

    Emiralioğlu Ali

    Mehmet'in büyük oğlu, hatırlanacağı üzere ilk Şerife Hanımdandı ve 1872 yılında doğmuştu. Osman kızı Hatice ile evlendi. Eşinin kimlerden olduğu bilinmiyor... 1894 Yılında Osman ve 1902 yılında Şerife olmak üzere bir oğluyla bir kızları doğdu. Şerife malum, anasının adı; Osman ise eşinin babasının adı...

    Şerife'nin akıbeti hakkında herhangi bir bilgi yok... Osman, öyle değil; Aşşağılıların Ahmet kızı Sultan ile evlendi. Sultan Hanım, Efemehmetin ablasıdır... Henüz çocukları yoktu, Cihan Harbi patladığında Osman askerdi. Hangi cephede vuruştuğu bilinmiyor; ama bir daha köyüne dönememiş. Eşi Sultan Hanımın sonu bilinmiyor...

    Ali ile Hatice, karı koca oğulları Osman'dan önce 1910 gibi vefat etmişlerdi. Ali'nin vefatıyla, 'Emir Ali'lerin bu kolunda Ali  defteri tamamen kapanmış oldu... Yalnız vefat ettiğinde ardında dul bıraktığı iki eşi daha vardı. Bunların ilki Bayatlı Dudu Hanımdı. Kekliklerin Kelaliye vardı, 'Anadudu' lakabıyla bilindi. Hacıiresil ve Kelırmızanın analarıdır... Diğer eşi Ahmet kızı Arife Hanım'dır. Bükürlerin Hasan'ın üvey anası olan Arife Hanımın akıbeti bilinmiyor. Ancak Büküroğlu Hasan, Emiralilerin diğer kolu, Çolakfatılardan Fatma ile evlendi...    

    Emiralioğlu Yeşil Ömer

    Emiralioğlu Mehmet'in ikinci Şerife Hanımdan olan oğlu Ömer, 1884 yılında doğdu. Dikkat çekici göz rengi nedeniyle küçüklüğünden itibaren 'Yeşil Ömer' diye lakaplandı. Emiraliler unutulup, çocuklarının oluşturacağı büyük ailenin de 'Yeşilömerler' diye bilinmesine sebep budur. Hala Yeşilömerler fertleri, renkli gözleriyle dikkat çekmektedir...

    Yeşilömer, İsmail kızı Ayşe ile evlendi. Anasının adı da Neslihan olan Ayşe Hanımın kimlerden olduğu bilinmiyor. Zehra, Mehmet, Halil, Fadime ve Şerife adlarında üç kızı ve iki oğlu oldu.

    Yeşilömer iyi cura çalarmış. 1920 Yılında Sığıreğleğindeki meşhur Seydi Çavuş - Ayıcı Arif kapışmasında orada bulunuyormuş. Çavuşun isteği üzerine O çalmış, öteki zeybek oynamış... O sırada 35 yaşlarında olan Yeşilömer onbeş yıl sonra, 1935'te vefat etmiş... Eşi Ayşe Hanım ise 1959 yılına kadar yaşamış...

    Büyük kızı Zehra, 1907 yılında doğdu. Arapların Ahmet Tok eşi oldu. Araplar ve Yeşilömerler bağlantılı bütün Zehra'lara adını verdi. Arapların Ömer Tok'un anası, Taka Nuri Argunşah'ın kaynanası olan Zehra Hanım 1957 yılında vefat etti...

    Ortanca kızı Fadime 1913 yılında doğdu. İdirizlerin Sarıömere vardı. Abdil, Sultan, Eşe ve Nuran adlarında dört çocuğu oldu; 1946'da vefat etti. Kızları Sultan, Sıntırların Garakazım ondan sonra Curak eşi; Eşe, Daldalların Eşeninömer eşi; Nuran, Gambırarifin İzzet eşi oldu. Abdil ise Gıdilerin Mustafa kızıyla evlendi, eşinin de Emiralilerle bağlantısı var...

    Yeşilömerin en küçük kızı Şerife, Eminlerin Çakalhüseyin eşi oldu. Sucusüleyman, Bekçiibrahim ve Ömer Eren'in analarıdır. 1988 Yılında vefat etti... Görüleceği üzere kızlarının çocukları Ömer Tok ve Ömer Eren, Yeşilömer dedelerinin adını taşımaktadırlar...

    Yeşilömerin 1910 yılında doğan Halil adındaki oğlundan haber yok. Sülalede kimsenin bilmediği Halil, büyük ihtimal çocuk yaştayken vefat etti...

    Yeşilömerin Mehmet

    Yeşilömer, 1908 yılında doğan büyük oğluna, babası Emiralioğlu Mehmet'in adını koydu. Yeşilömerin Mehmet, Veyislerden İbrahim kızı Hatice ile evlendi. Hatice Hanım, Delibanın emmisi kızıdır. Hatırlanacağı üzere Mehmet'in Ümmühan halası da Hatice'nin Ali Osman emmisine varmıştı... Bu evlilikle Mehmet, Sıntırların İbrahim İnanır ile bacanak oldular. Ayrıyeten eşlerinin karınkardeş olmaları hasebiyle Hacıların Kelarzıman ile de bacanaklardır...

    Mehmet ile Hatice Hanımın yedi çocukları oldu, bunların biri kız. Yaşlarının sırasına göre isimleri; Halil İbrahim, Ömer, Ramazan, İsmail, Halime, Ali Osman ve Veysel'dir... Bunların dışında 1933'te doğup iki yaşında ölen Mahmut ve 1942'de doğup yedi yaşındayken vefat eden büyük Ali Osman da var...

    Yeşilömer ve çocuklarının genelinde olduğu gibi Mehmet'in de gözleri renkliymiş... Bu sebepten olsa gerek, bakışlarındaki nazar gücünün fazla olduğu söyleniyor. Kendisi de bunun farkındaymış, nazarla öküzü devirebileceğini söylermiş. Elinde olmadan bu nazarla insanlara zarar verdiğini farkedince, kendine göre bazı tedbirler alma yoluna gitmiş. Mesela her sabah, daha el içine çıkmadan Hacıların Oda (Şimdiki Kur'an Kursu) önüne doğru yönelir, oraya varıncaya kadar sadece yere bakarmış... Orada bir kaç dakika Resulbaba'ya bakar, bakışlarının kötü tesirini adeta oraya boca ettikten sonra günlük hayata karışırmış...

    Veyisler kızı Hatice Hanım 1983 yılında vefat etti. Üç yıl sonra 1986'da Yeşilömerin Mehmet eşini takiben öte dünyaya göçtü... Çocuklarını tek tek ele alacağız...

    1944 Yılında doğan tek kızlarına Halime adını vermelerinin sebebi, Hatice Hanımın ana adı olmasıdır. Halime, Şeytanhasanın Şevket Can eşi oldu... Yeşilömerin Mehmet'in hayatta kalan altı oğlu üzerinden sülaleye bakalım...

    Halil İbrahim Fidan
    İlk çocukları 1931 yılında doğdu, Halil İbrahim adını verdiler. Resmiyetteki adı İbrahim'dir... Mehmet'in küçükken ölen Halil adında bir kardeşi vardı, Hatice Hanımın babasının adıyla bunu birleştirince ortaya Halil İbrahim ismi çıkıyordu... Naymelerin İbram kızı Havva ile evlenen Halil İbrahim, Veyislerden Kösenin Mehmet ile de bacanak oldu... 

    Cemil, Fadime ve Hatice adlarında iki kızıyla bir oğulları oldu. Fadime'yi, Davılcıarifin Süleyman'ın İdris Azbay'a; Hatice'yi, Tekelilerin Köressanın Gasaphalile verdiler...

    Halil İbrahim'in tek oğlu Cemil, 1953 yılında doğdu. Ömeronbaşının kızı Hayriye ile evlendi, Gağşakların Veysel kalkan ile bacanaklardır... Erken dönemde İzmir'e yerleştiler. Dört oğlu var, en küçükleri Ramazan bekar. Ramazan'ın abilerinin üçü de Anıtkaya dışından evlendiler; İbrahim'in Ecrin adında bir kızı, İrfan'ın Eylül adında bir kızı, Erhan'ın ise iki oğlu var. Hepsi de İzmir'e yerleşikler...

    Halil İbrahim, Yeşilömerlerin Anıtkaya'da kalan tek temsilcisiydi. Çocukları everip gelin ettikten sonra Havva Hanımla tek başlarına kalıyorlardı. Verese çokluğu sebebiyle nizalı olan evden çıkıp, kendilerine düşen Yeşilömerlerin Odayı meskene çevirdiler. Halil İbrahim Fidan 2006 yılında orada vefat etti. Havva Hanım, Anıtkaya'da bulunduğu günlerde orada yaşıyor...

    Ömer Fidan
    1936 Yılında doğan ikinci oğullarına Yeşilömer dedenin adını verdiler. Ömer Fidan, aslında Emiralioğlu Ömer'in altıncı kuşak torunudur... Gıdilerin Mısdık kızı Fadime ile evlendi. Aynı zamanda hala oğlusu olan Sarıömerin Abdil ile bacanak oldular... Yalnız Fadime Hanım ile Ömer'in çok önceden kurulan akrabalık bağını ıskalamamalıyız. Adını aldığı Fadime ninesi, Emiralilerin Garaguzular kolundandı. Yani Fadime Hanım bir ucuyla Emiralilere bağlanır...

    Ömer ile Fadime Hanım da erken dönemde İzmir'e yerleştiler. Ayşe, Meryem ve Zehra adlarında üç kızları oldu.  Ayşe, Cücelerinaziz oğlu merhum Mevlüt Öncül'e; Meryem, Mardaklarınhasan oğlu Alaaddin Saki'ye vardı... Zehra ise evli değil... Çocuklar halen İzmir'de yerleşikler. Babaları Ömer Fidan 1996'da, anaları Fadime Hanım ise 2012 yılında İzmir'de vefat ettiler...

    Ramazan Fidan
    1939 Yılında doğan üçüncü oğlu Ramazan, Musluların Gavurali kızı Sare ile evlendi. Sare Hanım ile evlenmesi, Onu Sağırların Hamza sancak ile bacanak yapıyor...

    Ramazan da Anıtkaya'dan erken ayrılıp İzmir'e yerleşti. Orada Fatma adını verdikleri bir kızları oldu. Anıtkaya dışından bir beyle evlenen Fatma da halen İzmir'de yaşıyor... Ramazan Fidan, 2010 yılında vefat etti...

    İsmail Fidan
    Yeşilömerin Mehmet'in dördüncü oğlunun adı İsmail... İsmine bir mana aramak gerekirse; bu çocuk doğduğunda Yeşilömerin karısı Ayşe Nine hayattaydı, ihtimal kendi babasının adının bir torununda yaşatılmasını istedi, Onu kırmadılar ve çocuğun adını İsmail koydular...

    İsmail, Dandırlı Emine ile evlendikten sonra istikameti İzmir oldu. Muammere, Mehmet ve Canan adlarında iki kızıyla bir oğlu oldu. Muammere, Dandırlı teyzeoğluna vardı. Canan ise Gıdakömerin Halil oğlu Ahmet İdis eşidir. 

    İsmail'in oğlu Mehmet, Arzıların İbrahim kızı Hüsniye ile evlendi. Hüsniye, Terzimusanın kardeşidir. Hüsniye'nin diğer kardeşleri dolayısıyla Mehmet; Yörüğoğluların Lütfi Tüblek, Kekecin Muhsin İdis, Arapselimin Arif Zenger, Köremininizzet oğlu Adem Kopan ile bacanak oldu... İsmail ve Sinem adlarında bir kızıyla bir oğlu var. Sinem Anıtkaya dışından bir beyle evlendi. İsmail de Anıtkaya dışından bir hanım aldı. Halen İzmir'de yaşıyorlar...

    Yeşilömerlerin İsmail 2009 yılında vefat etti. Karısı Emine Hanım ise kocasından iki yıl sonra, 2011'de öldü...

    Ali Osman Fidan
    Ali Osman 1948'de doğdu. Arapların Ömer kızı Zehra ile evlendi. Bu, tam bir akraba evliliğidir... Arapların Ömer, Yeşilömerin adını almış; çünkü anası Zehra, Yeşilömerin kızı. Ayrıca Ömer, kızına kendi anasının adı Zehra ismini vermiş. O Zehra'yı Ali Osman alınca; Yeşilömerin torunu, Yeşilömerin torununun kızını almış oldu... Böylece Arapların Bakkal Veysel Tok ile de bacanak oldular... 

    Afyon'da gardiyan olarak çalışıyordu. Emekli olduktan sonra Anıtkaya'da durmaya başlasa da çok yaşamadı, 2005'te vefat etti... Mehmet ve Sedat adında iki oğlu var. Sedat Afyonlu Özlem ile evli ve Afyon'da yaşıyorlar...

    Veysel Fidan
    Yeşilömerin Mehmet'in en küçük oğlu Veysel 1953 yılında doğdu. Bıyıkları pala değil, kaytandır; buna rağmen 'Pala' diye lakaplandı, daha yaygın lakabı ise 'Deli Veysel'...

    İdirizlerin Gambırtevfik kızı Elveda ile evlendi ve böylece; Ömeronbaşı, Şampayaların Ahmet, Gocagulağın Halil ile bacanak oldular...

    Erken dönemde İzmir'e yerleşen Veysel'in iki oğluyla bir kızı oldu. İsimleri Mehmet, Yeşim ve Gökhan'dır... Kızı Anıtkaya dışından bir beye vardı, oğulları ise Anıtkaya dışından hanımlarla evlendiler. Hepsi de İzmir'de yerleşikler...

    Veysel Fidan, Yeşilömerin Mehmet'in en küçük ve hayatta olan tek oğludur...



24 Mayıs 2023

Hacı Zekeriyeler

 
    Küçükismailoğulları 1831 kayıtlarında tek hane olarak görülüyorlar. Bu kayıtların bir bakıma vergi mükelleflerini belirlemek maksadıyla tutulduğu, bu yüzden yalnız erkek nüfusu gösterdiğini belirterek bu tek Küçükismailoğlu hanesine bakalım. İki kardeşler...

    1.Küçükismailoğlu Mehmet: 1795 doğumlu, evin reisi; orta boylu kara sakallı biri diye tarif edilmiş. Ramazan, İsmail ve Hüseyin adında üç oğlu var. Büyük iki oğlunun akıbeti bilinmiyor. En küçükleri Hüseyin, 1829'da doğmuş; Topçu ve Potuğun dedeleridir...

    2.Küçükismailoğlu İsmail: 1800 Yılında doğdu. Oğlu yoktu, beşten fazla kızı olduğu söyleniyor. Büyük kafa yapısından ötürü  önce 'Çatalgafa', sonra sadece 'Çatal' diye lakaplananın bu İsmail olduğu düşünülüyor. 

    Afyon'dan gelen İbrahim Efendi, imamlık vazifesi bittikten sonra da Eğret'ten ayrılmadı; en azından en küçük oğlu Yahya'nın Eğret'e yerleştiğini biliyoruz. Zira Yahya, Küçükismailoğlu İsmail'in bir kızıyla evlenerek Çatalallara içgüveyisi oldu. Çatalgafanın kızı Şerife ve damadı Yahya'dan olan üç torununu biliyoruz: Büyük İbrahim, Hocadedenin adı; onun çocukları SOYLU soyadlı Çatalları oluşturur. Ortanca Mehmet çocukları ise İbişler oluyor... Diğer oğlu Mustafa (ki bu kardeşlerin büyüğü de olabilir) bizim konumuzu teşkil ediyor... 


    Yahya oğlu, 'Çatalgafa' torunu Mustafa'nın doğum tarihi bilinmiyor. 20. Yüzyıl kayıtları tutulmaya başladığında hayatta değilmiş. Oğlunun nüfus bilgileri sayesinde varlığından haberdarız. Kendisinden yaşça küçük olduğu düşünülen eşi Fatma Hanım daha uzun yıllar yaşamış. Oğlunun da annesi olan Fatma Hanımdan önce ilk eşi varmış. Adını ve kimlerden olduğunu bilemediğimiz bu hanımından çocuğu olmuyor. Dediklerine göre bu kadın, kendi elleriyle kocasını Fatma Hanımla evermiş. 1885'te Halil İbrahim, 1895'te Hatice adlarında bir oğlu ile bir kızı olduktan sonra Çatalların Mustafa vefat etmiş. İlk eşinin ne zaman öldüğü bilinmiyor.

    Mustafa'nın iki çocuğunun anası Fatma Hanım'dan bahsedelim biraz...  1872 Yılında doğan Fatma Hanım Selimoğlu Karamehmetin kızıdır. Selimoğlu Körselimin torunu olup  Gocaguliz ve Ümmününseydinin babaları ve Gılindir ile emmi çocuğu olur, ayrıca Selimlerin diğer kollarıyla da uzak akrabalık vardır. Bu yüzden kısaca, Fatma Hanım Selimlerdendir, denilebilir...

    Öte yandan Fatma Hanıma sağlığında 'Gavas kızı' denildiği de biliniyor. Buna göre, Çolömerlerin evin yanında yurdu bulunan Gavasların son temsilcisi Ahmet ile Fatma Hanım kardeş oluyorlar. Ahmet öldükten sonra onun evine Arapların Çönehalil girdiği için, oğlu İbrahim'e Gavas lakabı takılmış... Bu durumda Gavasların bilinen son temsilcisi olarak 1946 yılında ölen Fatma Hanım kabul edilebilir...

    Gavasların Fatma ile Çatalların Mustafa'nın bir kızı ve bir oğlu olduğunu söylemiştik. 1895 Yılında doğan kızlarına Hatice adını vermeleri, Fatma Hanıma bağlanabilir; zira annesinin adıdır... Hatice, Sağırların Ali Osman Hocaya vardı, Hilmi Hocanın anasıdır... 

    Çatalların Rıza

    Halil İbrahim'e gelince... 1885 Yılında doğdu... Eminlerin Sağıremin kızı Emine ile evlendi. Emine Hanımın erken vefat eden iki oğlan kardeşi vardı; ama dört kızın da en büyükleriydi. Bu yüzden Çatalların Halil İbrahim; Gıdilerin Ahmet oğlu Mustafa, Hacımahmutların Hacıyusuf oğlu Abdullah ve Çanlı Hüseyin ile bacanak oldular... Hacıyusuf oğlu Abdullah, Etem ile Şimbilin babasıdır. Hacıyusuf Ağa, Abdullah'ın anasından önce ilk hanımını Çatallardan almıştı...

    Tam olarak zamanını kestiremediğimiz bir dönemde, Halil İbrahim'in 'Rıza' diye bilindiği söyleniyor. Belki de bu onun lakabı değil, göbek adı filandı. Büyük ihtimalle Eğretliler 'Irza' diyorlarmıştır...

    Çatalların Rıza ile Emine Hanımın iki oğlu dünyaya geldi. 1904 Yılında doğan büyük oğullarına dedesinin adı niyetiyle Mustafa ismini koydular. Lakin erken öldü bu çocuk, on yaşını görememiş... Küçük oğlu Zekeriya ise 1908 yılında doğdu...  Ona geri döneceğiz, yalnız Zekeriya'nın kimlik bilgilerinde baba adının 'Rıza' yazdığını belirtmek lazım...

    Cihan Harbine katılanlar arasında Irza lakaplı Çatalların Halil İbrahim de vardı. Yemen cephesinde çarpıştığı ve oradan dönemediği söyleniyor.

    Hacı Zekeriya

    Büyük oğlu erken vefat etmişti, diğer oğlu Zekeriya ise yetim kaldığında sekiz dokuz yaşlarındaydı. Büyüdüğünde Hassönlerin  Buruşakmehmet kızı Zeliha ile evlendi. Zeliha Hanım, Buruşağın aslen Altıntaşlı olan ilk hanımındandır ve Tatıresilin ana baba bir kardeşidir. Zelihanınguyu diye bilinen kuyuyu kazdırarak adını vermiştir...

    Zekeriya, hacca gidip geldikten sonra 'Hacı Zekeriye' diye anılır oldu. Bu yakıştırma o kadar yerleşti ki, zamanla 'Hacızekeriyeler',  Küçükismaillerin de Çatalların da önüne geçti; bu ailenin sülale adı haline geldi... Hacızekeriye, 1961 yılında 53 yaşındayken vefat etti... Eşi Zeliha Hanım ise ondan seneler sonra, 1984 yılında öldü...

    Çocuklarına bakacak olursak; iki kız iki oğlan, toplam dört çocukları oldu. Yaşlarına göre onların isimleri; Emine, Mustafa, Havva ve Halil İbrahim'dir... İki oğlanın adları dede ve büyük dedeye işaret eder. Emine, ninenin adı; Havva ise, ninenin Gıdilere giden kardeşidir. Kocası Çanakkale'de kalınca Eğret dışına kocaya varmıştı... Onun hatırasına bu isim verilmiş olabilir... Hacızekeriye, büyük kızı Emine'yi halasının oğlu Hilmihocaya verdi. Küçük kızı Havva ise Çerçilerin Arıkhalil eşi oldu...

     Bununla beraber Hacızekeriyanın küçük yaşlarda ölen üç çocuğu daha olduğu belirlendi. Bunların ilki 1942 yılında doğup bir yaşındayken ölen Hatice'dir... Ondan sonra 1947'de bir oğlu olmuş, ona da Adem adını koymuşlar; lakin Adem de iki yaşına girince ölmüş... Son olarak 1951'de yine bir kızı olmuş, bu kez ninesinin adı olan Fatma adını vermişler... Fatma nispeten çok yaşamış, ama O da ancak dokuzuncu yaşını görebilmiş...

    Mustafa Çelebi
    Büyük oğlu Mustafa 1933 yılında doğdu. Önce Tatıresil dayısının kızı Kezban ile evlendi. Bir müddet sonra ayrıldılar, Kezban Hanım Çolömerlerin Şampayaya vardı. Mustafa ise Kedimehmetin Ahmetçavuş kızı Zakire ile evlendi. İdirizlerin Gıdakömer, Böbülerin Gocahasan ve Tırılın Ahmet ile bacanak oldular...

    Erken dönemde Anıtkaya'dan ayrılan Zakire Hanım ile Mustafa'nın üç kız iki oğlan, beş çocukları oldu. İsimleri; Dudu, Abdullah, Necati, Serpil ve Zehra... Üç kızı da Anıtkaya dışından beylerle evlendiler; Dudu'nun eşi Kalecikli, Serpil'in Karacahmetli, Zehra'nın beyi ise Garipçelidir...

    Büyük oğlu Abdullah, Kayadibili bir hanımla evlendi. Bir oğluyla bir kızı var, oğlunun adı Zekeriya... Küçük oğlu Necati ise Mandanın kızı Gürcan ile evlendi. Yörüklerin Habeşahmet oğlu Mehmet Ali Demir ile bacanaklardır. Necati'nin de Merve ve Mustafa adlarında bir kızıyla bir oğlu var... Anıtkaya dışında yaşıyorlar...

    Hacızekeriyanın Mustafa 1993 yılında, eşi Zakire/Hatice Hanım ise 2004'te vefat ettiler...

    Halil İbrahim Çelebi
    Hacızekeriyenin küçük oğlu Halil İbrahim 1938 yılında doğdu. Alibeyin Tahir kızı Halime ile evlendi. Gobakların Arif Kopan ile bacanaklardır... Kezban, Aysel ve Zekeriya adlarında iki kızıyla bir oğlu oldu. Kantinlerin genel yönelimi etkisinden olabilir, Kütahya'ya yerleştiler. 1970'lerin başında marangozluk atölyesini kurduktan sonra çocuklarını da oraya aldılar.

    Büyük kızı Kezban Kütahyalı bir beyle evlendi. Aysel ise Omarcıkların Delicaferin Talat Sağlam eşidir.  Tek oğlu Zekeriya da Anıtkaya'dan evlendi; Yahyaların Gocahmet kızı Şerife'yi aldı. Saralosmanın Mehmet İdis, Bolvadinliçakallardan Halil oğlu Bekir Haykır ve Garahüseyinin Mehmet Diril ile bacanak oldular...

    Zekeriya'nın üç oğlu oldu: Çetin, Halil İbrahim ve Yusuf... Küçükler Anıtkaya dışından evlendiler. Büyük oğlu Çetin'i, Buruşaklarıncemalın Mehmet kızı Melek ile everdi. Zeliha Ninenin Buruşakmehmet kızı olduğunu hatırlayalım. Ayrıca Buruşakların Cemal'in anası Mencik Nine Çatallardan ve kendisi de Çatalların diğer kolu İbişlerden evli... Melek ile böyle bir akrabalığı bulunan Çetin'in Şerifenur ve Arda adlarında iki çocuğu var...

    Halil İbrahim erken dönemde Kütahya'ya yerleşmişti, ama Anıtkaya ile irtibatını koparmadı. Emeklilikten sonra Anıtkaya'ya yeniden ev yaptı, tarlaya fidan attı. Gözü köyündeydi. 2022'de vefat etti... Şimdi oğlu Zekeriya bu irtibatı kuvvetli tutmaya çalışıyor...



21 Mayıs 2023

Faddikler-Çolakfatılar

 
    1830 Yılındaki Eğret erkek nüfusunu gösteren belgeye göre, o sırada Eğret'te iki Emiralioğlu hanesi bulunuyordu. Bunların ilki olan Emiralioğlu Ömer hanesinin bugünkü karşılığı Yeşilömerlerdir. İkincisi olan Emiralioğlu Osman hanesinden Mustafa çocukları ise günümüzün Garaguzularını oluşturuyor; zira bir mahkeme kaydına göre, Mustafa'nın lakabının Garaguzu olduğu belirlenmişti. Bu ikinci Emiraliler hanesini incelemeye devam edeceğiz

    Emiralioğlu Osman çocukları olduğu belirtilen bir hane daha var ki, 1904 kayıtlarında iki kardeşten oluşan bir ev olarak karşımıza çıkıyor. Yalnız Ali ve Halil adındaki bu kardeşlerin doğum tarihleri 1862 ve 1865 olarak görülüyor. Hatırlanacağı üzere Emiralioğlu Osman 1800  doğumluydu, hatta Garaguzu lakaplı oğlu Mustafa da 1823 yılında doğmuştu. Şimdi, bir adamın 62 ve 65 yaşındayken çocuğu olur mu, olur... O zaman Halil ile Ali, Emiralioğlu Osman çocuklarıdır ve Garaguzunun kardeşleridir, deriz.

    1831 Yılında tutulmaya başlayan eski kayıtların 1838'e kadar güncellendiği belirlenmiş. Yani o yıla kadar ölenler ve doğanlar deftere işlenmeye devam edilmiş. Ancak 1838 sonrası bilgilerini o defterden öğrenemiyoruz. Yani 1838'den sonra Emiralilerin Osman'ın bir oğlu daha olduysa biz bunu bilemeyiz. Çocuklara babalarının adı verilmesi nadir de olsa görülen bir durum. Ayrıca, Osman'ın hanımının baba adı da Osman olabilir. Bütün bunları düşününce; Emiralilerin Osman'ın 1838'den sonra bir oğlu daha olduğu, adını da Osman koydukları, sözü edilen Halil ile Ali kardeşlerin onun çocukları olduğu varsayılabilir. Şu halde, Halil ve Ali kardeşler 1800 doğumlu Emiralioğlu Osman'ın oğlu değil torunu oldukları daha güçlü bir ihtimal olarak duruyor. O zaman Garaguzunun da kardeşleri değil, yeğenidirler... Kesin olarak bu böyledir diyemeyiz, ama güçlü bir ihtimal olarak akılda tutulsun...



    Emiralioğlu Osman Fatma Hanım ile evlenmiş. Tabi ki Fatma Hanımın kimliği ve kimlerden olduğu bilinmiyor, çünkü 1904 kayıtları tutulurken karı koca ikisi de hayatta değillerdi. İsimlerini de çocuklarına ait kayıtlardan öğreniyoruz. Ana baba adı Fatma/Osman olan biri daha var 1904 kayıtlarında; adı Ayşe ve 1850 doğumlu... Bekiroğlu Hasan'a varmış... Bu Bekiroğlu Hasan; Şemşilerin  atası olan Şeherlioğlu Ahmet ile Abdullah'ın kardeşidir, şimdi Anıtkaya'da nesli kalmamış... Konuyu dağıtmayalım, bu Ayşe Hanım Halil ile Ali'nin ablasıdır... Emiralilerin Osman'ın iki oğlundan iki ayrı sülale çıkacak, şimdi onları inceleyelim...

    FADDİKLER

    Büyük oğlu Halil 1862 yılında doğdu. Ali kızı Fatma ile evlendi. Fatma Hanımın kimliği, çok karmaşık bağlantıların ana kaynağıdır. Baştan söyleyelim, Fatma Hanım Gademlerin kızı... Gademler, Guycular demek.... Elcikler/Naymelerle Gademler hala-dayı çocuğu oluyor... Guycularla Danaların; Danalarla Osmanköylülerin; Osmanköylülerle tekrar Gademlerin yakınlığı var... İşte bu bu trafikte Fatma Hanım Emiralilerin Halil'e geliyor...

    Fatma Hanıma 'Faddik' diyorlar. Fatma adının Fatı, Fadime, Fadik biçimine girmiş hallerini biliyorduk; 'Faddik' söylenişine ilk ve tek olarak burada tanık oluyoruz. Bu kendine has telaffuz o kadar yerleşiyor ki zamanla sülalenin adı oluyor. Faddikler sülalesi mensupları bugün bile kendisinden 'Faddik Nine' diye söz ediyorlar.

    Faddik ile Halil'in, tespit edebildiğimiz kadarıyla, bir kızıyla bir oğlu var. Kızı Fatma 1892 yılında, oğlu İbrahim ise 1901 yılında doğmuş. Kızın adı da Fatma olmasının sebebi annesi değil, ninesidir. Emiralioğlu Osman'ın hanımı da Fatma idi çünkü... Bu yüzden hemen her kuşakta Fatma ismi karşımıza çıkacak... 

    Fatma/Fadime, Gıdilerin Mehmet'e vardı. Anası da Emiralilerden olduğu düşünülen Mehmet'in Fadime'den başka bir hanımı daha vardı; Haliloğlulardan Havva... Fadime Hanımın 1910 gibi vefat ettiği sanılıyor. Çünkü eşi Gıdilerin Mehmet 1912 yılında Mora'da şehit olduğunda Havva Hanım tek eşi olarak görünüyor... Aynı yıllarda Emiralilerin Halil de vefat edince, aile iyiden iyiye Faddikler diye bilinir oldu... Zaten aile dediğimiz de ne ki, geriye ana oğul Faddik Nine ile İbrahim kalıyor...

    İbrahim 1901 yılında doğmuştu. Demirdelen Osman kızı Ayşe/Eşe ile evlendi. Eşe Hanım, Hayta Mahmut'un kardeşidir. Ayrıca üç de bacanağı vardı: Arapların Hüseyin, Mardakların Hasan ve Hakkıların Kadir...

    Üç oğulları oldu; ilkine Halil, ikincisine Ali ve küçüğüne Ahmet adını verdiler.  Ortanca Ali 1929 doğumluydu, 1937'de öldü... Sonra ölümler arka arkaya geldi; evin büyüğü Faddik Nine 1940 yılında vefat etti... 1942 Yılına gelindiğinde önce iki kardeşin anaları Ayşe Hanım, beş altı ay sonra da babaları İbrahim vefat ettiler... Bu sırada Ahmet yedi sekiz yaşındaydı, Halil ise askerdeydi...  Tek başlarına kalan bu iki kardeşin hikayesiyle devam...

    Güçcük Halil

    Büyük oğulları Halil 1922'de doğdu. Eğret'te iri yapılılara nasıl 'Goca' sıfatı layık görülüyorsa, minyon tipli ufak yapılılara da 'Güçcük' yakıştırması yapılıyor. Halil de öyle biri olduğundan 'Güçcük Halil' diyorlar... 

    Güçcük Halil gibi insanlar küçük beden yapılarını avantaja çevirip işlerinde hızlı hareket ederler. Kahveci olarak hatırladığımız kadarıyla, aynen böyle elinde tepsiyle koşar gibi yürürdü. Oyun ve benzeri şeyler olmadığı için büyük bir köy odasına benzeyen kahvede, koca tepsiye dizdiği çayları belli aralıklarla servis eder, sair zamanlarda ikişer üçerli çay siparişlerini götürürdü. Koca çaydanlıklardaki çayın demleme süresini, bir ayağını altına alarak oturduğu sandalyesinde müşteri sayarak geçirirdi. Başka vakit otururken göremezdin... 

    Güçcük Halil, Veyislerden Doğvelinin kızı Satı ile evlendi ve böylece Apdıramanların Ali Osman Kirkit ve Guycuların Ahmethoca ile bacanak oldular. Üçü kız ikisi oğlan, beş çocukları oldu; İbrahim, Eşe, Hüsniye, Ali ve Fadime...

    Büyük kızı Eşe, Guycuların Ahmethocanın İbrahim Mola eşi oldu. Bunlar teyze çocuğu olmuyorlar, çünkü İbrahim Ahmethocanın ilk eşinden... Ortanca kızı Hüsniye Kayadibili, en küçükleri Fadime de Ahmetpaşalı beylerle evlendiler...

    Güçcükhalilin büyük oğlu İbrahim 1948 yılında doğdu. Bayramgazi'den Neriman Hanım ile evlendi. Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Necmiye, Nermin ve Kenan adlarında üç çocuğu oldu. Necmiye ve Nermin Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Kenan ise Bayramgazili Hatice ile evlendi. Dilara ve Ege İbrahim adlarında bir kızıyla bir oğlu var... Güçcükhalilin İbrahim İleri 2003 yılında vefat etti, çocukları halen İzmir'de yaşıyorlar...

    Küçük oğlu Ali 1956 yılında doğdu. Uzun süre babasıyla beraber kahveyi çalıştırdı. Bu dönemde bir kaç kez inek güderken gördüğümde şaşırmıştım. Şaşırmamın sebebi inek gütmesi değildi; torbasının içinde domates ekmek yerine kitap bulundurmasıydı. Meğer sınavlara çalışıyormuş... Şampayanın kızı Mukadder ile evlendi. Mukadder Hanımın Halilçavuş dedesi ile, Ali'nin Şerife ninesi kardeş olduğunu söylersek aralarındaki yakınlık anlaşılır. Bu evlilikten sonra Afyon'a yerleştiler. Ana babasının adlarını verdiği bir kızıyla bir oğlu oldu. Satı Afyonlu Mustafa ile evlendi. Halil ise Salarlı Meryem ile evlendi; özlem ve Zeynep adlarında iki kızı var... Halen Afyon'da yerleşikler, zaman zaman Anıtkaya'daki evlerine gelmek suretiyle irtibatı sürdürüyorlar...

    Faddik Ninenin torunu Güçcükhalil 1990 yılında, eşi Satı Hanım ise 2017'de vefat ettiler. 

    Güçcük Ahmet

    Faddiklerin İbramın küçük oğlu Ahmet 1933 yılında doğdu. Ana babası öldüğünde hem öksüz hem yetim diyecek kadar kimsesizdi. Halil abisi kendini kurtarmış, delikanlılık dönemindeydi. Öylece büyüyorlar işte... Yalnız bunlarda ırsi galiba, Ahmet de minyon tipli. Bu yüzden onun lakabı da 'Güçcük Ahmet' oluyor.

    Adamın küçük yaşlarda başladığı çilesi ömür boyu sürdü, dense yeridir. Hatırladığım kadarıyla hep çobanlık yaptı. Yazın on onbeş günlüğüne harman molası verir, harmanı kaldırdıktan sonra hadi bakalım tekrar Dağa... Kendi işine baktı, kendi hayatını yaşadı. Sanırım kimse Güçcükahmetten bir zarar gördüğünü söyleyemez... 1999 Yılında vefat etti...

    Çerçilerin İbrahim kızı Azime ile evlendi. Gulizosmanın Aziz Koç ve Dombeylinin Ömer Okutan ile bacanak oldular... İki oğlu ve bir kızları oldu, isimleri; İbrahim, Mehmet ve Melek... Melek, Afyon'a gelin gitti; oğlanlar da Anıtkaya dışından evlendiler...

    Büyük oğlu İbrahim 1968 yılında doğdu. Karı koca ikisinin baba adı da İbrahim olunca, bu ilk oğullarının ismi de doğal olarak öyle oldu. Ten rengi biraz esmer olduğu için arkadaşları 'Gara İban' derlerdi, büyüdükçe lakabı 'Böcek' olarak değişti. Saman satmak için sık sık gittiği Isparta'dan Perihan ile evlendi. Ahmet, Öznur ve Emirhan adlarında iki oğluyla bir kızı var. Büyüklerin ikisi Anıtkaya dışından evlendiler. Böcek ve çocukları Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    Güçcükahmetin diğer oğlu Mehmet 1970 yılında doğdu. Çerçimehmetin adını aldığı düşünülüyor... 'Viki' diye lakaplandı ve Ablaklı Havva ile evlendi.  Üç kızı ve bir oğlu var, yaş sırasına göre isimleri; Azime, Pınar, Ahmet, Berra'dır... Büyük kızı Azime, Osmanköylülerden Bekçialinin Musa oğlu Ali Boy eşidir... Viki de Anıtkaya'da oturuyor...

    Güçcükhalil ile Güçcükahmet iki kardeş, şimdi evlerinin olduğu yeri Guycununibramdan satın almışlar. Babaları Faddiklerinibram ile bu Guycununibram hala-dayı çocuklarıdır. Yani Faddik Nine, Guycununibramın halası oluyor. Guycuların ise Gademlerin ta kendisi olduğu yukarıda belirtilmişti. Zaten bahsettiğimiz evlerin de bulunduğu o ada tamamen Gademlerin yurdudur... Sözün kısası iki kardeş, Faddik Ninelerinin yurdunu almışlar... 
 

    ÇOLAK FATILAR

    Emiralilerin Osman'ın küçük oğlu Ali 1865 yılında doğdu. Hayret, küçük kardeş olmasına rağmen 1904 kayıtlarında evin reisi olarak görünüyor. Önce Kezban adında bir kadınla evlenmiş. Bir kızı ve bir oğlu olduktan sonra onunla ayrılmışlar galiba, çünkü Kezban Hanım sağ görünüyor ama o hanede kaydı yok. Demek ki O da kocaya vardı. Dolayısıyla Kezban Hanım hakkında bilgi bulunmuyor, Ondan olan çocuklarının adı Osman ve Fatma...

    İkinci olarak kendinden on yaş daha küçük, Berberoğlu Mehmet Ali kızı Fatma ile evleniyor. Anası Danalardan olduğundan siz ona Danaların Fatma da diyebilirsiniz. Tam olarak bir tarif gerekirse; Fatma Hanım, Dananın İbramın karınkardeşi, yani Körahmet Çotak'ın halasıdır. Ayrıca Osmanköylünün Süleyman, Urganlı ve Tekenin de halaları olur... İş yine varıyor, Gademler/Guyculara dayanıyor. Çünkü Danalarla Guyculardan zaten bir yakınlık vardı; Banguşosman da Körahmetin kardeşiyle evlenince... Hasılı kelam, Emiralilerin Osman çocuklarının Gademlerle irtibatı çok fazla...

    Fatma Hanım'a hep Fatı diye hitap ediyorlar. Kolunda bir arıza oluştuktan sonra lakabı 'Çolak Fatı' olarak kalıplaşıyor ve bu çocuklarına sülale adı oluyor. İki elti düşünelim, ikisinin de adı Fatma ve kesinlikle resmi isimleriyle seslenilmiyorlar. Birine Faddik, diğerine Fatı deniliyor. Daha önemlisi, iki elti ne kadar baskın karakterlermiş ki; kocalarının sülale adı olan Emiraliler unutuluyor, kendi lakapları çocuklarına sülale adı oluyor... Çolakfatı da 1942 yılında eltisi Faddik Nineden iki hafta sonra vefat etti...

    Emiralilerin Ali ile Çolakfatının iki kızı ile bir oğlu oldu; isimleri Ayşe, Zehra ve Halil İbrahim... Kesin tarihini bilmiyoruz, tahminen 1914 gibi Emiralilerin Ali vefat etti... Çocuklarının durumuna bakacak olursak: Kezban Hanımdan olan büyük kızı 1890 doğumlu Fatma, önce Büküroğlu Hasan'a vardı. Bükürünalinin babasıyla emmioğlu olan Hasan, Emiralilerin Yeşilömerler kanadıyla da yakın bağlantıları vardı. Çocuksuz öldüğü için nesli günümüze gelememiştir. Onun ölümünden sonra Fatma, Elciklerin Kelçakır Ahmet'e vardı; Ahmet, Çakıriban (İbrahim Ata)nın babasıdır... Ondan sonra Gılindir Mısdıfaya vardı ve onun nikahı altında 1956 yılında vefat etti...

    Çolakfatının 1902 yılında doğan büyük kızı Ayşe'nin evlilik kaydı yok, hakkında başka bir malumat da bulamadım. Onun iki yaş küçüğü 1904 doğumlu Zehra ise, Küçükismailoğlu Mollamehmetin İbiş'e vardı. İbişlerin Yusuf, Eyüp, Mehmet, Ömer, Şükrü Tür'ün analarıdır. 1944 Yılında vefat etti...

    Çolakfatının bir oğlu var, ismi Halil İbrahim, 1914 yılında doğdu. Babasının öldüğü vakitlerde doğmuş oldu. Ayanoğlu İbrahim kızı Sultan ile evlendi. Sultan Hanım, Halilakkaşın kardeşidir... Bundan sonrasını net ifadelerle anlatabilmek için elde yeterli veri yok. Anlatılan tanıklıklarla ne bulduysak o kadarını yazacağız...

    1943 Yılında Ali Osman, 1946 yılında Seyfi adını verdikleri iki oğlu dünyaya gelmiş. Ali Osman, erken dönemde Afyon'a taşınmış. Bir fabrikada çalışırken elektrik akımına kapılınca iki kolu da kopmuş. En son İstanbul Sirkeci'de bir gazete bayiinde çalışırken görülmüş. Seyfi ise 1957 yılında Anıtkaya İlkokulu'ndan naklini Afyon'a aldırdığı kaydedilmiş, başka haber yok... Bununla beraber 1940'lı yıllarda doğmuş bir Mehmet İleri'nin okul kaydı da bulunuyor, yalnız baba adı yazılmamış... Aynı şekilde 1958 doğumlu, Ramazan oğlu Mehmet İleri'ye ait bir kayıt da var... Bütün bunları değerlendirdiğimizde Çolakfatının Halil İbrahim'in, Ali Osman ve Seyfi'den başka Mehmet ve Ramazan adında iki oğlundan daha söz edebiliriz; yalnız bu kesin bilgi değildir...

    Sonuç olarak Emiralilerin Osman'ın Halil ve Ali adında iki oğlu vardı. Bunların aileleri Faddikler ve Çolakfatılar diye bilindi. 1934 Soyadı uygulamasında İLERİ soy ismini aldılar. Faddikler Anıtkaya'da kalırken Çolakfatı çocukları İstanbul'a yöneldiler...



06 Mayıs 2023

Çolömerler

     
    Selimoğlu Hacı Ali çocukları, kalabalık Selimler sülalesinin temelini oluşturuyor. Hacı Ali 1841 tarihinde vefat ettiğinde yedi oğlan dört kız, toplam onbir çocuğu bulunuyordu. Sekiz erkek kardeşin (Mehmet vardı vefat etti, sekizden yediye düştüler) her biri 20. yüzyıldaki bir Selimeler koluna karşılık geliyor. O kolların belki de en yoğunu Selimoğlu Halil'in çocuklarıdır ki Çolömerler deniliyor...


    Selimlerin Hacı Ali'nin oğlu Halil, 1823 yılında doğdu diye kaydedilmiş. Babası vefat ettiğinde düzenlenen veraset belgesinde kendisinden 'yetişkin' diye söz ediliyor. Belki de o sırada evliydi, çünkü 18-19 yaşında oluyor ki o dönemde çocuklar daha erken yaşta bile evlendiriliyordu. 

    Selimoğlu Ali'nin mirası da oldukça yüklü görünüyor. sadece hayvan varlığına bir göz atalım: 1 kısrak, 1 kır tay, 2 sıpalı merkep, 1 çift orta camız, 2 çift kötü camız, 3 çift kara sığır öküzü, 1 camız ineği, 1 malak, 3 taze buzağılı koca inek, 2 düğe, 7 buzilici inek, 3 iki yaşında tosun, 172 koyun, 86 erkek şişek, 96 gancık keçi, 20 erkek çebiş, 55 oğlak, 95 toklu, 6 koç...   Kalabalık Selimlerin babadan kalan hayvan varlığından bir kesitti sadece. Selimoğlu Halil de bundan payına düşeni aldı. Miras paylaşımının mahkeme kanalıyla yapılması kafaları karıştırabilir. Bunun yasal sebebi, o sırada Osman'ın askerde bulunmasıdır. Verese arasında yaşı küçük olan veya orada bulunmayan birisi varsa böyle bir uygulamaya gidiliyordu.

    Halil, Emine Hanım ile evlenmiş; fakat kayıtlar tutulduğu sırada hayatta olmadığı için onun kimlerden olduğu anlaşılmıyor. 1869 Yılında bir oğulları oldu, adını Ömer koydular. Başka çocukları oldu mu orası da bilinmiyor. Ömer'in sağlığı da biraz bozukmuş galiba, çocukluğundan itibaren 'Çor Ömer' diyorlar. Hastacak anlamına gelen bu kelime bir ses değişimiyle 'Çolömer' olarak bugüne kadar geliyor. 

    Yerleşik kanaat böyle; yalnız sülale adının 'Çolömerler' olmasıyla ilgili gerçek ise bambaşka... Eğret arazisine iskan edilen Kafkas göçmeni Voçapşiye/Yenicelilerle zaman zaman kavgalar çıkıyordu. Bunların birsinde Selimlerin Ömer kolundan yaralandı. Aldığı bıçak darbesiyle kolu sakat kalınca buna 'Çolak Ömer' dediler. Halk ağzında zamanla 'Çolağömer'e dönüşen söz en sonunda 'Çolömer' olarak kalıplaştı ve onun çocuklarına 'Çolömerler' denildi...

    Emine Hanım öldü mü, yoksa o sağ iken ikinci hanımını mı aldı, pek belli değil; Selimoğlu Halil, Taşçıoğlu Mustafa kızı Ayşe ile evleniyor. Aslen Tekirdağlı olan bu ailenin yakınlarda Eğret'e geldiği düşünülüyor... Ayşe Hanımdan da 1880 yılında bir kızı oluyor. O kızın adını da Ayşe koyuyorlar... Bundan da anlaşılıyor ki Halil'in iki eşi de erken vefat etmiş...

    Ayşe'yi Himmetoğlu Osman'a verdiler. Lakabı annesine izafeten 'Tekir Gızı' olan Ayşe, zamanla Himmetoğlu Osman çocuklarına da Tekirgızılar denmesini sağlayacaktır.

    Halil'in ilk hanımından olan tek oğlu Ömer'e dönelim... 1869 yılında doğmuştu. Osman kızı İsmihan ile evlendi. İsmihan Hanımın babası Osman'ın kimlerden olduğunu çıkaramadık, annesi Şerife ise Terlemezlerin kızıdır... 

    Hikayeyi baştan anlatmak gerekirse; Terlemez Süleyman'ın tek kızı Şerife, Osman adında birine varıyor. Osman vefat edince, yanında kızı tay olduğu halde Taşçıoğlu Murat'a varıyor. Bu Murat, Çolömerin analığının kardeşidir, yani üvey dayısı olur. Tay giden kız ise İsmihan... İşin özü, Çolömer üvey dayısının üvey kızıyla evlenmiş oluyor... Belki de tahminlerimizde yanılıyoruzdur, bu sırada analığı 'Tekirgızı' hala sağdır ve evlilik onun etkisiyle gerçekleşmiştir... Ne olursa olsun şurası ıskalanmmalı, İsmihan Hanım bir ucundan Terlemezlerdendir... 

    Bir bilgiye göre de İsmihan Hanım Akörenliydi. Gerçi kütükte doğum yeri Eğret yazıyor, ama kayıt esnasında bu gibi yanlışlıklar yapılabiliyor. Bir de o yıllarda Akören'in Eğret Nahiyesine bağlı olduğu düşünülürse, Akören de Eğret kabul ediliyordu... Eğer bu bilgi doğruysa babasını açıklamak kolaylaşır. Buna göre Terlemez Süleyman'ın kızı Şerife, Akörenli Osman'a gelin gitti. Eşi ölünce, yanında kızı tay olduğu halde Eğret'e döndü ve Taşçıoğlu ile evlendi...

    Kızından nakledilen bir rivayette de İsmihan Hanımın dillere destan güzelliği var. Bu konuda kimsenin O'nunla boy ölçüşemeyeceğini söylerlermiş...

    İsmihan Hanımla Çolömerin dört kız üç oğlan, yedi çocukları oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Ayşe, Halil, Emine, Havva, Süleyman, Şerife, Osman... Büyük kızı Ayşe 1890 yılında doğdu. Deligızların Arif ile evlendi. Aslında o vakte kadar İdirizlerin bu koluna Deligızlar demezlerdi, ne zaman ki Ayşe Arif'e vardı, ondan sonra Deligızlar dediler. Çünkü 'Deli Gız' Ayşe'nin lakabıydı... Ayşe Hanım, Hörküle ve Kesginin anasıdır...

    İkinci kızı Emine 1894 yılında doğdu. Eminlerin Mehmet Emin oğlu Hüseyin ile evlendi, çocukları filan yoktu, Hüseyin vefat etti. Sonra Patlakların Ahmet'e vardı; Çetemehmet ile Gaygısızhalilin anasıdır...

    Diğer kızı Havva 1895 doğumlu... 'Gabık Hava' diye bilinirdi. Araplardan Gavas İbrahim'e vardı. Gavasıntopal, Canavarcı ve Gavasınısmeyilin anasıdır...

    En küçük kızı Şerife 1910 yılında doğdu. Veyislerin Halil İbrahim (Doğveli) ile evlendi. Veysel, Mehmet ve Ömer Varlı'nın anaları olur...

    Oğlanları tek tek inceleyeceğiz; Anne Akörenli İsmihan 1937, baba Çolömer ise 1938 yılında peş peşe vefat ettiler...

     1. Halil Çavuş

    Çolömerin büyük oğlu 1890 yılında doğdu. Dedesi Selimoğlu Halil'in adını verdiler. Cihan Harbi Halil'in askerliği dönemine denk geldi, Çanakkale Cephesindeydi. Himmetoğlu Kelhasan (Gambırömerin babası) ile aynı birlikteydiler, hatta Hasan'ın Çavuşuydu. Bunu, Kelhasanın şehadeti hususunda yaptığı şahitlikten anlıyoruz: İkinci Kolordu, Altıncı Fırka, Onyedinci Alay, Birinci Tabur, İkinci Bölük, İkinci Takım, Onbirinci Manga... Mangalarına  varana kadar aynılar... Aynı birlikte Eğretli biri daha var; Mollahmetler/Müdüroğluların Halil Çavuş... Aynı takımdalar sadece mangaları ayrı...

    Askerliğindeki rütbesinden dolayı Halil bundan sonra 'Halilçavuş' diye anılacaktır. Asker arkadaşı diğer Halilçavuşun kardeşi Ayşe/Eşe ile evlendi. Müdüroğluların Ahmet kızı Ayşe Hanıma 'Mor Eşe' diyorlardı... Moreşe ile Halilçavuş, Çanakkale olayından önce de evlenmiş olabilirler, bunun hakkında bir bilgi yok... Yalnız Eşe Hanım ile evlenmekle, Şaşdımoğlu Mustafa (Ömeronbaşının babası) ve İdirizlerin Gambırtevfik ile bacanak oldular...

    Eşe Hanım ile Halilçavuşun iki oğlu ve üç kızı dünyaya geldi. Yaş sırasına göre bunların isimleri; Selime, İdris, Şerife, İsmihan ve Ahmet... Aslında iki oğlanın arasında üçüncüsü de doğmuş ama tazeyken ölmüş. 1936 Yılında doğan bu oğlanın adı çok ilginçtir; Veyis... Veyisler sülalesinde bile bu isme rastlanmazken Halilçavuşun Veyis...

    Halilçavuş 1974, Moreşe ise 1984 yılında vefat ettiler... Çocuklarının durumuna bakalım...

    Büyük kızı Selime, Kesginmahmut eşidir; hala dayı çocuğu oluyorlar... Ortanca Şerife ise Guycuların Garaburun eşi; Osman, Şevket ve Adem Mola'nın analarıdır... Küçük kızı İsmihan, Tevfiklerin Mevlüt İdis eşidir; teyze çocuğu oluyorlar... Halilçavuşun oğlanlara geçelim...

    Şampaya
    Halilçavuşun büyük oğlunun adı İdris, 1926'da doğdu... Bu isme sebep olarak İdirizler bağlantısı ilk akla gelen oluyor; ama böyle bir bağ görünmüyor. Akören'e satılmış olabilir. Zira oğlu olduğunda o ismi vereceğine dair adak gibi bir söz verme durumu oluyordu o vakitler. Akçaköy'e satılanlara Aziz, Kayıhan Veli, Akören'e adananlara ise İdris adını veriyorlardı... Ayrıca İsmihan Hanımın Akören bağlantısını da unutmayalım...

    Kendinden sonraki kuşaklar Onu adıyla tanımazdı zaten. Herhalde askerlikten kalma bir lakap olarak önceleri biri 'Şampanyacı' demiş. Eğretlinin kolayına geldiği şekliyle 'Şampaya' derdi herkes. Sonra bu lakap etraf köylere de öylece yayılmış... Fiziki ve sosyal çevresi çok geniş biriydi Şampaya. Bazıları bunu Onun cömertliğine bağlıyor. O da bir etkendir; ama tek başına değil tabi... Cambazlık da yapıyordu galiba, onun da etkisi olabilir. Yolumuz oralara her düştüğünde görürdük, haney odasının önünde yabancı beygir arabası eksik olmazdı...

    Şampaya önce Gavalcibram kızı Havva ile evlendi. 1955 yılında Güler adını verdikleri bir kızı oldu. Sonra Havva Hanım ile ayrıldılar... İkinci olarak Tatıresilin kızı Kezban ile evlendi. Böylece dört de bacanağı oldu; Terlemezlerin Pala İbram, Pepesanın İbram, Efekcinin Körsüleyman, Bilallerin Şımır... Kezban Hanımdan da Taciddin ve Mukadder adlarında bir oğluyla bir kızı oldu....

    Şampaya 2002, eşi Kezban Hanım 2017 yılında vefat ettiler. Çocuklarına bakacak olursak; ilk hanımından olan büyük kızı Güler, Eskişehir'e gelin oldu... Küçük kızı Mukadder ise Daldalların Hamdi oğlu Hasan'a vardı. Onun ölümünden sonra ise Faddiklerin Ali ile evlendi...

    Şampayanın tek oğluna gelince... Buruşakların Kırtümmetin kızı Hafize ile evlendi. Sibel, Halil ve İdris adlarında iki oğluyla bir kızı var. Sibel, Fethibey'e gelin gitti... Halil, Capbağın Ali'nin Süleyman kızı Hatun ile evlendi; Irmak ve Esma adlarında iki kızı var... Küçük oğlu İdris, Samsunlu Yasemin ile evlendi. Ege ve Büşra adlarında bir oğluyla bir kızı var... Tacittin çocukları ve torunlarıyla Anıtkaya'da oturuyor...

    Şampayaların Ahmet
    Halilçavuşun küçük oğlu 1941 yılında doğdu. Adının Ahmet konmasına sebep annesi Mor Eşe olduğu düşünülüyor. Çünkü O, Mollahmetlerin Ahmet kızıydı... Abisi Şampaya ile ilişkilendirilerek 'Şampayaların Ahmet' diye lakaplandı. 

    Şampayaların Ahmet, Belediye personeli iken son zamanlarında Sucusüleyman ve Elektrikçialessan ile birlikte TEK'e geçtiler ve oradan emekli oldular... 

    Ahmet Gambırtevfik kızı Mükerreme ile evlendi, yani teyzesinin kızıyla... Dört oğlu var; Halil, Erdoğan, Yalçın ve Burhanettin... Emekliliğinden yıllar sonra 2009'da vefat etti. Karısı Mükerreme/Müker Hanım ise 2018'de öldü...

    Büyük oğlu Halil, 1960 yılında doğdu. Yine Çolömerlerden Körsüleyman kızı İsmihan ile evlendi. Keçimehmetin Zabit, Çolakların Selahattin oğlu Mehmet Kurt, Tekirgızıların İsmail Haykır ve Sarasanın Ahmet'in Yaşar Dadak ile bacanak oldular... Ahmet ve Ergül adlarında bir oğluyla bir kızı dünyaya geldi. Ergül, Mandaların Almanmahmut oğlu Erol Öztürk eşidir. Ahmet ise Delibanın Hüseyin kızı Serpil ile evlendi; Tahtalınınmısdık oğlu Mehmet Ün ile bacanaklar...Halil, Gamze ve Yunus Emre adında iki oğluyla bir kızı var...

    İkinci oğlu Erdoğan 1964 yılında doğdu. Dandırlı Hatice ile evlendi ve beş kızı oldu; Eşe, Ebru, Yağmur, Mükerreme, Medine... Eşe, Bödünün Kerim oğlu Mehmet; Ebru ise İrfan Sağlam eşidir... Yağmur Bükürün Muammer'in Mehmet ali Ölçer eşidir...

    1969 Yılında doğan üçüncü oğlu Yalçın Guzuguzunun kızı Dilek ile evlendi. Anası Kesgin kızı olmasıyla Dilek ile Yalçın arasında bir akrabalık var... Merve, Gurbet, Müge ve Oğuzhan Ahmet adlarında üç kızıyla bir oğlu var. Merve Anıtkaya dışına gelin oldu...

    Şampayaların Ahmet'in en küçük oğlu Burhanettin 1974 yılında doğdu. 'Boruş' diye tanınmaktadır. Bekçialinin kızı Fatma ile evlendi; Sağırların Çunku Ahmet Sancak ile bacanaktır... Ahmet, Ali ve Sema adlarında iki oğluyla bir kızı var...

    2. Efekçi

    Çolömerin ortanca oğlu 1902 yılında doğdu. Bu çocuğun adını Süleyman koymalarında Terlemezler etkisi barizdir. Hatırlanacağı üzere İsmihan Hanımın ana-dedesine Terlemezoğlu Süleyman diyorlardı. (Terlemez Süleyman  aynı zamanda Terlemezhoca ile Memişahmetin de dedeleri oluyor.)

    Selimoğlu Süleyman'a 'Efekçi' lakabı takılmasına sebep olarak bildiğimiz efek otu gösteriliyor. Kaba bir ot çeşidi olan efeği koyunlar çok severmiş. Çok yer kaplayıp arabayı hemen doldurduğu için efekli yerleri biçermiş. Süleyman'ı hergün çoğu efekten oluşan otlarla dolu arabasıyla görenlere durumu izah etmiş: 'Hem araba doluyor, hem goyun yiyor...' Böylece adı Efekçi kalmış...

    Efekçi önce Garen/Kayıhanlı Fatma hanımla evlenmiş. Bu ilk hanımı 1950'de vefat edince ikinci olarak yine Garenli İsmihan Hanımla evleniyor. İki oğlu da Fatma Hanımdandır. Galiba İsmihan Hanımın vefatından sonra biriyle daha evleniyor. Büküroğlu Hüseyin kızı Şerife ile... Posdecimehmetalinin halası olan Şerife Hanım önce Tellilerin Gocasan eşiydi. Çocuğu olmuyor bahanesiyle Gocasan bunu çıkarınca Efekçiye gelmiş. Gerçi Şerife Hanımın burada da çocuğu olmamış; ama hiç olmazsa huzur içinde ölebileceği bir yuva bulmuş kendine ve burada 1982'de vefat etmiş. Oysa Efekçi kendisi 1976'da ölmüştü, kocasının ölümünden altı yıl sonra vefat etmiş oluyor...

    Efekçi ile Fatma Hanımın iki oğlu olduğunu söylemiştik; adları Ömer ile Süleyman... 1930'da doğan büyük oğluna kendi babası Çolömerin adını vermesi gayet doğal... Ömer'in askerden geldikten sonra evlendiği ve taze evliyken vefat ettiğine dair bir bilgi var; ama kütükte 15 yaşında öldüğü yazıyor...

    Kör Süleyman
    Küçük oğlu 1941 yılında doğdu. Babasının adını vermelerine özel bir sebep olduğunu düşünmüyorum, bazen böyle oluyor. Bir gözündeki arıza sebebiyle 'Kör Süleyman' dediler... Sonrasında hep bu lakabıyla tanındı...

     Körsüleyman Yeşilcamideki müezzinliğiyle aklımda kalmış. O zamanlar Anıtkaya'daki dört caminin fahri kadrolu müezzinleri vardı. Ezan okunacağı yahut kamet getirileceği vakitlerde gözler onları arardı. Mesela onlardan başka birinin okuduğu ezanı kulaklar yabancılardı. İşte Yeşilcaminin tanıdık bildik sesi de Körsüleymandı...

    Tatıresilin kızı Satı ile evlendi. Emmisinin oğlu Şampaya ile bacanak oldular, tabi Şampayanın bacanaklarıyla da... 1956-75 arasındaki yirmi yılda altı çocuğu oldu; Ömer, Fatma, İsmihan, Fikret, Şerife, Ümmühan... Beş kızının isimlerine bakıldığında anlamlandırılamayan sadece Fikret var; ama Onun da aile içinde mutlaka bir yeri vardır... Fatma, İsmihan, Şerife Efekcinin üç hanımının adı; Ümmühan ise Satı Hanımın anası adı... Fatma, Keçimehmetin Zabit; İsmihan Şamyalarınahmetin Halil; Fikret, Çolakların Selahattin'in Mehmet; Şerife, Tekirgızıların İsmail; Ümmühan, Sarasanın Ahmet'in Yaşar eşi oldular...

    Körsüleymanın oğlu Ömer 1956 yılında doğdu. Çocuklarının en büyüğü ve tek oğludur. Adı, hem gocadedesi Çolömeri hem de genç yaşta ölen Ömer emmisini hatırlatmalıdır... Gocagulağınahmet kızı Fadime ile evlendi. Fadime Hanım, anası kanalıyla Gavasın, yani Gabıkhavanın torunudur. Kısaca, dedeyle nine kardeş... Ayrıca bu evlilikle Körsüleymanın emmioğlusu Veysel Salman ve Osmanköylülerin Halis Özdemir ile bacanak oldular...

    Ömer ile Fadime Hanımın; Reyhan, Meryem, Satı ve Süleyman adlarında üç kızıyla bir oğlu oldu. Reyhan, Mardaklara gelin gitti; Meryem, Körüslerin Emin oğlu Yılmaz Kök eşidir; Satı ise Altındişlerin Meşhurahmet oğlu Hasan Sağlam'a vardı... Ömer'in tek oğlu Süleyman, Kilcinin Nail kızı Merve ile evlendi ve Dişçialinin oğlu Ahmet Saki ile bacanak oldular; bir kızı var...

    Körsüleyman 1996, eşi Satı Hanım da 2017 yılında vefat ettiler...

    3. Çolömerin Osman

    Çolömerin küçük oğlu, aynı zamanda yedi kardeşin de en küçüğüdür; 1911 yılında doğdu. Gerçi Selimler sülalesinin dibinde, Selimoğlu Halil'in kardeşi bir Osman vardı; lakin Çolömerin küçük oğluna Onun adını verdiğini düşünmüyorum. Daha yakınlarda bir Osman daha var ki O da İsmihan Hanımın babasıdır. En küçük oğluna babasının adını vermekle İsmihan Hanım, ileride doğacak bütün Osman Salman'larda babasının hatırasının yaşayacağını da düşünmüş olabilir...

    Çolömerin Osman, Hacapdıramanların Abdurrahman kızı Azime ile evlendi. Azime Hanım Cıldırın halası oluyor... Ayrıca Azime Hanımla evlenince Daldalların Kipilmahmut ile de bacanak oldular...

    Altı çocukları oldu; bunların dördü oğlan, ikisi kız. Yaş sırasına göre isimleri de Selim, Fadik, Mahmut, Nazik, Ömer ve Veysel... Çolömerin Osman 1960 yılında vefat etti. Eşi Azime Hanım ise kendinden uzun süre sonra, 1989 yılında vefat etti...

    Büyük kızı Fadik, Gavalcıların Goşumcu eşi; küçük kızı Nazik de Omarcıklardan Arabeci oğlu Kelhasan eşi oldu... Oğlanlara geliyoruz...

    Selim Hoca
    En büyük oğlu, adıyla dikkat çekse sezadır. Çünkü koskoca Selimler sülalesinde ondan başka bulabileceğiniz bir Selim daha yok. 1930 Yılında doğdu. Bir dönemden sonra 'Selim Hoca' diye lakaplandı ve ölene kadar bu lakabıyla anıldı. Son dönemde Afyon'a yerleşti ve 2014'te orada vefat etti...

    Selimhoca önce İdirizlerin Gocaosman kızı Atike ile evlendi. Keçilerin İbrahim (Keçimehmetin babası, o vakit ölmüştü) sonra Kölgeci; Terlemezhoca; Elciklerin Çakıriban ile bacanak oldular... Bir oğlu olduktan sonra Atike Hanımla ayrıldılar; O, teyzesinin oğlu Eselerin Hasan'a vardı. Selimhoca ise Guycuların İbram kızı Fatma ile evlendi. Fatma Hanım da o sırada Delibanın Hüseyin'den dul kalmıştı... Onunla çocukları olmadan ayrıldılar. Üçüncü olarak Çatalların Kırtümmet kızı Rabia ile evlendi. Bu seferki bacanakları Gademlerin Banguşun Köriban, kardeşi Cingenömer ve Tekelilerin Halil'dir...

    Selimhocanın diğer dört çocuğu son eşi Rabia Hanımdan... Biri oğlan üçü kız olan bu dört kardeşin isimleri; Sultan, Ahmet, Memnune ve Azime'dir... Büyük kızı Sultan, İresihocanın Mahmut Ayas'a vardı. Memnune ve Azime ise Anıtkaya dışına gelin oldular...

    Atike Hanımdan olan büyük oğlu Yusuf 1948 yılında doğdu. Ana babası ayrıldığında yaşı küçükmüş. Kendisine 'Fatma Anam' dediği babasının ikinci eşi bakmış. Onlar da ayrıldıktan sonra 'Zağar Ayşa' ninesinin üzerinde çok emeği olmuş... Yusuf erken dönemde İzmir'e yerleşti ve orada Konyalı Aliye Hanımla evlendi. Ayşe, Aylin, Aysun ve Derya adlarında dört kızı var. Aylin ve Aysun Anıtkaya dışından beylerle evlendiler. Aliye Hanım 2007'de vefat etti, Yusuf halen İzmir'de oturuyor...

    Selimhocanın Rabia Hanımdan olan küçük oğlu Ahmet 1963 yılında doğdu. Afyonlu Filiz Hanımla evlenerek yine Selimlerden Şarapçı oğlu Mehmet Ali ve Olcaklıalosmanın İbrahim Aydın ile bacanak oldular. Selim ve Esra adında bir oğluyla bir kızı var. Esra, Anıtkaya dışına gelin oldu; Selim Manisa/Gördesli Yeliz ile evlendi. Halen Afyon'da yerleşikler...

    Seyrek Basan
    Çolömerin Osman'ın 1933'te doğan ikinci oğlu Mahmut'a neden böyle bir lakap taktıkları hakkında hiç bir fikrim yok. Adımlarını uzun attığı için 'Seyrek Basan' demiş olabilirler... Terlemezlerin Memişahmet kızı Ayşe ile evlendi. Daha önce Terlemezler bağlantısını söylemiştik; İsmihan Ninenin anası ile Memişahmetin babası kardeş... Bu evlilikle Mahmut, Daldalların Hamdi Honça ile bacanak oldu...

    Seyrekbasan Mahmut ile Ayşe Hanımın altı tane oğlu oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Remzi, Mehmet, Osman, Orhan, Ahmet ve Ömür/Ömer'dir...

    Büyük oğlu Remzi 1958 yılında doğdu. Kayadibi Köyünden Ümmühan Hanımla evlendi; Ayşe ve Aysel adında iki kızı var. Afyon'da yerleşik...

    İkinci oğlu Mehmet 1961'de doğdu. Tekelilerin Köressan kızı Gülfem ile evlendi ve sonra İzmir'e yerleşti. Leyla ve Mahmut adlarında bir kızıyla bir oğlu oldu. İkisi de Anıtkaya dışından evlendiler. Mahmut'un Ecrin ve Ceylin adlarında iki kızı var; İzmir'de yaşıyorlar....

    Diğer oğlu Osman ise 1963 yılında doğdu. Afyonlu Arife ile evlendi. Muhammet, Mahmut, Kübra ve Merve adlarında iki kızıyla iki oğlu vardı. Afyon'da yaşıyorken 2022 yılında vefat etti.

    Dördüncü oğlu Orhan 1964 yılında doğdu. İzmir'e yerleşip Terlemezlerin Muharrem Dayısının kızı Hülya ile evlendi. Yağmur ve Uğur adında bir oğluyla bir kızı vardı. Uzun zaman önce, 2001'de genç yaşta vefat etti...

    Ahmet ise 1966 yılında doğdu. Remzi Abisinin yanına Afyon'a yerleşti. O da Kayadibi Köyünden Zakire ile evlendi. Mahmut ve Mustafa adlarında iki oğlu var ve Afyon'da yaşıyorlar...

    1969 Yılında doğan en küçük oğluna Ömür adını koymuşlar, ama Ömer olarak da biliniyor; sonuçta aynı kapıya çıkar... Ömür, Samancıların Gamalının kızı Dilek ile evlendi. Hassönlerin Candırma Halil Omak ve Gavalcıların Erol Aracı ile bacanaklar... Ayşe adında bir kızı olan Ömür de İzmir'de yaşıyor...

    Seyrekbasan Mahmut 2003 yılında vefat etmişti; eşi Ayşe Hanım da kendisinden yirmi yıl sonra 2023'te öldü...

    Cingen Ömer
    Çolömerin Osman'ın üçüncü oğlu 1941 yılında doğdu. Dedesinin adı olan Ömer ismini verdiler. Zamanla kendisine 'Cingen Ömer' lakabı takıldı. Cingenliğini bilmiyorum, ama muhabbeti tatlı bir adamdı. Konuşurken ağzından çıkan kelimelerin hakkını vermek istercesine kendine has bir vurgu ve tonlama yoluna giderdi. Bir hattatın titizlikle vav çizmesi gibi... Sözlerine ara veren bir romancının virgülü gibi... Yahut neredeyse açlıktan ölecek birinin dığandan menemen sıyırması gibi tuhaf çağrışımlar yapardı bende onun sözleri... Sözlü halk kültürünü yazıya dökebilen bir yanının bulunduğunu da sonradan öğrendik... 

    Cingenömer, Kırtümmetin kızı Hafize ile evlendi. Son eşi itibariyle Selimhoca abisiyle bacanak oldular. Emine, Osman, Nerimen ve Gürcan adlarında bir oğluyla üç kızı oldu. 

    Büyük kızı Emine, Haydarın Mürsel Acar eşi oldu. Ortanca Nerimen, Şavalın Dursun Özdemir'e; küçük kızı Gürcan ise Şimbilin Yusuf Öztürk'e vardı...

    Cingenömerin tek oğlu Osman 1963 yılında doğdu. Afyonlu Sevgi ile evlenip Afyon'a yerleşti. Çiğdem, Hafize ve Azime adlarında üç kızı var ve halen Afyon'da yaşıyorlar... Cingenömer ise 2021 yılında vefat etti...

    Veysel Salman
    Osman'ın en küçük oğlu Veysel 1947 yılında doğdu. İnsana sürekli gülümsüyormuş hissi veren yüz hatları sebebiyle olsa gerek 'Şıkırdak Veysel' diye lakaplanmış. Gocagulağın Ahmet kızı Satı ile evlendi. Babasıyla Satı Hanımın Gabıkhava ninesinin kardeş olduğunu hatırlatırım...

    Satı Hanım ile Veysel'in bir oğluyla bir kızı oldu; adları Osman ve Azime... Azime, Gavasıntopalın Ahmet Sargın eşidir; yani Gabıkhavanın torununun...

    Oğlu Osman 1969 yılında doğdu. Gasaphüseyinin kızı Şerife ile evlendi ve Delibanın Hasan'ın Vedat Dadak ile bacanak oldular... Veysel ve Hüseyin olmak üzere iki babanın isimlerini verdiği iki oğlu var. Veysel, Afyon'dan evlendi, Hüseyin bekar... Anıtkaya'da oturuyorlar... 

    Çolömerin Osman'ın dört oğlundan sadece en küçüğü Veysel ve çocukları Anıtkaya'da oturuyor; büyükler, köyden ayrıldıkları gibi bu dünyadan da göçtüler...

    ***

    Selimlerin belki en kalabalık kolu olan Çolömerler, 1934 Soyadı uygulamasında SELMAN/SALMAN soy ismini almışlar...